Gelişmekte olan ülke: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Telifli içerikler kaldırıldı.
Tunahanssgzll (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
1. satır:
{{uzman}}
<!-- Lütfen bu mesajı bir karar alınmadan kaldırmayınız veya değiştirmeyiniz -->
{{mikutu
Satır 11 ⟶ 12:
</div></div></div></div>
| kat = Silinmeye aday sayfalar
}}[[Kategori:Silinmeye aday sayfalar]]{{Üslup}}{{Yazım yanlışları}}{{Kaynaksız|tarih={{kopyala:Nisan}} {{kopyala:2020}}}}[[Image:Imf-advanced-un-least-developed-2008.svg|thumb|450px|
{{Çoklu sorun|{{uzman}}
{{Üslup}}
{{Yazım yanlışları}}
{{Kaynaksız|tarih=Nisan 2020}}
{{Özgün araştırma}}}}
[[Image:Imf-advanced-un-least-developed-2008.svg|thumb|450px|
{{legend|#3F9BBB|[[Gelişmiş ülke|Gelişmiş ülkeler]]}}
{{legend|#E8AA30|Gelişmekte olan ülkeler}}
Satır 30 ⟶ 25:
== Ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre ithalat ve ihraçat edilen ürünleri ==
Gelişmekte olan ülkeler ürettikleri teknoloji sayesinde değerli ürünleri alıp satmaya bakarlar. Örneğin : Uçak, uydu, tıbbı cihazlar, ilaçlar gibi katma değeri çok yüksek düzeyde olan ürünleri alıp satırlar. Tarımsal verilerine bakıldığında genel olarak ve çoğunlukla yüksektir. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomisi tarıma dayalı olduğundan dolayı yurt dışına çoğunlukla tarım ürünlerini ve hammaddeyi alıp satmaya bakarlar. Çünkü ülkeyi biraz daha geliştirmek ve ekonomik açıdan yüksek tutulması gerekir.
 
== Ülkelerde tarım - çevre - ekonomi etkileşimi ==
Çevre sorunları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde toplum güncel konuları arasında önemli ve öncelikli konular durumundadır. Gelişmiş ülkelerdeki hızlı girdi kullanımına dayalı tarım; toprak bozulması, pestisid kirliliği vb. pek çok sorun yaratmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunun ekonomileri, gelişmiş olanlara kıyasla bakıldığında temel endüstrilerine dayanmakta, nüfusun büyük bir bölümü de tarımla uğraşmaktadır. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülkelerde, çevresel kaynakların bozulma potansiyeli, üretim yapısının tahrip ediciliği nedeniyle yüksektir. Endüstrileşmiş ülkelerde ise, çevre kalitesi ile ilgili konular daha çok insan sağlığı ve çevrenin estetik kalitesi açısından değerlendirilmektedir. Diğer taraftanda, gelişmekte olan ülkelerdeki sorun, hem insan sağlığı ve üretkenlikle ilgili hem de doğal kaynakların gelecekteki üretkenliğinin tahribi ile ilgili olmasıdır. Bu nedenle, tarım, çevre ve ekonomi birbirini tamamlayan konular olarak ele almaktayız.
 
== Ülkelerin insani gelişme yönleri ==
Gelişmekte olan ülke yönleri aslında buna İnsani Gelişme Endeksi’de denile bilir. Şöyle bakmamız gerekir ise Ekomik Gelir düzeyinin yanında sağlık ve bilgi de temel ilke olarak da görüle bilir. Bir ülkenin gelişmişliğini en önemli özelliklerinden birisi de aslında insani gelişme endeksidir.
 
== Ülkelerin özellikleri ==
# Gelir dağılımı dengesizdir.
# Kişi başına düşen millî gelir düşüktür.
# Nüfusun büyük bir bölümü tarım sektöründe istihdam edilmiştir.
# Nüfus artış hızı yüksektir.
# Sağlık ve eğitim hizmetleri yetersizdir.
# Altyapı yetersizdir.
# Tarımda ilkel yöntemler kullanılır.
# Araştırma geliştirme faaliyetlerine ayrılan kaynak düşüktür.
# Doğum ve ölüm oranları yüksektir.
# Kırsal nüfus fazladır.
# Nitelikli iş gücü azdır.
# Okuryazarlık oranı düşüktür.
# Teknolojik imkânlar azdır.
# Toplumun geneli geniş ailelerden oluşur.
 
== Ülkelerin sıralaması ==
Satır 51 ⟶ 66:
Bir ülkenin gelişmekte olduğunun birden çok göstergesi ola bilir o da işsizlik oranın ve kişi başına düşen milli gelirlerin çok önemli olduğunu bilmekteyiz ve kısım kısım olarak da görülmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin Birleşmiş Milletler gözünden bakmamız gerekirse ben şu şekilde tanımadım kendimce: Gelişmişlik seviyesinin belirtilmesi de genel olarak ve genellikle bakmamız gerekirse ülkelerin ekonomik özellikleri her ülkenin kendince değerlendirilir aslında. Birleşmiş Milletlerin yaptığı sıralamaya göre bakılır ise gelişmişlik seviyesine göre temel ölçüt olarak görülen kısım kişi başına düşen millî gelirleridir. Bu açıdan bakıldığında Buna göre kişi başına düşen millî gelirin 1.000 ile 10.000 dolar arasında olduğunu bilmekteyiz bu ülkeler gelişmekte olan ülkeler diye atlandırılır. 10.000 doların üzerinde olan ülkeler ise gelişmiş ülkeler olarak bilmekteyiz. Örnek vermemiz gerekirse şu şekilde örnek verelim. Aralarındaki farklar ne kadar bir birine yakın olmasına rağmen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bazı özelliklerinide sınıflandırma mümkündür. Bu farkların kültürü ve doğayı sorgulama biçimi gibi sadece sosyolojik farklar değil nesnel farklar da görülmektedir. Bu özelliklerede baktığımızda bir ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında kolaylıkla bilgi sahibi olabiliriz.
 
 
'''Gelişmekte olan ülke ile az gelişmiş ülkelerin karşılaştırılması'''
 
Bu farklar devlet ve vatandaş arasindaki ilişkilerden tutun da soyal ilişkilere kadar bir çok alanda net bir şekilde göze çarpmaktadır. Örneğin gelişmiş ülkelerde devlet, toplum ya da bireyler için kabul edilebilir. Az gelişmiş ülkelerde bireyler devlet için kabul edilebilir. Az gelişmiş ülkelerde ulusalcı ya da resmi ideolojileri kabul edilmesi ve tartışılması kötü kabul edilir, Gelişmiş ülkelerde karşılaştırılmayacak düzey de ve bunu ifade etme özgürlügü söz konusudur. Gelişmiş ülkeler de klasik kentli toplum profili göze çarpar, Az gelişmiş ülkeler de ise feodal değerlerin nispeten daha baskin olduğu köylü kentli toplum arasinda bir yapi göze batmaktadır. Gelişmiş olmak hep iyi olmak anlamina gelmiyor aslında. Örneğin, gelişmiş ülkeler özellikle kapitalistlerin sistemin de etkileriyle egolarindan taviz vermeyen bir topluluk, bireyselciliğin tavan yaptiği, fedakarliklarin yok denecek derece ve bir o kadar da az olduğu, sosyal ve ailevi ilişkilerin inanilmaz düzey de yipranmiş olduğu yalnız ve mutsuz bireylerle dolu olduğu bir toplum yapisina sahiptır.Sosyal ilişkilerde ki bu güzel durum dejenerasyon olayli olarak uyuşturucu ve alkol kullanimini tetiklerken ve zorlarken hatta bazilari için alkol bireylerin sosyalizasyonu için tek alternatif bile olabir aslında.Durumu özetlemek gerekirse gelişmekte olan ülkelerde yaşamak özellikle eğitim, saglik vb temel standartları göz önün de bulundurulduğunda da birey için daha cazip görünse de insanlari mutlu etmek konuşun da kafası da çok fazla soru işaretleri oluşabilir. Şu farkları dikkat çekerken bir de arayi buldursak çok iyi olur. Gelişmekte olan ülkeler de devlet vatandaşı için bir çok şeyi önceden düşünmektedir. Gerekeni yaptigi ya da çözüm ürettigi için vatandaşin devlete karşi ciddi bir saygisi ve sorumluluk sahipliği vardır. Az gelişmiş ülkeler de ise bireylerin hayatla, devletin yardimi olmadan mücadele etmek zorunda olmasi onlari bir çok konuda daha dayanikli, yaratici ve pratik zekasi daha gelişmiş yapar.Az gelişmiş ülkeler de idelojik anlam da sürekli kutsanan devlet ve günlük hayatta acizligi ile karşımıza çıkarken, gelişmekte olan ülkeler de ise ideolojik ve dogmatik bir kutsama olmamasina rağmen devlet güncelde var olduğunu size her yönüyle hissettirile biliriz. En büyük farkları ise ülkeyi yönetmeleri için seçtikleri insanlardır.
 
'''Az Gelişmiş ülke ile Karşılaştırılması'''
 
Bu farklar devlet ve vatandaş arasindaki ilişkiler den sosyal ilişkilere kadar dayanır.
Örneğin:
Gelişmiş ülkelerde devlet, toplum ya da bireyler için kabul edilir. Ama Az gelişmiş ülkelerde bireyler devlet için kabul edilir.
Az gelişmiş ülkelerde ulusalcı ya da resmi ideolojileri kabul edilmesi ve tartışılması kötü görülür, Gelişmiş ülkelerde ise karşılaştırılmayacak düzey de özgürlüğe sahiptir.
Gelişmiş ülkeler de klasik kentli toplum profili görülür, Az gelişmiş ülkeler de ise feodal değerlerin nispeten daha baskin olduğu köylü kentli toplum ilişkileri görülür.
Yani gelişmiş olmak hep iyi olmak anlamina gelmez. Örneğin,
Gelişmiş ülkeler özellikle kapitalstlerin sistemin de etkileriyle egolarindan taviz vermeyen bir topluluk, bireyselciliğin tavan yaptiği, fedakarliklarin yok denecek derece ve bir o kadar da az olduğu, sosyal ve ailevi ilişkilerin inanilmaz düzey de yipranmiş olduğu yalnız ve mutsuz bireylerle dolu olduğu bir toplum yapisina sahiptır.
Gelişmiş ülkelerdeki bu ilişkiler dejenerasyon olayli olarak uyuşturucu ve alkol kullanimini tetiklerken ve zorlarken hatta bazilari için alkol bireylerin sosyalizasyonu için tek alternatif bile olabir aslında.
Durumu özetlemek gerekirse gelişmekte olan ülkelerde yaşamak özellikle eğitim, saglik vb temel standartları göz önün de bulundurulduğunda da birey için daha cazip görünse de insanlari mutlu etme konusun da insanların aklında soru işareti bıraka bilir. Yani Gelişmekte olan ülkeler de devlet vatandaşı için bir çok şeyi önceden düşünmektedir. Gerekeni yaptigi veya çözüm ürettigi için vatandaşin devlete karşı sorumluklarını olduğunu bilir. Az gelişmiş ülkeler de ise bireylerin hayatla, devletin yardimi olmadan mücadele etmek zorunda olmasi onlari bir çok konuda daha dayanikli, yaratici ve pratik zekasi daha gelişmiş yapabilir. Aslında En büyük farkları ise ülkeyi yönetmeleri için seçtikleri insanlardır.
 
[[Kategori:Ekonomik coğrafya]]