Şerif Gören: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Wesmerg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Wesmerg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
Şerif Adak GÖREN
14 ekim 1944 yılında İskeçe de doğmuştur. Çocukluğunun ilk yılları İskeçe’de geçti. 1956 yılında dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar adına verilen bir bursu kazanarak Türkiyeye geldi ve istanbul erkek lisesinde okula başladı. Daha sonra bir tanıdık vasıtasıyla Hürrem Erman'ın sahibi olduğu Erman film stüdyosunda iş buldu. Sinemayla ilişkisi 1962 yılındaki bu tesadüfle başladı. Metin Erksan ve Ömer Lütfü Akad’ın başlattığı Yılmaz Güney’in ise altın çağını yaşattığı sinema tarihimizin en üretken,en orijinal ve belkide en nitelikli ürünlerinin ortaya çıktığı sinemada 80 öncesi döneme damgasını vuran toplumsal gerçekçilik akımının 2.kuşağını oluşturan başlıca yönetmenlerimizdendir. En alttan yani çekirdekten yetişmeye başladığı sinema sektöründe pek çok farklı işte çalışmıştır. Bizim bildiğimiz yönetmenlik çalışmalarının dışında senaryo, kurgu, post-prodüksiyon, müzik direktörlüğü ve oyunculuk deneyimleride yaşamıştır. Kendisininde her fırsatta dile getirdiği gibi Yılmaz Güney ile olan dostlukları ve işbirlikleri sayesinde deneyimlerinden ve yaratıcılığından daha etkin bir şekilde yararlanma ve bunları çalışmalarında daha iyi bir şekilde kullanma fırsatı bulmuştur. Şerif Gören sinemasındaki karakterler genelde sistem tarafından yok edilmeye çalışılan yada sisteme uyum sağlayamayan güçlü karakterlerden oluşması bir tesadüf değil aksine Şerif Gören sinemasının en temel farklarından biridir. Sinemasında işlediği konuları kendi zamanındaki güncel sorunlardan alan örneğin kişinin yaşadığı dünya ile olan psikolojik savaşı,toplumdaki düzensizlikten kaynaklanan ağır yaşam koşulları,göçlerin sebep olduğu kimlik bunlarımları ve kentleşmeden kaynaklanan yabancılık duygusu Şerif Gören için sinemasal yeteneğini çok iyi kullanabileceği konuları oluşturmuştur. Hiçbir zaman konu sıkıntısı yaşamayan Gören, Sinemanın sanatsal gücünü kullanarak alt tabakanın kendi içinde yaşadığı hayata eğilmiş ve pek çok yer altı hikayesini sinemayı kullanarak gün yüzüne çıkartmıştır. Kent, göç, kimlik, var oluş ve gelenekleler gibi ana temeller üzerinden sinemamıza unutulmaz eserler vermiştir. Çekirdekten yetiştiği için sinemada oyuncular ile iyi anlaşabilen ve dönemin kalburüstü oyuncuları ile çalışan Gören genelde ara rollerde bulunan ve izleyicinin dikkat etmediği pek çok oyuncuyu alışmışın dışından roller vererek izleyicinin dikkatini çekmiş bu yönüyle de sinemasına oyuncu ve karakter zenginliği katmıştır.
Ayrıca yaşadığı dönemde teknik imkansızlıklara rağmen filmlerinde kullandığı efektler ile sinemamıza pek çok yenilik katmıştır. Sinemaya 1962 yılında kurgucu olarak başladığında henüz 18 yaşında olan Şerif Gören için sinemanın bir tutkuya dönüşmesi uzun sürmedi. 1966 dan itibaren Yılmaz Güney ile çalışmaya başladıktan itibaren kendisi için yeni bir dönem başladı ve Güney ile birlikte senaryo denemelerine başladı. 1970 yılında Yılmaz Güney’in çevirdiği Canlı Hedef filmi ile yardımcı yönetmenlik serüvenine başlayan Gören ilk filmini 1974 yılında senaryosunu Yılmaz Güney ile birlikte yazdığı Endişe adlı film ile yönetmeliğe adım atar. Bu film kendisine Antalya altın portakal film festivalinde en iyi yönetmen, Yılmaz Güneye de en iyi senaryo ödülü getirir. Deprem, Duvar ve Köprü gibi filmler çektikten sonra 1982 yılında senaryosunu yılmaz güneyin yazdığı Yol filmi Gören için bir zirve olmuş ve nitekim bu film ile 1982 yılında Cannes film festivalinde en iyi film ödülü almıştır. Yol filmi büyük şehirlerin dışında gelişen hayatlara ayna tutmasıyla akıllarda yer etmiş ve içinde barındırdığı hikayelerle Türk sinemasına görsel ve sanatsal bir renk katmıştır. Tarık Akan, Melike Demirağ, Halil Ergün gibi önemli oyuncularla çalıştığı bu film halen Türk sinemasının en önemli filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yol filminden sonra denemelerde bulunmuşsa da o başarıya bir daha ulaşamamıştır. Sinema hayatının son döneminde Tomruk, Sen türkülerini söyle, Kurbağalar, Yılanların öcü gibi önemli filmler çekmiştir. 1993 yılında çektiği Amerikalı filminden sonra bir daha film çekmeyeceğini söyledi. Neden olarak da bu filmin yeterince ilgi görmemesi olarak gösteren Gören sinema dilinin toplumla uyuşmadığını söylemiştir. Amerikalı filminden bu yana beyaz perdeden uzak kalsa da son dönemlerde Serseri Aşıklar Kırık Ayna ve Ah İstanbul adlı dizileri yönetmiştir.Son olarak babasına ithaf ettiği 'İskeçe 1955' adlı kısa filmi çekmiştir fakat filmin tamamlanmasından kısa bir süre önce babasının vefat etmesiyle bu filmi babasına izletememiştir.Ayrıca bir dönem Antalya film festivali jüri başkanlığı yapan gören festivalin git gide film şirketleri egemenliğine girdigirdiği ve özgünlüğünü yitirdiği gerekçesiyle 2007 yılında bu görevinden istifa etmiştir. Son olarak Ali Karadoğan ın 2005 yılında Phoenix yayınılarından çıkan "Film Çeviriyorum Abi: Şerif Gören Sinemasında Öykü Söylem ve Tematik Yapı“ adlı kitabına sineması ve hayatıyla konu olmuştur…
 
(Emrah EKİCİ)
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Şerif_Gören" sayfasından alınmıştır