Çeviribilim: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
İnfoCan (mesaj | katkılar)
Vikileştirme
1. satır:
'''Çeviribilim''', yazılı ve sözlü [[çeviri]]nin teori, betimleme ve uygulamasını konu alan beşeri ilim dalıdır. Sahalar arası bir çalışma alanı olarak çeviribilim çeviriye destek olan çeşitli sahalardan katkı alır. Bunlarına arasında mukayeseli edebiyat, [[bilgisayar bilimleri]], [[tarih]], [[dilbilim]], [[felsefe]], [[filoloji]], [[semiyotik]], [[terminoloji]] yer alır. Batı dillerinde “translation studies”, “Translationwissenschaft”, “troductologie” gibi isimlerle anılır.
{{düzenle|Ekim 2007}}
 
GünümüzdeÇeviri çeviribiliminyaparken mutlak bir bilimdoğruya dalıulaşılamyacağından olamayacağıdolayı daçeviribilimden tartışılmaktadır;klasik mutlakanlamda bir doğruya ulaşamayacağımız bir alanda[[bilim]] bilimdenolarak bahsetmek mümkün değildir. AncakÇeviribilim kelimenin İngilizcesi olan “translation studies” bu yeni araştırma alanını maksadını aşmadan betimlemektedir. Çeviribilim’leile kastedilen şey, çevirinin nesnel bir gözle incelenmesi ve zaman zaman betimlenmesidir. Çeviri, kaynak metni hedef dilde tekrar yaratma eylemidir; çeviri incelemesi ise bu yeni metnin kaynak metinle karşılaştırılarak betimlenmesi, incelenmesi, çeviri sürecinde çeviriyi ve çevirmeni etkileyen şartların göz önünde bulundurulmasıdır bir bakıma.
 
1970’li yıllardan itibaren pek çok çeviri kuramcısı, yaptıkları araştırmalarla çeviribilime katkıda bulunmuş, çeviriye ve çevirmene yeni bir kimlik kazandırmıştır. O zamana dek pek önemsenmeyen ve “görünmez” olan çevirmene aktif bir rol yüklenmiştir. Çeviri kuramcılarının üstünde en çok durdukları meselekonu, “sadakat” olmuştur. Kimisi sadık çevirinin, sözcüğü sözcüğüne yapılan çeviri olacağını savunurken, kimisi de aslolanın anlam olduğunu, kaynak metnin anlamını veren çevirinin sadık olduğunu belirtmiştir. ÜlkemizdeTürkiye'de, çevirisinin sadakati en çok tartışılan çevirmen ise [[Can Yücel]] olmuştur.
==ÇEVİRİDE YENİ YAKLAŞIMLAR VE ÇÖZÜMLER==
 
EnÇeviride en önemli mesele sadakat olunca, çeviri kuramcıları “sadakatsizlikle” suçlanan çevirmenin davranışını anlamak için bu konuya eğilmişlerdir. Sözgelimi, [[Gideon Toury]], hedef dilin kültüründe belli normların[[norm]]ların ve kuralların[[kural]]ların olduğunu, insanların yaşayışlarını şekillendiren bu normların çevirmenin tercihini ve çevirisini de kaçınılmaz olarak şekillendireceğini belirtmiştir. Toury’ye göre, çevirinin sadakatini etkileyen en önemli etmenler hedef dilin kültürünün normlarıdır.
Çeviribilim, dünyada 1970’li yıllarda bağımsızlığını kazanan bir sosyal bilim dalıdır. Batı dillerinde “translation studies”, “Translationwissenschaft”, “troductologie” gibi isimlerle anılır. Türkiye’de ise yeni yeni üstüne düşülmeye başlanmış bir bilim dalı olarak görülebilir.
 
Ünlü çeviribilimÇeviribilim kuramcısı [[Hans J. Vermeer]] ise, çevirinin nedenli bir “eylem” olduğunu, her bilinçli eylem gibi bunun da bir “amaç”la (skopos) yapıldığını, dolayısıyla çeviriyi biçimlendirecek olan etkenin çevirmenin amacı olduğunu savunmuştur.
Günümüzde çeviribilimin bir bilim dalı olamayacağı da tartışılmaktadır; mutlak bir doğruya ulaşamayacağımız bir alanda bilimden bahsetmek mümkün değildir. Ancak kelimenin İngilizcesi olan “translation studies” bu yeni araştırma alanını maksadını aşmadan betimlemektedir. Çeviribilim’le kastedilen şey, çevirinin nesnel bir gözle incelenmesi ve zaman zaman betimlenmesidir. Çeviri, kaynak metni hedef dilde tekrar yaratma eylemidir; çeviri incelemesi ise bu yeni metnin kaynak metinle karşılaştırılarak betimlenmesi, incelenmesi, çeviri sürecinde çeviriyi ve çevirmeni etkileyen şartların göz önünde bulundurulmasıdır bir bakıma.
 
Yeni kuram ve kuramsal çerçevelerle ortaya çıkan [[yapısalcılık]] sonrası araştırmacılar, ortaya çeviribilim açısından son derece ilginçyeni görüşler atmışlardır. Bunların en önemlisi ise '''Yapısöküm''' adlı kuramın babası [[Jacques Derrida’dırDerrida]]’dır. Derrida, sözcüklerin içini boşaltmış, “ak”ın aslında “kara” olabileceğini göstermiştir. Derrida ve [[Rosemary Arrojo]] gibi diğer yapısalcılık sonrası kuramcılar, Yazar Yazar’ıkavramını öldürmüş, metnin yazardan bağımsız olduğunu, okurla metnin arasına yazarın giremeyeceğini belirtmişlerdir bir bakıma. Böylece, kendisi aynı zamanda bir okur olan çevirmene de sonsuz bir özgürlük bahşedilmiştir.
1970’li yıllardan itibaren pek çok çeviri kuramcısı, yaptıkları araştırmalarla çeviribilime katkıda bulunmuş, çeviriye ve çevirmene yeni bir kimlik kazandırmıştır. O zamana dek pek önemsenmeyen ve “görünmez” olan çevirmene aktif bir rol yüklenmiştir. Çeviri kuramcılarının üstünde en çok durdukları mesele “sadakat” olmuştur. Kimisi sadık çevirinin sözcüğü sözcüğüne yapılan çeviri olacağını savunurken, kimisi de aslolanın anlam olduğunu, kaynak metnin anlamını veren çevirinin sadık olduğunu belirtmiştir. Ülkemizde, çevirisinin sadakati en çok tartışılan çevirmen ise Can Yücel olmuştur.
 
Bu ve bunun gibi çeviriye ilişkin diğer meseleler ülkemizde ve dünyada çeviri kuramcıları ve çeviriyi nesnel bir gözle inceleyen araştırmacılar tarafından hâlâ incelenmektedir. Ancak ne kadar tartışılsa da, pratik anlamda en çok kabul gören görüş, ''anlama dayanandayalı (meaning based) çeviridirçeviri''dir.
En önemli mesele sadakat olunca, çeviri kuramcıları “sadakatsizlikle” suçlanan çevirmenin davranışını anlamak için bu konuya eğilmişlerdir. Sözgelimi, Gideon Toury, hedef dilin kültüründe belli normların ve kuralların olduğunu, insanların yaşayışlarını şekillendiren bu normların çevirmenin tercihini ve çevirisini de kaçınılmaz olarak şekillendireceğini belirtmiştir. Toury’ye göre, çevirinin sadakatini etkileyen en önemli etmenler hedef dilin kültürünün normlarıdır.
 
===Anlama dayalı çeviri===
Ünlü çeviribilim kuramcısı Hans J. Vermeer ise, çevirinin nedenli bir “eylem” olduğunu, her bilinçli eylem gibi bunun da bir “amaç”la (skopos) yapıldığını, dolayısıyla çeviriyi biçimlendirecek olan etkenin çevirmenin amacı olduğunu savunmuştur.
 
Çeviri başlıbaşına tartışmalı bir olgudur. Cümle yapıları birbirinden farklı iki dil arasında çeviri yapan bir çevirmenin kaynak dile sadık olmasını beklemek ve bu konuda ısrar etmek iyi sonuçlar vermeyebilir. Sözgelimi, [[İngilizce]] ve Türkçe’nin[[Türkçe]]’nin cümle yapıları farklıdır; İngilizce’nin cümle dizilişi [[Özne]]-[[Yüklem]]-[[Nesne]] şeklinde, Türkçe’nin cümle dizilişi ise Özne-Nesne-Yüklem şeklindedir. İngilizce’de ''relative clause'' olarak adlandırılan sıfat/ilgi tümcecikleriyle sonu gelmeyen upuzun bir cümle kurulabilir. Ancak Türkçe’de sıfatlar[[sıfat]]lar ve sıfat tümcecikleri başta geldiği için uzun sıfat tümcecikleriyle kurulmuş bir İngilizce cümleyi aslına bağlı kalarak çevirmek Türkçe cümlenin anlaşılmaz ve hantal olmasına yol açabilir (ana dillerinin cümle dizilişi özne-nesne-yüklem şeklinde olan öğrencilerin cümle dizilişi özne-yüklem-nesne şeklinde olan ikinci bir dili öğrenirken karşılaştıkları sorunlar için bkz A Comparison of Relative Clauses in the Writing of Korean and Spanish ESL Students). Sıfat tümcecikleriyle dolu İngilizce bir cümleyi olduğu gibi çevirmek, Türkçe metinde bütün sıfat tümceciklerini başa almak, cümlenin akıcılığının bozulmasına, okurun cümlenin anlamı içinde kaybolmasına yol açar. Çeviride aslolan, metnin ne dediğini anlamak ve bu anlamı hedef dilde en güzel şekliyle ifade etmektir. Kuramcılar, çevirmene ne yapması gerektiğini söylemezler; yalnızca ürüne bakarak çevirmenin davranışlarını ve tercihlerini açıklamaya çalışırlar. Çeviri süreci içerisinde çevirmen kendi kararını kendisi verecektir. Ancak bu karar verme yetisi, ülkemizde özellikle teknik çeviride birçok çeviri yanlışına neden olmuş, özensiz ve araştırma yapılmaksızın yapılan çevirilerle dilimiz yozlaşmaya başlamıştır.
 
==Anadil konuşucusu ilkesi==
Yeni kuram ve kuramsal çerçevelerle ortaya çıkan yapısalcılık sonrası araştırmacılar, ortaya çeviribilim açısından son derece ilginç görüşler atmışlardır. Bunların en önemlisi ise Yapısöküm adlı kuramın babası Jacques Derrida’dır. Derrida, sözcüklerin içini boşaltmış, “ak”ın aslında “kara” olabileceğini göstermiştir. Derrida ve Rosemary Arrojo gibi diğer yapısalcılık sonrası kuramcılar Yazar’ı öldürmüş, metnin yazardan bağımsız olduğunu, okurla metnin arasına yazarın giremeyeceğini belirtmişlerdir bir bakıma. Böylece, kendisi aynı zamanda bir okur olan çevirmene de sonsuz bir özgürlük bahşedilmiştir.
 
Çeviri sektöründe, hedef dilde çevrilmiş metnin kalitesi, özellikle dilbilimsel ve kültürel yönleri açısından, çevirmenin anadili ile hedef dilin aynı olmasına bağlıdır. Anadilin sağladığı dilsel içgüdü bir çevirmen için gelişmiş bir avantajdır ve her çevirmen kendi diline doğru yaptığı çevirilerde kendi diliyle ilgili içsel bir anlayışa sahiptir. Hedef metnin anadili konuşucusu tarafından çevrilmesi metne sadece dilbilimsel bir bütünlük ve doğruluk sağlamakla kalmaz, metnin hedef kitlesi açısından taşıyacağı sosyal ve kültürel değerlerin de metinde yansıması açısından fark yaratacak bir avantaj sağlar.
Bu ve bunun gibi çeviriye ilişkin diğer meseleler ülkemizde ve dünyada çeviri kuramcıları ve çeviriyi nesnel bir gözle inceleyen araştırmacılar tarafından hâlâ incelenmektedir. Ancak ne kadar tartışılsa da, pratik anlamda en çok kabul gören görüş, anlama dayanan (meaning based) çeviridir.
 
Günümüzde profesyonel çeviri hizmeti veren uluslararası çeviri şirketleri özellikle bu ilkeyle, "çevirmenin sadece kendi anadiline doğru çeviri yapması / hedef metnin de sadece ve özellikle anadili hedef dil ile aynı olan çevirmen tarafından çevrilmesi " ve bu ilkeyi temel alan bir sistemle çalışmayı tercih ediyorlaretmekteler. Çeviri hizmeti alan çeşitli sektörel firmalar da, daha önce yaşadıkları yanlış çeviri deneyimlerinden sonra artık bu ilkeyle hizmet veren çeviri şirketleriyle çalışmayı tercih etmeye başladılar.
===ANLAMA DAYALI ÇEVİRİ===
 
Çevirinin kalitesini arttıran ve garantileyen başka bir çalışma ilkesi de kaynak dilin anadili konuşucusu çevirmenler ile hedef dilin ana dili konuşucuları olan çevirmenlerin aynı çeviri şirketinde sinerjiyle[[sinerji]]yle çalışmaları.
Çeviri başlıbaşına tartışmalı bir olgudur. Cümle yapıları birbirinden farklı iki dil arasında çeviri yapan bir çevirmenin kaynak dile sadık olmasını beklemek ve bu konuda ısrar etmek iyi sonuçlar vermeyebilir. Sözgelimi, İngilizce ve Türkçe’nin cümle yapıları farklıdır; İngilizce’nin cümle dizilişi Özne-Yüklem-Nesne şeklinde, Türkçe’nin cümle dizilişi ise Özne-Nesne-Yüklem şeklindedir. İngilizce’de relative clause olarak adlandırılan sıfat/ilgi tümcecikleriyle sonu gelmeyen upuzun bir cümle kurulabilir. Ancak Türkçe’de sıfatlar ve sıfat tümcecikleri başta geldiği için uzun sıfat tümcecikleriyle kurulmuş bir İngilizce cümleyi aslına bağlı kalarak çevirmek Türkçe cümlenin anlaşılmaz ve hantal olmasına yol açabilir (ana dillerinin cümle dizilişi özne-nesne-yüklem şeklinde olan öğrencilerin cümle dizilişi özne-yüklem-nesne şeklinde olan ikinci bir dili öğrenirken karşılaştıkları sorunlar için bkz A Comparison of Relative Clauses in the Writing of Korean and Spanish ESL Students). Sıfat tümcecikleriyle dolu İngilizce bir cümleyi olduğu gibi çevirmek, Türkçe metinde bütün sıfat tümceciklerini başa almak, cümlenin akıcılığının bozulmasına, okurun cümlenin anlamı içinde kaybolmasına yol açar. Çeviride aslolan, metnin ne dediğini anlamak ve bu anlamı hedef dilde en güzel şekliyle ifade etmektir. Kuramcılar, çevirmene ne yapması gerektiğini söylemezler; yalnızca ürüne bakarak çevirmenin davranışlarını ve tercihlerini açıklamaya çalışırlar. Çeviri süreci içerisinde çevirmen kendi kararını kendisi verecektir. Ancak bu karar verme yetisi, ülkemizde özellikle teknik çeviride birçok çeviri yanlışına neden olmuş, özensiz ve araştırma yapılmaksızın yapılan çevirilerle dilimiz yozlaşmaya başlamıştır.
 
Sözgelimi, ana dili İngilizce olan bir çevirmenle ana dili Türkçe olan bir çevirmen karşılıklı yardımlaşarak kaynak metinde anlamadıkları yerleri tartışmakta ve kendi ana dillerinde hedef metni yaratmaktadır. Her çevirmen kendi ana diline çeviri yapmakta, böylece yanlış ve anlamsız ifadelerle dolu çevirilerden kaçınılmaktadır. “Onun şiiri, Karacaoğlan’ın obasına uğramıştır” cümlesi İngilizce’ye bire bir çevrilirse (''His poetry has dropped by Karacaoğlan’s tent''), hedef dildeki okurlar bu cümleden bir şey anlamayacaklardır; çünkü onların söylemlerinde böyle bir ifade yoktur. Ana dili İngilizce olan bir çevirmen bunu kendi diline en uygun şekliyle aktaracaktır (Ör: ''His poetry has a Karacaoğlan flavor''). Aynı şekilde ana dili Türkçe olan bir çevirmen de kendi dilinde tuhaf duran bir ifadeyi Türkçe’ye uygun olarak çevirecektir.
 
Hem anlama dayalı, hem de kaynak metinle hedef metni ana dili kaynak dil olan çevirmenlerle tartışılarak yapılan bu çeviriler, günümüzde en güvenli çeviri olarak görülmektedir.
==ANADİLİ KONUŞUCUSU İLKESİ (Natural speaker principle)==
 
Çeviri sektöründe, hedef dilde çevrilmiş metnin kalitesi, özellikle dilbilimsel ve kültürel yönleri açısından, çevirmenin anadili ile hedef dilin aynı olmasına bağlıdır. Anadilin sağladığı dilsel içgüdü bir çevirmen için gelişmiş bir avantajdır ve her çevirmen kendi diline doğru yaptığı çevirilerde kendi diliyle ilgili içsel bir anlayışa sahiptir.
 
Hedef metnin anadili konuşucusu tarafından çevrilmesi metne sadece dilbilimsel bir bütünlük ve doğruluk sağlamakla kalmaz, metnin hedef kitlesi açısından taşıyacağı sosyal ve kültürel değerlerin de metinde yansıması açısından fark yaratacak bir avantaj sağlar.
 
Günümüzde profesyonel çeviri hizmeti veren uluslararası çeviri şirketleri özellikle bu ilkeyle, "çevirmenin sadece kendi anadiline doğru çeviri yapması / hedef metnin de sadece ve özellikle anadili hedef dil ile aynı olan çevirmen tarafından çevrilmesi " ve bu ilkeyi temel alan bir sistemle çalışmayı tercih ediyorlar.
 
Çeviri hizmeti alan çeşitli sektörel firmalar, daha önce yaşadıkları yanlış çeviri deneyimlerinden sonra artık bu ilkeyle hizmet veren çeviri şirketleriyle çalışmayı tercih etmeye başladılar.
 
Çevirinin kalitesini arttıran ve garantileyen başka bir çalışma ilkesi de kaynak dilin anadili konuşucusu çevirmenler ile hedef dilin ana dili konuşucuları olan çevirmenlerin aynı çeviri şirketinde sinerjiyle çalışmaları.
 
Sözgelimi, ana dili İngilizce olan bir çevirmenle ana dili Türkçe olan bir çevirmen karşılıklı yardımlaşarak kaynak metinde anlamadıkları yerleri tartışmakta ve kendi ana dillerinde hedef metni yaratmaktadır. Her çevirmen kendi ana diline çeviri yapmakta, böylece yanlış ve anlamsız ifadelerle dolu çevirilerden kaçınılmaktadır. “Onun şiiri, Karacaoğlan’ın obasına uğramıştır” cümlesi İngilizce’ye bire bir çevrilirse (His poetry has dropped by Karacaoğlan’s tent), hedef dildeki okurlar bu cümleden bir şey anlamayacaklardır; çünkü onların söylemlerinde böyle bir ifade yoktur. Ana dili İngilizce olan bir çevirmen bunu kendi diline en uygun şekliyle aktaracaktır (Ör: His poetry has a Karacaoğlan flavor).
Aynı şekilde ana dili Türkçe olan bir çevirmen de kendi dilinde tuhaf duran bir ifadeyi Türkçe’ye uygun olarak çevirecek, hep yakındığımız ama bir şey yapamadığımız dil ve kültür yozlaşmasından da bir nebze olsun kaçınılmış olacaktır. Hem anlama dayalı, hem de kaynak metinle hedef metni ana dili kaynak dil olan çevirmenlerle tartışılarak yapılan bu çeviriler, günümüzde en güvenli çeviri olarak görülmektedir. Anadili konuşucusu prensibiyle çeviri hizmeti veren uluslararası çeviri şirketlerinden bazı örnekler:
 
http://www.svin.nl Hollandaca, Danca, Fince, Norveççe, İsveççe, İngilizce ve Almanca
 
http://www.vortext.de Almanca -İngilizce
 
http://www.ntgp-legaltranslations.com İngilizce-Fransızca-Almanca
 
Ülkemizde bu prensiple çeviri hizmeti veren kuruluş turkishenglish.com’dur.
http://www.turkishenglish.com Türkçe ve İngilizce
 
==KAYNAKÇA==
 
 
* VERMEER, Hans J. (1994) "Translation today:Old and new problems." Translation Studies :An Interdiscipline (ed.Snell-Hornby, Mary, Franz Pöchhacker and Klaus Kaindl)
 
* SAUSSURE, FERDINAND de (1985) , Genel Dilbilim Dersleri. (Çeviren: Berke VARDAR), Ankara
 
* TOURY, GIDEON (ed.) (1991)Introducing Translation Theory: Selected Articles.
Tel Aviv University: Dyonun
 
* TOURY, GIDEON (1980)In Search of a Theory of Translation.
Tel Aviv: The Porter Institute for Poetics and Semiotics, Tel Aviv University
 
* GÖKTÜRK, Akşit (1994) Çeviri: Dillerin Dili. YKY
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Çeviribilim" sayfasından alınmıştır