Father's Day (Doctor Who)

Doctor Who'nun 14 Mayıs 2005 tarihli bölümü

Father's Day (Türkçe: Babalar Günü), Büyük Britanya bilimkurgu dizisi olan Doctor Who'nun bölümlerinden biri. İlk kez 14 Mayıs 2005'te gösterilmiştir. Rose Tyler'ın babası Pete Tyler'ı canlandıran Shaun Dingwall, serideki ilk rolünü de almıştır.

163 – "Father's Day"
Doctor Who bölümü
Ekip
Diğerleri
Prodüksiyon
SenaristPaul Cornell
YönetmenJoe Ahearne
YapımcıPhil Collinson
Yürütücü yapımcı(lar)Russell T Davies
Julie Gardner
Mal Young
Prodüksiyon kodu1.8
Seri1. sezon
Süre45 dakika
Tarih14 Mayıs 2005
Kronoloji
← Önceki
Sonraki →
"The Long Game"
"The Empty Child"

Özet değiştir

Rose daha bir yaşına basmamışken hayatını kaybeden babası, Peter Alan Tyler'dır. Rose'un küçüklüğünde annesi ona, babasının fotoğraflarını göstererek, ölüm sebebini anlatmıştır. Buna göre, 7 Kasım 1987'de tanıdıklarının düğünü için bir vazo çiçek alan Peter, arabasını caddede park etmiştir. Arabadan inerken arkadan süratle gelen otomobili görmemiş ve arabanın ona çarpmasıyla vücudunun bazı kısımlarının parçalara ayrılması bir olmuştur. Babasını tekrar görmek için Doktor'dan onay alan Rose, babasının öldüğü tarihe TARDIS'le beraber gider ve babasının ölümüne şahit olur. Bunun üzerine durumu değiştirmek isteyen Rose, Doktor'la beraber tekrar geçmişe gider. Ancak, babasının ölümüne saniyeler kala tekrar oraya gittiklerinde eski gelişlerini görürler ve uzay-zamanda bir karışıklığa yol açmamak için geride beklerler. Bu durum üzerine Doktor, bu gelişlerinin bu yere ve tarihe son gelişleri olduğunu belirtince dayanamayan Rose, kendini ileri doğru atar ve babasının üzerine atlayarak onu kıl payı kurtarır. Adının Rose olduğunu söyler ve eve uğrayıp beraber düğüne gitmek için ola koyulurlar. Onlar evdeyken Doktor, Rose'a yaptığının yanlış olduğunu nazik bir dille anlatsa da, Rose onu dinlemez ve tartışırlar. Düğünde babasıyla annesinin karşılaşmasını ve aralarının daima bozuk olduğunu gören Rose, hayal kırıklığına uğrar. Bu sırada yaşanan uzay-zaman karmaşasını düzeltmek için görebildikleri tüm insanları toptan silen ve kanatlı olup hızlı hareket eden "reaper"lar (korkunç biçer-döver uçan yaratıklar), harekete geçer. Aracının da artık eski aracı olmadığını gören Doktor, tehlikenin farkına varır ve düğünün yapılacağı kiliseye Rose'u, Peter'ı, Rose'un annesi Jackie'yi ve diğer konukları sokar. Kilisenin duvarları eski ve sağlam olmasına karşın eninde sonunda öleceklerini herkes hisseder. İçeride mahsur kalan Doktor ve diğerleri için Doktor'un bir planı yoktur. Babasıyla bir konuşma yapan Rose'un annesine benzeyen tip, tavır ve davranışlarıyla şu anki bebek kızının geelcekteki hâli olduğunun farkına varan Peter, beceriksiz olduğunu düşündüğü genlerinden böyle iyi ve güzel bir kız çıktığını görünce çok mutlu olur. Kısa bir süre önce, paradoks yaratıp yaratıkları daha da güçlendirmek istemeyen Doktor, Rose'a asla kendi bebekliğine dokunmaması talimatını vermişti. Yanlışlıkla kucağında kalan bebeğe dolaylı yoldan da olsa dokunan Rose, yaratıkların içeri girmesine neden olur. Bu sırada TARDIS'in anahtarının çalışır durumda olduğunu gören Doktor, kurtuluş için bir yol bulmuş olmasına rağmen, bu yolu Rose ve ailesini kurtarmak için yaratığın kaybolması için harcar. Camdan bakan Peter, kendisine çarpması gereken aracın dönüp dolaşıp yine kilisenin karşısından geçmesini seyrederken tek çarenin kendisine aracın çarpmasıyla uzay-zaman dengesinin tekrar eski hâline dönmesi gerektiğini ve Doktor'un bunu bilmesine rağmen Rose'u üzmek istemediği için bu konuya değinmediğini anlar. Durumu kızına ve eşine anlatıp onlarla vedalaşır ve annesine kızının gelecekteki hâlini tanıtır. Oradan ayrıldıklarında herkesin hafızasının silineceğini bilen Rose, her ikisiyle de rahatça vedalaşır. Kendini kilisenin bulunduğu sokakta arabanın altına atan Peter, olaydan saniyeler sonra ölür. Bu sırada ölene kadar başında bekleyen Rose, küçük de olsa tarihi değiştirmiştir. Sonunda annesi ona küçükken babasının ölümünü anlatırken, bilinmeyen bir nedenle babasının kendini arabanın önüne attığını ve orada ölürken kimsenin tanımadığı sarışın bir genç kızın ölünün başında bir süre beklediğini ve sonra onu kimsenin görmediğini anlatmış oluyordu...

Dış bağlantılar değiştir