Türkiye'de eğitim: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Gerekçe: + telif hakkı ihlali
düzeltme, değiştirildi: 1924 → 1924 (14), 2 Mart → 2 Mart AWB ile
5. satır:
== Tarihçe ==
=== Eğitim alanındaki reformlar ===
* [[Tevhid-i Tedrisat Kanunu]]'nun kabulu ([[1924]]). Bütün eğitim kurumları [[Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı]]'na bağlanmıştır.
* [[Türk alfabesi]]nin latin harflere göre düzenlenmesi ve kabulü ([[1928]]).
* [[Türk Tarih Kurumu]]'nun Kurulması ([[1931]]). [[1935]] yılında resmî olarak [[Türk Tarihi Kurumu]] adını almıştır.
* [[Türk Dil Kurumu]]'nun Kurulması ([[1932]]). ([[1936]]) yılında resmî olarak [[Türk Dil Kurumu]] adını almıştır. Kurum Türkçeyi sadeleştirmeyi ve zenginleştirmeyi amaçlamaktadır.
* [[İstanbul Üniversitesi]] resmi olarak [[1933]]'te öğretime başlamıştır.
 
Tarih boyunca Türkiye'de kurumsal eğitimin dışında toplumsal eğitimi gerçekleştiren kurumlar ve yapılar da bulunmuştur ve günümüzde de halen bulunmaktadır. [[Alevi ocakları]], [[köy birlikleri]], [[dini bayramlar]] ve [[kültürel şenlikler]] Anadolu'da farklı eğitsel ihtiyaçları karşılamaktadırlar. Toplumsal eğitim, kurumsal eğitim kadar [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]'nin kültürünün ve kimliğinin parçasıdır. Bugünün [[Türkiye]]si'nde ''(Atatürkün tanımladığı şekliyle ortak geçmişi olan bugün ve gelecek de beraber yaşamak isteyen [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]] vatandaşları)'' [[Kürtler|Kürt]], [[Lazlar|Laz]], [[Çeçen]], [[Ermeniler|Ermeni]], [[Yahudiler|Yahudi]], [[Rum]] ve diğer kültürleri içermesinden dolayı ''toplumsal eğitimin'' çok çeşitli örnekleri vardır
 
[[2 Mart]] [[1926]]'da kabul edilen, "Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun" eğitim hizmetlerini düzenlemiştir. Bu düzenlemeyle [[Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı|Millî Eğitim]] kontrollü bir yapıya dönüşmüştür.
 
Cumhuriyetle beraber eğitim anlayışı bilimin diğer alanlarında olduğu gibi [[sistemler dünya görüşü]]ne bağlı olarak algılanmaktadır. Sistemler dünya görüşü ile eğitime bakmamızda bize olguları anlamamızda donuk bir izlenimden daha çok dinamik ve sorgusal yaklaşım sağlaması yatmaktadır. Eğitim süreklilik içeren bir olgudur. Bir örnekle açıklayacak olursak sistemler eğitim modelini oluştururken ezberci eğitimi eğitim sisteminden çıkaracağız yaklaşımını bütün eğitsel olgulara uygulamak yerine; hangi eğitim metotlarının, hangi koşullarda yararlı olmadığını tanımlanması ve tanımlanan koşullarda ne yaparak eğitimin genel amaçlarına doğru uygulamamızın verimli hizmet etmesini sağlayabiliriz sorularını sorar. Üniversite seçme sınavlarında eğitim katsayılarının belirlenmesi bu yaklaşımın bir ürünüdür. Genelde bireylerde eşitsizlik yaratıyor izlenimi verse de bu katsayılar doğru belirlendiğinde hem sistemin, hem de istemin içinde yer alan bireylerin başarılarına katkıda bulunmaktadır. Bu yaklaşımın öncülerinden Bertalanffy (Bertalanffy L., von. 1968, General Systems theory) sistemleri tanımlarken birbirleriyle ilişki içindeki olguların davranış şekillerini inceleyen çalışma alanı olarak tanımlamaktadır. Eğitimle ilgili faaliyetleri incelerken birbirleriyle ilişkili temel üç ögenin varlığı kabul edilmektedir; [[eğitim teorisi]], [[eğitim felsefesi]], ve [[eğitim metodu]].
67. satır:
[[Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı]], 1974 ve 1975 yıllarında aynı gün sabah ve öğleden sonra birer olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 yıllarında aynı günde ve bir oturumda uygulanmış; 1981'den itibaren iki basamaklı bir sınav haline getirilmiştir. İki basamaklı sınav sisteminde ilk basamağı oluşturan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) Nisan, ikinci basamağı oluşturan Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) ise Haziran ayı içinde uygulanmıştır.
 
* [[1974]]'ten itibaren adaylardan [[yükseköğretim]] programlarına ilişkin tercihleri de toplanmış ve adaylar puanlarına ve tercihlerine göre [[yükseköğretim]] programlarına merkezi olarak yerleştirilmiştir.
* [[1982]]'den itibaren ortaöğretim kurumlarından adayların diploma notları toplanmaya başlanmış ve bu notlar Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) adı altında belli ağırlıklarla sınav puanlarına katılmıştır.
* [[1987]]'den itibaren, yükseköğretim programları ile ilgili tercihlerini belli alanlarda toplayan adaylara, sınavda belli testleri cevaplama, diğerlerini cevaplamama olanağı tanınmıştır.
* [[1999]]'da iki basamaklı sınavın ikinci basamağı (Öğrenci Yerleştirme Sınavı ÖYS) kaldırılmış, sınav ÖSS adı altında tek basamaklı bir sınav haline getirilmiştir. Sınavın tek basamaklı olarak uygulanmaya başlanmasıyla birlikte bazı yükseköğretim programlarının puan türleri de değiştirilmiştir. Ayrıca adayların OBP'lerinin mezun oldukları ortaöğretim kurumunun ÖSS ham puan ortalamalarına göre ağırlıklandırılmasıyla oluşturulan Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı (AOBP) hesaplanmaya başlanmış ve ortaöğretimdeki alanlardan mezun olanların aynı alandaki yükseköğretim programlarına yerleştirilmelerinde AOBP’lerinin yüksek bir katsayıyla, mezun oldukları alanlar dışındaki yükseköğretim programlarına yerleştirilmelerinde ise AOBP’lerinin düşük bir katsayıyla çarpılması uygulamasına geçilmiştir. ÖSS'de soru tipi ve konu dağılımı/müfredat açısından bir değişiklik yapılmamıştır.
* [[2003]]'te ÖSS ve AOBP puan sistemi ile AOBP'nin çarpıldığı katsayılar değiştirilmiştir.
* [[2006]]'da yapılan değişiklikle soruların bir kısmı önceki yıllarda olduğu gibi ÖSS tipinde sorulmuş, bir kısmı ise tüm lise müfredatı göz önünde tutularak hazırlanmıştır. Sınavın tek basamak olarak uygulanmasına devam edilmiştir.
* 2010-2017 yılları arasında [[Yükseköğretime Geçiş Sınavı|YGS]]&[[Lisans Yerleştirme Sınavı|LYS]] sistemi geçerli oldu.
*2018 yılından itibaren [[Yükseköğretim Kurumları Sınavı|YKS]] sınavı yapılmaya başlandı Haziran ayında yapılan [[Temel Yeterlilik Testi|TYT]] ve [[Alan Yeterlilik Testi|AYT]] olmak üzere 2 sınav haline getirildi. YKS'nin Cumartesi günü TYT oturumu ve Pazar günü ise önce AYT sonra Yabancı Dil oturumu yapılmaktadır.Bu sistemdeki puan türleri YGS-LYS'den farklıdır.
105. satır:
 
====Çok partili dönem====
CHP milletvekilleri [[Muhittin Baha Pars]] ve [[Hamdullah Suphi Tanrıöver]], "komünizm tehlikesine karşı manevi direnci sağlamak" gerekçesiyle TBMM'ye 26 Aralık 1946 tarihinde dilekçe sunarak, örgün öğretimde din eğitimi verilmesini talep ettiler.<ref>Yaşlı, a.g.e. s. 72.</ref> Temmuz 1947'de TBMM, "Özel Din Öğretimi Ana Hatları" kararını kabul ederek, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan izin alınması koşuluyla, "din bilgisi dershaneleri" açılmasına izin verdi. Yaşanan tartışmaların sonucunda ilkokul 3. ve 4. sınıflarda din derslerinin seçmeli ders olarak okutulması kararlaştırıldı. 15 Şubat 1949'da ise, velilerin yazılı isteği olması ve ders saatleri dışında verilmesi koşuluyla, bütün ilkokullarda din dersleri okutulmaya başladı.
 
Demokrat Parti'nin iktidara geldiği 1950 yılından sonra, din dersleri ilkokulların normal programlarına dahil edildi ve din dersi almak isteyenlerin değil, istemeyenlerin dilekçe vermesi yöntemi uygulanmaya başladı. 1956 yılında, ortaokul müfredatına da din dersi konmasına karar verildi. 1967 yılında ise liselerin 1. ve 2. sınıflarında seçmeli din dersi okutulması kararlaştırıldı.<ref>{{kitap kaynağı |soyadı1=Duman |ad1=Doğan |başlık=Demokrasi Sürecinde Türkiye'de İslamcılık |tarih=1999 |yayıncı=Dokuz Eylül Yayınları |sayfalar=140-141}}</ref>