Orhan Veli Kanık: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k 81.213.110.71 tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Gökhan tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi. |
|||
36. satır:
===Sonraki yaşamı ve sanat hayatı===
Kanık, daha sonra,öldü
1939 yılında, arkadaşı Melih Cevdet Anday'la birlikte araba kazası geçirdi. Bu olayın sonucunda yirmi gün komada kaldı.<ref name="Bezirci199118"/> Kazanın sebebi, Anday'ın sürdüğü arabanın [[Çubuk Barajı]] tepesinden aşağı yuvarlanmasıydı. 1941 yılının Mayıs ayında ''[[Garip (kitap)|Garip]]'' seçkisi yayınlandı. Bu kitapta şairin yirmi dört şiirinin yanı sıra Melih Cevdet'in on altı, Oktay Rifat'ın ise yirmi bir şiiri yer aldı.<ref name = "Taşçıoğlu32">{{Harvnb|Taşçıoğlu|2004|p=32}}</ref> Kitabın içindeki şiirler kadar ses getiren [[önsöz|önsözünü]] ise Orhan Veli yazdı.<ref name = "Taşçıoğlu32"/> Bu kitap sonradan [[Birinci Yeni]] olarak da anılacak [[Garip Akımı]]'nın başlangıcı oldu.<ref>Okay, Orhan. ''Şiir Sanatı Dersleri, Cumhuriyet Devri Poetikası''. [[Erzurum]], 1984.</ref> Garip Akımı'nın kurucuları olan Kanık, Horozcu ve Anday, radikal bir tutumla kendilerinden önce gelen hececilerin ve [[Ahmet Haşim]]'in şiirleriyle, [[Nazım Hikmet]]'in toplumcu-gerçekçi şiirlerini reddettiler.<ref name="Ercilasun23">{{Harvnb|Bezirci|2004|p=23}}</ref> Kitaptaki şiirler ve önsöz edebiyat dünyasında büyük tartışmalara sebep oldu. Özellikle Orhan Veli'nin yazdığı "Yazık Oldu Süleyman Efendi'ye" mısrası üzerinde duruldu. Bu mısrayı kimileri tenkit ederken<ref>[[Yusuf Ziya Ortaç]], [[Akbaba (dergi)|Akbaba Dergisi'de]] sert bir eleştiri yazısı yayınladı.</ref>, kimileri çalıntı olduğunu iddia etti.<ref>Mısranın [[Verlaine]]'in "Priez pour le pauvre Gaspard" mısrasından çalındığını söyleyenler olduğu gibi [[Baki]]'nin "Berbâb kıldı taht-ı Süleymân-ı rûzigâr" mısrasından "aşırıldığını" iddia edenler de vardır.</ref> Bir diğer grup ise Türkçe'de yazılmış en güzel dizelerden biri olduğunu söyledi. Bu münakaşalar sonucunda mısra çok popüler oldu<ref name="Ercilasun23"/> ve [[Nurullah Ataç]]'ın deyişi ile "vapurlara, tramvaylara, kahvehanelere kadar" girdi ve bir deyim niteliği kazandı.<ref name="Bezirci197242">{{Harvnb|Bezirci|1972|p=42}}</ref>
|