Saygılı Yosma: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Khutuck Bot (mesaj | katkılar)
k Bot: Otomatik yazım düzeltme
Wall-e Bot (mesaj | katkılar)
k Mekan ----> Mekân (Yazım düzeltmeleri), replaced: mekan → mekân using AWB
25. satır:
İlk kez Kasım 1946'da [[Paris]]'te sergilenen ''Saygılı Yosma'', Sartre'ın 1945'te ABD'ye yaptığı ziyaretlerdeki gözlemlerine dayanır. Yazar, 1931 yılında bu ülkede gerçekleşen ve dokuz siyahi adamın iki beyaz hayat kadınına tecavüz etmekle suçlanarak ceza aldıkları [[Scottsboro davası]]ndan ve ziyareti sırasında tanıştığı [[Richard Wright (yazar)|Richard Wright]]'ın kitaplarından ilham alarak bu oyunu yazdı.<ref name="Drake">Drake, David. ''Sartre''. Haus Publishing, 2005. ISBN 978-1-904341-85-7</ref> Sartre eserde, [[ırkçılık|ırkçılığı]] ve Amerikan toplumundaki sınıf sistemini beyaz bir fahişe, ona tecavüz etmekle suçlanan siyahi bir adam ve cinayet işlemiş zengin bir beyaz adamın hikâyesini anlatarak ironik bir şekilde eleştirdi.<ref name="Cody">Cody Gabrielle H., Sprinchorn Evert. ''The Columbia encyclopedia of modern drama''. Columbia University Press, 2007. ISBN 978-0-231-14424-7. Sayfa 1190</ref>
 
Sartre'ın [[Varoluşçuluk]] coşkusuyla yazdığı ve Lizzie'nin çevresinde sert erkekler, zorba zenginler ve linççiler varken seçimlerinde ne kadar özgür olduğunu sorguladığı oyun pek çok eleştiri aldı.<ref name="Caute308">{{Harvnb|Caute|2005|p=308}}</ref> Yazarın bir Fransız olarak müttefikleri Amerika Birleşik Devletleri'ne bu oyunla ihanet ettiği söylendi. Sartre bu eleştiriye "Ben ABD'ye değil, ırkçılığa karşıyım" diyerek cevap verdi.<ref name="Drake"/> Kısa bir zaman geçirdiği ülkenin günlük alışkanlıkları hakkında doğru gözlemler yapamadığı da bir diğer eleştiriydi.<ref name="barnes73Barnes73">{{Harvnb|Barnes|1959|p=73}}</ref> Ayrıca, Sartre'ın yarattığı siyahi karakterin güçsüz ve çaresiz bir portre çizmesi, haksızlığa karşı mücadele etmek yerine kaçmayı tercih etmesi de [[liberalizm|liberal]] ve sol kesimden izleyiciler tarafından hoş karşılanmadı.<ref name="Moran179"/>
 
Sartre, 1952'de çekilen sinema filmi ile, oyunun [[Sovyetler Birliği]]'nde sergilenen uyarlaması için yeni bir son yazdı. Bu yeni sonda Lizzie yalancı şahitlik yapmayı reddederek sınıf ayrımcılığı ve ırkçılıkta bir kırılım noktası ortaya çıkardı.<ref name="caws13">Caws, Peter. ''Sartre''. Routledge, 1984. ISBN 978-0-7102-0233-8. Sayfa 13</ref> Yazar, değişiklikle ilgili olarak "Biliyorum ki çalışan genç kesimden pek çok insan bu oyunu izledi ve üzücü bir şekilde sonlandığı için hayal kırıklığına uğradı. Hayata asılmak zorunda olan bu kitlenin ihtiyacı olan tek şeyin umut olduğunun farkındayım" yorumunu yaptı.<ref name="Scolnicov81">{{Harvnb|Scolnicov|Holland|1989|p=81}}</ref> Baş karakterin kahramanca kararı ve oyunun iyimser sonu 1930'ların ABD'sindeki ırkçılık gerçeğini yansıtmadığı için çok eleştirildi.<ref name="Scolnicov81"/>
33. satır:
== Kökeni ==
[[Dosya:Jean-Paul Sartre FP.JPG|thumb|right|[[Jean-Paul Sartre]], ''Saygılı Yosma''<nowiki>'</nowiki>yı ABD'yi ziyaretlerinin ardından 1946 yılında yazdı.]]
[[İkinci Dünya Savaşı]]'nın ardından Fransa'nın üzerinde Amerika Birleşik Devletleri'nin kültürel etkileri görülmeye başladı.<ref name="Caute307">{{Harvnb|Caute|2005|p=307}}</ref> 1945 yazında ülkedeki sinemalarda ABD'nin [[kara film]]leri gösterildi. Daha önceleri [[Sergei Eisenstein]] ve [[Vsevolod Pudovkin]] gibi [[Rus]] [[yönetmen]]lerin filmlerine ilgi duyan Sartre ve [[Simone de Beauvoir]] artık [[Orson Welles]] filmlerini takip etmeye başlamışlardı ve [[Stalin]]'in [[Rusya]]'sında heyecan verici bir şey olmadığına inanıyorlardı.<ref name="Caute307"/> Çift, Welles'in [[Citizen Kane]] isimli filmini çok beğenmişti.<ref name="Caute307"/> Savaşın ardından 1945 yılında Sartre, Amerika Birleşik Devletleri'ni iki kez ziyaret etti ve ülkede ırkçılığın düşünmediği kadar büyük boyutlarda olduğunu gözlemledi.<ref name="Ward222">{{Harvnb|Ward|Lott|2002|p=222}}</ref> Annie-Cohan Solal'e göre evinden, günlük hayatından ve tarihsel hoşgörülerden uzakta olduğu bu ziyaretler Sartre'ın politik mücadelelerinin de başlangıcı oldu.<ref name="McBride360Mcbride360">{{Harvnb|McBride|1997|p=360}}</ref> Gezilerinden sonra yayınladığı yazılarda da bu ırkçılığı sürekli eleştirdi. [[Le Figaro]]'daki makalelerinin ilkinde ABD'nin gerek kuzeyinde gerekse güneyinde siyah insanlarla beyaz insanlar arasındaki farkın kendini çok şaşırttığını yazdı.<ref name="McBride360Mcbride360"/> Sadece hizmet sektöründe iş bulabilen siyahların sokaklarda beyazların yanından geçmesi bile problem oluyordu.
 
Sartre'ın gözlemlerine göre beyaz Amerikan toplumu siyahlarla ilgilenmiyordu ve onların da kendileri ile ilgilenmemesini istiyordu. Beyazlar için siyahların tek ilgilenmesi gereken asansörler, bagajlar ya da beyazların ayakkabıları olabilirdi çünkü zencileri makine gibi görmek istiyorlardı.<ref name="McBride360Mcbride360"/> Bu konuda yayınlanan ilk makalesinin ardından ABD'liler kendi iç işlerine karışmaması konusunda Sartre'ı uyardılar. Yazar, Le Figaro'da yayınlanan ikinci makalede "Öyle görünüyor ki siyah problemini çözmenin tek bir yolu var ve bu da çok kolay değil. Amerikan işçi sınıfı (hem beyazlar hem de siyahlar), yönetim sınıfına karşı çıkarlarının tek olduğunu anlar ve beyaz işçiler zencilerle birlikte eşit haklar için mücadele ederse bu dava kazanılır." diye yazdı.<ref name="McBride360Mcbride360"/>
 
Irkçılık, savaş ile birlikte Sartre'ın ilgi alanına girmiş bir kavramdı. Saygılı Yosma'yı yazmadan önce gene 1946 yılında ''Reflexions sur la question juive'' (''Irkçılık ve Yahudiler'') isimli bir yazı yayınlamıştı.<ref name="Judaken55"/> Bu yazısında, uç noktalardaki [[Nazi|Nazi'lerden]] değil, ırkçılığın Fransa'da görülen etkilerinden bahsetti. Sartre'ın "Bir [[Yahudi]] nereden gelirse gelsin ve ne yapmış olursa olsun öldürülmeli. Bir kavgaya hazırlandığı ya da bir direnç hareketinde yer aldığı için değil. Çok daha basit bir sebepten: Bir Yahudi olduğu için." diyerek [[antisemitizm]]i özetledi.<ref name="McBride344">{{Harvnb|McBride|1997|p=344}}</ref> Yazarın ilk kez gözlemleme fırsatı bulduğu [[kapitalizm]]e karşı tepkisi de ''Saygılı Yosma''<nowiki>'</nowiki>yı yazmak oldu<ref name="Scolnicov80">{{Harvnb|Scolnicov|Holland|1989|p=80}}</ref> ve bu oyunu yazarken de konuya aynı bakış açısıyla yaklaştı. Tıpkı bir Yahudi'nin tek suçunun Yahudi olması olduğu gibi, "Bir zenci her zaman kötü şeyler yapar." önyargısının hakim olduğu bir dünyayı anlattı.<ref name="McBride344"/>
97. satır:
Oyun boyunca [[Mantık|mantığı]], [[Gerçekçilik|gerçekçiliği]] ve insanlığı temsil eden siyah adamın temsil ettiği bu değerler oyun sonunda hiçe yakınsanmıştır. Seyirci, oyunun başlamasından kısa bir süre sonra bu adam için hayatın standart kurallarının işlemediğinin, aksine bu kuralların tam tersinin geçerli olduğunun farkına varır.<ref name="Urmson345"/>
 
''Saygılı Yosma'', ülkedeki mevcut durum korunarak ABD'nin ırkçılık probleminin çözülemeyeceğinin bir kanıtı gibidir. Eğer siyah işçi sınıfıyla beyaz işçi sınıfı birleşmeyi başarabilirse bu problem ortadan kalkabilir.<ref name="Mcbride360">{{Harvnb|McBride|1997|p=360}}</ref>
 
Oyunda ortaya konulan bir diğer konu ise sınıflar arası farklardır.<ref name="Ward225">{{Harvnb|Ward|Lott|2002|p=225}}</ref> Cinayet davasında şahitlik yapması gereken Lizzie, güney kasabasına henüz gelmiş bir hayat kadınıdır. Oysa cinayeti işleyen Thomas genç ve seçkin bir sanayicidir. Sartre'ın eseri, yazarın ilham aldığı Scottsboro davasından bu noktada ayrılır: Ortada işlenmiş bir suç vardır ve suçu işleyen Thomas üst tabakadan biridir. Masum siyahi adamın Lizzie'nin dairesine gelip doğruyu söylemesi konusunda yalvarmasının ardından Thomas'ın ailesinin gücü ortaya çıkar. Kuzeni Fred, zina suçundan hapse atılabilmesi için Lizzie ile bir gece geçirir. Senatör, genç kadını ziyaret eder ve ona gizli bir anlaşma teklif eder. Ardından Fred tekrar ortaya çıkarak Lizzie'ye, metresi olması karşılığında finansal destek önerir. Toplumdan saygı görmeyi çok isteyen, ailesinden ve arkadaşlarından uzak, tek önemsediği faturalarını ödeyebilmek olan Lizzie'nin yanlış karar vermesi çok da şaşırtıcı değildir.<ref name="Ward225"/>
127. satır:
[[Dosya:Richard Wright.jpg|thumb|left|Oyunun önemli destekçilerinden olan ABD'li yazar [[Richard Wright (yazar)|Richard Wright]] 1940'ta yazdığı ''The Native Son'' isimli romanında siyah bir adamın beyaz bir kadını öldürdüğü için idama mahkûm edilmesini anlattı.<ref>Bailey Frankie Y., Green Alice P. ''
"Law never here": a social history of African American responses to issues of crime and justice''. Greenwood Publishing Group, 1999. ISBN 978-0-275-95303-4. sayfa 116</ref>]]
Bir diğer gruba göre ise Sartre ABD'de çok kısa bir süre geçirmişti ve bu süre onun ülkedeki problemleri işleyen bir oyun yazabilmesi için yetersizdi.<ref name="Ward223"/> Benzer biçimde Sartre'ın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki halkın günlük yaşantısı hakkında yanlış bilgiler aktardığı da iddia edildi. Örneğin Hazel Estella Barnes, bu oyunu bir ABD'linin bu şekilde yazmayacağını çünkü eserdeki ana olayın oluş şeklinin olasılık dışı olduğunu söyledi.<ref name="Barnes73">{{Harvnb|Barnes|1959|p=73}}</ref> Barnes'a göre Lizzie gibi bir hayat kadını, güneyli beyaz centilmenler ve iki siyah adamın bir güney eyaletinde aynı vagonda bulunmaları olasılık dışıydı.<ref name="Barnes73"/> New Yorker Dergisi'nin Paris temsilcisi Janet Flanner'a göre ise Sartre, gezileri boyunca kanunları kendi çıkarları doğrultusunda uygulayan çok sayıda güneyli beyefendiyle tanışmamıştı.<ref name="Caute308"/> Bu yüzden Fred, Lizzie'ye atalarından birinin [[George Washington]]'la senli benli olduğunu söylerken Washington'ı Fransızca'da "siz" manasına gelen şahıs zamiri "vous" yerine sen manasına gelen şahıs zamiri "tu"yu kullanarak "tutoyait" olarak tanımladı. Bu güneyli bir zenginin hitap şekli olamazdı.<ref name="Caute308"/> Flanner'a göre Sartre'ın bir diğer yanılgısı ise zenginlerin futbol maçını kazandıktan sonra sarhoş olarak eğlendiklerini düşünmesiydi.<ref name="Caute308"/> ABD'li yazar Richard Wright tüm eleştirilere karşı Sartre'ın yanında yer aldı.<ref name="Ward223"/>
 
''Saygılı Yosma'''nın Sovyetler Birliği'ndeki sergilenişinden sonra kahramanın [[kapitalizm]] karşıtları ve [[devrim]]cilerle aynı tarafta olması için oyunun sonunun değiştirilmesi büyük eleştiriler aldı.<ref name="caws13"/> Sanatın didaktik politikaya alet edildiği yorumlarına karşı çıkanlar ise Sartre'ın görüşlerinin yıllardır bu çizgide olduğunu savundular. Sartre'ın liderliğinde 1945 yılında kurulan ''Les Temps Modernes'' grubunun amacı, savaş sonrası toplumunu destekler ve kişilik haklarını korurken edebi standartların dışına çıkmamaktı.<ref name="caws13"/>
 
Başka bir grup ise Sartre'ın oyundaki siyah karakter için politik olarak yanlış bir portre çizdiğini iddia etti.<ref name="Moran179">Moran Dermot, Embree Lester E., Staehler Tanja, Behnke Elizabeth. ''Phenomenology: Critical Concepts in Philosophy''. Taylor & Francis, 2004. ISBN 978-0-415-31042-0. Sayfa 179</ref><ref name="McBride344"/> Özellikle [[Komünizm|komünistlerin]] düşüncesine göre siyah adam bir kahraman değildi, aksine güçsüz ve çaresiz bir tipti. Ayrıca, oyun boyunca ismi söylenmiyor, sadece "zenci" olarak anılıyordu. Bir diğer nokta ise bu adamın tüm geleceğinin toplum tarafından dışlanmış bir kadının seçimine kalmış olmasıydı. Bu eleştirelere karşı çıkanlar Sartre'ın zenciye belli bir isim vermeyerek siyah olmayan toplumların siyahlara bakış açısını yansıttığını söylediler.<ref name="McBride345"/> Bu toplumlara göre bir siyah ile tüm siyahlar arasında hiçbir fark yoktu. Suçlu olan zencilerin hepsiydi ve bu insanlara göre linç, adaleti sağlayan en önemli mekanizmaydımekânizmaydı. Sartre ise çaresiz, tuzağa düşürülmüş ve masum bir adam için yaptığı betimlemenin çok olası olduğunu söyledi.<ref name="Ward225"/> Bu konuda Sartre'a destek veren Richard Wright, bu oyunun ne sol kesimden ne de [[liberalizm|liberallerin]] arasından o günlerdeki ırkçılığa karşı çıkan hiç kimsenin olmadığını gözler önüne serdiğini de belirtti.<ref name="Ward225"/>
 
== Etkileri ==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Saygılı_Yosma" sayfasından alınmıştır