Rus İmparatorluğu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k iç bağ./şablon adı/yazım dz.
Hardaliyem (mesaj | katkılar)
Yazım hataları düzeltildi.
97. satır:
}}
{{Rusya tarihi}}
'''Rus İmparatorluğu''' ([[Rus imla reformları|Reform öncesi Rusça]]: Россійская Имперія, [[Rusça|modern Rusça]]: Российская империя; ''Rossiyskaya İmperiya'') veya '''Çarlık Rusyası''', 1721 yılında kurulup [[Rus Devrimi (1917)|1917'deki Rus Devrimi]]'ne kadar var olmuş [[imparatorluk]]tur. [[Rus Çarlığı]]'nın ardılı olmuş olan Rus İmparatorluğu, 20. yüzyılda [[Sovyetler Birliği]] olarak bir "[[süper güç]]" halinehâline gelecek olan [[Rusya]]'nın çerçevesini oluşturmuştur. Dünya tarihindeki en geniş imparatorluklardan biri olmuş olan Rus İmparatorluğu, [[Britanya İmparatorluğu|Britanya]] ve [[Moğol İmparatorluğu|Moğol]] imparatorluklarının ardından en geniş sınırlara ulaşmış tarihteki üçüncü ülkedir.
 
1866'da toprakları kuzeyden [[Arktik Okyanusu]]'yleyla, güneyden [[Karadeniz]]'le, doğuda [[Alaska]]'yla, batıda [[Baltık Denizi]]'yle çevrelenmişti. [[Avrupa]]'daki son [[mutlak monarşi]]lerden biridir. 20. yüzyılın başlarında [[Britanya İmparatorluğu]]'nun ardından dünyanın en geniş ikinci imparatorluğu durumunda olan Rus İmparatorluğu, 1914 yılında [[I. Dünya Savaşı]] patlak verdiğinde, 5 milyon kişiden oluşan ordusu ile [[Avrupa]]'nın beş büyük gücünden biri konumundaydı. Avrupa'nın en büyük askeriaskerî güçlerinden biri olmasına karşın savaşın halk üzerinde yol açtığı yıkımın ve İngilizlerin [[Çanakkale Cephesi]]'ni kaybetmesi nedeniyle müttefiklerinden yardım almamasının sonucu olarak 1917 yılında meydana gelen [[Rus Devrimi (1917)|Rus Devrimi]]'yle tarihe karıştı. Yerine önce [[Geçici Hükûmet (Rusya)|Rusya Geçici HükümetiHükûmeti]], ardından [[Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti]] kuruldu.
Çar [[I. Petro (Rusya)|I. Petro]]'nun 1721 yılında bütün Rusların imparatoru (''imperator'') unvanını almış olmasına rağmen Rusya'nın imparatorluk olarak tanımlanmasını [[III. İvan]]'ın [[Novgorod]]'u fethi veya [[IV. İvan]]'ın [[Kazan, Tataristan|Kazan]]'ı fethine kadar götüren görüşler de vardır. Başka bir bakış açısına göre de 1546'de IV. İvan'ın tahta çıkmasından sonra kullanılmaya başlanan ''Çarlık'' teriminin zaten o dönem için imparatorluk terimine karşılık geldiği ve çarlık terimi yerine kullanılmaya başlanan "imparatorluk'"un çarlık kelimesinin yalnızca latinleştirilmişLatinleştirilmiş eşanlamlısıeş anlamlısı olduğudur.
 
==18. yüzyıl==
18. yüzyılda [[I. Petro (Rusya)|I. Petro]] (Büyük Petro) ve [[Büyük Katerina]]'nın (1762-1796) hükümdarlıkları döneminde Rusya'nın öyküsü, batıya doğru genişleme ve Batılılaşma çabalarını anlatır. Her iki monark da Hollandalı, Alman ve İngiliz teknisyenlerin Rusya'ya göç etmelerini teşvik ederek, hem orduyu hem de devlet mekanizmasını güçlendirmek istedileristedi. Batı'nın üstün gücü, ancak onların sahip olduğu araçlar ve anlayışla dengelenebilirdi. Kısaca, Rusya'nın "Doğulu" yüzünün değiştirilmesinde ve bir Avrupa devleti halinehâline getirilmesinde kararlıydılar.<ref name="ref702">[[Oral Sander]], ''Siyasi Tarih İlkçağlardan 1918'e'', [[İmge Kitabevi]], Eylül 2007. ISBN 978-975-533-043-3.</ref>
 
Bu dönemde sarayda Avrupa giysileri giyilmeye başladı ve [[Kuzey Avrupa]] [[Protestanlık|Protestan]] devletlerinde olduğu gibi, Kilise monarşinin denetimi altına alındı. Petro, reformlarında kararlı olduğunu göstermek için de halkın gözü önünde bazı soyluların sakallarını kesmekten çekinmedi.<ref name="ref704">''Rusya Geçmişini Arıyor...'', Focus, Mart 1998.</ref> [[Prusya Krallığı|Prusya]]'da [[II. Friedrich|Büyük Frederick]]'in yaptığı gibi, devlet ordunun ihtiyaçlarına göre yönetilmeye başlandı. [[Urallar]]'da bir silah endüstrisi kuruldu ve Rusya'nın "Batılılaştığının" bir simgesi olarak, başkent batıya, [[Sankt-Peterburg]]'a alındı. İmparator I. Petro'nun [[Büyük Kuzey Savaşı]] (1700-21) sonunda [[Letonya]] ve [[Estonya]] gibi iki bölgeyi [[İsveç]]'ten almasıyla, Rus gücü [[Baltık]]'a tam anlamıyla yerleşti. I. Petro'nun öldüğü 1725 tarihine gelindiğinde, Rusya önemli bir Avrupa devleti olmuştu. İmparatoriçe [[II. Yekaterina]]'nın [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlılar]]a karşı giriştiği [[1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı|1768-1774]] ve [[1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı|1787-1792]] savaşları sonunda, Rusya [[Karadeniz]]'in kuzeyine yerleşti. Böylece 18. yüzyılın sonunda, Baltık'tan Karadeniz'e ve oradan da [[Pasifik Okyanusu]]'na kadar geniş [[Avrasya]] bölgesi üzerinde, 20. yüzyılın ikinci yarısının "süper gücü" Rusya'nın çerçevesi kurulmuş oldu.
 
===Petro dönemi===
{{Ana|I. Petro (Rusya)}}
[[Dosya:Peter der-Grosse 1838.jpg|küçükresim|200pik|Rusya Çarlığı'nın adını resmiresmî olarak Rus İmparatorluğu'na çeviren ve kendini de imparator ilan eden Büyük Petro.]]
 
Kremlin dışında, [[Avrupa kültürü]]ne açık bir bir ortamda yetişen [[I. Petro (Rusya)|I. Petro]], 1689'da bir saray darbesiyle [[Sofia Alekseyevna]]'yı naibelikten uzaklaştırdıktan sonra yönetimi bir süre annesinin akrabalarına bıraktı. [[Kutsal Birlik]]'in [[Osmanlı Devleti|Osmanlılar]]a savaş açması üzerine 1695'te [[Tatarlar|Tatar]] akınlarını önleme ve [[Karadeniz]]'e inme düşüncesiyle [[Kırım]]'a bir sefer düzenledi. Bu başarısız seferin hemen ardından ilk Rus filosunu kurdu ve ertesi yıl [[Don Nehri (Rusya)|Don Nehri]] boyunca ilerleyerek [[Azak]]'ı ele geçirdi. Aynı yıl [[V. İvan]]'ın ölümüyle tek başına çar oldu.
 
Ekonomik ve kültürel alanda bilgi toplamak amacıyla çıktığı Avrupa gezisinde Osmanlılara karşı yeni bir ittifak girişiminden sonuç alamayan Petro, Karadeniz yerine [[Baltık Denizi]]ne yönelmeye karar vererek [[İsveç]]'e karşı ünlü [[Kuzey Seferi]]'ne (1700-21) girişti. Başlangıçta alınan yenilgilere karşın [[Poltava Çarpışması]]'yla (1709) Rusya'nın lehine dönen bu savaş, ortaya çıkan eksiklikleri kapatmak ve bütün kaynakları herekete geçirmek için köklü önlemler alınmasını gerektirdi. Rusya'nın eski kurumlarında Petro'nun başlattığı büyük dönüşümler özellikle askeriaskerî zaferin belirginleştiği dönemde hız kazandı. Bu arada İsveç'in çabalarıyla savaşa katılan Osmanlı ordusu karşısında 1711'de düştüğü güç durumdan Azak'ı vererek kurtulan Petro, sonunda denizlerde de üstünlüğü sağlayarak İsveç'e boyun eğdirdi ve Baltık bölgesinin doğusunu Rusya'ya kattı. Böylece [[Batı dünyası|Batı]]'yla doğrudan ticaret yollarına kavuşan Rusya, Avrupa'nın büyük devletleri arasına girdi. [[Doğu Avrupa]]'da kilit bir konumu olan [[Polonya]] büyük ölçüde Rus nüfuzunu tanımak zorunda kaldı. İzleyen dönemde [[Orta Asya]], [[Hazar Denizi|Hazar bölgesi]] ve [[Sibirya]]'ya yönelik seferlerin öne çıkmasıyla Doğu'ya doğru genişleme dönemi de başladı.
 
Savaş koşulları nedeniyle geniş çaplı reformlar için çoğu kez sert ve baskıcı önlemlere başvuran Petro, toplumsal sınıflar arasındaki geleneksel ayrına modern ve rasyonel bir yapı kazandırmaya yöneldi. Soyluların devlete hizmet yükümlülüğünü kalıcı ve düzenli bir temele kavuşturdu; askeriaskerî ve idari görevlerin dağıtımında devletin gereklerini ön plana çıkardı. Toprak sahibi soyluların arazilerini ve serfler üzerindeki haklarını genişletirken, mülkiyetin babadan en büyük oğluna geçmesini sağlayan düzenlemeyle geniş toprakların bölünmesi önlendi. Köylülerin aile başına ödediği vergiyi kişi başına vergiye dönüştürerek serflik sistemini daha da katılaştırdı. Kentlere belediye kurma hakkı tanımanın yanı sıra tüccar ve zanaatçıların loncalarda örgütlenmesini sağladı. Bu arada merkezimerkezî otoritenin denetimine esneklik kazandırmaya yönelik bir yerel yönetim sistemi geliştirildi.<ref name=aksitarih>{{Web kaynağı |url=http://www.aksitarih.com/serflik-ve-bolsevizm-golgesi-arasinda-charykovun-istanbul-yillari.html |başlık=Serflik ve Bolşevizm Gölgesi Arasında Charykov’un İstanbul Yılları |erişimtarihi=7 Mayıs 2013 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20131025045448/http://www.aksitarih.com/serflik-ve-bolsevizm-golgesi-arasinda-charykovun-istanbul-yillari.html |arşivtarihi=25 Ekim 2013 |ölüurl=evet }}</ref>
 
Petro, reformlarının asıl odak noktasını oluşturan devlet yönetimi alanında, çok daha kapsamlı düzenlemelere gitti. Sayısız ve karmaşık devlet dairelerinin (''prikazi'') yerine daha düzenli ve tutarlı bir işleyişe dayanan kurullar (''kollegi'') oluşturdu. [[Boyar Duma]]yı kaldırarak devlet organları arasında eşgüdüm sağlama, mali denetim ve yasama işlerini Senato adlı yeni bir kuruma verdi. İlk düzenli ordunun temellerini atmanın yanı sıra etkili ve yaygın bir kolluk ağı kurdu.
 
Patriklik makamına son vererek kilise hiyerarşinin başına kendisine bağlı Kutsal Sinod'u getirdi ve kiliseyi [[mutlakiyet]]çi rejimin başlıca dayanaklarından birine dönüştürerek, dinidinî kurumları (kilise) yönetim bürokrasisinin bir parçası olarak kontrol
altına aldı.<ref name="ref703">[[Mustafa Ergün]], ''Rus Eğitiminde Batılılaşma Çabaları Ve Reformlar'', [[Afyon Kocatepe Üniversitesi]]</ref> Bütün devlet görevlerini kademelere ayıran bir sistem çerçevesinde bürokraside eğitim, liyakat ve kıdemi esas alan bir yapıyı egemen kıldı.
 
Uzun süreli savaşların getirdiği ağır yük Petro'yu ekonomik alanda da yeni atılımlara yöneltti. Özellikle silah ve gemi yapımı açısından madenciliğin ve sanayinin gelişmesine büyük önem veren Petro, yerli ve yabancı yatırımcılara çeşitli destekler vermenin yanı sıra serfleri bayındırlık ve imalat işlerinde zorla çalıştırma olanağını sağladı. Kendi kurduğu ve 1712'de başkenti taşıdığı [[Petersburg]] ile [[Riga]] ve [[Tallinn|Reval]] (bugün Tallinn) limanlarını Batı'ya açılan ticari kapılar durumuna getirdi.
 
Petro döneminde devletin eğitim alanına girmesi Rus kültüründe geniş çaplı bir dönüşümün yolunu açtı. Eğitim kanalıyla Batı'ya özgü birçok kurum ve gelenek Rusya'ya girmeye başladı. Petro'nun 1724'te temelini attığı Petersburg Bilim ve Sanat Akademisi (bugün [[Rusya Bilimler Akademisi]]) daha sonraları bilimsel ve teknolojik gelişmede öncü bir rol oynadı. Slavonik alfabeden Yunan harflerine geri döndü, matbaa kurdurdu, gazete çıkardı. 1705'te Papaz Ernst Glück tarafından Moskova'da klasik lise (gimnazyum) kuruldu (okul 1715'te öğrenci kaydolmadığı için kapandı). Matematik ve Denizcilik Okulu, Mühendislik ve Topçuluk Okulu (1712), Denizcilik Akademisi (1715). Buralarda ders vermek üzere Avrupa'dan bilginler getirildi. 1714’te soylular için zorunlu öğretimi getirdi; büyük şehirlerde 50 kadar ilkokul kurdu, devlet memurlarına matematik ve geometri öğrenmeyi zorunlu tuttu. Gemiciliğin yanı sıra yabancı dil öğrenme, ekonomi, tıp, güzel sanatlar ve mimari alanlarında da Batıya öğrenciler gönderdi. Halkı "eğitim vasıtasıyla aydınlatmaya" çalıştı. Geleneksel Rus takvimi yerine protestan takvimini kabul etti. Petro Rusya'yı geleneksel ortodoks geçmişinden laik akılcılık temeline geçirdi.<ref name="ref703"/>
1715'te öğrenci kaydolmadığı için kapandı). Matematik ve Denizcilik Okulu, Mühendislik ve Topçuluk Okulu (1712), Denizcilik Akademisi (1715). Buralarda ders vermek üzere Avrupa'dan bilginler getirildi. 1714’te soylular için zorunlu öğretimi getirdi; büyük şehirlerde 50 kadar ilkokul kurdu, devlet memurlarına matematik ve geometri öğrenmeyi zorunlu tuttu. Gemiciliğin yanı sıra yabancı dil öğrenme, ekonomi, tıp, güzel sanatlar ve mimari alanlarında da Batıya öğrenciler gönderdi. Halkı "eğitim vasıtasıyla aydınlatmaya" çalıştı. Geleneksel Rus takvimi yerine protestan takvimini kabul etti. Petro Rusya'yı geleneksel ortodoks geçmişinden laik akılcılık temeline geçirdi.<ref name="ref703"/>
 
Kuzey Seferi'nden sonra bütün Rusların imparatoru (''imperator'') unvanını alan Petro, ertesi yıl da çarların kendi ardıllarını belirleme ilkesini koydu. Ama bu hakkını kullanamadan öldüğü için, yerine 1724'te imparatoriçe tacını giydirdiği karısı [[I. Yekaterina]] geçti.
Satır 143 ⟶ 142:
Yelizaveta'nın yerine geçen yeğeni [[III. Petro]], Senato'yu arka plana atarak yetkileri yakın çevresinde topladı. Öte yandan geleneksel dış politikayı terk ederek [[Prusya]] ile ittifak kurmaya yöneldi. Bu adımların yarattığı yaygın tepki üzerine bir saray darbesiyle karısı II. Yekaterina tahta çıkarıldı.
 
Yekaterina'nın güçlü yönetimi önceki hükümdarlar döneminde izlenen yayılma politikasını daha da ileri götürdü. [[Ukrayna]]'yı Rusya'ya bağlama ve güneydeki geniş boş toprakları yerleşime açma süreci tamamlandı. Ardından [[Avusturya]] ve Prusya ile varılan anlaşma (1772) çerçevesinde parçalanan Polonya'nın doğu kesimi ile eski [[Litvanya Grandüklüğü]] toprakları Rusya'nın yönetimine geçti. Öte yandan Osmanlılara karşı kazanılan askeriaskerî başarılarla Karadeniz'in kuzey kıyıları bütünüyle Rus egemenliği altına girdi (1774). Bunu [[Rus İmparatorluğu'nun Kırım'ı ilhakı|Kırım'ın ilhakı]] (1783) ve [[Urallar]]'ın doğusunda ve Hazar Denizi kıyıları boyunca sürdürülen fetihler izledi. Osmanlılara karşı sağlanan askeriaskerî üstünlüğün bir sonucu da [[Balkanlar]]'da dolaylı bir nüfuzunun kurulması oldu.
 
Yekaterina'nın gözdelerinden [[Grigoriy Potyomkin]]'in başlıca mimarı olduğu bu yayılma politikasına, özellikle güneyde yürütülen geniş çaplı bir kolonileşme eşlik etti. Bu süreçte kurulan kent ve limanlar kısa sürede canlı birer ticaret ve kültür merkezi durumuna geldi. Devlet görevlilerine ve soylulara dağıtılan geniş arazilerle Rus [[serflik]] sistemi yeni ele geçirilen topraklara da yayıldı. Serflik konusunda daha liberal bir profil çizen II. Katerina serfliğin bir sorun teşkil ettiğini buna rağmen kaldırılması için erken olduğunu belirtmekle birlikte kölelere mülkiyet hakkı verilebileceğini ifade etti.<ref name=aksitarih/> Ayrıca belirli bir özerklikten yararlanan [[Kazaklar (Slav)|Kazaklar]]ın geleneksel askeriaskerî demokrasilerine son verilerek oturdukları ırmak vadilerinde etkili bir denetim sağlandı. Egemenlik altına alınan yabancı halkları imparatorluk düzeni altında bütünleştirmede genellikle Rus yöneticilere dayanarak eski siyasi ve toplumsal yapıları ortadan kaldırma politikası benimsendi. Bu çabaların din, dil ve kültür alanlarında baskılara yol açması boyunduruk altındaki halklar arasında ulusal kimliği koruma temelinde bir direniş doğurdu.
 
Rusya'nın merkezden atanan memurlara, toprak sahiplerine ve [[mir]] (köy komünü) sistemine dayanan yerel yönetim mekanizmasının yetersizliği, Yekaterina dönemindeki köylü ayaklanmalarıyla açık bir biçimde ortaya çıktı. Bunun üzerine bir reform programı hazırlayan (1775) Yekaterina, ülke topraklarını ''guberniya'' denen birimlere ayırarak doğrudan çarlık adına görev yapan valilerin yönetimine verdi. Ayrıca toprak sahibi soyluların ve kentlerin seçtiği görevlilerin yerel yönetimde belirli ölçüde söz sahibi olmasını sağlayan bir sistem geliştirdi (1785). Yekaterina'nın merkezimerkezî yönetim alanındaki düzenlemeleri ise Senato'nun denetim yetkilerinin genişletilmesi, çeşitli devlet işlerini yürüten kurulların başkanlarına daha büyük bir güç kazandırması ve konumu tam belirlenmemiş bir tür kabinenin oluşturulması gibi değişikliklerle sınırlı kaldı. Eski yasaları yenilemeye yönelik çalışmaların tamamlanamamasına karşın, Yekaterina tarafından ortaya konan yol gösterici ilkeler daha sonraki reformlara temel oluşturdu. Otokratik bir devlet anlayışını önde tutan bu ilkeler, gene de devletçe çizilen sınırlar içinde kişi haklarının kullanılmasına olanak tanıyordu.
 
III. Petro'nun daha önce aldığı bir karar doğrultusunda soyluların devlet hizmeti yükümlülüğünü azaltarak ekonomiyle ilgili alanlara yönelmelerini sağlamaya çalışan Yekaterina, genel bir kadastroyla arazilerin sınırlarını kesin biçimde belirleyerek soylulara arazilerindeki yer altı ve yerüstü kaynakları işletme, ürünlerini serbestçe piyasada satma hakları tanındı. Taşra eşrafının örgütlenmesine yönelik düzenlemelerle birlikte toprak sahibi soyluları malikanelerine daha sıkı bağlayan bu önlemler, serfler üzerindeki sömürü ve baskının daha da ağırlaşmasına yol açtı. Böylece artan hoşnutsuzluklar toplumsal bir patlama getirdi. Kazak kökenli [[Yemelyan Pugaçov]] önderliğinde ülkenin bütün doğu kesimini saran köylü ayaklanması güçlükle bastırılabildi (1774). Yekaterina dönemine damgasını vuran bir başka gelişme, kentlerin ticaret ve kültür alanlarında büyük bir canlılık kazanması oldu.
Satır 159 ⟶ 158:
===Rus İmparatorluğu'nun Avrupa Sahnesine Çıkması===
19. yüzyılın başlarında tahta oturan İmparator [[I. Pavel]], [[Fransız Devrimi]] benzeri bir ayaklanmanın kendi ülkesinde de gerçekleşebileceğinden duyduğu korkuyla bütün gününü kendisine sadık subay ve askerlerin arasında geçirmeye başlamıştı. Annesinin yerine geçtikten sonra reformları tersine çevirerek otokrasiyi yeniden güçlendirmeye çalışan [[I. Pavel (Rusya)|Pavel]] (hükümdarlığı 1796-1801), serüvenci bir dış politikaya da yönelerek Rusya'yı yalnızlığa itti. Ayaklanma korkusu giderek paranoyaya dönüşen Pavel'in artan baskıcı önlemleri, sonunda kendi ailesinin düzenlediği bir saray darbesiyle öldürülmesine yol açtı.<ref name="ref704" /> Pavel'den sonra tahta çıkan oğlu [[I. Aleksandr (Rusya)|Aleksandr]] (hükümdarlığı 1801-25), Rusya'yı kuşatan düşmanlık çemberini kırmak için [[Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı|Büyük Britanya]] ve [[Birinci Fransa İmparatorluğu|Fransa]] ile ilişkilerini düzeltmenin yanı sıra [[Prusya Krallığı|Prusya]] ve [[Avusturya İmparatorluğu|Avusturya]]'ya karşı yakınlaşma politikası izledi. Ama bu barış ortamında gerçekleştirmeye çalıştığı reformlar, [[Napolyon Bonapart|Bonapart]]'ın 1805'te Avrupa'daki savaşı yeniden başlatmasıyla kesintiye uğradı. Birbirini izleyen yenilgiler üzerine [[Tilsit Antlaşması]]'yla (1807) sağlanan barış, [[Napolyon'un Rusya Seferi|Napoléon'un 1812'de Rusya'ya saldırması]]yla bir kez daha bozuldu.[[Dosya:Timm decembrists.jpg|küçükresim|370px|sol|[[Aralıkçılar İsyanı]]]]
1814 yılında Napolyon'u yendikten sonra Avrupa siyasetine giderek daha fazla müdahil olan Rusya, Avrupa'nın büyük devletleri arasında yer aldı ve diğer devletlerle ilişkilerini geliştirdi; Napoléon'u bozguna uğratan Rus ordularının batıya doğru başarılı ilerleyişi ve Aleksandr'ın yeni bir ittifakın yaratılmasında oynadığı büyük rol, Rus İmparatorluğu'nu Avrupa'nın önde gelen devletleri arasına soktu.<ref name=aksitarih/> Aleksandr'ın ardından çar olan kardeşi [[I. Nikolay]] (hükümdarlığı 1825-55) daha çok [[Kaçar Hanedanı|İran]], [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]], [[Polonya Kongre Krallığı|Polonya]] ve [[Kafkasya]] halkları gibi zayıf düşmanlara karşı yürüttüğü savaşlarla Rusya'nın bu konumunu iyice pekiştirdi. Avrupa'yı sarsan [[1848 Devrimleri|1848'deki devrim dalgası]] yalnızca Rusya'da etkisiz kaldı. Dahası, imparatorluk orduları [[Macarlar]]ın ayaklanmasını bastırarak monarşik düzenleri koruma gibi bir görevi yerine getirdi. Rusya'nın korkulan bir güce dönüşmesiyle Nikolay "Avrupa'nın jandarması" olarak nitelendirilmeye başladı. Ama [[Kırım Savaşı]]'nda (1853-56) uğranan askeriaskerî başarısızlık, dev imparatorluğun hantallığını ve geriliğini açıkça ortaya koydu.
 
Rusya'nın zayıflığı büyük ölçüde, köhnemiş askeriaskerî ve bürokratik bir otokrasiyle yöneltilmesinden geliyordu. Başlangıçta liberal görüşlere yakınlık duyan I. Aleksandr'ın 1801-03 ve 1807-12 arasında giriştiği reformlar, bazı yenilikler getirmekle birlikte köklü bir değişim sağlayamamıştı. Rusya'nın geniş insan gücünü ve sınırlı mali kaynaklarını tüketen savaşların ardından, kendini daha çok Avrupa diplomasisine ve dinsel işlere veren Aleksandr, giderek tutucu bir eğilime yöneldi. İmparatorluk yönetimine karşı gizli örgütlenmelerin yaygınlaşmaya başladığı bu dönemde her türlü muhalefet acımasızca sindirildi. Aleksandr'ın ölümünden hemen sonra [[Aralıkçılar İsyanı|Aralıkçılar]]ın düzenlediği başarısız ayaklanma, I. Nikolay'ı otokrasiyi ayakta tutmak için daha da sertleşmeye yöneltti. Siyasi baskılar özellikle 1848'deki devrimci dalgayla birlikte doruğa ulaştı.
 
Sonuç olarak Aleksandr ve Nikolay dönemleri Rusya'nın Avrupa sahnesine çıktığı, ama içeride koyu bir karanlığa gömüldüğü bir dönüm noktası oldu. Bu sürecin temel özellikleri siyasi ve toplumsal yaşamın hemen her alanına yansıdı.
Satır 168 ⟶ 167:
Yekaterina sonrasında Senato'ya temsili bir nitelik kazandırarak bu organı iktidarın odağı durumuna getirmeye çalışan soyluların çabaları sonuçsuz kaldı. Böylece otokratik yönetim yapısı korunurken, temsili kurumlar danışma organlarıyla sınırlandırıldı. Aleksandr döneminde devlet işlerini yürütmek üzere oluşturulan bakanlıklar eşgüdümü sağlama açısından bir komite altında bir araya getirildi. Gerçek anlamda bir kabineye denk düşmeyen bu düzenleme, yalnızca içişlerinin bütünüyle Aleksey Arakçeyev'e bırakıldığı dönemde etkili bir işlerlik kazandı. Komitenin varlığına son vermemekle birlikte bakanları doğrudan kendine bağlama yoluna giden Nikolay, iktidar yetkilerini önemli ölçüde özel kalemine ve bu kalem bünyesinde oluşturulan dairelere kaydırdı. İç güvenlikten sorumlu üçüncü daire, otokrasi karşıtı güçleri sindirmede ve halkı denetim altında tutmada en önemli araç durumuna geldi.
 
İmparatorluk düzeninin başlıca dayanağı, imparatora bağlılık temelinde örgütlenmiş olan bürokrasiydi. Rus bürokratları arasında paye ve statü önde geldiğinden, katı hiyerarşik sistem yetenekli kişilerin yükselmesine pek olanak vermiyordu. 19. yüzyılın ilk yarısında alt kademede memurların sayısının üç kat artmasıyla bürokraside büyük bir şişkinlik başladı. Genelde yetersiz bir öğrenimden geçen ve düşük ücretler alan geniş memurlar ordusunda kayırıcılık, rüşvet ve yolsuzluk son derece yaygındı. Yetki ve sorumlulukların aşırı merkezileşmesimerkezîleşmesi nedeniyle bürokrasi çok ağır işliyordu.
 
====Toplumsal Sınıflar====
Satır 178 ⟶ 177:
 
====Eğitim ve Düşünce Akımları====
Aleksandr döneminde yasayla düzenlenen eğitim sisteminin yeni üniversite ve okullarla yaygınlaşmasına, aynı zamanda "zararlı düşünceler"i önlemeye yönelik sıkı bir denetim eşlik etti. Nikolay'ın yönetiminde okullarda daha özgür bir ortama izin verilmesine karşın, üniversite öğrenimini soylu ve varlıklı çevrelerin çocuklarıyla sınırlamaya yönelik sistemli bir çaba başladı. Gene de küçük memur, esnaf ve papazların oluşturduğu bir kesimden gelen yeni bir aydın tabaka ortaya çıktı.
 
Doğrudan siyasi eleştirilerin sert cezalarla karşılaştığı ağır baskı ve sansür ortamında, düşünce akımları ancak felsefe ve edebiyat alanında ifade olanağı buldu. Aydınlar arasındaki değişik eğilimler Slavofiller ve Batılılaşma yanlıları biçiminde bir kutuplaşma yarattı. [[Aleksandr Herzen]], [[Vissarion Belinski]] ve [[Mihail Bakunin]] gibi adların temsil ettiği Batılılaşma akımı, Avrupa tipi bir burjuva liberalizminden çok, radikal bir siyasi dönüşümü savunuyor ve otokrasinin dayanağı olan [[Rus Ortodoks Kilisesi|Ortodoks Kilisesi]]'nin etkisini kıtmayı hedef alıyordu. Buna karşılık Petro döneminde Batı'ya açılmanın sağlam geleneksel yapıyı bozduğunu öne süren Slavofillerin programı Rusya'ya özgü kurumları ve Ortodoksluğu temel alan evrimci bir gelişme çizgisine dayanıyordu. İki akımın temsilcileri zaman zaman belirli noktalarda buluşabiliyor, ayrıca bazı görüşlerle birbirlerini etkiliyebiliyordu.
Satır 207 ⟶ 206:
Serfliğin kaldırılmasından sonra köylülerin karşılaştığı yeni güçlükler [[Nikolay Çernişevski]] gibi radikal aydınların yönelttiği sert eleştiriler doğrultusunda devrimci bir hareketin galişmesine zemin hazırladı. 1863'te Polonya'da patlak veren ayaklanmanın ve 1866'da çara karşı girişilen suikastın ardından yönetimde tutucular ağırlık kazanmaya başladı. Bu dönemde reformlar, kentlerde sınırlı seçime dayalı belediye örgütlerinin kurulması (1870) ve zorunlu askerlik hizmetiyle birlikte ordunun modernleştirilmesi (1874) gibi adımlarla sınırlı kaldı. Devrimci hareketin Avrupa'daki [[Sosyalizm|sosyalist]] akımlardan da etkilenerek yeniden canlandığı 1870'lerde [[Narodnik]]ler olarak adlandırılan gençler, siyasal propagandayla köylüleri ayaklandırma hedefine yöneldi. Bunu izleyen yaygın tutuklama ve sürgünler hareketin daha radikalleşmesine ve yeraltına geçmesine yol açtı. Sıkı bir örgütlenmeyle ortaya çıkan Zemlya i Volya (Toprak ve Özgürlük), zamanla şiddet eylemlerine başvurmaya başladı. Örgütün 1879'da ikiye bölünmesinden sonra [[Narodnaya Volya]] (Halkın İradesi) adını alan şiddet yanlısı kanat, 13 Mart 1881'de bombalı bir suikastle imparatoru öldürdü.
 
Başa geçen [[III. Aleksandr]] (hükümdarlığı 1881-94) babasının bir süre önce ele aldığı meşruti düzene geçiş tasarısını bir yana atarak eğitimi sınırlama, zemstvoların çalışmalarını engelleme ve köy komünleri üzerinde daha sıkı bir denetim kurma gibi baskıcı önlemler aldı. Olağanüstü yetkilerle donatılan ve maddi koşulları düzeltilen bürokrasi, etkili bir baskı aracı durumuna geldi. Ama ekonomik gelişmenin yarattığı yeni toplumsal güçler ve gerginlikler yeniden etkili bir muhalefet doğurdu. MerkeziMerkezî hükûmetin otoriter tutumunun da etkisiyle zemstvolar içinde güçlenen ılımlı liberal hareket, otokrasiyi korumada direten [[II. Nikolay]]'ın (hükümdarlığı 1894-1917) imparator olmasından sonra daha da yaygınlaştı. Aydınlara ve serbest meslek sahiplerine dayanan radikal akımlar boy gösterirken, sosyalist harekete temel oluşturan sanayi işçileri ile özellikle Orta Volga bölgesindeki köylüler arasında da bir hareketlenme başladı.
 
====Ekonomik ve Toplumsal Gelişmeler====
Eski serflerin kendilerine dağıtılan toprakların borçlarını ödeyerek ve toprak satın alarak mülk sahibi bir sınıf durumuna gelmesi oldukça ağır ve sancılı bir süreç izledi. Bu süreçte köylüler arasında da belirgin bir farklılaşma ortaya çıkarken, soylu toprak sahiplerinin konumu gittikçe sarsıldı. Belirli bir köylü kesimin daha yüksek bir refah seviyesine ulaşmasına karşın, tarımdaki gerilik ve yoksulluk yaygın varlığını sürdürdü. Bunun başlıca nedenleri devletin tarımı ihmal etmesi, ağır borç yükü, çeşitli temel gereksinim mallarından alınan vergiler, üretim araç ve tekniklerinin eksikliği, düşük verimlilik düzeyiydi. Kırsal kesimdeki yaygın yoksulluğun bir başka kaynağı, Sibirya'daki yeni yerleşim alanlarıyla zengin tarım bölgelerine ve kentlere yönelik göçlerin hızla artan işgücü fazlasını eritememesiydi. Köy komünü sisteminin girişimci çiftçilerin gelişmesini köstekleyen katı kuralları da tarımdaki güçlükleri artırıyordu. Sonuç olarak feodalizmin çözülmesine eşlik eden ağır sorunlar köylerde bir altüst oluş başlattı ve özellikle yoksul köylüler arasındaki toprak talebini daha da keskinleştirdi.
 
Serfliğin kaldırılması ve kırsal kesimin pazara açılması sınırlı düzeyde de olsa kapitalizmin serpilmesine elverişli koşullar yarattı. Bankalar ve kredi kuruluşları küçük köylere kadar ulaştı, tahıl ticareti önemli ölçüde canlandı. Özellikle 1870'lerde hızlı yürütülen demiryolu yapımı, bölgeler arasındaki ekonomik bütünleşmeyi ileriye götürdü. AskeriAskerî geleneklerin ve demiryollarının demir ve çelik için yarattığı yüksek talep, bu ürünlerin içeride karşılanmasını zorunlu kıldı. Böylece 19. yüzyılın sonlarına doğru yaygın kömür üretiminin de yardımıyla geniş çaplı bir metalurji sanayisi doğdu. Orta Asya'daki yeni topraklardan sağlanan bol miktarda hammadde, dokumacılık ve şeker üretimi gibi sanayilere daha sağlam bir temel kazandırdı. Özellikle Petersburg'da makine yapımı ve elektrik donanımıyla ilgili sanayiler doğmaya başladı. Azerbaycan'da çıkarılan petrol önemli bir kaynak durumuna geldi. Öte yandan Fransız ve Belçika sermayesi metalurji sanayisinde, Britanya sermayesi petrol üretiminde, Alman sermayesi de elektrik alanında yoğun yatırımlara girişti.
 
Sanayinin işgücü kaynağını büyük ölçüde kırsal kesimden kopan köylüler oluşturdu. Kentlerde hızla büyüyen işçi sınıfı ağır bir sömürüyle karşı karşıya kaldı. Düşük ücretler, uzun iş saatleri ve kötü barınma koşulları işçiler arasında tepkiler doğurmada gecikmedi. İmparatorluk polisinin sıkı yasak ve baskılarına karşın, gizli sendikal örgütlenmeler ortaya çıktı ve giderek yükselen grev eylemleri başladı.
 
Devletin koruyucu şemsiyesi altında gelişen Rus burjuvazisi kaçınılmaz olarak otokratik yönetimle bütünleşme yoluna gitti. Bürokratik ve askeriaskerî bir nitelik taşıyan Rus kapitalizminin itici gücünü de büyük ölçüde resmî devlet politikaları oluşturdu.
 
====Eğitim ve Düşünce Akımları====
Satır 236 ⟶ 235:
19. yüzyılda Rus dış politikasının ağırlık noktalarını [[Balkanlar]] ve [[Uzak Doğu]] oluşturdu. Bu doğrultuda yürütülen nüfuz ve yayılma mücadelesi, Rusya'yı batıda [[Avusturya-Macaristan İmparatorluğu|Avusturya]] ve [[Alman İmparatorluğu|Almanya]], doğuda da [[Japon İmparatorluğu|Japonya]]'yla karşı karşıya getirdi.
 
[[Kırım Savaşı]]'nın ardından konan askeriaskerî kısıtlamaların 1871'de kaldırılmasından sonra Karadeniz donanmasını yeniden kuran Rusya, geleneksel stratejisi doğrultusunda Balkanlar'da daha ekin bir rol oynamaya başladı. [[Panslavizm]] akımının da etkisiyle 1877'de [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'ne açılan savaş ([[93 Harbi]]), [[Bulgaristan]]'ın bağımsızlığını sağlayan [[Ayastefanos Antlaşması|Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması]]'yla (1878) noktalandı. Ama [[Berlin Kongresi]]'ni toplayarak Rus kazançlarını sınırlandıran [[Birleşik Krallık|Britanya]] ve Avusturya, izleyen dönemde de Balkanlar'da Rus nüfuzunu engellemeye çalıştı. Bu durumun yarattığı çatışma, Avusturya, Almanya ve İtalya'nın Üçlü İttifak'ı oluşturmasıyla daha da derinleşti. Destek için [[Fransa]]'ya dönmek zorunda kalan Rusya, 1891'de bu ülkeyle mali ilişkilerini geliştirmenin yanı sıra askeriaskerî bir ittifak kurdu.
 
Nu arada 1860'larda [[Türkistan]]'da başlayan Rus yayılması 1880'lerde [[Hazar Denizi]]nin doğu kıyısındaki [[Türkmen]] topraklarına kadar ulaştı. Britanya'nın Hindistan'daki konumunu tehdit eden bu gelişmeler, iki ülke arasında [[Afganistan]] üzerinde başlayan çekişmeyle yeni bir boyut kazandı. Orta Asya'daki Rus-Britanya çekişmesi Eylül 1885'te nüfuz sınırının belirlenmesiyle yatıştı.
Satır 246 ⟶ 245:
[[Dosya:Repin 17October.jpg|küçükresim|sol|200pik|1905 Devrimi'nden bir sahne, [[İlya Repin]]'in bir çalışması]]
 
Japonlar karşısında hem karada, hem denizde alınan ağır yenilgiler, imparatorluk düzenine karşı hoşnutsuzluğu açığa çıkaran yaygın protesto hareketlerine yol açtı. Petersburg'da [[Kışlık Saray]]'a yürümek isteyen göstericilere ateş açılmasıyla yaşanan [[Kanlı Pazar (1905)|Kanlı Pazar]], olayları tırmandırarak [[1905 Devrimi]]'nin kıvılcımını oluşturdu. İşçi grevleri, sokak çatışmaları, köylü hareketleri ve askeriaskerî isyanlar biçiminde gelişen genel ayaklanma, özellikle azınlık milliyetlerin yaşadığı bölgelerde hızla yükseldi. Bu arada [[Kara Yüzler]] ve benzeri karşıdevrimci örgütler halkı sindirmeye yönelik saldırılara giriştiler. Ekim 1905'te başlayan demiryolu grevinin ülke çapında yaygınlaşarak bir genel grev biçimini alması ve Petersburg Sovyeti'nin oluşturulmasıyla devrimci hareket doruğuna ulaştı. Güç durumda kalan [[II. Nikolay]], [[Ekim Manifestosu]]'nu yayımlayarak meşruti bir anayasa ve seçilmiş bir meclis ([[Rus İmparatorluğu Devlet Duması|Duma]]) sözü verdi. Ardından Japonya'yla elverişli bir barış yapılmasında önemli rol oynayan ve halka ödün politikasının başlıca savunucuları arasında yer alan [[Sergey Vitte]]'yi başbakanlığa getirdi. Bunu izleyen siyasi manevralarla muhalefetin bölünmesi ve devrimci dalganın düşüş içine girmesi, karşı saldırıya geçen imparatorluk yönetimine adım adım ayaklanmaları bastırma olanağı verdi.
 
Radikal muhalefetin taleplerini karşılamaktan uzak yasal düzenlemelerden sonra Nisan 1906'da seçilen Birinci Duma'da, beklenenin tersine, [[Kadetler]] ve İşçi Grubu ([[Trudovikler]]) gibi liberal ve [[solculuk|sol]] muhalefet örgütleri çoğunluğu elde etti. Ayrıca Rus olmayan milliyetler de geniş bir temsil olanağı buldu. Köklü reformlar istediği için imparatorluk hükûmetiyle çatışmaya giren Birinci Duma iki ay geçmeden dağıtıldı. Başbakanlığa atanan [[Pyotr Stolipin]] ülkeyi kararnameler aracılığıyla yöneterek son direniş noktalarını ortadan kaldırdı ve ordu ile polis örgütünü etkili bir işleyişe kavuşturdu. Şubat 1907'de İkinci Duma için yapılan seçimlerde İşçi Grubu ile Kadetler ilk iki sırayı alırken, boykot taktiğinden vazgeçen [[Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi|Sosyal Demokratlar]] üçüncü güç olarak Duma'ya girmeyi başardı. Ilımlı liberalleri temsil eden [[Oktobristler]] ile tutucu gruplar ise azınlıkta kaldı. Böylece daha da sola kayan İkinci Duma'nın ömrü ancak üç ay sürdü. Köylülerin ve azınlık milliyetlerin oy hakkının kısıtlanmasıyla tutucuların belirgin bir ağırlık kazandığı Üçüncü ve Dördüncü Duma'lar genelde imparatorluk hükûmetinin politikalarını desteklediler. Bu dönemde askeriaskerî ve bürokratik bir yapıya dayanan otokrasinin temel özellikleri ayakta kalmakla birlikte, siyasal partiler, basın, sendikalar ve eğitim kurumları görece bir serbestlikten yararlandı.
 
İmparatorluk düzenini yeniden pekiştirmede önemli rol oynayan Stolipin, tarımı modernleştirerek köylüler arasında imparatorluk için yeni bir dayanak yaratmaya çalıştı. Aynı yıllar sanayide de sürekli bir gelişmeye sahne oldu ve Sibirya'da geniş topraklar yerleşime açıldı. Devrim sırasındaki kazançları geri alınan azınlık milliyetlere karşı yeniden yoğun bir Ruslaştırma politikası uygulanmaya başladı. Orta Asya'da Rus göçmenlerin kurduğu koloniler hızla arttı.
Satır 265 ⟶ 264:
Birinci Dünya Savaşı'nın bütün bu koşulları, imparatorluğu yıkmayı hedefleyen liberaller, reformcular ve Bolşevikler için bulunmaz bir fırsat oldu. Her şeyden önce, ülkede genel seferberlik ilan edildiği için, silah bu kez Rus halkının eline geçmişti.<ref name="ref704" />
Mart 1917'de başkentte yayılan grev ve sokak gösterileri, çarlık subaylarının emirlerini dinlemeyen askeriaskerî birliklerin de protestoları desteklemesiyle, [[Şubat Devrimi]] olarak bilinen bir ayaklanmaya dönüştü. Petrograd İşçi ve Asker Delegeleri Sovyeti ile Duma'nın vardığı anlaşma sonucunda, [[Georgi Lvov|Prens G. Y. Lvov]] başkanlığında, ağırlığını [[Kadetler]] ve [[Oktobristler]]in oluşturduğu bir [[Geçici Hükûmet (Rusya)|Geçici HükümetHükûmet]] oluşturuldu. Hükûmete bağlı birliklerce [[Pskov]]'da kuşatılan Nikolay'ın 15 Mart 1917'de tahttan çekilmesiyle imparatorluk rejimi sona erdi.
 
== Kaynakça ==