Zühtü Müridoğlu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Khutuck Bot (mesaj | katkılar)
k Bot: Otomatik metin değişimi: (-Atatürk +Atatürk)
Yasin6606 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
[[Resim:Barbaros_Park_Statue.jpg|thumb|200px|right| Zühtü Müridoğlu'nun [[Ali Hadi Bara]] ile birlikte yaptığı Barbaros anıtı]]
'''Zühtü Müridoğlu''' ([[1906]]-[[1992]]). Türkiye'de ilk sergi açan [[heykeltraş]]. [[İstanbul]]'da doğdu. [[Sanayi-i Nefise Mektebi]]'nde heykel eğitimi aldı.Sanayi-i Nefise'de Ali Hadi BARA'nın öğrencisiydi.
'''Zühtü Müridoğlu''' ([[1906]]-[[1992]]). Türk [[heykeltraş]]. [[İstanbul]]'da doğdu. [[Sanayi-i Nefise Mektebi]]'nde heykel eğitimi aldı. [[Paris]]'te [[Collarossi Akademisi]]'ndeki [[Marcel Gimond]] atölyesinde çalıştı. [[Samsun Lisesi]]'nde öğretmenlik, [[Arkeoloji Müzesi]]'nde heykeltraşlık yaptı. Bir yıl süreyle [[Ankara Üniversitesi]] [[Gazi Eğitim Enstitüsü]]'nde öğretmenlik yaptı. Daha sonra Akademi'nin öğretim üyesi oldu. [[1969]]'da profesör oldu. 1974'te de emekliye ayrıldı. [[Ali Hadi Bara]] ile [[Beşiktaş, İstanbul|Beşiktaş]]'taki [[Barbaros]] Anıtı'nı, [[Zonguldak]]'taki atlı [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] ve [[İnönü]] heykelini o yaptı. [[Anıtkabir]]'deki kabartmalar, [[Büyükada]]'daki, [[Sivas]]'taki, [[Muş]]'taki, [[Eyüp]]'teki [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] heykelleri de onun yapıtlarıdır. Yurt içinden ve dışından çok sayıda ödül almıştır. 1979'ta [[Simavi Ödülü]]'nü aldı. Çok sayıda sergi açmıştır. Birçok yapıtı [[İstanbul Resim ve Heykel Müzesi]]'nde sergilenmektedir.
 
80 yıllık yaşamı boyunca, taşa, çamura, ahşaba ve madene biçim veren Zühtü Müridoğlu, Türk heykel sanatının öncü kurucularındandır. Birçok malzemeden yararlanarak soyut ve figüratif heykel ve heykelciklerin yanı sıra, [[Anıtkabir]]’deki bazı kabartmaları ve Beşiktaş’taki Barboros Anıtı’nı da gerçekleştiren Müridoğlu, 21 Ağustos 1992’de ölmüştü.
26 Ocak 1906’da İstanbul’da doğan Zühtü Müridoğlu, 1924’te Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin Resim Bölümü’ne girer. Daha sonra Heykel Bölümü’ne geçer. 1927-1928 yılının Akademi bitirme ödülünü alan Müridoğlu, dönemin sanat merkezi Paris’e gitme hakkını kazanır. Colarossi Akademisi’nde Marcel Gimond’un (1894-1961) atölyesinde çalışmaya başlar.
 
Modernleşme azminde olan bir ülkenin genç sanatçısı olarak, Paris yıllarının birikimi ile sanat anlayışı derinden etkilenir. Çağdaşlık ve modernizm, Zühtü Müridoğlu için adeta bir misyona dönüşür. Değişmek isteyen bir kuşağın temsilcisidir o artık!.. Sık sık “Şimdiye kadar öğrendiğimi unutmak istiyorum” diyerek heykel sanatıyla, figürle ilgili akademik bilgilerden uzaklaşarak, yepyeni deneylere, ufuklara açılmak ister. Paris’teki hocası [[Gimond]]’dan öğrendiklerini kolay kolay unutamaz. Paris döneminin ve hocasının etkileri onun en başarılı olduğu alana, büstlerine yansır.
 
'''Zühtü Müridoğlu''' ([[1906]]-[[1992]]). Türk [[heykeltraş]]. [[İstanbul]]'da doğdu. [[Sanayi-i Nefise Mektebi]]'nde heykel eğitimi aldı. [[Paris]]'te [[Collarossi Akademisi]]'ndeki [[Marcel Gimond]] atölyesinde çalıştı. [[Samsun Lisesi]]'nde öğretmenlik, [[Arkeoloji Müzesi]]'nde heykeltraşlık yaptı. Bir yıl süreyle [[Ankara Üniversitesi]] [[Gazi Eğitim Enstitüsü]]'nde öğretmenlik yaptı. Daha sonra Akademi'nin öğretim üyesi oldu. [[1969]]'da profesör oldu. 1974'te de emekliye ayrıldı. [[Ali Hadi Bara]] ile [[Beşiktaş, İstanbul|Beşiktaş]]'taki [[Barbaros]] Anıtı'nı, [[Zonguldak]]'taki atlı [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] ve [[İnönü]] heykelini o yaptı. [[Anıtkabir]]'deki kabartmalar, [[Büyükada]]'daki, [[Sivas]]'taki, [[Muş]]'taki, [[Eyüp]]'teki [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] heykelleri de onun yapıtlarıdır. Yurt içinden ve dışından çok sayıda ödül almıştır. 1979'ta [[Simavi Ödülü]]'nü aldı. Çok sayıda sergi açmıştır. Birçok yapıtı [[İstanbul Resim ve Heykel Müzesi]]'nde sergilenmektedir.
 
 
== '''TÜRKİYE’NİN İLK HEYKEL SERGİSİ''' ==
 
Fransa’daki eğitim süresi tamamlanınca, 1932 yılının Ocak ayı başlarında trenle İstanbul’a döner ve Samsun Lisesi’ne resim öğretmeni olarak atanır. Ancak taşra yaşamıyla uyuşması zordur. Heykel çalışmaları kişisel bir sergi açacak düzeye gelince, arkadaş ve hocalarının da katılımıyla, Türkiye’de ilk heykel sergisi olarak kabul edilen, Gülhane Parkı’nın girişindeki Alay Köşkü’ndeki sergisini düzenler ve ardından Samsun’a döner. Evdeki kedisinin modellik ettiği ‘Karalamalar’ını orada sürdürür; bu çizimler arasında yeni tanıştığı kişilerin portreleri de vardır.
 
Yarattıkları küçük çevrelerinde, birbirlerini destekleyen görüşleriyle bu zorluğu aşma çabasına girmiş genç sanatçılardan olarak, 1933’te [[Zeki Faik İzer]], [[Nurullah Berk]], [[Cemal Tollu]], [[Abidin Dino]] ve [[Elif Naci]]’den oluşan beş ressam arkadaşıyla birlikte
‘[[D Grubu]]’nun kurucu üyeleri arasında tek heykeltıraş olarak yerini alır.
Zühtü Müridoğlu; Ali Hâdi Bara (1906-1971), Nusret Suman (1905-1978), Ratip Aşir Acudoğu (1898-1957), Hüseyin Gezer (1920), Mehmet Şadi Çalık (1917-1984) ve İlhan Koman (1921-1986) ile birlikte Cumhuriyet kuşağının ilk heykel sanatçılarını oluşturur. Bu isimler bireysel araştırma ve çıkışlarıyla, Cumhuriyet döneminin kültürel yaşamda benimsediği çağdaşlaşma anlayışı paralelinde, öncü niteliğinde atılımlarıyla Türk heykel sanatının erken modern örneklerini vermişlerdir.
 
 
== '''BÜYÜK ANITLARIN YARATICISI''' ==
 
 
Öğrencilik yıllarından itibaren tasarladığı anıtlar, ona bir dizi ödül getirir. Müridoğlu’nun Hâdi Bara ile ortaklaşa gerçekleştirdiği Barbaros Anıtı (1939-1944), büyük kalitesi olan bir anıt çalışmadır. II. Dünya Savaşı öncesi yıllara rastladığından bronz döküm fiyatları, geçen zamanla birlikte ikiye katlanmış, masraflar artmıştır. Ünlü Türk denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa ile iki levendi, onlardan birinin taşıdığı bayrakla gösteren anıt, Müridoğlu’nun anılarında dile getirdiği gibi çok zor koşullar altında gerçekleşir. Ali Hâdi Bara ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri anıt bağlamında yaptığı diğer çalışmalar Zonguldak Atatürk Anıtı (1941-1946), Anıtkabir kabartmalarından Dumlupınar (1951-1953), Muş’taki Atatürk Anıtı (1963-1965) ve Büyükada’daki Atatürk Anıtı (1964-1965) olur.
1936 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne atanmasıyla, İstanbul serüveni yeniden başlar. Sabahattin Eyüboğlu’nun da Ankara’da bulunduğu bir dönemde, hocalık göreviyle bir süre de başkentte çalışır. 1950’de atandığı Akademi’deki Heykel Bölümü hocalığı onun son durağı olur.
 
 
== '''SANATLA OYUN''' ==
 
 
Zühtü Müridoğlu’nun modernden anladığı, başlangıçta soyuttur. Onun ilk soyut çalışmaları 1950’li yılların başlarına rastlar. O zamana kadar sürdürdüğü figüratif anlayış, yerini yavaş yavaş figüre bağlı olmayan yönelimlere bırakır.
 
Sanatçı ahşap yontu alanında da büyük ustalığa sahiptir. 1934 tarihli ‘Savaş’ rölyefi onun bu alandaki başyapıtı sayılabilir. Figürün görünümünden çok, hareketiyle ilgilenen sanatçı 1960’ların bazı minimalist ahşap heykellerinde de aslında bu hareket etkisini arar.
Sunulan ister bir küre olsun, ister bir insan başı. Gözler, burun ve dudaklar değil, biçimlerdir konuşan yontuda. Bu doğrultuda bakıldığında, Zühtü Müridoğlu’nun figüre dönüşünü bir ‘geriye dönüş’ olarak görmek yanlış olur. Ancak, bu figüratif yapıtlarında 1950-60’ların cesur biçim/hacim/uzam araştırmalarıyla karşı karşıya olmadığımızı da belirtmek gerek.
Müridoğlu’nun doğrudan soyut olarak tasarladığı, ahşabı bakır ve demir ile birlikte kullandığı heykellerini 1980’lerde dans eden bronz kadın figürleri izlemiştir.
 
Zarif ve uçucu bir deseni, çamurda taze, canlı, duyarlı, yaşayan biçimler oluşturan bir modlaj üslubu vardır. Ahşapta düz perdahlanmış alanlardan kaçınır; ürperen, titreşimli yüzeyleri yeğler. Sanatı bir oyun olarak algılamış ve öyle uygulamıştır.
Desen, sanatçının her döneminde varolmuş, hem heykellerinin düşünsel hazırlık aşamalarını oluşturmuş, hem de başlı başına bağımsız bir ifade aracı olarak kullanılmıştır. Son yıllarında gerçekleştirdiği baskıları ve 1992’de öldüğü yıl yayımlanan ‘Zühtü Müridoğlu Kitabı’ bunun en belirgin örnekleridir.
 
Adı ‘sarı fizikçi’ olarak geçen ve Müridoğlu’nun ısrarlı çalışmalarında ona verdiği destekle tanınan eşi Seniha Hanım’ın önemli katkısına da değinmek gerek. Geride kalan 78 defter dolusu eskiz ve çizimlerden de anlaşılacağı gibi Müridoğlu için heykel, her şeyden önce bir tasarım nesnesidir. Ölümünden sonra İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin envanterine geçen bini aşkın deseni ve bu arada 160 civarındaki son etütleri, onun yorulmaz bir güçle bağlandığı mesleğine ilişkin özverili ve aralıksız çalışma kapasitesi hakkında fikir verecektir.
Görsel malzemelerin sağlanmasındaki katkılarından dolayı Yapı Kredi Yayınları’na teşekkür ederiz.
 
 
[[Kategori:Türk heykeltraşlar]]
[[Kategori:1906 doğumlular]]
[[Kategori:1992 yılında ölenler]]
--[[Kullanıcı:Yasin6606|Yasin6606]] 06:06, 5 Nisan 2009 (UTC)