Ön Türkler: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Orijinnal (mesaj | katkılar)
Türkişi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
{{yanlış}}{{düzenle|Şubat 2008}}
Orta Asya bozkırlarında ve Sibirya taygalarında İlkçağ ve Ortaçağ'da yaşayan Türk halkların yaşam özellikleri:
 
[[Image:TariatLandscape.jpg|thumb|right|400px|Selenga bölgesinden bir görüntü]]
 
== QARA-TAU kültürü ==
 
-Milattan önce 1 milyondan milattan önce 10 000 e kadar olan 990 000 yıl süren düşünce felsefesine denir.Orta Asya kişisi(Türk değil)uzun yıllar doğayla ilgili çeşitli çileler çekmiştir.Bunun sonucunda doğayı bir yaratanın olduğunu ve bu yaratanın 1 olduğunu düşünmüşlerdir.Böylece yazı başlamıştır.Tanrı demek tamgalarla yani damgalarla ifade edilmeye başlanmış ve tanrı ilk tamgalardan olmuştur.1 nokta tanrıyı yaradanı allahı gösteriyordu.Böylece bu düşünme felsefesi sonucunda dilleri gelişerek Ön-Türkçenin yani ilk dilin temeli oldu.
=== Bozkır ===
 
QARA-TAU araştırmaları:Tacikistan Arkeoloji Enstitüsü direktörü A.Ranov 20 sene bu konu üzerinde çalışmıştır.Ekibiyle termolüminisans ve C-14 testleri yaparak tarihi ölçtü.Türkler bu felsefeyi Avrupa'ya taşıdılar ve o zamanın büyük denizlerinden ve güzel kentlerinden geçtiler:
Coğrafi zorunluluklar ve iklim değişikliklerin gibi sebeplerle Sibirya ve bugünkü Rus düzlüklerinden Orta Asya steplerine indiği düşünülen Türkler, orman avcılığından göçebe çobancılığa geçiş süreci yaşamıştır. Türk dilinde ormancılık ve orman yaşamıyla ilgili sözcüklerin, bozkır yaşantısındaki sözcüklerden daha eski olması ve [[Pazırık Kurganı]]nda ren geyiği görünümü verilmiş atlar çıkartılmış olması bu süreci doğrulamaktadır. Coğrafi şartlar ve iklim değişiklikleri veya bilinemeyen nedenlerden ötürü Türk kabilelerinin büyük bir kısmı yerleşik ve ormancılık hayatından bozkır hayatına geçmişlerdir ve bir şekilde bozkır hayatına adapte olmuşlardır.
 
-OY-OĞ.....İstanbul
[[Resim:Caribou.jpg|250px|left|thumb|Türklerde geyik at kadar önemlidir]]
 
-OQ-OZ ULIQ KÖL.....Karadeniz
Bugünkü [[Doğu Türkistan]], [[Moğolistan]] ve [[Altay]] bölgelerinin İlkçağ'da ve Ortaçağ'ın başlarında Türkler'in anayurdu olduğu düşünülmektedir. Bu alan; 1200 ila 1400 metre arasında değişen bir yayladır. Büyük çöküntüler ve yüksekliklerden oluşan bu arazide Altay Dağları'nın yüksekliği 4600 metreden fazladır. [[Ötüken]]'in bulunduğu bölge 4000 metre civarındadır. Çungarya ve Gobi Çölü'nün bulunduğu alan yılda 100 milimetreden azdır. Bugünkü [[Doğu Türkistan]], [[Moğolistan]] ve [[Altay]] bölgelerin de yıllık yağış 200 milimetreyi geçmez. Kışın soğuk şiddetlidir: -50 dereceye kadar düşer. Kışın büyük bölümü toprak karlar altındadır. Yazın hava çok sıcak olabilir ya da kötü geçen yıllarda fırtına da görülebilir. Sık ladin, çam, köknar ormanlarıyla kaplı yüksekliklerin eteklerinde çayırlar vardır. Çukur yerlerde ise ağaçlıklı otlaklar ve çalılıklar vardır. Bu bölgelerden Çin'e doğru giden topraklar ve İran'a doğru giden topraklar uçsuz steplerle ve çöllerle kaplıdır. Altay'a yakın Sibirya bölgelerinde ise taygalar vardır.
 
-Zümran.....İzmir
Böyle bir alanda İlkçağ ve Ortaçağ'da yaşayan topluluklarda ekonominin temeli hayvancılığa dayanmaktadır. Geniş steplerde en çok [[at]] ve [[koyun]] yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bunlardan başka [[deve]] ve [[sığır]] da beslenmektedir. Koyunun yünü eğilerek ip yapılır ve bundan [[halı]], [[kilim]] üretilmektedir. [[Andronova Kültürü|Andronova]] ve [[Afanasyevo kültürü‎|Afanasyevo]] Kültür kalıntıları sebebiyle, bilim adamları halının ana yurdu olarak Orta Asya'yı göstermektedir.
 
-Up-URUM.....Roma adıyla türk olan etrüskler tarafından kuruldu.
Özellikle Orta Asya nüfusunun çoğunluğunu teşkil eden göçebe toplumlarda [[hayvancılık]] ön plandaydı. Bu yüzden Orta Asya steplerinde göçebe hayatı yaşayan insan toplulukları yazlık alanlar ve kışlık alanlar belirleyerek belirli bir yol üzerinde göç ederlerdi. Göçler rasgele değildi. Göç edilecek yerler ve takip edilen yollar önceden belirliydi. Böyle bir Bozkır hayatına bağlı olarak [[12 Hayvanlı Türk Takvimi|On iki Hayvanlı Takvimi]] gelişmiştir. Bu takvim güneş ile ay arasındaki döngüye ve "geyik böğürtüsü", "bir hayvanın doğması","bir göçmen kuşun geri dönmesi" gibi doğa olaylarına bağlıdır.
 
-Yunanistan.....İÇÜY-ÖK
Bozkır hayatında, sebzeye karşı fazla istek duyulmazdı. Sütlü [[darı]], [[peynir]], [[yoğurt]] ve kısrak sütünden yapılan [[kımız]], Orta asya topluluklarının başlıca besin maddeleriydi. At ve koyun etinin saklama ihtiyacı "ilkel konserveciliğin" gelişmesine yol açmıştır. Göçebe topluluklarda "[[yonca]]"nın ve "darı"nın oldukça önemi vardı.
 
Portekize kadar pasifikten atlantiğe göçler yapılmıştır.Türklerin göç sırasında Sina yarımadasına yazıtlar,hiyerogliflere farklı yazılar,Fransa ve Portekiz'e yazıtlar,Amerika'ya mağara yazıları ve yazıtlar bıraktıkları biliniyor.Ancak bu gerçek Batılı arkeolog ve tek kelime türkçe bilmeyen TÜRKOLOGlar tarafından reddediliyor.
=== Arabalar ve Çadırlar ===
 
[[Image:Gurvger.jpg|right|300px|thumb|Orta Asya'da bir yurt]]
 
== HEREDOT'TAN ÖNCEKİ İLK TARİHÇİLER ==
Herhangi bir vesileyle ya da mevsimsel olarak yapılan yolculuklar,"iki hörgüçlü deve" olarak adlandırılan soğuğa dayalı develer, arabalar ya da "kızaklar"la yapılırdı. "Kızaklar"dan yazıtlarda söz edilmiş olup, oyma resimlerle de tasvir edilmiştir. Develer daha çok ticarette kullanılıyordu. Yaylak ve kışlak arasında göçlerde, hayvan koşulan arabalar yeğleniyordu. Bu taşıt araçları, bozkır hayatında rakipsiz hüküm sürüyordu. Bu arabalar öküzler ve daha da seyrek olarak develerle çekiliyordu. [[Pazırık Kurganı]]nda bir mezarda bulunduğu gibi bu arabaların boyutları oldukça büyük idi. Eldeki bir örnekten anlaşıldığına göre, yüksekliği 3 metre, genişliği 3.35 metre, tekerleklerin çapıysa 2.15 metreydi. Çin kayıtlarında olduğu gibi, "yüzlercesi aynı zamanda düz bir çizgi halinde ağır ağır ilerler" durumundaydı. Hun döneminde ailelerin taşınması için iki tekerlekli Çinliler'in "tie-lo" ya da "ting-ling" dediği arabalar da kullanılmaktaydı.
 
-BİLGE ATUN UQUQ(M.Ö 572-535)
Tam anlamıyla birer göçebe arabası olan bu arabalar, içinde ev tanrılarının taht kurduğu, kadınların yün eğirdikleri, dikiş diktikleri, gerçek birer konuttu. Bu arabaların kullanılması "keçe çadır"dan yararlanılmasını ortadan kaldırmamıştır ya da ikame edilen bir gereç değildi. Göçün sonunda toprağa "keçe çadırları" kurulurdu.
 
-ÖNRE BİNABAŞI(M.Ö 530-493)( BİNBAŞIDIR)
Devlet erkanı için Dikdörtgen ya da kare tabanlı [[çadır]]lar ve halk arasında yuvarlak çadırlar kullanılıyordu. Bu çadırlara "yurt" denilirdi. Yurt bugün [[Türkçe]]'de, "ülke, konaklama yeri, kişinin üzerine evini inşa ettiği toprak parçası"anlamına gelmektedir.
 
-ALP ERİN(M.Ö ?-322)
Birbirine yan yana bağlanmış keçe kaplı, esnek odunlardan yapılan yurtlar, yuvarlak tabanlı ve büyük bir çan şeklindeydi. Üst ucunda bir duman deliği vardı. Çadırın ortasındaki ocağın üstüne açılan ve aşağıdan kapatılabilen bu delik, çadırın ana eksenini oluşturmaktaydı. Çadırlarda kapı "güneşin doğduğu yöne saygı" nedeniyle doğuya açılırdı. Eski Türkler tarafından kesin şekilde uygulanan bu kural, 10.yüzyıla doğru güneşin geçtiği en yüksekteki nokta göz önüne alınarak güneye açılacak şekilde yapılmaya başlanmıştır. Evin yönleri, dört ana renkle adlandırılırdı: Ak, Kara, Sarı, Kızıl. Çadıra girişte "kapı girişine basmak ve oturmak" ata ruhlarının giremeyeceği inancıyla yasaktı.
 
Yerleşik olmayan halk "yurt" ya da "otağ" adı verilen çadırlarda kalırdı. Yerleşik halk ise kerpiç ve ahşap malzemeden yapılan evlerde kalıyordu.
 
=== AtBATININ YANILGILARI ===
 
-Batılılar ÖKÜK-TÜRK adını Göktürk diye okuyunca Göktürk İmparatorluğu diye uydurma bir imparatorluk ortaya çıkmıştır.Şimdi Orta Asya'da yaşayan hiçbir Türk böyle bir imparatorluğun varlığını bilmemektedir.ÖKÜK-TÜRK rabbani türk demektir.Türkçe;41 lehçeden oluşur ancak Anadolu Türkçesi yani bizim Türkçemiz ile Osmanlıca Arap ve Acem kültürü ile kaynaştığından yetersizdir.En önemli Türk lehçelerini bilmek ile yazıtlar okunabilir.En az 3 tanesi bilinmelidir.Ağızlar algılanabilmelidir.
Bozkır hayatında hayvan yetiştiriciliği temel uğraştı. Orta Asya düzlükleri ve çayırları hayvan yetiştirmek için uygun şartları sunmuştu. Devletlerin başkentleri için at ve deve yetiştiriciliğinin en uygun yapıldığı yer olan [[Orhun]] vadisi tercih edilirdi. Orta Asya bozkırlarında at yetiştiriciliği yaygın bir faaliyet haline gelmiştir. Ama çöllerde, ormanlık bölgelerde, tarım bölgelerinde, Sibirya'da, Çin'de, Avrupa'da, ırmak vadilerinde, Mısır'da at yetiştiriciliği imkansızdı. Çünkü yerleşik ülkelerin hiçbirinin büyük sürüleri beslemeye yetecek kadar otlağı yoktu. Bu nedenle Türkler, yerleşmektense buralara konaklamayı tercih edeceklerdir. Atlı gücün varlığı ve bekası bozkırlardı.
 
-Orhun Yazıtları 732'de yazıldığı '''söylenmektedir.''' .yanlıştır.Orhun Yazıtları zaten 532'de yazılmıştır.Ayrıca Orhun Yazısı son Türkçedir.Şimdiki Türkçemizle kolaylıkla anlayabiliriz.Ayrıca 700 lerin başlarında Türkistan Arap işgali altına girmiştir.Arapça resmi dil olmuştur.Böylece Türkler Orhun yazısına geçmişlerdir gibi bir yanılgıya düşmüşlerdir batılılar.Bir dilin gelişmesi için en az 1000 yıl gerekir bir anda bir dil yapılamaz.
[[Resim:The Appaloosa.jpg|thumb|left|240px]]
 
Çin kayıtlarına göre, Asya Hunlarının sürülerindeki hayvan sayısı normal zamanda kişi başına onbeş ila yirmibeş büyükbaş hayvan arasında değişiyordu. Bu sayı yokluk yıllarında en yoksul boylarda kişi başına ikiden aza düşer. Refah döneminde en zengin boylarda kişi başına yaklaşık üç yüze çıkardı (M.Ö.127 Çin kayıtları).
 
== FRANSIZCANIN ÖN TÜRKÇE İLE BAĞLANTISI ==
Asya Hunlarının sayısı 1.5 milyon olduğu tahmin edildiğine göre, 30 milyon hayvan bulunuyordu. Ve bunların 4 milyon kadarı attı. Bu sayı bolluk dönemlerinde 12 milyon ata çıkmaktaydı (MS. 46 Tarihi kayıtları).
 
-Fransa'da Niyo(Niaux) mağarasındaki duvar resimleri arasında sakin görünen bir bizon üzerinde BOS BU BOS yazmaktadır:Bu yazı '''öküz mü öküz''' demektir.Bu sözcük aynen latinceye geçmiştir.Öküz demektir.Bizonlar sakin mi sakin oalrakda kullanılırmış.
Bu rakamlar, göçebelerin savaşa en az kişi başına üç at götürdükleri ve bunun oranla her zaman yorgun olmayan bineklere sahip olmak olanağı sağladığı yolundaki görüşleri doğrular niteliktedir. Bir milyon at, 300.000 kişilik ordu için yeterli olmanın yanında aşırı bir sayıdır.
 
-Bu sözcüğün esas kökü Taratcadadır:BOSANIW:Halden düşme yorgun olma
Bir milyon atı beslemek Çin ve Hindistan'da imkansızdır. Macaristan ve tüm Avrupa otlakları bir milyon at için yetersizdir. Bu nedenle Türkler gittiği her ülkedeki araziyi otlağa çevirmeye çalışmış ve tarımı ikinci plana atmıştır. Çinliler, bu kadar atlı güçten korunmak amacıyla akıldışı fiyatlarla çok sayıda at satın alınarak Orta Asya gücünü kırmaya çalışmıştır (MS. Çin kayıtları). İleri dönemlerde at yetiştiriciliği sebebiyle Türkler'in uygarlık topraklarında (Avrupa-Mısır-Irak-İran-Anadolu-Karadeniz'in kuzeyi) tutunmaları iki yüz yılı almıştır.
Kırgızcada:kendini tutan,sakin
 
=== Ticaret ===
 
== BATILILARIN KENDİ DİLLERİNİN KÖKENLERİ OLDUĞUNU SANDIĞI SANSKRİTÇE ==
{{türk tarihi}}
 
-OM MANİ PADME HUM şeklinde bir dua sanskritçeye geçmiştir.Batılı filozoflar bu sözlerin içinde filozofik bir değer olduğunu düşünmüşler ve araştırmışlar.Fakat işin içinden çıkamayınca Tibetlilere sormuşlar.Ancak Türklere sorsalardı:
Hayvancılık, avcılık, savaş ve istilalar gibi insanlığın temel gereksinimleri Orta Asya'daki Türklerin ekonomik faaliyetlerini fazlasıyla karşılamaktaydı. Ticaret genel olarak Türkler'in yapısıyla uymuyordu. Ancak [[İpek Yolu]] ve [[Kürk Yolu]]nun varlığı, Türkler için vazgeçilmezdi. Bu yolları tam denetim altına alınması, ülkenin refaha kavuşması anlamına gelmekteydi.
 
-Kazakistan'da:OM-AN APAN-OY UY-ER OĞUM ON-AT ESİS
İpek yolu'ndan geçen maddeler: Baharat, misk, kürk, madenler, deri, tekstil ürünü, değerli taşlar, porselenler ticari açıdan ipekten değerliydi. Kervanlar Türk kabileleri için büyük gelir kaynağıydı.
YANİ:Esirgeyici Allaha uyan On atların hatırası(ON-At'lar türklerdir ve qara-tau felsefesi ile kozmik güce kavuşmuş insan anlamına gelen qo veya on ismini kullanırlardı.
 
Pekçok kabile bu ürünlerin taşımacılığını yapıyordu. Devasa kervanlar ve kervan ticareti ekonomik hayatın büyük kısmını oluşturuyordu. Çin kayıtlarına göre, Çinliler Orta Asya topluluklarından canlı hayvan, deri, kürk ve hayvani gıdalar alırlari onlara giyim eşyası ve tahıl satarlardı.
 
Şehirlerde yaşayan halk, ticaretle uğraşmaktaydı. Kürk Yolu ve İpek Yolu üzerinde pekçok şehir ve kasaba kurulmuştur. Çin yıllıklarına göre kürk yolundan "sincap, sansar, samur, kunduz ve vaşak" kürkleri ticareti yapılıyordu. Uygur döneminin önemli şehirleri; Karabalgasun, Beşbalık, Turfan, Hoça, Karaçar'dı.
 
=== Tarım ve Sanayi ===
 
Türk topluluklarının bir kısmı da köylerde ve şehirlerde yaşamaktaydı. İklim ve toprağı elverişli bölgelerde tarımla uğraşılmaktaydı. Yerleşik topluluklarda [[ipek böcekçiliği]] oldukça yaygındır. Çin kaynaklarında, Hunlar'ın buğday ve darı yetiştirdiklerinden bahsedilir. Altay ve Sayan Dağları'nda, buğday üretiminin enaz üç bin yıldır yapıldığı arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Göktürk Kağanı Kapgan Kağan'ın Çinle yaptığı anlaşmanın bir maddesi "Göktürklere tarım aletleri ve tohumluk verilmesiyle" ilgiliydi. Hunlar ve Göktürkler zamanında tarımın geliştiğini gösteren kanıtlardan birisi de "Tötö kanalları"dır. Kanalın uzunluğu 10.km kadardır ve [[Altay]] bölgesindedir.
 
Uygurlar döneminde tarımla uğraşan halk Çin kayıtlarına göre "bakla, bezelye, karpuz, kavun ve üzüm" üretmekteydi. Üzümden "şarap ve pekmez" yapılmaktaydı. Bu dönemde tarlaya "tarıglag", çiftçiye "tarıgçı" denmekteydi. Sakalar'ında kullandığı "Saban" kelimesi Türkçe'nin en eski sözcüklerinden birisidir.
 
Bilge Kağan'ın Çin'deki örneklerine bakarak bir kent kurmayı düşlediği günler, [[Uygurlar]]'la birlikte bir Türk realitesi haline gelmiştir.
 
[[Resim:Hunlardan.jpg|350px|thumb|Kemer Tokası]]
 
== RESMİ TARİHİN YANLIŞI YAZININ ORTAYA ÇIKIŞI ==
Orta Asya halklarının bir sanayisi olduğundan söz etmek elbette mümkündür. Bunlar: Keçe ve halı maden sanayi (demir-tunç-altın vb.) alanındaki üstünlüğü çevre ülkelerle kıyaslandığında yadsınamaz. Göktürkler zamanında Bizanslılara bile demir satmışlardır.
 
-Resmi tarihte ve ders kitaplarında yazının bulunuşu ve böylece tarih çağlarının başlaması milattan önce 3200 diye gösterilir.Türklerinse yazıya milattan sonra 732'de geçtikleri ve uygarlıktan nasibini almamış bir halk olduklarını savunan Batılı yazarlar ve Türkologlar Türkçe bilmeden araştırmalar yapmışlardır.Ön türk tarihinde yazının ortaya çıkışını anlatan milattan önceki kayıp Türk yıllarını yazan okunmuş ve okunmamış binlerce yazıt vardır örneğin:
=== Sanat ===
 
-HOYTI TAMIR(Ön-Türkçe günlükler)
Çoğu göçebe olan Orta Asya topluluklarında demircilik ve maden işçiliği gelişmiştir. "Eyer" ve "koşum takımları" yapımı çevre kültürlere göre oldukça gelişmişti. Yapılan eşyaların çoğu pars, kaplan, geyik, kurt, kaplan, koyun, keçi ve at figürleriyle süslenmekteydi. Realistik sanat anlayışı egemendi. Tekstil ürünlerinde geometrik şekiller ve damgalarda bulunmaktaydı.
 
-ÇİLGİRİ YAZITI
Çin kayıtlarına göre Hun başkentinde usta marangozlar ve tahta oymacılar vardı. Masa, sandalye, koltuk, dolap, yatak gibi eşyalar Hun saraylarında ve aristokrat kesimde kullanılıyordu.
 
-BAŞET PETROGLİFLERİ(Buzul çağından kalan son hayvanlardan olan bir geyiğin mağara duvarına çizilmesi ve anlatılması)
En eskisine Pazırık kurganında rastlanan halılar, göçebe ve yerleşik hayatın bir parçasıydı.
 
== DEMOKRASİNİN DOĞUŞU ==
=== Savaş ===
 
M.Ö 14-15 binlerde demokrasinin ilk adımları atılmıştır.Halk yönetilmek gereği duymuştur:Bunun için Türkler seçim yaparak Buğları seçmişlerdir.Bu buğlar demokrasiyi başlatmışlardır.
Karşı tarafca "Yenilmez" olarak kodlanan Orta Asya halkları, bu duygunun güvencesi altında başarılar elde etmiştir. Üzerine yüklenen "Yenilmezlik" vasfını çok iyi kullanmışlardır. Bu sıfat, sürdürdükleri savaşın korkutucu görünmesi gerçekliğe ve düşmanları üzerinde yarattıkları kaygıya uygundu.
 
[[Resim:Marignano.JPG|thumb|left|225px|Temsili bir savaş resmi]]
 
== TİYATRONUN DOĞUŞU ==
İlk Türk toplulukları, başıbozuk ve öfkeli vahşi bir grup değil, düzenli ve iyi yönetilen ordulara sahiptiler. Herkes askerdi. M.Ö. tarihlerden beri ordular tümen sistemiyle kurulurdu. Dönemlerindeki tüm gözlemciler, bu orduların azla yetinme özelliklerine hayran kalmışlardır. Atlı süvariler yanında piyade askerler de vardır. Çin kayıtlarına göre, sefere çıkan Tonyukuk'un askerlerinin 1/3'ü piyadeydi. Ordular aynı zamanda arkasından sürüklediği ekonomi demekti. Ordu sürekli yenilenen ve dinamik bir güçtü. Hareket kabiliyeti genişti.
 
Buğların demokrasiyi başlatmalarından sonra tiyatro başladı.Tiyatro savaşları avcılığı toplamayı analatan oyunlarla başladı.Göçlerle beraber önce Sırbistan'a ve Romanya'ya oradanda şimdiki Yunanistan'a o zamanki İÇ-ÜY-ÖK'e indi.Batılılar tiyatro arenalarının ilk defa greklerin yaptığını görünce tiyatroyu onların sanmıştır.
Savaş aletleri, kalkan, kargı, kılıç, temrendi. Kılıç kabzaları çoğunlukla hayvan figürleriyle süslenmiştir.
 
Kurganlarda çıkan kalıntılarda, eyerler, at zırhları, koşum takımları, zırh, kılıç, kalkan, oklar vardı. Türk sanatıyla işlenmiştir. Gözetleme kulesi kalıntıları bulunmuştur.
 
---KAYNAKLAR:Haluk Tarcan Ön Türk Tarihi ve Resmi tarihin çöküşü
Çin kayıtlarına göre Hunların ve Göktürklerin bir milyon civarında askeri vardı. Çin kayıtlarına göre, en iyi süvariler ve en iyi okçular Orta Asya halklarınınkiydi.
Türkistanda bulunan en eski tarihçiler(TÜRk tarihçiler):Önre Binabaşı(Binbaşı).....
600 kadar okunmuş yazıt
 
-Ön Türkler Orta Asya'da Milattan Önce 14-15 binlerde ortaya çıkmıştır.
Türklerin kullandıkları savaş taktikleri arasında Geri Çekilme Taktiği, Hilal Taktiği, Kurt Kapanı Taktiği, Çöle Sürme Taktiği gibi taktikler sayılmaktadır.
 
=== Toplumsal Yaşam ===
 
{{Başlık taslak}}
 
'''Ön Türkler''' ya da '''Prototürkler''', sonraki tarih devirlerinde [[Türk halk grubu|Türkler]] tarafından benimsenen bazı sosyal özelliklere sahip olan,[[Türk dil ailesi]]ne mensup diller konuştukları tahmin edilen, Bazı bilim adamları Ön Türkleri etnik veya siyasi anlamda Türklerin ataları olarak kabul ederler.
=== Kutlamalar ===
 
Prototürk sözcüğü, özellikle antik Çin yazılarında tarif edilen ve günümüzde sadece Çince adları ile tanılan bazı halklar için kullanılır:
Çin kaynaklarına göre, Hun müziği Çin müziğinden oldukça farklıydı. Çin kayıtlarında "28 çeşit Hun halk türküsü"nün kaydı vardır.
 
* [[Tukyu]] (Tue'kue, Tuyku ya da Tu'kut)
=== Giyim ve Beslenme ===
* [[Hiung-nu]]
* [[Çu]]
* [[Sien pi]]
* [[Yüan yüan]] = Juan Juan = Ruvan Rovan
* [[Vu sun]]
* [[I li]]
* [[Ting-ling]]
 
Bazı bilim adamları, antik Çin yazılarında sözü edilen "''Tue'kue''" sözcüğünün ''Türk'' anlamına geldiğini kabul ederler, ve "Türk" olgusunu Milattan önceki yüzyıllara kadar geri götürmenin mümkün olduğu görüşünü savunurlar. Ancak çoğu bilim adamı, MS 6. yüzyıl ortalarında [[Göktürk Kağanlığı|Kök Türk]] Devleti'nin ortaya çıkışından önceki dönem için "Türk" sözcüğünü kullanmaz ve bundan daha eski olan ve Türklerle akraba olduğu düşünülen halklara Prototürk veya Ön Türk adını verir.
Gerek Ön-Türk kültürlerinde gerekse Hun ve Göktürk kurganlarında günlük hayatta kullanıldığı anlaşılan, düğme, kemer, kemer tokası, ilkel pantolon, ilkel ceket, çizme, şemsiye bulunmuştur.
 
Ön Türk arkeolojisinin alt sınırını belirlemek mümkün değildir. Dile ilişkin verilerin bulunmadığı bir çağda neyin "Ön Türk" sayılacağına bağlı olarak, MÖ 14. binyıla kadar geriye giden bir dönemde Avrasya kıta grubunda bulunan çeşitli insan izlerini Ön Türk tarihine ait saymak mümkündür.
[[Image:Museum für Indische Kunst Dahlem Berlin Mai 2006 063.jpg|200px|right|thumb|Uygur Prenslerini gösteren bir halı]]
 
Çevre medeniyetlerle karşılaştırıldığında (Çin-Hindistan) [[keten]]in ilk Orta Asya steplerinde kullanıldığı görülmektedir. Bunun yanında pamuk, kenevir, yün ve ipek kullanımı da mevcuttur.
 
Ön-Türk araştırmacılarından: [[Kazım Mirşan]], [[Haluk Tarcan]]
=== Kültür ===
 
{{Başlık taslak}}
 
[[Kategori:Ön Türk|*]]
=== Yazı ===
 
=== Din ===
 
''Ana maddeler: [[Tengricilik]], [[Tengri]],[[şamanizm]],[[şaman]]''
 
İlk Türk topluluklarında dini açıdan ise [[Tengricilik]] ''(Göktanrı dini)'' ön plana çıkıyordu. Göktürkçede cennet, "uçmak"; cehennem "tamu" olarak tanımlanıyordu. Din adamlarına "kam" deniyordu. Bunun yanında "Atalar kültü" adı verilen ritüeller de toplum yaşantısında öne çıkyordu. Ortaçağ'ın sonlarıyla farklı dinlerle de tanışmışlardır. Ölen kişi adına "yuğ" adı verilen cenaze töreni yapılırdı.Fakat bazı kaynaklarda da Şamanizm ya da Kamcılık (şamanlar tarafından "deneyim" olarak ifade edilir), varlığı tüm insanların tarihinde erken taş devrine ve daha da geriye kadar kanıtlanabilen, inisiyasyon içeren bir vecd ve trans tekniği olan bu din inancı belirtilir.
 
Şamanizmi en uzun süre ayakta tutmuş olan toplulukların arasında hiç şüphesiz Türkler de vardır. Eski Türk inancı Tengricilik'te de hep varolmuş olan şamanizm geleneği, Kuzey ve Orta Asya'nın bazı Türk topluluklarında günümüze kadar hâlâ sürdürülmektedir.
 
Günümüzde bazı Batılıların ilgi duyup tekrar uygulamaya başladıkları şekline ise Neo-Şamanizm denir.
 
 
== Gözat ==
[[Türk kültüründe at]]
 
 
 
[[kategori:Orta Asya tarihi]]
[[kategori:Türk tarihi]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Ön_Türkler" sayfasından alınmıştır