Şiddetsiz direniş

Şiddetsiz direniş ya da şiddetsiz eylem, ulaşma uygulamadır sosyal değişim gibi hedeflere sembolik protestolar, sivil itaatsizlik, ekonomik ya da politik iş birliği yapmamak, satyagraha ya da başka şiddetsiz yöntemlerle ulaşma uygulamasıdır. Bu tür bir eylem, direnen kişi ya da grubun mevcut durumunu iyileştirmek için bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen bir bireyin ya da grubun arzularını ortaya koyar.

12 Mart 1930 Tuz Yürüyüşü
21 Ekim 1967'de Vietnam'daki Savaşı Sonlandırmak için Ulusal Seferberlik Komitesi'nin desteğiyle Arlington'da (Virginia) düzenlenen protesto eyleminde bir gösterici askeri inzibata çiçek sunuyor.
2012'de Şikago'daki "NATO'ya Hayır" eyleminde bir protestocu

Şiddetsiz direniş yaygın fakat yanlış olarak sivil itaatsizlik ile eşanlamlı sanılır. Bu terimlerin—şiddetsiz direniş ve sivil itaatsizlik—her birinin farklı çağrışımları ve anlamları vardır. Berel Lang, şiddetsiz direniş ve sivil itaatsizlik terimlerinin birbirinin yerine kullanılmasına karşı çıkarak bunun gerekçesi olarak bir eylemin sivil itaatsizlik örneği olması için gerekli koşulların şunlar olduğunu ileri sürer: (1) eylemin yasayı ihlal etmesi, (2) eylemin kasıtlı olarak gerçekleştirilmesi ve (3 ) eylemcinin devlet tarafından kendisine karşı eyleme karşılık olarak uygulanan cezai önlemleri öngörüp bunları kabullenmesi. Şiddetsiz politik direniş eylemlerinin bu kriterlerin hiçbirini karşılaması gerekmediğinden Lang, bu iki eylem kategorisinin birbiriyle özdeşleştirilemeyeceğini savunur.[1] Ayrıca, zorunlu olarak sivil itaatsizlik, devrimden ziyade reformu amaçlayan bir politik eylem biçimidir. Tipik olarak belirli yasalara ya da yasa gruplarına itiraz ederken, bunlardan sorumlu hükûmetin otoritesini kabul eder.[1] Oysa, şiddetsiz direniş niteliğindeki politik eylemler devrimci amaçlara sahip olabilir.[1] Lang'e göre, sivil itaatsizliğin şiddetsiz olması gerekmez, ancak şiddetin kapsamı ve yoğunluğu sivil itaatsizlikte bulunan kişilerin niyetlerinin devrimci olmaması ile sınırlıdır.[1] Lang, gözaltı merkezlerine zorla götürülekte olan vatandaşların devlet temsilcilerine karşı ölümcül şiddet kullanımına dek varmayan şiddetli direnişinin makul bir şekilde sivil itaatsizlik sayılabileceğini fakat şiddetsiz direniş sayılamayacağını savunur.[1]

Mahatma Gandi bu protesto türü ile ilgili en popüler figürdür; Gandi'nin doğum günü olan 2 Ekim Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Şiddetsizlik Günü olarak kutlanmaktadır. Diğer önde gelen savunucular arasında Henry David Thoreau, Charles Stewart Parnell, Te Whiti o Rongomai, Tohu Kākahi, Lev Tolstoy, Alice Paul, Martin Luther King, Daniel Berrigan, Philip Berrigan, James Bevel, Václav Havel, Andrey Saharov, Lech Wałęsa, Gene Sharp, Nelson Mandela, Jose Rizal ve daha birçok kişi bulunmaktadır. Şiddetsiz sivil direniş 1966 yılından 1999 yılına dek otoriteryanizmden altmış yedi geçişin ellisinde kritik bir rol oynamıştır.[2]

Baltık ülkelerindeki Şarkı Devrimi 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasına yol açtı. Son olarak şiddetsiz direniş Gürcistan'da Gül Devrimi'ne yol açtı. Araştırmalar, şiddetsiz kampanyaların coğrafi olarak yayıldığını gösteriyor. Bir ülkedeki şiddetsiz direniş haberleri diğer ülkelerde şiddetsiz aktivizmi önemli ölçüde etkileyebilmektedir.[3][4]

Şiddetsizlik ya pasifizm felsefelerini destekleyen birçok hareket, sosyal ya da politik hedeflere ulaşmanın etkili bir yolu olarak şiddetsiz eylem yöntemlerini pragmatik bir şekilde benimsemiştir. Bunların kullandıkları şiddetsiz direniş yöntemlerinde bazıları şunlardır: bilgi savaşı, blokaj, yürüyüşler, gece nöbetleri, bildiri dağıtmak, samizdat, magnitizdat, satyagraha, protest sanat, protest müzik ve şiir, toplum eğitimi ve farkındalık arttırma, lobicilik, vergi direnci, sivil itaatsizlik, boykotlar ya da yaptırımlar, yasal/diplomatik güreş, Yeraltı Demiryolları, ödüllerin/onurlandırmaların prensip gereği reddi ve genel grevler. Mevcut şiddetsiz direniş hareketleri arasında şunlar yer almaktadır: Beyaz Rusya'daki Kot Devrimi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Black Lives Matter hareketi, Küba muhaliflerinin mücadelesi ve uluslararası Yokoluş İsyanı ve İklim İçin Okul Boykotu.

Protesto hareketleri şiddetten kaçınarak daha geniş bir kamusal meşruiyet sağlayabilse de, toplumun bazı kesimleri, hareketin sosyal hedeflerine katılmadıklarında protesto hareketlerini gerçekte olduğundan daha şiddetli olarak algılayabilir.[5] Şiddetli seferberliğe yol açan faktörler üzerinde çok sayıda çalışma yapılmış, fakat anlaşmazlıkların şiddetli ya da şiddetsiz olma nedenlerinin anlaşılmasına ve bu ikisinin geleneksel politika bakımından iki programatik tercih olarak karşılaştırılmasına daha az dikkat gösterilmiştir.[6]

Kaynakça değiştir

  1. ^ a b c d e Lang (1970). "Civil Disobedience and Nonviolence: A Distinction with a Difference". Ethics. 80 (2): 157. doi:10.1086/291763. 
  2. ^ "A Force More Powerful". A Force More Powerful. 1 Temmuz 2010. 17 Eylül 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2010. 
  3. ^ Gleditsch (2017). "The Diffusion of Nonviolent Campaigns". Journal of Conflict Resolution. 61 (5): 1120-1145. doi:10.1177/0022002715603101. 
  4. ^ RezaeeDaryakenari (2020). "Learning about principles or prospects for success? An experimental analysis of information support for nonviolent resistance". Research & Politics. 7 (2). doi:10.1177/2053168020931693. 
  5. ^ Hsiao (18 Ağustos 2020). "Allies or Agitators? How Partisan Identity Shapes Public Opinion about Violent or Nonviolent Protests". Political Communication: 1-19. doi:10.1080/10584609.2020.1793848. 
  6. ^ Cunningham. "Understanding strategic choice".