İran İslam Devrimi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
InternetArchiveBot (mesaj | katkılar)
Rescuing 1 sources and tagging 0 as dead.) #IABot (v2.0
LuCKY (mesaj | katkılar)
k Yazım hatası düzeltildi: halen → hâlen AWB ile
24. satır:
1971'den beri protestoların hızı giderek artmaya başladı. Üniversite öğrencileri zamanının popüler düşüncesi olan Marksizm-Sosyalizm ile tanışmış çoğu aydın olarak kabul ettikleri Tudeh partisine katılmış ve şah aleyhine düzenlenen protestolara Komünist cepheden katılıyordu. 1979'a doğru Tahran başta olmak üzere çoğu üniversite ders programına devam edemez duruma gelmişti. Devrime Sol kanattan katılan başta Hava kuvvetleri olmak üzere ordu subayları da katılıyordu subayların çoğu Hümafer denilen yurtdışında ileri düzeyde eğitim almış dini Marksizm düşüncesini benimsemiş hava kuvvetleri pilotları idi. Bu grup Devrimin zaferine doğru Silah depolarının kapılarını halka açacak ve devrimcilerin silahlanmasını sağlayacaktı ancak devrimin zaferinin ardından birçoğu ya hapse atılacak ya da idam edilecekti. Hava kuvvetleri 1979'a doğru büyük grevlere sahne olmaya başlamıştı ve durum iyice şahın kontrolünden çıkmak üzereydi. Şah çeşitli aksiyonlarla protestocuları memnun etmeye çalıştı ancak başaramadı. Halkın kışkırtılmasında etkisi olan ana unsurlardan biri de şahın dine karşı olması ve halkı kandırmak için verdiği çabaya karşılık mollaların verdiği tepkiden ibaretti. Şah ve iktidardaki [[Rastakhiz Partisi]] özellikle köyler ve Kızların eğitimine ciddi önem veriyor ve bu durum Komünist ve Dindar kesiminin tepkisini çekiyordu. Türkiye’deki Köy Enstitülerine benzer enstitüler oluşturan Rastakhiz partisi köyleri eğitmeye ve dindar Mollaların etkisini eğitim ile azaltmaya çalışıyor ancak bu durum mollaların etkisi altında olan çocuklar ve gençlerin ebeveynlerinin tepkisini çekiyordu.
Şah 1970'lerde Amerika ile ittifak kurmuş, Ortadoğu’nun süper gücü durumuna gelmişti, İran’ın gücünün yanında seslerini çıkartamayan ezeli düşman Arap dünyası bu duruma tepkiliydi. Sol ekibi, şahı halka ait Petrol gelirinin silahlara ve Molla ekibi paranın dini değerlerin aleyhine çalışmak için turistikleşmeye harcamayla suçluyordu ancak her iki ekip de birbirini destekliyordu. 1972-76 arası İran tüm politik çalkantılara rağmen neredeyse sıfır enflasyon ile gidiyordu ve bu durum bazarileri iyice kışkırtmaya yaramıştı. (Bu durumu [[Emir Abbas Hüveyda]]'nın göstermelik mahkemede yargılanırken onu yargılayan Molla savcının usulüne uygun olmayan üslup ile suçlamasına yaptığı avukatsız savunmada cebindeki İran yapımı tükenmez kalemi çıkararak söylediği "benim dönemimin başlangıcında bu kalem 1 Riyal idi iktidarım bittiğinde de 1 Riyal idi" sözünden iyice anlaşılabilir.)
Nihayetinde 1979'da protestolar çığırından çıktı 16 Ocakta Şah Kahire'ye gitti ve 1 Şubat 1979'da İmam Humeyni İran’a döndü. İmam Humeyni'nin Air France'a ait Boenig 747'de bir gazetecinin "İran’a dönüşte ne duygunuz var?" sorusuna "Hiç" cevabı vermesiyle<ref>http://www.youtube.com/watch?v=7cLzQn3g3dM</ref> çoğu aydın onu desteklemekten vazgeçtiği iddia edilir ve birçok İslam Cumhuriyeti muhalifi hala o konuşmayı hatırlatarak İran’ın nasıl bir rejime emanet edildiğini hatırlatır. İmam Humeyni Tahrana dönüşte yaptığı ilk konuşmada "ben hükûmet tayin ederim, ben yumrukla mevcut şah hükûmetinin ağzına vururum" cümlesiyle Güçlü bir İslam Cumhuriyeti oluşturacağının sinyallerini vermiştir. Ancak 1 Şubat-11 Şubat arası kara kuvvetleri şaha bağlı kalarak dönemin Musaddık yanlısı liberal başbakanı [[Shapour Bakhtiar|Şapur Bahtiyar]] hükûmeti resmiresmî hükûmet olarak kalmış, [[Mehdi Bazergan]] İmam Humeyni’nin tayin ettiği hükûmet olarak hâkim olmaya çalışmıştır. Nihayetinde 11 Şubat 1979'da [[Shapour Bakhtiyar|Şapur Bahtiyar]] istifa etmek zorunda kaldı ve üniversite yıllarını geçirdiği Fransa’ya kaçtı, 6 Ağustos 1991'de İslam Cumhuriyeti istihbarat bakanlığı ajanlarınca evinde öldürüldü. Katili halenhâlen Fransa’da hapiste bulunmaktadır.<ref>Abrahamian, İran Between Two Revolutions;1982</ref>
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=STwNHnk95tA</ref><ref>Tortured Confessions: Prisons and Public Recantations in Modern İran. University of California Press; 1 edition, 1999, ISBN 978-0-520-21866-6</ref>
 
36. satır:
Halhali'nin idam kararları devlet büyükleriyle sınırlı kalmamış elbet. Halhali kendi kabul ettiği gibi ayrıca devrimden önce devlete bağlı genel evlerde çalışanlar ve ayrıca alkollü içecek satan ve devrim sonrası İran’ı terk etmeyen kadın ticareti yapanları ve fahişelerin tamamını idama mahkûm etmiştir.
[[Dosya:Pasargadae 2.jpg|İran İmparatorluğunun kurucusu [[Büyük Kiros]]'un mezarı Pasargad. [[Büyük Kiros]] Savaşta öldürüldüğü için orada yatmamakta ancak imparatorluğun simgelerinden biri olarak kabul edilmekte ve [[Ahmedinejad]] ve Halhali'nin tepkisini çekmektedir. O yüzden Ahmedinejad döneminde baraj inşası bahanesiyle su altında bırakılarak tahrip edilmesine yönelik çabalar olmuş ancak başarılı olamamıştır.|thumb|right]]
Halhali ve yandaşları İran'ın İslam öncesi Pers tarihine düşmanlık beslemekteydiler. Halhali devrimin ilk günlerinde başbakan [[Mehdi Bazargan]]'ın muhalefetine rağmen [[Pehlevi]] hanedanının kurucusu ve İran’ın modernizasyon lideri [[Rıza şah Pehlevi]]nin mezarını yeni kurulan [[Devrim Muhafızları]] birlikleriyle beraber yok etmiş ve ardından [[Persepolis]]i yok etmek için [[Şiraz]]a gitmiş ancak bu kez sadece hükûmetin muhalefetiyle değil Fars Eyaletinin Liberal valisi [[Nusretullah Amini]] ve halkın tepkisiyle çatışmaya çekmiş o dönem [[Devrim Muhafızları]]nda silahlanma başlamadığından ve güçsüz olduklarından dolayı yıkımı gerçekleştirememişlerdir. Ancak Halhali'nin İslam öncesi İran tarihiyle olan düşmanlığı asla dinmemiş yıkımı gerçekleştirmek için devamlı başarısız girişimlerde bulunmuştur. Nihayetinde bu düşmanlığını bir kitapta dile getirmiş ve Pers imparatorluğu kurucusu [[Büyük Kiros]]u serseri, eşkıya ve zampara olarak tarif etmesiyle yetinmek zorunda kaldı. Bu kitap dünya çapında tarihçiler ve edebiyatçıların tepkisini çekmiş, tarihçi ve edebiyatçı aynı zamanda siyasetçi olan [[Ali-Akbar Sa'idi Sirjani]] röportajında onun bu kitabını resmiresmî dil Farsçayı bilmediğinden dolayı olabileceğini söylemiştir. İran tarihiyle olan düşmanlık aslında sadece Halhali'ye özgü değildi. Radikal Dindarlar şiddetle yaşayan birçok İslam Devrimi elemanı bu düşmanlığı besliyordu. Örneğin [[Mahmud Ahmedinejad]] Cumhurbaşkanı olduğunda yaptığı reformlardan biri okullarda anlatılan İslam öncesi İran/Pers tarihini ders programlarından kaldırmış ve Tarih dersini İslam sonrasına sınırlamıştır böylece Farsların gurur duyduğu İslam öncesi tarihinden bilgisiz bir genç nüfus kurmayı hedeflemiştir. Daha sonra 2010'da [[Tahran]]da yaşanan heykel hırsızlığı olaylarında Pers tarihinde büyük öneme sahip şahısların heykelleri çalınmış ve bu olay çeşitli kuşkulara neden olmuştur ta ki Mayıs 2010'da dini lider [[Hamenei]] Tahran Fuarından Pers imparatorluğunun en güçlü olduğu iki dönemden birincisi ve imparatorluğun kurucusu olan [[Ahameniş İmparatorluğu]] ordusu askerinin heykelini kaldırmayı emretmiştir. Yaptıklarına gerekçe olarak da İslam öncesi tarihin İslamiyet’e ve Allah’a karşı bir savaş olduğunu söyleyip gençlerin beyninin yıkanmaması gerektiğini açıklamışlardır. Ayrıca Pers imparatorluğu kurucusu [[Büyük Kiros]]un mezarı (Ancak savaşta öldürüldüğünden dolayı orada yatmamaktadır) [[Pasargad]]'ı baraj oluşturarak su altında bırakma çabaları [[Ahmedinejad]] tarafından yapılmış ancak Perslik hayranı Fars ırkçılarının direnci neticesinde hala başarılı olamamıştır.<ref>{{Web kaynağı |url=http://shahrvandemroz.blogfa.com/post-396.aspx |başlık=Arşivlenmiş kopya |erişimtarihi=13 Mayıs 2010 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20080905205943/http://www.shahrvandemroz.blogfa.com/post-396.aspx |arşivtarihi=5 Eylül 2008 |ölüurl=yes }}</ref>
Halhali iki kitaba imzasını atmıştır ancak yazılarında röportajlarında ve kitaplarında hep çelişkili konular yazmaktadır. Örneğin ilk meclisin itiraz namesinde muhalif bir din adamı olan büyük Ayetullah [[Şeriatmadari]] için idam istediğini yazmış ancak daha sonra hayatının son yıllarında hem o hem de sevmediği ilk başbakan [[Mehdi Bazargan]]'ın methini kitabında yazmış hatta Mehdi Bazargan'ın cenazesinde ağlamıştır.<ref name="ReferenceA"/>
 
58. satır:
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=55KmiocRslo&feature=related</ref>
[[Dosya:5th Day - The Green Ocean.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]]'ın ikinci kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaferini ilan etmesi üzerine [[Tahran]]'daki protestoların beşinci günü olan 17 Haziran 2009'da -bazı kaynaklarda farklı sayılar verilse de- eylemci sayısının üç milyon kişinin üzerinde olduğuna dair ortak bir kanaate varılmış, [[Uluslararası Af Örgütü]] öldürülen protestocuların sayısını 76 kişi olarak açıklamış ancak hükûmet asla bu sayıyı kabul etmemiştir.<ref>http://www.radiofarda.com/content/F8_LIST_KILLED_PEOPLE_POST_ELECTION_NOROUZ/1814704.html?page=2&x=1</ref>|thumb]]
Devrimden sonra yıllardır merkez devlete karşı herhangi bir eylemde bulunmayan Kürt azınlık devrim sonrası Sünni oldukları gerekçesiyle onlara karşı yapılan kıyımdan dolayı ayaklanmış İsviçre’nin aracılığıyla müzakere yoluyla sorunun çözülmesi öngörülmüştür. Eylül 1992'de İslam cumhuriyeti ve Kürt liderler arasında yapılması planlanan müzakere için Berlin’e giden Kürt liderler [[Sadık Şerefkendi]], [[Homayun Ardalan]], [[Fallah Abdli]], [[Nuri Dehkurdi]] 17 Eylül 1992'de gittikleri Berlin Mykonos restaurant assassinations'de Lübnan asıllı terörist tarafından makineli tüfek ile taranarak terör edilmişlerdir. Olayı takiben Mykonos'da İslam Cumhuriyetine suç duyurusunda bulunulmuş mahkemelerde çeşitli tanıklar dinlenmiştir. Tanıklardan biri ilk cumhurbaşkanı [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]] idi. İslam Cumhuriyeti çeşitli politik yöntemlerle Almanya’ya baskı yapıp süreci durdurma çabası sonuca ulaşamamış İslam cumhuriyeti şiddetli bir yenilgiye uğrayarak ilk kez Terörist olarak tanınmış dönemin Cumhur Başkanı [[Hashimi Rafsanjani]], Dini Lider [[Ali Hamenei]], Dış işleri bakanı [[Ali Akbar Velayati]], devlet istihbarat bakanı [[Ali Fallahiyan]] suçlanmış Interpol tarafından arama emri çıkartılmıştır. Mahkeme sonucu 4 İslam cumhuriyeti diplomatı Almanya’dan sınır dışı edilmiş, birçok Avrupa ülkesi büyükelçilerini ülkeden geri çağırmıştır. Kriz Reformcu [[Mohammad Hatemi]]nin ezici çoğunlukla cumhurbaşkanlığı seçimini kazanana kadar sürmüştür. Günümüzde Kendini Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak ilan edip cumhurbaşkanı olan [[Mahmud Ahmedinejad]] o dönemde [[Tahran]] belediye başkanlığı görevinde olduğundan, Almanya’nın Mykonos restaurant assassinations'ın önünde terörü bir anıt ile temsil etmesine karşılık olarak [[Saddam Hüseyin]]in Iraklı Kürtlere karşı İran-Irak savaşı döneminde kullanmış olduğu kimyasal bombaların orijininin [[Almanya]] olduğu belirtecek bir anıtı [[Almanlar|Alman]] Büyükelçiliği önüne dikmiştir. Yeni cumhurbaşkanı Hateminin aracılığıyla olaylara son verilirken aralarında Ahmedinejad’ın da bulunduğu Radikal dinci grup halenhâlen olayı canlı tutup mahkeme sonuçlarını kabul etmemekteler ve tüm olayı batı ülkelerine ait bir komplo olduğunu öne sürmekteler. Ayrıca daha önce 1989'da devrim muhafızlarının Kürt köylerinde yaptıkları, sivilleri de kapsayan katliamdan sonra Kürdistan demokrat partisi başkanı [[Abdul Rahman Ghassemlou]] ve diğer liderlerin İsviçre ve Avusturya’nın aracılığıyla silah bırakma müzakerelerine gittiklerinde, Ahmedinejad İslam cumhuriyeti diplomatlarının korumasından sorumluydu, liderlerin müzakereden önce otel odalarında feci şekilde katledilmiş olduğu ortaya çıktığından Ahmedinejad karanlık geçmişi göz önünde tutulduğunda zan altında kaldı. Birçok istihbarat örgütü verdiği raporda Ahmedinejad cinayeti bizzat kendi elleriyle işlemişti. Ancak ülke dışına bir daha en azından yasal yollarından çıkmayan Ahmedinejad cumhurbaşkanı seçildikten sonra İslam cumhuriyetiyle batı arasında yapılan müzakerelerin devamına bir umut ışığı olması niyetiyle tekrar gündeme gelmemesine rağmen örtbas edilmiş, CIA raporunda bu durumu kanıtlayacak bir belgenin olmadığına dikkat çekmiştir.<ref>http://edition.cnn.com/WORLD/9704/10/germany.İran/</ref>
<ref>http://İranhrdc.org/english/pdfs/Reports/murder_at_mykonos_report.pdf{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }}</ref>
Devrim ilk günlerinden beri sürekli yandaşlarını kaybetmiş ancak Devrimin getirdiği İslam cumhuriyetinin sert sopasına karşı gelenlerin kaderi 2009'a kadar çoğu zaman belli olmuyordu. Devrimden sonra İslam cumhuriyetini yıkmaya yönelik tek büyük girişim mevcuttur ve başarısızlığı 30 yıldır belirsizliğini korumaktadır. "Noje" Hava karargâhında bir takım asker tarafından planlanan bir darbede Humeyni tahtından indirilecek ve devrim gerçek sahipleri yani liberallere geri verilecekti. İslam cumhuriyeti kaynaklarına göre bu darbenin amacı [[Shapour Bakhtiyar]]ı geri getirmekti ve dini lider olarak da [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]i seçilmişti ancak bu iki isim daima İslam cumhuriyeti tarafından karalanmak istenen isimlerdendi ve ikisi de hiçbir zaman bunu kabul etmemiş ve bunu gösterecek hiçbir gerçek belge sunulamamıştır. Plana göre Ayetullah Humeyni’nin evi uçaklar ile bombalanacak ardından Komandolar diğer Mollaları tutuklayacak devrim muhafızlarını etkisiz kılacaktı. Senaryo son 48saate kadar yolunda gitmiş ancak İslam cumhuriyetinin bildirisine göre Allah’ın gaybi yardımları ama diğer bazı kaynaklara göre 2 iddia ortaya atılmıştır: 1. Humeyni’nin evini bombalayacak olan pilotun tereddüde düşmesi 2. bu olaydan haberi olan bir takım asker darbeyi bildirmişlerdir. Ancak hiçbir zaman gerçek açıklanmamıştır. [[Devrim Muhafızları]]ndan oluşan bir kriz yönetim merkezi oluşturulmuş ve ani baskınla tüm darbeci askerler yakalanmış ve istisnasız tamamı "vatana ihanet", "Allah ile savaşma", "Allah’ın seçtiği lider ile savaşma" suçlarından idama mahkûm edilmiş kurşuna dizilmişlerdir. Bu olayın son bulmasıyla son umutlar da sönmüş 30yıla aşkın sürecek bir diktatörlüğün muhalif cephesi ciddi kan kaybına uğrayacaktı zira aynı sene patlak veren İran-Irak savaşı ordunun gün be gün kan kaybetmesi ve [[Devrim Muhafızları]]’nın günden güne güç kazanmasına sebep olacaktı.<ref>http://www.İranian.com/Pesar/2004/July/Nojeh/index.html{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }}</ref>
 
Devrim sonucu Aydın kesim zengin kesim ile beraber yurtdışına kaçmıştır. Özellikle aydın kesimin yurtdışına kaçması Kültürel devrim ile beraber ivme kazanmıştır. Hızla Aydın ve okumuş kesimini elinden kaçıran İslam cumhuriyeti yönetimindeki İran’da bu durum defalarca meclis gündemine gelmiştir. En son 2010'da bu durumu tartışan meclise verilen raporda her gün 3 yüksek lisans/doktora sahibi gencin yurtdışına kaçtığı rapor edilmiştir. Ancak mollalar devamlı kaçışın yolunu açık bırakarak aydın kesimin muhalefet yapmasını engellemek siyasetini benimsemişlerdir. Bu durumu [[Ayetullah Humeyni]]nin devrim sonrası Liberalleri tasfiye edip şeriat benzeri hükûmet kurma çabası olan kültür devrimi sırasında yaptığı konuşmadan iyice anlaşılmaktadır: "Münafıklar (aslında ilk yıllarda mollalardan olmayan herkes ancak daha sonra sadece [[Halkın Mücahitleri]]'ne verilen ad) da beyinlerin ülkeden kaçtığını iddia ediyorlar, defolsunlar gitsinler. Bu üniversiteye gitmişler, bunlar ki bilimden, kültürden, Batılı inançtan konuşuyorlar, bırakın gitsinler. Biz bu Batılı bilimi istemiyoruz. Eğer ki siz de yerinizin burası olmadığını biliyorsanız gidin, yolunuz açıktır." Durumu açıklayan bir rapor daha Kanada’dan 1999'da çıkmıştır. 1999'da Kanada kabul edilecek Göç talebi sayısını 180.000 olarak açıklamış hâlbuki sadece İran’dan 220.000 kişi göç talebinde bulunmuştur.
Yıllardır yurtdışındaki İranlıların sayısını 200.000 olduğunu iddia eden İslam cumhuriyeti hükûmeti ilk kez 2010'da dış işleri bakanının yaptığı bir konuşmadan 2 milyon kişi olduğunu kabul etmiştir ancak günümüzde bu rakamın 5milyonu aştığı ve sade [[Los Angeles]]taki İranlı popülasyonun 2 milyona aşkın olduğu iddia edilmektedir. Günümüzde bakıdan ve işsizlikten yakınan İranlı gençler iş ve özgür yaşam özlemiyle yurtdışına kaçmaktadır. Ancak İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanı [[Mahmut Ahmedinejad]] bu göçün önemsiz olduğunu ve kimsenin İran’dan kaçmak istemediğini klasik yanıltıcı konuşmalarında iddia etmiştir ancak IMF'nin raporuna göre dünyanın 91 gelişmekte olan ülkesi arasında okumuş gençlerinin göçü, en fazla İran’dan gerçekleşmektedir. [[Mahmut Ahmedinejad]] 2006'da yeni bir politika oluşturarak gözden kaçmış liberal-seküler düşüncelere sahip üniversite hocalarının tasfiyesi adlı aksiyonda birçok üniversite hocasını zorla emekli etmiş yerine devrim muhafızlarına mensup bir gecede doktora almış hocalar atamaya başlamıştır. Bu durum da kaçışların hızlanmasına neden olmuştur. [[Mahmut Ahmedinejad]] ile hız kazanan diktatörlüğün sonucu bunlarla sınırlı değil özellikle onun Cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde İslam cumhuriyeti tam anlamıyla eski günlerine geri dönmüş ve devlet mafyası hâline dönüşmüştür. Bu dönemde muhalifler eski Sovyetler gibi kaçırılıyor, belirsiz yerlerde tutuluyor kimi zaman hiçbir zaman eve geri dönmüyorlardır. Kimi zaman da işkencelere dayanan muhalifleri ailelerine zarar vererek tehditte bulunup itirafa zorlanıyorlardır. [[Mahmut Ahmedinejad]] devrim muhafızlarına mensup grubuyla birkaç kez meclisi basmış ve koruma ekibiyle konuşma yapmış meclise istediği yasaları kabul ettirmek için tehditte bulunmuştur. Ayrıca onun döneminde devrimin ilk yıllarından sonra idamlar tekrar hız kazanmış nüfusuna göre idam sayısı dünyada tekrar ilk sırada toplam idama göre ise [[Çin]]den sonra ikinci sırada yer almıştır. Onun döneminde yıllar sonra İran tekrar birleşmiş milletlerden defalarca uyarı almış, insan hakları ihlaliyle suçlanmıştır tüm ihlallere rağmen [[Ahmedinejad]] geleneksel tavrıyla [[Birleşmiş Milletler]] insan hakları konseyinde yer almak için talepte bulunmuş, bu telabei dünyada ve İran’da muhalefet tarafından geniş çaplı itirazlara sebep olmuş o da cevap olarak [[Kanada]]yı Kadın hakları ihlaliyle suçlamıştır. Aynı zamanda onun döneminde yıllar önce [[Ayetullah Humeyni]]nin en büyük arzularından olan ancak o dönemde halenhâlen az da olsa liberallerin halenhâlen gücü bulunduğu için yapamadığı kadınları iş ortamından uzaklaştırmak ve dışarıda Kara çarşaf veya Magnea denen koyu renkli türban benzeri bir örtüye örtme ve ayrıca üniversitelerde dâhil tamamıyla toplumda kadın-erkek temasını engelleme arzusunu gerçekleştirmeye yönelik girişimlerde bulunmuş muhalefet tarafından ciddi protestolara uğramıştır. Ayrıca onun döneminde birçok muhalifin uyuşturucu kaçakçısı damgasıyla idam edildiği iddia edilmektedir. Ayrıca haber kanallarının raporuna göre 2009'dan sonra patlak veren itirazlara istihbarat bakanlığı ve [[Devrim muhafızları]] birliğinin cevabı cep telefonlarında SMS servisinin kesilmesi veya GSM şebekelerinin çalışmaması, İnternetlerin kesilmesi, yavaşlatılması ve kimi zaman sabit telefonların da kesilmesi ile iletişimi engellemeye çalışmak olmuş ve bu durum istihbarat bakanlığının birebir Rus gizli servisi [[FSB]] ve Çin Devlet Güvenlik bakanlığı ve olağanüstü gizli ve adı dâhil duyulmamış gizli servisinin uyguladığı yöntemleri akla getirmektedir. Özellikle Mayıs 2010'da Kürtlerin yaşadığı eyaletlerde ortaya çıkan genel grevlerde, grevin yaşandığı şehirde sabit telefonlar dâhil kesilmiştir. Ayrıca Devimin ilk yıllarından beri muhalifler tutuklanmış ve hemen daima işkence tiplerinden biri ailenin tehdidi ve özellikle ailenin kız üyelerinden birinin tacize uğrayacağı olmuştur. 2010'da [[Ahmedinejad]] ile muhalefet suçuyla tutuklanan ünlü yönetmen [[Cafer Penahi]] 70 gün hükümsüz ve avukatıyla görüşmeden mahrum tutuklu tutulduktan sonra açlık grevine girmiş ve ailesinin tehditlerle karşı karşıya kaldığını o yüzden röportaj veremediklerini açıklamış ve Avukatı ve ailesiyle görüşme talebinde bulunmuştur. Yargı gücünü de bünyesinde bulunduran İslam cumhuriyeti yargıçları hemen daima İslam cumhuriyeti lehine yasal olmasa da hükümler vermekte ve devrimin ilk günlerinden sonra dâhil muhaliflerin idama götürmekteler. Bu davranış birçok kez muhalif grupların tepkisini çekmiş ve kimi zaman kabarık bir geçmişi bulunan yargıçların öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Örneğin Tahran savcı yardımcısı ve benzeri idamlar ile kabarık bir sicili olan [[Gazi Mukaddes]](Yargıç Mukaddes) 2005'te [[Majid Kavousifar]] ve Hüseyin Kavousifar adlı iki genç tarafından adliye çıkışı öldürülmüş ve Dubai'ye kaçan katiller Dubai polisi tarafından yakalanıp İslam Cumhuriyetine iade edilmiş takibinde Mahkemeye çıkarılmışlardır. Öncelikle para cezası hükmü aldırttığı için onu öldürdüklerini ifade etseler de daha sonra savcı tarafından işlemedikleri suçlar (silahlı soygun, gasp vs.) ile suçlandıklarında [[Majid Kavousifar]] şöyle demiştir:
"Ben ve arkadaşlarım zulmün kökünü kurutmaya yemin ettik"
İdam cezası cinayetin yaşandığı mahalde umum gözü önünde gerçekleşmiş Reuters muhabirinin [[Mecit Kavusifer]]in yeğeni Hüseyin'e idam ipi boynuna atılmış ve elleri arkadan bağlı güler yüzle el sallamaya çalışırken ve ardından ikisinin de cansız bedeni havada sallanırken çektiği fotoğraf "yılın fotoğrafına layık görülmüştür.<ref name="stuff.co.nz">http://www.stuff.co.nz/world/photos/3166558/Top-100-Reuters-photos-of-the-decade</ref><ref name="stuff.co.nz"/><ref>http://www.youtube.com/watch?v=DbhK2xPWH80</ref>
79. satır:
== Ekonomik boyutu ==
[[Dosya:AkbarHashemiRafsanjani.jpg|thumb|220px|Köpek balığı lakaplı [[Haşimi Rafsancani]] [[Muhammed Hatemi]]den önce (1989-1997) iki dönem İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanlığını yapmıştır. Bir din adamı olmasına rağmen siyasetin kurdu ve ünlü bir iş adamı olarak tanınır. 1988'de İran-Irak Savaşının ateşkes kararının [[Humeyni]] tarafından kabul edilmesinde ve ayrıca [[Ali Hamaney|Hameney]]'in Humeyni’nin ölümünden sonra dini lider seçilmesinde etkili rolü olmuştur.<ref>http://www.İrannewsnow.com/2009/09/rafsanjani/{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }}</ref>]]
Devrim öncesi İran hızla sanayileşmeye doğru gitmekteydi, solcu akınının bir ürünü olarak ortaya çıktığı düşünülen ve 1963'te tamamlanmış [[Muhammed Rıza Pehlevi]]'nin [[Ak Devrim]]i, köy ağasının zoruyla da olsa bir araya toplanıp çalışan çiftçilere köy ağasının arazisinin bölünüp verilmesiyle beraber baskı altından kurtulan köylüler büyükşehirlere akmaya başladı böylece İran’da çiftçilik sektöre sürekli gerileyerek buğday ihracatçısı durumunda olan İran hızla ithalatçı durumuna düştü. Şehirlerde hızla işsiz-günlük işçi popülasyonu artarken bir taraftan devrimin alt gruplarını oluşturdu diğer yandan da sanayileşmeyi halkı memnun etmeyi ön planda tutup [[Ak Devrim]] deneyiminden yenilgiye uğrayan devlet için vaz geçilmez kılmıştı. Siyasi istikrar ve Ortadoğu’nun en özgür ve en güvenilir ülkesi olmasıyla beraber işçinin bol ve ucuz olması yabancı sermayeyi cezbediyordu. Hızla araba fabrikaları kuruluyor hükûmetin desteği ile küçük yerel sanayiler kendilerini geliştiriyordu. İhracatın önünün açık olmasıyla beraber hızla sanayileşme yaşanıyordu. O dönemde 34Milyon kişi civarından nüfusu olan bir Ortadoğu ülkesi için oldukça iyi bir başarıydı. Ancak yabancı sermayenin gelmesi solcuları Turistlerin gelmesi ise dincileri rahatsız ediyordu. İran’a gelen turistler, o dönemde halenhâlen zamanımızdaki gibi umuma açık iletişim teknolojisinin sağlanamadığı topluma kendileriyle beraber yenidünyanın kültürünü getiriyor gençleri dinci ve mollaların emirlerinden uzaklaştırıyordu. İran’ın ne denli turistik bir ülkeye dönüşmek üzere olduğu günümüzde halenhâlen ününü koruyan dönemin ünlü çizgi filmi [[Pembe Panter]] filmlerindeki bir bölümde İran sahillerine yaptığı gezide anlaşılabilir. Ayrıca sanayileşme ve zenginleşme gençleri üniversitelere ve okullara yönlendiriyor toplumu iyice medreselerden uzaklaştırıyordu bu durum Dinci kesimi iyice rahatsız ediyor gençler ve bir nesil öncesi arasındaki kültürel açıktan yararlanarak insanları şaha karşı kışkırtıyorlardı. Solcu düşüncenin halkça tutulma kazandığı o dönemde gençler hızla sol fikrini benimsiyor ve gençler de solcu gruba katılarak şaha karşı nefret besliyorlardı.<ref>The Unthinkable Revolution in İran, Kurzman;2004</ref>
 
[[Dosya:Vladimir Putin in Malaysia 16-17 October 2003-6.jpg|sol|thumb|[[Muhammed Hatemi]] [[Malezya]]'da dönemin [[Rusya]] devlet başkanı [[Vladimir Putin]] ile, Ekim 2003]]
Humeyni'den sonra erki ve ekonomiye elinde bulunduran zengin zümre yurt dışına kaçmış, yabancı yatırımcılar ülkeyi terk ettirilmiştir. Küçük işletmeler ve ''"Çarşı"'' (Bazari) denilen grup yönetime hâkim olmuştur.<ref>[http://www.politikkultur.org/FileUpload/ds30106/File/İran_makale(2).pdf İran Devlet Yapılanmasında İç Dinamiklerin Etkisi ]{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }}</ref> Bankalar %100 devletleştirilmiştir.
Bu durumdan memnun olan küçük ve büyük esnaf ayrıca diğer taraftan da solcu ekip kısa sürede hüsrana uğramışlardır. Zoraki 4 Kasım 1979 tarihinde ABD büyükelçiliğini basan İslamcı/komünist grup diplomatik dokunulmazlığı bulunan Amerikalı diplomatları rehin tutarak dünya çapında ciddi bir krize neden olarak kurulan yeni rejimin güvenilmezliğine göstererek ambargoların konmasına ve daha sonra İran-Irak savaşı başlamasıyla beraber ticaretin iyice kısıtlanmasına ve birdenbire Ortadoğu’nun en zengin ülkelerinden biri olan ve ayrıca Ortadoğu’nun en özgür ve en yaşanılır ülkesi olan İran’ı borç batağında sürüklenen gereksizce 8 yıl sürecek yıprandırıcı bir savaşın ortasında bulmuşlardır. Savaşın bitiminde ise bu memnuniyetsizlik içinden çıkılmaz bir sürecin başlangıcına girmiş günümüze kadar uzanmaktadır. Özellikle [[Mahmut Ahmedinejad]]ın cumhurbaşkanı olmasıyla beraber 1979'da Ayetullah Humeyni’nin bizzat emriyle kurulan ve devrimi karşıdevrime koruma amacını güden [[Devrim Muhafızları]] ordusu kendini ülkenin yegâne gücü olarak perde arkasında da olsa ilan etmiş ve yarı devlet mafyasına dönüşerek iyice ülkeye hâkim olmuştur. Bu olay ülke genelinde önceden askeri hapishane olarak kurulan [[Devrim Muhafızları]] hapishanelerinin sivil halka açılarak muhaliflerin işkence edildiği yere dönüştürülmesine kadar gitmiştir. Devrim muhafızları bu süreç içerisinde muazzam bir yarı askeri mafyaya dönüşerek kendilerinden olmayanlara ekonomik boyutta iş şansı tanımamakta ve ülkenin ekonomik kalbini yapılanmasının ortasında tutmaktadır. Tüm sansürlere rağmen çeşitli skandalla neden olan bu süreçte [[Mahmut Ahmedinejad]] hükûmeti devlet ihalelerini dini gerekçeleri bahane göstererek tek elden [[Devrim Muhafızları]]na bağlı şirketlere devretmiş ve nadiren açılan davalar da dini lider [[Ali Hamaney|Hameney]] tarafından geri çekilmiş örtbas edilmiştir.
Aynı zamanda [[petrol]] zengini olarak tanınan ve dünyanın [[Rusya]]dan sonra en büyük ikinci [[doğal gaz]] rezervlerine sahip olan [[İran]] 1979 öncesi [[Şahlık]] rejiminde yaşadığı zengin yaşamın aksine vatandaşlarına tam bir sağlık sigortası ve emeklilik dâhil sunamamaktadır. Ülke genelinde işsizlik resmiresmî kanallardan %12 olarak açıklanmış olsa da bu rakam [[Mahmut Ahmedinejad]] hükûmeti tarafından ücret karşılığı haftalık bir saat çalışan kişiye "Çalışan" olarak tanınarak sağlanmıştır ve gerçek rakamın %25in üzerinde olduğu söylenmektedir. Ayrıca [[Mahmut Ahmedinejad]] ikinci kez kendini cumhurbaşkanı ilan ettikten sonra Kadınları en azında devlet daireleri ve fabrikalarından çıkarmaya yönelik başlattığı çabada çeşitli senaryolar ile kadınların devlet memurluğundan çıkarılmasına yönelik çalışma başlatılmıştır. Dini ve kültürel gerekçeleri bahane göstererek kadınların evde oturarak çocukların yetişmesi için çalışması gerektiğini söyleyen Ahmedinejad ülkeyi şimdiye kadar görülmemiş bir ekonomik, siyasal ve kültürel batağa sürüklediği konuşulmaktadır. İslam devrimi sonucu devleti ve hükûmeti her ikisini birden elinde tutan rejim Petrol gelirlerinden elde edilen dövizin önemli bir kısmını [[Hamas]] gibi örgütlere devrimi ihraç etme amacıyla aktarmaktadır ve bunu da medyadan gizleme gereği dâhil duymamaktadır.
İran, Afganistan’dan Avrupa ve Amerika’ya giden uyuşturucunun 3 güzergâhından birinin başlangıç rotasıdır. Devrimden önce özellikle Gizli servis [[SAVAK]]'ın kapalı perdeler arkasında yaptığı anlaşmalar gereği uyuşturucu parselleri İran’da açılmama şartıyla İran’ı transit geçiyor özellikle [[Türkiye]] üzerinden [[Avrupa]]ya geçiyordu. Devrim ile beraber güzergâh büyük sorunlar ile karşılaştı zira güç dengeleri iyice sarsılmış yeni hükûmet bu işe pek sıcak bakmıyordu. Ancak Liberallerin tasfiyesiyle beraber para kokusuna mest olmuş mollalar hızlıca rotayı tekrar kurmuş hatta Avrupa ve Türk Mafyası uyuşturucuyu artık daha ucuza ve daha kolay temin ediyordu. Uyuşturucu işinde iyice pişen kökten dinci grup daha sonraki yıllarda yani savaş sonrası halkı uyutup muhalif gençleri güçsüz bırakma amacıyla aynı uyuşturucuyu yurt içinde büyük miktarda ve çok ucuza gençlerin ulaşabileceği şekilde el altından satmaya başlamışlardır. Günümüzde İran uyuşturucu piyasasında uyuşturucu komşu Türkiye’den onlarca kat ucuza temin edilebilmektedir. Bu durumun neticesinde Birleşmiş Milletler raporunda gençler arsında uyuşturucu kullanımının yaygınlığı açısından İran’ın dünyada ilk sırada yer aldığını rapor etmişlerdir. Muhalefetin ender olarak yaptığı konuşmalar ve çıkardığı gazetelere manşet olan bu konuda yer alan cümlelerde Ayetullah Humeyni’nin devrim sırasında şahın kardeşi [[Eşref Pahlevi]]’yi uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlamasına istinaden "o zamanlar ülkedeki az miktardaki uyuşturucu kullanımı için suçlanacak biri bulunuyordu ancak günümüzde bu rekorlar için suçlanacak hiçbir makam bulunmamaktadır" deseler de [[Mahmut Ahmedinejad]] klasik olarak onun için de batıyı ve uydu televizyonlarını suçlamıştır.<ref name="ref944" />
<ref>[[Behçet Cantürk]]'ün anıları, [[Soner Yalçın]] 7. baskı;2000 ISBN 975 - 6709 -11 -1</ref>
94. satır:
== Politik Boyutu ==
[[Dosya:6th Day - Fans of Mousavi.jpg|İranlı muhalefet lideri Musevi [[Mir Hüseyin Musevi]] 18.06.2009 protestolarında; Musevi Devrimin ilk yıllarında başbakanlık görevinde bulunmuş devrimde etkin rolü olduğu bilinen bir siyasetçidir. 20yıllık suskunluğun ardından ilk kez cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koymasının ardından 22.05.2009'da Televizyona çıkıp [[Ahmedinejad]]ın ekonomi siyasetlerini eleştirmesiyle ve Ahmedinejad’ın %10’un altında ilan ettiği enflasyonun gerçek rakamının %25in üzerinde olduğunu<ref>http://www.youtube.com/watch?v=bsXQWLY1yrw&feature=related</ref> ilan etmesiyle hayran kitlelerini kendi çevresine toplamış devamında gelen konuşmaları ve [[İrşat polisi]]ni kaldırma vaadiyle seçmenlerin ilgisini çekmiş ve değişim rüzgârının esmesine neden olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=7Kyyflwzcko&feature=player_embedded#at=548</ref> Seçimlerin ardından [[Mahmut Ahmedinejad]]ın 2. kez cumhurbaşkanı seçildiğini asla kabul etmemiş ve Musevi’nin yanlıları 2009-2010'da geniş çaplı protestolar düzenlemişler<ref name="youtube.com">http://www.youtube.com/watch?v=1hq3T6B_q4o&feature=related</ref> ancak tamamı hükûmet tarafında kanlı bastırılmıştır. Örneğin çıkan görüntülerden birinde protestoların birinde [[Devrim Muhafızları]]na ait bir kamyonet protestoculardan birini ezerek öldürmektedir.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=4Ukq8supTWs&feature=PlayList&p=9CF6FF7BA46BFB43&playnext_from=PL&playnext=1&index=89</ref>|thumb|right]]
[[Dosya:Iran-Iraq War Montage.png|İran-Irak Savaşı; Saddam’a bağlı Irak ordusu 22 Eylül 1980'de büyük gruplar halinde [[Hurremşehr]]e saldırıya geçmesiyle iki ülke arasında savaş başladı. Savaşın nedenleri için ortak bir fikir birliği bulunmamaktadır ancak İran ve özellikle Saddam’dan sonraki Irak arasında yıllardan beri sınır krizi yaşanmaktaydı Saddam yıllardan beri büyük [[Petrol]] rezervlerine sahip [[Huzistan]] eyaletine göz dikmişti ve Arap kökenli Huzistan halkını bahane ederek [[Huzistan]]ı [[Irak]] topraklarına katmaya çalışıyordu Devrimden önce küçük çaplı sınır çatışmaları yaşanmış birkaç kez iki ülkenin hava kuvvetleri birbirine ateş açmış birkaç uçak düşmüştü ancak devrim öncesi İran ordusunun gücüne istinaden Saddam devamlı geri çekilmeye mecbur kamıştı. Saddam ayrıca [[Pers Körfezi]]ndeki İran hâkimiyetine de son vermek istiyor [[Irak]] güçlerinin körfezi ele geçirmesini istiyordu. Devrimin zaferini takiben tecrübeli generallerin kurşuna dizilmesi ve hava kuvvetleri pilotlarının tutuklanması ve kimi zaman idamıyla beraber İran ordusu güçsüz kalmış ülkedeki siyasi ve güvenlik kargaşası da Saddam'a saldırı zamanının alarmını vermişti. Rehine krizinin yaşanmasıyla beraber uluslararası siyaset de [[İran]] aleyhine cephe tutmuş öylesine bir zamanda İran’a saldırmak dünya tarafından fazla bir tepkiye yol açmayacaktı ancak Saddam saldırıyı takip eden 1 yılda ummadığı bir direniş ile karşılaşmış art arda birçok Arap ülkesinin de aracılık ettiği(örn. Suudi Arabistan barışın sağlanacağı durumda İran’a ödenmesi gereken tazminatın 70 Milyar$ olarak Arabistan tarafından karşılanmasını teklif etmişti) barış antlaşmalarıyla İran'a Barış teklifinde bulunmuştu her seferinde ise Ayetullah Humeyni’nin muhalefetiyle karşılaşmış barış sağlanamamıştı. Humeyni’ye göre savaş [[Kerbela]]nın İran topraklarına katılacağı güne kadar sürmesi gerekiyordu. Saddam rejiminin 1988'de yeni füze sistemlerine sahip olması ve füzelerle Tahran'ı hedef almasıyla beraber Humeyni ateşkes antlaşmasını imzalamaya mecbur kalmış savaş resmen berabere bitse de antlaşmanın imzalanma koşullarını dikkate alındığında İran mağlup sayılmaktadır. Savaş sürecinde resmiresmî rakamlara göre 500.000 kişi civarında insan hayatını kaybetmiş ancak gerçek rakamların 1 milyon kişi civarında olduğu düşünülmektedir. Savaşın bir sonucu olarak İran ordusu geri dönüşümsüz bir hasra uğramış küçülmüş ve [[Devrim Muhafızları]]nın önünde küçük bir güç haline dönüşmüş [[Devrim Muhafızları]] ise savaş bahanesiyle silahlanmış ve devamında ordunun 3 katı yıllık bütçeye sahip olmuştur. Maddi anlamda ise İki ülkede savaş süresince 1 Trilyon$ hasar meydana geldiği açıklanmış 2003'te Irak'ın işgalinin ardından birleşmiş milletler tarafından çıkarılan tasarıda Irak'ın İran'a 200 milyar$ tazminat ödemesi gerektiğini içermektedir.<ref>Abrahamian, History of Modern İran, (2008)</ref><ref>Molavi, Afsin (2005). The Soul of İran. Norton</ref>|thumb|left]]
Bu devrimle [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]], [[Orta Doğu]]'daki müttefikini kaybetmiştir. Devrim sonrası İran Fransa'ya dolayısı ile Avrupa'ya yakın bir anlayışa dönüşmüş ABD'den uzaklaştığı sanılmış ancak devrimden sadece bir yıl sonra bu anlayışın temelli yanlış olduğu kesinlik kazanmıştır. Devrimden önce politik ve askeri anlamda Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi, Devrim öncesi şah tarafından satın alınan 202 adet "F-14 Tom cat"ler ile dünyanın en güçlü hava kuvvetleri arasında 5. sırada yer alan hava kuvveti durumuna gelen ve aynı zamanda Ortadoğu’nun en eski devleti ve dünyanın en eski devletlerinden biri olan İran, uluslararası arenada giderek güç kaybetmiş ve terörü destekleyen ülkeler arasında yer almıştır. Terör devletine dönüşeceği [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]] büyükelçiliği baskını ve 444 günlük rehine krizi döneminden belli olan İslam cumhuriyeti terör olaylarını vatandaşlarından da esirgemeyip çeşitli dönemlerde muhaliflerini göstermelik mahkemeler yerine yetiştirdiği teröristlerce öldürmüştür. 2009 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle çıkan olaylarda rejim yetiştirdiği kökten dinci ajanlar ve milislerini çeşitli olaylarda kullanmış ve ayaklanmış halkı sokaklarda öldürmüştür. Söz konusu ajanlar polis arabasıyla protestocuları ezerek öldürmekten dahi çekinmemişlerdir.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=UJrCiMb7q4s&feature=PlayList&p=2D600657DB5742B8&playnext_from=PL&playnext=1&index=94</ref> bu konu çeşitli haber ajanslarında halkın cep telefonlarıyla çekmiş olduğu filmler vasıtasıyla haber konusu olmuş ve dünya çapında yankı uyandırmıştır. Ancak İslam cumhuriyeti polisi konuyu tamamıyla yalanlamış ve tekrar olayın yabancı ajanlar tarafından yapılmış olduğunu öne sürmüştür. Ahmedinejad Cumhurbaşkanı olmadan önce Tahran belediye meclisi ve milletvekili olmaya da yelkenmiş seçimleri kaybetmiştir, ancak o dönemlere ait hile iddialarıyla da karşılaşmış durum örtbas edilmiştir.
Pehlevi rejiminin son yıllarında özellikle ABD’nin desteği ile [[Sovyetler Birliği|SSCB]] ve Arap dünyası özellikle Irak’a karşı silahlanan İran son dönemde satın aldığı 202 adet [[F-14 Tomcat]]ler ile dünyanın en güçlü 5. hava kuvvetine sahip olmuş ve elindeki güç ile [[Sovyetler Birliği|SSCB]]nin çok yüksek irtifalarda İran üzerinde uçurduğu bir adet insansız casus uçağını düşürmeyi başarmıştı. Olayın ardından [[Sovyetler Birliği|SSCB]] bir daha İran üzerinde uçak uçurmayacağını açıklamak zorunda kalmıştı. Ancak [[Sovyetler Birliği|SSCB]] tarafından destek gören solcular mollalar gibi silahlanmaya harcanan paraya verdikleri tepkiye bu olaydan sonra şiddet vermeye başlamışlardı. Humeyni’ye göre silahlanmaya harcanan para yoksul halka nakit aylık olarak verilebilirdi ayrıca aynı paradan elektrik ve su bedava yapılabilirdi. Bu vaatler anlatıldığı gibi yoksul halkın ilgisini çekiyor [[Humeyni]]nin çevresinde kitlelerin toplanmasına neden oluyordu. Ancak verilen bedava elektrik ve su vaadi sadece Humeyni’nin İran’a dönüşündeki ilk gün [[Beheşt-i Zehra]] mezarlığında yaptığı konuşmada bir daha dile getirildi ve bir daha açılmamak üzere dosyası kapatıldı. Devrim sonrası Şah rejimine satılmış olan inanılmaz güçteki askeri malzeme başta ABD olmak üzere batı ülkelerini ayrıca komşu ülkeleri de korkutuyordu. Devrimin zaferini takiben geçici hükûmet başkanı olan [[Mehdi Bazargan]]a ABD tarafından sunulan teklifte [[F-14 Tomcat]]ler ve [[AIM-54 Phoenix]] füzeleri başta olmak üzere birçok güçlü ve pahalı silah ABD’ye iade edilecek ve ABD İran’a ödediği parayı iade edecekti. Orduya ihtiyacı olmadığını söyleyen ve Ortadoğu’nun en güçlü ordusuna sahip olmayı istemeyen bir rejim için iyi bir fırsat olarak değerlendirilen plana verilen olumlu yanıta rağmen iki taraf üzerinde fiyat üzerindeki anlaşmazlık nedeniyle asla bu değiş tokuş gerçekleştirilemedi ancak ABD teslim etmesi gereken son [[F-14 Tomcat]]i İran’a teslim etmedi.<ref>Norman Kempster. "İran ready to Come Back F-14 Fighters", The Los Angeles Times;29.03.1979</ref> Aslında değiş tokuşun gerçekleşmemesi İran için çok büyük bir şansın habercisiydi zira bütçesinin %85ini silahlanmaya ayİran Irak gelecek sene karışık ve savunmasız kalan İran’a saldıracak ve bu silahlar saldırı karşısında şaşkın kalan ülkeyi kurtarmakta çok önemli bir rolü üstleneceklerdi.
[[Dosya:Dmitry Medvedev 28 August 2008-6.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]] Rusya cumhurbaşkanı [[Dmitry Medvedev]] ile görüşürken. Ahmedinejad konuşmalarında kullandığı daima eleştirilere hedef olmuştur. Örneğin bir konuşmasında muhaliflerine hitaben şöyle demiştir: "Aydın tipine bürünürler, halbuki bir oğlak kadar bile dünyadan anlayacakları yoktur." Birçok kişi sokaklara dökülen milyonlarca İran halkının yanı sıra Ahmedinejad’ın 2. kez Cumhur Başkanı seçilmesini [[Devrim Muhafızları]]’nın bir darbesi olarak nitelendirmiş, dünyada çeşitli ülkelerin devlet başkanları onu kutlanamamıştır. Ayrıca seçimlerdeki rakipleri ve halkın büyük çoğunluğu asla sonuçları kabul etmemiştir.<ref name="youtube.com"/> |thumb|right]]
 
İslam devrimi sonucu olarak iş başına gelen ilk hükûmet liberal-İslami bir hükûmet olsa da mollaların çeşitli oyunlarıyla saf dışı bırakılan liberal kesimden kalan son yasalar ise [[Mahmut Ahmedinejad]] hükûmeti tarafından yok edilmiş, ülke diplomatları tasfiyeye edilmeye başlanmıştır. Dini lidere bağlı olamayan kimse kamu personeli olarak çalışamayacak sloganıyla harekete geçen Ahmedinejad tarafından tasfiye edilmeden önce yurtdışındaki birçok diplomat elçiliklerden kaçmış ve sığınma talebinde bulunmuştur. Haber ajanslarına verdikleri demeçlerle yankı uyandıran İran diplomatların kaçışını hiçbir zaman Ahmedinejad hükûmeti kabul etmemiştir. Dünya çapında 2009 Kasım aynında yapılan nükleer pazarlık olayı İran’ın son diplomatik çabasının yıkımı olarak kabul edilen olayda diplomatların yaptığı anlaşma dini lider tarafından protestosuyla sonuçlanmış ülke geniş çaplı bir ambargoya sürüklenmiştir. Devrim sürecinin sonucunda 1979'dan sonra ilkenin politik geçmişine bakıldığında ülke bir Ortadoğu ülkesi olarak zirveden düşüşe geçmiş teröre verdiği destekle uluslararası arenada aciz bir ülke halkının gözünde düşman olarak benimsenen, neredeyse politikacı olarak tepede bulunanların tamamı Devrim muhafızlarına mensup askerlerden oluşan karanlık geçmişlere sahip kimi zaman devletin tepesinde yer alan kişilerin isimlerinin dâhil sahte olduğu (örn. Humeyni’nin gerçek soyadı Müstafi Hashimi Rafsancani’ninki ise Behbahani olduğu ortaya çıkmıştır.) kişilerce yönetilen bir devlet durumuna gelmiştir. [[Mahmud Ahmedinejad]]ın ise devrim muhafızlarına mensup bir asker olarak İran Irak savaşında cepheye gidip gitmediği, istihbarat teşkilatına mensup olup olmadığı, yurt dışı operasyonlarda tetikçi olarak görev alıp almadığı halenhâlen meçhul olsa da bir kısmı kendi tarafından diğerleri ise istihbarat örgütleri ve muhalifler tarafından iddia edilmektedir.
 
Şu anda Ahmedinejad’ın 21 bakanından 16’sının Devrim Muhafızı askeri oldukları iddia edilse de 5'inin durumu kesindir. Savunma bakanı olarak atanan [[Ahmad Vahidi]] Arjantin'de Musevilerin derneğinde 85 kişinin ölümüne neden olan bombalama olayından zanlı olarak incelemeye alınıp mahkemede suçlu bulunmuş İnterpol tarafından kırmızı bültenle arama kararı bulunan eski devrim muhafızları yurt dışı operasyon birimi olan [[Kudüs ordusu]] komutanı. Bu olayda Vahidi ile beraber 2 kez cumhurbaşkanlığı yapmış dünyanın en zenginleri arasında çeşitli iddialar olsa da ilk 50'de bulunan [[Ali Ekber Hashimi Rafsanjani]], dönemin Dış işleri bakanı [[Ali Akbar Velayati]], İstihbarat bakanı [[Ali Fallahiyan]], Devrim muhafızları komutanı [[Mohsen Rezai]], İran Arjantin büyükelçiliği görevlileri [[Ahmad Reza Asghari]] ve [[Mohsen Rabbani]] ve bir de Hamas operasyon komutanı [[İmad Mughniyah]]'ye arama emri çıkartıldı ancak politik baskılarla beraber Cumhurbaşkanı Hashimi Rafsanjani ve dış işleri bakanı Velayati’nin arama emri kaldırılmıştır. Ancak yıllar sonra Kasım 2009'da konuyla ilgilenen Arjantin yargıçlarından Carlos M. İslam cumhuriyetiyle iş birliği yaparak söz konusu kişilerin olayla bağlantılarını kanıtlayan belgelerin gizlenmesinde ve olayın aydınlanmasını engellenmesinde rolü olduğu iddiasıyla yargılanmıştır. İran İnterpol ülkesi olmasına rağmen günümüze kadar diğer 5 kişi tutuklanamamıştır.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/story/2007/11/071107_mf_interpol.shtml</ref>
106. satır:
 
== Sonuç ==
[[Dosya:IEP2009 colage.jpg|[[Ahmedinejad]]'ın Cumhurbaşkanı olmasını protesto eden protestocular, Haziran 2009. Protestolar 2010'da da sürmüş ancak [[Ahmedinejad]] bu olayların tamamını yabancıların bazı insanları kandırmasıyla oluştuğunu ve bunların tamamının kandırılmış küçük insanlar olduğunu beyan etmiş asla istifa etmeyeceğini bildirmiştir. Protestolar daima zor kullanarak bastırılmaya çalışılmış protestolarda hemen daima eli boş olan [[Besij]] militanları telefonlarıyla da olsa protestocuları görüntülemeye çalışmış devamında kim olduklarının belirlenip tutuklanacakları ile tehditte bulunmuştur. Polis ise ateşli silah kullanmadığında şoklu coplar veya güç kullanarak olayları bastırmaya çalışmıştır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=gd3CEUJxxR0</ref> Tüm protestolar birden fazla ölü ile sonuçlanmış, kimi zulümler polis tarafından kullanılan plastik saçmalı pompalı tüfeklerin yakın mesafeden protestocunun kafasına ateşlenmesiyle oluşmuş ancak ölümlerin çoğu [[Nida Aghasultan]]'ınki (bkz: [[Nida Ağa-Sultan'ın ölümü]]) gibi gayriresmigayriresmî silahlı olan [[Besij]] militanları tarafından olmuştur.<ref>http://www.rferl.org/content/article/1061805.html</ref><ref>http://www.dwelle.de/dw/article/0,,5146428,00.html</ref><ref>http://www.youtube.com/watch?v=GHpsH1JnvNg&feature=related</ref> Protestoları takip eden günlerde birçok tutsaktan bir daha haber alınamamış, kimi zaman hapishanelerde ölen tutsakların cenazesi sessizce defnedilmiş, aylar sonra ailelerine bir şekilde haber sızmıştır.|thumb|left]]
 
İslam Devrimi sonucu anlatıldığı gibi İran’da yaşam koşulları iyice zorlaşmış ve giderek diktatörlüğün şiddeti artan hükûmetin halka baskısı artmaktadır. Bu baskının sonucu 2009'da bir halk isyanına dönüşmüş ancak bu isyan da kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışılmıştır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=dDcicm0_yZU&feature=related</ref> Devrimden önce monarşik bir hükûmete sahip olsa da halkın temel geçimini sağlayan hükûmetin yerini devrime destek veren eğitimsiz halkı arttırmaya çabalayan bir hükûmet almıştır. Devrimin ilk yıllarında Humeyni tarafından doğum kontrol yöntemlerinin haram ilan edilmesiyle başlayan nüfus arttırma politikası [[Ahmednejad]] tarafından yenilenmiş 2010'da Ahmedinejadın açıklamasına göre her yeni çocuğa 10.000.000 Riyal (~1.500 TL) para ödeneceği bildirilmiş sürgündeki muhalifler tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir. Devrim öncesi 34.000.000 nüfusa sahip olan bir ülke olarak İran’da sağlık hizmetleri devlet bünyesinde gerçekleşip sağlık hizmeti için hiçbir şekilde sigorta primi dâhil alınmaz iken günümüzden ülkede sigorta primini ödeyen vergi mükelleflerine dâhil tam bir sağlık hizmeti verilememektedir. Ayrıca devrimden önce piyasada gençler ve özellikle üniversite mezunu gençler için bol iş bulunur iken günümüzde [[Ahmedinejad]] hükûmetinin haftada bir saat ücret karşılığı çalışan kişiyi çalışan hesaplamasıyla dâhil işsizlik oranı %25i aşmaktadır. [[Ahmedinajd]]a yönlendirilen eleştirilere yanıt olarak şöyle demiştir: "herkes bizim %25lik işsizlik oranımızı görüyor ama hiç kimse kalan %75i İslam cumhuriyeti çalıştırıyor demiyor." Ayrıca fabrikaların kapanması veya maaş vermemesini takiben oluşan protestolar özellikle onun döneminde kanlı bastırılmış ve aylarca birçok fabrika maaş ödememiştir.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/story/2006/08/060827_mv-workers-sanandaj.shtml</ref> Devrimi takiben yaşanan ABD büyükelçiliğini basıp rehine olayının yaşanmasıyla beraber Amerika tarafından Ambargo uygulanan İslam Cumhuriyetine uygulanan ambargo yasaları devamında gelen muhaliflerin ve [[Shapour Bakhtiyar]] gibi eski devlet büyüklerinin İran dışında terör edilmesi, Arjantin Museviler merkezi bombalama olayı, Avusturya’da bizzat Ahmedinejad tarafından yapıldığı iddia edilen Kürt liderlerinin terörü ve özellikle [[Myconos]] olayı ile beraber Ambargo Avrupa’ya sıçramış, [[Ahmedinejad]]ın nükleer politikalarıyla beraber Birleşmiş Milletler tarafından art arda sıkı ambargo planları uygulanmıştır. Bu ambargolar her ne kadar hükûmet tarafından önemsiz tasvir edilse de şüphesiz ki ülkede geniş ticari kayıplara neden olmuştur. Ayrıca bu ambargolar ve özellikle [[Devrim muhafızları]]’nın yoksullaştırıp sahiplenme politikası olarak bilinen aksiyonlarıyla fabrikalar art arda kapanmış petrol dışı ülke ihracatı 2009'da 1978'in 3te birini dâhil görememiştir.
Özgürlük yönünden değerlendirildiğinde İslam devrimi Medyanın özgürleşeceği sloganıyla zafere ulaşmış ancak Ağustos 1979'dan günümüze kadar yüzlerce gazete kapatılmış hiçbir özel TV/Radio yayınına izin verilmemiştir. [[Besij]] adı verilen [[Devrim Muhafızları]]’nın sivil kolu kurulduğu günden beri İslam cumhuriyetinin gayri resmiresmî baskı kolunu oluşturmuş muhalifleri bastırmakta başrolü oynamıştır. Örneğin 1998'de ilk kez sesini yükselten [[Tahran üniversitesi]] öğrencileri kaldıkları yurtta baskına uğramış baskın 3 gencin ölümüyle sonuçlanmıştır. Başka bir örnek dünyanın tepkisini çeken 2009'da [[Ahmedinejad]]ın seçimi kazandığını ilan etmesi üzerine çıkan protestocular da [[Besij]] tarafından kanlı bastırılmaya çalışılmıştır. Olaylar halkın tepkisini çekmiş ve [[Besij]] Karargâhı önünde toplanmışlardır. [[Besaij]] yasal olarak [[Devrim muhafızları]]na bağlı olsalar da sivil kol olduklarından barış zamanında silah bulundurma yetkisi olamayan bir kurum olmasına rağmen karargâhın çatısına çıkan milisler halka direkt kurşun yağdırmaya başlamışlar ve birçok kişinin ölümüne neden olmuşlardır. [[Besij]] komutanı Ayetullah Talib, [[Shapour Bakhtiyar]]'ın 1979'da verdiği bir röportajda, muhabirin "neden karakola giren devrimcilere ateş açıldı?" sorusuna verdiği "eğer devrimciler askeri bir alanı basarlarsa asker silahını korumak zorundadır" cevaba istinaden "orası askeri bir alandır [[BEsij]] silahını korumak zorundadır]] demiştir. Halbuki [[Besij]]in silah bulundurma yetkisi yok ayrıca protestolar [[Besij]] karargâhının önünde sessiz bir şekilde sürüyordu bu olay dünya çapında geniş bir tepkiye neden olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=QSskeMRejLI</ref> Tabi besij bununla yetinmedi, özellikle 2009dan itibaren uyguladığı baskıya hız veren milisler özellikle [[Ahmedinejad]]a tepkisini ilan etmek için çareyi her akşam çatıdan "Allah-u Ekber" demekte bulan halkın -Allahu ekberin duyulduğu evleri- basıp tüm evi dağıtmışlardır. Olayın yansıması Birleşmiş milletler insan hakları konseyi ve dünya af örgütüne kadar gitmiş [[Besij]] komutanı [[Ayetullah Talib]] [[Besij]]in sivil bir kuruluş olup herhangi bir üniformaya sahip olmadığını unutarak şöyle açıklama getirmiştir: "onlar yabancı güçlere bağlı kimseler ve [[Besij]]in adını bozmak için [[Besij]] üniforması giyerek bu işleri yapıyorlar"<ref>http://www.radiofarda.com/content/f10_Taef_Basij_Commander/1764974.html</ref><ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/2009/06/090614_si_election_worldreax.shtml</ref>
olaylar bunlarla sınırlı kalmamış [[Ayetullah Talib]]in sözlerinin devamı diğer devlet büyüklerinden de gelmiştir ve birçok tutsak TV’de yabancı güçler ile irtibatta olduklarını itiraf etme zorunda bırakılmış olay trajik komik bir hal almıştır zira adayların birçoğu bir biriyle uyuşmayan ve sadece İslam cumhuriyeti yararına olan komik itiraflara imzalarını atmak zorunda kalmış devamında kimi idama mahkûm edilmiştir. Aslında bu itiraflar yeni bir olay değildi Devrimin ilk yıllarından beri muhalifleri Televizyona çıkarıp bu itiraflar tarzında cümleleri onların ağzından umuma yayınlıyorlardı hapisten bir türlü kurtulup kaçan muhalifler yurtdışında röportajlarında bu itirafları ailelerine dokunulmasın diye söylediklerini ve imzaladıklarını anlatmışlardır. 2003'te [[Medhi Bazargan]]ın da içinde bulunduğu bir ekip [[Mehdi Bazargan]]ın kurucusu olduğu "İran halkının özerklik ve Özgürlüğü savunucuları topluluğuna mensup olma suçuyla tutuklanmış ve TV’de buna benzer itiraflarda bulunmuşlardı. Bu olay ile ilgili yazılan "Hacının ziyafetinde" kitabında yurtdışına kaçan bu kişiler onları itirafları imzalamaya zorlayan işkencecilerin içinde günümüzde radikal bir İslam cumhuriyeti, dini lider Hamaney ve Ahmedinejad yanlısı olan ve devamlı protestocuların yargılanıp idama mahkûm edilmesi gerektiğini vurgulayan devlet gazetesi [[Keyhan]]ın genel yayın yönetmeni [[Hüseyin Şeriatmedari]]nin de bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bu grupta hapisten kurtulanların çoğu kısa süre sonra ölmüşlerdir.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/arts/030904_la-cy-hajagha.shtml</ref> Devrim ile beraber İran’a dönen Humeyni’nin yanında oturan ve yabancı muhabirlerin sorularını Humeyni için Farsçaya çeviren Humeyni’nin Paris’teki danışmanı (ve hakkında KGB ajanı olduğuna dâhil iddialar da bulunan) [[Sadık Kutbzade]] seçimleri Beni sadr'e kaybettikten sonra iktidara ulaşmaya çalışan mollalar tarafından inzivaya sürüklenmiş ve 1982'de Humeyni’nin evini bombalamaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklanmış devamında televizyonda benzer şekilde itiraflarda bulunmuş idama mahkûm edilmişti. Daha sonraki Kutpzadenin CBC muhabiri olan eski nişanlısı tarafından yazılan "Aynadaki Adam" adlı kitapta şöyle yazmaktadır: "olaylar çığırından çıkmıştı, Sadığa artık bu ülkenin onun yeri olmadığını ve devrimin onların amacından fazlaca saptığını söyledim ve İran’ı terk etme teklifinde bulundum ancak sadık aynen şöyle cevap verdi: bu devrim İran için bir kâbusu armağana getiri ve ben bu kâbusun İran getirilmesi için büyük bir rolü üstlendim o yüzden cezamı çekmem gerekiyor ve İran’da kalıp kaderimle yüzleşeceğim."<ref>Jerome, Carole, The Man In The Mirror. A True Inside Story Of Revolution, Love And Treachery In İran;ISBN 978-1550130485</ref> ce daha sonra [[Ayetullah Hüseyin Ali Müntaziri]] kendi anılarında idamıyla ilgili şöyle yazmaktadır: "Duydum ki hacı Ahmet (Humeyni’nin oğlu) hapiste Kutbzadeye sen bunu kendi iyiliğin için söyle ben babamı seni affetmesi için ikna edeceğim demiş ve devamın kutbzade ona güvenerek bu itirafları etmiş ve kurşuna dizilmişti. Yine de olayın takibinde aldığım haberlere göre Humeyni’nin evindeki kuyuya patlayıcı dökme olayı tamamen yalan olup [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]nin gücünü elinden almak için bir bahaneymiş." (çünkü hükûmet kutbzadenin amacını Humeyni’yi öldürüp Shariatmadariyi yerine geçirmek olduğunu iddia etmişti).<ref>{{Web kaynağı |url=http://amontazeri.com/farsi/frame3.asp |başlık=Arşivlenmiş kopya |erişimtarihi=22 Mayıs 2010 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20100605102112/http://www.amontazeri.com/farsi/frame3.asp |arşivtarihi=5 Haziran 2010 |ölüurl=yes }}</ref>
<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/2009/07/090701_vd_ir88_confessions.shtml?bw=nb&mp=wm&news=1&ms3=18&ms_javascript=true&bbcws=2</ref>