Ermeni Sorunu veya Ermeni Meselesi, Osmanlı döneminden başlayarak Türkiye dönemine uzanan, Türk devletleriyle Batı ülkelerinin arasında siyasi bir yaklaşımla ele alınan Ermeni konusudur.[1] Osmanlı döneminde Ermeni vatandaşlarının hakları olarak sunulan, daha sonra ise I. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan Ermeni Kırımı'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermenilerin devlet yönetimi tarafından kasıtlı ve emirler dahilinde öldürüldüğü ve bu sebeple olayların soykırım niteliğinde olduğu iddiası ile içeriği politik ve hukuksal açıdan karmaşıklaşan, bu yeni iddiaya ilişkin olarak ise Türkiye tarafından yapılan "karşı iddia" ya da "açıklama" ile bu ölümlere "sistemli bir devlet politikası değil, savaş koşulları, hastalıklar, iklim, bölgedeki çete ve aşiretlerin saldırıları ve Ermenilerin zorunlu göçünü kolaylaştıracak imkânların bulunmaması" gibi etkenlerin sebep olarak gösterilmesi ile bugünkü halini alan konudur.

1895’te Ermeni (diğer Hristiyanlar) ve Müslüman nüfusun Türk (Batı) Ermenistan’da ve Kuzeydoğu Osmanlı İmparatorluğu’nun diğer komşu bölgelerindeki dağılımının haritası
  %75 ve üzeri Müslüman nüfusu
  %50 - %75 arası Müslüman nüfusu
  %50 - %75 arası Ermeni nüfusu
  %50 - %75 arası Rum ve Nestoriyan nüfusu

Avrupa tarihinde kullanılan bu terim diplomatik çevreler ve zamanın popüler basını içinde Berlin Kongresi'nden başlayarak "Şark Meselesinde olduğu gibi Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki konumlarını ve benimsenen bakışı" ifade etmekteydi.[2] Ancak Ermeni meselesi "beraber yaşadıkları komşu toplumlardan korunması ve Ermenilerin hak ve özgürlükleri" anlamında öne sürülmekteydi.[2]

Kaynakça değiştir

  1. ^ T.C. Başbakanlık arşıv bölümü. "ARŞİV BELGELERİNE GÖRE ERMENİ KONUSU". 9 Şubat 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ a b Armenian Studies: Études Arméniennes by Lebanese Association of Armenian University Graduates, sf. 4-6

Dış bağlantılar değiştir