Türkiye'de eğitim: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Gerekçe: + telif hakkı ihlali |
Teacher0691 (mesaj | katkılar) |
||
5. satır:
== Tarihçe ==
=== Eğitim alanındaki reformlar ===
* [[Tevhid-i Tedrisat Kanunu]]'nun kabulu (
* [[Türk alfabesi]]nin latin harflere göre düzenlenmesi ve kabulü (
* [[Türk Tarih Kurumu]]'nun Kurulması (
* [[Türk Dil Kurumu]]'nun Kurulması (
* [[İstanbul Üniversitesi]] resmi olarak
Tarih boyunca Türkiye'de kurumsal eğitimin dışında toplumsal eğitimi gerçekleştiren kurumlar ve yapılar da bulunmuştur ve günümüzde de halen bulunmaktadır. [[Alevi ocakları]], [[köy birlikleri]], [[dini bayramlar]] ve [[kültürel şenlikler]] Anadolu'da farklı eğitsel ihtiyaçları karşılamaktadırlar. Toplumsal eğitim, kurumsal eğitim kadar [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]'nin kültürünün ve kimliğinin parçasıdır. Bugünün [[Türkiye]]si'nde ''(Atatürkün tanımladığı şekliyle ortak geçmişi olan bugün ve gelecek de beraber yaşamak isteyen [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]] vatandaşları)'' [[Kürtler|Kürt]], [[Lazlar|Laz]], [[Çeçen]], [[Ermeniler|Ermeni]], [[Yahudiler|Yahudi]], [[Rum]] ve diğer kültürleri içermesinden dolayı ''toplumsal eğitimin'' çok çeşitli örnekleri vardır
Cumhuriyetle beraber eğitim anlayışı bilimin diğer alanlarında olduğu gibi [[sistemler dünya görüşü]]ne bağlı olarak algılanmaktadır. Sistemler dünya görüşü ile eğitime bakmamızda bize olguları anlamamızda donuk bir izlenimden daha çok dinamik ve sorgusal yaklaşım sağlaması yatmaktadır. Eğitim süreklilik içeren bir olgudur. Bir örnekle açıklayacak olursak sistemler eğitim modelini oluştururken ezberci eğitimi eğitim sisteminden çıkaracağız yaklaşımını bütün eğitsel olgulara uygulamak yerine; hangi eğitim metotlarının, hangi koşullarda yararlı olmadığını tanımlanması ve tanımlanan koşullarda ne yaparak eğitimin genel amaçlarına doğru uygulamamızın verimli hizmet etmesini sağlayabiliriz sorularını sorar. Üniversite seçme sınavlarında eğitim katsayılarının belirlenmesi bu yaklaşımın bir ürünüdür. Genelde bireylerde eşitsizlik yaratıyor izlenimi verse de bu katsayılar doğru belirlendiğinde hem sistemin, hem de istemin içinde yer alan bireylerin başarılarına katkıda bulunmaktadır. Bu yaklaşımın öncülerinden Bertalanffy (Bertalanffy L., von. 1968, General Systems theory) sistemleri tanımlarken birbirleriyle ilişki içindeki olguların davranış şekillerini inceleyen çalışma alanı olarak tanımlamaktadır. Eğitimle ilgili faaliyetleri incelerken birbirleriyle ilişkili temel üç ögenin varlığı kabul edilmektedir; [[eğitim teorisi]], [[eğitim felsefesi]], ve [[eğitim metodu]].
67. satır:
[[Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı]], 1974 ve 1975 yıllarında aynı gün sabah ve öğleden sonra birer olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 yıllarında aynı günde ve bir oturumda uygulanmış; 1981'den itibaren iki basamaklı bir sınav haline getirilmiştir. İki basamaklı sınav sisteminde ilk basamağı oluşturan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) Nisan, ikinci basamağı oluşturan Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) ise Haziran ayı içinde uygulanmıştır.
*
*
*
*
*
*
* 2010-2017 yılları arasında [[Yükseköğretime Geçiş Sınavı|YGS]]&[[Lisans Yerleştirme Sınavı|LYS]] sistemi geçerli oldu.
*2018 yılından itibaren [[Yükseköğretim Kurumları Sınavı|YKS]] sınavı yapılmaya başlandı Haziran ayında yapılan [[Temel Yeterlilik Testi|TYT]] ve [[Alan Yeterlilik Testi|AYT]] olmak üzere 2 sınav haline getirildi. YKS'nin Cumartesi günü TYT oturumu ve Pazar günü ise önce AYT sonra Yabancı Dil oturumu yapılmaktadır.Bu sistemdeki puan türleri YGS-LYS'den farklıdır.
105. satır:
====Çok partili dönem====
CHP milletvekilleri [[Muhittin Baha Pars]] ve [[Hamdullah Suphi Tanrıöver]], "komünizm tehlikesine karşı manevi direnci sağlamak" gerekçesiyle TBMM'ye 26 Aralık 1946 tarihinde dilekçe sunarak, örgün öğretimde din eğitimi verilmesini talep ettiler.<ref>Yaşlı, a.g.e. s. 72.</ref> Temmuz 1947'de TBMM, "Özel Din Öğretimi Ana Hatları" kararını kabul ederek, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan izin alınması koşuluyla, "din bilgisi dershaneleri" açılmasına izin verdi. Yaşanan tartışmaların sonucunda ilkokul 3. ve 4. sınıflarda din derslerinin seçmeli ders olarak okutulması kararlaştırıldı. 15 Şubat 1949'da ise, velilerin yazılı isteği olması ve ders saatleri dışında verilmesi koşuluyla, bütün ilkokullarda din dersleri okutulmaya başladı.
Demokrat Parti'nin iktidara geldiği 1950 yılından sonra, din dersleri ilkokulların normal programlarına dahil edildi ve din dersi almak isteyenlerin değil, istemeyenlerin dilekçe vermesi yöntemi uygulanmaya başladı. 1956 yılında, ortaokul müfredatına da din dersi konmasına karar verildi. 1967 yılında ise liselerin 1. ve 2. sınıflarında seçmeli din dersi okutulması kararlaştırıldı.<ref>{{kitap kaynağı |soyadı1=Duman |ad1=Doğan |başlık=Demokrasi Sürecinde Türkiye'de İslamcılık |tarih=1999 |yayıncı=Dokuz Eylül Yayınları |sayfalar=140-141}}</ref>
|