Mürcie, (Arapça: المرجئة) bir İslam dini itikad mezhebi.

Ortaya Çıkışı değiştir

Mürcie mezhebi ilk olarak üçüncü halife Osman zamanındaki kargaşalı dönemde ortaya çıkmıştır. Daha sonra Ali ile Muaviye arasında meydana gelen ihtilaf ve savaşlarda bazı kişiler görüş bildirmekten çekinmişlerdir. Haksız yere savaşmak İslam dininde bir büyük günahtır. Büyük günah işleyen kişinin durumu konusunda yorum yapmak istememişlerdir. Bu kişilerin arasında İslam tarihinin ünlü simalarından Sa'd bin Ebi Vakkas, Ebû Bekre, İmran bin Hüseyin ve Abdullah bin Ömer de vardır. Bu kişiler ortadaki ihtilafın taraflarından hangisinin haklı olduğu konusunda bir fikir belirtmemişlerdir.

Zamanla söz konusu ihtilafların farklı bir yönü de gelişti; büyük günah işleyenin durumu. Bu konuda o dönemde yeni yeni farklı görüşlere sahip farklı gruplar oluşmaya başlamıştı. İslam dininin siyasi mezheplerinden olan Hariciler, büyük günah işleyen bir kişinin kafir yani dinden çıkmış sayılacağını söylemiştir. İslam dininin bir itikadi mezhebi olan Mutezile ise bu kişilerin mümin (inanan) olmasalar da kafir de olamayacakları kararına varıp, büyük günah işleyen kişileri mümin ile kafir arasındaki bir mevkiye yerleştirmiş ve bu kişilere fasık demiştir. Müslümanların geri kalan çoğunluğu ise büyük günah işleyenin günahkar (günah işlemiş) bir mümin olduğunu, günahının cezasını eğer Allah affetmezse çekeceğini ama kafir olarak cezalandırılmayacağını öne sürmüşlerdir.

Müslümanlar arasındaki ihtilaflar konusunda görüş belirtmeyen grupsa, ilk zamanlarda bu konuda da görüş belirtmemişlerdir. Fakat zamanla bu çekimser tavırları farklı bir boyut kazanır ve bir itikadi ekol oluşturur. Bu küçük grup zamanla iman etmiş bir kişinin hangi günahı işlerse işlesin ceza çekmeyeceği fikrini kabul etmiştir. Bu aşamadan sonra bu fikri ekole "Mürcie" ismi verilmiştir.

Temel Esas değiştir

Mürcie ekolünün temel esası kısaca; iman ile günahın zarar vermeyeceği, küfür ile de sevabın fayda vermeyeceğidir. Bu şu manaya gelir; eğer kişi İslam dinini benimsemiş ve bu dine bir kez inanmış ise, İslam dininin kurallarına karşı gelmesi önemli değildir. İnandığı için davranışları, kötü veya günah bile olsa, o kişi bu davranışları için (İslam dininin esaslarından olan) ahiret hayatında bir ceza almayacaktır. Aynı şekilde, Mürcie mezhebine göre, eğer kişi İslam dinine inanmıyorsa, inancı gerçek değilse, davranışları ne kadar iyi olursa olsun bu iyilikleri kişiye fayda etmez ve kişi ahiret hayatında cezalandırılır, azap çeker.

Ehl-i Sünnet'in Görüşü değiştir

Mürcie mezhebinin iman etmiş kişiye günahları zarar vermez düşüncesi Ehl-i sünnet'in temel görüşlerine terstir. Bu nedenle Ehl-i Sünnet'e bağlı alimler Mürcie'yi ikiye ayırır: Sünni Mürcie ve Bid'atçı Mürcie.

Bu âlimler, Sünni Mürcie ile ehl-i sünnet'in esaslarına bağlı kalan, günah işleyen iman etmiş kişinin İslam dinine göre ahirette günahı karşılığında cezalandırılacağına inanan Mürcie mezhebi mensuplarını kastederler. Bu grubu çoğunlukla Ehl-i Sünnet içinde sayarlar ve Mürcie olarak adlandırmazlar. Diğer grup olan Bidatçı Mürcie'yi ise iman etmiş kişiye günah işlemeyeceği fikirleri yüzünden tenkit eder ve genellikle Mürcie ismi ile bu grubu kastederler.