Alman fiziği (Almanca: Deutsche Physik) ya da ari fizik (Almanca: Arische Physik), 1930’ların başında Alman fizik topluluğunda görülen ve "Yahudi fiziği" (Almanca: Jüdische Physik) şeklinde etiketlenen, Albert Einstein’ın çalışmalarına ve diğer modern teorik fizik öğretisine muhalif milliyetçi bir akım. Terim, 1930’larda Philipp Lenard tarafından yazılan dört ciltlik fizik ders kitabının başlığından alınmıştır.

Kökeni değiştir

 
Philipp Lenard, Alman fiziği hareketinin mimarlarından

Geçmişi I. Dünya Savaşı’na kadar uzanan bu akım, Alman fizik topluluğunda Alman milliyetçi akımın uzantısı olarak başlar. Belçika’nın Almanlar tarafından istilası sırasında, 25 Ağustos 1914 tarihinde, Alman orduları Leuven Katolik Üniversitesi kütüphanesini petrol kullanarak yakarlar.[1][2][3] Kütüphanenin yakılması, aralarında William Bragg, William Crookes, Alexander Fleming, Horace Lamb, Oliver Lodge, William Ramsay, Lord Rayleigh ve J. J. Thomson gibi sekiz saygın ismin de bulunduğu İngiliz bilim insanları tarafından bir açıklama ile protesto edilir. Bu olay, 1915 yılında Wilhelm Wien tarafından formüle edilen ve Alman fizikçi ve bilimsel yayıncılarına hitaben hazırlanan ve aralarında Arnold Sommerfeld ile Johannes Stark‘ın da bulunduğu on altı Alman fizikçi tarafından imzalanan “temyiz” formunda bir karşı tepkiye yol açar. Alman fizikçiler, Alman karakterinin yanlış yorumlandığını ve bu durumun uzun yıllar boyunca iki ülke arasında karşılıklı bir anlayış birliğine ulaşmayı açıkça engellediğini iddia ederler ve İngilizce dilinin Alman bilim yazarları, editörler ve çevirmenler tarafından kullanımına ilişkin olarak artık bir sonuca ulaşılması gerektiğini ileri sürerler.[4] Daha sonra, aralarında Max Planck ve özellikle J. J. Thomson’un bilimsel alandaki rakibi olan tutkulu Philipp Lenard‘ın da bulunduğu bir grup Alman fizikçi bir "deklarasyon" yayınladılar ve böylece giderek bir “zihinler savaşı”[5] ortaya çıktı. Alman tarafında, İngiliz dilinin bilimsel metinlerde gereksiz kullanımından (örneğin; "Röntgen ışını" yerine "X-ışını"nda olduğu gibi, Alman buluşu olguların İngilizceden türetilmiş algısı yaratacak şekilde yeniden adlandırılmasından) kaçınılması telkin edildi. Bununla beraber, bu durumun İngiliz bilimsel düşüncesi, fikirleri ya da motivasyonlarının tümden reddedildiği gibi yanlış bir anlamaya da yol açmaması vurgulandı.

Savaştan sonra, Versay Anlaşması’nı hakaret olarak görenler, böylesi milliyetçi duyguları daha da yüksek sesle seslendirdiler, özellikle Lenard, küçük bir broşürde[6] İngiltere’yle savaşın başlatılması konusunda yakınıyordu. 26 Ocak 1920 tarihinde, genç bir asker olan Oltwig von Hirschfelde tarafından Alman başbakan Matthias Erzberger’e karşı bir suikast girişiminde bulunuldu ve bunun üzerine Lenard, Hirschfelde’e bir kutlama telgrafı gönderdi[7] 24 Temmuz 1922 tarihinde politikacı Walther Rathenau suikastından sonra, hükûmet, cenaze gününde bayrakların yarıya indirilmesi talimatını verdi, ancak Lenard, Heidelberg’deki enstitüsünde bu talimatı görmezden geldi. Sosyalist öğrenciler tarafından Lenard’a karşı düzenlenen bir gösteri sırasında, Lenard, devlet savcısı Yahudi Hugo Marx tarafından ihtiyati olarak tutuklandı.[8] Bu, fizik ya da fizikçilere özgü bir duygu durumu değildi, milliyetçilik ile iç ve dış güçler tarafından aşağılanma algılamasının bu karışımı, 1920’li yılların sonlarında yeni oluşmakta olan Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) popülaritesinin asıl nedenini oluşturuyordu.

Yirminci yüzyılın ilk yılları boyunca, Albert Einstein'ın Görelilik Kuramı Dünya’daki fizik toplulukları içerisinde ciddi tartışmalarla karşılaştı. Einstein’in kuramının sezgisel anlamından şüphe eden çok sayıda fizikçi, özellikle “muhafazakârlar” vardı. Deutsche Physik akımının önde gelen kuramcısı, ünlü fizik ders kitabı Grimsehl's Lehrbuch der Physik’i yeniden kaleme alan Rudolf Tomaschek’di. Birkaç ciltten oluşan söz konusu kitapta, kuantum kuramı’nın yanı sıra Lorentz dönüşümü de kabul edilmekteydi. Bununla beraber, kitapta, Einstein’ın Lorentz transformasyonuyla ilgili yorumundan söz edilmiyordu, ayrıca Einstein’ın ismi de tamamiyle görmezden gelinmişti. Bu klasik fizikçilerin pek çoğu, bilimsel çalışmalarının dayanak noktası olan esîr kavramının Einstein tarafından reddedilmesine içerlemekteydiler. Görelilik kuramının ampirik kanıtları konusunda ikna olmamışlardı: Merkür’ün günberi’sinin (yörüngesinin güneşin merkezine en yakın olan noktası) ölçümü ve Michelson–Morley deneyinin geçersiz sonuçları başka şekillerde açıklanabilirdi ve Eddington tutulma deneyinin sonuçları, deneysel olarak, daha inanmış kuşkucular tarafından anlamsız olarak nitelenecek kadar sorunluydu. Bu kuşkucuların pek çoğu çok saygın deneysel fizikçilerdi – Lenard’ın kendisi Nobel Fizik Ödülü adayıydı.

Üçüncü Reich Döneminde değiştir

 
Johannes Stark

Naziler politika sahnesine girdiğinde, Lenard, partiye hemen katılarak hızla onlarla bir ittifak girişiminde bulundu. Lenard, fizik alanındaki bir diğer Nobel adayı olan Johannes Stark ile Einstein’ın Görelilik kuramını Yahudi Fiziği olarak etiketleyen bir kampanya başlattı.

Lenard[9] ve Stark, kendi imtiyazlı bilimsel kuramlarında mesleki başarıyı elde etmelerini sağlaması nedeniyle Nazi desteğinden yararlandılar. Fizik alanının daha fazla “Alman” ve “Aryan” olması gerektiğine dair sloganlar eşliğinde, Lenard ve Stark, Nazi liderliğinin de desteğiyle, Alman üniversitelerindeki fizikçi kadrolarını kendi tercih ettikleri kuramları öğretecek kişilerle değiştirecek bir planı uygulamaya koydular. 1930’lu yılların sonlarından itibaren, artık Almanya’da Yahudi fizik profesörü yoktu, 1935 tarihli Nürnberg Yasaları’na kadar Yahudilerin Alman üniversitelerinde çalışmalarına izin verilmedi. Özellikle Stark, kendisini “Alman” fiziğin otoritesi olarak bir yere koydurmaya çalıştı – Nazi rejimi altında tıp gibi diğer disiplinlere de uygulanan ve ideolojik çizgilere uygun keskin, doğrusal bir hiyerarşinin yaratıldığı Gleichschaltung (tam olarak, "koordinasyon") prensibi dikkate alındığında, bu tamamen fantezi bir amaç değildi.

Bir ölçüde başarı elde ettiler, fakat Nazi partisinden aldıkları destek Lenard ve Stark’ın istedikleri kadar büyük değildi. SS'in haftalık dergisi Das Schwarze Korps’un (Siyah [Askeri] Birlik) 15 Temmuz 1937 tarihli sayısında “Beyaz Yahudi” olarak da etiketlenen kuantum fizikçisi Werner Heisenberg’in uzun süren eziyet döneminden sonra, Lenard ve Stark’ın etkileri azalmaya başladı. Stark ve Lenard’ın gözünde teorileri “Yahudi” olan Heisenberg, sadece Naziler’in onunla olmanın onsuz olmaktan daha iyi olacağını fark ettikleri seçkin bir fizikçi değil, fakat aynı zamanda, genç bir çocukken, SS şefi Heinrich Himmler ile birlikte okula gitmiş olan bir kişiydi. Tarihi bir anda, Heisenberg’in annesi, Himmler’in annesinin kapısını çaldı ve SS mensuplarına “Werner”i rahat bırakmalarını söylemesini rica etti. Heisenberg’in, hem tahrik edildiği hem de sınavı geçtiği tam bir karakter değerlendirmesinden sonra, Himmler, fizikçinin üzerine daha fazla gidilmesini yasakladı. Heisenberg, “Yahudi fiziği”nden, daha sonra Alman nükleer füzyon geliştirme projesinde nükleer silah ya da nükleer enerji kullanımı amacıyla yararlanacaktır. Himmler, Heisenberg’e, Almanya’nın savaşı kazanmasından sonra, Heisenberg tarafından yönetilecek bir fizik enstitüsünün SS tarafından finanse edileceği sözünü vermiştir.[10] Son derece “Ari” oldukları bilinen diğer bilim insanı ve sanayiciler Görelilik Kuramı ve kuantum mekaniğini savunma durumuna geçtiklerinde, Lenard, çok daha küçük bir rol oynamaya başladı ve Stark ise daha büyük güçlükler içerisine girdi. Tarihçi Mark Walker’ın işaret ettiği gibi, sonunda, “tüm çabalarına karşın” Lenard’ın bilimi Üçüncü Reich tarafından ne kabul gördü, ne desteklendi, ne de kullanıldı. Stark, Üçüncü Reich dönemi boyunca zamanının büyük kısmını nasyonal sosyalist devlet içerisindeki bürokratlarla mücadele etmekle harcadı. Nasyonal sosyalist liderliğinin çoğu Lenard ve Stark’ı ne destekledi ne de Üçüncü Reich süresince terk etti.

Alman Nükleer Programı Üzerine Etkisi değiştir

Nazilerin, modern fiziği “Yahudi bilimi” olarak etiketlemelerinin, aslında atom bombasının yapımında da kullanılan söz konusu fiziğin tam olarak modern fizik olması – ve pek çok Avrupa mültecisinin de bu konu üzerinde çalışması –bakımından büyük bir ironi olduğu zaman zaman dile getirilir.[11] Alman hükûmeti Lenard ve Stark’ın fikirlerini kucaklamamış olsa da, Alman Yahudi karşıtı ajandasının kendisi Almanya’daki Yahudi bilim topluluğunu ortadan kaldırmak için yeterliydi. Dahası, Alman nükleer enerji projesi hiçbir zaman ABD’deki Manhattan Projesi’nin canlılığının yanına yaklaşamadı, ve bu nedenle de hiçbir şekilde başarıya ulaşamayacaktı.[12] Bu akım, nükleer enerji bilim insanlarını kuantum mekaniği ve görelilik kuramını kullanmaktan alıkoymanın ötesine gidemedi,[13] genç bilim insanı ve mühendisler ise sadece Yahudi bilim insanlarının yokluğundan zarar görmedi, aynı zamanda politik atamalar ve diğer karışmalardan da zarar gördüler. 1938 yılında, Himmler, Heisenberg’e, modern fiziği tartışabileceğini, ancak bununla ilgili olarak Bohr ve Einstein gibi Yahudi bilim insanlarından bahsedemeyeceğini yazdı.[14]

Ayrıca bakınız değiştir

Kaynakça değiştir

  1. ^ Kramer, Alan (2008). Dynamic Of Destruction, Culture and mass killing in the first world war. Penguin. ISBN 9781846140136. 
  2. ^ Gibson, Craig (30 Ocak 2008). "The culture of destruction in the First World War". Times Literary Supplement. 6 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2008. 
  3. ^ Theodore Wesley Koch. The University of Louvain and its library 7 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. J.M. Dent and Sons, London and Toronto, 1917. ss. 21–23.
  4. ^ Wilhelm Wien'in Almanca tam metni için bakınız: The Oxford Companion to the History of Modern Science (J. L. Heilbron, ed.), Oxford University Press], New York 2003, p. 419. Metinden alıntı:
    " Savaş nedeniyle, bilim çevrelerinin düşman yabancı ülkelerle ilişkileri sıkı kurallara bağlı olacak. Özellikle Alman karakteri İngiliz bilim insanlarınca hiç anlaşılmadan formüle edilen Alman karşıtı deklerasyonun sekiz iyi bilinen fizikçi (Bragg, Crookes, Fleming, Lamb, Lodge, Ramsey, Rayleigh, J. J. Thomson) tarafından da imza edilmesinden sonra, bu durum, İngiltere’yle olan ilişkimiz bakımından endişe verici olacak.
    It is herewith proven that the attempts made over many years to reach a better mutual understanding with the English have failed and cannot be taken up again within a foreseeable future. The regards which we have taken in the interest of a greater familiarity of the scientific circles of both peoples are no longer justified. Therefore, it is advisable to remove again the unjustified English influence which has penetrated German physics.
    Şüphesiz, buradaki amaç İngiliz bilimsel düşüncesinin ya da motivasyonunun reddedilmesi değildir. Fakat, yabancı olan şeyler için hâlen eleştirilmekte olan tarafgirlik, bizim bilimimizi de öylesine etkilemektedir ki bu uygulamayı zorunlu kılmaktadır.
    Bu açıklamaları takiben, her şeyden önce bütün fizikçilerin aşağıdaki hususlara uymasını sağlayacağımıza dair kendimizi zorunlu tutarız
    1. İngiliz literatüründen bahsedilmesine, mevcut durumda olduğu gibi, kendi ülke insanımızın literatürünü kullanmaktan daha güçlü bir şekilde itibar edilmeyecektir;
    2. Alman fizikçileri, cevap verilmesi gerektiği haller dışında, bilimsel eserlerini bundan böyle İngilizlerin dergilerinde yayınlamayacaktır;
    3. Yayıncılar sadece Almanca dilinde yazılan bilimsel çalışmaları ve çevirileri kabul edeceklerdir, ve ancak eğer bilimsel uzmanların görüşüne göre çalışma gerçekten olağanüstü ise bu kuralın dışına çıkılacaktır;
    4. Çevirilerin sponsorluğunda kamu finansmanı kullanılmayacaktır.
    E.Dorn. F. Exner. W. Hallwachs. F. Himstedt. W. König. E. Lecher. O. Lummer. G. Mie. F. Richarz. E. Rieke. E. v. Schweidler. A. Sommerfeld. J. Stark. M. Wien. W. Wien. O. Wiener."
  5. ^ Stephan L. Wolff: Physiker im Krieg der Geister, Zentrum für Wissenschafts- und Technikgeschichte, München 2001, [1] 10 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  6. ^ Philipp Lenard, England und Deutschland zur Zeit des großen Krieges - Geschrieben Mitte August 1914, publiziert im Winter 1914, Heidelberg.
  7. ^ Heinz Eisgruber: Völkische und deutsch-nationale Führer, 1925.
  8. ^ Der Fall Philipp Lenard - Mensch und "Politiker", Physikalische Blätter 23, No. 6, 262–267 (1967).
  9. ^ Philipp Lenard: Ideelle Kontinentalsperre, München 1940.
  10. ^ Padfield, Peter, Himmler New York:1990 Henry Holt
  11. ^ Einstein: His Life and Universe. Chapter 21: The Bomb
  12. ^ "German Nuclear Weapons". 7 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2016. 
  13. ^ Jeremy Bernstein, Hitler's Uranium Club, the Secret Recordings at Farm Hall, 2001, Springer-Verlag
  14. ^ Thomas Powers, Heisenberg's War, 1993, Alfred A. Knopf, Inc.

Konuyla ilgili yayınlar değiştir

  • Beyerchen, Alan, Scientists under Hitler: Politics and the physics community in the Third Reich (New Haven, CT: Yale University Press, 1977).
  • Hentschel, Klaus, ed. Physics and National Socialism: An anthology of primary sources (Basel: Birkhaeuser, 1996).
  • Walker, Mark, Nazi science: Myth, truth, and the German atomic bomb (New York: Harper Collins, 1995).
  • Philipp Lenard: Wissenschaftliche Abhandlungen Band IV. Herausgegeben und kritisch kommentiert von Charlotte Schönbeck. [Posthumously, German Language.] Berlin: GNT-Verlag, 2003. ISBN 978-3-928186-35-3. Introduction, Content.