Şanlıurfa: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
70. satır:
Harran ve civardaki bölgeler, [[Büyük İskender]]'in M.Ö 331'de Pers İmparatorluğuna son vermesinden sonra Yunan hâkimiyeti altına girmiş ve sonraki dönemlerde Harran önemli bir Yunan kolonisi haline gelmiştir. Öyle ki Abbâsîler döneminde yaşayan ünlü İslâm hukukçusu Ebû Yûsuf, Harran’dan bahsederken buranın halkının Süryânîce konuşan yerli halk ve Rumlar'dan oluştuğunu söyler.
Tarihi kayıtlarda ve Abgar efsanesinde, Kral V. Abgar Ukkama’nın ilk Hıristiyan kral olduğu ve Urfa'da hüküm sürdüğü İsa Peygamber'in tebliğinden hemen sonra bu dini kabul ettiği belirtilir. Efsaneye göre; V. Abgar ilk Hıristiyan kraldır ve İsa Peygamber'in ölümünden hemen sonra, Hıristiyanlığı kabul etmiş ve kendi halkına da benimsetmiştir. Cüzzam hastalığına yakalanan ve bu nedenle oldukça acı çeken V. Abgar’ın, İsa Peygamber'in gönderdiği mucizevi mendil sayesinde iyileştiği rivayet edilmektedir. 2016 yılında Şanlıurfa’nın Balıklıgöl yerleşkesi civarında yürütülen "Kale Eteği Projesi" kapsamındaki kazı çalışmalarında Abgar Krallığı dönemine ait olduğu tahmin edilen Süryanice yazıtlar ve ince işlemelerin yer aldığı bir taban mozaiği bulunmuştur. Osroene Krallığı devrine ait Şanlıurfa'daki tarihi eserlerin en kıymetlisi Kale'deki çifte sütundur. Halk tarafından bu sütunlara mancınık denilmektedir. Bu sütunlar Osroene krallarından Eftuha tarafından eşi Şalmet adına dikilmiştir.
Kentte, Yunan-Roma üslubunda bezenmiş 30 civarında renkli taban mozaiği, kent içinde ve civarında bulunmuş Süryânice kitabeler ve kaya mezarları Osroene Krallığı dönemine aittir. Bu mozaiklerin büyük bir kısmı yurt dışına kaçırılmış, bir kısmı da bazı müzelerde sergilenmektedir. Bu mozaiklerden en önemlisi olan Orfeus Mozaiği MS. 194. 1980’li yıllarda ABD’ye götürülmüştür. Ancak daha sonra ABD’de Dallas Sanat Müzesi’nde tespit edilen mozaik 2015 yılında Urfa'ya iade edilmiştir. Osroene Krallığı döneminde Urfa'da ilmi, edebi bilhassa felsefi
çalışmalara önem verilmiştir. Süryaniler ilk edebi ve felsefi çalışmaları M.S. 2. yüzyılda yapmışlardır.
Süryani yazısının doğduğu kent Urfa’dır. 2. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık tesiri altında gelişen "Süryani Edebiyatı" doğmuştur.
166 yılında gerçekleşen bir barış antlaşmasıyla Osroene Kralı VIII. Ma’nu, Roma İmparatorluğunun himayesine girerek Roma'nın bir müvekkili olarak Philoromaios adıyla tahta çıkmıştır. Bu dönemde Roma İmparatoru [[Septimius Severus]] 197 yılında [[İran]]'da hüküm süren [[Partlar]]'a karşı bir askeri sefer esnasında bölgede İranlılar ve bedevilerin akın ve baskınlarını kontrol altında tutmak için Halfeti-Suruç ve Urfa üçgenindeki alanda gözetleme kuleleri ve kaleler yaptırmış olup, günümüzde bunların kalıntılarını görebilmek mümkündür. 201 yılında a Urfa tarihinin ilk büyük su baskını meydana gelir. Bu su baskınında 2.000’den fazla insan boğularak veya enkaz altında kalarak can vermiş şehirdeki Hıristiyanlar Kilisesi ve Kraliyet Sarayı da yıkılmıştır. Bu olaydan sonra Kral VIII. Büyük Abgar, yazlık ve kışlık olmak üzere iki saray yaptırır. Kışlık saray kalede yapılmıştır. Roma İmparatoru [[Caracalla]] 213 yılında Mezopotamya Seferi'nden dönerken Urfa Kralı X. Abgar Severus ve oğullarını zincire vurarak Roma'ya götürüp ve orada öldürttü. Başsız kalan Osrhoene Krallığı 214 yılının Ocak ayında İmparator Caracalla tarafından bir Roma kolonisi haline getirildi. Ancak İmparator Caracalla 8 Nisan 217 tarihinde Harran'daki Tanrı Sin Tapınağı'nı ziyaretten dönerken Urfa ile Harran arasında bir yerde askerleri tarafından öldürüldü. Nisan 214’den 240 yılına kadar IX. Ma’nu, Edessa Kralı ünvanına sahip olmuş, ancak onun bir Roma sömürgesi haline getirilen Urfa’da artık hiçbir hüküm ve etkisi olmamıştır. Son Osroene Kralı XI. Abgar Ferhad, 244 yılında Roma’ya dönmüş ve orada ölmüştür. Kendisinin ve karısı Hodda'nın mezarları halen Roma’da olup tarihçiler tarafından ziyaret edilir.
Şehir 750'de Emevîlere Abbâsîler tarafından son verildikten sonra Abbâsîler'e teslim edildi. Abbâsî Halifesi [[Harun Reşid]] bir ara Urfa’ya geldi ve şehirde bir süre kaldı. Bizanslılar 942'de bölgeye gelip Urfa halkından Îsâ peygamberib kutsal tasvirini istediler. Abbâsî Halifesi Müttakī-Lillâh’ın onayı ile, 200 müslüman esirin serbest bırakılması ve şehrin bir daha taciz edilmemesi şartıyla kutsal ikona Rumlar’a verildi. Ancak bu anlaşma Seyfüddevle el-Hamdânî’nin 949'da Urfa halkıyla birlikte Misis’e saldırması yüzünden bozuldu. Bizanslılar 959'da Urfa önlerine kadar geldi. Bizans ordusu Urfa'ya girerek şehri yağma ve tahrip etti. Urfa 10. yüzyılın sonu ve 11. yüzyılın başında Abbâsî merkezi otoritesinin zayıfladığı dönemde ortaya çıkan bir Kürt hanedan olan [[Mervanliler|Mervânîlerin]] hakimiyeti altına girdi. Abbâsî halifesi tarafından Nasrüddevle unvanı verilen Mervânî Emiri Ahmed, 1025 yılında Urfa'yı emirliğinin topraklarına katmıştır. Şâfiî mezhebi bölgede Mervânî döneminde yerleşmeye başlamıştır. Fakat şehir 1027 yılında Bizans kumandanlarından Georgios Maniakes'e bırakıldı, böylece Maniakes 1030-1031 kışında Urfa'ya hâkim oldu. Mervânîler’in onu şehirden uzaklaştırmak için yaptığı teşebbüsler başarısızlıkla sonuçlandı ve Maniakes şehri elinde tuttu. 1037 yapılan anlaşmayla şehir Bizans imparatoruna teslim edildi.
|