Said Nursî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
78.182.135.36 (k - m - e) tarafından yapılan değişiklik geri alınıyor.
Ceng (mesaj | katkılar)
32. satır:
Van'da Medresetü’z-Zehra isimli bir okul kurma fikrini gerçekleştirebilmek için 1907 yılında [[II. Abdülhamit]]'e istida vermek amacıyla selamlık törenine üzerinde yöresel kıyafetleri, başında sarığı ve hançeri ile katıldı. Bu hareketi neticesinde önce tutuklandı daha sonra akıl hastahanesine kapatıldı.<ref> Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, Necmeddin Şahiner, Yeni Asya Yayınları</ref> 1907'de serbest kaldıktan sonra keskin bir Abdülhamit muhalifi olarak İttihat ve Terakki Cemiyetiyle irtibata geçmek için Selanik'e gitti. [[Selanik]]'te cemiyetin önde gelen isimlerinden daha sonra Selanik Mebusu olacak olan [[Emanuel Karasso]] ile ve cemiyetin diğer önderleri ile görüştü. <ref>Tarihçe-i Hayat - İlk Hayatı </ref> Selanik'de [[Meşrutiyetin İlanı]]'ndaki kutlamalarda II. Abdülhamit idaresine karşı hürriyet nutukları söyledi. Nutuklarında ''hürriyet'''in gelmesinden önce ''Gebermiş İstibdadı muhafaza için'' şeriat meselesinden geri adım atılmış olduğunu söylemişti. <ref>Tarihçe-i Hayat - İlk Hayatı </ref> Bu dönemde Osmanlı Devletinin güvenlik ve istihbarat kurumu olan [[Teşkilat-ı Mahsusa]]'da görev aldığı, [[İttihat ve Terakki Cemiyeti]]'ne üye olduğu yazılmıştır. <ref>[http://www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika/01597/ Tempo Dergisi, 8 Nisan 2003]</ref> <ref>Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, Necmeddin Şahiner, Yeni Asya Yayınları</ref> <ref>[http://www.haber5.com/artikel.php?artikel_id=6554 haber5 internet sitesi, Taha Kurutlu]</ref> Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 1915 yılında Bitlis'de Rus Cephesinde görevlendirildiği, Libya'ya gönderildiği tarihçi [[Cemal Kutay]] tarafından yazılmış ancak bu görevlendirilme bilgisinin doğru olmadığı yönünde itirazlar olmuştur. <ref>[http://www.yeniasya.com.tr/2006/12/06/yazarlar/lsalihoglu.htm Latif Salihoğlu, Yeni Asya, Teşkilât-ı Mahsusa yalancıları]</ref>
 
[[1908]]’de [[İkinci Meşrutiyet]]’in ilanından hemen önce [[İstanbul]]’a geldi. İstanbul'da Derviş Vahdeti'nin [[Volkan Gazetesi]]'nde yazdı. İslamcı bir siyasal parti olan [[İttihad-ı Muhammedi Fırkası]]'nın kuruculuları arasında yer aldı. Volkan Gazetesi bu fırkanın yayın organıydı. [[13 Nisan]] [[1909]] (Rumi 31 Mart 1323) tarihinde [[31 Mart Vakası]] patlak verdi. Selanik'ten gelen [[Hareket Ordusu]] aradan 11 gün geçtikten sonra isyanı bastırabildi. Bazıları [[İttihad-ı Muhammedi Fırkası]]'nın ileri gelenleri olmak üzere isyanı çıkaranlar ve Derviş Vahdeti ile birlikte Divan-ı Harp'te yargılandı, Derviş Vahdeti ve 16 kişi idam edildi, Said Nursi davadan beraat etti. Serbest kaldıktan sonra Serbesti Gazetesi'nde ''ordunun ruhu ve ülküsünün okullu subaylar olduğunu, bunlara isyan etmenin cinayet olduğunu'' yazmıştır. <ref>[http://www.mevzuatdergisi.com/1998/08a/02.htm Mevzuat Dergisi, 1998-08-02]</ref> İsyanın ardından Batum üzerinden Van'a gitti. [[1911]] yılında tekrar İstanbul’a döndü. [[1915]]-[[1917]] arasında [[Osmanlı-Rus Savaşı]]nda Kafkas Cephesinde esir düştü. 1917 yılında Kostroma Esir Kampı’ndan kaçarak yurda döndü. [[Dar-ül Hikmet-ül İslamiye]]'de görev aldı. [[Kürt Teali Cemiyeti]]'nin üyeleri arasında olduğu tarihçiler tarafından yazılmış <ref>Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler </ref> <ref>[http://www.belgenet.com/dava/gulendava_03.html F.Gülen Davası, Savcılık iddianamesi, Nurculuğu Tarihsel Gelişimi]</ref><ref>Kürtçülük, 1787-1923, Bilal Şimşir</ref> ancak Said Nursi'nin bu cemiyetin kendisine gönderdiği teklifi mektupla verdiği cevapta reddettiği ifade edilmiştir. <ref>Mustafa Nezihi Polat, Mülâkat, Erzurum 1964, s. 30-34</ref> <ref>Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, İstanbul 1979, s. 214-216.</ref> Said Nursi'nin etnik ayrımcığa karşı olduğu ve Kürt Teali Cemiyeti'ne yazdığı mektupla bunu açıkladığı belirtilerek Kürt Teali Cemiyeti üyeliği bazı tarihçilerce kabul edilmemektedir. <ref>Yanlış tanıtılmaya çalışılan bir dahi:Said Nursi, Ahmet Akgündüz</ref> 15 Şubat 1919 tarihinde sonradan [[Teâli-i İslâm Cemiyeti]] adını alan [[Cemiyet-i Müderrisîn]]'in kurucu azaları arasında yer aldı. <ref>Tunaya, Tarık Zafer, ''Türkiye'de Siyasal Partiler'', Hürriyet Vakfı Yay., İstanbul, 1988, cilt 2, s.182.</ref> <ref>[http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=530 Köprü Dergisi, 72. Sayı, ''İslâm'ın Siyasallaşma Sürecinde Cemiyet-i Müderrisin'den Teâli-i İslâm'a'']</ref> [[Kurtuluş Savaşı]] sırasında milli mücadeleyi destekledi. 9 Kasım 1922 tarihinde Milli Meclis'te 2. oturuma dinleyici olarak katıldı. <ref>Vahdettin, M.Kemal ve Milli Mücadele, yalanlar, yanlışlar ve yutturmacalar</ref> Cumhuriyet ilan edildikten sonra hükümetin islami esaslara riayet etmediğini düşündüğünden Ankara'yı terketti ve Van'a gitti. [[1925]] yılında [[Şeyh Said Ayaklanması]] patlak verdi. Halkı islam dini adına ayaklanmaya çağıran Şeyh Said ve kıyama katılanlar tutuklandı ve Şeyh Said ve suçlu bulunan kıyamcılar [[İstiklal Mahkemesi|İstiklâl Mahkemesi]]nce idama mahkûm edildi. Şeyh Said kıyamı ilgisi olduğu iddiasıyla Burdur'a sürgün edilen Said Nursi, <ref>Din Işığı Altında Nurculuğun İçyüzü, Faruk Güventürk, Okat Yayınevi, İstanbul 1964. </ref> <ref>http://www.risaleara.com/oku.asp?id=5722 - Beyanat ve Tenvirler s.19</ref> aşağıdaki sözleriyle kıyamı başlatan Şeyh Said'in baş kaldırısına karşı çıktığını ifade edilmiş ise de bu itiraz Bediüzzaman'ın bizzat kendi ifadesi olduğunu doğrulayan bir belge de gösterilememektediretmiştir. Hatta Bediüzzaman tarafından yazılan "Mahkeme-i Kübraya Şekvamdır" başlıklı yazının 9 ve 10. maddelerinde bu iddialara karşı kullanılabilecek ifadeler yer almaktadır. 9. madde Dersim başkaldırısı ve orada devletin yaptığı zulümler anlatılırken, 10. maddesinde Şeyh Said ve rüfekasının hakiki şehid oldukları yazılmaktadır. Bu maddeler ile ilgili gizli mektupların Abdülkadir Badıllı'da olduğu iddia edilmektedir. Badıllı da bu iddiaları yalanlamamıştır. Bundan dolayı <ref>[http://www.yeniasya.com.tr/2008/01/18/yazarlar/lsalihoglu.htm Konuyla ilgili Yazar Latif Salihoğlu'nun cevabı]</ref>
<blockquote>
''Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Türk milleti İslâmiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda yüz binlerle, milyonlarla şehid vermiş ve milyonlar veli yetiştirmiştir. Binaenaleyh kahraman ve fedakar İslam müdafiilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılınç çekilmez ve ben de çekmem.'' <ref>http://www.risaleara.com/oku.asp?id=5722 - Osmanlıca teksir Asa-yı Mûsa , s. 250</ref> ifadesinin ciddi delillere ihtiyaç duyduğunu belirtmek gerekir.
</blockquote>
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî" sayfasından alınmıştır