Sivaslı Ali Kemal: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme, değiştirildi: 1853 → 1853 (2), 4 Ekim → 4 Ekim AWB ile
k →‎Konya'nın İşgali: imla, değiştirildi: Hıristiyan → Hristiyan AWB ile
28. satır:
Burhan Cahit, Ali Kemalî’nin bu sözlerini dikkatle dinledikten sonra şaşırmış bir halde yanından ayrılır ve diğer aydınların görüşünü sormadan Ali Rıza Paşa’nın yanına gider. Ali Rıza paşa, Burhan Cahit’i dinledikten sonra kim bu rehber diye şaşırır. Ali Kemali ise bu sözleri söylerken kafasında kendine bir rehber bulmuştur bile. Nitekim Şehzade Abdürrahim Efendi’ye bir mektup göndererek şöyle der: “Eğer o muhteşem imparatorluğu kurmuş, onu üç kıta üzerinde adalet ve hak duygularıyla hakim kılmış ecdadına laik ise seci ve kahraman milletin başında veya yanında olmalıdır.” Tüm bu konuşmaların ve mektubun kendisine ulaşmasından sonra deliye dönen Damat Ferit Paşa, bu konuların değil fiiliyat sahasına geçmesini, konuşulmasını bile tehlikeli görür. Yanında bulunan yardımcılarına dönerek, “Şehzadeyi Konya’da hiç kimse ile görüştürmeden derhal İstanbul’a getirdiniz…” Gelişmeler yaşanırken İzmir’in işgali haberi gelir. Konya halkı beyninden vurulmuşa döner. Halk derin bir üzüntüye dalar. Azınlıklar ise bu habere duyar duymaz sevinç gösterileri yapar, taşkınlık çıkartırlar, Yunan bayraklarıyla Konya sokaklarında yaşasın ‘Zito Venizelos’ diye naralar atarlar. Vali cemal bey ise İngiliz uşağı olduğu için bu olayları görmezden gelir. Hatta bunları tertipleyenleri doğrudan destekler. Polis Müdürü Halis Bey, azınlıkların tüm yaptıklarını görmezden gelerek milliyetçiler üzerinde baskı yapar.
 
Ali Kemalî Efendi, “Bu olaylara karşı bir şey yapılmalı” der. Bu amaçla kendi gibi vatansever olan Müftü Ömer Vehbi Efendi, Gilisralı Hacı Tahir Efendi ve diğer güvendiği şahsiyetleri toplar ve onlara şu teklifte bulunur: “Vali burada İngilizler ve İtalyanlardan güç alıyor. Bunlar çok azınlıktır. Eğer İtalyan ve İngilizlerin bu kadar az kuvvetle şehirde beldeyi işgal etmiş olarak kalmalarına müsaade edilirse kendilerine cesaret gelir, öbür şerhlerimizi de ele geçirirler. Buna lâkayt kalınamaz. Halk toplanmalı işgal protesto edilmeli. İcabında fiili mücadele bile göze alınmalıdır. Eğer kararlı ve cesaretli olursak bunlar def olur gider, onları vali takip eder…” Davetliler konuşmayı takdirle karşılar. Bu konuşma kısa sürede halk arasında etkisini gösterir. İşgale karşı başlayan mitingler, gösteriler birbirini takip eder. Fakat bir türlü Vali Cemal Bey, Konya’yı terk etmez. Bu duruma Ankara’da el atmaya karar verir. Ankara’ya göre Konya’nın Kuva-yı Milliye’ye kazandırılması zamanı gelmiştir. Esaslı bir şekilde mücadele etmek, her ne pahasına olursa olsun Cemal Bey’i şehirden uzaklaştırmak gerekir. Ankara, valiyi Konya’dan uzaklaştırmak için Refet Bey’i yollar. Refet Bey’in Heyet-i Temsiliye tarafından büyük bir kuvvetle gönderildiği haberi, işgalleri protesto mitinginden çok daha fazla halk üzerinde heyecan yaratır. Vali Cemal Bey ise bu duruma mani olmak amacıyla hapishanedeki mahkûmları serbest bırakır ve onları silahlandırır. Ama bu durum halk arasında ters tepki yaratır. Halk ayaklanır. İşgal kuvvetleri de HıristiyanHristiyan ahalinin zarar görebileceği düşüncesiyle gelişmelerden uzak dururlar. Gelişmelerden ürken valiye bir de kazalardan hayatının tehlikede olduğunu bildiren telgraflar gelir. Vali büyük bir telaşa kapılarak ne yapacağını şaşırır. 25-26 Eylüle bağlayan gece polis himayesinde İstanbul’a hareket eden trenin un çuvalları ile dolu yük vagonuna binerek polis müdürü ile gizlice şehri terk eder.
 
== Konya ve Milli Mücadele ==