Alâeddin Bey (Osman Gazi'nin oğlu): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
ek bilgi ve kaynak
ek bilgi ve düzenleme
43. satır:
Alâeddin Bey'in çocukluk ve gençlik yıllarına değin bilinenler azdır. Diğer şehzadeler gibi iyi bir eğitim aldığı bilinir. Kimi kroniklere göre dedesi Şeyh Edebali ve annesi Bala Hatun ile birlikte [[Bilecik]]'te vakit geçirmiş ve şehrin korunması ile görevlendirilmişti.<ref name=hasim/>
=== Paşa unvanı ===
Şehzade Alâeddin Bey, Osmanlı tarihinde "Paşa" unvanını kullanan ilk hanedan üyesiydi. Erken Osmanlı bürokrasisinde genellikle vezierlervezirler tarafından kullanılan bu unvan geç Selçuklu ve erken Osmanlı döneminde ulema ve şeyhler tarafından kullanılmaktaydı.<ref name=hasim/>
Osmanlı vezir ve sadrazamları biyografilerini veren [[Osmanzâde Ahmed Tâib]] ''Hadika'tü'l-vüzera'' adli biyografi eserinde Alaaddin Paşa'nın "paşa" sanı şöyle açıklanmaktadır:<ref name="hadikatukvüzera">Osmanzade Ahmed Taib (Hicri 1207), ''Hadikatü'l-vüzera'', İstanbul C.5 s.6 (Osmanlıca)</ref>
<blockquote>
49. satır:
</blockquote>
=== Tahttan feragati ===
Araştırmacı Hüseyin Hüsameddin Bey'e göre babası öldüğünde Şehzade Alâeddin Bey 20 yaşında idi. İlk Osmanlı tarihçileri ([[Aşıkpaşazade]], [[Oruç Bey]], Nesri, [[İbn-i Kemal]]) ve geleneksel kabul edilen anlatıma göre Beylik ileri gelenleri ve Osman Bey'in çocukları bir toplantı yapmışlar; bu toplantıda Şehzade Orhan Bey, kardeşi Şehzade Alâeddin'in Bey olmasını önermiş ama Alâeddin bunu kabul etmeyip devlet ileri gelenlerinin uygun gördüğü gibi Beylik tahtına küçük kardeşi Orhan'ı münasip gördüğünü ifade etmiş ve böylece Orhan tahta geçmiştir.<ref name="sakaoglu">Sakaoğlu, Necdet (1999), ''Bu Mülkün Sultanları;'', İstanbul:Oğlak Yayınları ISBN 975-329-2996 s.33</ref>
 
Tahta Şehzade Orhan'n geçişi ile ilgili farklı görüşler de öne sürülmüştür. [[Ahilik|Ahiler]]'in Şehzade Orhan'ı desteklemesi üzerine Alâeddin Bey'in sessiz kaldığı ve iki kardeşin arasında taht meselesi nedeniyle soğukluk yaşanmış olduğu görüşünü benimseyen tarihçiler vardır. Geç tarihli bazı Arap tarihçilere göre Osman Gazi'nin oğlu Alâeddin Bey'inAlâeddinin asıl adı ''Erden Ali'' idi, babasının ölümünden sonra kısa süre de olsa beylik yapmıştı; bu bilgilere dayanarak onun Osmanlı Devleti'nin ikinci padişahı olduğunu yazan tarihçiler olmuştur.<ref name=hasim/> Bizanslı tarihçi [[Laonikos Halkokondiles]] kaynak göstermeden, babası ölünce oğlu Orhan'ın [[Uludağ]]'a çekildiğini ve sonra yanına asker toplayarak kardeşlerini alt ettiğini bildirir.
 
=== Vezirliği ===
Alâeddin Bey, tahttan feragat edip bir süre Bursa'nın batısında bulunan Fodra köyündeki (bugünkü [[Alaaddinbey, Nilüfer|Alaaddinbey Mahallesi]]) tekkede dervişlik yapmayı tercih etmiş olsa da Orhan Bey'in daveti üzerine vezirlik görevini kabul etmiştir. Orhan Gazi fetihlerle meşgulken Osmanlı Devleti'nin ilk veziri olarak idari yapılanma ile uğraştı. İki kardeş arasındaki yakınlık, bazı tarihçiler tarafından [[Musa]] ve [[Harun]] peygamberler arasındaki ilişkiye benzetilmiştir.<ref name=hasim/>
 
Ancak Alâeddin Bey'in vezirliği konusu da hakkındaki tartışmalı konulardan birisidir. Kimi tarihçiler onun Orhan Gazi'nin veziri olup orduda düzenlemeler yaptığı fikrini reddetmiştir. Örneğin [[İsmail Hakkı Uzunçarşılı]], Osmanlı tarihi yazarlarının bu konuda yanıldığını; ilk Osmanlı veziri [[Alâeddin Paşa]]'nın, Alâeddin Bey'den farklı bir kişi olduğu görüşünü ileri sürmüştür.<ref name="ozcan">{{web kaynağı |soyadı1=Özcan |ad1=Abdülkadir |başlık=Alâeddin Bey |url=https://islamansiklopedisi.org.tr/alaeddin-bey--osman-gazi |yayıncı=Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 2.cilt, 1989 |erişimtarihi=25 Ekim 2020}}</ref> Bazı kaynaklar ilk vezirin ismini "''Alaaddin Paşa bin Hacı Kemaleddin''" ve "''Hacıkemalettinoğlu Alaaddin Paşa''" şeklinde verirler ve buna göre ilk vezir Osman Bey'in oğlu değil "Hacı Kemalettin" adlı bir kişinin oğludur.<ref>Yüce, Yaşar ve Prof. Ali Sevim, (1991) "Türkiye tarihi C. II", İstanbul: AKDTYKTTK Yayınları, s. 310</ref>
=== Ordu komutanlığı ===
Alâeddin Bey, ordu komutanı olarak bazı seferlere de katılmıştı. Vakfiyesindeki "''emîr- kebir mücahid''" ifadesi, onun ordu komutanlığı yaptığını gösterir. Bazı tarihçiler onun [[Maltepe Savaşı]]'na katıldığını ve savaşın kazanılmasında rolü olduğunu yazarlar ancak bu konuda kesin bilgi yoktur.<ref name=hasim/>
 
Alâeddin Bey, ordu komutanı olarak bazı seferlere de katılmıştı. Osmanlı askerlerinin diğer beylik askerlerinden ayrılması için beyaz başlık giymeleri uygulamasının Alâeddin Bey tarafından getirildiği, onun tavsiyesiyle Orhan Bey'in Bilecik'te ak börk ürettirdiği düşünülür. [[Çandarlı Kara Halil Paşa]] ile birlikte ilk defa daimî yaya ve [[müsellem]] birliklerinin kurulmasına ön ayak olmuştur. Ordunun diğer birliklerinin de teşkilâtlandırılması, [[Dîvân-ı Hümâyun|divan teşkilâtının]] kurulması, divanda burma sarık giyilmesi ve para bastırılması Alâeddin Bey'e atfedilir, ancak kesin değildir.<ref name=ozcan/>
 
=== Tekke yaşamı ve ölümü ===
Alâeddin Bey, bir süre vezirlik ve ordu komutanlığından sonra tekke yaşamına döndü. Kükürtlü'deki tekkesinde yaşadı. Hayırseverliği ile tanındı. Kaç yaşında ve hangi nedenle öldüğü kesin olarak bilinmez. 1333 yılında Bursa'da öldüğü düşünülür. Bazı kaynaklar bir savaşta şehit düştüğünü de bildirirler<ref name="yasamyapit"/>. 1333 yılında Biga Kalesinde hayatını kaybettiği de söylenmektedir.<ref name="yasamyapit">Sakaoğlu, Necdet, "Alaaddin Paşa", (1999) ''Yaşamlarıyla ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi'' C.1 s.188 İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-0800710</ref> Oğlu Hızır Bey aracılığıyla soyu devam etmiştir.
== Eserleri ==
 
Bursa'da Hisar içinde bir mescid yaptırmıştır; bu mescid Bursa'da yapılan ilk cami olarak bilinmektedir.<ref name="kultur">{{web kaynağı |başlık=Aladdin Paşa Cami - Bursa |url=https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/bursa/gezilecekyer/aladdin-pasa-cami |yayıncı=Türkiye Kültür Portalı |erişimtarihi=25 Ekim 2020}}</ref> Kükürtlü'de Kaplıca Kapısı'ndan içeride bir tekke yaptırmış olduğu bilinir ancak Kaplıca Kapısı'ndaki yapının nerede olduğu ve ne zaman yıkıldığı bilinmemektedir.