Karl Kautsky: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
proleterya ---> proletarya
Takabeg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
35. satır:
 
 
Prag'da doğan ve Viyana'da felsefe ve tarih öğrenimi gören Kautsky, Avrupa işçi sınıfı hareketinin en önemli liderlerinden birisidir. Siyasi yaşamına Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'''Karlnde başlayan Kautsky, zaman içinde Alman sosyal demokratları içinde sivrildi ve 1895'te Engels''in ölümüyle birlikte hareketin önde gelen "otorite"si durumuna geldi.
Avrupa işçi sınıfı hareketinin en önemli liderlerinden birisidir.
Siyasi yaşamına Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'nde başlayan Kautsky,
zaman içinde Alman sosyal demokratları içinde sivrildi ve 1895'te
'''Engels''''in ölümüyle birlikte hareketin önde gelen "otorite"si durumuna geldi.
Bu dönem sosyal demokrat hareketi, burjuva reformizmine kaydırmaya çalışan Bernstein'a karşı duran ve işçi hareketinin bağımsız kimliğini savunan Kautsky, bir dizi başlıkta Rus Bolşevik devrimci hareketinde sivrilmeye başlayan Lenin'i etkiledi.
Bu etki, yalnızca Sovyet Rusya'da değil, tarihsel anlamda tüm işçi hareketini derinden etkileyen "Ne Yapmalı" kitabında görüldü. Fakat Kautsky, Lenin'in aksine kapitalizmin emperyalist karakterini bu dönemde görmezden gelmiş, 1914'te Lenin'in büyük ihanet olarak adlandırdığı bir tercih yaparak, Alman burjuvazisinin savaş bütçesinden yana tavır almıştır.
Bernstein'a karşı duran ve işçi hareketinin bağımsız kimliğini savunan Kautsky,
bir dizi başlıkta Rus Bolşevik devrimci hareketinde sivrilmeye başlayan Lenin'i etkiledi.
1917 ekim devrimi başlangıçta destekleyen Kautsky, daha sonraları tek parti diktasının dünyadaki sosyalist işçi hareketinin önünü tıkayacağını, demokrasinin bütün olanaklarından, onu ortadan kaldırmadan faydalanmak gerektiğini belirtmiştir. 1919 yılında Kaustky, Sovyet rejimini incelediği "Proletarya diktatörlüğü" kitabını yayınlamıştır. Bu esere cevap olarak Lenin, ''Proletarya diktatörlüğü ve Dönek Kautsky'' adlı karşı görüşlerini ifade eden kitabını yayımlamıştır.
Bu etki, yalnızca Sovyet Rusya'da değil, tarihsel anlamda tüm işçi hareketini derinden
etkileyen "Ne Yapmalı" kitabında görüldü. Fakat Kautsky, Lenin'in aksine kapitalizmin
emperyalist karakterini bu dönemde görmezden gelmiş, 1914'te Lenin'in büyük ihanet olarak
adlandırdığı bir tercih yaparak, Alman burjuvazisinin savaş bütçesinden yana tavır almıştır.
1917 ekim devrimi başlangıçta destekleyen Kautsky, daha sonraları tek parti diktasının
dünyadaki sosyalist işçi hareketinin önünü tıkayacağını, demokrasinin bütün olanaklarından,
onu ortadan kaldırmadan faydalanmak gerektiğini belirtmiştir. 1919 yılında '''Kaustky,'''
Sovyet rejimini incelediği '''"Proletarya diktatörlüğü"''' kitabını yayınlamıştır. Bu esere cevap olarak '''Lenin, "Proletarya diktatörlüğü ve Dönek Kautsky"''' adlı karşı görüşlerini
ifade eden kitabını yayımlamıştır.
Kautsky, bolşevik rejimiyle ilintili olarak şunları söylemiştir:
''İflas eden, bir Devlet'in (Çarlık imparatorluğu) mirasçısı olarak demokratik değil bir
diktatörlük rejimi iktidara gelirse, daha da kötü bir konuma gelir, çünkü onun zorunlu sonucu
iç savaştır. Dolayısıyla maddi kaynaklar, anarşi tarafından boşa harcanır. Sosyalist üretim
yalnızca, yeni koşullar altında kapitalist üretimin imkansız hale geldiği yerlerde, proletarya,
sendikalar ve kent konseyleri aracılığıyla öz yönetim konusunda deneyim kazandıysa, yasama ve
yürütmenin idare edilmesine katıldıysa ve çok sayıda entelektüel, kendi hizmetleriyle yeni yöntemleri
desteklemeye hazırsa mümkündür. demiştir.( Kautsky, Proletarya diktatörlüğü,sf:71-72)
'' Gerçekten de '''Stalin''' döneminde, SSCB'de köylülerin çoğunluğunu orta halli ve
büyük toprak sahibi çiftçilerin oluşturduğu bir sırada, tarımsal toprakların üretimini hızlı bir
şekilde artırmak amacıyla devlet tarafından silah zoruyla kamulaştırma yoluna gidilerek bunların
kolhoz denilen bir çeşit devlet çiftliklerine dönüştürülmek istenmesi, ülkede iç savaş çıkmasına
sebep olmuş, topraklarını, aletlerini, traktörlerini vermek istemeyen milyonlarca çiftçi katledilmiş,
çıkan kıtlık sonucunda yine milyonlarca insan açlıktan ve hastalıklardan hayatını kaybetmiştir.
Bu dönemde Rusya'da çeşitli rakamlar verilmekle beraber 12 milyon insanın hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Katledilenlerin arasında rus köylüleriyle beraber 2.dünya savaşında zorla orta asyaya sürülen
yüzbinlerce Ahiska ve Kırım Türkleri de bulunmaktadır.
Kautsky, Paris Komünü ile Sovyet Rejimini kıyaslamıştır. '''Marx ve Engels''''in desteklediği
'''Paris Komünü'nde''' genel oy hakkı ve basın özgürlüğü gibi demokratik hakların alınmadığını, fakat
SSCBde işçi ve aydın sınıfın azlığından dolayı sosyalizmi ve en sonunda komunizmi gerçekleştirmenin
bu demokratik hakların ortadan kaldırılmasına ve bununla beraber kendileri gibi düşünmeyen diye
sosyalist fikirlerin partiden ve iktidardan dışlanacağına işaret etmiştir. SSCB'deki İşçi-köylü
diktatörlüğünün Marx ve Engels'in görüşlerinin aksine tek parti ve tek adam diktasına gideceğine
işaret etmiştir. Kautsky'nin bu tezi, daha sonraki yıllarda sovyet komunist partisinden Troçkistlerin
dışlanması ile hatta Stalinciler tarafından kurşuna dizilmesiyle tarihsel olarak doğrulanmıştır.
'''Lev Trotsky(Troçki'''), 1930larda bu nedenle Rusya'dan kaçarak Türkiye'de Büyükada'da bir süre
kalmıştır. Daha sonra KGB tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Kautsky, bolşevik rejimiyle ilintili olarak şunları söylemiştir:
Kautsky, genel olarak demokratik devrimle yani evrimci bir tarzda aşama aşama sosyalizmin
 
gerçekleşmesinin mümkün olabileceğini, demokrasi dışı yöntemlerin, işçi ve emekçi kitleleri
''İflas eden, bir Devlet'in (Çarlık imparatorluğu) mirasçısı olarak demokratik değil bir diktatörlük rejimi iktidara gelirse, daha da kötü bir konuma gelir, çünkü onun zorunlu sonucu iç savaştır. Dolayısıyla maddi kaynaklar, anarşi tarafından boşa arcanır. Sosyalist üretim yalnızca, yeni koşullar altında kapitalist üretimin imkansız hale geldiği yerlerde, proletarya, sendikalar ve kent konseyleri aracılığıyla öz yönetim konusunda deneyim kazandıysa, yasama ve yürütmenin idare edilmesine katıldıysa ve çok sayıda entelektüel, kendi hizmetleriyle yeni yöntemleri desteklemeye hazırsa mümkündür.'' (Kautsky, ''Proletarya diktatörlüğü'', sf:71-72)
hazır olmadıkları ileri bir aşamaya geçirmesinin bir anda ihtilalle mümkün olamayacağını ifade etmiştir.
 
Grev, genel oy hakkı, sosyal güvenlik, sendikal mücadele, toplu sözleşme, özgür basın ve Avrupa'da
Gerçekten de Stalin döneminde, SSCB'de köylülerin çoğunluğunu orta halli ve büyük toprak sahibi çiftçilerin oluşturduğu bir sırada, tarımsal toprakların üretimini hızlı bir şekilde artırmak amacıyla devlet tarafından silah zoruyla kamulaştırma yoluna gidilerek bunların kolhoz denilen bir çeşit devlet çiftliklerine dönüştürülmek istenmesi, ülkede iç savaş çıkmasına sebep olmuş, topraklarını, aletlerini, traktörlerini vermek istemeyen milyonlarca çiftçi katledilmiş, çıkan kıtlık sonucunda yine milyonlarca insan açlıktan ve hastalıklardan hayatını kaybetmiştir. Bu dönemde Rusya'da çeşitli rakamlar verilmekle beraber 12 milyon insanın hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Katledilenlerin arasında rus köylüleriyle beraber 2.dünya savaşında zorla orta asyaya sürülen yüzbinlerce Ahiska ve Kırım Türkleri de bulunmaktadır.
parlementer rejime işçi ve emekçilerin katılmasının önemli kazanımlar olduğunu ifade etmiştir.
 
Kautsky, Paris Komünü ile Sovyet Rejimini kıyaslamıştır. Marx ve Engels'in desteklediği Paris Komünü'nde genel oy hakkı ve basın özgürlüğü gibi demokratik hakların alınmadığını, fakat SSCBde işçi ve aydın sınıfın azlığından dolayı sosyalizmi ve en sonunda komunizmi gerçekleştirmenin bu demokratik hakların ortadan kaldırılmasına ve bununla beraber kendileri gibi düşünmeyen diye sosyalist fikirlerin partiden ve iktidardan dışlanacağına işaret etmiştir. SSCB'deki İşçi-köylü diktatörlüğünün Marx ve Engels'in görüşlerinin aksine tek parti ve tek adam diktasına gideceğine işaret etmiştir. Kautsky'nin bu tezi, daha sonraki yıllarda sovyet komunist partisinden Troçkistlerin dışlanması ile hatta Stalinciler tarafından kurşuna dizilmesiyle tarihsel olarak doğrulanmıştır.
 
Kautsky, genel olarak demokratik devrimle yani evrimci bir tarzda aşama aşama sosyalizmin gerçekleşmesinin mümkün olabileceğini, demokrasi dışı yöntemlerin, işçi ve emekçi kitleleri hazır olmadıkları ileri bir aşamaya geçirmesinin bir anda ihtilalle mümkün olamayacağını ifade etmiştir.
 
Grev, genel oy hakkı, sosyal güvenlik, sendikal mücadele, toplu sözleşme, özgür basın ve Avrupa'da parlementer rejime işçi ve emekçilerin katılmasının önemli kazanımlar olduğunu ifade etmiştir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Karl_Kautsky" sayfasından alınmıştır