Demokrasi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Dr. Coal (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Dr. Coal (mesaj | katkılar)
ref name
1. satır:
{{geçmiş birleştir|Demokrasi}}
{{Hükûmet biçimleri}}
 
[[Dosya:2019 Democracy index.svg|küçükresim|400px|]]
'''Demokrasi''', dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya [[devlet]] politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir. [[Yunanca]] {{Ses|Ell-Dimokratia.ogg|''dimokratia''}} (δῆμος, yani ''dimos'', halk zümresi, ahali + κράτος, yani ''kratos'', iktidar) sözcüğünden türemiştir. [[Türkçe]]ye, [[Fransızca]] ''démocratie'' sözcüğünden geçmiştir. Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, [[üniversite]]ler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilir.
 
Ana yurdu [[Antik Yunanistan]]'daki filozoflar [[Aristoteles|Aristo]] ve [[Platon]] (Eflatun) tarafından eleştirilmiş, halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlarla nitelendirilmiştir. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Artık siyasetbilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler ve [[Liberalizm|liberal]], [[Komünizm|komünist]]<ref>[http://www.genbilim.com/content/view/267/86/ genbilim]</ref>, [[Sosyalizm|sosyalist]]<ref>[http://www.gtp.org.tr/index2.php?option=com_content&do_pdf=1&id=22 Güçlü Türkiye Partisi]</ref>, [[Muhafazakârlık|muhafazakâr]]<ref>[http://www.akparti.org.tr/siyasivehukuk/dokuman/KonusmaBasbakan%20UMDS.doc Adalet ve Kalkınma Partisi]</ref>, [[Anarşizm|anarşist]]<ref>[http://www.ainfos.ca/05/feb/ainfos00110.html Aşırı Demokrasi Olarak Anarşi] (Erişim tarihi:29.02.2008)</ref> ve [[Faşizm|faşist]]<ref>Anthony Arblaster, ''Demokrasi'', Doruk Yayımcılık, s:79</ref> düşünürler kendi sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok sayıda değişik tanımı ortaya çıkmıştır.
 
== Tanımı ==
[[Dosya:Election MG 3455.JPG|thumb|200px|Seçim demokrasinin önemli parçalarından biridir.]]
Demokrasinin tanımı tartışması günümüzde hâlâ devam eden bir tartışmadır. Bunun sebepleri arasında ülkelerdeki bazı kurumların görüşlerini haklı çıkartmak adına demokrasi tanımını kullanmaları, demokratik olmayan devletlerin kendilerini demokratik olarak tanıtma çabaları ve aslında genel bir kavram olan demokrasinin tek başına kullanılması ([[Anayasal demokrasi]], [[sosyal demokrasi]], [[liberal demokrasi]] vb.) gibi sebepler gösterilebilir. Demokrasiye farklı atıflar:
 
* Çoğunluğun yönetimi<ref>[http://www.barobirlik.org.tr/yayinlar/kitaplar/demokrasi_ve_yargi.aspx Demokrasi ve yargı] (erişim tarihi 2 Eylül 2010</ref>
* Azınlık haklarını güvenceye alan yönetim;
* Fakirin yönetimi;
* Sosyal eşitsizliği yok etmeye çabalayan yönetim;
* Fırsat eşitliği sağlamaya çalışan yönetim;
* Kamu hizmetinde bulunmak için halkın desteğine dayanan yönetim.
 
=== Halk ===
 
{{ana madde|Halk}}
Çoğunluk, azınlık, fakir veya zengin olsun demokrasilerin ortak yönü halka dayanmasıdır. Günlük hayatta [[halk]]ın, bir ülkede yaşayan tüm insanları kapsadığı düşünülse de pratikte demokrasi tarihinden beri –sürekli olarak genişletilse de- halka bir sınırlama konmuştur. Örneğin [[Fransız Devrimi]]’nden sonra yapılan [[seçim]]lerde oy verme hakkı sadece belli miktarda [[vergi]] verebilen [[vatandaş]]lara tanınıyordu, [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]]’de güney eyaletlerdeki siyah ırkın ilk kez oy kullanabildiği tarih 1960'lardır.<ref name="ben">[http://www.benimnet.com/interview_detail.php?id=52 Kara Panterler Partisi eski liderlerinden Bin Vahad ile röportaj] erişim tarihi 18 Temmuz 2008</ref> Kadınlara seçme hakkı ilk kez 1893'te [[Yeni Zelanda]]'da verilmiştir. Seçimlere tam katılım hakkı ise 20. yüzyıla kadar hiçbir ülkede verilmemiştir.<ref>http://www.wilsonsalmanac.com/womens_electoral_chronology.html Wilson's almanac</ref> Bu verilere, halkı oluşturan bireylerin öz iradelerinden kaynaklanan mutabık olmama durumunu da katarsak; pratikte ''halk'' çoğunluk anlamına dönüşür.
 
Demokrasiye yapılan atıflarda görüleceği üzere, halkın kendi kendini yönetmesi temel dayanaktır. Bu ise kendileri adına karar alacak kişileri seçmeyi sağlayan oy vermenin yanında [[referandum]]lar gibi doğrudan etki yoluyla veya miting, gösteri gibi dolaylı yollarla sağlanır.
 
== Demokrasi teorileri ==
Demokratik devletlerle ilgili iki değişik demokrasi teorisi vardır.
 
=== Normatif demokrasi teorisi ===
Bu teoriye göre demokrasinin tam anlamıyla sağlanabilmesi için, alınan kararların halkın tamamını memnun etmesi gerekir. Ancak gerçek hayatta bu durum imkânsızdır. Zira her bireyin beklentileri, istekleri, ihtiyaçları farklıdır; herkesi aynı anda memnun etmek imkânsızdır. Dolasıyla bu teori ideal ve ütopik bir teoridir. Günümüzde hiçbir devlette uygulanmamaktadır.<ref name=":0">[http://www.anayasa.gen.tr/kiktidar.htm Kemal Gözler, ''Anayasa Hukukuna Giriş,'' Bursa Ekin Kitabevi Yayınları, Mayıs 2004, s.29-41]</ref>
 
=== Ampirik demokrasi teorisi ===
Bu teoriye göre demokrasi, halkın tamamını değil olabildiğince büyük kısmını memnun etmeye çalışır. Amacı herkes değil mümkün olduğunca çok kişiyi memnun etmektir. Dolayısıyla gerçek hayatta uygulanması en mümkün teoridir. [[Robert A. Dahl|Robert Dahl]], bu teoriye göre dizayn edilmiş olan demokrasilere ‘[[poliarşi]]’ der. Bir demokratik devletin demokratik bir poliarşi olup olmadığını belirleyen kıstaslar şunlardır:
* Üst düzey siyasî makamları kullanacak kişiler (Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar vb.) seçim yoluyla belirlenir.
* Seçimler belirli aralıklarla, kesintisizce yapılır.
* Muhalefet partilerine iktidarı ele geçirme olanağı sağlanır. (Örneğin seçim barajı düşük tutulur veya aynı cumhurbaşkanının üst üste seçilmesi yasaklanır.)
* Tek parti yönetimi yoktur. Birden fazla parti kurulmasına izin verilir.
* Temel insan hakları anayasa ile güvence altına alınmıştır.
* Seçimler serbesttir; hiçbir seçmen oy kullanıp kullanmamak konusunda zorlanmaz.
Robert Dahl, bu şartları sağlamayan devletleri demokratik saymaz.<ref name=":0" />
 
== Demokrasi tarihçesi ==
<!--{{ana madde|Demokrasi tarihi}}-->
 
=== Antik dönem ===
 
Demokrasi ilk olarak [[Antik Yunanistan|Eski Yunanistan]]'da, şehir devletlerinde uygulandı. Demokrasiye çok yakın olan bu sistem Atina demokrasisi olarak da anılır. Teoride bütün yurttaşlar mecliste oy verme ve fikrini söyleme hakkına sahipti fakat o günün koşullarına göre kadınlar, köleler ve o şehir devletinde doğmamış olanlar (metikler, yerleşik yabancılar) bu haklara sahip değildi. Bu sistemin en güçlü uygulayıcısı olarak [[Atina]]'yı ele alırsak: M.Ö. 4. yüzyılda nüfusun 250.000-300.000 arasında olduğu tahmin edilir. Bu nüfusun 100.000'i Atina vatandaşı ve Atina vatandaşları arasında da sadece 30.000'inin oy verme hakkına sahip yetişkin erkek nüfusu bulunduğu tahmin edilir.<ref>Hansen (1999, 231–2)</ref>
 
[[Roma İmparatorluğu]] döneminde uygulanan devlet sistemi, [[temsilî demokrasi]]ye yakın bir nitelik taşımaktaydı. Demokratik haklar genellikle sosyal sınıf ayrımına göre şekillenirdi ve ''güç'' elitlerin elindeydi.<ref>[http://www.fordham.edu/halsall/ancient/polybius6.html Fordham.edu]</ref> Bununla beraber, Eski [[Hindistan]]'da bazı bölgelerde uygulanan sistemler de temsilî demokrasiye benzetilir. Roma İmparatorluğu ile paralel olarak, kast sisteminin varlığı, ''gücün'' varlıklı ve asil bir azınlığın elinde olduğu söylenebilir.<ref>[http://www.nipissingu.ca/department/history/MUHLBERGER/HISTDEM/INDIADEM.HTM Eski Hindistan'da demokrasi]</ref>
 
=== Orta çağ ===
 
[[Dosya:Magna Carta (British Library Cotton MS Augustus II.106).jpg|thumb|sağ|Magna Carta]]
Orta çağda demokrasinin gelişme süreci içindeki en büyük olay [[İngiltere]]'de kralın yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlayan [[Magna Carta|Magna Carta Libertatum]]'un (Büyük sözleşme) imzalanmasıdır. Bu belge doğrultusunda ilk seçimler 1265 yılında yapılmıştı. Fakat bu seçimlere, yapılan kısıtlamalar sebebiyle halkın çok az bir bölümü katılabilmişti.
 
Birçok ülkede devlet yönetiminde zaman zaman demokrasiye benzer uygulamalar yapılmıştı. Örneğin [[İtalyan şehir devletleri]]nde, [[İskandinavya|İskandinav ülkelerinde]], [[İrlanda]]'da ve değişik ülkelerde bulunan küçük otonom bölgelerde demokrasinin prensiplerinden seçim yapılması, meclis oluşturulması gibi uygulamalar oluyordu. Fakat hepsinde demokrasiye katılım erkek olma, belli miktarda vergi verme gibi standartlarla kısıtlanıyordu.
 
=== 18. ve 19. yüzyıllar ===
 
18. ve 19. yüzyıllarda demokrasi, [[Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi]] ve Fransız [[İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi]] ile hızlıca yükselen bir değer haline gelmiştir. Bu yüzyıllardan önce demokrasi büyük devletlere değil, sadece küçük topluluklara uyan bir hükûmet şekli olarak anılıyor ve esas itibarıyla doğrudan demokrasi olarak tanımlanıyordu.<ref>Manfred G. Schmidt, ''Demokrasi Kuramlarına Giriş'', çeviren:M. Emin Köktaş, Vadi Yayınları, Ekim 2002, Ankara</ref> [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]]'nın kurulmasını sağlayanların oluşturduğu sistem ilk liberal demokrasi olarak tanımlanabilir.<ref>{{Web kaynağı |url=http://www.oxonianreview.org/issues/2-2/2-2-6.htm |başlık=oxonianreview |erişimtarihi=16 Mayıs 2007 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20131126084704/http://www.oxonianreview.org/issues/2-2/2-2-6.htm |arşivtarihi=26 Kasım 2013 |ölüurl=yes }}</ref> 1788 yılında kabul edilen amerikan anayasası hükûmetlerin seçimlerle kurulmasını ve insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlıyordu. Bundan daha önce de koloni döneminde Kuzey Amerika'daki [[On Üç Koloni|kolonilerin]] birçoğu demokratik özellikler taşıyordu. Koloniden koloniye farklılaşmakla beraber, hepsinde belli miktarda vergi veren veya istenen bazı sıfatları karşılayabilen beyaz erkeklerin seçme hakları vardı.<ref>Allan Nevins, Henry Steele Commager, ''ABD tarihi'', s:31</ref> [[Amerikan İç Savaşı]]'nın ardından 1860'larda yapılan değişikliklerle kölelere özgürlük sağlandı ve demokrasinin temel ilkelerinden biri olan oy verme hakkı ''On Beşinci Anayasa Değişikliği'' ile tanındı<ref>Allan Nevins, Henry Steele Commager, ABD tarihi, s:226</ref><ref>[http://www.channel2.org/vote/democracy.htm ABD demokrasi tarihi] erişim tarihi: 18 Temmuz 2008 (İngilizce)</ref> ancak güney eyaletlerinde siyahlar 1960'lara kadar oy verme hakkını kullanamamışlardır.<ref name="ben" />
 
1789 [[Fransız Devrimi]]'nde ise bir anayasa hazırlanarak iktidar halkın seçeceği bir parlamento ile kral arasında paylaştırıldı.<ref>Oral Sander, ''Siyasi Tarih'', s:164</ref> Ulusal Konvansiyon hükûmeti genel oy ve iki dereceli bir seçimle iş başına geldi.<ref>[http://www.aof.anadolu.edu.tr/kitap/IOLTP/2292/unite04.pdf Anadolu Üniversitesi] erişim tarihi: 18 Temmuz 2008</ref> Fakat ilerleyen yıllarda [[Napolyon Bonapart|Napolyon]]'un başa geçmesiyle demokrasiden oldukça uzaklaştı.
 
=== 20. yüzyıl ===
 
20. yüzyılda demokrasi hızlı bir değişme ve gelişme göstermiştir. Yüzyılın başlarında, [[I. Dünya Savaşı]]'nın sonunda [[Avusturya-Macaristan|Avusturya-Macaristan İmparatorluğu]] ve [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı İmparatorluklarının]] yıkılmasıyla birçok yeni devlet ortaya çıktı ve bu yeni ülkelerin devlet yönetimi genellikle, o döneme göre demokratik sayılabilecek yöntemlere sahipti. 1929 yılında ortaya çıkan [[Büyük Buhran]] döneminde [[Avrupa]], [[Latin Amerika]] ve [[Asya]]'da birçok ülkede diktatörler ortaya çıktı. [[İspanya]], [[İtalya]], [[Almanya]] ve [[Portekiz]]'de [[faşist]] diktatörlükler ortaya çıkmışken, [[Baltık]] ve [[Balkan]] ülkelerinde, [[Küba]], [[Brezilya]], [[Japonya]] ve [[Sovyet Rusya]]'da demokratik olmayan yönetimler iktidara geldi. Bu sebeple 1930'lar ''Diktatörler çağı'' olarak nitelendirilir.<ref>[http://72.14.205.104/search?q=cache:jCe2MTKLhzAJ:www.snl.depaul.edu/contents/current/syllabi/HC_314.doc+Stalin+1930%27s+%22Age+of+Dictators%22&hl=en&gl=us&ct=clnk&cd=1&lr=lang_en Totalitarianism in the Interwar Period (1919 – 1939)]</ref>
 
[[II. Dünya Savaşı]]'ndan sonra sömürgecilik anlayışı son buldu ve tekrar birçok bağımsız ülke ortaya çıktı. Demokratikleşme hareketleri [[Batı Avrupa]]'da yoğunlaştı. Almanya ve Japonya'da diktatörlükler son buldu, silahlanma politikası yerine, II. Dünya Savaşı sonunda imzalanan anlaşmaların da etkisiyle refah devleti olma amacını güttüler.
 
20. yüzyıldaki en büyük çekişmelerden biri de demokratik olmayan [[Sovyet Bloğu]] ülkeleriyle Batı demokrasileri arasında gerçekleşen [[Soğuk Savaş]]'tı. Komünizmi yaymaya çalışan Sovyet Rusya ile diğer demokrasi çeşitleri arasından sıyrılmış liberal demokrasiyi yaymaya çalışan [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]] liderliğindeki batı grubu arasındaki çekişme 1989 yılında son bulmuştur. [[Francis Fukayama]] ''Tarihin Sonu'' adlı makalesinde, Soğuk Savaşın bitmesiyle liberal demokrasinin tüm dünyada yayılacağı haberini verir. Nitekim bu [[demokratikleşme]] süreci, yakın dönemdeki [[Gürcistan]]'daki [[Gül Devrimi]], [[Ukrayna]]'daki [[Turuncu Devrimi]] ile devam etmektedir.
 
== Demokrasi modelleri ==
 
Demokrasi tarihinde uygulanan sistemler oldukça çeşitlidir. Bunları kısaca beş grup içinde toplanabilir:
 
=== Klasik Demokrasi ===
 
[[Dosya:Pnyx.jpg|sağ|350px|thumb|Atinalı senatörlerin toplandığı yer: [[Pnyx]]]]
[[Eski Yunan]] şehir-devletlerine dayanır. En iyi uygulayıcısı ve o dönemde en güçlü şehir olan [[Atina]]’dan dolayı [[Atina demokrasisi]] olarak da adlandırılır. ’Belli başlı tüm kararlar, bütün vatandaşların üye olduğu meclis veya Eklesya tarafından alınıyordu. Bu meclis senede en az kırk defa toplanıyordu. Tam zamanlı çalışacak kamu görevlilerine ihtiyaç duyulduğunda, bütün vatandaşları temsil eden küçük bir örnek olmaları için kura usulü ile veya dönüşümlü olarak seçiliyorlardı ve mümkün olan en geniş katılımın sağlanması için görev süreleri kısa tutuluyorlardı. Meclisin yürütme komitesi olarak faaliyet gösteren ve beş yüz vatandaştan oluşan bir konseyi vardı ve elli kişilik bir komite de bu konseye teklifler hazırlardı. Komite başkanlığı görevi sadece bir günlüktü’<ref>Andrew Heywood, ''Siyaset'', Liberte yayınları, 2006, s:102</ref>. Bunun tek istisnası askeri konularla ilgili on generalin tekrar seçilebilme imkânıydı.
 
Atina demokrasisinin özelliği vatandaşlarının siyasi sorumluluklara geniş çapta katılma isteğinin bulunmasıydı. Tabi bunun en önemli sebebi, demokrasiye zıt bir şekilde uygulanan [[kölelik]] sistemiydi. Böylelikle oy verme hakkına sahip Atina doğumlu yirmi yaş üstü tüm erkeklerin günlük hayattaki sorumluluklarının çok büyük bir kısmını kölelerin sırtına yüklemişlerdir. Bunun dışında Atina demokrasisinde kadınların, metiklerin (şehirli olmayanlar) ve kölelerin oy kullanma hakları yoktu.
 
Günümüzde [[İsviçre]]’nin küçük kantonlarında halk meclisleriyle varlığını sürdürebilen klasik demokrasinin, daha büyük ülkelerde uygulanması teknik nedenlerden ötürü tercih edilmez.
 
=== Koruyucu demokrasi ===
 
[[Orta Çağ]] yönetimlerinden çıkmaya çalışan Avrupalılar, 18. ve 19. yüzyılda demokrasiyi daha çok kendilerini [[hükümet]]in zorbalıklarından korunmanın bir yolu olarak görmekteydiler.
 
‘Korumacı demokrasi sınırlı ve dolaylı bir demokrasi modeli sunar. Pratikte, yönetilenlerin rızası düzenli ve rekabetçi seçimlerle sağlanır. Siyasi eşitlik böylelikle eşit oy hakkını ifade eden teknik bir kavrama dönüşür. Dahası, oy hakkı gerçek bir demokrasi için yeterli değildir. Bireysel özgürlükleri korumak için [[yasama]], [[yürütme]] ve [[yargı]] üzerinden güçler ayrılığına dayalı bir sistemin tesisi şarttır.<ref>Mümtaz’er Türköne, ''Siyaset'', Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara s:197</ref>
 
=== Kalkınmacı demokrasi ===
 
Bireyin ve toplumun gelişimini esas saymıştır. Bu tip demokrasilerin en radikal olanı [[Jean-Jacques Rousseau]] tarafından dile getirilmiştir. Ona göre bireyler ancak içinde bulundukları toplumun kararlarını şekillendirebilmesine doğrudan ve sürekli olarak katılımları halinde 'özgür' olabilirler. Bu açıdan bakıldığında, doğrudan demokrasiyi tanımlamakla birlikte bu şekilde oluşturulacak genel iradeye vatandaşların itaat etmesi durumunda özgürlüğe kavuşacakları savıyla ayrılır.
 
Kalkınmacı demokrasinin, liberal demokrasiye daha ılımlı hali ise [[John Stuart Mill]] tarafından dile getirilmiştir. Mill’e göre demokrasinin en büyük yararı, vatandaşların siyasi hayata katılımlarını sağlayarak, onların anlayışlarını ve duyarlılıklarını güçlendirmesidir. Bu yüzden kadın olsun fakir olsun herkesin oy verme hakkının olması gerektiğini savunur. Fakat bu oy hakkını ‘eşit’ olarak savunmamıştır. Örneğin vasıfsız işçinin bir oy vasıflı işçinin iki oy, donanımlı meslek sahiplerinin ise beş oy hakkına sahip olması gerektiğini, böylelikle demokraside “çoğunluğun tiranlığı” korkusundan kurtulabilineceğini savunuyordu. Basitçe herkesin oy hakkının olmasını savunurken çoğunluğun verdiği kararların her zaman doğru olmayabileceğini belirtiyordu.
 
=== Liberal demokrasi ===
 
Demokraside önceliğin [[Özgürlük|özgürlüğe]] mi yoksa eşitliğe mi verilmesi gerektiği tarih boyunca tartışılmış ve tarih, bu ikisini bir arada tutacak sistem teorisini üretme çabalarıyla sıklıkla karşılaşmıştır. Liberal demokrasi sistemi de bunlardan biridir. İçinde barındırdığı [[liberal]] kelimesiyle özgürlüğü, demokrasideki ''siyasi eşitlik'' kavramıyla da eşitliği temsil etmektedir. Bunu düşünürken ekonomi disiplinindeki liberalizm ile siyaset disiplinindeki liberalizmin birbirinden ayırmamız gerekir.
 
Basit olarak liberal demokrasi; iktidarı halkın belirlediğini ancak bu iktidarın bireysel özgürlüklerle sınırlandığı bir siyasal sistem olarak belirtebiliriz.
 
[[Hoşgörü]] ve tüm fikirlerin var olabildiği bir rekabet ve siyasi eşitlik prensiplerinde gerçekleştirilen seçimlerle iktidara temsili bireylerin getirilmesi liberal demokrasilerin temel nitelikleridir.
 
=== Sosyal demokrasi ===
 
Bu kavram [[Komünizm|komünist]] rejimlerde gelişmiş demokrasi çeşitlerini kapsamaktadır. Kendi aralarında farklar bulunmasına rağmen liberal demokrasi sistemleriyle kesin olarak karşıt bir çizgidedir. Genel olarak siyasi eşitliğin yanında sosyal demokrasi ile ekonomik eşitliğin de sağlanması gerekliliğini savunmuşlardır.
 
[[Karl Marx]], [[kapitalizm]]in yıkılmasından sonra geçici bir ''[[Proletarya diktatörlüğü|proletaryanın devrimci diktatörlüğü]]'''nün olacağını sonradan ise ''proleter demokrasi'' sistemiyle komünist bir toplumun oluşacağını savunmuştur.<ref>Andrew Heywood, 'Siyaset', Liberte yayınları, 2006, s:109</ref> Komünist devletlerde görülen demokrasi sisteminin fikir yapısı Marx’tan çok [[Vladimir Lenin|Lenin]]’e aittir.
 
Bu ülkelerde, partilerin denetimsiz gücünün demokrasiyi gölgede bıraktığı eleştirisi yaygın olarak yapılmaktadır.<ref>Mümtaz’er Türköne, ''Siyaset'', Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara s:199</ref>
 
== Demokrasiyle ilintili kavramlar ==
=== Demokrasi ile cumhuriyet ===
 
{{ana madde|Cumhuriyet (kavram)}}
 
[[Cumhuriyet]] bir rejim, demokrasi ise cumhuriyetin uygulanış şekillerinden biridir. Demokratik cumhuriyetin yanında dini cumhuriyet, oligarşik cumhuriyet ve sosyalist cumhuriyet biçimleri vardır. Demokratik cumhuriyetlerde, meclisi ve ülkenin başkanını belli aralıklarla halkın seçmesi temeldir. Bu sistem genellikle Kara [[Avrupa]]’sında kabul görmüşken örneğin [[İngiltere]]’de ülkenin başında görünüşte halkın seçmediği bir [[kral]] ya da kraliçe bulunmasına rağmen yönetim halkın elindedir (oligarşik demokrasi).
 
'Bir cumhuriyetin tam demokratik cumhuriyet olabilmesi için, gönüllü birlikteliklerle bir arada bulunan o ülke halklarının tüm kesimlerinin, çoğulcu özgür iradeleri ile katılımcı olarak yönetim ve denetim süreçlerine doğrudan katıldığı, demokrasiyi tüm sivil kurum, kuruluş ve kadroları ile var ettiği ve çok kimlikli, değişik inançlı ve çeşitli kültürlerin bir mozaik oluşturacak şekilde bir arada yaşamasına olanak veren bir devlet yapılanmasının gerçekleştirilmesi gerekir.'<ref>[http://www.tmmob.org.tr/modules.php?op=modload&name=Sections&file=index&req=viewarticle&artid=106&page=1 tmobb.org]</ref>
 
=== Demokrasi ile sekülerizm ===
 
{{ana madde|Sekülerizm}}
 
Sekülerizm, liberal demokrat düşünürler tarafından ortaya atılan dinin siyasetten ayrılması düşüncesinin genel adı olarak karşımıza çıkar. Liberal demokratlar, demokrasinin ‘çoğunluğun tiranlığına’ dönüşmesini engellemek için devletin tüm dinlere aynı mesafede kalmasını bir zorunluluk olarak görürler.
 
Farklı dinlerin din bilginleri ve din bilimciler, çeşitli dinler açısından düşünsel anlamda sekülerizme karşı çıksalar da bu konular genellikle tartışmalıdır. Bununla birlikte dini planda demokrasi genelde kabul görmüştür, hatta sekülerizm karşıtı bazı din adamları demokrasinin sekülerizm olmaksızın var olabileceği görüşünü ileri sürmüştür.<ref>[http://www.nzcatholic.org.nz/viewDocument.aspx?DocumentID=1315 www.nzcatholic.org.nz (Erişim tarihi:12.12.2007)] (İngilizce)</ref><ref>[http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=166591 Zaman gazetesi]</ref><ref>[http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=1758 Aksiyon dergisi]</ref>
 
=== Güçler ayrılığı ===
 
Güçler ayrılığı ilkesi [[yasama]], [[yürütme]] ve [[yargı]] kurumlarının, devletin farklı organlarında bulundurularak iktidarın tek elde toplanmasını engellemek ve bu üç kurumun birbirlerini denetleyebilmesini sağlamak anlamına gelir. 'Devlet iktidarının üçe bölünmesi ve bunların ayrı organlara verilmesi gerektiği yolundaki yaklaşım, siyasal rejimlerin sınıflandırılmasında da temel alınmıştır. Buna göre yasama ve yürütme güçlerinin bir elde toplandığı rejimlere “güçler birliği”, bu yetkilerin birbirinden bağımsız ayrı organlara verildiği sistemlere ise “güçler ayrılığı” sistemleri adı verilmektedir.'<ref>[http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi_makale.php?SonucSayfa=8&yazar_adi=%DEeref&yazar_soyadi=%DDba&cilt=58&sayi=2&yil=2003&makale_sira=7 Dr. Şeref İba]</ref>
 
[[John Locke (filozof)|John Locke]] ise iktidarın gücünü yasama, yürütme ve federatif olarak ayırır. 'Burada federatif güç, bütün topluluk, savaş, barış, birlik, ittifak ve devletin kendi dışındaki bütün kişiler ve topluluklarla her türlü işlemi yapma gücü olarak ifade edilir.'<ref>[http://www.jura.uni-sb.de/turkish/TGuelsoy1.html#fnB52 Dr. M.Tevfik Gülsoy]</ref>
 
İktidarın paylaşımı sayesinde demokratik yollarla iktidara gelen kişiler kendi tiranlıklarının kurmaları engellenmeye çalışılmıştır. Güçler ayrılığı ilkesi ile karşılıklı denetimin önemi, özellikle [[II. Dünya Savaşı]] öncesi [[Adolf Hitler]]'in demokratik yollarla iktidara gelmesinden sonra artmıştır.
 
== Demokrasinin araçları ==
 
[[Dosya:Bundeshaus - Nationalratsratssaal - 001.jpg|250px|sol|thumb|[[Bern]] parlâmentosu]]
Demokrasinin oluşmasını sağlayan, demokrasinin gelişmesini amaçlayan kurum ve oluşumlar aslında birçok siyasi sistemde de mevcuttur. Her devletin bir [[anayasa]]ya sahip olması veya her ülkede siyasi parti bulunmasına rağmen yönetim şekilleri olarak isimleri değiştirilir. Çünkü önemli olan bu kurumlar arasındaki ilişkilerdir.
 
=== Parlamento ===
 
{{ana madde|Parlamento}}
 
Demokraside [[parlamento|meclis]], rekabet ve eşit oy ilkeleriyle halkın temsilcilerinin oluşturduğu bir kurumdur. Meclis sistemleri hem nitelik hem de nicelik olarak her ülkede farklı gelişmiştir. [[Dosya:ElezioneBrunate.jpg|sol|275px|thumb|Siyasi partilerin seçim listesi]] Tek meclisli sistem, çift meclisli sistem ve [[başkanlık sistemi]] olarak genellendirebiliriz. Yine görev olarak, güçler ayrılığı ilkesindeki yasamayı yapan kurum olarak genellendirebiliriz. Meclislerin işlevleri: yasama, temsil, denetleme ve meşruluktur.
 
=== Siyasi partiler ===
 
{{ana madde|Siyasi Parti}}
 
Partiler temsil işlevi için kullanılan araçlardır. Demokratik ülkelerde siyasi parti bireylerin aktif siyaset yapacakları alanlardan biri ve en önemlisidir. Ülkelerdeki seçim sistemlerine göre [[iki partili sistem]] ya da [[çok partili sistem]] oluşur.
 
İngiltere’deki gibi iki partinin ağırlıklı olduğu sistemler, seçmenlerin çoğunluğunun bulunduğu ‘orta alandaki’ bir yoğunlaşmaya yol açma ve daha radikal düşünceleri dışlama eğilimindedir.<ref>Anthony Giddens, ‘’Sosyoloji’’, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2000, s:367</ref> Her bir partinin çok sayıda görüşü temsil ettiği düşünülür.
 
Çok partili siyasi sistemlerde ise düşünceler daha doğrudan temsil edilir. Dinsel, etnik veya sınıfsal düşünceleri temsil ettiğini düşünen partiler bulunur. Bu halkın egemenliğinin meclise daha fazla yansımasını sağlarken, mecliste farklı görüşlerde bulunan birçok parti olduğu için istikrarın sağlanması güçleşir.
 
=== Anayasa ===
 
{{ana madde|Anayasa}}
 
Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen yazılı belgelerdir. Ayrıca kişisel hak ve özgürlükler bu belgede belirlendiği için çoğunluğun yönettiği bir toplumda iktidarda olanların sınırlarını belirler. Demokrat düşünürler tarafından ''çoğunluğun tiranlığının'' kurulmasını engelleyecek bir devlet organı olarak kabul edilir.
 
=== Sivil toplum örgütleri ===
 
[[Sivil toplum|Sivil toplum örgütleri]] demokrasiyle ortaya çıkan bir örgütlenme değildir ama demokrasiyle önem kazanmıştır. ’Sivil toplum, modern manada anlamını demokrasi ile kazanırken, demokrasi de katılım problemlerin çözümünü sivil toplum ile sağlamıştır’ <ref>[http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/06-04.pdf Osmangazi Üniversitesi kongre tutanakları]</ref> Birbirleriyle ortak amaçlara sahip insanların oluşturdukları grupların seslerini ve isteklerinin daha fazla duyurabilmenin bir yoludur. Örneğin devletin ekonomideki katılımını azaltmaya çabalayan iş adamları, devletin sosyal hizmetlerinde eşitliğin sağlanmasını amaçlayan örgütler ve işçilerin veya memurların yaşam kalitelerini arttırmaya çalışan sendikalar gibi çeşitli amaçlarla toplanmış ve bunun için demokrasiye katılımı güçlendirmiş ayrıca bir bakıma halkın temsilcilerini kendi amaçları doğrultusunda denetleyebilen ya da kendi amaçlarına ulaşmak için kamuoyu yaratmaya çalışan gruplardır.
 
Sivil toplum örgütlerinin özelliği çoğulcu bir yapıya sahip olmasıdır. [[Larry Diamond]]’a göre 'sivil toplumun bu çoğulcu yapısı, siyaset alanını kontrol altına almaya çalışan etnik, dinci, devrimci ya da otoriter örgütlenmelerle anlaşamaz hale getirir.'<ref>Larry Diamond, Rethinking civil society: Toward Democratic Consolidation. Journal of Democracy</ref>
 
=== Kolluk kuvvetleri ===
 
[[Dosya:BKK24090603.jpg|thumb|sağ|275px|Tayland, 24 Eylül 2006 askeri darbesinden bir görüntü.]]
[[Ordu (askeriye)|Ordu]] ve [[polis]] güçlerinin demokraside ne kadar bulunduğu, ne kadar bulunması gerektiği her zaman tartışma konusu olmuştur. Dış tehlikelere karşı ordunun iç düzen içinde polisin silah tekellerinin bulunması onları demokrasi için gerekli kılmakla birlikte demokrasiyi kaldırma veya kesintiye uğratma güçleriyle de tartışma konusu yapmıştır.
 
Gelişmiş demokratik ülkelerde sivil siyasetçiler, hem [[hukuk]]en hem de fiilen ordunun üstündedir ve ordu siyasi karar alma mekanizmasının içine olabildiğince az katılır. Özellikle [[Soğuk Savaş]] sonrası sivil siyasetçinin üstünlüğü giderek artmaktadır.
 
Demokratik olarak yeterince gelişmemiş ülkelerde ise askerler, danışma kurullarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak karar alma mekanizmasının içinde bulunur. Bu tip ülkelerdeki ortak özellik; ordunun ülke içindeki kurumlar arasında en ileri teknolojiye sahip ve modern dünyaya en yakın olan kurum olmasıdır. 'Ordu genellikle ekonomik gerilik, iç karışıklıkların artması, sivil yönetimin meşruluğunu kaybetmesi, ordu ve hükûmet arasındaki ihtilaf veya uluslararası kamuoyunun darbe yönündeki olumlu yaklaşımı gibi sebeplerle siyasete müdahale eder.'<ref>Andrew Heywood, 'Siyaset', Liberte yayınları, 2006, s:548</ref>
 
Polis ise “yönetici sınıfın çıkarlarında hareket etmeye başlarsa ne olur?” sorusuyla düşünürlerin üzerinde durduğu bir kondur. [[Aristoteles|Aristo]]’nun ‘muhafızlardan kim muhafaza edecek?’ sorusu bu kaygının çok eskilere dayandığını gösterir. Polis gücünün demokrasinin sağladığı hak ve özgürlükleri kısıtlamaması ve gerektiği zaman yargıya hesap verebilmesi gerekliliği demokratik düşünürlerin ortak tavrı olmasına rağmen bunun nasıl ve ne kadar yapılması gerektiği konusunda görüş ayrılıkları yaşanır.
 
== Demokrasinin temel gereksinimleri ==
 
=== İktidarın seçim yoluyla değiştirilebilir olması ===
Demokrasi denilince akıllara [[seçim]] gelmektedir. Bu yöntemde [[iktidar]], [[seçim]] yoluyla el değiştirmektedir. Demokratik yöntemlerle iktidar olabilme ve yine aynı usulle iktidardan ayrılabilme olarak tanımlanmaktadır. <ref name="anayurt">{{Kitap kaynağı|url=|başlık=Prof. Dr. Ömer ANAYURT / Anayasa Hukuku- Temel Kavramlar ve Türk Anayasa Hukuku|erişimtarihi=|tarih=|dil=Türkçe|sayfa=64|sayfalar=|çalışma=|yayıncı=Seçkin Yayınları- Temel Hukuku Dizisi|isbn=}}</ref>
 
=== Güçler ayrılığı ===
{{ana|Güçler ayrılığı}}
Demokratik devlet düzenleri sınırlı devlet anlayışına dayanır. Güçler ayrılığı; yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirleriyle bağlantılı ama aynı zamanda birbirlerinden bağımsız organlarca idare edilmesi demektir. Siyasal iktidarın sınırlanması araçlarından en önemlisi de hiç kuşkusuz güçler ayrılığıdır. Bu nedenle güçler ayrılığına dayanmayan, siyasal iktidarın kullanımının fren ve denge mekanizmalarına bağlamamış bir sistemin demokratik bir sistem olarak nitelendirilebilmesi mümkün değildir.<ref name="anayurt" /> Demokratik rejimlerin vazgeçilmezi konumunda olan güçler ayrılığı ilkesi ilk yazılı anayasa olan ABD Anayasası ile uygulamaya konulmuştur.<ref>{{Web kaynağı|url=http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2010-4/2010-4-akgul.pdf|başlık=Kuvvetler Ayrılığı İlkesinin Dönüşümü ve Günümüzdeki Demokratik Rejimlerdeki Anlamı|erişimtarihi=|tarih=|çalışma=|yayıncı=Dr. Mehmet Emin Akgül}}</ref>
 
=== Katılımcılık ===
Her vatandaşın karar süreçlerinde aktif rol alabilmesidir. Katılımcı demokrasi, fikri temelleri klasik demokrasinin yücelttiği halk egemenliği, katılımcı ve yurttaşlık, ortak fayda, uzlaşma gibi değerlere günümüz koşullarına göre yeniden anlam kazandırmaya çalışmaktadır. Bu manada katılımcı demokrasi ideal demokrasiyi arzulayan bir siyasal yapıyı öngörür.<ref>{{Web kaynağı|url=https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/400859|başlık=Katılımcı Demokrası: Kapsam ve Unsurları|erişimtarihi=|tarih=|çalışma=|yayıncı=}}</ref> Çağdaş demokrasi katılımcıdır. Dolayısıyla artık demokrasi sadece halkın belirli dönemlerde sandığa gidip iradesini belirledikten sonra bir dahaki sandığa kadar iradesini uyku moduna aldığı bir sistem değildir. Sandık ve sayı hiç şüphesiz demokratik meşruiyetin kaynağıdır. Çağdaş demokrasi aynı zamanda katılımı esas alır.<ref name="anayurt" />
 
=== Çok partili siyasal yaşam ===
{{ana|Çok partili sistem}}
Bireylerin devlet yaşamına katılımları önemli ölçüde siyasal partiler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.<ref name="anayurt" /> Bu siyasal yaşam tarzında insanlar birçok parti arasında kendi düşünce tarzına uygun olan ve iktidarda görmek istediği partinin seçimini yapabildiği bir sistemdir. Çok partili siyasal yaşam sonucu ülkede farklı ideolojiler oluşur ve bu çeşitlilik düşünceler arası rekabete sebep olarak gelişimi arttırır.
 
=== Hukukun üstünlüğü ===
{{ana|Hukukun üstünlüğü}}
1961 anayasasında [[Hukuk devleti|'hukuk devleti']] kavramı olmasına karşın, hukukun üstünlüğü söz konusu değildi. 1982 anayasası ile beraber hukuk sistemimize girmiştir. Hukukun üstünlüğü, vatandaşların ve vatandaşları yöneten yöneticilerin hukuka uyması gerektiğini içerir. Hukukun üstünlüğüne göre insanlar, kurumlar ve devlet gerek tek taraflı işlerinde gerekse karşılıklı olan ilişkilerinde hukuka uygun ve bağlı olarak hareket etmelerini ifade eder.
 
=== Muhalefetin varlığı ===
Çoğulcu demokrasilerin en temel unsurlarından birisi de [[muhalefet]] ya da yönetime eleştiri hakkının varlığıdır. Demokrasiler eleştirenin en geniş ölçekte kabul edildiği siyasal sistemlerdir.<ref name="anayurt" /> Muhalefetin varlığı ile beraber insanlar yönetime karşı eleştiri hakkına sahip olurlar.
 
=== Çoğunluk ilkesi ===
Çoğunluk ilkesi, bir kişi, bir grup veya bir düşünce için toplanmış oyların o kişi, o grup veya o düşünceye üstünlük sağlayan sayısı olarak tanımlanabilir.<ref name="turhan">{{Web kaynağı|url=https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/52324/5422.pdf?sequence=1&isAllowed=y|başlık=Anayasacılık Açısından Çoğunluk İlkesi|erişimtarihi=|tarih=|çalışma=|yayıncı=Mehmet TURHAN}}</ref> Demokrasi kaynağını halk iradesinden alır. Tek tek bireysel iradeler seçim yoluyla toplanır ve kim çoğunluğu elde etmişse iktidarı kullanma yetkisini de meşru biçimde elde etmiş olur.<ref name="anayurt" /> Buradaki çoğunluğun iradesi anayasaya uygun olduğu sürece geçerli sayılır ve oylamaya katılmayanlar değerlendirmeye alınmazlar.
 
=== Temel hak ve özgürlüklerin güvencesi ===
{{ana|Temel haklar}}
Çağdaş demokratik rejimler aynı zamanda [[özgürlük]]çü rejimlerdir. Bu nedenle özgürlüklerin güvence altına alınmadığı bir yerde liberal demokratik devletten söz edilmez. Kısacası liberal demokratik rejim ancak özgürlük temelinde yükselebilir. Hak ve özgürlükleri esas almayan bir demokrasiden söz edilemez.<ref name="anayurt" /> Temel hak ve özgürlüklerimiz, evrensel, dokunulamaz, sınırlandırılamaz ve her devlet düzenleyeceği yasalarla bu hakları ve özgürlükleri güvence altına almak zorundadır.<ref name="turhan" /><ref>{{Web kaynağı|url=https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/52324/5422.pdf?sequence=1&isAllowed=y|başlık=Anayasacılık Açısından Çoğunluk İlkesi|erişimtarihi=|tarih=|çalışma=|yayıncı=Mehmet TURHAN}}</ref><ref name="anayurt" />
 
== Demokraside hakların gelişimi ==
=== İnsan hakları ===
 
{{ana madde|İnsan hakları}}
 
İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme [[özgürlük|özgürlüğü]] sağlar. Klasik demokrasi tanımına benzerliğinden dolayı günümüzde ''insan hakları'' ve ''demokrasi'' sıklıkla beraber kullanılır.
 
İnsan hakları ile demokrasi arasındaki kesin tamamlayıcılık bağı: eğer insan hakları bireyin eksiksiz gelişmesi için gerekli bir koşulsa demokratik toplum da, bireyin gelişimi için gerekli çerçeveyi oluşturması bakımından bu hakların kullanılması için gerekli bir koşuldur, ayrıca, demokratik bir toplum bireylerin topluluğun yaşaması için gönüllü olarak verdiği desteğe dayandığından insan hakları böyle bir toplumun ön koşulu olarak görülür<ref>[http://www.mustafatasar.gen.tr/Avrupa_Birligi/insanhak_demokratiklesme.htm Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği'nin görüşü]</ref>
 
=== Kadınlar ===
 
[[Dosya:Votingwomen.jpg|sağ|245px|thumb|[[Bangladeş]]li kadınlar]]
Demokraside siyasi eşitlik temel olsa bile kadınlar bu eşitliği ancak 20. yüzyılda kazanabilmişlerdir. Kadınların siyaset hayatına katılımını destekleyenler; bunun siyasi etiği geliştireceğini söylerken karşı çıkanlar aile yapısının bozulacağı düşüncesini dile getiriyorlardı.
 
Bazı ülkelerdeki kadınların erkeklerle eşit oy verme ve aday olma haklarını elde etme tarihleri:<ref>[http://www.wilsonsalmanac.com/womens_electoral_chronology.html Wilson's Almanac] (İngilizce)</ref>
 
{| border="1" cellpadding="1" cellspacing="0"
|-bgcolor=aqua
! Tarih !! Ülke !! Tarih !! Ülke !! Tarih !! Ülke
|-
! 1893 !! [[Yeni Zelanda]] !! 1928 !! [[Birleşik Krallık]] !! 1950 !! [[Hindistan]]
|-
! 1906 !! [[Finlandiya]] !! 1934 !! [[Türkiye]] !! 1956 !! [[Mısır]], [[Surinam]]
|-
! 1913 !! [[Norveç]] !! 1937 !! [[Filipinler]] !! 1962 !! [[Cezayir]]
|-
! 1918 !! [[Almanya]], [[Rusya]] !! 1944 !! [[Fransa]], [[Bulgaristan]] !! 1971 !! [[İsviçre]]
|-
! 1919 !! [[Belçika]], [[Ukrayna]] !! 1945 !! [[Gürcistan]], [[İtalya]] !! 1974 !! [[Ürdün]]
|-
! 1920 !! [[Arnavutluk]], [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]] !! 1947 !! [[Arjantin]], [[Japonya]] !! 1976 !! [[Portekiz]]
|}
 
Ayrıca 1999 istatistiklerine göre:<ref>[http://kasaum.ankara.edu.tr/gorsel/dosya/1095678989Kadinlar_icin_Siyaset.doc Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (doc)]</ref>
 
* Dünyadaki her 100 parlamenterden 13'ü kadın
* Dünyada devlet ya da hükûmet başkanlığı yapan her 100 kişiden 5'i kadın
* Dünyadaki her 100 bakandan 12 tanesi kadın
* Dünyadaki 16 meclis dışında kalan meclislerdeki kadınların oranı %25'in altında
 
Demokraside kadınları sadece seçme, seçilme hakkına indirgememek gerekir. Ayrıca [[Feminizm|feminist]] sivil toplum örgütleriyle de demokrasiye etkin katılımı sağlanmaya çalışılmıştır.
 
=== Azınlıklar ===
 
Bir toplumun etnik, dini veya cinsel olarak genel ortaklıklarından ayrılan gruplar o toplumun azınlık statüsündedirler.Oligarşik, otoriter devlet yapılarından demokrasiye geçen toplumlarda, azınlıkların diğer gruplara göre daha fazla demokrasiyi savunmalar genel kabul gören bir olgudur. Ayrıca uluslararası kurumlar tarafından yapılan demokrasi seviyesi değerlendirmelerinde azınlık hakları önemli kıstaslardan biridir.
 
== Uygulamada farklı görüşler ve eleştiriler ==
=== Çoğulculuk görüşü (Plüralist) ===
 
Çoğulcu bakış açısı [[Montesquieu]] ve [[John Locke|Locke]]'a dayandırılır. [[James Madison]]'ın [[Federalist Yazılar]]'da yazdığı makalelerde sistemleşmiştir. Madison'a göre denetimden uzak demokratik sistemin bireysel hakların ihlal edileceği bir "çoğunlukçu" (Majoritarianism) sisteme dönüşebilirdi. Bunu engellemek için güçler ayrılığı ilkesi, federalizm ve iki meclisli bir hükûmet biçimi önermiştir. 'Bu sistem, toplumdaki farklılığın ve "çokluluğun" varlığını tanıdığından ve bu tür bir çokluluk halini istenir gördüğünden dolayı, Madison'ın modeli çoğulcu demokrasinin ilk gelişmiş ifadesidir.' <ref>Andrew Heywood, 'Siyaset', Liberte yayınları, 2006, s:112</ref>
 
[[Noam Chomsky]], Madison modelini eleştirerek, "1787'de ABD Anayasa Konferansı'nda James Madison'ın vurguladığı şekilde, hükûmetin başlıca görevinin zengin azınlığı çoğunluktan korumak olduğu ilkesi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle, o dönemin tek yarı-demokratik ülkesi olan [[İngiltere]]'yi örnek vererek toplumun geneline kamusal işlerde söz hakkı verilirse, halkın eşitliğe yönelik reformları veya başka canavarlıkları gerçekleştirebileceği konusunda uyarıyor ve Amerikan sisteminin, savunulması (aslında hakim olması) gereken mülkiyet haklarına yönelik saldırılar karşısında uyanık olması gerektiğini söylüyordu" der.<ref>[http://www.zmag.org/Turkey/amg.htm Noam Chomsky ropörtajı]</ref>
 
=== Seçkinci görüş (Elitizm) ===
 
{{ana madde|Elitizm}}
 
Bu görüşün en tipik temsilcisi filozof kralların iktidarda olmasını isteyen [[Platon]]'dur (M.Ö 427-347). Klasik elitizm, bir reçete sunmaktan ziyade bir olguyu tespit iddiasıyla elit yönetiminin toplumsal hayatın kaçınılmaz ve değiştirilemez bir gerçeği olduğunu ileri sürer. [[Vilfredo Pareto]] (1848-1923) ve [[Gaetano Mosca]] (1857-1941) klasik elitizmin belli başlı teorisyenleridir.
 
Mosca toplumu "yöneten" ve "yönetilen" olarak iki sınıfa ayırırken Pareto, yönetenin iki özelliğini anlatırken [[Niccolò Machiavelli|Machiavelli]]'nin "tilkiler (kurnazlık) ve aslanlar (zor kullanma)" benzetmesine atıfta bulunur.
 
Modern dönem seçkinci görüşte, rekabetçi seçkincilik (demokratik elitizm) diğer seçkinci görüşlere göre daha yaygındır. Buna göre seçmenler gene oy verirler ama bu, sadece hangi elitin kendilerini yöneteceklerini seçmek içindir. Demokratik hakların bir kısmını içinde barındırmasından dolayı rekabetçi seçkincilik, demokrasinin zayıf bir görüntüsü olarak tasvir edilir.<ref>Andrew Heywood, ''Siyaset'', s:116</ref>
 
=== Marksist görüş ===
{{ana madde|Marksizm}}
 
[[Marksizm]] toplumu sınıf tabanlı düşünür ve gerçek demokrasinin ancak sınıf farklılıkları kaldırıldığı zaman olabildiğini iddia eder. Yani; demokrasi, için siyasi eşitliğin yeterli olmadığını bunun yanında sosyal eşitliğin de sağlanması gerektiği savunur. Marksist yaklaşım görüşleri itibarı ile halk demokrasisine yakındır. Daha çok liberal demokrasiyi eleştirir ve eleştirilerini liberal demokrasinin siyasi eşitlik vaadi ile kapitalist sistemin oluşturduğu sosyal eşitsizlik çelişkisine dayandırır.
 
'Neo-marksist [[Jurgen Habermas]] ve [[Claus Offe]]'ye göre bir yandan, demokratik süreç hükûmeti ekonomik ve sosyal hayattaki sorumluluklarını yerine getirecek kamusal talepleri karşılamaya zorlamakta; öte yandan, yol açabileceği mali krizler sistemi tehdit etmektedir.' <ref>Mümtaz’er Türköne, ''Siyaset'', Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara s:208</ref> Yani kapitalist bir demokrasi için meşruiyet krizi riski sürekli olarak mevcuttur.
Ayrıca bu görüş uluslararası ilişkiler alanında da kullanılmaktadır.
 
Bununla birlikte [[Mao Zedong]], [[Yeni Demokrasi]] adıyla bir görüş öne sürmüş, demokrasinin [[feodalizm]] ya da onun uzantısı [[feodal sosyalizm]]i devirmek ve [[sömürgecilik]]ten bağımsızlık elde etmeyi amaçlaması gerektiğini ifade etmiştir. Mao'ya göre; bunların gerçekleşebilmesi için ise [[Karl Marx]] ve [[Vladimir Lenin]]'in belirttiği [[burjuva]] sınıfıyla mücadele etme önerisini daha geniş bir paydaya bölüştürmek gereklidir. [[Marksist-Leninist]] teoriler barındıran bu düşünceye göre; [[sosyalizm]]e doğrudan varmak için eski egemen düzenle mücadele eden "işçi sınıfı", "köylü sınıfı", "şehir küçük-burjuvazisi" ve "milli burjuvazi" nin koalisyonuna ihtiyaç vardır ve bu yolla eski [[kapitalist]] düzene karşı mücadele edilmelidir. Bu koalisyon, [[işçi sınıfı]]nın ve onun [[öncü parti]]si olan [[komünist parti]] rehberliğinde olacaktır.<ref>Stuart R. Schram. Mao's road to power: revolutionary writings 1912-1949 Vol VII New Democracy, 1939-1941 (Armonk, NY: Sharpe, 2005) s. 330–369.</ref>
 
=== Korporatist görüş ===
 
{{ana madde|Korporatizm}}
 
‘Toplumda temel birim olarak birey ya da sınıfı alan görüşlere karşıt olarak, insanları işbölümü içinde oldukları yere göre ve sahip oldukları mesleğin bütün üyeleriyle birlikte örgütleyen korporasyonların toplumun örgütlenmesinde temel olmasını, bu örgütlerin bireysel ve sınıfsal çıkar çatışmalarının yerine bireyler ve bireyle devlet arasında bir çıkar uyumu ve dayanışma sağlayacağını savunan siyasal öğreti’dir.<ref>[http://www.imo.org.tr/Yayinlar/tg/tg145/agoksoy.htm Teknik Güç Sayı 144/1 Ocak 2005]</ref>
 
[[Benito Mussolini|Mussolini]], korporatist devlet yapısı için şunları söylemiştir: "Korporatist devlet liberal kapitalizmin -ki bu ekonomik sistem, bireysel kâr'ı vurgulamaktadır- sonu demek olup kolektif çıkarları öne çıkaran yeni bir ekonominin başlangıcını işaret etmektedir. Bu kolektif çıkarlar üreticilerin kendilerinin hazırladığı üretim regülasyonlarına dayanan bir korporatift sistem vasıtasıyla elde edilecektir. Üreticiler derken sadece işverenleri kastetmiyorum, işçiler de bunun içindedir"<ref>[http://www.liberal-dt.org.tr/modules/printer.php?art=201 Doç. Dr. Andrew Ryder]</ref>
 
Korporatist düşünürler, bireylerin bağlı bulunduğu örgütlerin siyasi karar alma sürecinde etkinliği arttığı için demokraside temsil özelliğinin arttığını söylerken karşıt düşüncedekiler; güçlü ve etkin örgütlenmelerin karar alma sürecinde kendi çıkarlarında hareket edeceğinden siyasi eşitliği bozabileceğini veya hükûmetin kendine yakın örgütlere ayrıcalık tanıyabileceğinden dolayı demokrasiyi geliştirici bir sistem olmadığını savunurlar.<ref>Mümtaz’er Türköne, ''Siyaset'' s:205</ref>
 
== Uluslararası ilişkilerde demokrasi ==
 
Demokrasiyi [[uluslararası ilişkiler]] disiplininde özellikle cumhuriyetçi liberal düşünürler dile getirmişlerdir. Genel olarak 'demokratik, liberal cumhuriyetler birbiriyle savaşmazlar' cümlesiyle açıklanabilir. ’Demokratik cumhuriyetçi hükûmetlerin karşılıklı saygı ve uzlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümüne daha fazla önem verdikleri iddia edilerek liberal demokratik devletlerin artması, uluslararası barışın yaygınlaştırılmasının garantisi olarak görülmektedir.<ref>Tayyar Arı, ‘’Uluslararası İlişkiler Teorileri’’, Alfa Yayıncılık, 2004 Ekim, s:385</ref>
 
== Ayrıca bakınız ==
* [[İktidar]]
* [[Yürütme]]
* [[Yönetim biçimleri]]
* [[Referandum]]
* [[Seçmen Katılımı]]
* [[Demokrasi İndeksi]]
* [[Demokrasi türleri]]
* [[Demokratikleşme]]
* [[Yönetim biçimleri]]
 
== Kaynakça ==
* Allen Nevins, Henry Steele Commager, ''ABD Tarihi'', Doğubatı yayınları, ISBN 9758717111
* Andrew Heywood, ''Siyaset'', Liberte yayınları, ISBN 9752500153
* Anthony Giddens, ''Sosyoloji'', Ayraç yayınları, ISBN 9758087363
* Anthony Arblaster, ''Demokrasi'', Doruk Yayımcılık, ISBN 9755533133
* Arend Lijphart, ''Demokrasi Motifleri'', Salyangoz yayınları, çev:Güneş Ayas/Utku Umut Bulsun ISBN 975-6277-18-1
* Eddie J. Girdner, ''People and Power'', Literatür yayınları, ISBN 9757860808
* Manfred G. Schmidt, ''Demokrasi Kuramlarına Giriş'', Vadi Yayınları, ISBN 9756768274
* Michael A. Ledeen, ''Liderlik ve güç kullanımında Machiavelli'', Literatür yayıncılık, ISBN 9758431234
* Mümtaz'er Türköne, ''Siyaset'', Lotus yayınları, ISBN 9756665068
* Oral Sander, ''Siyasi Tarih'', İmge Kitabevi, ISBN 9755330437
* Platon, ''Devlet'', Çev:Canan Eyi, Temmuz 2001, İstanbul
* Robert A. Dahl ''Modern political analysis'', Prentice-Hall, ISBN 0135970474
* Selahattin Ertürk, ''Diktacı Tutum ve Demokrasi'', Kültür Bakanlığı, ISBN 9751712149
* Tayyar Arı, ''Uluslararası İlişkiler Teorileri'', Alfa yayıncılık, ISBN 9752970761
* Timur Taner, ''Küreselleşme ve Demokrasi Krizi'', İmge yayınevi, ISBN 9755331603
 
== Dipnotlar ==
 
{{Kaynakça|2}}
 
== Dış bağlantılar ==
{{Kardeş proje bağlantıları|
commons= Democracy |
wikispecies= |
wikt= |
b= |
s= |
q= Demokrasi|
n= |
m= |
}}
'''Makale ve röportajlar'''
* [http://www.kongar.org/makaleler/mak_ni.php Niyazi Berkes Sempozyum] (Sükülerizm-demokrasi)
* [http://www.canaktan.org/politika/demokrasi/demarsi.htm Prof. Can Aktan]
* [http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=1758 Aksiyon dergisi Pervez Mansur ropörtajı](Sekülerizm-demokrasi)
* [http://www.canaktan.org/politika/demokrasi/makaleler/demokrasi_nereye_gidiyor.htm Friedrich A Von Hayek]
* [http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=189819 Radikal gazetesi]
 
'''Kuruluşlar'''
* [http://www.sodev.org.tr SODEV]
* [http://www.demokrasivakfi.org.tr Demokrasi Vakfı]
 
'''Araştırmalar'''
* [http://kasaum.ankara.edu.tr/gorsel/dosya/1095678989Kadinlar_icin_Siyaset.doc Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi]
* [http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/06-04.pdf Osmangazi Üniversitesi kongre tutanakları]
 
'''İngilizce siteler'''
* [http://www.philosophyparadise.com/essays/democraticmanifesto.html Demokratik manifesto]
* [http://www.fairvote.org/ Fairvote.org]
* [http://www.journalofdemocracy.org Journal of Democracy]
 
{{Yönetim biçimleri}}
 
[[Kategori:Demokrasi| ]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Demokrasi" sayfasından alınmıştır