Serseri Aşıklar: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Tenar80 (mesaj | katkılar)
Tenar80 (mesaj | katkılar)
29. satır:
Serseri aşıklar sinemada bir devrim niteliği taşıyan belli başlı 5-6 filmden biridir. Diğer kültler gibi sinemaya çok temel şeyler sokmamasına rağmen artık "belli başlı kurallar" diye nitelendirilen şeylere bağlı kalmadan da güzel şeyler yapılabileceğini ve aslında sinema adlı daha bebekliğini yaşayan bir sanatta öyle pek de sıkı kurallar olmadığını vurgulayan bir yapıttır. Tabi ki Avrupa sinemasının üstünlüğü tekrar ele aldığı 20 yıllık dönemi başlatan filmdir. Godard Amerika adlı şeyle ilgili ne düşünüyorsa bu filmde bunları değişik bir uslupla dile getirmiştir.
 
[[Fransız Yeni dalgası]] bu dönemde [[Francois Truffaut]]'un [[400 Darbe]]si ile sinemada kendini göstermişti. Yani çekilen filmin yeni bir dille bir şeyler anlatmak istediği aşikardı. Ama onun yaptığından daha belirgin olanını belki de Godard bu filmde ortaya koydu. Truffaut' nun bu filmin senaryosunu GodaraGodard'a bir gazete ilanında görüp verdiği, oluşan projenin de 1 ayda 90.000 dolar büteçeye çekildiği bilinmekte. Dünya görüşleri de birbirine yakın olan iki arkadaşın sineması belki bu vesile ile bugünki sinemanında temelini oluşturdu. Bugün iki filmde yeni dalga akımıyla yan yana anılır.
 
Filmde kiFilmdeki bir başka önemli ikili ise Jean Seberg ve Jean Paul Belmondo'dur. İkisiniFilm, ikisini de aynı anda zirveye taşıyan film Serseri aşıklardıtaşımışdı. 20'li yaşlarda kiyaşlardaki iki genç oyuncunun performansları dönemin gazetelerindegazetelerin de tesiriyle efsanevi bir şöhret kazandırdı.
 
Filmde ki en önemli teknik orjinallik diye tanımlayacağımız şey filmin kurgusunun bütünsel değil bölük pörçük oluşudur. Yani o güne kadar özellikle Amerika'da filmler belirli bir konuyu birbiri ile doğrudan ilşkili sekanslarda direkt anlatırdı. Bu işin zirve noktası geriye sık dönüşlerini hatırladığımız Yurttaş Kane isimli Orson Welles'in 1941 yapımı filmiydi.Yurttaş Kane seyircinin algısına bir roman bir öykü gibi hitap eden sağlam bir filmdi. Oysa bu filmde böyle bir edebi-teatral dilden öte, daha önce denenmemiş algıyı birtaz rahatsızlıkla zorlayan bambaşka bir yapı vardı. Godart ve Truffaut filmlerinde kamera açıları fofoğrafik netlikler taşımıyordu. Senaryo ve görsel açıdan teknik orjinallik bir filmin baş yapıt olması için önemli etkenlerdir. Bundan 10 sene sonra senaryo açısından benzer fakat görsel açıdan farklı bir film olan Andrey Rublev, Tarkovski tarafından sinemaya armağan edilecekti. Godart'ın sinemasının etkisimidir bilinmez ama Tarkovski'de benzeri açıdan sinemayı etkileyen bir film ortaya koymuştur.