Memlûk Devleti: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Victor Trevor (mesaj | katkılar)
k Yazım yanlışı, değiştirildi: plân → plan (3) AWB ile
k Aniladiguzel (mesaj) tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, 46.196.193.28 tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi. (TW)
Etiket: Geri al
150. satır:
Kahire şehri, Aynicâlût'ta muzaffer olan askerleri karşılamak için süslenmiş, caddeler ve sokaklar zafer taklarıyla donatılmış iken süratle gelişen olaylar Kutuz'un ölümü ve Baybars'ın sultan olması ile neticelendi.
 
Baybars Moğollara karşı gösterdiği başarıdan da güç alarak Kutuz'dan kendisini Haleb nâipliğine tayin etmesini istedi. Ancak Kutuz, Baybars'ın bu isteğini yerine getirmedi. Baybars, Kutuz'dan intikam almaya karar vererek el-Bahriyye ileri gelenlerinden arkadaşlarıyla bir planplân hazırlayıp fırsat kollamaya başladı. Kutuz avlanmak maksadıyla karargâhtan uzaklaştığında Baybars ona yaklaşarak Aynicâlût'ta ele geçirilen Moğol kadınlarından birini kendisine ihsan etmesini istedi. Kutuz onun bu isteğine olumlu cevap verince Baybars buna karşılık elini öpmek bahanesiyle Kutuz'un elini tuttuğu anda daha önce kararlaştırıldığı üzere arkadaşları da harekete geçerek Kutuz'u atından yere yıkarak öldürdüler.
 
==== I. Baybars devri ====
181. satır:
 
==== Halil devri ====
[[Halil (Memlûk sultanı)|Halil]], babasının ölümü üzerine Dîvân-ı İnşâ'nın başkanı olan Muhyiddin İbn Abdizzâhir'i çağırarak veliahtlık berâtını getirmesini istemiş ve babasının imza yerini boş görünce "Sultanın bana vermek istemediğini Allah verdi" demişti. Ümerânın kendisine biati ile sultan olan Halil tahta geçer geçmez memlûklerin isyanı ile karşılaştı. Duruma hâkim olan Halil babası Kalavun'un Akka'yı Haçlılardan almak için hazırladığı planıplânı tatbike girişti.
 
Babasının hazırladığı ordunun başında Suriye'ye yürüyen Halil'in [[Akka Kuşatması (1291)|Akka Kuşatması]]'nda emri altında 60 bin atlı ve 160 bin yayadan müteşekkil insan gücü olup bu ordu kuşatma aletleriyle donatılmıştı. Haçlılar şehri kurtarmak için Suriye'deki bütün kuvvetlerini Akka'da topladılar. Denizden de İtalyanlar ve diğerleri şehrin imdadına koşmuşlardı. Böylece Akka'yı müdafaa etmek için 30-40 bin civarında asker toplanmıştı. Bir buçuk ay süren sıkı bir kuşatma ve şiddetli çarpışmalardan sonra Akka, Memlûklerin eline geçti. Akka'nın düşmesinden sonra Suriye'deki diğer Haçlı kalelerinin ayakta durması mümkün değildi. [[Sur (şehir)|Sur]], [[Sayda]], [[Tartus|Antartus]] peş peşe ele geçirildi. Böylece bütün Suriye sahili Haçlılardan alındı.
194. satır:
Ketboğa, Memlûk tahtına oturur oturmaz tatlı dil ve güler yüzle memlûk ümerâsına yaklaşmaya başladı. I. Muhammed'i annesi ile birlikte kaledeki evlerinden birisinde oturtarak dış dünya ile irtibatlarını kesti. [[Hüsâmeddin Lâçin]]'i saltanat nâibi seçerek bütün devlet işlerini ona havale etti ve Fahreddin el-Halilî'yi de vezir yaptı. Çok geçmeden insanlar bazı sebepler yüzünden Ketboğa'dan nefret etmeye ve onun zevalini temenni etmeye başladılar. Bunlardan birincisi, Ketboğa'nın tahta çıktığı yıl [[Nil]]'in suyunun alçalarak mahsulün iyi olmaması sebebiyle fiyatların yükselmesine bağlı olarak açlık, hastalık ve ölümlerin yaygınlaşmasıdır. Diğer bir sebep de Ketboğa'nın [[Moğollar|Moğol]] asıllı olmasıydı. Ketboğa'nın sultan olduğunu duyan ve İlhanlı Hanı [[Gazan]]'ın İslâmiyet'i kabul etmesi sebebiyle oradan kaçan Moğollar Ketboğa'nın yanına gelmişler, kendilerine Uyratlar adı verilen bu Moğolları çok iyi karşılayan Ketboğa onlara zengin iktalar tahsis etmişti. Ketboğa'nın Mısır'da pahalılığın artıp yiyeceğin azaldığı ve açlık sebebiyle sokaklarda insanların öldüğü bir sırada 10 binden fazla Moğol'a hüsnü kabul göstererek misafir etmesi halk arasında öfkeye neden oldu. Bunun yanı sıra bu Uyratların [[Putperestlik|putperest]] olması da onun asker ve halk tarafından sevilmemesine sebep oldu.
 
Aslında Ketboğa aleyhindeki bütün hareketlerin arkasında Hüsâmeddin Lâçin bulunuyordu. Çünkü Hüsâmeddin Lâçin, I. Muhammed'in azlindeki komploda kendisinin de iştiraki olduğu için kendisinin de en az Ketboğa kadar tahtta hakkı olduğuna inanıyordu. Bu sebeple Lâçin, Ketboğa aleyhindeki havayı tahrik etmekle yetinmeyerek onu öldürmek üzere bir planplân yaptı. Komployu hisseden Ketboğa saltanatı bırakıp [[Şam|Dımaşk]]'a kaçarak canını kurtardı.
 
Ketboğa sığınmak için Dımaşk'a kaçarken Lâçin ümerâyı toplayarak kendisine sultan olarak biat etmelerini istedi, bunu temin etmek için onlara "Ben de sizlerden biriyim. Kendimi sizlerden ayırmıyorum. Kendi memlûklerimden hiçbirisini sizin üzerinize çıkarmayacağım. Sizlerden bu konuda hiçbir şikâyet olmayacaktır. Ketboğa'nın memlûklerinin size yaptığı hiçbir şey yapılmayacaktır. Sizler benim arkadaşımsınız ve kardeşlerimsiniz" gibi tatlı sözler söyledi. Böylece ümerânın desteğini kazanan Lâçin sultan oldu. Lâçin, er-Ravk el-Hüsâmî diye bilinen meşhur tahriri yaptırmıştı. Bu tahrir neticesinde emirlerin ve askerlerin toprakları daralmış ve gelirleri azalmıştı. Bu sebeple memlûkler Lâçin'e kızgındılar. Efendileri Halil'in öldürülmesindeki rolü sebebiyle intikam almak isteyen el-Eşrefiyye Memlûkleri de fırsat kolluyorlardı. Neticede el-Burciyye'nin lideri Gürcü'nün idaresinde harekete geçtiler. Lâçin ve nâibi Mengü Timur öldürüldü.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Memlûk_Devleti" sayfasından alınmıştır