Feqiyê Teyran

Kürt şair

Feqîyê Teyran veya Fakî-yi Tayran (d. 1561 Bahçesaray - ö.1641 Hizan ya da Bahçesaray), asıl adı asıl adı "Muhammed b. Abdullah el Mıksî",[3][1] [4][5][6][7] 16. ve 17. yüzyıllarda yaşamış Kürt mutasavvıf, şair ve halk edebiyatçısıdır.[3][1] [4][5][6][7] Van’ın Bahçesaray (Müküs) ilçesinde doğan Feqîyê Teyran,[7] edebi kimliği ve tasavvufi düşünceleriyle Kürt edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Eserlerinde doğa, tasavvuf ve halk hikâyeleri ön planda olup, özellikle "Feqîyê Teyran" (Kuşların Fakihi) mahlasıyla tanınmıştır.[1] İlk eğitimini ailesinden ve bölgedeki medreselerden alan şair, daha sonra Cizre, Hizan ve Hakkâri gibi dönemin önemli ilim merkezlerinde öğrenimini sürdürmüştür. Gezgin bir âlim olarak birçok yeri dolaşmış ve halk arasında "Feqîyê Gerok" (Gezgin Fakih) olarak da anılmıştır.[2] Şiirlerinde mistik öğretilere yer veren Feqîyê Teyran, alegorik anlatımları ve kuşlarla ilgili sembolik hikâyeleriyle dikkat çekmiştir. Vefat yeri konusunda farklı görüşler bulunmakla birlikte, Van’ın Bahçesaray ilçesi veya Bitlis’in Hizan ilçesinde hayatını kaybettiği düşünülmektedir. [1] Mezarının nerede olduğu konusunda kesin bir bilgi olmamakla beraber, halk arasında türbesinin Bahçesaray’da bulunduğu kabul edilmektedir. Feqîyê Teyran, tasavvufi ve edebi mirasıyla Kürt edebiyatında derin izler bırakmış ve şiirleri günümüze kadar ulaşarak halk arasında yaşamaya devam etmiştir.[1]

Muhammed b. Abdullah el- Müksi
Doğum1561
Van, Bahçesaray ilçesi
Ölüm1641
Hizan ya da Bahçesaray
Takma adlarFeqiyê Teyran ,[1] Feqîyê Mala Mir Evdala, [1] Mim û He [1] Mir Mihê [1] Feqîyê Gerok [2]
MeslekŞair, yazar
MilliyetKürt
Dönem16. - 17. yüzyıl
TürDestan, Masal
Edebî akımKürt Edebiyatı

Feqîyê Teyran, 16. ve 17. yüzyıllarda yaşamış Kürt mutasavvıfı ve şairidir. Hayatına dair günümüze ulaşan kapsamlı ve sistematik bilgiler bulunmamakla birlikte, eserlerinde yer alan bazı tarihsel referanslar, yaşadığı dönem hakkında önemli ipuçları sağlamaktadır. Özellikle Divanı’ndaki beyitlerde zikredilen tarihler, onun hayatı ve faaliyetleri konusunda sınırlı da olsa bazı veriler sunmaktadır.[8] Feqîyê Teyran’ın asıl adı, “Muhammed b. Abdullah el- Müksi’dir. Feqî, divanında ismini bir defa mahlas olarak kullanmıştır.[1]

Kürtçe
Gul im didestê xaran, b’isme Muhemmed nav im.
Bilbil im di gulzaran
Ji ‘işqê lew zerbav im
Di remza muhirdaran
Tu roj î ez hetav im

 
Dikenler içindeki gülüm ben, adım Muhammed’dir benim.
Gül bahçelerinde bülbülüm
Onun için aşktan sarardım
Aşıklar içinde
Sen güneşsin ben ise senden ışık alanım[1] [9]

Feqîyê Teyran’ın babasının adı Abdullah olup, Van’ın Bahçesaray (Müküs) ilçesine bağlı Kartal (Verezor) köyünde doğmuştur. Doğum yılına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, "Dılo Rabe" adlı şiirinde yer alan bir beyitte kendi yaşını ve dönemin yılını belirtmesi, doğum tarihinin 1561 yılı civarında olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.

Kürtçe
Mim û Hê heftê felek çûn,
Ji hicretê dewr gelek çûn,
Sal hezarû çil û yek çûn,
Ev xezel hate diyarê

 
Muhammed yetmişini geçerken,
Pek çok devran akıp giderken,
Yıl bin kırk biri de geçerken,
Meydana geldi bu gazel [10][11]

Feqîyê Teyran’ın ailesinin, yörede bey anlamına gelen “Mir” unvanına sahip bir soydan geldiği rivayet edilmektedir. Halk arasında “Feqîyê Mala Mir Evdala” olarak anılması bu iddiayı desteklerken, bazı el yazmalarında mahlaslarından biri “Mir Mihê” olarak geçmektedir. Şerefname’de, Müküs’te yöneticilik yapan Mir Abdullah’ın Ahmet ve Muhammed adında iki oğlunun olduğu belirtilse de, Feqîyê Teyran’ın divanındaki beyitler, onun sade bir aileye mensup olduğu görüşünü güçlendirmektedir.[12]

Kürtçe
Ne ji miranım ne xanim,
Muksiyim bêxan û manim,
Cesed im bê rûh û canim

 
Ne beylerdenim ne hanlardan,
Müküslüyüm, köşk ve evim yok,
ruhsuz ve cansız bir cesedim.[12][13]

Feqîyê Teyran’ın kökenine dair farklı görüşler bulunsa da, onun sıradan bir aileden geldiği görüşü, soylu bir aileye mensup olduğu iddiasından daha güçlüdür. Bazı araştırmacılar, şairin “Mir Mihê” anlamına gelen “Mim û He” mahlasını kullanmasını onun seçkin bir aileye mensup olduğuna kanıt olarak gösterse de, birçok araştırmacı bu mahlasın “Muhammed Hakkâri” veya “Mihê” isimlerinin kısaltması olduğunu savunmaktadır.[not 1] Ayrıca, “Mim û He û Dal” mahlasının “Muhammed” ismine karşılık geldiği görüşü, “Mim û He” mahlasının “Mıhê” anlamına geldiği iddiasından daha mantıklı görünmektedir.[14] Nitekim Feqîyê Teyran, tıpkı İbrahim b. Ethem (161/778) gibi, soy, makam ve zenginlik yerine ilim, irfan ve tasavvufa olan bağlılığıyla tanınmış bir sûfîdir. Bu nedenle, onun soylu bir aileye mensup olmaktan ziyade, kişiliği ve manevi yönüyle anılmayı tercih ettiği düşünülmektedir.[15]

Feqîyê Teyran, ilim yolculuğuna Mîr Hesenê Welî Medresesinde başlayarak eğitim hayatının büyük bir kısmını Müküs'te geçirmiştir. Burada aldığı eğitimin ardından Finik ve Cizre gibi dönemin önemli ilim merkezlerine yönelmiştir. Finik köyünde, bir medrese ve tekkenin kurulmasına öncülük ederek bölgedeki ilmi faaliyetlerin gelişmesine katkı sağlamıştır. Daha sonra Cizre’ye giderek Melayê Cizîrî ile tanışmış ve onun ilminden faydalanarak eğitimini daha da derinleştirmiştir.[16] Feqîyê Teyran’ın, dönemin önde gelen âlimlerinden Melayê Cizîrî’nin öğrencisi olduğu yaygın bir görüştür. Bu iddiayı destekleyen en önemli kaynaklardan biri, onun “Feqe û Mela” adlı şiiridir. Şiirin içeriği incelendiğinde, Feqî ile Melayê Cizîrî arasında hoca-talebe ilişkisi bulunduğuna dair güçlü izler görülmektedir. Feqî’nin eserlerinde de hocasına duyduğu saygıyı ve ona olan bağlılığını yansıtan ifadeler yer almaktadır.[17]

Kürtçe
Feqî :
Selama min heqîrî, sedefek divê têken
Îro di Cizîrê heqq e li Melê ken
Ku ji derba tîrê derman heye lê ken

Mela:
Selamên milyaketan, bê hedd û bê hisêb in
Şubhetê avên şetan, ji Mela l’ Mîm û Hê bin
Hîlakîn ji zehmetan, derman ji Lam û Bê bin

 
Feqî :
Ben hakirin selamı bir sedefe koyulmalı
Bugün Cizre’de, Mela’ya ulaştırılmalı
Ki ok yarasına, derman varsa konulmalı

Mela:
Meleklerin selamı hadsizdir ve hesapsızdır
Nehir suları gibi, Mela’dan M ve H’ye olsun
Acılardan helak olduk, ilaç L ve B’den olsun[17]

İkili, Cizre’deki Kırmızı Medrese’de bir araya gelmiş ve burada birlikte vakit geçirmiştir. Bazı kaynaklar, her ikisinin de medresede öğrenci olarak eğitim aldığı görüşünü öne sürer.Ancak kesin olan, aralarındaki yakın dostluktur. Divanlarındaki karşılıklı şiirler, birbirlerine duydukları derin saygı ve dostluğu yansıtmaktadır. Şiirler incelendiğinde, Feqîyê Teyran ve Melayê Cizîrî’nin birbirlerini iyi tanıdığı ve güçlü bir edebi bağ paylaştıkları açıkça görülmektedir.[18] Feqîyê Teyran’ın şiirlerinde Hizan’a dair övgü dolu ifadelerin bulunması, onun burada eğitim görmüş veya bir süre ikamet etmiş olabileceğini düşündürmektedir. Bazı araştırmacılar ise eğitim hayatının Hakkâri’de de geçtiğini öne sürmektedir. Bu iddia, dönemin idari yapısı göz önüne alındığında anlam kazanmaktadır, zira Hizan, o dönemde Hakkâri’ye bağlı bir bölgeydi. Kesin kaynaklar sınırlı olmakla birlikte, Feqîyê Teyran’ın farklı medreseleri ziyaret ederek ilim tahsiline devam ettiği ve bu süreçte birçok şehirde bulunduğu bilinmektedir. Medreselerdeki ilmi sohbetlere katılmış, eserlerini burada paylaşarak tasavvufi düşüncelerini yaymıştır. Hayatının büyük bölümünü seyahat ederek geçirdiği için halk arasında “Feqîyê Gerok” (Gezgin Fakih) olarak anılmış ve bu unvan, onun edebi kimliğiyle özdeşleşmiştir.[19] Feqîyê Teyran, hayatının son dönemlerinde doğduğu topraklara, Müküs’e geri dönmüştür.[20] Vefat yeriyle ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Yaygın inanışa göre, Van’ın Bahçesaray ilçesine bağlı Werezoz (Kartal) köyünde vefat etmiştir. Ancak 2013 yılında Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Şandis (Dayılar) köyünde bulunan bir mezar taşında, Feqîyê Teyran’a ait olabileceği düşünülen bilgiler yer almaktadır. Bu iki farklı iddia nedeniyle şairin kesin vefat yeri netlik kazanmamış, ancak halk arasında mezarının Bahçesaray’da olduğu görüşü daha yaygın kabul görmüştür.[2]

Feqîyê Teyran’ın İlmi ve Edebi Kişiliği

değiştir

Feqîyê Teyran, eserlerini manzum olarak kaleme almış ve şiirin, nesre kıyasla muhatabı daha fazla etkileyerek onu aktif bir dinleyici konumuna getirdiğine inanmıştır.[21] Şiirlerinde genellikle halkın anlayabileceği sade bir dil kullanmış, ancak bazı eserlerinde daha derin ve soyut bir üsluba yönelmiştir. Şairin eserleri genel olarak iki ana gruba ayrılabilir: Halkı irşat etmeye yönelik didaktik şiirler ve kendi düşünce dünyasını yansıtan felsefi şiirler. Örneğin, "Dılo Rabe" adlı şiirinde yalın bir dil kullanarak irşat edici bir üslup benimserken, "Feqî û Melâ" adlı eserinde Melayê Cizîrî ile giriştiği edebi atışmada daha derin ve düşünsel bir anlatım tercih etmiştir. Feqîyê Teyran, Kur'anî harfleri ve Hurûf-i Mukattaa’yı metaforik bir anlatım aracı olarak kullanmış, harflerin ve seslerin özünde birlik ifade ettiğini ve ilk yaratıcının Allah olduğunu eserlerinde dile getirmiştir. Ayrıca, Divanı’nda Kur’an’da adı geçen 25 peygamberden 17’sinin ismine yer vermiş, Lokman, Hızır ve Zülkarneyn gibi peygamber olup olmadıkları tartışmalı isimleri de anmıştır. Peygamber kıssalarını özellikle tasavvufi bir bakış açısıyla yorumlamış, onların mucizelerine manevi ve metafiziksel bir anlam yüklemiştir. Örneğin, Musa’nın Allah’ın zatını görme olayını da bu perspektiften ele almış ve şiirlerinde bu konulara derinlemesine değinmiştir.[22]

 
Bahçesaray'da Feqîyê Teyran'a nisbet edilen Türbe.

Kürtçe
Çirayê Tûrû etware,
Nebi Musa ewê carê,
Behiş bibûj’ber didare,
ji nura bejn û balayê

 
Turun çırası ve etrafında,
Nebi Musa bir keresinde,
Bayılmıştı simasının önünde,
kamet ve endamın nurundan.[23][24]

Feqîyê Teyran, eserlerinde Kur’an ve hadislerden sıkça faydalanmış, özellikle Kur’an kıssalarını ibret alma amacıyla işlemiştir. Allah’ı dünya gözüyle görmenin mümkün olmadığını savunmuş ve bu bağlamda Musa kıssasını tasavvufi bir bakış açısıyla ele almıştır. Şeytan, cin, Samiri, melekler, Ashâb-ı Kehf gibi Kur’an’da geçen varlık ve olayları da divanında işlemiş, ahiret senaryoları, cennet ve cehennem tasvirleri gibi konulara geniş yer vermiştir. Ayrıca, Muhammed’in Tâhâ, Yâsîn gibi Kur’an’daki isimlerini ve diğer dini kavramları da eserlerinde sıkça kullanmıştır.[25] Hadislere yaklaşımı ise birebir alıntıdan ziyade anlam aktarımı şeklinde olmuştur. Örneğin, şeytanın ihtiyar kılığında görünmesi, şüpheli durumlardan kaçınılması, insanın korku ile ümit arasında yaşaması gibi hadislerin anlamlarını şiirlerinde işlemiştir. Bunun yanı sıra, insanın dünyada bir yolcu olması, kabir azabı, şefaat gibi konulara yer vererek İslam’ın ikinci temel kaynağı olan hadisleri önemsediğini göstermiştir.[25] Feqîyê Teyran’ın eserlerinde kelam ilmi de önemli bir yer tutmaktadır.[24] Esmâü’l-Hüsnâ, Allah’ın sıfatları, Ru'yetullah gibi klasik kelam meselelerine değinmiş, ayrıca beden-ruh ilişkisi, mucize, keramet ve ahiret gibi konuları da işlemiştir. Bu konuları ele alırken itikadi çizgiyi korumaya özen göstermiş ve tasavvufun nazari yönünü de ihmal etmemiştir. Bu yönüyle, kelam ve tasavvufu sentezleyen “tasavvufi kelam” anlayışını benimsemiş ve eserlerine yansıtmıştır.[25]

Feqîyê Teyran, eserlerinde İslam inanç esaslarını ve fıkıh ilkelerini ortak bir çerçevede ele alarak şeriat kavramı altında birleştirmiştir. Divanında, inanç veya fıkıh konularını işlerken bu disiplinleri ayrı ayrı adlandırmak yerine şeriat kavramını kullanmayı tercih etmiştir. Kur’an ve hadislerden kaynaklanan bazı olay ve durumları da bu kavramın içine dâhil ederek, İslam’ın temel öğretilerini bir bütün halinde değerlendirmiştir.[26] Ayrıca, Feqîyê Teyran’ın ilimleri tasnif ettiği de görülmektedir. İslami ilimleri "şeriat" başlığı altında ele alırken, tasavvufu ise en üst mertebe olan "marifet" seviyesine yerleştirmiştir. Bu yaklaşım, onun tasavvufa duyduğu derin ilgiyi ve marifeti, manevi bilginin en yüce noktası olarak gördüğünü ortaya koymaktadır.[26]

Feqîyê Teyran, sufi düşüncelerini mecazlar ve semboller üzerinden ifade etmiş, özellikle kuşlar, su, mevsimler ve hayvanlar gibi doğa unsurlarını birer mecaz olarak kullanmıştır. "Cizre Suyun Ördeği" adlı şiirinde, ördeği sema ve raks eden sufîlere benzeterek tasavvufi hareketin doğayla uyumunu vurgulamıştır.[26] Tevhit anlayışını ele aldığı "Feqî û Bılbıl" adlı şiirinde ise sevgi ve aşk kavramlarıyla tüm insanların aslında tevhit hakikatine yatkın olduğunu, ancak izafi engellerin az bir çabayla aşılabileceğini dile getirmiştir. Ona göre, tevhide ulaşmak, yalnızca kelam ve teorik bilgiyle (kâl) değil, doğrudan deneyim ve manevi hâl (hal) bilgisiyle mümkündür. Bu anlayış, tasavvufun zahirî ilimlerden çok içsel keşfe ve ruhsal arınmaya dayandığını vurgulayan bir yaklaşımdır.[26]

Feqîyê Teyran’ın şiirlerinde günlük Kürtçe ön planda olmakla birlikte, dönemin İslam medeniyetinde etkili olan Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelere de sıkça yer vermiştir. Bu dillerden ödünç alınan kelimeler, özellikle dini ve tasavvufi içerik taşımakta olup, İslam düşüncesinin ve kültürel etkileşimin divanına yansıdığını göstermektedir. Feqî’nin bu çok dilli üslubu, hem eserlerine derinlik katmakta hem de onu daha geniş bir entelektüel ve manevi çevreyle buluşturmaktadır. Kur’an ve hadislerin etkisi, sadece konularında değil, kelime seçiminde de belirgin olup, İslam medeniyetinin ortak kültürel mirasını şiirlerinde yaşatmıştır.[27] Feqîyê Teyran, eserlerinde yaşadığı dönemin sosyal dilini ve İslam medeniyetinin etkili dillerini bir araya getirmiştir. Teşbih, kinaye, istiare gibi edebi sanatları kullanarak şiirlerine sanatsal bir derinlik katmış, belagat ilminin inceliklerinden faydalanmıştır. Melayê Cizîrî’nin divanında görülen estetik dil ve sembolik anlatım, Feqîyê Teyran’ın eserlerinde de kendini göstermektedir. Şairin divanında yer alan “mey, serxoş, şarap” gibi kelimeler, fıkhî anlamlarından ziyade mecaz ve tasavvufi semboller olarak kullanılmış, ilahi aşk ve vecd halini ifade etme aracı olarak değerlendirilmiştir.[28] [29]

Feqîyê Teyran, klasik Kürt şairlerinden üslup açısından farklı bir çizgiye sahiptir. Sade ve akıcı bir dil kullanarak eserlerini halkın anlayabileceği bir şekilde kaleme almış, zaman zaman fabllar aracılığıyla didaktik anlatıma başvurmuştur. Arapça ve Farsça kelimeleri sınırlı düzeyde kullanmış, eserlerinde Kürt kültürüne özgü motifleri ve imgeleri ön planda tutmuştur. Bu nedenle şiirleri, Kürt edebiyatının yerel unsurlarını güçlü bir şekilde yansıtır. [30] Onun şiirleri, döneminin diğer şairleriyle kıyaslandığında, Arapça ve Farsça terimlerin çok daha az kullanıldığı açıkça görülmektedir. Kürtçe'nin zengin anlatım gücünü ön plana çıkararak halkın günlük diliyle eserler vermiştir. Teşbih, telmih, mecaz, istiare gibi edebi sanatları ustalıkla kullanmış, şiirlerine sanatsal bir derinlik katmıştır.[30] Feqîyê Teyran’ın dili ve sanatı, kendisinden sonraki birçok Kürt şairi ve yazarı etkilemiş, Kürt edebiyatında önemli bir miras bırakmasını sağlamıştır. Onun eserleri, hem halk edebiyatına hem de klasik Kürt şiirine köprü niteliği taşımış ve Kürt kültürünün edebi zenginliğini yansıtan en önemli kaynaklardan biri olmuştur.[31]

Feqîyê Teyran’ın şiirleri, hem dil hem de biçim açısından klasik Kürt edebiyatında özgün bir yere sahiptir. Onun edebi üslubu, hem halkın anlayabileceği sade ve akıcı bir dile dayanırken hem de geleneksel aruz ölçüsünün yanı sıra hece ölçüsünü de belirli şiirlerinde kullanmasıyla dikkat çeker.Şiirlerinde kafiye düzeni ve ritmik yapı önemli bir yer tutar. Kafiyeyi kırma, tef’ileleri değiştirme ve yeni ölçüler ekleme gibi biçimsel yeniliklere başvurarak, klasik şiir formunu esnetmiş ve ona yeni bir soluk kazandırmıştır. Bazı şiirlerinde "etê/etî" gibi tekrarlanan kelimeler kullanarak ritmik bir yapı oluşturmuş, ancak tüm şiirleri kafiye düzenine sıkı sıkıya bağlı kalmamıştır.[32]

Gramatik açıdan, ergatif yapıların bazı şiirlerinde bilinçli olarak esnetildiği ya da ihmal edildiği, geleneksel edebî formların ise daha az kullanıldığı görülmektedir. Kurmanci lehçesinin hem eril hem de dişil çekimlerini eserlerinde işlemiş, böylece dilin tüm yönlerini kullanmıştır. Feqîyê Teyran’ın şiirlerinde felsefi ve tasavvufi düşünceler, dini öğretiler, aşk ve irfan temaları iç içe geçmiş, bu unsurlar genellikle mesnevi ve kaside tarzındaki şiirlerinde derinlemesine işlenmiştir. Manzum hikâye anlatımına sıkça başvurarak, şiirlerine anlatı unsurları katmış ve kasidelerinin çoğunu ahenkli ve kafiyeli bir yapı üzerine inşa etmiştir.[32] Ayrıca, şairin şiirlerinde eş anlamlı kelimeler ve tekrar edilen kavramlar yoğun olarak kullanılmış, şiirlerin müzikalitesini artırmak amacıyla süslemeli anlatım ve ritmik tekrarlar tercih edilmiştir. Bu özellikler, onun şiirlerinin hem halk edebiyatına hem de klasik Kürt şiir geleneğine katkıda bulunmasını sağlamıştır.[32]

Feqîyê Teyran’ın Eserleri

değiştir

Feqîyê Teyran, Kürt edebiyatının en önemli mutasavvıf şairlerinden biri olarak kabul edilir. Tasavvufî ve didaktik şiirleriyle tanınan şair, eserlerinde ilahi aşk, tevhit, irfan, peygamber kıssaları ve halk hikâyeleri gibi temaları işlemiştir. Hem manevi öğretiyi yaymayı hem de halkı bilinçlendirmeyi amaçlayan eserlerinde, sade ve akıcı bir dil kullanarak geniş kitlelere hitap etmiştir. Şiirlerinde doğa ve hayvanlar gibi somut imgeler kullanarak soyut kavramları anlaşılır hale getiren Feqîyê Teyran, Kürt edebiyatında halk şiiri ile klasik şiiri birleştiren önemli bir isim olmuştur. Eserlerinde tasavvufi alegoriler, fabl benzeri anlatılar, dini motifler ve felsefi düşünceler iç içe geçmiş olup, Kürt kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturmuştur. Onun eserleri, hem halk edebiyatına hem de divan şiiri geleneğine katkı sağlamış, tasavvufi kelam ve estetik şiir anlayışını bir araya getirmiştir.[32]

Feqîyê Teyran’ın bilinen başlıca eserleri şunlardır:

1. Divan (Diwanê Feqîyê Teyran)

Feqîyê Teyran’ın divanı, Kürt edebiyatında halk şiiri ile klasik şiiri sentezleyen nadir eserlerden biridir. Sade ve anlaşılır bir dil kullanmasına rağmen, eserlerinde teşbih, istiare, mecaz, telmih gibi klasik edebi sanatlara da sıkça yer vermiştir. Arapça ve Farsça kelimeleri ölçülü bir şekilde kullanarak Kürtçe’nin doğal akıcılığını korumuş, eserlerini geniş halk kitlelerine hitap edecek şekilde şekillendirmiştir. Divanında yer alan şiirler, halkı irşat etmeye yönelik didaktik öğretiler ile derin tasavvufi meseleleri ele alan felsefi şiirler olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. İlahi aşkı anlatırken, doğa ve hayvan sembollerini kullanmış, özellikle kuş, su, gül ve bülbül gibi metaforlarla tasavvufi hakikati halkın anlayabileceği bir biçimde sunmuştur. Diwanê Feqîyê Teyran, Kürt edebiyatında sadece dini ve tasavvufi açıdan değil, aynı zamanda estetik ve edebi açıdan da büyük bir miras bırakmış olup, Kürt klasik şiirinin en önemli kaynaklarından biri olarak kabul edilmektedir.Şairin en önemli eserlerinden biri olan divanı, onun tasavvufi düşüncelerini ve edebi üslubunu bir araya getiren geniş bir derlemedir. Bu eserde ilahi aşk, tevhit, peygamber kıssaları ve manevi öğretiler işlenmiş, Kürt halkı için hem edebi hem de dini bir kaynak olmuştur.[33]

2. Kela Dimdimê

Feqîyê Teyran, yaşadığı dönemde meydana gelen Dîmdîm Savaşı’nı destansı bir üslupla ele alarak edebiyata kazandıran önemli şairlerden biridir. Finik’teki medrese yıllarında kaleme aldığı bu eser, Kürt edebiyatının önemli tarihi destanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Dîmdîm Kalesi, Doğu Kürdistan’da yer almakta olup, Biradost emirlerinden Emir Xanê Biradostî tarafından Dîmdîm Dağı eteklerinde inşa edilmiştir. 1610 yılında, bu bölgedeki Kürtler ile Safevi hükümdarı Şah Abbas arasında bir savaş gerçekleşmiş ve Kürtler ağır bir yenilgiye uğrayarak katliama maruz kalmıştır. Bu olay, dengbêjler tarafından sözlü olarak anlatıldığı gibi, klasik edebiyatın da önemli temalarından biri haline gelmiştir. Feqîyê Teyran, bu trajik savaşı 67 bentlik manzum bir eserle edebi bir anlatı haline getirmiştir. Dîmdîm Manzumesi, Kürt halkının direnişini ve yaşadığı acıları tasvir ederken, aynı zamanda Kürt kimliğini ve bağımsızlık mücadelesini vurgulayan bir yapıya sahiptir. Feqîyê Teyran’ın bu eseri, Kürt edebiyatında ulusal bilinç ve kahramanlık temalarının işlendiği en önemli klasik metinlerden biri olarak kabul edilmektedir. [34]

3. Zembîlfiroş Manzumesi

Feqîyê Teyran’ın önemli eserlerinden biri de Zembilfîroş Manzumesidir. Bu manzume, Mervaniler döneminde Farqîn bölgesinde geçen bir aşk hikâyesini konu almaktadır. Zembilfîroş ile Gulxatûn arasındaki aşkı anlatan eser, Kürt edebiyatında halk anlatıları ve tasavvufi öğelerle harmanlanmış klasik metinler arasında yer almaktadır. Kürt edebiyatında Zembilfîroş gibi folklorik kökenli pek çok manzume bulunmaktadır. Ancak bilinen ilk yazılı versiyonunu Feqîyê Teyran’ın kaleme aldığı düşünülmektedir. Daha sonra Melayê Bateyî ve [[Miradxanê Bazîdî]] de bu hikâyeyi işlemiş ve manzumeler yazmıştır. Bazı araştırmacılar, Zembilfîroş’un hikâyesinin Yusuf ile Züleyha kıssasıyla benzerlik taşıdığını ve bu anlatının, Yusuf kıssasından esinlenerek oluşturulmuş olabileceğini öne sürmektedir. Hatta Zembilfîroş, Kürt edebiyatında Yusuf’a benzetilmiş ve "Kürtlerin Yusuf’u" olarak anılmıştır. Hikâye, sadece yazılı edebiyatta değil, dengbêjler tarafından da söylenmiş ve türkü formuna da dönüştürülmüştür. Aziz Samur’un çalışmalarına göre, klasik Kürt edebiyatında Zembilfîroş ismiyle üç farklı destan bulunmaktadır. Bunlar:[35]

  • Feqîyê Teyran’ın (1549-1631) yazdığı versiyon,
  • Melayê Bateyî’nin (1675-1760) eseri,
  • Miradxanê Bayezidî’nin 1776’da kaleme aldığı manzumedir.

Feqîyê Teyran’ın yazdığı Zembilfîroş Manzumesi, toplam 65 bentten oluşmaktadır. Eserin hem tasavvufi bir içeriğe sahip olduğu hem de folklorik ve destansı bir yapıya büründüğü görülmektedir. Ortadoğu edebiyatında geniş bir yankı uyandıran bu hikâye, birçok dile çevrilmiş ve geniş kitleler tarafından tanınmıştır.[35]

4. Bersîsê Abid Manzumesi

Bersîsê Abid Manzumesi, Feqîyê Teyran’ın en dikkat çeken tasavvufi eserlerinden biri olup, İsrailli bir zahid olan Bersis’in mecazi aşkla hakiki aşktan uzaklaşmasını konu almaktadır. Eserde, dünyevi aşkın bir zahidi nasıl yolundan saptırabileceği işlenirken, tasavvufun en temel öğretisi olan gerçek ilahi aşkın, dünyevi tutkular karşısında üstünlüğü vurgulanmaktadır. Bu manzume, ilk kez Ebdulreqîb Yusif tarafından keşfedilmiş ve Hawkari Gazetesi ile Nûserî Kurd Dergisi aracılığıyla tanıtılmıştır. Ardından, 2001 yılında Ebdulreqîb Yusif tarafından kitap olarak yayımlanmıştır. Bersîsê Abid, Feqîyê Teyran’ın manevi öğretileri sanatsal bir anlatımla sunduğu önemli eserlerinden biridir. Manzume, insanın nefsani arzularla sınanması, zahidlik ve gerçek aşkın doğası gibi konuları ele alarak tasavvufi düşüncenin derinliklerine ışık tutmaktadır. Feqîyê Teyran’ın bu eseri, Kürt edebiyatında mistik alegorik anlatının güçlü örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.[36]

5. Şêxê Sen’an Manzumesi

Şêxê Sen’an hikâyesi, doğu edebiyatının en önemli tasavvufi anlatılarından biridir. Bu hikâye ilk kez Ferîdüddîn Attâr tarafından "Mantıku't-Tayr" adlı eserinde işlenmiş ve zamanla Türk, Arap ve Kürt edebiyatlarında farklı versiyonları kaleme alınmıştır. Feqîyê Teyran da bu anlatıyı 1030/1620 yılında manzum hale getirerek Kürt edebiyatına kazandırmıştır. 362 bentten oluşan bu manzume, zahid bir şeyhin Ermeni bir kıza olan aşkını konu almaktadır. Eserde, Şeyh Sen’an isimli bir sûfînin dünyevi aşkla karşılaşması ve bu deneyim üzerinden yaşadığı manevi dönüşüm anlatılır. Şeyh, aslen Yemenlidir ve gerçek adı Şeyh Abdurrezak olarak geçmektedir.[34]

6. Fesla Bihara Cennetê

Şairin pastoral ve doğa temalı eserlerinden biri olan bu şiir, mevsimlerin ve doğanın cennetvari güzelliklerini tasavvufi bir bakış açısıyla betimlemektedir. [33]

Feqîyê Teyran’ın eserleri, Kürt edebiyatında tasavvufi şiirin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Onun eserleri yalnızca edebi bir değer taşımamakta, aynı zamanda manevi öğretileri aktaran bir rehber niteliği taşımaktadır. [33]

Diğer Şiirleri

değiştir

Feqîyê Teyran, eserlerinde tasavvufi düşüncelerden vahdet-i vücuda, ilahi aşktan peygamber sevgisine, mecazi aşktan halk hikâyelerine kadar geniş bir konu yelpazesini işlemiştir. Onu diğer klasik Kürt şairlerinden ayıran en önemli özellik, eserlerinde Kürt folkloruna ait ögeleri yoğun bir şekilde kullanmasıdır. [37] Feqîyê Teyran’ın edebi kimliği iki yönlü bir şair olarak değerlendirilmesini sağlar.Bir yönüyle, eserlerinde halk diliyle yazılmış, kolay anlaşılır ve didaktik içerikli şiirler yer alırken, diğer yönüyle ise derin tasavvufi ve felsefi anlamlar içeren manzumeler ön plana çıkmaktadır.Hem halkı irşat eden bir öğretici hem de tasavvufi düşünceyi estetik bir biçimde işleyen bir şairdir. [37]

Şairin, destansı ve hikâye anlatımı içeren eserleri dışında, birçok bireysel şiiri de bulunmaktadır.Öne çıkan şiirlerinden bazıları şunlardır:[37]

  • Ellah Çi Zatek Ehsene
  • Ey Av û Av Îro Ji Dest
  • Husna Hebîb Bi Çar Kerîman
  • Îro Girya Me Tê
  • Feqî û Bılbıl
  • Dilber
  • Feqî û Melê
  • Beyta Dilî Îlahî
  • Lew Dikim Zarî
  • Ez Çi Bêjim Ay Dilê Min
  • Ay Dilo Qewî
  • Îro Ze’îfhal Îm
  • Çîya Anî Li Deştê Kir
  • Îlahî ‘Ebdukel Atak
  • Ji Îşqê Sotîme
  • Welleh Ji Rengê Dilbera Horî
  • Bizan Ku Min Yar Tu Yî
  • Ey Dil Hilo Terk Ke Sefa
  • Ordeka Ava Cizîrê
  • Fesla Bihara Cennetê
  • Xwedawenda Gunehkar Îm
  • Xwedawenda Tu Sebbûhû
  • Î Îro Ji Eşqa Sorgulê
  • Dilo Carek Xwo Hişyar Ke
  • Min Dî Di Xewnê Da
  • Gulek Ji Exqa Te Ezî Dîn
  • Îm Hatim Ber Dergahê Rehmet
  • Ah Ji Dest Cama Wîsalê
  • Ellah Sehergaha Ezel
  • Îlahî Ger Gunehkarem
  • Sînem û Çerxa Felekê

Bu şiirler, Feqîyê Teyran’ın hem halk arasında yaygın olan geleneksel temaları hem de tasavvufi düşünceleri işlediğini gösterir.Onun eserleri, Kürt edebiyatında tasavvufî şiirin en önemli kaynaklarından biri olarak kabul edilmekte ve hem dini hem de edebi açıdan büyük bir miras olarak görülmektedir.[37]

  1. ^ Arapçada sevgiyi, şefkati, acımayı ve küçültmeyi ifade etmek için isim ve fillerin sondaki harfleri nasıl düşüyorsa Kürtçe içinde aynı durum geçerlidir. Genelde şiirlerinde kendini mütevazı olarak tanıtan Feqî, Muhammed Peygamber'in isminin hürmetine binaen aynı isme layık olmadığını ifade etmek için “Mıhê” ismini tercih etmiş olabilir.[2]

Kaynakça

değiştir
Özel
  1. ^ a b c d e f g h i j k Yahya Külter & Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri 2023, s. 7.
  2. ^ a b c d Külter, Yahya. Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri (Yüksek Lisans Tezi). 2023 (Tez). Şırnak Üniversitesi, Lisans Üstü Eğitim Enstitüsü. s. 8. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  3. ^ a b Ilı, Ekrem. Feqîyê Teyran'ın Varlık Görüşü (Yüksek Lisans Tezi). 2018 (Tez). Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. s. 2. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  4. ^ a b Kaya, Bülent. Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). 2017 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı. s. 4. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  5. ^ a b Tekeş, Mehmet Garip. Feqîyê Teyran'ın şiirlerinde geçen şahsiyetler (Yüksek Lisans Tezi). 2024 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı. s. 3. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  6. ^ a b Orkin, Şeyhmus. Feqîyê Teyran'ın şiirlerinde tasavvufî unsurlar (Yüksek Lisans Tezi). 2015 (Tez). Muş Alparslan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  7. ^ a b c Askar, Hamdullah. Feqiye Teyran'ın su şiiri ile Fuzuli'nin su kasidesinin karşılaştırılması (Yüksek Lisans Tezi). 2024 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı. s. 26. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  8. ^ Ilı, Ekrem. Feqîyê Teyran'ın Varlık Görüşü (Yüksek Lisans Tezi). 2018 (Tez). Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  9. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 200. ISBN 9789944360432. 
  10. ^ Askar, Hamdullah. Feqiye Teyran'ın su şiiri ile Fuzuli'nin su kasidesinin karşılaştırılması (Yüksek Lisans Tezi). 2024 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı. s. 26-27. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  11. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 43. ISBN 9789944360432. 
  12. ^ a b Külter, Yahya. Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri (Yüksek Lisans Tezi). 2023 (Tez). Şırnak Üniversitesi, Lisans Üstü Eğitim Enstitüsü. s. 7. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  13. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 455. ISBN 9789944360432. 
  14. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 28. ISBN 9789944360432. 
  15. ^ Öngören, Reşat. "Tasavvuf". islamansiklopedisi.org.tr. 16 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  16. ^ Kaya, Bülent. Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). 2017 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı. s. 5. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  17. ^ a b Kaya, Bülent. Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). 2017 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı. s. 6. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  18. ^ Askar, Hamdullah. Feqiye Teyran'ın su şiiri ile Fuzuli'nin su kasidesinin karşılaştırılması (Yüksek Lisans Tezi). 2024 (Tez). Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı. s. 35. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  19. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 45. ISBN 9789944360432. 
  20. ^ Özel, Ahmet. "Feqîyê Teyran". islamansiklopedisi.org.tr. 2 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  21. ^ Öz, Ruhullah (2019). "Sufinin Akidesi". Şırnak Üniversitesi Yayınları. s. 19. 17 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  22. ^ Külter, Yahya. Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri (Yüksek Lisans Tezi). 2023 (Tez). Şırnak Üniversitesi, Lisans Üstü Eğitim Enstitüsü. s. 18. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  23. ^ Külter, Yahya. Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri (Yüksek Lisans Tezi). 2023 (Tez). Şırnak Üniversitesi, Lisans Üstü Eğitim Enstitüsü. s. 17. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2025. 
  24. ^ a b Karadeniz, Ali (2021). Feqîyê Teyran Divan Tercümesi. Nûbihar Yayınları. s. 359. ISBN 9786257383141. 
  25. ^ a b c Yahya Külter & Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri 2023, s. 18.
  26. ^ a b c d Yahya Külter & Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri 2023, s. 19.
  27. ^ Yahya Külter & Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri 2023, s. 24.
  28. ^ Yahya Külter & Feqîyê Teyran'ın Kelami Görüşleri 2023, s. 25.
  29. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 55-66. ISBN 9789944360432. 
  30. ^ a b Mehmet Garip Tekeş & Feqîyê Teyran'ın şiirlerinde geçen şahsiyetler 2024, s. 5.
  31. ^ Sadınî, M.Xalıd (2017). Feqiyê Teyran. Nûbihar Yayınları. s. 19. ISBN 9789944360432. 
  32. ^ a b c d Mehmet Garip Tekeş & Feqîyê Teyran'ın şiirlerinde geçen şahsiyetler 2024, s. 6.
  33. ^ a b c Mehmet Garip Tekeş & Feqîyê Teyran'ın şiirlerinde geçen şahsiyetler 2024, s. 7.
  34. ^ a b Bülent Kaya & Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi 2024, s. 17.
  35. ^ a b Bülent Kaya & Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi 2024, s. 21.
  36. ^ Bülent Kaya & Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi 2024, s. 18.
  37. ^ a b c d Bülent Kaya & Feqîyê Teyran'ın Şêxê Sen'an şiirinin içerik açısından incelenmesi 2024, s. 27-30.
Genel