Müzik tarihi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Baroqueviolin (mesaj | katkılar)
Baroqueviolin (mesaj | katkılar)
93. satır:
Klasik dönem müziği (1750-1820), ''homofonik'' doku ''(tek sesli)'' veya eşlik edilen bariz bir ezgi ile karakterize edilir . Bu yeni ezgiler neredeyse ses benzeri ve şarkı gibi söylenebilir olma eğilimindedir ve bestecilerin aslında müziğin odak noktası olarak şarkıcıların yerini almasını sağlamıştır. Bu yüzden çalgısal müzik, hızla dinleyicilerin favorisi olmuş ve büyük kompozisyon olarak opera ve diğer şarkı formlarının ''(oratorio gibi)'' yerini almıştır. Bununla birlikte, opera ortadan kalkmamış: Klasik dönemde, birkaç besteci kendi dillerinde halk için operalar üretmeye başlamıştır ''(önceki operalar genellikle İtalyanca idi)''. Bu dönemde gelişmiş olan burjuvazi, artık kendi sanat anlayışını da beraberinde getirmiş, aydınlanma düşünürlerinin de etkisiyle, müzik ve diğer tüm sanat dallarında daha açık, şeffaf, biçimsel olarak daha belirgin, akılcı ve anlaşılır bir dil arayışı ve beklentisi söz konusu olmuştur.
 
Daha güçlü, daha net melodiler lehine sesin kademeli olarak yer değiştirmesi ile birlikte kontrpuan genellikle bir eserin sonunda veya tek bir bölümünde dekoratif bir süsleme gibi kullanılmıştır. Bunun yerine, arpejler ve piyano müziği gibi basit motifler, kafa karıştırıcı bir ek ses yaratmadan parçanın bölümünü canlandırmak için '<nowiki/>''Alberti bas''' tarzı ''(tipik olarak sol elde tekrarlanan arpej biçiminde eşlik etme tarzı)'' sıklıkla kullanılmıştır. Popüler çalgı müziğinde iyi tanımlanmış birkaç biçim hakim oldu: sonat , senfoni ve konçerto, ancak bunların hiçbiri şu anda müzik teorisinde olduğu gibi özel olarak tanımlanmadı veya öğretilmedi. Her üçü de hem bütün bir çalışmanın genelinde yer alan biçimi belirlemiş, hem de tek bir bölümün yapısı olan sonat formundan türemiştir . Sonat formu Klasik çağ boyunca olgunlaşmış ve 19. yüzyıl
[[Dosya:Beethoven.jpg|küçükresim|241x241pik|Ludwig van Beethoven]]
boyunca çalgı müziğinin ana kaynağı haline gelmiştir.
102. satır:
 
=== Romantik dönem (ca. 1810-1900) ===
[[Dosya:Josef Danhauser Liszt am Flügel 1840 01.jpg|küçükresim|250x250pik|Josef Danhauser - LisztDanhauserLiszt Piyano Başında, Rossini, Paganini, Brlioz, George Sand ve Victor Hugo ile beraber, 1840.]]
Romantik dönemde müzik, edebiyat, sanat ve felsefeyi kapsayacak şekilde genişleyerek daha etkileyici ve duygusal hale geldi. Besteciler dinleyicinin eserlerin içerikleriyle daha iyi bağ kurabilmeleri kaygısı ile programlı müzikler yazdılar ''([[senfonik şiir]]).'' Orkestra bu dönemde hiç olmadığı kadar genişlemiş, ortalama bir romantik senfoniyi seslendirebilmek için 60-70 arası çalıcıya ihtiyaç duyulmaya başlamıştır. Bir yandan piyano ve keman müziğinin hakimiyeti göze çarpar. Virtüözler ve virtüoz-besteciler birer yıldız olarak tüm Avrupa'da tanınan ve aranan sanatçılar olmuşlardır. [[Niccolò Paganini]], Frederic Chopin, Franz Liszt, [[Henryk Wieniawski]] gibi virtüözler hem eserleriyle hem çalgılarındaki ustalıklarıyla dönemin en klasik solo çalgı eserlerini yaratmışlardır. Romantik dönem olarak adlandırılan 19. yy. müziği, erken, orta ve geç romantik dönem olarak üç ayrı süreç içinde gelişmiştir. Bu üç süreç içinde yaşamış besteciler aşağıdaki gibi gruplanmaktadır;[[Dosya:Johannes Brahms portrait.jpg|küçükresim|303x303px|Johannes Brahms|alt=]]
* 1820-1850 yılları arası eser üretmiş olan erken romantik dönem bestecileri arasında en önemlileri; piyano müziği ve senfonileriyle [[Robert Schumann]], piyano müziğinin ölümsüz ustası olarak [[Frédéric Chopin|Frederic Chopin]], keman konçertosu ve senfonik eserleriyle [[Felix Mendelssohn Bartholdy|Felix Mendelssohn-Bartholdy]], operalarıyla [[Vincenzo Bellini]] ve [[Giuseppe Donizetti]], son olarak ''Fantastik Senfoni''<nowiki/>'si ve diğer önemli opera ve senfonik eserleriyle [[Hector Berlioz]] sayılabilir.
114. satır:
20. yüzyıl boyunca erişilebilir müzik çeşitliliğinde büyük bir artış yaşanmıştır. Kitle piyasası gramofon kayıtları ''(1892'de geliştirildi)'' ve radyo yayıncılığı ''(ticari olarak ilk 1919-20'de)'' icat edilmeden önce, insanlar çoğunlukla çok pahalı olan klasik Klasik müzik konserlerinde veya müzikal tiyatro gösterilerinde müzik dinlemekteydiler. Evlerde amatör olarak müzik yapan ve canlı olarak çalmak ve şarkı söylemek müzik okuma becerisini gerektiriyordu. Bunlar orta sınıf ve üst sınıf bireylerle sınırlı olma eğilimindeydi. Gramofon kayıtlarının ve radyo yayınlarının kitlesel pazara girmesiyle, dinleyiciler dünyanın dört bir yanından çok çeşitli şarkıların ve müzik parçalarının kayıtlarını satın alabilir veya radyo dinleyebilir hale geldiler. Bu, çok daha geniş bir nüfus yelpazesinin, canlı konser biletleri alamamaları ya da her yerde orkestralar bulunmaması nedeniyle canlı olarak duyamayacakları klasik müzik, senfoni ve operaların performanslarını dinleyebilmelerini sağlamıştır.
 
20. yy.'ın başında müzik karakteristik olarak geç romantik bir tarzdadır. Gustav Mahler , Richard Strauss ve Jean Sibelius gibi besteciler Romantik sonrası senfonik yazının sınırlarını zorlamışlardır. Aynı zamanda, Fransa'da Claude Debussy öncülüğünde Empresyonist hareket gelişmekteydi. Debussy aslında İzlenimcilik teriminden nefret etmiştir. Birçok besteci Post-Romantik ve Empresyonist stillere tepki ve oldukça farklı yönelimler göstermişlerdir. Yüzyıl boyunca müziğin seyrini tanımlamanın en önemli süreci, yüzyılın ilk on yılında farklı bestecilerin farklı şekillerde etkilediği geleneksel tonalitede yaygın bir kırılmadır. Bundan, benzeri görülmemiş bir ''<nowiki/>'dil bilimsel çoğulculuk''' üslup, teknik ve ifade ortaya çıkmıştır. Viyana'da , Arnold Schönberg tarafından geliştirilen ''atonalite'' dışına, ekspresyonizm 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Daha sonra öğrencileri Alban Berg tarafından daha da geliştirilen on iki ton tekniğini geliştirmiş ve Anton Webern; daha sonraki besteciler ''(Pierre Boulez dahil)'' bu tekniği daha da geliştirdiler. Stravinsky ''(son eserlerinde)'' diğer birçok bestecinin yaptığı gibi on iki ton tekniğini de araştırmıştır. Ulusalcılık da yüzyılın başlarında önemli bir ifade aracıydı. Özellikle ABD'li besteciler, [[Charles Ives]], John Alden Carpenter ve [[George Gershwin]]'in eserlerinde, yerel müziğin argo tarzı da işlenmeye başladı. Halk müziği (Vaughan Williams ''Lazarus'un Beş Varyantları'', Gustav Holst'un ''A Somerset Rhapsodi'si'') Caz müziğin klasik müzikle senteclenmesisentezlenmesi, George Gershwin, [[Leonard Bernstein]], Darius Milhaud'un eserlerinde görülmektedir.
 
[[I. Dünya Savaşı|Birinci Dünya Savaşı]]'ndan sonra, birçok besteci ilham için eski anlayışları revize etmeye ''(form, armoni, ezgi, yapı açısından)'' başladı ve bu düşünce etkisi altında eserler yazdı. Bu tür müzik böylece neo-klasisizm olarak adlandırıldı. [[Igor Stravinsky]] (''Pulcinella''), [[Sergey Prokofyev|Sergei Prokofiev]] (''Klasik Senfoni''), [[Maurice Ravel]] (''Le tombeau de Couperin''), [[Manuel de Falla]] (''El retablo de maese Pedro'') ve [[Paul Hindemith]] (''Mathis der Maler'') neoklasik eserler üretmişlerdir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Müzik_tarihi" sayfasından alınmıştır