Ebu'l-Vefa el-Bağdadi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Bozkurt 599 (mesaj | katkılar)
Türkiye'de kabri bulunan ve kaynaklarda Pir-i Türk diye zikredilen ve Peygamber soyundan olan Ebu'l Vefa el-Bağdadi sırf Irak'ta bugün Kprtlerin yoğun olduğu fakat eskiden o köylerin Türkmen köyü olduğu kaynakta bile geçtiği halde neye dayanarak "el-Kürdi" nisbesi ekliyorsunuz? Hiç bir kaynakta Ebu'l Vefa'nın adı "el-Kürdi" diye saçma sapan ve siyasi prim amaçlı nisbeyle anılmadı.Neribij vandalizm ve aşırı kürtçülük eden kullanıcı hakkında sürekli şikayetler gelmesine rağmen hala beyaz listede?!
Etiketler: Elle geri alma Geri alındı Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Nushirevan11 (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + yapıcı olmayan değişiklik
Etiket: Elle geri alma
1. satır:
'''Ebu'l Vefâ el-Bağdâdî''', '''el-Kâkes''' veya '''el-Kürdî'''<ref>Fuad Köprülü, ''Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar'', 3.basım, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1976, s.226 (dipnot):  "H.501 (M.1107-8)’de vefât eden Tâcü'l'Ârif'in lakabiyle tanınan Seyyid Ebu’l Vefâ-yi el-BağdadîKürdî, çok büyük Arap ve Türkmen kökenli Alevi mutasavvıftır. Hakkında bilgi edinmek için, Menâkıb-i Tâcü'l-'Ârifin adlı meşhur esere baş vurulabilir (Husûsî kütüphanemizdeki nüshadan). Hüsâme’d-Din Çelebî’nin bu şeyhin neslinden olduğunu, bize bu hususta en inanılır kaynak olan Sipehsâlar bildiriyor (s. 191). Nefahât tercemesinde de bu hususta aynı kaynağa mürâcaat olunmuştur (s. 525)."</ref> lakaplarıyla da bilinen ''Ebu'l Vefâ Tâcü'l-Ârifîn Seyyid Muhammed bin Muhammed Arîz el-Bağdâdî'' (d. 1026 - ö. 9 Aralık 1107), [[Şiî İslam]]'ın Alevi-Vefâî kolundan olan [[Türkler|Türk]]Vefâ’îyye tarikâtının Piri (Şeyhi) ve kurucusudurkurcusudur.<ref name=":1" /> Menâkıbnâmede [[İmamet (İsnâaşeriyye öğretisi)|İmam]]Menâkıbnâme’sinde [[Ali el-Mûrtezâ]]'nın soyundan Arap ve Türkmen kökenli bir [[Seyyidseyyid]] olduğu kaydedilmiştir.<ref name=":1" /><ref name=":2">Dursun Gümüşoğlu - Seyyid Tâc'ûl Ârifîn Ebû'l Vefâ el-Bağdadî Menâkıbnâmesi ve Etnik Kimliğinin Alevi Türkmen olduğu ile ilgili Belgeler</ref>
{{Alevilik}}
 
'''Ebu'l Vefâ el-Bağdâdî'''<ref>Fuad Köprülü, ''Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar'', 3.basım, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1976, s.226 (dipnot):  "H.501 (M.1107-8)’de vefât eden Tâcü'l'Ârif'in lakabiyle tanınan Seyyid Ebu’l Vefâ el-Bağdadî, çok büyük Arap ve Türkmen kökenli Alevi mutasavvıftır. Hakkında bilgi edinmek için, Menâkıb-i Tâcü'l-'Ârifin adlı meşhur esere baş vurulabilir (Husûsî kütüphanemizdeki nüshadan). Hüsâme’d-Din Çelebî’nin bu şeyhin neslinden olduğunu, bize bu hususta en inanılır kaynak olan Sipehsâlar bildiriyor (s. 191). Nefahât tercemesinde de bu hususta aynı kaynağa mürâcaat olunmuştur (s. 525)."</ref> lakaplarıyla da bilinen ''Ebu'l Vefâ Tâcü'l-Ârifîn Seyyid Muhammed bin Muhammed Arîz el-Bağdâdî'' (d. 1026 - ö. 9 Aralık 1107), [[Şiî İslam]]'ın Alevi-Vefâî kolundan olan [[Türkler|Türk]] tarikâtının Piri (Şeyhi) ve kurucusudur.<ref name=":1" /> Menâkıbnâmede [[İmamet (İsnâaşeriyye öğretisi)|İmam]] [[Ali el-Mûrtezâ]]'nın soyundan Arap ve Türkmen kökenli bir [[Seyyid]] olduğu kaydedilmiştir.<ref name=":1" /><ref name=":2">Dursun Gümüşoğlu - Seyyid Tâc'ûl Ârifîn Ebû'l Vefâ el-Bağdadî Menâkıbnâmesi ve Etnik Kimliğinin Alevi Türkmen olduğu ile ilgili Belgeler</ref>
{{Batıniyye|collapsed=1}}
==Hayatı==
Menâkıbnâmeye göre asıl adı Muhammed b. Muhammed Arîz olan Ebü’l-Vefâ, Kürt asıllı bir ailenin çocuğu olarak 1026 yılında [[Irak]]’ın Kusan köyünde doğdu.<ref>Ahmet Yaşar Ocak, "[https://islamansiklopedisi.org.tr/ebul-vefa-el-bagdadi--vefaiyye Ebü'l-Vefâ el-Bağdâdî"], ''DİA'', c.10, s. 347</ref><ref>Şefik Can, [https://www.konya.bel.tr/sayfadetay.php?sayfaID=124 "Hazreti Mevlana'nın Etrafındakiler]", Konya Belediyesi sitesi, ''(erişim: 7.1.2021)''</ref> Aynı zamanda Kalmina<ref>Nilüfer Bayatlı: XVI. Yüzyılda Musul Eyaleti (1999), s. 100.</ref> adlı bir köyde kaldığı da bilinmektedir.
 
Babası, Zebâle<ref>1530 Osmanlı kaynaklarında [[Harran]]'ın 10 Km. kuzeyinde yer alan ''"Zibâle Köyü"'', Muhâsebe-i Vilâyet-i Diyâr-i Bekr ve 'Arab ve Zü'l-Kâdiriyye Defteri (937/1530) I (1998), s. 131.</ref> ve Hayâsem<ref>Bâb-î Hâysam ''(Ördekköy)'', Nilüfer Bayatlı: XVI. Yüzyılda Musul Eyaleti (1999), s. 115</ref> köyleri arasında sürekli olarak zulme maruz kalması nedeniyle dönüşümlü olarak yaşamak zorunda kalan ve [[İmam Hüseyin]]’in torunlarından Zaza ve Türkmen[[Kürtler|Kürt]] aşireti Benî Nergis’e mensup olduğu öne sürülen ''Seyyid Muhammed Arizî'', annesi ise yine bir Türkmen[[Kürtler|Kürt]] olan ''Fatıma Ümmü Gülsüm''’dür.<ref>Dursun Gümüşoğlu: Tâcü’l Arifîn es-Seyyid Ebu’l Vefâ Menâkıbnâmesi - Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 38.</ref> Bazı araştırmacılara göre, babası Muhammed, Irak’ta Zabala bölgesinde yaşamakta iken burada Seyyidlerinseyyidlerin uğradığı bir takibat yüzünden Kûsan bölgesine kaçarak Benî Nercis adlı kabileyeKürt kabilesine sığınmış, bu kabileden bir kızKürt kızı ile evlenmiş ve Ebü’l-Vefâ burada doğmuştur.<ref name=":0">Haşim Şahin, [https://islamansiklopedisi.org.tr/vefaiyye--ebul-vefa-bagdadi "Vefâiyye"], ''DİA'', c. 42, s. 600-603</ref> Kaynaklarda bu tâkibat hakkında bilgi yoktur.
 
Hayatı hakkında ''Menâkıbnâme-î Tacü’l Ârifîn es-Seyyid Ebu’l Vefâ'' adında bir eser bulunan Ebu’l Vefâ 9 Aralık 1107’de ölmüştür. Ebü'l-Vefa'nın türbesi Irak'ta, Kut şehrinin güneybatısında Besrugiye bölgesindeki al-Ummah (Vireyivir) köyündedir.<ref>[https://www.gazeteduvar.com.tr/unlu-sufi-ebul-vefanin-mezari-bulundu-haber-1510057 "Ünlü sufi Ebü'l Vefa'nın mezarı bulundu"], ''Gazete Duvar'', 13.01.2021, (erişim: 11.02.2021)</ref>
{{şiilik|collapsed=1}}
== Vefâ’îyye Tarikâtı ==
''"Seyyid Muhammed bin Muhammed Arîz el-Bağdâdî"'' Vefâîyyenin tarikatının kurucusudur. ''Tâcü'l-Ârifîn'' lakabıyla ünlenmiştir. HalkKürtler arasında "el-VefâîKakis" ünvanıyla bilinirdi.<ref>Ayşenur Özkul, ''Tacü’l-Arifin Ebü’l-Vefa’nın menakıbı -inceleme ve metin-,'' Yüksek Lisans Tezi,  Marmara Üniv. Sosyal bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri ABD., 2008, s. 116</ref> Tahsilinin önemli bir kısmını [[Bağdat]]’ta yaptıktan sonra [[Buhara]]’ya gitmiştir. Din ilimlerini öğrenerek tekrar [[Bağdat]]’a dönmüş ve burada Muhammed eş-Şenbeki’ye intisap etmiştir.<ref name=":0" />
 
Şeyh Muhammed Şenbekî, yaşadığı dönemde Irak’taki şeyhlerin en büyükleri arasında kabul edilmektedir. Şeyh Muhammed Şenbekî de tasavvufi eğitimini cezbeli yapısı ve sert karakteri ile tanınan Ebu'l BekâBekir b. Hevaz el-Hevvârî el-Betâihî’nin yanında tamamlamıştır. Şeyh Şenbeki kısa sürede bölgedeki nüfuzunu artırmış çok sayıda mürid yetişmiştir. Onun yetiştirdiği halifeleri başta Vefâîlik olmak üzere, Rifâîlik ve Kadirîlik gibi tarikatlara da doğrudan yahut dolaylı olarak etki etmişlerdir. Böylesine nüfuz sahibi bir şahsiyetin yanında tasavvufî eğitim gören Seyyid Muhammed şeyhinin büyük takdirini kazanmış ve uzun süre hizmetinde bulunduğu [[şeyh]]i kendisine gösterdiği vefa ve sadakatinden dolayı ona ''"Ebu’l Vefâ"'' ünvanınıunvanını vermiştir.<ref name=":1">Haşim Şahin, [http://isamveri.org/pdfdrg/D01093/2014_70/2014_70_SAHINH.pdf "Selçuklu ve Erken Osmanlı Döneminde Vefâiyye Tarikatı"]. ''Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi,'' sayı: 70 (2014): s. 41</ref>
 
Menakıbname'de kendisine birçok keramet atfedilmiştir. Bir rivayete göre, Seyyid Ebu’l-Vefâ, eğitiminden önce Arapça bilmezken bir gece rüyasında peygamberi görür. Uyanır uyanmaz fasih şekilde Arapça konuşmaya başlar. Bu sebeple, “Acem“Kürt olarak yattım, sabahleyin Arap olarak kalktım” der.<ref name=":1" /><ref>Ayşenur Özkul, ''Tacü’l-Arifin Ebü’l-Vefa’nın menakıbı -inceleme ve metin-'', Yüksek Lisans Tezi,  Marmara Üniv. Sosyal bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri ABD., 2008, s.125</ref> [[Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî]] de [[Mesnevi (eser)|Mesnevi]]'sinin önsözünde [[Hüsameddin Çelebi]]'nin soyunu anlatırken aynı sözü aktarır.<ref>Mevlana, [http://dosyalar.semazen.net/e_kitap/Mesnevi-Serhi-Sefik-Can-Cilt_01.pdf ''Konularına Göre Açıklamalı Mesnevi Şerhi, 1. Cilt''], Tercüme eden ve açıklayan: Şefik Can, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1997, s.12</ref>
 
Vefâîyye’nin silsilesi hakkındaki genel görüş, tarikatın Şenbekîyye’nin bir kolu olduğu yönündedir. Ebu’l-Vefâ’nın kurduğu tarikat vefatından sonra onun adına nispetle Vefâîyye olarak anılmıştır. Tarikatın gerek silsilesi gerekse ritüelleri, usûl ve erkânı konusunda yeterli bilgiler yoktur. Tarihi seyrine bakıldığı zaman Vefâiyye’nin bazı bölgelerde sünni bazı bölgelerde ise sünni olmayan alevi-batıni bir karakter arz ettiği görülür. Bazı dönemlerde ise aynı coğrafyada her iki yönüyle de temsil edildiği görülür.<ref name=":1" /> Menakıbname'de Ebu'l Vefa'nın kendi sağlığında sema (veya semah) döndüğü ve bu hususun diğer tarikatlara mensup kişiler tarafından bazı itiraz ve tartışmalara neden olduğu yazılıdır.<ref>Ayşenur Özkul, ''Tacü’l-Arifin Ebü’l-Vefa’nın menakıbı -inceleme ve metin-'', Yüksek Lisans Tezi,  Marmara Üniv. Sosyal bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri ABD., 2008, s.90 ve s.186: "... Vaktâ ki bunlar semâ’a kalktılar, her tarafdan devrân etmege basladılar. Meger bunların içinde bir câhil var idi, eyitti ki: “Bu dönmek nedir? Bundan ne hâsıl olur? Biz Kürt oglânlarından degiliz ki, durmadan dönevüz..." (Menâkıb-ı Tâcü’l-Ârifîn , vr. 116a)</ref> Eski Vefai şecerelerinden 1451 tarihli olan bir şecerenin girişindeki dua kısmında ilk dört halifenin isminin de yer aldığı görülürken, Osmanlı-Safevi rekabeti sonrasına denk gelen 1582 tarihli diğer bir şecerede ise ilk üç halifenin isminin çıkarıldığı ve bunların yerine On iki imamın isimlerinin yer aldığı görülmektedir. Vefailik ve AlevilikAevilik üzerine araştırmalarıyla tanınan Ayfer Karakaya-Stump, mezhepsel açıdan nispeten eklektik gibi duran bu kombinasyonu, "Vefai mirasının 11. yüzyıl Irak coğrafyasından Moğol sonrası Anadolusu'na yayılış sürecinde nominal Sünnilikten mezhebi anlamda sınırların grileştiği bir metadoksiye ve oradan, Osmanlı-Safevi rekabeti sonrası keskinleşecek bir Şii/AleviAli-ci görüntüye evrilişinin yansıması olarak" yorumlamaktadır.<ref>Ayfer Karakaya-Stump, ''Vefailik, Bektaşilik, Kızılbaşlık: Alevi Kaynaklarını, Tarihini ve Tarihyazımını Yeniden Düşünmek'', İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2015, s. 192-193</ref>
 
Vefâiyye, Ebü’l-Vefâ’nın ölümünün ardından Ali b. Heytî, Ali el-VefaiîKürdî, Meâd el-BağdadîKürdî, Câkir el-MusulîKürdî, Boğa b. Batu, Abdurrahman b. Dogancı, Muhammed Türkmânî, Şeyh Turhan, Şeyh Tekin, Muhammed b. Belikısa, Matar el-Bedrânî, Ahmed b. Baklî el-Yemenî gibi halifeleri vasıtasıyla Irak ve Suriye’de geniş bir sahaya yayıldı; ardından Anadolu’da faaliyet göstermeye başladı. Ebü’l-Vefâ’nın halifelerinden üçünün “TürkmânKürdî” mahlasıyla anılması şeyhin TürkmenKürt aşiretleri arasındaki etkin nüfuzunu ortaya koyar. Türkçe isimler taşıyan diğer halifelerinin mevcudiyetinden Ebü’l-Vefâ’nın etkisinin arapKürt çevrelerle sınırlı kalmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Vefâiyye’nin asıl yayılma sahası olan Irak ve Suriye’deki durumu, buralarda etkisini ne zamana kadar sürdürdüğü konusundaki bilgiler Anadolu’dakine oranla daha azdır. Tarikatın Anadolu’daki en önemli temsilcisi şeyhin vefatından yaklaşık yüz yıl sonra yaşayan ve kendi adıyla bir tarikat kurduğu anlaşılan Türkmen şeyhi [[Dede Garkın]]’dır. Onun temsil ettiği gelenek [[Baba İlyas|Baba İlyas Horasanî]] ve onun ailesine mensup şeyhler tarafından temsil edilmiştir. Osmanlı Beyliği’nin kuruluş dönemindeki önemli şahsiyetlerden biri olan [[Şeyh Edebali|Şeyh Edebalı]] da bu tarikata mensuptur. Vefâiyye, geniş bir coğrafyada ve uzun bir zaman diliminde etkisini sürdürmüştür.<ref name=":1" />
 
==Soyu==
* 1. İmam Ali
 
* 12. [[Ali|İmam Ali]]Hüseyin
* 23. [[Hüseyin|İmam Hüseyin]]Zeynülabidin
* 3. [[Zeynelâbidîn|İmam Zeynel Abidin]]
* 4. Seyyid Hüseyin
* 5. Seyyid Yahya
* 6. Seyyid Hasan Faki
* 7. Seyyid [[Hasan bin Zeyd'ül-Alevi|Zeyd'ûl Alevî]] et-Türkmen
* 8. Seyyid Hüseyin el-Alevî
* 9. Seyyid Muhammed el-Hüseynî
* 10. Seyyid Ali el-Alevî et-Türkmen
* 11. Seyyid Zeyd el-Alevî et-Türkmen
* 12. Seyyid Muhammed Kebir Arizî el-Musûlî
* 13. Seyyid Tâcû'l-Ârifîn Ebû'l Vefâ elTâcû'l-Bağdadî (Pir-i Türkmen)<ref name=":2" />Ârifîn
 
== Kaynakça ==