Aç Gözünü (film)
Aç Gözünü, 1997 İspanya Fransa İtalya ortak yapımı psikolojik gerilim filmidir. Özgün adı Abre los ojos olan film Türkiye'de 11 Şubat 2000'de sinemalarda gösterime girmişti.[1] Türkçe DVD'si de "Aç Gözünü" adıyla basıldıktan sonra Nisan 2002'de 21. İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde bu kez de Aç Gözlerini adıyla gösterildi.[2]
Abre los ojos | |
Yönetmen | Alejandro Amenábar |
---|---|
Yapımcı | Fernando Bovaira José Luis Cuerda |
Senarist | Alejandro Amenábar Mateo Gil |
Oyuncular | Eduardo Noriega Penélope Cruz Najwa Nimri |
Müzik | Alejandro Amenábar Mariano Marín |
Görüntü yönetmeni | Hans Burman |
Kurgu | María Elena Sáinz de Rozas |
Stüdyo | Canal+ |
Dağıtıcı | Artisan (ABD, sinemalar) Lions Gate (ABD, DVD) |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Dram, gerilim, gizem, bilimkurgu, romantik |
Renk | Renkli |
Yapım yılı | 1997 |
Çıkış tarih(ler)i | 19 Aralık, 1997, İspanya 11 Şubat 2000, Türkiye Nisan 2002, 21. İstanbul Film Festivali |
Süre | 117 dakika |
Ülke | İspanya Fransa İtalya ortak yapımı |
Dil | İspanyolca |
Bütçe | ESP 370,000,000 |
Devam filmi | Vanilla Sky 2001 tarihli yeniden çevrim |
Diğer adları |
|
Şili doğumlu İspanyol yönetmen Alejandro Amenábar'ın yönettiği, aynı zamanda senaryosunu yazıp özgün müziğini de bestelediği bu filmin başlıca rollerinde Eduardo Noriega, Penélope Cruz, Fele Martínez ve Najwa Nimri oynamışlardır. "Aç Gözünü", genç yönetmen Amenábar'ı (filmi çektiğinde 25 yaşındaydı) dünya çapında tanıtan film olmuştur. Filmin uluslararası başarısı üzerine, 2001 yılında ABD'de bir yeniden çevrimi yapıldı. Cameron Crowe'un yönettiği ve Tom Cruise'un başrolünü oynadığı bu filmin adı Vanilla Sky'dı. Penélope Cruz bu filmde de yine Sofía rolündeydi. Amenábar bu filmin de senaryosunu yazmıştı.
Hayatta her şeye sahip yakışıklı bir çapkın olan César (Eduardo Noriega), yeni kız arkadaşı Sofía (Penélope Cruz)'yı kıskanan eski sevgilisinin (Najwa Nimri) arabayı bilerek uçuruma sürmesi sonucunda yüzünden ağır şekilde yaralanır ve çirkinleşmiş yüzünü saklayan bir maskeyle dolaşmak zorunda kalır. Ama hayatında tam da anlam veremediği bazı karanlık noktalar vardır. Cinayetle suçlanan ve bir psikiyatri kliniğinde yatan César, kafasındaki sorulara cevap ararken sürekli olarak gerçekle fantezi arasında gidip gelir, ancak ikisinin arasındaki sınır gitgide bulanıklaşır.
Berlin Uluslararası Film Festivali'nde özel onur ödülü alan film, kendi ülkesinin Oscar'ları sayılan Goya Ödülleri'nin neredeyse tamamına aday gösterilmiş, aralarında Tokyo Film Festivali'nin de olduğu birçok festivalden ödüllerle dönmüştür.
Konusu
değiştirHayatta her şeyi elde etmiş yakışıklı bir genç olan César (Eduardo Noriega) kendi kadar şanslı olmayan en yakın arkadaşı Pelayo (Fele Martínez)'yla birlikte gününü gün etmektedir. Bir restoranlar zincirinin sahibi olan babası ve annesini 15 yıl önce kaybeden bu zengin ve şımarık genç beraber olduğu bir kızla ikinci kez çıkmayacak kadar maymun iştahlı bir çapkındır.
Nasıl olduğunu hatırlamadığı bir cinayetle suçlandığı için tutuklu bulunduğu bir cezaevinin psikiyatri kliniğinde yüzünde çıkarmayı reddettiği bir maskeyle psikiyatrist Antonio (Chete Lera)'nun sorularını cevaplarken filmde geriye dönüşlerle olan biteni anlamaya çalışırız.
César evinde bir doğum günü partisi vermektedir. Yakın arkadaşı Pelayo'nun partiye birlikte geldiği kız arkadaşı Sofía (Penélope Cruz)'yı onun elinden alır. Bu durumdan hoşlanmayan ve kıskançlık krizine giren César'ın eski sevgilisi Nuria (Najwa Nimri) César'ı arabasına alır ve süratle bir uçuruma doğru sürer. Parçalanmış arabanın durumundan içindekilerin sağlam çıkamayacakları anlaşılmaktadır.
Bu noktadan sonra César hiçbir şey olmamış gibi bir parkta Sofía'yla buluşur, bir kâbus olduğunu sandığı bu kazayı ve yaşadıklarını ona anlatır. César yaşadığı bazı olayları, örneğin doğum günü partisini hatırlamaz. Hayatında bazı boşluklar ve kafasında birçok soru vardır. Bir ara Nuria'nın öldüğü kazadan kendisinin yüzü ağır biçimde yaralanmış bir halde kurtulmuş olduğunu hatırlar. Geçirdiği bir dizi sonuçsuz estetik ameliyatı ve doktorların çirkin görünümünü gizlemek için son çare olarak kendisine takmasını önerdiği bir maskeyi istemeye istemeye kabullenişini hatırlar. Yüzünün bu durumu onu eski çevresinden uzaklaştırmıştır. Hatta Sofía ve Pelayo da ona biraz soğuk davranmaya başlarlar. Hayatı altüst olan César çöküntüye girer ve kendini alkole verir.
César gerçekle fantezi arasında gidip gelmeye başlamıştır. Neyin gerçek neyin rüya olduğu gittikçe birbirine karışır. Bazı anları sanki önceden yaşamış olabileceğini (déjà vu) hisseder. Bir zaman sonra uygulanan yeni bir teknikle yapılan estetik ameliyatı başarılı olur ve César eski yakışıklı yüzüne kavuşur. Şimdi her şey eskisi gibi mutlu bir şekilde sürerken bu kez de Nuria ve Sofía'nın kimlikleri birbirine karışır. Çevresindeki herkes onu Sofía diye birinin hiç olmadığına inandırmaya çalışır, onlara göre Sofía aslında César'ın bir hayal ürünüdür. Bu arada kendi yüzünü de aynalarda sürekli olarak bir eski haliyle, bir parçalanmış haliyle görür. Bir kriz anında nefret ettiği Nuria'yı boğarak öldürür ve tutuklanır. Tutuklu olduğu klinikte televizyonda izlediği bilimsel bir programda bir isim dikkatini çeker. Psikiyatristinin de yardımıyla bir ipucunu takip ederek bir şirketin adına ulaşırlar ve özel izinle klinikten çıkarak şirketin bulunduğu binaya gelirler. Burada her şey yavaş yavaş aydınlanmaya başlar.
L.E. (açılımı: Life Extension, Tr:Yaşamı Uzatmak) Cryonics adlı bu firma çaresiz hastalıkları olan hastaları ileride tekrar diriltmek üzere dondurmaktadır. Programın "yapay algı" adı verilen bir parçası gereğince de dondurulmuş yani ölmüş halde iken diriltileceği güne kadar müşterilerine tamamen gerçek gibi görünen rüya gibi bir dünya sunulmaktadır. Anılarının bazıları silinmiş olan müşteriler nasıl öldüklerini bile hatırlamamaktadırlar. Bu "yapay gerçekçi" dünyada müşteriler hayal ettikleri gibi yaşamakta olayların akışına da kendileri karar vermektedirler. Aslında César öleli 150 yıl geçmiştir ve olaylar da onun kafasında olup bitmiştir, psikiyatrist de dahil olmak üzere hayatındaki karakterleri o hayal etmiştir. Yine rüyasına giren L.E. yetkilisi, dondurulduğu uzun uykudan uyanıp uyanmama kararını da yine César'ın kendisinin vereceğini bunun için de yeniden intihar etmesi gerektiğini söyler. César şirketin bulunduğu gökdelenin tepesinden kendini aşağıya bırakır. Perde kararır, Sofía'nın sesi olduğu anlaşılan bir dış ses sürekli şu sözleri tekrarlar: "aç gözlerini.. aç gözlerini..".
Oyuncu kadrosu
değiştirOyuncu | Rolü |
---|---|
Eduardo Noriega | César |
Penélope Cruz | Sofía |
Chete Lera | Antonio, Psikiyatrist |
Fele Martínez | Pelayo |
Najwa Nimri | Nuria |
Gérard Barray | Serge Duvernois, L.E. Cryonics temsilcisi |
Jorge de Juan | L.E. Cryonics şirketi yetkilisi |
Miguel Palenzuela | Komiser |
Pedro Miguel Martínez | Başhekim |
Alejandro Amenábar | Diskonun tuvaletindeki adam (cameo rol) |
Film müziği albümü
değiştir27 Nisan 2004 tarihli Artisan Entertainment etiketli soundtrack albümünde şu parçalar yer almaktadır:
|
|
Ayrıca bakınız
değiştir- Vanilla Sky, filmin 2001'de ABD'de yapılan yeniden çevrimi için
Kaynakça
değiştir- ^ Sinema Dergisi. Şubat 2000 tarihli 60. sayısı s. 9
- ^ "Uluslararası İstanbul Film Festivali Arşivi". iksv.org. 23 Eylül 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2010.