Mutlak: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Alibaz (mesaj | katkılar)
k yapilmis eklenti yeni altbasliga tasindi / sablon kaldirildi
Dbl2010bot (mesaj | katkılar)
k yazım
2. satır:
'''Mutlak''', [[felsefî]] bir kavram olarak, şeylerin, keşfedilmiş olsun olmasın, bütününü, tamamını tanımlar. Felsefenin farklı konularında ve farklı felsefî metinlerde, ''Mutlak'' nihai varlığı tanımlamak için de kullanılabilir; bu kullanımda [[fâni]] ve varlığı zorunlu olmayanın tersi olan yani ''mutlak'' olan varlık anlamındadır.
 
Hiç bir şeye bağlı olmaksızın varolan, bağımsız ve koşulsuz olan anlamında felsefi terim.Genel geçer anlamı bakımından hiç birhiçbir şey ile sınırlandırılamaksızın varolan [[şey]] anlamındadır.[[Felsefe tarihi]]nde her zaman mevcut olmuş, üzerinde en çok tartışılmış kavramlardan birdir. [[Metafizik]]te, [[mantık]]ta, [[epistemoloji]]de, [[estetik]]te, [[bilim]]de bu kavramın değerlendirilmesi ve üzerinden süregelen tartışmalar sözkonusudur. Sınırsız, sonsuz, koşulsuz, değişmez, zorunlu olduğu varsayılanı anlatan felsefe terimidir mutlak.
 
Felsefi anlamda mutlak kavramı, bu bilinen genel anlamıyla eş fakat kısmen daha kompleks bir anlaman katmanına sahiptir. Buna göre, mutlak, ''her şeyi kuşatan'', ''en temel gerçeklik'' anlamındaki felsefi ilkedir. [[Göreli]] kavramının karşıtı olarak, mutlak, hiç birhiçbir koşula bağlı değildir ve hiç birhiçbir şey tarafından koşullanmamış olanı, kendinde varolanı, varlığının koşulu ya da nedeni kendinde içkin olanı belirtmek üzere kullanılır. Mutlak kavramı bu anlamda felsefenin en çok eleştirilen kavramlarından birisidir, ancak buna rağmen vazgecilemez bir kavram olarak varlığını sürdürmektedir.
 
Mutlak kavramının bir terim olarak ortaya çıkış ve süregeliş tarihi cok eski olmakla birlikte, [[Aydınlanma Çağı]]'nda ortaya çıkışı ve yer alışı dikkat çekici görünmektedir. Bir yanda [[Spinoza]]'nın [[tümtanrıcı felsefe]]sinde ve bundan kaynaklı tartışmalarda belirgin bir yer tutar mutlak kavramı, bir yanda da [[Friedrich Schelling]] ve [[Hegel]] gibi [[Alman idealizmi]]nin önemli isimlerinde tartışmasız önecelikli bir yere sahip olarak belirir.
14. satır:
Hegel, esas olarak insanın kendisinin dışında olan, kendisinin yaratmadığı ve insandan bağımsız olan bir dünyayı deneyimlediğini ve bilgi olarak bu dünyanın bilgisini edindiğini kabul eder. Bu doğal dünya yine de ''bütünüyle zihnin eseridir'', fakat burada sözedilen zihin insanların zihinleri değil, insandan başka bir zihindir.Bilginin nesneleri insan zihini tarafından yaratılmamıştır. Sonlu ve sınırlı bir birey olarak insanın zihni, dünyayı meydana getiren ve bilginin konusu olan nesneleri/gerçekliği meydana getiremez, bunlar başka bir zihnin eseri olabilirdir ancak; ki bu Hegel'e göre mutlak bir özne, mutlak bir zihin ya da akıl ya da tin'dir. Gerçeklik ve onu varkılan mutlak zihin, insan bireylerin zihninden bağımsız olarak vardırlar; ancak insan zihni, bu mutlak zihni gene de kısmen kavrayabilir. Mutlak zihin, insan zihinlerinde ve doğada tezahür eder ve gerçekleşir. Bu gerçekleşme diyalektik yoluyla meydan gelir.
==Din ve mutlak==
'''Mutlak''' sözcüğü sözlüklerde "göreli (nispi) ve görece (rölatif, izafi) olmayan, var olmak için başka hiçbir şeye gerek duymayan ya da hiç birhiçbir ilişkiyi gerektirmeksizin kendiliğinden var olan, varlığının nedeni yine kendisi olan, hiçbir şeyle bağlı, kayıtlı ve ilintili olmayan" biçiminde tanımlanır.
 
Mutlak hiçbir sıfatla eksiltilemez,hiçbir şeyle benzerlik ve zıtlık kabul etmez, eksiklik ve tamlık kavramlarından uzaktır. Mutlak hakkında değişmek, başka türlü olmak, yükselmek, alçalmak ve tekamül etmek gibi kavramların hiçbiri düşünülemez ve sözkonusu edilemez. Bu tanımlanma biçimlerine bağlı olarak metafiziğin yanı sıra dinsel düşüncede de mutlak kavramı önemli bir yer tutar. Kimilerine göre "mutlak olan" yalnızca Tanrı ya da Allah’tır.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Mutlak" sayfasından alınmıştır