Devlet harcamaları

Devlet harcamaları veya Hükûmet harcamaları, devletin kamusal görevini yerine getirmek üzere yaptığı tüm tüketim, yatırım ve transfer ödemeleridir. Milli gelir muhasebesinde, toplumun bireysel veya toplumsal ihtiyaçlarını doğrudan karşılamak için üzere mal ve hizmetlerin hükûmetler tarafından satın alınması, hükûmetin nihai tüketim harcaması olarak sınıflandırılır.[1] Altyapı yatırımı veya araştırma harcamaları gibi gelecekte fayda yaratması amaçlanan mal ve hizmetlerin devlet tarafından satın alınması, devlet yatırımı (hükûmet brüt sermaye oluşumu) olarak sınıflandırılır. Nihai tüketim ve gayri safi sermaye oluşumuna ilişkin bu iki tür hükûmet harcaması, birlikte gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) ana bileşenlerinden birini oluşturur.

Devlet harcamaları, devlet borçlanması veya vergilendirme ile finanse edilebilir. Hükûmetler borç para almayı seçtiğinde, borçlanılan paraya faiz ödemek zorunda kalırlar ve bu da devlet borcuna yol açabilir. Hükûmet harcamalarındaki değişiklikler, makroekonomik iş döngüsünü istikrara kavuşturmak için kullanılan maliye politikasının önemli bir bileşenidir.[2]

Makroekonomik maliye politikası değiştir

Devlet harcamaları, hükûmetler için faydalı bir ekonomik politika aracı olabilir. Maliye politikası, bir ekonomiyi etkilemek için bir mekanizma olarak hükûmet harcamalarının ve/veya vergilendirmenin kullanılması olarak tanımlanabilir. İki tür maliye politikası vardır: genişlemeci maliye politikası ve daraltımcı maliye politikası. Genişlemeci maliye politikası, hükûmet harcamalarında bir artış ile birlikte vergilendirmede bir azalma iken, daraltımcı maliye politikası, hükûmet harcamalarında bir azalma ile birlikte vergilerde bir artıştır. Genişlemeci maliye politikası, hükûmetler tarafından bir durgunluk sırasında ekonomiyi canlandırmak için kullanılabilir. Örneğin, hükûmet harcamalarındaki bir artış, mal ve hizmetlere olan talebi doğrudan artırır ve bu da çıktı ve istihdamın artmasına yardımcı olabilir. Öte yandan, daraltıcı maliye politikası, hükûmetler tarafından ekonomik bir patlama sırasında ekonomiyi soğutmak için kullanılabilir. Hükûmet harcamalarında bir azalma, enflasyonun kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Ekonomik gerilemeler sırasında, kısa vadede, hükûmet harcamaları ya otomatik stabilizasyon ya da isteğe bağlı stabilizasyon yoluyla değiştirilebilir. Otomatik istikrar, mevcut politikaların, ek yasaların geçişi olmaksızın ekonomik değişikliklere yanıt olarak hükûmet harcamalarını veya vergileri otomatik olarak değiştirmesidir. Otomatik dengeleyicinin birincil örneği, işsiz işçilere mali yardım sağlayan işsizlik sigortasıdır. İsteğe bağlı istikrar, bir hükûmetin ekonomideki değişikliklere doğrudan yanıt olarak hükûmet harcamalarını veya vergileri değiştirmek için harekete geçmesidir. Örneğin, bir hükûmet, bir durgunluk sonucunda hükûmet harcamalarını artırmaya karar verebilir. İsteğe bağlı istikrarla, hükûmet, hükûmet harcamalarında değişiklik yapmak için yeni bir yasa çıkarmalıdır.[3]

John Maynard Keynes, ekonomik daralmaya karşı maliye politikası yanıtının bir parçası olarak hükûmet açığı harcamalarını savunan ilk ekonomistlerden birisiydi. Keynesyen ekonomi'ye göre, artan hükûmet harcamaları toplam talebi ve tüketimi artırır, bu da üretimin artmasına ve durgunluklardan daha hızlı toparlanmaya yol açar.[4] Klasik iktisatçılar ise artan devlet harcamalarının, kaynakları verimli gördükleri özel sektörden verimsiz gördükleri kamu sektörüne kaydırarak ekonomik daralmayı şiddetlendirdiğine inanırlar

Kişi başı harcama değiştir

2010 yılı verilerine göre ulusal hükûmetler kişi başına ortalama 2.376 dolar harcama yaparken, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin ortalama (GSYİH açısından) harcaması kişi başına tam 16.110 dolardı. Kişi başına en çok harcama yapan ülkeler sırasıyla 40.908 dolar ile Norveç ve 26.760 dolar ile İsveç oldu. Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti kişi başına 11.041 dolar harcadı. Diğer büyük ekonomi ülke harcama rakamları arasında Güney Kore (4.557 $), Brezilya (2.813 $), Rusya (2.458 $), Çin (1.010 $) ve Hindistan (226 $) yer alıyor.

Sağlık harcamaları değiştir

Türkiye'de 2020 yılı itibarıyla sağlık harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 21,7 artarak 201 milyar 31 milyon liraya yükselmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılı sağlık harcamalarında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yüzde 51,7, merkezi devlet yüzde 25,6, hane halkları yüzde 16,7, sigorta şirketleri yüzde 2,9, hane halklarına hizmet eden kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ile diğer işletmeler yüzde 2,4, mahalli idareler ise yüzde 0,7'lik bir paya sahip olmuştur. Yani verilere göre Türkiye'de sağlık alanındaki harcamaların yaklaşık %75'ini direkt olarak devlet yapmaktadır.[5]

Savunma harcamaları değiştir

Küresel askeri harcamalar, 2019 yılında %2.9 artarak yaklaşık 1,9 trilyon dolar olmuştur.[6] 2019 yılı itibarıyla askeri harcamalar, 1988 yılından beri dünyadaki en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Türkiye'nin 2020 yılı askeri harcamaları, 2011-2020 arasındaki dönemde kaydedilen yüzde 77'lik artışta bir istisna olarak bir önceki yıla göre yüzde 5 düşerek 17,7 milyar dolara gerilemiştir.[7]

Kaynakça değiştir

  1. ^ "Hükümet nasıl çalışır?". 26 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "Devlet bütçesi". 15 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ Principles of Macroeconomics: Economics and the Economy. Timothy Taylor. Textbook Media Press. 2017. 
  4. ^ Para Üzerine Bir İnceleme. John Maynard Keynes. İş Bankası Kültür Yayınları. 
  5. ^ "TÜİK - Sağlık harcamaları". Türkiye İstatistik Kurumu. 28 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ "Küres. Aske. Harca". 29 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ "Askeri harcamalar". DW Türkçe. 26 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Ayrıca bakınız değiştir