Şanlıurfa: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Kekibec (mesaj | katkılar)
Kekibec (mesaj | katkılar)
82. satır:
166 yılında gerçekleşen bir barış antlaşmasıyla Osroene Kralı VIII. Ma’nu, Roma İmparatorluğunun himayesine girerek Roma'nın bir müvekkili olarak Philoromaios adıyla tahta çıkmıştır. Bu dönemde Roma İmparatoru [[Septimius Severus]] 197 yılında [[İran]]'da hüküm süren [[Partlar]]'a karşı bir askeri sefer esnasında bölgede İranlılar ve bedevilerin akın ve baskınlarını kontrol altında tutmak için Halfeti-Suruç ve Urfa üçgenindeki alanda gözetleme kuleleri ve kaleler yaptırmış olup, günümüzde bunların kalıntılarını görebilmek mümkündür. Roma İmparatoru [[Caracalla]] 213 yılında Mezopotamya Seferi'nden dönerken Urfa Kralı X. Abgar Severus ve oğullarını zincire vurarak Roma'ya götürdü ve orada öldürttü. Başsız kalan Osroene Krallığı 214 yılının Ocak ayında İmparator Caracalla tarafından bir Roma kolonisi haline getirildi. Ancak İmparator Caracalla çıkan savaş için Urfa'dan İran'a doğru, seyahat ettiği sırada 8 Nisan 217 tarihinde Harran'daki Sin Tapınağı'nı ziyaretten dönerken yol kenarında çişini yaptığı sırada bir suikast sonucu Julius Martialis isimli bir imparatorluk muhafız subayı tarafından öldürüldü. Nisan 214’den 240 yılına kadar IX. Ma’nu, Edessa Kralı ünvanına sahip olmuş, ancak onun bir Roma sömürgesi haline getirilen Osroene Krallığında artık hiçbir hüküm ve etkisi olmamıştır. Son Osroene Kralı XI. Abgar Ferhad, 244 yılında Roma’ya dönmüş ve orada ölmüştür. Kendisinin ve karısı Hodda'nın mezarları halen Roma’da olup tarihçiler tarafından ziyaret edilir.
 
Şehir 750'de Emevîlere Abbâsîler tarafından son verildikten sonra Abbâsîler'e teslim edildi. Abbâsî Halifesi [[Harun Reşid]] bir ara Urfa’ya geldi ve şehirde bir süre kaldı. Bizanslılar 942'de bölgeye gelip Urfa halkından Îsâ peygamberibpeygamberin kutsal tasvirini istediler. Abbâsî Halifesi Müttakī-Lillâh’ın onayı ile, 200 müslüman esirin serbest bırakılması ve şehrin bir daha taciz edilmemesi şartıyla kutsal ikona Rumlar’a verildi. Ancak bu anlaşma Seyfüddevle el-Hamdânî’nin 949'da Urfa halkıyla birlikte Misis’e saldırması yüzünden bozuldu. Bizanslılar 959'da Urfa önlerine kadar geldi. Bizans ordusu Urfa'ya girerek şehri yağma ve tahrip etti. Urfa 10. yüzyılın sonu ve 11. yüzyılın başında Abbâsî merkezi otoritesinin zayıfladığı dönemde ortaya çıkan bir Kürt hanedan olan [[Mervanliler|Mervânîlerin]] hakimiyeti altına girdi. Abbâsî halifesi tarafından Nasrüddevle unvanı verilen Mervânî Emiri Ahmed, 1025 yılında Urfa'yı emirliğinin topraklarına katmıştır. Şâfiî mezhebi bölgede Mervânî döneminde yerleşmeye başlamıştır. Fakat şehir 1027 yılında Bizans kumandanlarından Georgios Maniakes'e bırakıldı, böylece Maniakes 1030-1031 kışında Urfa'ya hâkim oldu. Mervânîler’in onu şehirden uzaklaştırmak için yaptığı teşebbüsler başarısızlıkla sonuçlandı ve Maniakes şehri elinde tuttu. 1037 yapılan anlaşmayla şehir Bizans imparatoruna teslim edildi.
 
[[Büyük Selçuklu İmparatorluğu|Selçuklu Sultanı]] [[Alp Arslan]] [[Malazgirt Savaşı]]'ndan önce 1071 yılının başlarında şehri elli gün kuşattı. Urfalılar şehir önünden ayrıldığı takdirde 50.000 dinar vermeyi taahhüt ettiler. Bunun üzerine sultan kuşatmayı kaldırıp Şam istikametine yöneldi. Ancak Bizans İmparatoru [[Romen Diyojen|Romanos Diogenes]]’in Türk akınlarına son vermek için sefere çıktığını öğrenince geri dönerek Malazgirt yönünde ilerledi ve bir defa daha Urfa önlerinde göründü. Bizans valisinin hediyeler takdim edip gönlünü almasıyla sultan şehre zarar vermeden oradan ayrıldı. Urfa’nın Malazgirt zaferinin ardından Selçuklular’a teslim edildiğine dair görüşler varsa da şehrin bir süre daha Bizans'ın elinde kaldığı anlaşılmaktadır. Zira Sultan Alp Arslan ile Romanos Diogenes arasında yapılan antlaşmaya göre Urfa’nın da aralarında bulunduğu bazı şehir ve kaleler Selçuklular’a verilecekti, fakat Romanos Diogenes’in tahtını ve hayatını kaybetmesi antlaşmanın gerçekleşmesini önledi. Bu yüzden yine Bizans'ın elinde kalan Urfa’nın idarecisi Paul yeni Bizans imparatoruna itaat arzetmek üzere başkente gitti. Bu sıralarda Bizans’a tâbi olan Philaretos Brachamios adlı bir Ermeni prensi, hakimiyet sahasını Maraş’tan Malatya’ya kadar genişleterek bağımsızlığını ilân etti. 1081 yılında Vasil adlı bir kumandanını da Urfa’ya sevketti ve altı aylık bir kuşatmadan sonra şehri Bizanslılar’ın elinden aldı. Philaretos, Halep Emîri Şerefüddevle Müslim ile iyi ilişkiler kurdu. Meyhâne olarak kullanılan Urfa Camii’ni müslümanlara teslim etti. Bu arada hâkimiyet mücadelelerinin sürdüğü Urfa’nın halkı [[I. Melikşah|Sultan Melikşah]]’a haber gönderip şehri teslim etmek istediğini bildiriyorlardı. Bunun üzerine Sultan Melikşah, Emîr Bozan’ı Urfa’nın fethiyle görevlendirdi ve şehir üç ay süren şiddetli bir kuşatmanın ardından 1087 yılının Mart ayında fethedildi. Sultan Melikşah, Emîr Bozan’ı Urfa ve Harran’a vali tayin etti. Emîr Bozan’ın 1094 yılında Selçuklu emirlerinden Suriye hakimi Tutuş tarafından Tutuş'un hâkimiyetine geçti. Tutuş kendisine bağlı kalması şartıyla şehri Ermeni asıllı Toros’un idaresine bırakmıştı. Toros’un şehri Emîr Bozan’dan devraldığı da rivayet edilir. Toros, Haçlı kontlarından [[I. Baudouin (Kudüs kralı)|Baudouin de Boulogne]]’u düşmanlarına karşı birlikte savaşmak için Urfa’ya davet etti. Baudouin’in Urfa’ya gelişinden kısa bir süre sonra Toros öldürüldü ve 10 Mart 1098’de Baudouin şehre hâkim olup Urfa Haçlı Kontluğu’nu kurdu. Süryani ve Ermeni çoğunluğa Katolikliği dayattı. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan 1106 yılında Urfa Haçlı Kontluğu üzerine yürüyüp Urfa’yı kuşattı. Ancak şehrin sağlam surlarını aşmak mümkün olmadı. Urfa'da yaklaşık elli yıl süren haçlı hakimiyetinden sonra Franklar’ın Bizans’la aralarının açıldığı, Urfa ve Antakya’daki Haçlı hükümdarların birbirinden nefret etmelerinin oluşturduğu uygun bir ortamda Musul ve Halep’te hüküm süren [[I. İmâdüddin Zengî|İmâdeddin Zengî]], Haçlı Kontu II. Joscelin’in şehirden ayrılmasını fırsat bilerek Urfa’ya geldi. Surların önünde yaptığı teslim olma teklifi Süryânî ve Ermeni ruhanî liderleri tarafından reddedilince surlar mancınıklarla dövüldü ve dört hafta kadar süren kuşatmanın ardından Türkler 24 Aralık 1144 günü şehre girdi. Urfa valiliğine Ali Küçük getirildi ve emrine bir garnizonla yedi kumandan verildi. Bu zafer Haçlılara karşı Müslümanların ilk büyük başarısı olarak kabul edilir fakat aynı zamanda [[II. Haçlı Seferi]]’nin de başlıca sebebi olmuştur. Urfa, Haçlılardan geri alındıkta sonra, İmâdeddin Zengi bir kısım Ermeniyi şehirden çıkarmış, Süryanilere haklar tanımış ve Müslümanlara her zaman yakınlık göstermiş olan Yahudilerden 300 aileyi Urfa’ya yerleştirmiştir. Bu gün Urfa merkezindeki Hasan Padişah Camiinin yerinde eskiden bir sinagog yer almaktaydı.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Şanlıurfa" sayfasından alınmıştır