Tezkire: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Valentine71 (mesaj | katkılar)
88.254.232.64 (k - m - e) tarafından yapılan değişiklik geri alınıyor.
Değişiklik özeti yok
1. satır:
Tezkire Çeşitli kimselerin biyografilerini veren kitap. Kısa pusula. Herhangi bir iş için izin verildiğini bildiren hükümetin verdiği kağıt. Askerin görevini bitirdiğini terhis olduğunu bildiren belge. Özellikle şairlerin hayatlarıyla şiirlerinden söz eden eser. Bunlardan başka manalara da gelen bu kelimenin günümüzde kullanılışı çok azalmış ve daha çok izin tezkiresi, mazeret tezkiresi, terhis tezkiresi gibi bazı resmi belgelerin adlarında veya “tezkire almak, tezkiresini eline vermek” gibi sözlerde kalmıştır. Kelimenin halk arasındaki kullanılışı daha çok tezkere veya teskere şeklindedir.
'''Tezkire''', kelime anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen tezkire, kişilerin biyografisini çeşitli yönleriyle subjektif veya objektif ele alan eserlerdir. Bu eserler mensur yazılmakla birlikte içinde manzum kısımların yer aldığı tezkireler de vardır. Tezkireler bugünkü edebiyat tarihlerinin ve şiir antolojilerin yerini tutmaktadır.
 
Tezkire kelimesi, eski kültürümüzde tarihi ve edebi bir terim olarak da kullanılmaktadır. İslamiyetin kabulünden 19. asır sonlarına kadarki kültür hayatımızda, din-tasavvuf, fen, sanat ve Özellikle edebiyat sahasında tanınmış şahısların hayatlarından ve eserlerinden söz eden biyografik eserlere tezkire denir. Bu eserleri “alimler ve şairler ansiklopedisi” şeklinde tarif etmek de mümkündür.
[[Türk Edebiyatı]]'nda tezkire yazma geleneğinin temeli [[Ali Şir Nevaî]]'nin [[Mecâlisü'n-Nefâyis]] adlı eserine dayanır. Edebiyatımızdaki ilk tezkire budur. Türk Edebiyatı'nda sırasıyla XVI.yüzyılda Sehi Bey, Latifî, Âşık Çelebi, Hasan Çelebi, Ahdî ve Beyanî; XVII.yüzyılda Sâdıkî, Riyâzî, Fâizî, Rızâ, Yümnî, Asım ve Güftî; XVIII.yüzyılda Mûcib, Safâyî, Sâlim, Beliğ, Safvet, Râmiz; XIX.yüzyılda da Fatin gibi belli başlı tezkire yazarları mevcuttur. Bunların dışında da yazılmış çok sayıda tezkire mevcuttur.
 
Şairleri anlatan eserlere tezkiretü'ş-şuara (şairler tezkiresi veya tezkire-i şuara), veli denilen Allah dostlarını ve menkıbelerini anlatan eserlere ise tezkiretü'l evliya (veliler tezkiresi) adı verilir. Bunlar kadar yaygın olmamakla beraber daha başka mesleklere ait biyografilere de bu isim verilirdi. Tezkire-i ilmiye (alimler tezkiresi), tezkiretü'l-hattatin (hattatlar tezkiresi) gibi. Araplar, bu tür kitaplara tabakat adını verdiler. Tezkire, bunun Türkler ve İranlılar tarafından kullanılan adıdır. Sonraları bunlara tercüme-i hal de denmeye başlanmıştır.
Tezkire klasik türk edebitatı şair ve yazarların şiirlerini ve hayatlarını kapsayan edebiyat antolojisi görevi gören bir kitaptır.
 
Tezkire kelimesinin asıl kullanılış yeri şair biyografileridir. Şair tezkireleri veya kısaca tezkireler, gerek kendi asırları gerek günümüz için sade bir biyografi olmaktan öte bir mana ifade ederler. Bu eserler o devrin şairlerini, edebiyatçılarını toplu ve müstakil olarak içine alan yegane eserlerdir. Tezkirelerin gayesi devrin şair ve edebiyatçılarını tanımaktır.
İlk tezkire Sehi Bey'e ait olup Heşt Behişt ismini taşımaktadır. Bunun dışında [[Latifi]] tezkiresi, [[Ahdi]]'nin [[Gülşen-üş Şuara]] isimli tezkireleri de ünlüdür.
 
Tezkire yazarları, eserlerine aldıkları şairlerin hayatlarında bu hayatın çeşitli teferruatına, fiziki ve ruhi görünümlerine hatta içinde yetiştiği sosyal ve edebi çevreye kadar inmeye çalışırlar. Aynı zamanda şairin sanat yönüne, şairlik gücüne ve hususiyetine, çevresiyle olan çeşitli sanat münasebetlerine, eserlerinin değerine, bunlardan seçilmiş örneklere en az hayatı kadar yer verir, değerlendirmede bulunurlar. Bu yönleriyle tezkireler, edebiyat, tarih ve tezkireciliğimizin en kıymetli kaynaklarıdır.
16.yy'da yaşayan Latifi ([[1491]]-[[1582]]) şiirleri de bulunmasına rağmen edebiyatımızda tezkiresiyle ünlü bir yazardır. Latifi tezkiresinde 310 şaire yer vermiştir. Latifi tezkiresinde şair ve sanatçıları objektif olarak değerlendirmiştir. Latifi tezkiresi bu yönüyle edebi tenkit örneğidir. Latifi’nin 1546’da tamamlayıp Kanuniye sunduğu kendi adıyla anılan tezkiresi, 1896’da Tezkiretü’ş-Şuara adıyla yayınlanmıştır. Tezkiretü’ş-Şuara süslü nesir örneğidir.tezkire zamamaoıefojefef,e
 
Tezkireler, başlangıçtan tezkirenin yazıldığı tarihe kadar yaşayan şairleri bütünüyle verirler. Bu eserler için başlangıç 13. asra kadar inebilir. Tezkirelerin bazıları şairleri elifba sırasına göre, bazıları da belli zaman aralıklarına göre grup grup ele alır.
 
Türk edebiyatında otuz kadar şair tezkiresinin varlığı bilinmektedir. İlk Türk tezkirecisi 15. yüzyılın büyük Çağatay şairi Ali Şir Nevai'nin, Mecalisü'n-Nefais adlı eseridir. Osmanlı sahasında ilk tezkireyi Edirneli Sehi Bey yazmıştı. İsmi Heşt Behişt'tir.
{{edebiyat-taslak}}
 
[[Kategori:Türlerine göre Divan nazımı]]
Başlıca tezkireler, yazarları ve yazılış tarihleri:
 
On altıncı asır:
 
Heşt Behişt (Sehi Bey-1538)
 
Latifi Tezkiresi (Latifi-1546)
 
Meşair-üş-Şuara (aşık Çelebi-1563)
 
Kınalızade Tezkiresi (Kınalızade Hasan Çelebi-1585)
 
On yedinci asır:
 
Riyazü'ş-Şuara (Riyazi-1592)
 
Zübdetü'l-Eş'ar (asım-1675)
 
Teşrifatü'ş-Şuara (Güfti-1677)
 
On sekizinci asır:
 
Safai Tezkiresi (Safai-1721)
 
Nuhbetü'l-asar (Beliğ-1721)
 
Adab-ı Zurefa (Ramiz-1783)
 
Mir'at-ı Şiir (akif-1789)
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Tezkire" sayfasından alınmıştır