Üçüncü Pön Savaşı

Üçüncü Pön Savaşı (Latince: Tertium Bellum Punicum), MÖ 149 - MÖ 146 döneminde eski Fenike kolonisi olan Kartaca Cumhuriyeti ile antik Roma Cumhuriyeti arasından yapılan üçüncü ve son savaştır.

Üçüncü Pön Savaşı
Pön Savaşları

Kartaca Sehrinin konumu
TarihMÖ 149 - MÖ 146
Bölge
Tunus, Kuzey Afrika
Sebep Kartaca için Numidya'nın Roma desteği ile MÖ 151'de saldırısı.
Roma için Kartacalıların Roma Senatosu'ndan izin almadan Roma müttefiki Numidya ile savaşa girişmeleri
Sonuç Roma Cumhuriyeti zaferi
Kartaca'nin fethedilip yerle bir edilmesi
Kartaca Cumhuriyeti'nin sona erdirilmesi.
Coğrafi
Değişiklikler
Roma'nın Batı Akdeniz'in her yanını ilhak etmesi.
Taraflar
Roma Cumhuriyeti Antik Kartaca
Komutanlar ve liderler
Scipio Aemilianus
Manius Manilius
Lucius Marcius Censorius
Calpurnius Piso
Hasdrubal Beotrach,
Himilco Phameas
Bythias
Diogenes
Güçler
80,000 asker[1] 120,000+
90,000 savunucunun sadece 30.000'i nizami asker; diğerleri gönüllü asker
30,000+ sivil savunmaya katkı yaptı.[1]
Kayıplar
17,000 ölü[1] 62,000 ölü
50,000 kişinin köle yapılması[1]
Kuşatılan Kartaca Şehri haritası

Bu savaşlar "Pön Savaşı" adı ile anılmaktadır çünkü Romalılar Kartacalıları Punici veya Poenici olarak adlandırmışlardır.

Bu Pön Savaşı önceki iki Pön Savaşı'ndan çok daha kısa sürmüştür. Savaş Kuzey Afrika'da Tunus ülkesinde teksif olmuş ve genel olarak Romalıların Kartaca şehrini çok uzun süren bir kuşatma sonunda yapılan sokak savaşı ile ellerine geçirmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu savaşın sonucunda Kartaca şehri Romalılar tarafından tümüyle yakılıp yıkılıp yerle bir edilip ortadan kaldırılmış; Kartaca arazisi ve kuşatmaya kadar Kartacalılar tarafından yönetilen tüm koloniler Roma Cumhuriyeti'ne ilhak edilmiş ve Kartacalı nüfusunun büyük çoğunlugu öldürülüp ve geride kalan 50.000'i köle yapılıp esir pazarlarında satılmışlardır. Üçüncü Pön Savaşı Kartaca'nın bir özerk devlet olarak tarihten silinmesi ile son bulmuştur.

Arka plan

değiştir

İkinci Pön Savaşı ile Üçüncü Pön Savaşı arasında yani MÖ 203 - MÖ 149 arasındaki dönemde Roma Cumhuriyeti doğuda Adriyatik Deniz kıyıları, Makendonya, Yunanistan ve Anadolu'da bulunan Helenistik devletleri İlirya Savaşı, Makedonya Savaşı ve Romalı-Suriyeli Savaşı sonuçları ile yönetimi altına almıştı ve batıda İkinci Pön Savaşı sırasında Roma'ya büyük destek sağlayan İberik Yarımadası'nda yaşamakta olan kavimleri zalimce bastırmakla uğraşmıştı.

İkinci Pon Savaşı sonunda Kartaca yaklaşık 50 yıl boyunca her yıl 200 gümüş talent savaş tazminatı ödemek zorunda kalmış ve önemli ticaret merkezleri olan Sicilya, Sardunya ve İberik Yarımadasındaki kolonilerini kaybetmişti. Kartaca'nın Roma'ya ödemesi gerekli yıllık tazminat yükünün bitim yılı MÖ 151 idi. Bu tarihten önce Kartacalılar her yıl Romalılara tazminat ödemeleri yükümlülüğü altında bulunmaktaydılar. MÖ 151 gelip geçtikten sonra Kartacalılar İkinci Pön Savaşı'ndan sonra Roma ile yaptıkları çok külfetli antlaşmanın hükümlerinden en önemlisini karşılamış olduklarını ve bu nedenle bu antlaşmanın yürürlüğünün sona erdiğini kabul etmekteydiler.[2]

Romalılar ise Kartaca ile yapılan anlaşmayı, Kartaca'nın tazminat ödemesi için değil de, Roma'nın kendine tabi olmak için diğer devletlerle yaptığı egemenlik ve özerkliği kaybetme doğuran devamlı bir tabiyet antlaşması gibi, bir tabiyet antlaşması olarak görmekte idiler. Romalılar Kartacalılar yıllık tazminat ödemekte iken uzun süre Kartaca ile barışı korumalarının bir nedeni de eğer barışı bozarlarsa Kartacalıların yıllık tazminatı ödemekten sakınacaklarını ve böylece Roma'nın yıllık devlet harcamalarını karşılamak için başka bir gelir kaynağı bulmak gerekeceğini düşündükleri için olduğu da tarihçiler belirtilmiştir. Kartacalılar bu ağır ödemeleri yapmaya devamda iken bile Romalılar da hala Kartaca'yı ortadan kaldırma hedeflerinden vazgeçmemişlerdi.

Yunan asıllı "Antik Roma" tarihçisi İskenderiyeli Appian'in yazdığı "Roma Tarihi" adlı tarih kitabında belirttiği gibi[3] tanınmış bir Roma Senatörü, devlet adamı, hukukçu, hatip olan ve koyu bir Kartaca düşmanı olan Yaşlı Bilge Cato Senatoda yaptığı her bir hitabet konuşmasını

Carthago delenda est ceterum censeo Carthaginem esse delendam (Bundan başka kanımca Kartaca yok edilmelidir,)

diye bitirmekle isim yapmıştı. Ünlü Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar Cicero da hazırladığı "De senectute" adlı diyalog "Konuşmalar" eserinde Yaşlı Cato'nun ağzından benzer sözcüklere yer vermiştir.[4] Romalılar Kartacalılara saldırmak için çeşitli bahaneler aramaya başlamışlardı.

İkinci Pön Savaşı sonunda Kartaca ile Roma arasında yapılan antlaşmaya göre Kartaca ile komşu devletler arasında çıkacak her türlü sınır anlaşmazlıklarının Roma Senatosuna bildirilmesi ve bu en yüksek Roma yönetim organın bu anlaşmazlıklar üzerinde bir yargıya varmak için son arabuluculuk merci olması şartı konulmuştu. Ayrıca yine bu antlaşma ile eğer Kartaca bir komşu devlet ile çözümlenmez anlaşmazlıklardan dolayı savaş yapmayı istemekteyse Kartaca'nın savaşa girebilmek için Roma Senatosu'nun onayının alması da şart koşulmuştu. İkinci Pön Savaşı sonunu takip eden sonraki 50 yıl içinde Kartaca komşusu olan Numibya Krallığı ile arka arkaya sınır anlaşmazlıklarına düştü ve bu iki devlet arasındaki bu sınır anlaşmazlıklarının her biri arabuluculuk için Roma Senatosu'na götürüldü. Numibya, Roma Senatosu tarafından bir tercih edilir müttefik olarak kabul edilmekteydi. Bu nedenle Romalı Senatörler, örneğin Yaşlı Cato gibi eğer köyü Kartaca düşmanı olmasalar bile, devamlı olarak hemen hemen hiç istinasız Numibya lehinde arabuluculuk yargıları vermekte idiler.

Romalıların Kartaca ve elinde kalmış kolonilere göz dikmesine ve bir savaş açıp bu arazileri eline geçirmek istemesine diğer bir jeopolitik sebep vardı. MÖ 2. yüzyılda Roma Cumhuriyetinin merkezi olan Roma'nın nüfusu 400.000 kişi kadardı ve bu nüfus gayet bariz olarak artma trendi göstermekte idi. Bu yüksek sayıda ve artması beklenen nüfusun iaşe edilmesi için İtalya yarımadasının tarım üretimi yeterli değildi. Büyük ve büyüyen Roma'ya iaşe temin etmenin büyük bir problem doğurması Romalı idarecilere aşikardı. Roma'nın eline geçirdiği Balkanlardan ve Anadolu'dan şehir nüfusunun iaşesi için Roma'ya zahire getirmenin maliyeti nispeten büyüktü. Buna karşılık Kuzey Afrika'da mümbit kırsal araziler içinde bulunan Kartaca hem mümbit zahire yetiştirme toprakları ile niceliksel olarak gayet bol zahire üretebilecek kapasitede idi ve hem de bu zahireyi denizden Roma'ya nakletmek nispeten daha az maliyetli idi.[3][5]

Savaşın gelişimi

değiştir
 
Kartaca Ulusal Müzesi'nde MÖ 149-146 Kartaca Kuşatması'nda kullanılan bir hançer ve sapan taşları sergisi

Kartaca kuşatmasında önce

değiştir

Üçüncü Pön Savaşı'nın başlamasına neden Numidiya Kralı Massinissa tecavüzkar olarak Kartaca sınırlarına karşı yaptığı saldırılara karşı Kartaca'nın aldığı askeri tebdbirlerdir. MÖ 201'de Roma ile Kartaca'nın imzaladığı anlaşmaya göre sınır anlaşmazlığı önce Roma Senatosuna arabuluculuk yargılaması için gönderilmesi gerekmekteydi. Roma Senatosu'nun o zamana kadar arabulucukta devamlı taraflı davrandığı Karatacalılar için şikayet konusu idi. Fakat Numidiya Kralı tecavüzkar tutumunu daha şiddetlendirmekte idi ve MÖ 153'te Büyük Ova'da bulunan "Medjerda Vadisi"'ni ve Maktar bölgesine saldırıya başladı. Bu iki sınırsal tecavüz, Kartacalıların Numidiya'ya karşı tutumlarını değiştiren harekât oldu. Kartacalılar bir ordu kurmaya başladılar. Romalılar bu Kartaca ordusunun terhis edilip ortadan kaldırılmasını Kartaca'dan talep etti. Numidya Krallığı, kralın oğulları Mıcipsa ve Gulussa'yı Kartaca'ya müzakereler için gönderdi ama bu başarısız kaldı ve iki taraf anlaşamadılar. MÖ 150'de Numidiya Kralı yine Kartaca sınırına tecavüze başladı. "Oroscopa" adlı Kartaca müstahkem kasabasını kuşatma altına aldı.[3]

Buna karşılık Kartaca, Roma'dan izin almadan, Numidya Kralı'nın kuşatmasını kırmak hedefi ile o mevki üzerine Hasdrubal Boetrack komutasında bir büyük askeri sefer ordusu gönderdiler. Bu Kartaca ordusu muharebeyi kaybetti. Numidya ile Kartaca arasında bir ateşkes barışı yapıldı ama bu ateşkes başarılı bir barış ile sonuçlanmadı. İki taraf tekrar bir muhabereye girişti ve bazı önemli Kartacalı subayların korkup çatışmadan kaçması nedeniyle bu muharebeyi de kaybettiler. Yapılan anlaşmada 50 yıl Numidya'ya yıllık tazminat vermeyi kabullendiler. Kartacalılar savaşı kaybetmelerine neden olan kaçan subayları yargılayıp idam ettirdiler.[3]

Bu sırada Roma'da Senatoda koyu Kartaca düşmanı olan Yaşlı Kato ve kliği, senatörlerin çoğunluğunu kendi tarafına çekmiş ve senatoyu kontrol altına almış ve Kartaca'yı yok etme amacını uygulamaya koymuşlardı. Senatoda bu klik Kartaca'nın MÖ 201'de yapılan antlaşmayı ihlal edip Senatodan izinsiz savaş açtığı bahanesi ile hemen Kartaca'ya Roma Cumhuriyeti'nin savaş ilan etmesine karar verdiler. Tam bu sırada MÖ 1101'de Kartaca'dan daha önce kurulduğunu iddia eden ve Kartaca'ya rakip olan Utica şehri Romalıların tarafında olduğunu ilan etti. Utica'nın bu desteği, Cato kliğinin Senatoda Kartaca'ya savaş açma kararını daha da güçlendirdi. Roma bu savaş için Kartaca üzerine bir sefer ordusu hazırlamaya başladı. MÖ 149 ilkbaharında Roma yeni seçilmiş Konsüller komutasında 80.000 kişilik bir orduyu Roma savaş donanması gemileri ile Sicilya'ya gönderdi.

Kartaca bir Roma sefer ordusunun hazırlanmakta olduğunu haber alınca Roma'ya bir elçiler heyeti gönderdi. Romalılardan aman diledi. Roma Senatosu bunun üzerine 30 gün içerisinde Kartaca Sicilya'daki Roma ordusuna Kartaca'lıların iyi aile çocuklaraından seçilmiş 300 rehine gönderirlerse Kartacalıların toprak sahipliği haklarının ve yerel özerkliğinin korunacağını bildirdiler. Kartaca bu rehineleri istenilen zaman dönemi içinde Siciya'ya gönderdi.

Fakat Sicilya'a gönderilen Roma Konsülleri "Manius Manilius" ve "Lucius Marcius Censorius" kendilerine ün kazanmak için Kartacalılardan Roma ile barışın sağlanması için diğer taleplerde bulunmaya başladılar. Önce Kartacalıların ellerinde bulunan silahların ve zırhların Roma ordusuna teslim edilmesini, yani Kartaca'nın silahsızlanmasını talep ettiler. Kartaca bu şarta uydu ve ordusunun silahlarını ve askerlerin zırhlarını Romalılara teslim etti. Fakat bundan tatmin olmayan Romalı sefer ordusu konsülleri Karatacalıların deniz kıyısında bulunan Kartaca şehrini terk etmelerini; kara içinde denizden asgari 16 km uzakta yeni bir şehir kurmalarını ve eski Kartaca şehrini yakıp yıkıp yerle bir etmelerini talep ettiler. Kartacalılar bu talebi öğrenince barış müzakerelerini hemen bıraktılar.

Romalar sefer ordusu konsülleri hemen Kartaca şehrinin kuşatılması kararını aldılar. Böylece III. Pön Savaşı fiilen başlamış oldu. Sicilya'daki Roma Konsülleri ve ana Roma sefer ordusu Tunus'ta Utica'da karaya çıktılar. Bu kentten Kartaca üzerine iki koldan saldırı yürüyüşüne başladılar. Bu yürüyüşe karşı General Hasdrubal Boeotarc ve Himilco Phameas komutasındaki Kartaca ordusu direnişe başladı ve sonunda Kartacalılara Roma saldırısının şiddetini azaltmayı başardılar. Lucius Marcius Censorius komutası altındaki Romalı ordu kolu tahta ve odun toplamak için Tuniu Gölü etrafında bulunmakta iken Kartaca süvarileri birliği tarafından bir baskına uğradı. Yapılan Tunus Golü Muharebesi'ni kaybetti ve Romalılar bu muharebede 500 asker zayiat verdiler.[3]

Kıyıda demirlemiş bekleyen Roma donanması rüzgar kendilerine doğru esmekte iken bir Kartaca ateş gemisinin üzerlerine gelmesini önleyemedi. Roma donanmasının önemli bir kısmı böylece yanıp kül oldu.[3]

Konsül Manius Manilius MÖ 149'da Kartaca'nın güney müstahem mevki olan Nepheris'te Kartacalılarla yaptığı Birinci Nepherie Muharebesi'nde büyük Romalı asker zayiatı verdi. Bunun üzerine Manius Manilius konsüllük görevinden alındı ve yerine konsül olarak "Calpurnius Piso" getirildi. Bu savaşta derin bir su vadisinde tuzağa düşmüş olan 4 kohortluk bir Romalı lejyoner asker birliği Scipio Aemilianus'un müdahalesi ile güç kurtarıldı. Kartaca'nın güney müstahem mevki olan Nepheris MÖ 147-148 kışında yapılan İkinci Nepherie Muharebesi'nden sonra Scipio Aemilianus tarafından Romalıların eline geçti.[3]

MÖ 148 güzünde "Calpurnius Piso" Cap Bon yakınında olan "Kelipius" kalesine saldırdı ama Kartacalı savunucular tarafından geri püskürtüldü. Calpurnius Piso bu yenilgisinden sonra daha kuzeyde bulunan Hippagreta kelesine hücum etti. Fakat Kartacalı savunucuların direnişi yüzünden kış gelmeden bu kaleyi alamadan geri çekilmek zorunda kaldı. "Calpurnius Piso"'nun bu iki yenilgisi haberi Roma'ya yetişince görevinden alındı ve yerine konsül olarak Scipio Aemilianus atandı.[3]

Kartaca kuşatması ve Kartaca Muherebesi

değiştir

MÖ 149'da Kartaca şehrinin Romalılar tarafından tamamen kuşatmaya alınması ile Kartaca Muharebesi başladı. Bu kuşatma ve muharebe üç yıl sürdü. Kartacalılar tüm güçleri ile direndiler. Ama sonunda Romalıların üstün askerî gücü galip geldi ve üç yıl sonunda MÖ 146 ilkbaharında Romalı Konsül Scipio Aemilianus'un yaptığı son saldırı sonunda Kartaca kalesi Romalıların eline geçti.

 
Kartaca kalesi planı

Kartaca bir yarımadada konumlanmıştı. Yarımada kıstağında bulunan üç savunma hattı batıdan şehri korumaktaydı: Bunlar bir hendek, bir çit ve kuleleri olan ve atlar ve savaş filleri için ahırlar bulunan bir surdur. Kartacalılar büyük ivedilikle bu savunma hatlarını yeniden elden geçirmişler ve gayet acale olarak şehir surlarını tamir etmişlerdi. Kartaca'nın 500 gemi kadar bir donanması bulunmaktaydı. Ticari liman olarak gayet uzun bir dikdörtgen şekilli ve kenarlarına ticari gemilerin yanaşıp yük indirip bindirmek için ve gemileri karaya çekilip tamir ve bakım yapmak için bir havuz gibi olan ticari liman bulunmaktaydı. Bu ticari limana bağlı olarak ticari limanın kuzeyinde askeri donanmanın üssü olarak daha yeni bir yapım olan bir yüzük gibi yuvarlak şekilli liman ve bu yuvarlak limanın bir tarafı liman içine bakan ve diğer tarafı karaya bağlı bir diğer yarımada bulunmaktaydı. Bu yuvarlak askeri limanın kıyısında ve yuvarlak yarımadanın etrafında gemilerin bağlanması için çimalar ve karar çekilip bakım yapılıp tamir edilmeleri için üstü kapalı tamir kuru havuzları vardı.

Romalıların savaş ilan etmeleri ve Sicilya'dan Roma donanması ile Roma lejyonlarının Kuzey Afrika'da karaya çıkaratılması ile Kartaca bir savaş şehri haline gelmişti. Kartaca Senatosu ve diğer devlet yönetim organları savaş yapmaya hazır bir politikacı kliğinin eline geçmişti ve yönetim çok ciddi ve birçoğu popüler olmayan askeri kararlar alan merkezi devlet organları haline gelmişti. Kartaca Senatosu şehrin Roma kuşatması sırasında şehir içi komutasının annesi Numidya Kralı Massinissa'nin kızı olan Haşdürbal adlı bir general seçildi. Bu şehrin kuşatması için generallik yapacak Hasdrubal'a olağanüstü diktatörlük yetkileri verildi. Kartacalılar Numidiyalılarla karşı savaşa yolladıkları ama onlara yenilmiş olan tecrübeli general Hasdrubal Beotrak'ı Senato bu yenilgiden sonra idama mahkûm etmişti; ama bu general Kartaca dışında bulunmaktaydı ve yeni bir ordu toplayıp bunun başına geçmişti. Kartaca Senatosu onu şehir dışı Kartaca güçleri için komutan ilan etti ama affedilip şehre geri dönmesi için bir davet de gönderdiler.[3]

İlk komutan Hasdrubal şehrin iktisadının ve tüm insan gücünün genel olarak Romalılar ile savaşa hasredilmesini ve tüm ekonomi ve şehrin "topyekün savaş (total war)" atmosferine girdiğini ilan etmiştir. Buna uygun olarak şehirdeki askerî birlikler yanında; o zamana kadar hiç görülmemiş olarak yaşlılar, kadınlar ve genç delikanlılar şehrin savunması için savaşa katkıya çağrıldılar; Komutan Hasdrubal hatta köleleri bile Kartacanın savunması için görevlendirmişti.[3]

Şehirde bulunan imalat atölyeleri hatta ev atölyeleri savaş malzemesi imalatına başlamıştı. Bu savaş malzemesi üretimi kuşatmanın ortasında MÖ 149'da günlük üretim rekorları kırmıştı. Bu sırada günlük olarak 300 kılıç, 140 kalkan, 500 mızrak, 1,000 sapanla taş atma aleti, çok sayıda ok ve yay üretebilmekte idi. Kartaca aynı zamanda çok sayıda büyük taş atan mancınık üretmekte idi. Fakat kuşatma ilerledikçe bu savaş malzemesi üretimi, ham maddenin gayet zor bulunması ve hatta hiç bulunmaması üzerine azalmıştır. Kartaca kuşatması sırasında harp malzemesi üretiminde ham madde darlığına bir örnek olarak okçuların yayları ve mancınıklar için kiriş ipi bulunamayınca Kartaca kadınlarının uzun saçları kesilip kiriş yapılmak üzere kullanılmıştı.[3]

Kuzey Afrika'da bulunan Romalı konsüller Kartaca'nın direnme gayretinden haberdar değildiler ve savunmasız bir şehre girmeyi beklemekteydiler. Fakat Numibya Kralı Massinissa bu durumdan haberdardı ve Romalı konsülleri Roma'ya şikayet etmişti. Romalılar ordularına Sicilya'dan tedarik sağlamaktaydılar ve bu tedarik zinciri aksamaktaydı. Bu arada konsüllerin iki yönden ilerleyen orduları yavaşlamıştı ve bu konsullerden birinin yerine yeni bir konsül seçilmesi bu durumu değiştirmemişti. Roma ordusunun ilerlemekte olan bir kolu konsül Manilius'un yenilgileri ile zayıflamıştı. Kartaca şehrine yürüyüş sırasında yapılan muharebelerde İkinci Pön Savaşı'nın galip Romalı komutanı olan Afrikalı Scipio'un küçük kardeşi olan Scipio Aemilianus büyük başarı göstermişti. Scipio Aemilianus MÖ 147'de Afrika'da bulunan Roma ordusuna yeni Roma Konsülü seçildi ve o yıl ilkbaharda (yanında ünlü Yunan asıllı Roma tarihçisi Polybius ile birlikte) Kartaca'ya ilerleyen Romalı ordusuna katıldı.

Scipio Aemilianus önce bir Romalı birliği ile Kartaca şehri yanında (ya modern "Sidi Bu Said" veya modern "La Mars" veya olasılıkla modern "Cebel Haoubu" mevkiine) yeni bir çıkartma yapmayı planladı. 4.000 kişilik bir Romalı birliği ile yapılan bu çıkartma başarılı oldu. Ama bu mevkinin konumu duvarlar ve yüksek çalılardan çitlerle çevrili bahçeler ve derin sulama kanallarından oluştuğu için bu birliğin harekât gücü gayet sınırlı idi ve bu çıkartma stratejik olarak başarısız kaldı.[6][7]

 
Havadan Kartaca'nın Bryssa'da Hannibal semtinde Romalıların yaptığı şehri saran toprak duvar ve hendeğin kalıntıları

Romalılar 20 gün içinde Kartaca şehrinin tüm etrafını çevreleyen bir hendek ve toprak duvar yapıp şehri blokaj altına aldılar. Kartaca limanı önüne de bir baraj yapılıp Kartaca donanmasının bu limanda ablukaya alınması sağlandı. Bu Romalı blokajı ile şehre gizlice kaçak iaşe ve yiyecek getirilmesi tamamen önlendi. Şehir içinde açlık artmaya başladı. Şehirde direniş komutanı (değişik bir) Hasburbal idi ve Numidiya Kralı'na yenik olan Kartaca ordusu komutanı Hardrubal Boetrak şehrin dışında şehir idarecilerine karşı isyan durumunda idi. Fakat komutan Hasdrubal bir komplo ile bir suikaste kurban gidip öldürüldü. General Hardrubal Boetrak kuşatma altında bulunan şehre dönerek şehrin direniş komutanlığını üzerine aldı ve bu kuşatma sona erinceye kadar Kartaca'da askeri komutan olarak görev yaptı.

Kartaca donanması Kartaca limanında liman ağzına bir baraj duvarı yapılması ile güçsüz kalmıştı. Kartacalılar MÖ 147 yazında limanın deniz tarafında bulunan surlarında bir gedik açarak ve bu gediği derinleştirerek Kartaca donanmasının denize açılmasına imkân verdiler. Fakat Kartaca donanma komutanı gayet beceriksiz çıktı ve bu donanma denize açılmasının sürpriz gücünü kullanarak Roma donanmasına bir baskın tertip etmedi. Böylece üstün güçlü Roma donanmasını elimine edemedi.[3]

Buna karşılık olarak Scipio Aemilianus MÖ 147-146 kışında Kartaca'nın dış limanını ele geçirmeyi başardı ve buraya Kartaca savunucuların tahrip ettiği ve Romalılar eline geçen mancınık ve diğer kuşatma savaş makinalarıni tamir ettirip yerleştirdi. Savunucular bu savaş makinalarını Romalıların yerleştirdikleri mevkiden söküp atamadılar ve bu makinalar şehir üzerine taş ve ateş yağdırmaya devam etti.[3]

Kartaca kuşatması devam etmekte iken Romalılar Numidiya Kralı Gulusa desteği ile Kartacalılar taraftarı olan Nepheris ordusu ve buna müttefik olan Maurintaya ve Libya kabileler ordularını arkası arkasına yendiler.

Scipio Aemilianus gayet nadir olarak yapılan, savaşta Romaya destek sağlaması için antik Roma tanrılarının kendine aracı olarak Kartaca tanrılarından Romalılara destek sağlamalarını isteyen ayinler ("Evocatio") yaptırdı.[6][7]

MÖ 146 ilkbahar başında Mart ve Nisan'da Scipio Aemilianus Kartaca'ya son saldırıya başladı. Romalılar şehir duvarlarını geçerek ilk önce şehir limanına ve yanındaki semtlere hücuma geçtiler. Hasdrupal buna karşılık vermek için Roma ordugahı yakınında bulunan ticari antrepoları yangına verdi. Ama Scipio hücum ile şehrin merkezi çarşısı agorayı ve yanındaki askeri limanı eline geçirdi. Burada bulunan Kartacalılar için önemli olan Apollo tapınağını talan ettirdi. Sonra ticari limanın doğu iskelelerinin bulunduğu doğu doklarını ateşe verdi.[7]

Bu saldırının son safhasında Scipio binlerce sivil Kartacalı'nın kaçıp sığındığı Bruysa tepesine saldırıya geçti. Scipio Aemilianus'un Romalı askerleri sokak sokak şehri ele geçirmeye başladı ve kuşatma ve direnme sokak savaşı şeklini aldı.[7]

Şehrin merkezi olan iç kaleye giden sokakların kenarları 6 katlı binalardan oluşmakta idi, Kartacalı siviller ve askerler bu binaları kat be kat savunmaktaydılar. Bu Kartacalılar savunmasını kırmak için Scipio Aemilianus şehrin sokak sokak tümüyle yakılması emrini verdi. Romalı askerler Kartacalı sivillerle dolu bu binaları yakarak erkek, kadın ve çocuk ayırt etmeden insanları öldürerek "temizlemeye" koyuldular.[6] Bu dönemin tarihini yazan Yunan asıllı Romalı tarihçi Appian tarihinde bu yangının, Romalılarin hücumunun, karşı direnişin ve Kartacalılara uygulanan katliamın birçok hazin ve korkunç vakalarını tasvir ile doludur.[3][7] Appian'ın tasvirleri yüzyıllar boyunca Romalıların ne zalim bir millet olduğunu klasik eğitim görenler tarafından okunmuştur. Bu korkunç yazıların hayal gücü olmadığı 19. yüzyıl sonunda Tunus'u eline geçiren Fransızların arkeologlarının (özellikle papaz Alfred Louis Delattre'nin) Brysa tepesi yamaçlarında yaptığı kazılarda, burada bulunan büyük çukurlarda hemen hepsi Romalılar tarafından silah darbeleri ile öldürülme nişanlarını taşıyan, çukura gelişigüzel atılıp sonra hepsi birlikte gömülmüş olan gayet büyük sayıda insan ceset kalıntısı bulması ile teyid edilmiştir.[7]

Bu korkunç Roma saldırısı bir hafta devam ettikten sonra bir Kartacalı delege heyeti Roma generali Scipio Aemilianus'la aman dilemek için konuşmaya geçti. Romalı general bu delegelerin temsil ettiği 50,000 kadar Kartacalılın canlarını bağışlayabileceğini kabul etti; ama bunların hepsinin Roma'ya direnişden dolayı hürriyetlerini kaybedip köle yapılacaklarını bildirdi.

Sayıları 1,000'i geçmeyen gayet küçük sayıda Kartacalı liderler ve aileleri, şehrin en yüksek tepesinde bulunan iç kalede bulunan "Baal Eshmun" tanrısı tapınağına sığınmışlardı. Bunlar arasında kuşatma sırasında Kartaca'ya komuta eden Hasdrupal Beotrak ve ailesi de bulunmaktaydı. Hasdrubal Beotrak gizlice Scipio Aemilianus ile yazışmaya girişmiş, ondan kendisi ve ailesi için aman istemişti. Bunun haberini alan karısı, çocukları ile birlikte tapınağın üst terasına çıkarak ileride bulunan Romalı askerlere bağırarak Scipio'ya bir mesaj vermelerini bildirmiş ve kocası Hasdrubal'ın ülkesine, tanrılarına, karısına ve çocuklarına ihanet ile yargılanmasını talep etmiştir. Bundan sonra bu terasta büyük bir ateş yakılmış ve Hasdrubal'ın karısı, önce çocuklarını ve sonra kendisini bu ateşe atmış ve ölmüştür. Terasa çıkmış olan diğer ilerigelen aileler de bu yanan ateşe kendilerini atarak intihar edip böylece Romalıların eline düşmemişlerdir.[7]


Savaşın sonucu

değiştir
 
Kartaca şehri kalıntıları

Kartaca kuşatması sırasında özellikle son döneminde birçok Kartacalı sivil ve asker açlık yüzünden hayatlarını kaybettiler. Romalıların kuşatmasının son altı gününde Romal ordusunun kaleye ve şehre saldırısı ve şehri ellerine geçirme muharebesinde de gayet büyük sayıda sivil ve asker Kartacalı öldürüldü. Bu kadar büyük Kartacalı insan zayiattına rağmen savaş sona erip şehir tümüyle Romalılar eline geçmiş iken savaştan önceki Kartaca nüfusunun gayet küçük bir oranı olarak yaklaşık 50.000 kadar Kartacalı yaşamakta kalmıştı. O döneminin Romalılar savaş geleneklerine Romalılar ele geçirilmiş ve tümüyle talan edilmiş şehirde kalan direnenler galip gelenler tarafından köle olarak ilan edilip şehirden toplandılar ve esir kamplarında esir pazarlarına gönderilinceye kadar bekletildiler. Romalılar Kartaca şehrini, binalarını ve kale duvarlarını sistematik olarak 17 gün süre ile yakıp yıktılar; gayet gerçek olarak taş üzerinde taş bırakmadılar. Karatca'ya bağlı olan doğu Akdeniz ve kuzey Afrika kıyılarında bulunan koloniler de Roma Cumhuriyeti'ne ilhak edildiler. Bu arazilerin statüsü Roma Cumhuriyeti "Afrika Eyaleti" oldu.[1]

Günümüzde tarihçiler, birçok eski tarih kitaplarında yazıldığı gibi, Kartaca şehrinin üzerinde bulunduğu arazilerin üzerinde bir daha hiçbir ürün yetişmemesi için bütün alanın tuzlanıp sabanla sürülmesi iddialarının doğru olmadığını kabul etmekte ve bu iddiaların bazı Avrupalı 19. yüzyıl tarihçilerinin İbrani Kutsal Kitabı'nda bulunan "Şiçem" şehri akıbetine atıfla büyük bir hayalgücüne dayandığını kabul etmektedirler.[8] Elimize geçen o devire ait belge kaynakları Kartaca şehri ve etrafında bulunan arazilerin Roma hukukuna uygun olarak "kamu toprakları" olarak devletleştirildiği ve bu toprakların kullanılma haklarının Romalı ve İtalya'dan gelen çiftçilere ve bazı yörel çiftçilere dağıtıldığını bildirilmektedir. Bu savaşın sonundan çok geçmeden Romalılara idaresinde yeniden kurulan Kartaca etrafında bulunan Tunus'un mümbit topraklarında ekilen zahire üretiminin merkezi ve büyüyen Roma'nın zahire ambarı ve nakliye merkezi limanı olmuştur.

Romalılar eline geçen eski önemli Kartaca kolonilerinin birçoğu, özellikle Mauretania'da bulunanlar, Romalılar tarafından bir Roma şehri olarak geliştirilmişlerdir. Bu yeni Romalı şehri olan eskji Kartaca şehirleri arasında en önemlileri Volubilis, Chellah ve Mogador idi. Örneğin Volubilis Romalıların Afrika'da ele geçirdikler büyük arazilerin en batısında, Roma sınırı üzerinde olup bir eski Kartaca yerleşkesinden gelişmiştir ama sonra yapılan arkeolojik araştırmalar Kartacalılarin da bu koloni şehrini eski bir Cilalı Taş Devri yerleşkesinde kurduklarını göstermiştir.[9] Bu savaştan ve kuşatmadan önce Kartacalılardan ayrılıp Roma ile müttefik olan Utica şehri ise Roma'nın "Afrika Eyaleti" başkenti yapılmıştır.

Bu savaştan bir yüzyıl sonra Roma Cumhuriyeti'nin son zamanlarında Jül Sezar Kartaca yine eski mevkiinde yeni bir Roma şehri olarak tekrar inşa edilmiştir. Bu Roma Kartacası Roma İmparatorluğu döneminde Roma'nın Afrika'da bulunan en büyük şehirlerinden biri olmuştur.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d e Scullard, Howard Hayes (2002). A History of the Roman World, 753 to 146 BC (İngilizce). Routledge. ISBN 0-415-30504-7. 
  2. ^ "151 BC". Third Punic War (İngilizce). thirdpunicwar.wordpress.com/. 29 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2015. 
  3. ^ a b c d e f g h i j k l m n Appian of Alexandrıa (İng.çev.:Horace White), Roman History Böl.8 Wars against Carthage 8.11.74-8.20.136 [1] 11 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Cicero, Marcus Tullıus (İng.çev.:William Armistead Falconer) (1923) De senectute. Loeb Classıcal Library, Harvard University Press, isbn=0674991702
  5. ^ Polybius. The Histories (İngilizce). Fordham University. 12 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2015. 
  6. ^ a b c boheç, Yann Le Bohec (1995). Histoire militaire des guerres puniques (Fransızca). Monaco: Éditions du Rocher, "L’art de la guerre" Koleksiyonu. ISBN 978-2-268-02147-8. 
  7. ^ a b c d e f g Lancel, Serge (1995). Carthage (Fransızca). Paris: Fayard. ISBN 978-2-213-02838-5. 
  8. ^ {{Dergi kaynağı|yazar=Ridley, R.T.|başlık= To Be Taken with a Pinch of Salt: The Destruction of Carthage|dergi=Classical Philology|cilt= 81| numara=2|tarih=1986|dil = İngilizce
  9. ^ C. Michael Hogan, "Volubilis",Kaynak: A. Burnham (ed) (2007) Megalithic Portal [2] 10 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)

Klasik kaynaklar

değiştir
  • İskenderiyeli Appian (İng.çev.:Horace White), Roman History Böl.8 Wars against Carthage 8.11.74-8.20.136 [3]11 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Polybius. The Histories (İngilizce). Fordham University. 12 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2015. 

Dış kaynaklar

değiştir

Dış bağlantılar

değiştir