Yusuf İmamoğlu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ofli (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
5. satır:
[[Resim:Yusuf İmamoglu.jpg|right]]'''Yusuf İmamoğlu''' ([[1945]] - [[08 Haziran 1970]], [[İstanbul]]) 8 Haziran 1970 günü okumakta olduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde karşıt görüşlü silahlı kişilerce öldürülen ülkücü öğrenci.
 
Bursa'nın İnegöl ilçesinde oturan Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğudur. Öldürüldüğü sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü son sınıfında okumaktaydı. O dönemde İstanbul'daki Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri de derslerini İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültelerinden alıyor fakat bu okulda okuyan ülkücü öğrenciler o günlerde bu fakültelerin karşıt grupların hakimiyetinde olması sebebiyle okullarına giremiyorlardı. Yusuf İmamoğlu, öldürüldüğü gün fakülte girişinde karnelerini imzalatmak için bekleyen fakat okula giremeyen bazı Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerinin karnelerini hocalara imzalatmak için fakülteye girmiştir.
 
Yusuf İmamoğlu, fakülteye girdikten ve belgeleri hocalara imzalattıktan sonra "Asistan Odası" olarak tabir edilen, asistanların oturduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin 339 nolu odasının kapısından çıktığı sırada bir grubun kurşunlarına hedef olarak hayatını kaybetmiştir. O günlerin basın yayın organlarında bu grubun, başında [[Vural Yıldırımoğlu]], [[Yusuf Kayabaşı]], [[Ali Menekşe]], [[Feridun Şakar]] ve [[Vahram Apik]] isimli kişilerin bulunduğu komünist militanlar olduğu yönünde haberler yayınlanmıştır.
 
YusfYusuf İmamoğlu'nun öldürülmesi o dönem ülkücü kamuoyunda büyük bir tepkiye sebep olmuştur. Ülkücü basın yayın organları bu ölümün sorumlusu olarak üniversiteleri komünist şiddete teslim eden üniversite yönetimlerini ve hükümeti göstermişlerdir.
Yusuf İmamoğlu, aldığı kurşun yaralarına rağmen hemen ölmemiş, 23 dakika sonra can vermiştir. Bu süre içinde cinayeti işleyen grup tarafından hiç kimse yanına yaklaştırılmadığı gibi olay sebebiyle çağrılan bir ambulans da yine fakülte bahçesine sokulmamıştır.
 
Olay günü fakültede ayrıca bir doçent ve iki asistan silahla tehdit edilerek hırpalanmış ve bir profesör de dersinden zorla dışarı atılarak hırpalanmıştır.
 
Cinayeti işleyen grup herhangi bir müdahale ile karşılaşmadan marşlar eşliğinde fakülteden ayrılmıştır. Polis ise olay yerine olaydan 1,5 saat sonra gelmiştir.
 
Yusf İmamoğlu'nun öldürülmesi o dönem ülkücü kamuoyunda büyük bir tepkiye sebep olmuştur. Ülkücü basın yayın organları bu ölümün sorumlusu olarak üniversiteleri komünist şiddete teslim eden üniversite yönetimlerini ve hükümeti göstermişlerdir.
 
Yusuf İmamoğlu'nun cenazesi kalabalık törenle vapurla memleketi Bursa'ya gönderilmiş ve [[Bursa Emirsultan Mezarlığı]]'na defnedilmiştir.