Tesniye Kitabı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
k yazım düzeltme, yazış şekli: bir çok → birçok , yada → ya da
24. satır:
{{Otorite kontrolü}}
 
TEVRAT
[[Kategori:Tesniye Kitabı| ]]
[[Kategori:Arapçadan Türkçeye geçen sözcükler]] TEVRAT
(Tesniye)
 
Tesniye veya Yasa'nın Tekrarı, Tanah'ın ve Eski Ahit'in ilk beş kitabı olan Tevrat'ın beşinci kitabı. Toplam 34 baptan oluşur.
Aslında on emir ve diğer yahudi yasalarının bir özeti diyebiliriz. Hz. Musa’nın on emirden sonraki konuşmasını Hz. Harun’un ölümünü ve Hz. Musa’nın konuşmasını tamamlayarak ölümünü ve bir dere kenarına defnedilmesini anlatır. İlahi bir kitap aslında Resulün risaletiyle başlayıp, risaletiyle bitmesi gerekir. Akıl bunu öngörür. Ölümünü ve sonrası yazılan, metinler olduğu çok belirgin. Zira Hz. Musa’yı defnediyor ve kutsiyeti Yeşu’ya devrediyor. Birde kitabın sonunda “Musa gibi Rabbın yüz yüze bildiği bir peygamber daha İsrail’de çıkmadı.” bu şekilde bir açıklamayla bitiyor. Bu ifadeden, israil dışında Musa gibi peygamber gelmiş olabilir anlamını barındırıyor. Hemde Allah’la yüz yüze görüşen bir peygamber! Oysa bir insanı bırak, bir nesne dahi Allah’ı görmesi, dokunması, yadaya da duyu organlarıyla kavraması, tanrıyı tanımlamasını gerektirir ki, tanımlanan şey Tanrı olamaz. Zaman, mekan gibi şeylerden münezzeh olmayan tanrı olamaz. Kendisini bulutlara saklayan, toplantı çadırında yaşayan, kendine kavim seçen, kendisine seçtiği kavmin başka tanrılara tapmasına dayanamayıp öfkelenen, kıskanç bir tanrı. Kendi suretinden insanı yaratan tanrı. Başka tanrıların varlığını kabul eden tanrı… Ayrıca Tevrat yani Musa’ya gelen kitap kendi öldükten sonra devam eden kitap. Tabi ki bunlar Tevrat metinlerindeki tahrifleri içermektedir.
 
Bap 13, Ayet 1-5: “Eğer aranızda bir peygamber, yahut rüya gören çıkarsa ve sana bir harika veyahutta bir alamet verirse, ve: Bilmediğiniz başka ilahların ardınca yürüyelim ve ona kulluk edelim diyenin sözlerini dinlemeyeceksiniz. Peygamber ve yahut o rüyayı gören öldürülecek” Bu ayetle israil oğulları bir çokbirçok peygamber öldürdü. Hatta Hz. İsa’nın öldürülmesine teşebbüs edilmesinin dayanağı da buydu. Hatta Hz. Zekeriye’yi bir ağacın kavuğuna saklanmasına rağmen testereyle ağacı keserken Hz. Zekeriye’yi de keserek şehit ettiler.
 
“Kardeşin, oğlun, kızın, karın, yada canın kadar sevdiğin dostun, başka milletlerin ilahlarından biri hakkında, gidelim ve bu ilahlara kulluk edelim derse, ona uymayacaksın, ve onu dinlemeyeceksin. Onu mutlaka öldüreceksin” ifadesiyle İsrail Oğulları başka dinlere ve fikirlere açık olmasının yolunu kesmiş. Yani israil oğullarında demokrasi ve başka inançlara sahip olması bu ayet mucibince mümkün gözükmemektedir.
 
Bab14, Ayet 2: Kavmiyetçilik:
“Çünkü sen Allah’ın Rabbe mukaddes bir kavimsin. Ve Rabb yer üzerinde olan bütün kavimlerden üstün olarak kendisine has bir kavim olmak üzere seni seçti” dışa kapalı, kendilerine has yasaları olan İsrail Oğulları metodik ırkçılığı da ilk yazıya aktaran topluluk olarak önümüze çıkıyor. Hatta Tevrat’ın ilk başında Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar 76 kadar isim sayarak soy ağacını çıkartıyor. Allah’ın kendisine seçtiği bir kavimiz ibaresi, İsrail Oğullarının İsrail oğullarıyla hukuku, diğer milletlerin hukukları ayrılık arz ediyor. Örneğin “kardeşine faizle para verme, ama başka milletlere parayı faizle vereceksin” diyerek şoven yaklaşımın hukukunu da yazmış oluyorlar.
 
Şovence yaklaşım 21. ayette; “Hiç bir leş yemeyeceksin; onu yesin diye, şehirlerinden olan garibe verebilirsin; yahut yabancıya satabilirsin” ifadesiyle devam ediyor. Hem garipleri horlayıp, kendileri için pis olan bir ürünü, gariplere layık görüyor. Yabancıya da satarak bir sahtekarlığa imza atıyor. Ama üstün ırk Israil Oğullarını korumaya çalışıyor.
 
Bab 15: Ayet 6: “Çünkü Allah’ın Rabb sana vadetmiş olduğu gibi seni mübarek kılacaktır. Ve çok milletlere ödünç vereceksin, fakat sen ödünç almayacaksın; ve çok milletlere saltanat edeceksin fakat onlar sana saltanat edemeyecekler” ifadesi şovence bir ifade olmuştur. Ancak tarihi süreç tam tersi şeklinde işlemiştir. Sümerliler İsrail oğullarını sürgüne göndermiş, Avrupa’da sürekli başka milletlerin egemenliğinde yaşamak zorunda kalmışlar. Hatta yaşadıkları toplumun sosyal düzenlerine zarar vermeleri gerekçesiyle katliamlara uğramışlardır.
 
Bab 20, Ayet 16-18: “Ancak Allah’ın Rabbin miras olarak sana vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın; fakat onları Hittileri, Amorileri ve Kenanlıları ve Perizzileri ve Hivileri, ve Yebusileri, Allah’ın Rabbin sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin”. İfadesi öyle vahşice bir yaklaşım ki kabul görmesi mümkün değil. Alemlerin sahibi olan Allah nefes alan herkesi öldür der mi? Hiç sanmıyorum. Yaşlılar, kadınlar, savaşamayanları öldürmek savaş değil katliam ve hatta soykırımdır.
 
19 ve 20. Ayetlerde ise “bir şehirle cenge tutuşursanız ağaçlara zarar vermeyin” diyor. Ancak meyveli ağaçlara zarar vermeyin, meyvesiz ağaçları harap edebilirsin diyerek ekolojik denge yerine insan faydacılığını ön planda tutuyor. Bu da Allah’ın sünnetullahına aykırı bir yaklaşım.
 
BAB 22, Ayet 8: “Yeni bir ev yaptığın zaman, damın için korkuluk yapacaksın, ta ki, oradan birisi düşerse, evinin üzerine kan getirmeyesin” ifadesiyle yapı denetim ve iş sağlığı konusuna değinmiş olması oldukça ilginç geldi.
 
Bab 23, Ayet 20: “yabancıya faizle ödünç verebilirsin, fakat kardeşine faizle ödünç vermeyeceksin”. Bu yaklaşımda şovence bir yaklaşımdır. Zira yabancıya ayrı hukuk, kardeşine yani milletine ayrı bir hukuk vaaz ediyor.
 
Ayet 23: “Allah’ın Rabbe ağzınla söylediğin gönüllü takdimeyi nasıl adadınsa, öylece dudaklarından çakanı tutup yapacaksın”. Adak kurbanlarıyla ilgili bir hüküm kurulmuş. İslam hukukunda da benzer bir hüküm var.
 
Ayet 24: “Komşunun bağına girdiğin zaman, canının istediği gibi, doyuncaya kadar üzüm yiyebilirsin, fakat kabına koymayacaksın”
Komşunun ürünlerinde hakkının olduğunu söylerken, çalmayı veya gasp etmeyi yasaklıyor. Oysa komşunun rızasını almadan komşunun ürünlerinden tüketmezsin. Rıza almadan tüketmek islam hukukuna göre haramdır.
 
Bab 24: Ayet 16: “oğullar için babalar, babalar için oğullar öldürülmeyecektir. Herkes kendi suçu için öldürülecek” ifadesi var. Oysa Bab 20, Ayet 16-18 de her nefes alanı öldüreceksin ifadesiyle tezat arz etmektedir.
 
Bab 25, Ayet 4: “Harman döven öküzün ağzını bağlamayacaksın” Hayvan hakları açısından ilginç bir ifade. Daha ilginç yaklaşım ise altı gün çalıştıktan sonra bir gün cariye, yük hayvanları, köleler ve herkesin çalışmasını haram kılıyor. Yani iddia edildiği gibi sosyalistlerin dirençleri sonucu çalışma mesaileri ilk defa düzenlenmediği ortada. Ayrıca gün batımında iş bırakma, gün doğumu ile iş başı öğle yemeği sabah akşam yemeği gibi düzenlemeler de Tevrat’ta yer almaktadır. İslamda ise işçinin alın teri kurumadan ücretinin verilmesi gibi hükümlerin işçi haklarının dinler tarafından düzenlendiğini göstermektedir.
 
Baba 25, Ayet 7-10: “Bir adam ölürse karısının evlenme halkı ölen adamın erkek kardeşine aittir. Eğer o reddederse, ihtiyar heyetine kadın bu durumu bildirir, heyetin olduğu halde kayın biraderinin çarığını ayağından çıkartır. Adı ÇARIĞI ÇIKARILAN olarak ifade edilir” denmektedir. “Pabucu dama atıldı” ifadesine benzerlik taşımaktadır. Türkeli (Anadolu)nde esnaflık yapan kişi etik değerlere uymazsa, esnaf teşkilatı yargılayıp ilgili kişinin pabucunu dama atardı. Artık o bölgede kişi esnaflık yapamazdı.
 
Bab 25, Ayet;13-15: “Torbanda büyük ve küçük iki türlü tartı olmayacak”. ölçüye ve tartıya dikkat edilmesi konusundaki uyarı elbette sosyal ahlak açısından çok önemlidir.
 
Genel olarak bu bölümü değerlendirdiğimiz zaman, Mısır’dan çıkarılan nesil, Kenan elini fetih edemiyor. Zira akıllarında sürekli Mısır var. Bir de sosyal psikolojik yapı itibarıyla köleleşmiş bir hakkın, fetih yapamayacağını ortaya koyuyor.
 
Ayrıca ayetlere, yani tanrının sözünü iyi korunması isteniyor. Sanki tam aksi söylenmiş gibi Hz. Musa vefat ettikten sonra da bir sürü hükümler kuruluyor. “Size emrettiğim söze bir şey katmayacaksınız ve ondan eksiltmeyeceksiniz, taki, Allah’ınız Rabbin, size ermekte olduğum emirlerini tutasınız”.
 
Hz. Musa’nın bu bölümde öldüğü ifade edildiğine göre, geri kalan bölümlerde Tevrat’ta ne var merak ediyorum.
 
Selam ve dua ile kardeşlerim…
Satır 74 ⟶ 73:
ÇOSKK Genel Başkanı
09.04.2021
 
[[Kategori:Tesniye Kitabı| ]]
[[Kategori:Arapçadan Türkçeye geçen sözcükler]] TEVRAT
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Tesniye_Kitabı" sayfasından alınmıştır