Hallâc-ı Mansûr: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Aybeg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Khutuck Bot (mesaj | katkılar)
k →‎Eğitimi: Düzenlemeler AWB ile
41. satır:
=== Eğitimi ===
Önceleri kısa bir süreliğine [[Sufi|sûfî]] azizlerinden [[Beyazid Bistâmî]]’nin de [[mürşid]]î olan [[Zünnûn-ı Mısrî]]’nin öğrencisi Sehl el-Tustarî’nin müridi oldu.<ref name="HerbertMason">{{Kitap kaynağı
| lastsoyadı = Mason
| firstad = Herbert W.
| authorlinkyazarbağı =
| titlebaşlık = Al-Hallaj
| yayıncı = [[Routledge|RoutledgeCurzon]]
| yearyıl = 1995
| locationkonum =
| pagesayfa = 83
| isbn = 0-7007-0311-X}}</ref> Yirmi yaşında [[Basra]]’ya geldi. Buradan [[Bağdat]]’a giderek tanınmış sufilerin sohbetlerine katıldı. Daha sonra ise Emr el-Mekkî ile [[Cüneyd Bağdadi|Cûneyd-î Bağdâdî]]’nin talebesi oldu. 896 yılında ilk haccını yapmak üzere Hicaz’a gitti. Burada vaktini ibadetle geçiren Hallâc, daha sonra bir grup sufî ile birlikte Bağdat’a dönerek Cüneyd’in sohbetlerine devam etti. Fakat, hocalarıyla fikir ayrılığına düştüğü için onlardan ayrılarak Tüster’e döndü. Hallâc beş yıl sürecek bir yolculuğa çıkmak üzere Tüster’den ayrıldı. Horasan, Mâverâünnehir, Sicistan ve Kirman bölgelerini dolaştı. Fars’ta halka vaazlar verdi, onlar için eserler yazdı. Ardından Ahvaz’a geçti ve ailesini de buraya getirtti. Ahvaz’da meclis kurup vaazlar vermeye başlayan Hallâc halkın ve aydınların büyük teveccühüne mazhar oldu ve burada Hallâc-ı Esrâr diye tanındı. Daha sonra ailesini Ahvaz’da bırakarak 400 müridiyle birlikte ikinci defa hac yapmak üzere Basra üzerinden Mekke’ye gitti. Hac dönüşü Basra’da bir ay kaldıktan sonra Ahvaz’a gelen Hallâc, ailesini ve buranın ileri gelenlerinden bir grubu yanına alarak Bağdat’a geçti. Burada bir sene kaldı; ardından küfür ve şirk beldelerini Allah’ın dinine davet etmek için manevi bir işaret aldığını söyleyerek ailesini müridlerinden birine emanet edip deniz yoluyla Hindistan’a gitti. Horasan, Tâlekān, Mâverâünnehir, Türkistan, Maçin, Turfan ve Keşmir’i dolaştı. Gezdiği yerlerdeki halk için eserler yazarak İslam’a girmelerinde etkili oldu. Onun tesiriyle müslüman olanlara Mansûrî deniliyordu. Bu durum kendisini büyük bir üne kavuşturdu.<ref name= "Hallac">[http://www.tdvia.org/dia/ayrmetin.php?idno=150377 İslam Ansiklopedisi, Süleyman Uludağ]</ref>