C. Wright Mills: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k C.Wright Mills sayfasının yeni adı: C. Wright Mills
Değişiklik özeti yok
1. satır:
{{Diğer anlamı|Wright}}
 
 
[[Reformist]] ve karşılaştırmalı (mukayeseli) - tarihsel (1950'lerden sonra dışlanan) bir bakış açısına sahip, [[Amerikalı]] muhalif [[sosyolog]]tur. Çatışmacı bakışla, toplumsal düzen bağlantısını başarıyla kurabilmiştir. Oy kullanmamıştır. [[Pozitivizm]]e karşı çıkarak, [[sosyoloji]]ye daha [[hümanist]] bakmıştır.
 
Satır 11 ⟶ 10:
Sosyal psikolojik ilkeleri hiçbir zaman göz ardı etmemekle birlikte, bunları yapıyla ilgili sosyolojik kaygılara bağlamayı bilmiş bir kuramcıdır; eklemlendiği şey sosyal psikolojidir. [[Poloma]]’ya göre Mills; "Sosyolojik tasarım" (toplumsal tahayyül, hayalgücü,düşün/sociological imagination) çağrısı ile büyük kuramcıları ("grand theorists") eleştirmiştir. Mills'in sosyolojik kuramında, grand teori perspektifinin yoksun olduğu 3 öğenin merkezi önemde bulunduğu görülür:
 
—Düşüncelerin* Düşüncelerin, insan tarihinde sahip oldukları önemli yer
 
—Gücün* Gücün (power) doğası ve bilgiyle ilişkisi
 
—Ahlaki* Ahlaki eylemin anlamı ve bilginin ahlaki eylemdeki yeri
 
Sosyolojik imajinasyon, 3 önemli soruya cevap arar:
 
1) Belirli bir toplumda işler, faaliyetler nasıl örnek hale gelmektedir?
 
2) Bu toplumun insanlık tarihindeki konumu nerdedir? (Tarihselciliğe yaptığı vurguyla, Parsons’a tarihselci bir alternatif getirmektedir)
 
3) Bu toplum, ne tür insan tipi üretmektedir?
 
Mills'e göre, çağrıda bulunduğu "sosyolojik tasarım (imgelem)", makroskobik ve moleküler (mikroskobik) bakış açısının bir harmanı olmalıydı:
Satır 35 ⟶ 34:
 
Mills’e göre insanlar doğaları gereği, davranışsal olarak irrasyoneldirler. Bu yüzden kadın ve erkekler; dürtülere, politik sloganlara ve statü sembollerine irrasyonel, duygusal tepkiler vermeye eğilimlidirler. Bu irrasyonelliği sergilemek sosyolojinin görevi olmalıdır. Bu sergileyişle tüm insanlar irrasyonel tepkiler vermeye daha az eğilimli olacaklardır (Bu sebepledir ki; Mills, güç ve siyaset üzerine makaleler yazmış,”White Collar” ve “The Power Elite” çalışmalarını yapmıştır). Sosyal bilimcilerin, sosyolojinin toplumun acil sorunlarıyla doğrudan bağlantısına ilgi duyması gerektiğini vurgulamaktadır. Bir toplum bilimcisi olarak sosyoloğun günümüzde insan yaşamının kalitesinde bir farklılık yaratmakla ilgisi olması gerektiğini düşünmekte ve sosyologları “Scientism” (bilimcilik) tehlikesine karşı uyarmaktadır. Durkheim’ın “anomi” karşısında entelektüellere biçtiği rol ve atfettiği görevler düşünülürse, bu bakımdan Mills’in Durkheim’dan etkilendiği söylenebilir.
 
“Toplum” ve “sosyoloji” tanımları, yapısal fonksiyonalisttir. Ancak yukarda da belirtildiği gibi; insanın irrasyonel tarafına yaptığı vurgu ile yapısal fonksiyolizmden ayrılır.
 
70. satır:
Mills’e göre orta sınıf, geniş bir yelpaze olup; işverenlerle ücretli çalışanlar arasındaki tampon sınıftır, büyük ölçüde”yabancılaşma”nın pençesindedir. Marx’ı hatırlarsak, Marx’a göre;
 
—İnsanları* İnsanları hayvanlar dünyasından ayıran şey, “emek”tir.
 
—Kapitalist* Kapitalist sistemin ortaya çıkardığı modern sanayi, insanlığın kendini emeğiyle ifade etmesini giderek zorlaştırmaktadır. Bir çiftçi, hasatta elde ettiği ürünle, esnaf girişimiyle, doktor iyileştirdiği hastasıyla doyuma ulaşabilir; ancak kapitalizmde sanayileşme kişisel olarak giderek daha anlamsız işler yaratmaktadır. Bu doğrultuda kişiler kendilerini emekleri ile ifade edemeklerinden, hem ortaya çıkan sonuca hem sürece, hem kendilerine hem de doğaya yabancılaşmaktadırlar. İş dünyasında yaşanan yabancılaşma, “iç dünya”ya da sirayet etmekte ve çılgınca bir eğlence anlayışını doğurmaktadır: Kişiler sentetik heyecanların peşinde, sentetik ilişkiler kurarlar; gerçek ve derin ilişkiler, rahatlamalar yaşanamaz. Orta sınıf, devamlı iktidar seçkinlerinin sahip olduğu para, iktidar ve prestijin peşindedir; ancak bunlara hiçbir zaman sahip olamayacaktır. Mills’in orta sınıf sorununa yaklaşımındaki temel kavram, Marx’ın yabancılaşma sorunudur. Mills’e göre prestijin en önemli yolu doğumdur; eğitimle de sağlanır ve eğitimin süresi, prestiji belirler.
 
Mills, orta sınıf işçilerinin ve hatta serbest meslek sahibinin; genelde kendi yaşamlarını kontrol edecek bir kişisel güçten ve ulusu şekillendirebilecek bir politik güçten yoksun olduklarını belirtmektedir.
82. satır:
Mills’e göre demokrasi, yurttaşlara söylenmekte olan bir yalandır ve işin aslı başkadır: Toplum, üçlü bir dikta (triviumverate) tarafından, yani siyasi-sanayi-askeri elit tarafından, üçlü bir etkileşimle (Capitol-Pentagon-Wall Street) yönetilmektedir. Bu etkileşim içindeki üçlü şema, bir “kenetli müdüriyet” (directorate) oluşturmuşlardır. Bu elitin (sermaye-iktidar-ordu üçgeninin) özellikleri ise;
 
—Karşılıklı* Karşılıklı değiştirilebilen roller içerir (Fabrika sahibi zengin bir işadamının, bir sonraki dönemde rahatça bakan olabilmesi gibi/Üçlü diktanın herhangi bir branşında dorukta olanlar, diğer branşa hızlı ve kolayca geçebilirler).
 
—Benzer* Benzer sosyal geçmişlere sahiptirler.
 
—Hiçbir* Hiçbir elit, tek başına güç olamaz.
 
—Yoksulluk* Yoksulluk, durgunluk, ekonomik bunalım ve savaş kararları, iktidar eliti tarafından verilir.
 
—Gizlilik* Gizlilik içinde çalışmalarının, temel prensipleridir (ancak bunu reddetmeleri, inkâr etmeleri).
 
—Çok* Çok yüksek bir prestije ve teknoloji gibi istediklerinin uygulanmasını sağlayacak araçlara sahiptirler.
 
—Siyasal* Siyasal iktidar, hükümetin üst düzeylerinde yoğunlaşır.
 
—Günümüzde* Günümüzde hükümet ve ekonomik sermayeyi büyük hükümetten ayırmak imkânsızdır, askeri güç ise II. Dünya Savaşı’ndan bu yana yükseliştedir. O’na göre “Amerika’da bugün askeri yapı, politik yapının önemli bir parçasını oluşturmaktadır”, “askeri kapitalizm”dir: Çünkü siyasal elitin dikkat noktası ulusal konulardan uluslar arası konulara kaymıştır, bu da büyük askeri liderlere karar verme sürecinde daha fazla söz hakkı tanımaktadır. Ekonomi ise; aynı anda hem savaş ekonomisini hem de özel şirket ekonomisini yaşamaktadır.
 
Bu açıdan Mills, “Equilibrium” yani “Hükümetin, çekişen çıkarlarının dengelenmesiyle düzenlenen bir çeşit otomatik makine olduğu” şeklindeki denge tezine de karşı çıkar. Amerikan sahnesindeki yakın olayların tarihsel kargaşasına bakıldığında, Mills’in siyasal elit tartışmasının tümüyle isabetli bir kehanet olduğunu söylemek mümkündür. Bütün belirtiler, toplumda iktidar paylaşılmasına ve dağılımına değil; iktidarın tekelleşmesine, toplanmasına, merkezileşmesine gidildiğini göstermektedir.
102. satır:
Milovan Djilas’ın “Sosyalist Toplumda Yeni Sınıf ve Tabaka” adlı eseri ve C. Wright Mills’in “İktidar Seçkinleri”, birbirlerini sosyalist ve kapitalist düzende tamamlayan iki çalışmadır. Djilas’a göre, eski sistemin bürokrat ve sosyalistleri, yeni sistemin kapitalistleri olmuşlardır.
 
[[Kategori:ABD'li Toplumbilimciler]]
 
[[ro:C.Wright Mills]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/C._Wright_Mills" sayfasından alınmıştır