Asur Ticaret Kolonileri Çağı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
InternetArchiveBot (mesaj | katkılar)
Rescuing 11 sources and tagging 6 as dead.) #IABot (v2.0
düzeltme AWB ile
1. satır:
'''Asur Ticaret Kolonileri Çağı''', genellikle Anadolu'daki kentlerin hemen yakınlarında, [[Asurlular|Asurlu]] tüccarlar tarafından kurulan ve [[karum]] adı verilen ticaret amaçlı yerleşmelerin Anadolu'da yaygınlaşmasıyla başlayan bir dönemdir. Bu ticari amaçlı yerleşimlerin yaygınlaşması esasen Asurlu tüccarların Anadolu'yla son derece organize bir biçimde sürdürülen ticari ilişkileri yerleştirmesinin bir göstergesidir. MÖ 1.950 – 1.750 yılları arasında yaklaşık 200 yıl süren bu dönem Anadolu'da aynı zamanda yazılı tarihin ve [[Orta Tunç Çağı]]'nın başlangıcı olarak kabul edilir.<ref name="atm">[http://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/belge/1-55016/asur-ticaret-kolonileri-cagi.html ''Asur Ticaret Kolonileri Çağı''] Anadolu Medeniyetleri Müzesi</ref> Dönemin sona erişinin, Anadolu'da [[Hititler|Hitit]] yayılmasından kaynaklanmış olması kuvvetle muhtemel görünmektedir. [[Kuşşara]] Kralı [[Anitta]], [[Hattuşaş]]'[[Boğaz köy]]'ı 1700'lerin başlarında yakıp yıkmıştı.<ref>[http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44890/hattusas-bogazkale-bogazkoy.html Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, ''Hattusaş'']</ref> Kısa sürede en azından Orta Anadolu'daki krallıkları birer birer yıkarak bölgede ilk siyasi birliği kuran Kuşşara krallarının, Asur Ticaret Kolonileri Çağı'na son verdikleri kabul edilmektedir.<ref>Pınar Bülbül, [http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/21/21_1.pdf ''Neolitik Devirden MÖ 2. Binyıl Sonuna Kadar Afyonkarahisar ve Çevresi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20120425034246/http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/21/21_1.pdf |datetarih=25 Nisan 2012 }} Sh.: 5</ref> Koloni Çağı boyunca Anadolu'ya sızan Hititler oralari istila ederken Asur kolonilerini de ortadan kaldırmışlar, toparlanabilen Asurlu tüccarlar da ülkelerine dönmüştür.<ref>Fatma Sevinç, [http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/17_2.pdf ''Hititlerin Anadolu'da Kurdukları Ekonomik ve Sosyal Sistem''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20121202231903/http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/17_2.pdf |datetarih=2 Aralık 2012 }} Sh.: 22</ref> Hititler sadece yerel krallıkları yıkmakla kalmadılar aynı zamanda ticaretin serbestliğine de geniş ölçüde sınırlamalar getirdiler. Artık maden ithalat ve ihracatı bağımsız tüccarlar tarafından yapılmıyor, ekonominin tüm alanlarında olduğu gibi [[Hattuşaş]]'ın denetimi altında organize ediliyordu.<ref>Fatma Sevinç, Sh.: 23</ref>
 
Bununla birlikte, Asurlu tüccarlar Anadolu'nun Güneydoğu, Doğu, Doğu Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde ticari koloniler kurmuşlardı. Bu bölgelerin yer altı kaynakları hammadde ihtiyacını karşılıyordu ve bunun dışındaki bölgelere yayılma gereği duyulmamıştı. Dolayısıyla Anadolu'nun diğer bölgeleri için Asur Ticaret Kolonileri Çağı'ndan söz edilemez.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |datetarih=2 Nisan 2015 }} Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2268 – Sh.: 23-24</ref>
 
Bu çağla ilgili bilgilerimizin çok büyük bir bölümü arkeolojik kazılarda ele geçen Eski Asur lehçesinde [[çivi yazısı]] ile yazılmış kil tabletlere dayanmaktadır. Bu tabletlerin büyük çoğunluğu "Kapadokya Tabletleri" olarak bilinen ve başta [[Kültepe]]'de olmak üzere [[Alişar Höyüğü|Alişar]] ve [[Hattuşaş|Boğazköy]]'deki kazılarında bulunmuş belgelerdir.<ref>[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1040/12546.pdf Emin Bilgiç, ''Kapadokya Tabletleri'ne Göre Anadolu Kavimleri Üzerinde Araştırmalar]</ref> Söz konusu tabletler esas olarak Asurlu tüccarların evlerinin bir bölümünde tuttukları kendi arşivlerinden oluşmaktadır.<ref>H. Ali Şahin, ''Koloni Çağı'nda (MÖ 2000-175) Anadolu'da Bulunan Asurlu Görevliler'' [http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_12/sayi_12_05_h_a_sahin_69_88.pdf Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi] – Sayı 12, Sh.: 69</ref> Dolayısıyla hemen hepsi ticari mektuplardır.<ref>İ. Gürkan Gökçek, Sh.: 148</ref>
7. satır:
== Tarihsel gelişim ==
 
Mezopotamya kültürleri, kendi çevrelerinde bulunmayan gümüş, altın, bakır, [[dağ kristali]], [[obsidiyen]], [[serpantin]], [[diorit]], [[mermer]] ve kereste gibi hammaddeler için Mezopotamya çevresine, bu arada Anadolu'ya yönelmek durumundaydılar.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |datetarih=2 Nisan 2015 }} Sh.: 16</ref> Dolayısıyla Asur Ticaret Kolonileri Çağına kadar Anadolu'yla Mezopotamya arasında birkaç binyıl boyunca giderek gelişen ticari ilişkiler sürmekteydi. Örneğin Mezopotamya'nın MÖ 4000 – 3100 tarihleri arasında yer alan [[Uruk Dönemi]]'nde, metal ve bazı hammadde gereksinimlerini Güneydoğu Anadolu, İran ve Uman gibi bölgelerden, [[sömürgecilik]] benzeri bir sistemle sağladıkları biliniyor.<ref>17. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (2001) Sh.: 59</ref> Tunç Çağı'na gelindiğinde ise özellikle bakır, tunç yapımında esas hammadde olması yönünden önem kazanmıştır. İhtiyaç duyulan bir başka metal de gümüştü. Gümüş, çoğu ödemelerde ve değer belirlemede temel ölçüt olarak kullanıla gelmiştir. Mezopotamya kültürleri bu maddeleri dışarıdan sağlamak zorundaydılar.<ref name="1,1">[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |datetarih=2 Nisan 2015 }} Sh.: 26</ref> Öte yandan Tunç yapımı için Anadolu'nun da kalaya ihtiyacı vardır ve o tarihlerde Anadolu'da kalay üretilmiyordu. Kalayın Anadolu'ya Asur Krallığı'ndan getirildiği, ele geçen tabletlerden açıkça okunmaktadır.<ref>Ergun Kaptan, [http://www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mtadergi/95-96_12.pdf ''Türkiye Madencilik Tarihi İçinde Kalayın Önemi ve Kökeni''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20120304094226/http://www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mtadergi/95-96_12.pdf |datetarih=4 Mart 2012 }} Sh.: 165-166</ref> Fakat Mezopotamya'da kalay da yoktur. Asur, muhtemelen kalayı "doğudan", büyük olasılıkla [[Zagros Dağları]] ötesinden getiriyordu.<ref name="1,1"/>
 
Anadolu'da yönetici bir sınıfın mimaride kendini ortaya koyması Erken Tunç Çağı II (MÖ 2700 – 2400) döneminde görülmeye başlanmıştır. Bu dönem boyunca artı ürüne el koyan yerel beylerin elinde büyük bir satın alma gücü oluşmaya başlamıştır. Bunun da etkisiyle ticaretin yönü Mezopotamya üstüne kaymaya başladı. Mezopotamya ile sürdürülen ticari ilişkiler, daha gelişkin Mezopotamya uygarlığıyla teması sağlamıştı. Geçmişten beri kendi iç dinamikleriyle şekillenen Anadolu kültürel yapıları bu temasla çeşitlenmeye başlamıştır. Bu çeşitlenmenin belirgin etkileri, Erken Tunç Çağı III döneminde, MÖ 3. binyılın ikinci yarısında Batı Anadolu'ya kadar yayılma göstermiştir.<ref>Mehmet Ozan Özbudak, [http://paleoberkay.atspace.com/etalii/moozbudak.html ''İlk Tunç Çağı'nda Batı Anadolu'']</ref> Bu yaygınlaşmanın Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticaretin organize bir hale gelmesi şeklinde yorumlamak gerekmektedir. [[Akadalar|Akad Krallığı]]'nın kurucusu [[Büyük Sargon|Sargon]]'la (MÖ 2334 – 2279) ilgili bir tablette bu açıkça görülmektedir. Sargon hakimiyetini Toroslar'ın güney eteklerine kadar genişletmesi bu hammadde kaynaklarına ulaşma amacını güdüyordu.<ref>Turgut Yiğit, [http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/29/219.pdf ''İlk Tunç Çağı'nın Son Evresinde Anadolu'nun Siyasal Görünümü''] Sh.: 167</ref> Sargon'un çağı Anadolu için önemlidir çünkü Mezopotamya devletlerinin Anadolu'ya yönelik zora dayanan yayılmasının başlarını teşkil etmektedir.<ref name="1,2">{{Web kaynağı |url=http://www.arkeo.org/arkeoloji/259-asur-ticaret-kolonileri |başlık=Asur Ticaret Kolonileri |erişimtarihi=9 Mayıs 2012 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20120402211746/http://www.arkeo.org/arkeoloji/259-asur-ticaret-kolonileri |arşivtarihi=2 Nisan 2012 |ölüurl=yes }}</ref> Bu yayılma politikasının oluşmasının gerisinde, tüccarların taleplerinin olduğunu düşünmek için nedenler vardır. Aksaray Puruşhattum'daki Asur tüccarları Sargon'a bir mektup göndererek "ticaret yollarının güvenliğini sağlamasını ve Gümüş Ülkesi"ne bir sefer düzenlemesini istemişlerdir.<ref>[http://www.arkeologlardernegi.org/server/Say%C4%B1%2025.pdf Arkeologlar Derneği Dergisi, Sayı 25]{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }} Sh.: 13</ref>
29. satır:
Asurlu tüccarın karumlardaki merkez bürosuna "''bit-karim''" adı verilmekteydi. Bit-karim, tüm organizasyonun düzenli işleyişinden sorumlu olduğu gibi tüm vergilerin toplandığı merkez durumundadır. Bir ticaret odası gibi çalışan kurum aynı zamanda tüccarlar arası itilafları çözmede bir hakem gibi işlev üstlenmektedir.<ref name="s"/> Diğer yandan kayıt, depolama ve emanete bırakma işlemleri de bu bürolarda yapılmaktaydı. Tüccarların karumlarda ya da vabartumlarda karşılaştıkları hukuki anlaşmazlıklar "şehrin Babaları" denilen bir meclisçe, bazen de "Beştebir" denilen bir heyette karara bağlanırdı. Ancak buralarda sonuç elde edilemezse son karar Asur kentinde verilirdi.<ref name="308-1"/>
 
Asıl sermayedar, yani tüccar Asur'daydı. Anadolu'da ise onlara bağlı, bir bakıma temsilci olan adamları iş yapardı. Bazı temsilciler sermayedarın ortağı da olabiliyordu. Ticaret işindeki diğer grup da kervan sahiplerdir. Kuşkusuz temsilciler de, kervan sahipleri de kısmen kendi hesaplarına ticaret yapmaktaydılar.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |datetarih=2 Nisan 2015 }} Sh.: 29</ref> Gerek Asurlu, gerekse Anadolulu tüccarlar arasında kadınların olduğunu biliyoruz. Anadolulu kadın tüccarların genellikle köle ticareti yaptıkları belgelerden anlaşılmaktadır. Diğer yandan Kaniş'te Asurlu tüccarların dışında başka kentlerden tüccarların olduğu da biliniyor.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |datetarih=2 Nisan 2015 }} Sh.: 30</ref>
 
Yolculuğun tehlikeli, zahmetli ve uzun, dolayısıyla sermaye devir hızının düşük olmasına bağlı olarak kar oranları % 100-200 oranlarına ulaşmaktadır.<ref name="Eski Anadolu Tarihi">[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |datetarih=2 Nisan 2015 }} Sh.: 24</ref> Bu sadece kardır. Masraflar, kayıplar ve vergiler de hesaba katıldığında alış fiyatlarıyla satış fiyatları arasındaki fark çok daha yüksektir. Sonuç olarak ticaret son derece karlıydı ve tüccarların elinde büyük bir servet birikiyordu.
 
== Sosyal organizasyon ==