Said Nursî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ceng (mesaj | katkılar)
→‎Hayatı: Eski Said-Yeni Said-Üçüncü Said olan hayat dönemleri hakkında bilgi girildi, hala eksikler var
17. satır:
[[1878]] yılında [[Bitlis (il)|Bitlis]]’in [[Hizan, Bitlis|Hizan]] ilçesine bağlı İsparit nahiyesinin [[Nurs, Hizan|Nurs]] köyünde doğdu. Babasının adı Mirza, annesinin adı Nuriye'dir.
 
Said Nursi, hayatının Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said olmak üzere üç devreden oluştuğunu söyler. Eserlerinde, hayatının doğumundan 45 yaşına kadar olan kısmını Eski Said devresi olarak adlandırmıştır. Eski Said İslamiyete siyaset yoluyla hizmet edilebileceği fikriyle hareket etmiştir. Daha sonra zamanın gelişen olayları onu bu fikirden vazgeçirmiş, siyasetten tamamen çekilmiştir. Eski Said'in Yeni Said'e dönüşmesinde, Said Nursi'nin, [[Abdulkadir Geylani]]'nin Fütuh'ul Gayb isimli kitabından aldığı ders önemli rol oynamıştır.<ref>Lem'alar - 8.Lem'a - Envar Neşriyat s.49</ref> Risale-i Nur külliyatının vücuda gelmesi büyük ölçüde Yeni Said devresinde olmuştur. Afyon hapsinden sonraki hayat dönemini ise "Üçüncü Said" olarak isimlendirmiştir.<ref>Said Nursi Tarihçe-i Hayatı - Isparta Hayatı - Envar Neşriyat s.525</ref> Bu devirde, yazımı tamamlanmış olan Risale-i Nur eserlerinin farklı kesimden halk topluluklarına ulaştırılması ile ilgilenmiştir.
 
== Eski Said ==
===Tahsil hayatı ve I.Meşrutiyet Dönemi===
Zamanın harikası anlamına gelen Bediüzzaman ismi ile meşhur olmuşsa da, Molla Said, Molla Said-i Meşhur, Said-i Kürdi, Said-i Nursi gibi isimler kullandığı bilinmektedir. İlk eğitimini Nurs köyünde, ağabeyi Molla Abdullah'tan almıştır. Tağ Köyü’ndeki Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesinde öğrenim hayatına başladığında Said Nursi dokuz yaşındaydı.[[Tarihçe-i Hayat]] isimli eserinin ''İlk Hayatı'' kısmında, izzetine çok önem verdiği ve âmirane söylenen en küçük bir söze bile tahammül edemediği bu nedeniyle Tağ köyü medresesinden ayrıldığı ve köyüne geri döndüğü yazılmıştır. Köyüne döndükten sonra, haftada bir ziyaretlerine gelen ağabeyi Molla Abdullah'ın verdiği dersleri takip etti. Beş yıl süren tahsil hayatı boyunca Molla Mehmed Emin Efendi Medresesi, Mir Said Veli Medresesi, Molla Fethullah Efendi Medreselerinde eğitim aldı. Risalelerinde, bu süre zarfında Kur’an’ı hatmettiğini, sarf ve nahiv kitaplarını İzhar’a kadar okuduğunu, Doğu Beyazıt’ta bulunan Şeyh Mehmet Celali’nin medresesinde üç ay süren bir eğitim gördüğünü, bu eğitimi sırasında her gün günde üç saat meşgul olarak yüze yakın kitabı okuyup ezberine aldığını, medreselerde eğitimi yapılan kitaplar dışında pek çok başka kitabı da okuduğunu yazmıştır. <ref>Risale-i Nur Külliyatı, Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım : İlk Hayatı</ref> <ref>Bediüzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Germany 1994, s. 68.</ref> <ref>Bediüzzaman Said Nursi, İçtimai Reçeteler, İstanbul 1990, C.1, s. 10.</ref> <ref>Bediüzzaman Tarihçesi, Abdurrahman, İstanbul 1919, s.10-12</ref> <ref>Sikke-i Tasdik-i Gaybi Osmanlıca, s.62</ref> <ref>http://arsiv.sabah.com.tr/2004/12/12/gnd109.html</ref> Daha sonra icazetini aldığı ve sonra Doğubeyazıt’tan ayrıldığı bildirilmektedir.<ref>4. Sadık Albayrak, Son Devrin İslam Akademisi, İstanbul 1972, s. 198.</ref>
Satır 32 ⟶ 35:
Van'da Medresetü’z-Zehra isimli bir okul kurma fikrini gerçekleştirebilmek için 1907 yılında [[II. Abdülhamit]]'e istida vermek amacıyla selamlık törenine üzerinde yöresel kıyafetleri, başında sarığı ve hançeri ile katıldı. Bu hareketi neticesinde önce tutuklandı daha sonra akıl hastahanesine kapatıldı.<ref> Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, Necmeddin Şahiner, Yeni Asya Yayınları</ref> 1907'de serbest kaldıktan sonra keskin bir Abdülhamit muhalifi olarak İttihat ve Terakki Cemiyetiyle irtibata geçmek için Selanik'e gitti. [[Selanik]]'te cemiyetin önde gelen isimlerinden daha sonra Selanik Mebusu olacak olan [[Emanuel Karasso]] ile ve cemiyetin diğer önderleri ile görüştü. <ref>Tarihçe-i Hayat - İlk Hayatı </ref> Selanik'de [[Meşrutiyetin İlanı]]'ndaki kutlamalarda II. Abdülhamit idaresine karşı hürriyet nutukları söyledi. Nutuklarında ''hürriyet'''in gelmesinden önce ''Gebermiş İstibdadı muhafaza için'' şeriat meselesinden geri adım atılmış olduğunu söylemişti. <ref>Tarihçe-i Hayat - İlk Hayatı </ref> Bu dönemde Osmanlı Devletinin güvenlik ve istihbarat kurumu olan [[Teşkilat-ı Mahsusa]]'da görev aldığı, [[İttihat ve Terakki Cemiyeti]]'ne üye olduğu yazılmıştır. <ref>[http://www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika/01597/ Tempo Dergisi, 8 Nisan 2003]</ref> <ref>Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, Necmeddin Şahiner, Yeni Asya Yayınları</ref> <ref>[http://www.haber5.com/artikel.php?artikel_id=6554 haber5 internet sitesi, Taha Kurutlu]</ref> Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 1915 yılında Bitlis'de Rus Cephesinde görevlendirildiği, Libya'ya gönderildiği tarihçi [[Cemal Kutay]] tarafından yazılmış ancak bu görevlendirilme bilgisinin doğru olmadığı yönünde itirazlar olmuştur. <ref>[http://www.yeniasya.com.tr/2006/12/06/yazarlar/lsalihoglu.htm Latif Salihoğlu, Yeni Asya, Teşkilât-ı Mahsusa yalancıları]</ref>
 
[[1908]]’de [[İkinci Meşrutiyet]]’in ilanından hemen önce [[İstanbul]]’a geldi. İstanbul'da Derviş Vahdeti'nin [[Volkan Gazetesi]]'nde yazdı. İslamcı bir siyasal parti olan [[İttihad-ı Muhammedi Fırkası]]'nın kuruculuları arasında yer aldı. Volkan Gazetesi bu fırkanın yayın organıydı. [[13 Nisan]] [[1909]] (Rumi 31 Mart 1323) tarihinde [[31 Mart Vakası]] patlak verdi. Selanik'ten gelen [[Hareket Ordusu]] aradan 11 gün geçtikten sonra isyanı bastırabildi. Bazıları [[İttihad-ı Muhammedi Fırkası]]'nın ileri gelenleri olmak üzere isyanı çıkaranlar ve Derviş Vahdeti ile birlikte Divan-ı Harp'te yargılandı, Derviş Vahdeti ve 16 kişi idam edildi, Said Nursi davadan beraat etti. Serbest kaldıktan sonra Serbesti Gazetesi'nde ''ordunun ruhu ve ülküsünün okullu subaylar olduğunu, bunlara isyan etmenin cinayet olduğunu'' yazmıştır. <ref>[http://www.mevzuatdergisi.com/1998/08a/02.htm Mevzuat Dergisi, 1998-08-02]</ref> İsyanın ardından Batum üzerinden Van'a gitti. [[1911]] yılında tekrar İstanbul’a döndü. [[1915]]-[[1917]] arasında [[Osmanlı-Rus Savaşı]]nda Kafkas Cephesinde esir düştü. 1917 yılında Kostroma Esir Kampı’ndan kaçarak yurda döndü. [[Dar-ül Hikmet-ül İslamiye]]'de görev aldı. [[Kürt Teali Cemiyeti]]'nin üyeleri arasında olduğu tarihçiler tarafından yazılmış <ref>Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler </ref> <ref>[http://www.belgenet.com/dava/gulendava_03.html F.Gülen Davası, Savcılık iddianamesi, Nurculuğu Tarihsel Gelişimi]</ref><ref>Kürtçülük, 1787-1923, Bilal Şimşir</ref> ancak Said Nursi'nin bu cemiyetin kendisine gönderdiği teklifi mektupla verdiği cevapta reddettiği ifade edilmiştir. <ref>Mustafa Nezihi Polat, Mülâkat, Erzurum 1964, s. 30-34</ref> <ref>Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, İstanbul 1979, s. 214-216.</ref> Said Nursi'nin etnik ayrımcığa karşı olduğu ve Kürt Teali Cemiyeti'ne yazdığı mektupla bunu açıkladığı belirtilerek Kürt Teali Cemiyeti üyeliği bazı tarihçilerce kabul edilmemektedir. <ref>Yanlış tanıtılmaya çalışılan bir dahi:Said Nursi, Ahmet Akgündüz</ref> 15 Şubat 1919 tarihinde sonradan [[Teâli-i İslâm Cemiyeti]] adını alan [[Cemiyet-i Müderrisîn]]'in kurucu azaları arasında yer aldı. <ref>Tunaya, Tarık Zafer, ''Türkiye'de Siyasal Partiler'', Hürriyet Vakfı Yay., İstanbul, 1988, cilt 2, s.182.</ref> <ref>[http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=530 Köprü Dergisi, 72. Sayı, ''İslâm'ın Siyasallaşma Sürecinde Cemiyet-i Müderrisin'den Teâli-i İslâm'a'']</ref> [[Kurtuluş Savaşı]] sırasında milli mücadeleyi destekledi. 9 Kasım 1922 tarihinde Milli Meclis'te 2. oturuma dinleyici olarak katıldı. <ref>Vahdettin, M.Kemal ve Milli Mücadele, yalanlar, yanlışlar ve yutturmacalar</ref> Cumhuriyet ilan edildikten sonra hükümetin islami esaslara riayet etmediğini düşündüğünden Ankara'yı terketti ve Van'a gitti.

==Yeni Said==
[[1925]] yılında [[Şeyh Said Ayaklanması]] patlak verdi. Halkı islam dini adına ayaklanmaya çağıran Şeyh Said ve ayaklanmaya katılanlar tutuklandı. Şeyh Said ve suçlu bulunan ayaklanmacılar [[İstiklal Mahkemesi|İstiklâl Mahkemesi]]nce idama mahkûm edildi. Şeyh Said isyanı ile ilgisi olduğu iddiasıyla Burdur'a sürgün edilen Said Nursi, <ref>Din Işığı Altında Nurculuğun İçyüzü, Faruk Güventürk, Okat Yayınevi, İstanbul 1964. </ref> <ref>http://www.risaleara.com/oku.asp?id=5722 - Beyanat ve Tenvirler s.19</ref> aşağıdaki sözleriyle kıyamı başlatan Şeyh Said'in baş kaldırısına karşı çıktığını ifade etmiştir.
 
<blockquote>
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî" sayfasından alınmıştır