Adcılık: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Dreamer (mesaj | katkılar)
düz.
Karatay (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
'''Adcılık''', kavramların, [[sözcük]]lerin, tanımların, tasarımların, hatta konuşulan [[dil]]lerin gerçek ya da nesnel hiçbir varlığının veya anlamının bulunmadığını öne süren [[felsefe]] anlayışı.
 
Bu anlayışa göre, kullandığımız, yukarıda sözü geçen, tüm bu sınıflandırıcı semboller insanların onlara yüklediği anlamlar doğrultusunda varlık, anlam ve değer kazanır. Başka bir deyişle [[tümel]]lerin gerçek olmadığını birer addan ibaret olduklarını öne süren adcılık akımı, [[gerçekçilik]] karşıtı felsefe akımıdır. Adcılığa göre tümeller seslerden ibarettir ve bu sesler düşünceleri adlandırmak için kullanılır, onların gerçeklikleri yoktur. Tümellerin yalnızca birer imge ya da simge olarak anlaşılması mümkündür, dolayısıyla da onlara bir gerçeklik atfedilemez. Adcılığa göre gerçek olan bu dünyadaki [[tikel]] varlıklardır. Adların ya da kavramların nesnelerle ilişkileri nedensiz ve raslantısaldır. Bu sekilde sözkonusu tartışmaların ve felsefi eğiliminin günümüzdeki [[dilbilim]]sel ve felsefi tartışmalara uzandığı söylenebilir. Bu düşünce ilk olarak [[Orta Çağ]] döneminde şekillenmiştir ve [[din]] tartışmalarında önemli bir yeri vardır. Nitekim adcılığın tümeller üzerine kurulu [[Hırıstiyanlık]] düşüncesinde sarsıcı etkileri olmuştur.
 
==Kelime Kökeni==
8. satır:
==Tarihsel Gelişimi==
Adcılık anlayışı [[Antik Çağ felsefesi]]nde [[Sofistler]] ile [[Antisthenes]] tarafından temellerinin atıldığı, sonrasında [[Stoacılık|Stoacılar]]'ın ve nihayet son dönem Ortaçağ düşünürlerinin geliştirdiği bir anlayış olmakla birlikte, 17. ve 18. yüzyıl [[deneycilik|İngiliz Deneycileri]] [[Locke]], [[Berkeley]] ve [[Hume]] ile bazı 20. yüzyıl [[mantıksal pozitivizm|mantıkçı olgucu]]larının da oldukça ilgilendiği bir öğretidir. Adcılık anlayışı kapsamında özellikle Ortaçağ'da en çok tartışılan konuların başında "[[Tümeller Tartışması]]" gelir.
Adcılığa göre gerçek olan bu dünyadaki [[tikel]] varlıklardır. Adların ya da kavramların nesnelerle ilişkileri nedensiz ve raslantısaldır. Bu sekilde sözkonusu tartışmaların ve felsefi eğiliminin günümüzdeki [[dilbilim]]sel ve felsefi tartışmalara uzandığı söylenebilir. Bu düşünce ilk olarak [[Orta Çağ]] döneminde şekillenmiştir ve [[din]] tartışmalarında önemli bir yeri vardır. Nitekim adcılığın tümeller üzerine kurulu [[Hırıstiyanlık]] düşüncesinde sarsıcı etkileri olmuştur. [[Tümel]]ler sorununa yönelik tartışmaların en iyi görülebileceği yerlerden biri [[Boethius]]'un tümellerin [[ontoloji|varlıkbilgi]]sel değergesi bağlamında [[Porphyrios]]'un Isagoge'si üstüne yaptığı ayrıntılı yorumdur.<ref> Felsefe Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Sf. 14 </ref>
Tümeller tartışmasına damgasını vuran filozofların başında [[Petrus Abelardus]] gelir. Nitekim Abelardus, asıl tartışmayı başlatan kişi olarak anılmaktadır. Hocaları [[Champeauxlu Guillaume]] ile [[Compiègneli Roscelinus]]'un tümeller hakkındaki görüşlerini reddederek bu konuda kendine özgü bir anlayış ortaya koymuştur.
Abelardus'tan sonra tümeller sorununa eğilen filozofların en önemlileri ise "Nesneleri gerekmedikçe çoğaltmayınız" sözüyle varlıkbilgisel tutumluluk ilkesini geliştiren [[Ockhamlı William]] ile İngiliz filozof [[Thomas Hobbes]] sayılabilir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Adcılık" sayfasından alınmıştır