Ön Türkler: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
PSamathideS (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Türkişi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
Orta Asya bozkırlarında ve Sibirya taygalarında İlkçağ ve Ortaçağ'da yaşayan Türk halkların yaşam özellikleri:
 
-Son zamanlarda insanlığın kökeni Afrika'da değil Türkistan'da yani Orta Asya'da aranmaya başlanmıştır.Orta Asyada yani Türkistan'da insanoğlu ile ilgili ilk bilgiler ve kanıtlar mağaralarda bulunmuştur.Orta Asya kişisinin daha önceleri var olduğu bilinmektedir.Ancak bu kişiye yanılgıya düşerek TÜRK denemez.Milattan Önce 80 000'de Qara-Tau adlı bir düşünce akımı ortaya çıkmıştır.Bu düşünce akımı binlerce milyonlarca yılın verdiği doğaya karşı olan tecrübe duygusu ile kazanılmıştır.İnsanlık kendini ifade etmek istemiştir.İnsanlar uygarlığa geçmişlerdir.Çeşitli kabilelerle (bunlara qala denir) dağılıp Türkistan'ı yaşamaya elverişli seçmişlerdir.O zamanlarda 5 iç denizin varlığı biliniyor.Bu içdenizler uygarlığın ve kentlerin kurulmasını sağlamıştır.Bu iç denizlerin yerinde bugün taklamakan,gobi gibi çöller yer almaktadır.İnsanlar çoğaldıkça düşnüce akımları gelişmiş ve bir yani tek kavramı ortaya çıkmış.Bunun üzerine doğayı oluşturan insanları oluşturan bir güce inanış başlamıştır.Bu inanış Tanrıdır.Yazni Tengridir.Ve yazıda böyle başlar:1 nokta (.)yani tek anlamını ifade eden o noktanın atılmasıyla insanlar başka şeyler yazmak istemişlerdir.Bilindiği üzre yazı M.Ö 3200'de sümerler tarafından bulunmuştur.Sümerler yazıyı düz yazı halinde şu ankine yakın biçime getirmişlerdir sadece.Daha sonraları Orta Asyadaki bu uygarlık M.Ö 15 000'lerde Pamir dağları eteğinde TÜRKLER olarak ortaya çıkmıştır.TÜRKLER o zaman çok gelişmişlerdi.(Türkler o zamandan bu zamana göçebe olmamışlardır.Türkler hiçbir zaman göçebe olmamıştır.Sadece bulundukları iklimin ve kuraklıkların gelmesiyle yeni yurtlar aramak için göçmen olmuşlardır.)M.Ö 14-15 binlerde demokrasinin ilk adımları atılmıştır.Halk yönetilmek gereği duymuştur:Bunun için Türkler seçim yaparak Buğları seçmişlerdir.Bu buğlar demokrasiyi başlatmışlardır.
[[Image:TariatLandscape.jpg|thumb|right|400px|Selenga bölgesinden bir görüntü]]
 
 
---KAYNAKLAR:Haluk Tarcan Ön Türk Tarihi ve Resmi tarihin çöküşü
=== Bozkır ===
Türkistanda bulunan en eski tarihçiler(TÜRk tarihçiler):Önre Binabaşı(Binbaşı).....
600 kadar okunmuş yazıt
 
-Ön Türkler Orta Asya'da Milattan Önce 14-15 binlerde ortaya çıkmıştır.
Coğrafi zorunluluklar ve iklim değişikliklerin gibi sebeplerle Sibirya ve bugünkü Rus düzlüklerinden Orta Asya steplerine indiği düşünülen Türkler, orman avcılığından göçebe çobancılığa geçiş süreci yaşamıştır. Türk dilinde ormancılık ve orman yaşamıyla ilgili sözcüklerin, bozkır yaşantısındaki sözcüklerden daha eski olması ve [[Pazırık Kurganı]]nda ren geyiği görünümü verilmiş atlar çıkartılmış olması bu süreci doğrulamaktadır. Coğrafi şartlar ve iklim değişiklikleri veya bilinemeyen nedenlerden ötürü Türk kabilelerinin büyük bir kısmı yerleşik ve ormancılık hayatından bozkır hayatına geçmişlerdir ve bir şekilde bozkır hayatına adapte olmuşlardır.
 
[[Resim:Caribou.jpg|250px|left|thumb|Türklerde geyik at kadar önemlidir]]
 
Bugünkü [[Doğu Türkistan]], [[Moğolistan]] ve [[Altay]] bölgelerinin İlkçağ'da ve Ortaçağ'ın başlarında Türkler'in anayurdu olduğu düşünülmektedir. Bu alan; 1200 ila 1400 metre arasında değişen bir yayladır. Büyük çöküntüler ve yüksekliklerden oluşan bu arazide Altay Dağları'nın yüksekliği 4600 metreden fazladır. [[Ötüken]]'in bulunduğu bölge 4000 metre civarındadır. Çungarya ve Gobi Çölü'nün bulunduğu alan yılda 100 milimetreden azdır. Bugünkü [[Doğu Türkistan]], [[Moğolistan]] ve [[Altay]] bölgelerin de yıllık yağış 200 milimetreyi geçmez. Kışın soğuk şiddetlidir: -50 dereceye kadar düşer. Kışın büyük bölümü toprak karlar altındadır. Yazın hava çok sıcak olabilir ya da kötü geçen yıllarda fırtına da görülebilir. Sık ladin, çam, köknar ormanlarıyla kaplı yüksekliklerin eteklerinde çayırlar vardır. Çukur yerlerde ise ağaçlıklı otlaklar ve çalılıklar vardır. Bu bölgelerden Çin'e doğru giden topraklar ve İran'a doğru giden topraklar uçsuz steplerle ve çöllerle kaplıdır. Altay'a yakın Sibirya bölgelerinde ise taygalar vardır.
 
'''Ön Türkler''' ya da '''Prototürkler''', sonraki tarih devirlerinde [[Türk halk grubu|Türkler]] tarafından benimsenen bazı sosyal özelliklere sahip olan,[[Türk dil ailesi]]ne mensup diller konuştukları tahmin edilen, Bazı bilim adamları Ön Türkleri etnik veya siyasi anlamda Türklerin ataları olarak kabul ederler.
Böyle bir alanda İlkçağ ve Ortaçağ'da yaşayan topluluklarda ekonominin temeli hayvancılığa dayanmaktadır. Geniş steplerde en çok [[at]] ve [[koyun]] yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bunlardan başka [[deve]] ve [[sığır]] da beslenmektedir. Koyunun yünü eğilerek ip yapılır ve bundan [[halı]], [[kilim]] üretilmektedir. [[Andronova Kültürü|Andronova]] ve [[Afanasyevo kültürü‎|Afanasyevo]] Kültür kalıntıları sebebiyle, bilim adamları halının ana yurdu olarak Orta Asya'yı göstermektedir.
 
Prototürk sözcüğü, özellikle antik Çin yazılarında tarif edilen ve günümüzde sadece Çince adları ile tanılan bazı halklar için kullanılır:
Özellikle Orta Asya nüfusunun çoğunluğunu teşkil eden göçebe toplumlarda [[hayvancılık]] ön plandaydı. Bu yüzden Orta Asya steplerinde göçebe hayatı yaşayan insan toplulukları yazlık alanlar ve kışlık alanlar belirleyerek belirli bir yol üzerinde göç ederlerdi. Göçler rasgele değildi. Göç edilecek yerler ve takip edilen yollar önceden belirliydi. Böyle bir Bozkır hayatına bağlı olarak [[12 Hayvanlı Türk Takvimi|On iki Hayvanlı Takvimi]] gelişmiştir. Bu takvim güneş ile ay arasındaki döngüye ve "geyik böğürtüsü", "bir hayvanın doğması","bir göçmen kuşun geri dönmesi" gibi doğa olaylarına bağlıdır.
 
* [[Tukyu]] (Tue'kue, Tuyku ya da Tu'kut)
Bozkır hayatında, sebzeye karşı fazla istek duyulmazdı. Sütlü [[darı]], [[peynir]], [[yoğurt]] ve kısrak sütünden yapılan [[kımız]], Orta asya topluluklarının başlıca besin maddeleriydi. At ve koyun etinin saklama ihtiyacı "ilkel konserveciliğin" gelişmesine yol açmıştır. Göçebe topluluklarda "[[yonca]]"nın ve "darı"nın oldukça önemi vardı.
* [[Hiung-nu]]
* [[Çu]]
* [[Sien pi]]
* [[Yüan yüan]] = Juan Juan = Ruvan Rovan
* [[Vu sun]]
* [[I li]]
* [[Ting-ling]]
 
Bazı bilim adamları, antik Çin yazılarında sözü edilen "''Tue'kue''" sözcüğünün ''Türk'' anlamına geldiğini kabul ederler, ve "Türk" olgusunu Milattan önceki yüzyıllara kadar geri götürmenin mümkün olduğu görüşünü savunurlar. Ancak çoğu bilim adamı, MS 6. yüzyıl ortalarında [[Göktürk Kağanlığı|Kök Türk]] Devleti'nin ortaya çıkışından önceki dönem için "Türk" sözcüğünü kullanmaz ve bundan daha eski olan ve Türklerle akraba olduğu düşünülen halklara Prototürk veya Ön Türk adını verir.
=== Arabalar ve Çadırlar ===
 
Ön Türk arkeolojisinin alt sınırını belirlemek mümkün değildir. Dile ilişkin verilerin bulunmadığı bir çağda neyin "Ön Türk" sayılacağına bağlı olarak, MÖ 14. binyıla kadar geriye giden bir dönemde Avrasya kıta grubunda bulunan çeşitli insan izlerini Ön Türk tarihine ait saymak mümkündür.
[[Image:Gurvger.jpg|right|300px|thumb|Orta Asya'da bir yurt]]
 
Herhangi bir vesileyle ya da mevsimsel olarak yapılan yolculuklar,"iki hörgüçlü deve" olarak adlandırılan soğuğa dayalı develer, arabalar ya da "kızaklar"la yapılırdı. "Kızaklar"dan yazıtlarda söz edilmiş olup, oyma resimlerle de tasvir edilmiştir. Develer daha çok ticarette kullanılıyordu. Yaylak ve kışlak arasında göçlerde, hayvan koşulan arabalar yeğleniyordu. Bu taşıt araçları, bozkır hayatında rakipsiz hüküm sürüyordu. Bu arabalar öküzler ve daha da seyrek olarak develerle çekiliyordu. [[Pazırık Kurganı]]nda bir mezarda bulunduğu gibi bu arabaların boyutları oldukça büyük idi. Eldeki bir örnekten anlaşıldığına göre, yüksekliği 3 metre, genişliği 3.35 metre, tekerleklerin çapıysa 2.15 metreydi. Çin kayıtlarında olduğu gibi, "yüzlercesi aynı zamanda düz bir çizgi halinde ağır ağır ilerler" durumundaydı. Hun döneminde ailelerin taşınması için iki tekerlekli Çinliler'in "tie-lo" ya da "ting-ling" dediği arabalar da kullanılmaktaydı.
 
Ön-Türk araştırmacılarından: [[Kazım Mirşan]], [[Haluk Tarcan]]
Tam anlamıyla birer göçebe arabası olan bu arabalar, içinde ev tanrılarının taht kurduğu, kadınların yün eğirdikleri, dikiş diktikleri, gerçek birer konuttu. Bu arabaların kullanılması "keçe çadır"dan yararlanılmasını ortadan kaldırmamıştır ya da ikame edilen bir gereç değildi. Göçün sonunda toprağa "keçe çadırları" kurulurdu.
 
Devlet erkanı için Dikdörtgen ya da kare tabanlı [[çadır]]lar ve halk arasında yuvarlak çadırlar kullanılıyordu. Bu çadırlara "yurt" denilirdi. Yurt bugün [[Türkçe]]'de, "ülke, konaklama yeri, kişinin üzerine evini inşa ettiği toprak parçası"anlamına gelmektedir.
 
[[Kategori:Ön Türk|*]]
Birbirine yan yana bağlanmış keçe kaplı, esnek odunlardan yapılan yurtlar, yuvarlak tabanlı ve büyük bir çan şeklindeydi. Üst ucunda bir duman deliği vardı. Çadırın ortasındaki ocağın üstüne açılan ve aşağıdan kapatılabilen bu delik, çadırın ana eksenini oluşturmaktaydı. Çadırlarda kapı "güneşin doğduğu yöne saygı" nedeniyle doğuya açılırdı. Eski Türkler tarafından kesin şekilde uygulanan bu kural, 10.yüzyıla doğru güneşin geçtiği en yüksekteki nokta göz önüne alınarak güneye açılacak şekilde yapılmaya başlanmıştır. Evin yönleri, dört ana renkle adlandırılırdı: Ak, Kara, Sarı, Kızıl. Çadıra girişte "kapı girişine basmak ve oturmak" ata ruhlarının giremeyeceği inancıyla yasaktı.
 
Yerleşik olmayan halk "yurt" ya da "otağ" adı verilen çadırlarda kalırdı. Yerleşik halk ise kerpiç ve ahşap malzemeden yapılan evlerde kalıyordu.
 
=== At ===
 
Bozkır hayatında hayvan yetiştiriciliği temel uğraştı. Orta Asya düzlükleri ve çayırları hayvan yetiştirmek için uygun şartları sunmuştu. Devletlerin başkentleri için at ve deve yetiştiriciliğinin en uygun yapıldığı yer olan [[Orhun]] vadisi tercih edilirdi. Orta Asya bozkırlarında at yetiştiriciliği yaygın bir faaliyet haline gelmiştir. Ama çöllerde, ormanlık bölgelerde, tarım bölgelerinde, Sibirya'da, Çin'de, Avrupa'da, ırmak vadilerinde, Mısır'da at yetiştiriciliği imkansızdı. Çünkü yerleşik ülkelerin hiçbirinin büyük sürüleri beslemeye yetecek kadar otlağı yoktu. Bu nedenle Türkler, yerleşmektense buralara konaklamayı tercih edeceklerdir. Atlı gücün varlığı ve bekası bozkırlardı.
 
[[Resim:The Appaloosa.jpg|thumb|left|240px]]
 
Çin kayıtlarına göre, Asya Hunlarının sürülerindeki hayvan sayısı normal zamanda kişi başına onbeş ila yirmibeş büyükbaş hayvan arasında değişiyordu. Bu sayı yokluk yıllarında en yoksul boylarda kişi başına ikiden aza düşer. Refah döneminde en zengin boylarda kişi başına yaklaşık üç yüze çıkardı (M.Ö.127 Çin kayıtları).
 
Asya Hunlarının sayısı 1.5 milyon olduğu tahmin edildiğine göre, 30 milyon hayvan bulunuyordu. Ve bunların 4 milyon kadarı attı. Bu sayı bolluk dönemlerinde 12 milyon ata çıkmaktaydı (MS. 46 Tarihi kayıtları).
 
Bu rakamlar, göçebelerin savaşa en az kişi başına üç at götürdükleri ve bunun oranla her zaman yorgun olmayan bineklere sahip olmak olanağı sağladığı yolundaki görüşleri doğrular niteliktedir. Bir milyon at, 300.000 kişilik ordu için yeterli olmanın yanında aşırı bir sayıdır.
 
Bir milyon atı beslemek Çin ve Hindistan'da imkansızdır. Macaristan ve tüm Avrupa otlakları bir milyon at için yetersizdir. Bu nedenle Türkler gittiği her ülkedeki araziyi otlağa çevirmeye çalışmış ve tarımı ikinci plana atmıştır. Çinliler, bu kadar atlı güçten korunmak amacıyla akıldışı fiyatlarla çok sayıda at satın alınarak Orta Asya gücünü kırmaya çalışmıştır (MS. Çin kayıtları). İleri dönemlerde at yetiştiriciliği sebebiyle Türkler'in uygarlık topraklarında (Avrupa-Mısır-Irak-İran-Anadolu-Karadeniz'in kuzeyi) tutunmaları iki yüz yılı almıştır.
 
=== Ticaret ===
 
{{türk tarihi}}
 
Hayvancılık, avcılık, savaş ve istilalar gibi insanlığın temel gereksinimleri Orta Asya'daki Türklerin ekonomik faaliyetlerini fazlasıyla karşılamaktaydı. Ticaret genel olarak Türkler'in yapısıyla uymuyordu. Ancak [[İpek Yolu]] ve [[Kürk Yolu]]nun varlığı, Türkler için vazgeçilmezdi. Bu yolları tam denetim altına alınması, ülkenin refaha kavuşması anlamına gelmekteydi.
 
İpek yolu'ndan geçen maddeler: Baharat, misk, kürk, madenler, deri, tekstil ürünü, değerli taşlar, porselenler ticari açıdan ipekten değerliydi. Kervanlar Türk kabileleri için büyük gelir kaynağıydı.
 
Pekçok kabile bu ürünlerin taşımacılığını yapıyordu. Devasa kervanlar ve kervan ticareti ekonomik hayatın büyük kısmını oluşturuyordu. Çin kayıtlarına göre, Çinliler Orta Asya topluluklarından canlı hayvan, deri, kürk ve hayvani gıdalar alırlari onlara giyim eşyası ve tahıl satarlardı.
 
Şehirlerde yaşayan halk, ticaretle uğraşmaktaydı. Kürk Yolu ve İpek Yolu üzerinde pekçok şehir ve kasaba kurulmuştur. Çin yıllıklarına göre kürk yolundan "sincap, sansar, samur, kunduz ve vaşak" kürkleri ticareti yapılıyordu. Uygur döneminin önemli şehirleri; Karabalgasun, Beşbalık, Turfan, Hoça, Karaçar'dı.
 
=== Tarım ve Sanayi ===
 
Türk topluluklarının bir kısmı da köylerde ve şehirlerde yaşamaktaydı. İklim ve toprağı elverişli bölgelerde tarımla uğraşılmaktaydı. Yerleşik topluluklarda [[ipek böcekçiliği]] oldukça yaygındır. Çin kaynaklarında, Hunlar'ın buğday ve darı yetiştirdiklerinden bahsedilir. Altay ve Sayan Dağları'nda, buğday üretiminin enaz üç bin yıldır yapıldığı arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Göktürk Kağanı Kapgan Kağan'ın Çinle yaptığı anlaşmanın bir maddesi "Göktürklere tarım aletleri ve tohumluk verilmesiyle" ilgiliydi. Hunlar ve Göktürkler zamanında tarımın geliştiğini gösteren kanıtlardan birisi de "Tötö kanalları"dır. Kanalın uzunluğu 10.km kadardır ve [[Altay]] bölgesindedir.
 
Uygurlar döneminde tarımla uğraşan halk Çin kayıtlarına göre "bakla, bezelye, karpuz, kavun ve üzüm" üretmekteydi. Üzümden "şarap ve pekmez" yapılmaktaydı. Bu dönemde tarlaya "tarıglag", çiftçiye "tarıgçı" denmekteydi. Sakalar'ında kullandığı "Saban" kelimesi Türkçe'nin en eski sözcüklerinden birisidir.
 
Bilge Kağan'ın Çin'deki örneklerine bakarak bir kent kurmayı düşlediği günler, [[Uygurlar]]'la birlikte bir Türk realitesi haline gelmiştir.
 
[[Resim:Hunlardan.jpg|350px|thumb|Kemer Tokası]]
 
Orta Asya halklarının bir sanayisi olduğundan söz etmek elbette mümkündür. Bunlar: Keçe ve halı maden sanayi (demir-tunç-altın vb.) alanındaki üstünlüğü çevre ülkelerle kıyaslandığında yadsınamaz. Göktürkler zamanında Bizanslılara bile demir satmışlardır.
 
=== Sanat ===
 
Çoğu göçebe olan Orta Asya topluluklarında demircilik ve maden işçiliği gelişmiştir. "Eyer" ve "koşum takımları" yapımı çevre kültürlere göre oldukça gelişmişti. Yapılan eşyaların çoğu pars, kaplan, geyik, kurt, kaplan, koyun, keçi ve at figürleriyle süslenmekteydi. Realistik sanat anlayışı egemendi. Tekstil ürünlerinde geometrik şekiller ve damgalarda bulunmaktaydı.
 
Çin kayıtlarına göre Hun başkentinde usta marangozlar ve tahta oymacılar vardı. Masa, sandalye, koltuk, dolap, yatak gibi eşyalar Hun saraylarında ve aristokrat kesimde kullanılıyordu.
 
En eskisine Pazırık kurganında rastlanan halılar, göçebe ve yerleşik hayatın bir parçasıydı.
 
=== Savaş ===
 
Karşı tarafca "Yenilmez" olarak kodlanan Orta Asya halkları, bu duygunun güvencesi altında başarılar elde etmiştir. Üzerine yüklenen "Yenilmezlik" vasfını çok iyi kullanmışlardır. Bu sıfat, sürdürdükleri savaşın korkutucu görünmesi gerçekliğe ve düşmanları üzerinde yarattıkları kaygıya uygundu.
 
[[Resim:Marignano.JPG|thumb|left|225px|Temsili bir savaş resmi]]
 
İlk Türk toplulukları, başıbozuk ve öfkeli vahşi bir grup değil, düzenli ve iyi yönetilen ordulara sahiptiler. Herkes askerdi. M.Ö. tarihlerden beri ordular tümen sistemiyle kurulurdu. Dönemlerindeki tüm gözlemciler, bu orduların azla yetinme özelliklerine hayran kalmışlardır. Atlı süvariler yanında piyade askerler de vardır. Çin kayıtlarına göre, sefere çıkan Tonyukuk'un askerlerinin 1/3'ü piyadeydi. Ordular aynı zamanda arkasından sürüklediği ekonomi demekti. Ordu sürekli yenilenen ve dinamik bir güçtü. Hareket kabiliyeti genişti.
 
Savaş aletleri, kalkan, kargı, kılıç, temrendi. Kılıç kabzaları çoğunlukla hayvan figürleriyle süslenmiştir.
 
Kurganlarda çıkan kalıntılarda, eyerler, at zırhları, koşum takımları, zırh, kılıç, kalkan, oklar vardı. Türk sanatıyla işlenmiştir. Gözetleme kulesi kalıntıları bulunmuştur.
 
Çin kayıtlarına göre Hunların ve Göktürklerin bir milyon civarında askeri vardı. Çin kayıtlarına göre, en iyi süvariler ve en iyi okçular Orta Asya halklarınınkiydi.
 
Türklerin kullandıkları savaş taktikleri arasında Geri Çekilme Taktiği, Hilal Taktiği, Kurt Kapanı Taktiği, Çöle Sürme Taktiği gibi taktikler sayılmaktadır.
 
=== Toplumsal Yaşam ===
 
{{Başlık taslak}}
 
=== Kutlamalar ===
 
Çin kaynaklarına göre, Hun müziği Çin müziğinden oldukça farklıydı. Çin kayıtlarında "28 çeşit Hun halk türküsü"nün kaydı vardır.
 
=== Giyim ve Beslenme ===
 
Gerek Ön-Türk kültürlerinde gerekse Hun ve Göktürk kurganlarında günlük hayatta kullanıldığı anlaşılan, düğme, kemer, kemer tokası, ilkel pantolon, ilkel ceket, çizme, şemsiye bulunmuştur.
 
[[Image:Museum für Indische Kunst Dahlem Berlin Mai 2006 063.jpg|200px|right|thumb|Uygur Prenslerini gösteren bir halı]]
 
Çevre medeniyetlerle karşılaştırıldığında (Çin-Hindistan) [[keten]]in ilk Orta Asya steplerinde kullanıldığı görülmektedir. Bunun yanında pamuk, kenevir, yün ve ipek kullanımı da mevcuttur.
 
=== Kültür ===
 
{{Başlık taslak}}
 
=== Yazı ===
 
{{Başlık taslak}}
 
=== Din ===
 
''Ana maddeler: [[Tengricilik]], [[Tengri]],[[şamanizm]],[[şaman]]''
 
İlk Türk topluluklarında dini açıdan ise [[Tengricilik]] ''(Göktanrı dini)'' ön plana çıkıyordu. Göktürkçede cennet, "uçmak"; cehennem "tamu" olarak tanımlanıyordu. Din adamlarına "kam" deniyordu. Bunun yanında "Atalar kültü" adı verilen ritüeller de toplum yaşantısında öne çıkyordu. Ortaçağ'ın sonlarıyla farklı dinlerle de tanışmışlardır. Ölen kişi adına "yuğ" adı verilen cenaze töreni yapılırdı.Fakat bazı kaynaklarda da Şamanizm ya da Kamcılık (şamanlar tarafından "deneyim" olarak ifade edilir), varlığı tüm insanların tarihinde erken taş devrine ve daha da geriye kadar kanıtlanabilen, inisiyasyon içeren bir vecd ve trans tekniği olan bu din inancı belirtilir.
 
Şamanizmi en uzun süre ayakta tutmuş olan toplulukların arasında hiç şüphesiz Türkler de vardır. Eski Türk inancı Tengricilik'te de hep varolmuş olan şamanizm geleneği, Kuzey ve Orta Asya'nın bazı Türk topluluklarında günümüze kadar hâlâ sürdürülmektedir.
 
Günümüzde bazı Batılıların ilgi duyup tekrar uygulamaya başladıkları şekline ise Neo-Şamanizm denir.
 
 
== Gözat ==
[[Türk kültüründe at]]
 
 
 
[[kategori:Orta Asya tarihi]]
[[kategori:Türk tarihi]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Ön_Türkler" sayfasından alınmıştır