Zâhir (Fâtımî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
YBot (mesaj | katkılar)
Otorite kontrolü şablonu eklendi
Sabri76 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
41. satır:
Zahir'in halifelik döneminin başında devletin idaresi halası (babası halife El-Hakim'in kızkardeşi) olan "Sitt-ül-Mülk" veye "Sitt-El-Nasr" (d.980 - o.?) elinde idi. Bu kadının tek başına devlet idaresi Zahir'in halifelik döneminin ilk dört yılında devam etti. Sit-ül-Mülk devlet idare etmekte iken kendine destek sağlamak için hem erkek hem de kadın danışmanlar kullanmakta idi. Sitt-ül-Mülk, Midad adli siyahi asıllı hadım köleyi Halife Zahir'e lala ve eğitmen olarak seçti. 1 Mayıs 1024'te halife Zahir lalası Midad'a "Ebu'l Favaris" unvanını verdi. Bu törende okunan uzun bir buyruğa göre bu unvanla Midad Fatimi devamlı ordusu hakkındaki genel idaresinden yetkili olmakta ve ordunun askerlerinin günlük yaşamlarının idaresi de Midad'a verilmekte idi.
 
Sitt-ül-Mülk saray ve devletin malı işlerini idare etmesi için Vekilharcı olarak, kendi annaesinannanesini de bu görevde kullandığı, Abbas Ahmad bin Maghribi'yi atadı. Bu kişinin dirayetli mali idaresi sonucu Sit-ül-Mülk dönemi Fatımi devleti için iktisaden bir refah dönemi oldu.
 
Kendine sır katibi olarak, istihbarat toplamak ve Halifeye verilen istidaları inceleyip karar vermek için Sitt-ül-Mülk annesinin eski bir kadın kölesi olan Tekerrub adlı kadını görevlendirdi.
47. satır:
Sitt-ül-Mülk'ün uyguladığı başarılı politikalarının başında "Abdulrahman Bin İlyas Bin Ahmed"'in Mısır'a getirilerek tutuklatılması olmuştu. "Abdulrahman Bin İlyas Bin Ahmed" birinci Fatımiler Halifesi olan İmam [[Mehdi (Fatımi)|Ubeydullah Mehdi]]'nin büyük-torunu ve halife El-Hakim'in kuzeni idi ve Fatimilere karşı Şam 'da bir ayaklanma çıkarmıştı. Aynı zamanda Filistin'de bulunan Carrahiler idaresindeki ayaklanmacı Banu Tayy aşireti reisi ile yakın temasda idi. Sitt-ül-Mülk Vezir olan Hatır El-Mülk Ammer bin Muhammed'e Şam'da bulunan bu kişiye bir mektup yazdırarak Filistin'deki ayaklanma tehlikesine karşı kendisine danışmanlık yapması için Kahire'ye davet etti. Fakat Abdulrahman Bin İlyas Bin Ahmed Kahire'ye geldiğinde tutuklandı ve dört yıl kadar Kahire'de zindanda kaldıktan sonra hastalandı ve Sitt-ül-Mülk'ün ölümünden üç gün önce 1026 hapiste iken bu hsstalıktan öldü.
 
Sitt-ül-Mülk devlet işlerini dört yıl üzerine yüklenmiş iken alelade halk tarafından da popüler olarak tutulmaktaydı. Tarihçi ve biyografici [[İbn-i Hallikân]]'ın bildirdiğine göre <ref>(İng. çev.: M. de Slane), (1843). ''İbn Khallikan's Biographical Dictionary'', Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland, " Cilt:8, say.130</ref>
<blockquote>
O gayet üstün yetenek gösterdi. Özellikle hukuki sorunlarda gayet yetenekli isdiidi. Bundan dolayı halk tarafından gayet sevilip tutuldu.
</blockquote>
 
Sitt-ül-Mülk'ün tek devlet idarecilik döneminde Vezirler sık sık değiştirildi. Bu nedenle devlet yönetiminde istikararistikrar sağlanmadı. 1026'da Sitt-ül-Mülk öldükten sonra Fatimi saraylılarından oluşan üç kişilik bir "Veziriyet" heyeti devletin idaresini eline aldialdı. Bu heyet her gün Halife Az-Zahir ile birlikte toplanarak önemli devlet işlerini görüşüp kararlar almaya başladı.
 
===Mısır'da kuraklık, açlık ve salgın ===
 
Mısır'da genellikle [[Nil Nehri]] mevsimlik selleri ile yatağından taşması ile nehir kenarınıdakikenarındaki tarım arazilerinin gayet mümbit olmasını sağlamaktadır. Fakat 1023-1025 döneminde Nil Nehri nispeten kurumuştu ve bu seller ve nehrin yatağından taşması ortaya çıkmadı. Dolayısıyla Mısır'da kuraklık ortaya çıktı ve ülkenin tarımı büyük bir buhrana girdi. Ülkede tarımın buhrana girmesi ile büyük bir açlık başladı. Bunu kuraklık ve açlık halk arasında veba salgının başlayıp yayılması takip etti. Bu kuraklık, açlık ve salgın Mısır'da hem kırsal hem de şehirsel alanlarda gayet büyük sayıda ölümlere neden oldu.
 
Mısır köylüleri geçinebilmek için eşkiyalığa başladılar. Bu eşkiyaların saldırılarına Hicaz'a hacca gitmekte olan hacı adayları ve hacdan geri dönmekte olan hacılar bile hedef oldular. Devlet ülkede sığır ırkının kaybolmasını önleme hedefiyehedefiyle sığır kesimini çok sıkı kurallar altına aldı ve hemen hemen büyük hayvan kesimleri bu kurallarla yasakladı. Süt ve süt mamülleri bulunmaz oldu; aynı şekilde tavuk eti ve yumurta hemen hemen ortadan kalktı. Develere bile yeter miktarda besin bulunamadığı için birçok deve kesildi. Devlet pazar müfettişleri kullanarak ve ekmek fiyatlarının çok altında buğday satarak ekmek fiyatlarının gayet yükselemesiniyükselmesini önlemeye çalıştı. Ama kuraklık uzadıkça bu devlet buğday ve zahire ambarlarındaki stoklar da eriyip gayet düşük seviyelere indi. Ülkede halk at, katır, eşek gibi iş hayvanlarına ve evcil hayvanlarına yem ve iaşe bulunamadığı için bunları kesip insan beşini olarak kullandılar. Örneğin Kahire'de halifenin büyük saray ahirlarındaahırlarında bulunan çok sayıda at yem bulunmadığı için böylece telef oldular. Halife az-Zahir'in Kahire'de teftişler, ibadet ve gezintileri için sadece saray ahırndaahırında tek at bulunduğu ve halifenin maiyetinin at üzerindeki halifeyi yaya olarak takip ettiklerettikleri belgelenmiştir. Kuraklık ve büyük tarımın buhrana girmesi dolayısıyla devlet vergi toplayamaz hale düşmüştü ve devlet harcamalarına da gayet büyük zorlamalara olmakta idi.
 
1026'da Nil Nehri selleri tekrar yüksek olarak geldi. "Ziyadet el-nil" (Nil'in ziyadeliği) adı verilen nehrin yükeselipyükselip taşıp geniş arazileri su baskınına uğratması da tarımda gayet yüksek verimler sağlanmasına neden oldu. Bundan sonra Nil Nehir'nin normal mevsimlik seyrini alması Mısır'ın tekrar münbit ve zengin tarım ülkesi olmasına geri dönmesini oluşturdu,.
 
=== Vezir Ali Bin Carcarai iktidar gücünü ele alması ===
68. satır:
===Suriye isyanları===
 
Zahir'in halife olması sırasında Fatimilerin Suriye'deki iktidar gücü yerel ayaklanmalar nedeni ile tehdit altına girmişti. Fakat Fatimilerin Türk asıllı askeri komutanı olan Anuştekin ad-Dizbiri'nin yetenekli idaresi ve gayreti ile bu tehdit ortadan kaldırıldı. Anuştekin'in ilk bastırma faaliyeti Arap Bedevi aşiret şeyhi olan Salih bin MufracMufraç'a karşı oldu.
 
1024'te Cerahi Hasan Bin Mufraç adlı bedevi aşiret reisi tekrar bir ayaklanma başlattibaşlattı. Bu bedevi asiretiaşireti Bizanslılardan [[Halep]] şehrini eline geçirdi. Hasan Bin Mufraç burada bağımsız bir hükümdar gibi hüküm sürmeye başladı. Hemen bu sıralarda ve Kalbi aşiretinden aşiret reisi Sinan Bin Süleyman ve Salih Bin MirdaşdaMirdaş da ayaklandilarayaklandılar. Hasan Bin Mufraç bunlarla bir müteffiklikmüttefiklik anlaşması yaptı. Bu anlaşmaya göre [[Şam]] Sinan Bin Süleyman; Halep Salih Bin Mirdaş ve Filistin ise Hasan Bin Mufrac Mufraç idaresine verildi. Bu bedevi muttefiklermüttefikler üzerine gönderilen bir Fatimiler ordusu [[Aşkelon]]'da bu muteffiklermüttefikler mağlup ettiler. Fakat bu siradasırada Sinan Bin Süleyman öldü. Bundan sona Kalbi aşireti Fatimilere destek vermeye başladı. Bu fırsatı yakalayan Fatimiler ordu komutanı Anuştekin ad-Dizbiri 1020'de Filistin'de Ukuvana'da Salih Bin Mirdaş ile Hasan Bin Mufraç'ın birleşik ordusunu büyülkbüyük bir mağlubiyete uğrattı. Bu muharebede Salih Bin Mirdaş öldürüldü ve Hasan Bin MufracMufraç ise Bizanslılara kaçıp onlara sığındı. Böylece Anuştekin'in gayet yetenekli çabalriçabaları ile Suriye'de isyanlar bastırıldı ve Suriye üzerinde Fatimiler iktidar gücü tekrar güçlendirildi.
 
=== Bizanslılarla barış ve savaş ===
 
1028'de VIII. Konstantin'in imparator olarak idare etmesinin son yılında Bizans İmpartorluğuİmparatorluğu ile Fatimiler arasında bir barış antlaşması yapıldı. Bu anlaşma Sultan Hakim'in emri ile yiktirilanyıktırılan Kudüs'teki[[Kutsal Kabir Kilisesi]]'nin restorasyonu kabul edildi.<ref>Bu restorasyonu sağlamak için Bizans İmparatoru [[IX. Konstantinos]] gayet büyük meblağlar sarf etmeye basladi. Bu restorasyon Konstantinopolis'ten gönderilen özel ustalar tarafından yapıldı ve ancak 1045'te "tamamlandı". Bu restorasyona rağmen bu kilisesini birçok kısmı harabelik olarak kalmıştı.</ref> Aynı antlaşma ile Konstantinopolis'te bulunan ve Kudüs'teki Sultan Hakim'in [[Kutsal Kabir Kilisesi]]'nin yıkmasına misilleme olarak yıkılıp harabeye döndürülmüş olan Arap müslüman camii restore edilmesi kabul edildi. Bizans arazilerinde bulunan tüm Müslüman camilerinde Cuma hutbelerinin sadece Fatimiler Halifesi adına olması da kabul edildi.<ref>Foakes-Jackson, Frederick John (1921) ''An Introduction to the History of Christianity, A. D. 590–1314'' | Londra:Macmillan [http://www.archive.org/details/introductiontohi00foak]</ref>
 
Fakat Bizanslılar ve Fatimiler arasındaki çatışmalar Suriye'deki bedevi Arap kabilelrinin Bizans arazilerinin yaptıkları ganimet alma ve köle toplama akınları ile devam etti.