Yehova: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k düzenlemeler ve imla |
|||
3. satır:
==Etimoloji==
===Tanah'ta===
[[Tanah]]'a göre Yaradan [[YHVH]], tüm evrenin yaradanıdır.<ref>{{
Tanah'ta bu ad ilk olarak Yaratılış 2:4'te geçer. [[Âdem]] ve [[Havva]] hakkındaki anlatılara göre Havva, Tanrı'nın adını kullandı. Musa ise [[Yanan Çalı|yanan bir çalının]] ardında beliren bir melek tarafından Tanrısal adın anlamını öğrendi:
:{{
Ayet 14'te geçen 'eyéh 'aşér 'eyéh „Ben olmak istediğimi olacağım“ (S. R. Hirsch, 1920) anlamına gelir. '''ehyéh'' İbranice fiil hayáh'tan (olduğunu kanıtlamak) türemektedir <ref>Dr. J. H. Hertz: Pentateuch und Haftaroth</ref> ve sadece Tanrı'nın var olmasını kastetmez fakat başkalarına ilişkin olmak istediğini vurgular.
Başka dilbilimcilere göre '''eyéh 'aşér 'eyéh'' „Var olanı oluşturur“ anlamına da gelebilir.<ref name="ReferenceA">"Yahweh." Encyclopædia Britannica Online. 10 Dec. 2009</ref>
Bazı Kutsal Kitap tercümanları bu İbranice şeklin şu basit çevirisini tercih ettiler: „Ben Ben'im“<ref>Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi, 2001, ISBN
Tanrı’nın ayet 15'te geçen ismi İbranice הוה (''havah'', “olmak”) fiilinden gelir. Bazı bilginlere göre Yehova ismi bu fiilin ettirgen halidir ve bitmemiş bir eylemi gösterir. Buna dayanarak Tanrı’nın ismi, “O Olmasını Sağlar” anlamına gelir. Bu isim Yehova’nın süregiden eylemlerle Kendisini, vaatlerini yerine getiren, amaçlarını her zaman gerçekleştiren Biri durumuna getirdiğini gösterir.
19. satır:
====Kök====
YHVH, Midyan halkının ya da Kenilerin dağ tanrısı olduğu düşünülür. Bu görüş için Musa'nın Mısır'dan kaçınca Midyan diyarına gelip ve Horeb dağında (Çıkış 3:1) Tanrı'yla buluştuğu kanıt olarak öne sürülür.
Musa'nın kayınpederi Yetro İsrail halkının kurtuluşunu kutlamak amacıyla büyük bir ziyafet yaptı (Çıkış 18:1-12). Karl Budde İsrail o zaman Midyan halkının dinine geçip Midyan'ın dağ tanrısını da kabul ettiğini iddia etti.<ref>Karl Budde: Die Religion des Volkes Israel bis zur Verbannung. J. Ricker, 1900, S. 17–19
====Anlam====
YHVH nasıl bir tanrı olup isminin hangi kökten geldiğine dair birçok teori var:
• Godfrey Rolles Driver (1928) Tanrı'nın isminin İsrail halkının Mısır'dan kurtuldukten sonra söyledikleri ilahide (Çıkış 15:2) geçen „Yah!“ bağırışına dayandığını var saydı.<ref>Godfrey Rolles Driver: The original form of the name „Yahweh“: evidence and conclusions. In: Zeitschrift für Alttestamentliche Wissenschaft (ZAW) 46/1928, S. 7–25
• Bernardus Dirks Eerdmans (1942) Tanrı'nın ismi yıldırım ve gök gürültüsünün sesinin (Ja-Hu) yansılaması olarak gördü.<ref>Bernardus Dirks Eerdmans: The Name Jahu. In: Pieter Arie Hendrik De Boer (Hrsg.): Oudtestamentische Studiën. Brill Archive, Leiden 1954, S. 22–29
• Sigmund Mowinkel Tanrısal ismin Ja Hu (O!, o) bağırışından geldiğini ileri sürer.<ref>Sigmund Mowinckel: The Name of the God of Moses. Hebrew Union College Annual (HUCA) 32/1961, S. 121–133; zitiert nach George Wesley Buchanan: The Consequences of the Covenant. Brill, Leiden 1970, S. 317, Fn. 1
====Bu teorilerin eleştirisi====
39. satır:
'''• Çıkış 18:9-12''' „Yetro, Yehova’nın İsrailoğulları için yaptığı iyiliklere ve onları Mısır’ın elinden kurtarmasına çok sevindi. “Sizi Mısır’ın elinden, Firavunun elinden kurtaran Yehova’ya şükürler olsun! Halkını Mısır’ın elinden O kurtardı” dedi. “Şimdi anlıyorum ki, Yehova tüm tanrılardan büyüktür. Mısırlılar size küstahça davrandığında olanlar bunu açıkça gösteriyor.” Sonra Musa’nın kayınbabası Yetro, Tanrı için, yakılan sunu ve kurbanlar getirdi. Harun ve İsrailoğullarının tüm ihtiyarları gelip Tanrı’nın önünde Musa’nın kayınbabası Yetro ile ekmek yediler.“
Karl Budde'nin görüşünü eleştiren dinbilimciler, Çıkış 18:12 İsrailli olmayan birinin İsrail'in tanrısına yöneldiğini gösteren bir kayıt olduğuna kanaat getirir.<ref>Volker Haarmann: JHWH-Verehrer der Völker: Die Hinwendung von Nichtisraeliten zum Gott Israels in alttestamentlichen Überlieferungen. Theologischer Verlag, Zürich 2008, S. 78–81
==Telaffuz==
===İbrani alfabesi===
İbranice sağdan sola yazılan bir lisandır. İbrani alfabesi sadece 22 sessiz harften oluşup sesli harfler tanımaz. Bir okuyucu bilgisine dayanarak sesli harfleri aralara kendisi koymalıydı.
M.S. ilk binyılın ikinci yarısında Masoretler (İbranice: ''baʽalḗ hammaßßōráh'' [Geleneğin Ustaları]) adlandırılan yazıcılar ses ve vurgu işaretlerinden oluşan bir sistem kurdu. Daha önceleri telaffuz, nesilden nesle sözlü gelenekle aktarıldı. Böylece Masoretlerin kullandıkları bu sistem, sesli harflerin okunması ve telaffuzu için yazılı bir yardım sağlamış oldu.
Bu ses ve vurgu işaretleri kullanılmadan önce İbranice elyazmalarında Tanrı'nın ismi şu dört sessiz harflerle yazıldı: יהוה (YHVH). Masoretler işaret sistemini icat etmeden önce Yahudiler Tanrı'nın ismini dile getirmemeye başladılar ve zamanla onun telaffuzu unutuldu.
Tanrısal ismin telâffuzunun unutulmasıyla ilgili iki sebep gösterilir:<ref
:• Bazılarının görüşüne göre Yahudilerin din liderleri Tanrı'nın ismi kutsal olduğu için günahkâr insanlardan dile getirilmemesi gerektiğini ileri sürdüler. Bu bağlantıda On Emrin üçüncüsüne işaret edildi: „Tanrın Yehova’nın (יהוה [YHVH]) adını boş yere ağza almayacaksın.“ (Çıkış 20:7)
Bu emir ise Tanrı'nın isminin hiç ağza alınmaması gerektiğini söylemez. İbranice metinde bu ismin yaklaşık 7.000 kere geçmesi onun onurlu şekilde kullanma sakıncası olmadığını gösterir.
71. satır:
Klasik İbrani alfabesine ait karakterlerle Tetragrammaton (יהוה), hem İbranice metinde hem de Yunanca Septuagint çevirisinde kullanılmıştır.
Tanrı'nın ismi telâffuz edilmediğine dair İlk tarihsel kanıt M.S. 1. yüzyılındandır. Bir kâhinler ailesinden gelen Yahudi tarihçi Flavius Josephus Musa nasıl peygamber olarak seçildiğini anlatırken şunu ekledi:
:„Tanrı ona hiç bir insana bildirilmeyen ismini ilan etti. Bu ismi talâffuz etmemem gerekir.“<ref>Jüdische Altertümer, übersetzt von H. Clementz, 2. Buch, Kap. 12, Abs. 4, S. 121</ref>
79. satır:
Kâhinin gündelik hayır duasıyla ilgili Sota 7:6 şunu yazar: „Tapınakta ismi yazılı olduğu gibi dile getirirler fakat kırsal bölgede dolaylı ifade ile.“<ref>Die Mischna, Soṭa, H. Bietenhard, 1956, S. 117</ref>
Mişna'nın birinci kısmında şu emir kayıtlıdır: „Herkes komşusuna [Tanrı'nın] ismi ile selam versin.“ Sonra Boas'ın örneği (Rut 2:4) geçer.<ref>
Yeruşalim'in M.S. 70'teki yıkılışından önce Tanrı'nın isminin ağza alınmamasının ilk izleri görülür. Bu gelenek ilk olarak kâhinler arasında başladı. O zaman birçok Yahudi dini lider, putperest Yunan felsefesi tarafından kuvvetle etkilendi. Örneğin, İskenderiye’li Yahudi filozof Philo, ünlü Yunan felsefecisi Platon’un Tanrısal ilham altında olduğunu ve ayrıca Tanrı’nın varlığının kavranılamaz ve dolayısıyla isimlendirilemez olduğunu öğretmişti.
85. satır:
Genel olarak iki telâffuz şekli kabul edilir: '''Yahve''' ve '''Yehova'''
En geç M.S. 100'den beri Tanrı'nın ismi Yahudilikte artık ağza alınmadı. İskenderiyeli Klemens (aşağıyukarı M.S. 150-215) tanrısal ismi ''I-a-u-e'' (''᾿Ιαουέ'') olarak tanıdı.<ref>Clemens von Alexandria: Stromata V, vi, 34, 5</ref>
===''Yahveh'' için sebepler===
Masoretler, İbranice sessiz harflerin metninin okunmasını kolaylaştırmak için M.S. 700-1000 yıllarında ses ve vurgu işaretlerinden oluşan bir sistem kurdular. O zaman yazıcılar Tanrı'nın isminin telâffuz edilmesini önlemek amacıyla Tetragrammaton'u (יְהֹוה) ''Adonay'' (אֲדֹנָי [Rab; haşmet çoğulu]) unvanının sesli harflerinin noktalarıyla yazdığı kabul edilir.<ref>
Dilbilimcilere göre bu şekilde „Yehova“ şekli meydana geldi.
97. satır:
[[Dosya:Mesha stele.jpg|küçükresim|Meşa Taşı (M.Ö. 840)]]
Tanrı’nın isminin kısaltılmış şeklini içeren birkaç özel isminin örnekleri YHVH'nin teâffuzunu açıklayabilir.
Profesör Buchanan (Wesley Theological Seminary, Washington), İbranice Kutsal Kitapta Yohnathan veya Yehohnathan olarak görülen Yonatan’ın, “Yaho veya Yahovah verdi” anlamına geldiğini söylüyor. İbranice’de peygamber İlya’nın adı Eliyah veya Eliyahu olarak geçer. Profesör Buchanan’a göre bu isim “Tanrım Yahoo’dur,” veya Yahoovah’tır” anlamına gelir. Benzer şekilde Yehoşafat’ın İbranicesi, “Yaho hükmetti” anlamına gelen Yehohşafat’tır.
YHVH'nin “Yahve” olarak iki heceli söylenişi, 'o' sesli harfinin Tanrı’nın isminde yer almasına izin vermez. Fakat ortadaki 'o', tıpkı Yonatan ve Yehonatan’da olduğu gibi, Kutsal Kitapta hem orijinal hem de kısaltılmış haliyle geçen ve içinde Tanrısal adın bulunduğu başka birçok isimde de yer almaktadır. Böylece, Tanrısal isimle ilgili olarak Profesör Buchanan şunu açıklıyor: “Uzun 'o' veya alçak tondaki 'o' seslisi hiçbir durumda atlanmıyor. Kelime kimi zaman ‘Ya’ olarak kısaltılırdı; fakat hiçbir zaman ‘Yahveh’ olarak değil. . . . . Tetragrammaton tek heceli olarak söylendiğinde ‘Yah’ veya ‘Yo’ oluyordu. Üç heceli söylendiğinde ‘Yahovah’ ya da ‘Yahoovah’ oluyordu. Eğer iki heceli olarak kısaltılırsa ‘Yaho’ olurdu.”<ref>
Bu yorumlar, 19. yüzyıl İbranice uzmanı Gesenius’un da yazdığı şu sözleriyle uyum içindedir: “[Tanrı’nın isminin] gerçek söylenişinin יְהוָֹה [Ye-ho-vah] olduğunu söyleyenlerin savunmaları tamamen dayanaksız değildir. Bu yolla, birçok özel ismin başında kısaltma şeklinde יְהוֹ [Ye-ho] ve יוֹ [Yo] hecelerinin bulunması daha tatmin edici bir şekilde açıklanabilir.”<ref>Gesenius: Hebrew and Chaldee Lexicon to the Old Testament Scriptures’</ref>
Bununla birlikte, Everett Fox kitabının tercümesinin önsözünde şuna dikkat çekti: “[Tanrı’nın] İbranice adının ‘doğru’ söylenişini yeniden bulmaya yönelik eski ve yeni girişimler başarılı olmadı; sonuçta kimi zaman duyduğumuz ‘Yehova’ ya da uzmanların benimsediği ‘Yahve’ şekillerinden herhangi birinin doğruluğu kanıtlanamaz.”<ref>
Bir Kutsal Kitap sözlüğü şunu belirtir: „Yehovah, Tanrı'nın Eski Ahit'te özel ismi ... Yehovah isminin anlamını inceden inceye anlatabilen bir söz yok.“<ref>Dr. Ph. Karl Meusel, Kirchlichen Handlexikon, Leipzig, 1891</ref>
119. satır:
'''1. Meşa Taşı'''
Paris’teki Louvre Müzesinde bulunan Moab Taşı (M.Ö. 840) üzerinde Moab Kralı Meşa’nın övünme dolu sözlerini içeren bir yazıt yer almaktadır. Tanrısı Kemoş’un yardımıyla İsrail’in birçok şehirlerini aldığını gururlanarak anlatıyor. Kral Meşa şunu yazdı: „Orada YHVH'nin aletlerini alıp Kemoş'un önüne getirdim.“<ref>Christian Molke: Der Text der Mescha-Stele und die biblische Geschichtsschreibung. Peter Lang, Frankfurt am Main 2006, ISBN 3-631-55807-4; Othmar Keel, Max Küchler, Christoph Uehlinger: Orte und Landschaften der Bibel. Ein Handbuch und Studien-Reiseführer zum Heiligen Land, Band 4,1. Vandenhoeck & Ruprecht, Göttingen 2007, ISBN 3-525-50177-3, S. 212
'''2. Bir mezar yazıtı'''
131. satır:
'''4. Lakış Mektupları'''
1935-1938 arasında Lakiş kalıntılarında bulunan 8 çömlek parçaları M.Ö. 7. yüzyıldandır. Bu çömlek parçalarının yedisinde 11 defa YHVH geçer. Şu selam ile başlarlar: „YHVH efendime şimdiki zamanda şağlık versin.“<ref>Dirk Schwiderski: Handbuch des nordwestsemitischen Briefformulars: Ein Beitrag Zur Echtheitsfrage der aramäischen Briefe des Esrabuches. Walter de Gruyter, Berlin 2000, ISBN 3-11-016851-0, S. 46, S. 64
'''5. Arad'daki çömlek parçaları'''
150. satır:
'''7. Kilise binalarında'''
Reformasyon zamanından beri çok kilise binalarının içinde ve dışında Jehova ya da Iehova yazıtları bulunur.<ref>Robert J. Wilkinson: Tetragrammaton: Western Christians and the Hebrew Name of God: From the Beginnings to the Seventeenth Century. Brill, Leiden 2015, S. 381
{| class="wikitable"
367. satır:
'''8. Protestanların ilahi kitaplarında'''
Tanrı'nın ismi Protestanların ilahi kitaplarında bulunur.<ref>Eduard Emil Koch: Geschichte des Kirchenlieds und Kirchengesangs der Christlichen, Insbesondere der Deutschen Evangelischen Kirche, Vol. 5: Erster Haupttheil, die Dichter und Sänger. (1876) Nachdruck, Forgotten Books, 2018, ISBN 0-365-96177-9, S. 46
'''9. Bestekâr ve yazarların eserlerinde'''
Meşhur bestekârlar ve yazarlar „Yehova“ ismini eserlerinde kullandılar: Georg Friedrich Händel'in oratoryolarında<ref> Albert Scheibler: Georg Friedrich Händel: Oratorienführer. Edition Köln, 1993, ISBN 3-928010-04-2, Stichwortverzeichnis</ref>, Giuseppe Verdi'nın Nabucco operasında ve Franz Schubert'in bir şarkısında.<ref>Andrea Lindmayr: Franz Schubert – Das fragmentarische Werk, Franz Steiner, Wiesbaden, 2003, S. 151 f.
'''10. Paralarda'''
377. satır:
Son birkaç yüzyılda Tanrı’nın isminin İbranice ve Latincesi bini aşkın tür sikke, madalyon, jeton ve markanın (para yerine kullanılan madeni pulların) üzerinde bulunuyordu.
İsviçre’de yıllarca basılan altın sikkelerin üzerinde “Yehova Tanrı Yüceltilsin” anlamına gelen şu Latince sözler yer alır: “Benedictus Sit Iehova Deus”.
Tanrı’nın ismini taşıyan bir sikke, İsveç’te yaklaşık 1568’de, İskoçya’da ise 1591 yılı civarında basıldı. 1600 yılı dolaylarında İsveç Kralı IX. Karl, sikkeler üzerine Tanrı’nın ismini bastırdı. Bu isim Ihehova, Iehova ve Iehovah gibi çeşitli şekillerde yazılmıştı. Kral, bir altın sikke yaptırdı.
420. satır:
1. Kutsal Kitap'ta Tanrısal isme büyük bir önem verilir çünkü o herhangi başka bir isimden çok (aşağıyukarı 7.000 kez) geçmektedir.
2. Yahudi yazıcılar Tanrı’nın ismini telaffuz etmekten kaçındıkları halde bu ismi Kutsal Kitabın kopyalarından çıkarmamışlardı. Ayrıca Hristiyan tercümanlar Kutsal Kitap'ın desteklemediği Yahudi bir adete uymak zorunda değildirler.<ref>
3. Çevirmenler bir taraftan Tanrı'nın isminin asıl telâffuzu bilinmediği için onu kullanmak istemiyor diğer taraftan İsa’nın ismini kullanmakta bir sakınca görmüyorlar. Yahudi kökenli Hristiyanlar İsa’nın ismini büyük olasılıkla Yeşua olarak telaffuz ediyordu. Ayrıca “Mesih” unvanı da Maşiah olarak söyleniyordu. Yunanca konuşan Hıristiyanlar İsa’yı İesous Hristos, Latince konuşanlar ise Iesus Christus olarak adlandırıyordu. Anlaşıldığı gibi birinci yüzyıldaki Hristiyanlar makul davranarak İsa’nın isminin kendi dillerindeki yaygın halini kullandı.
Kutsal Kitap'ın tercümanı Steven T. Byington hangi sebeplerden dolayı tanrısal ismini kullandığını şu sözlerle anlattı: „Yazılış tarzı ve telâffuz en önemli değildir. Bu, kişisel bir isim olduğunu akılda tutmak çok önemlidir. Birçok ayet, bu isim Rab gibi genel bir ad ile ya da daha kötüsü isimleştirilmiş olan bir sıfatla (örneğin sonsuz olan) çevirilirse doğru alaşılamaz.“<ref>
1526'da Martin Luther bir vaazda Yeremya 23:1-8 hakkında konuştuğu zaman şunu dedi: „Bu isim Yehovah, Rab, yalnız hakiki Tanrı'ya aittir.“<ref>D. Martin Luthers ... Sämtliche Schriften, hrsg. v. J. G. Walch, 6. Teil, 1741, Sp. 1393</ref>
451. satır:
'''1. LXX<sup>P. Fouad Inv. 266</sup>:''' 117 fragman (M.Ö. 1. yüzyıl)
[[Papirüs Fouad 266]]'da Tetragrammaton Kanunun Tekrarı kitabının tespit edilmiş olan 49 yerinde bulunur. Tanrı'nın ismi Yunanca metinde İbranice harflerle yazılmıştı.<ref>Studia Evangelica, Kurt Aland, F. L. Cross, Jean Danielou, Harald Riesenfeld und W. C. van Unnik, Berlin 1959, S. 614.</ref><ref>
'''2. LXX<sup>VTS 10a</sup>:''' M.Ö. 1. yüzyılın sonu
Fragmanlar Tetragrammaton'u İbranice harflerle şu yerlerde gösterirler: Yunus 4:2; Mika 1:1, 3; 4:4, 5, 7; 5:4, 4; Habakkuk 2:14, 16, 20; 3:9; Tsefanya 1:3, 14; 2:10; Zekeriya 1:3, 3, 4; 3:5, 6, 7. Bu rulo Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu.<ref>
'''3. LXX<sup>IEJ 12</sup>:''' M.Ö. 1. yüzyılın sonu
Bu parşömen fragmanı Yunus 3:3'ü içerip tanrısal ismi İbranice harflerle gösterir. Fragman Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu.<ref>
'''4. LXX<sup>VTS 10b</sup>:''' M.S. 1. yüzyılın ortası
Parşömen rulosunda Tanrı'nın ismi İbranice harflerle şu yerlerde bulunur: Zekeriya 8:20; 9:1, 1, 4. Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu.<ref>
'''5. 4Q LXX Lev<sup>b</sup>:''' M.Ö. 1. yüzyıl
472. satır:
Bu parşömen parçası Tanrı'nın Başlangıç 2:8 ve 18'de geçen ismi iki ''Jōdh'' ile gösterir.
<ref>The Oxyrhynchus Papyri, Böl. VII, Arthur S. Hunt, London 1910, S. 1, 2.</ref>
'''7. Aq<sup>Burkitt</sup>:''' 5. yüzyılın sonu / 6. yüzyılın başlangıcı
485. satır:
'''9. Sym<sup>P. Vindob. G. 39777</sup>:''' M.S. 3./4. yüzyıl
Bu fragman Symmachos'un tercümesinin bir rulosuna aittir ve Yunanca metinde Tetragramm (יְהֹוה) Mezmur 69:13, 30, 31'de geçer.<ref>
'''10. Ambrosiana O 39 sup.:''' 9. yüzyılın sonu
501. satır:
:5. Quinta'nın Yunanca tercümesi
Tüm beş sütunda tanrısal isim şu ayetlerde bulunur: Mezmur 18:30, 31, 41, 46; 28:6, 7, 8; 29:1, 1, 2, 2, 3, 3; 30:1, 2, 4, 7, 8, 10, 10, 12; 31:1, 5, 6, 9, 21, 23, 23, 24; 32:10, 11; 35:1, 22, 24, 27; 36:(başlık), 5; 46:7, 8, 11; 89:49 (sütun 1, 2 ve 4), 51, 52.
İbranice metni Yunancaya çeviren tercümanlar hem eski Septuagint hem de başka Yunanca tercümelerinde Tanrı'nın ismini kullandılar. Septuagint'in sonraki metinlerde çevirmenler tanrısal ismin yerine ''kyrios'' (Rab, Efendi) ve ''theos'' (Tanrı) koydular.
533. satır:
:• 1858, De Wette (Almanca)<ref>De Wette: Die Heilige Schrift (Heidelberg 1858)</ref>, bir defa (Luka 4:19)
:• 1863, Herman Heinfetter (İngilizce)<ref>
:• 1864, Benjamin Wilson (İngilizce)<ref>
:• 1898, George Barker Stevens (İngilizce)<ref>George Barker Stevens: The Epistles of Paul in Modern English, 1898</ref>
541. satır:
:• 1900, W. G. Rutherford (İngilizce)<ref>W. G. Rutherford: St. Paul’s Epistle to the Romans, 1900</ref>
:• 1932, Professor Dr. P. Dausch, (Almanca)<ref>Professor Dr. P. Dausch: Bonner Bibel (Bd. 2, 1932)
:• 1946, J. W. C. Wand (İngilizce)<ref>
:• 1991, Claude Tresmontant (Fransızca)<ref>
:• 2002, Heinz Schumacher (Alnanca)<ref>
:• 2006, Instituto Cultural Álef y Tau (İspanyolca)<ref>
120'den fazla dilde Tanrı'nın ismi Yunanca metinde geçer.
|