Risale-i Nur: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ceng (mesaj | katkılar)
→‎İçerik: Tasavvuf - Hakikat ayrımında düzenleme yapıldı. Said Nursi de "İmansız islam kurtuluşa yetmeyecği gibi islamsız iman da kurtuluşa yetmez" fikrini savunanlardandır.(Mektubat 9.Mektup)
66. satır:
[[Said Nursî]]'nin [[Kur’an]]'ın [[kelam]] ayetlerini farklı bir bakış açısıyla yorumladığı eserlerdir. Risale-i Nur, Kuran'ın baştan sona tüm ayetlerini değil, özellikle imanî hakikatler (''İslam terminolojisindeki karşılığı ile kelam'') ile ilgili 1000 civarında ayetini açıklamaktadır. Yazar ayetlere getirilen bu açıklamaların, diğer ayetleri de yorumlayabilecek bir altyapı kazandırmasını hedeflemiştir. Risalelerde amellerin nasıl işleneceğinden ziyade amellerin niçin yapıldığına dair sorular cevaplanmaya çalışılır. Amellerin nasıl yapılacağına dair bilgi veren ayrıntılı çok az yazı bulunmaktadır. “''Namaz niçin kılınır?''”, “''Niçin belli vakitlerde eda edilir?''”, “''Ahirete imanın delilleri nedir?''”, “''Allah'ın varlığının delilleri nedir?''” türünden soruların cevabı verilmeye çalışılır. Teknik açıdan sınıflandırıldığında, Risale-i Nur'un bir [[fıkıh]] kitabı değil, bir kelam kitabı olduğu söylenebilir.
 
Said Nursi'ye göre devir, islamın temel esaslarının ihmale uğradığı, iman hakikatlarına etraflıca hücum edilen bir devir olduğundan, bu devirde imanı kurtarmak diğer iman hizmetlerinden daha önemlidir. Tarikatların vazifesini geçmiş devirlerde güzel bir şekilde ifa ettiklerini, fakat bu devirde tarikattan ziyade hakikatın önemli olduğunu belirtmiştir. Geçmiş asırlarda tasavvuf yoluyla islama hizmet eden [[Abdulkadir Geylani]], [[Şah-ı Nakşibendi]] ve [[İmam-ı Rabbani]] gibi alimlerin bu zamanda bulunmuş olmaları durumunda bütün çabalarını iman esaslarının ve islam akidelerinin kuvvetlendirilmesine sarfedeceklerini ifade etmiştir. "''İmansız Cennete gidemez; fakat tasavvufsuz Cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır.''"<ref>[http://www.risaleara.com/oku.asp?id=731 Mektubat, Said Nursi , Envar Neşriyat s.27]</ref> sözleriyle iman hakikatlarına verdiği önemi dile getirmiştir.
Yazara göre, "''zaman tarikat zamanı değil iman kurtarmak zamanıdır''". İslam tarikatlarının İslamî amellerin en ince ayrıntısına kadar özenle yaşanmasına çalıştığı dikkate alındığında, yazarın vermek istediği mesajın İslamî amellerin ince ayrıntılarının dert edilmemesi gerektiğidir. Yazarı böyle düşünmeye iten saik, iman hakikatlerine saldırıldığı; [[İslam]]'ın şartlarının ihmal edildiği bir dönemin yaşandığı düşüncesidir. İslam âlimlerinin, "''İman, muma benzer. Dinin emir ve yasakları, mum etrafındaki fener gibidir. Mum ile birlikte fener de, İslamiyet'tir. Fenersiz mum çabuk söner. İmansız, İslam olamaz; fakat İslam olmayınca, iman da yoktur''" şeklinde özetlenebilecek olan tespitlerine katılmadığını beyan etmiş ve amelsiz de iman olabileceği düşüncesinden hareketle yazılarının çoğunda İslamî amellere açıktan değil ima yoluyla değinmiştir. Eserin sahibi, bu davranışıyla [[kelam]] ilminde farklı bir açılım yapmıştır.
 
"''[[Mevlana]] benim zamanımda gelseydi, Risale-i Nur'u yazardı. Ben de Hz. Mevlana zamanında gelseydim [[Mesnevi (kitap)|Mesnevi]]'yi yazardım, O zaman hizmet Mesnevi tarzındaydı, şimdi Risale-i Nur tarzındadır''" <ref>Necmettin Şahiner, Son Şahitler, C.1, s.318 ISBN 975-4082-359
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Risale-i_Nur" sayfasından alınmıştır