Mehdî (Abbâsî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k →Bizans'a karşı Anadolu'ya saldırılar ve savaşlar: Yazım hatası düzeltildi: hikaye → hikâye AWB ile |
Değişiklik özeti yok |
||
62. satır:
Mehdi saray mensupları ile Kudüs'e ve Hicaz'a yapmış olduğu "hac(?)" gezilerinin muhteşemliği ile isim yapmıştır. Bu geziler için ta Mekke'ye kadar ülkedeki yüksek dağlardan özel olarak kar ve buz getirildiği bildirilmiştir. Mehdi Hicaz'da bulunan kutsal şehirlere olan hac yollarını onarttırmış ve bu hac yolu üzerinde su kuyu ve çeşmeler ve hanlar ve büyük menzillerde kervansaraylar yaptırmıştır.<ref name="muir"/>
Mekke'deki Kabe için halifelerin her yıl çok kıymetli ve ağır kumaşlardan örtüler yaptırmaları adet olmuştu. Mehdi dönemine kadar her sene hazırlanan yıllık Kabe
=== Saraylıların yaşamı===
Mehdi'ye kadar ve Mehdi dahil Abbâsî halifeleri için başkent Bağdad'da halife muhafızları 500 "Ensar"'dan, yani Medine şehrinde yerleşik kişilerden, oluşmaktaydı. Bu Ensar muhafız birliği
Mehdi'nin vezirliğini yapmış olan Yakub'un sarayda yaşaması diğer saraylarının saray yaşamları hakkında iyi bir gösterge olabilir. Yakup daha önceki halife olan Mansur döneminde Ali'ye bağlı bir Şii olduğu ihbar edilmiş ve bu nedenle halife Mansur tarafından hapse atılmıştı. Mehdi halife olunca Yakup'u affedip hapisten çıkartmıştı. Halife Mehdi yanında çalışmaya başlayan Yakup çok geçmeden kendini Mehdi'ye sevdirmiştir. Yakup Mehdi'nin her akşam tertip ettiği içkili ziyafetlerde Mehdi'nin en iyi arkadaşı olmuştur. Bununla birlikte Abbâsî ülkesinde bir merkezi idareci olarak inanılmayacak kadar büyük politika gücünü elinde toplamıştır. Fakat bu kadar yüksek mevkilere erişmesi saraylılar arasında kıskançlık doğurmuş ve onu çekemeyenler Halife'nin kulağına Yakup'un Ali'ye inanan bir Şii öldüğünü duyurmuşlardır. Mehdi çok beğendiği Yakub'ü sınanmak için özel bir sınama uygulamış ve Yakup bu sınamayı geçmiştir.<ref name="muir"/>
82. satır:
=== El Mukanna'nın isyanı===
Bu arada Orta Asya'da [[Amu Derya]]'nın doğusunda kendini kutsal bir peygamber olarak iddia eden yeni bir mehdi ortaya çıktı. Bu sahte peygamber yüzünü bir peçe gibi bir maske ile kapattığı için [[El-Mukanna|Hasım El Mukanna]] (Peçeli Hâsim) olarak anılmaya başlandı. El Mukanna Abbasiler hanedanının halifeliğini sağlanan ve 755'te Abbasiler tarafından öldürülen [[Ebû Müslim Horasânî]]'nin ve kendisinin yeni Mehdi olarak Horasan'da çıkacağını bildirmekte idi. "Ebû Mûslim Horasanî, Muhammed’den daha efdâldir,” demekte idi. Böylece Abbâsîlerin Muhammed adına çıkmış oldukları halifelik tahtını gayrimeşru yollarla elde etmiş olduğunu açıklamaktaydı. Halka Allah'ın da bir insan suretinde olduğunu söylemekteydi. Bu devrim Irak’ta Ebû Mûslim Horasanî’nın taraftarlarından oluşan “Beyazlar (Mübeyyize)” fırkaları ile başladı. Özellikle Orta Asya'da Türk müslümanlar El-Mukanna'nın komutası altında birleştiler. Hattâ Buhârâ hükümdarı da önemli destek kuvvetleri ile El-Mukanna'ya yardımcı oldu. Dört yıl süren isyan döneminde "beyazlar" giyinmiş "beyaz
Fakat sonunda etrafında bulunanlar El-Mukanna'dan ayrıldılar. Hâlife Mehdi’nin sevk ettiği kuvvetler El-Mukkanan ve 2,000 yakin müridini "Kış" kalesinde kuşattılar. Kalede mahsur kalan El-Mukkanna ve müridleri teslim olmayı reddettiler ve birlikte intihar ettiler., El-Mukanna kendisini ve ailesine zehirledi ve kaleyi ateşe verdi. Ailesi ile birlikte bu kale yangınında kendini ve ailesini alevler içine atarak öldü. Onun yandaş müridleri onun bu intiharını "İsa gibi gibi göğe çekilmesi" olarak propaganda ile yaymaya başladılar. Bu devrimi destekleyenler başında olan Buhârâ hükümdarı da yakalanıp idam edildi. Fakat El-Mukanna'nın ortaya çıkardığı itikat, özellikle onun sonuna ait geliştirilen efsaneler haline girerek, uzun zaman "Beyazlar (Mübeyyezâ)" olarak gizliden devam etti.<ref name="muir"/>
=== Bizans'a karşı Anadolu'ya saldırılar ve savaşlar===
Bizans İmparatoru [[V. Konstantinos]] 775'te öldüğünde Abbasi yerel emirlerinin ve yerel Bizanslıların
Ertesi yıl 780 yılındaki akına halife Mehdi şahsen komuta etmeye karar verdi. 12 Mart 780'de Bağdad'dan ayrılan halife [[Mehdi]] komutasında büyük bir Abbasi ordusu Bizanslılara karşı sefere başladı. [[Halep]] üzerinden geçen bu ordu ile Hadath kalesini geri alıp onarılmasını sağladı. Ama Arabbissus'ta Mehdi Bağdad'a geri döndü. Kendine refakat eden (olasılıkla) 17 yaşındaki oğlu ([[786]]-[[809]]) döneminde Abbasiler halifesi olacak ve "Reşid" lakabını alacak) [[Harun Reşid|Harun]] ordunun yarısının komutasını üzerine aldı. Bu kısım ordu ile genç Harun Bizans [[Armeniakon Theması]]'na girip burada talana başladı. Ayrıca [[Semalous]] kalesini eline geçirdi. O yılki akına son vererek büyük talana Bağdad'a döndü. Thumama ibni el-Vali'nin komutasındaki Abbasiler ordusunun ikinci kısmı ise Anadolu'nun içlerine girdi ve ta [[Trakya Theması]] uçlarına (ve hatta bazı birlikleri Boğaz'a) kadar ulaştılar. Fakat bu thema stregos'u olan Bizanslı general Mihail Lachanodrakon tarafından burada bu Abbasiler ordusu yenik düşürüldü. Thumama ibni el-Vali ordusuyla geri çekilme
Ertesi yıl yazlık akın için Haziran 781'de Abbasiler ordusu Hadat kalesi önünde toplandı. Bu orduya yeni komutan (halife [[Ömer bin Hattab]]'ın büyük-büyük-yeğeni olan) Abdülkadir tayin edilmişti. Bizans devleti imparator VI. Konstantinos çocuk iken naibi olan annesi [[İrini (Bizans imparatoriçesi)|İrini]] tarafından yönetilmekte idi. İrini Anadolu'da bulunan themaların yerel ordularını hepsini birleştirdi ve bu Bizans ordusunu saraylı maliyeci-yönetici (''[[Sakellarios]]'') Hadım John'un komutasına verildi. Abbasiler ordusu
Abbasilerin bu yenilgisi de halife Mehdi'yi Bizanslılardan intikam almaya yönetti. Halife yeni bir ordu topladı. 95,800 kişilik bu yeni ordu 8. yüzyılda Avrasya'da görülen en büyük ordu idi. Anadolu'da bulunan toplam Bizans ordularının mevcudundan 2 misli fazla olduğu ve bu ordu için masrafların Abbasiler hazinesine 1.6 milyon altın numismata'ya mal olduğu belirtilmektedir. Bu ordunun komutanı Halife'nin genç olan ikinci oğlu [[Harun Reşid|Harun]] idi; ama oğlunun yanına danışman olarak ünlü Abbasiler yönetmen Bermaki ailesinden bir yönetmen (olasılıkla Yahya ibni Halid Bermaki) ve diğer tecrübeli Abbasiler generalleri verildi.
782'de Harun ve büyük Abbasiler ordusu Bağdat'tan ayrıldı. Abbasiler ordusu Gülek Boğazı'ndan Toroslar geçip Anadolu'ya girdi. Bizanslıların Torosların kuzeyini korumak için kullandıkları "Magida (modern [[Niğde]])" kalesini ellerine geçirdiler. Ordu hızla Bizans ordu yollarından Anadolu'nun batısına ilerledi. Harun yardımcılardan Hacib el-Rabi bin Yunus'a "Nakoleai (modern [[Seyitgazi]])" kalesini kuşatmak ve ordusunun gerisini korumak görevini verdi. Bermakiler ailesinde olan bir yönetici (muhtemelen Yahya ibni Halid) 30.000 kişilik bir ordu ile batı Anadolu'ya gönderildi. Harun komutanı olduğu ana Abbasiler ordusu ile Bizans [[Opsikion Theması]]
Batı Anadolu'ya Bermaki komutası altında gönderilen ordu [[Trakya Theması]] askeri valisi olan Mihail Lachanodrakon komutasındaki bir Bizans yerel ordusu ile "Darenos" adı verilen bir mevkide [[Darenos Muharebesi]]'ne girişip büyük bir yenilgiye uğradı ve büyük (Theopehnes'e göre 15,000 kişi, Suriyeli Mihail'e göre 10,000 kişi) zayiat verdi. Hacib el-Rabi bin Yunus'un "Nakoleai (modern [[Seyitgazi]])" kalesini kuşatması sonucu da tartışmalı olarak verilmektedir. Theophanes kaleyi eline geçirdiğini; Suriyeli Mihail ise büyük zayiat verip kaleyi alamadığını bildirir. Tabari ise ek olarak ana Abbasiler ordusunun bir kısmının "Reşit bin Mazyad el Şaybani" komutasında ayrılıp Nicea (modern [[İznik]]) yakınlarında [[Opsikion Theması]] askeri valisi Neketas ile karşılaştığını; muharebe sonucunun iki komutan arasında teke tek düello tipi çarpışma ile ortaya
Bunun üzerine Harun Konstantinopolis'in Asya'da olan varoşlarını talan ettikten sonra ana Abbâsîler ordusu ile geri dönüşe başlamıştır. Bu dönüş [[Sakarya Nehri]] vadisinden olmakta idi. Bu sırada "Nicomedia (İzmit)"'de toplanmış
Fakat Ermeni asıllı [[Tatzates]], Abbasiler yönetiminde bulunan ülkesinden 760'ta kaçmış ve Bizans'a sığınmıştı. Konstantinopolis'te ailesi ile "Putkıranlar (İkonoklast)" kliğinde önemli roller oynamıştı. Taht naibi [[İrini (Bizans imparatoriçesi)|İrini]] büyük bir "Putsever (İkonofil)" idi; putların yeniden Konstantinopolis'in her tarafına geri getirilmesini sağlamıştı ve "putkıranlar" Konstantinopolis'te aranıp yakalanmaktaydı. Ayrıca İrini'nin gözde yüksek yönetici-maliyecisi olan Hadım [[Stavrakios (hadım)|Stavrakios]] ile arası gayet açıktı. Bu nedenle kendine Bizans devletinde iyi bir gelecek görmemekte idi. Hatta Bizanslılar devletinin kendisini ve ailesini elemine edeceğinden korkmaktaydı. Tatzates Harun ile gizlice yazışmalara girişti. Kendinin ve ailesinin affedilip Ermenistan'a güvenlikli olarak geri gönderilirse Harun'a yardım edebileceğini bildirdi. Harun bunu kabul etti.
111. satır:
=== Endülüs ve Mehdi===
Halife Mehdi'nin saltanatının ilk yıllarında Endülüs'te yerleşmiş Emevileri tutan Arap emirleri üzerine yeni bir Arap ordusu gönderip İberik Yarımadasına çıkan bu ordu ile Endülüs'te bulunan Emeviler taraftarı Arap emirlerini Abbasiler hükümü altına almak için planlar yapıldı. Ama bu planları uygulamak yapılan girişimler gerçekleşemeden bu kampanyalar birer felaket ile sona erdiler. Diğer taraftan Endülüs'te bulunan Emeviler taraftarları Arap emirleri ve "Endülüs Sahibi" olarak anılan Kurtuba'daki hükümdar Afrika üzerinde geçip Suriye'de Emeviler devletini yeniden getirme
===Hindistan===
Halife Mehdi'nin döneminde [[Sind]]'de yerleşik Arap emirleri yılda yıla orduları ile Müslüman olmayan Hindlilere ve bunların arazilerine talan yapma akınları yapmaya devam ettiler. Fakat bunlar için Bağdad'a bilgi vermek veya merkezden askeri destek istemek gerekmemekte idi. Fakat bir istisna olarak Irak ve İran'dan toplanan bir ordu ve donanma ile Hindistan'da Barbad kentine büyük bir saldırı yapıldı. Bu Arap ordusu burada bulunan büyük bir Buda manastır ve tapınağını yakıp yıkıp talan etti ve içinde bulunan Buda kesişlerini ve tapınanlarını hep birlikte katliama uğrattılar. Fakat bu ordu nedeni bilinmeyen ve "ağız hastalığı" adı verilen salgın bir hastalığa yakalandı ve bundan 1000 kişi kadar zayiat verdi. Bu yetişmezmiş gibi salırıcılardan geride kalanlar gemilerle geri dönmekte iken Basra Körfezi'nde büyük bir fırtınaya yakalandılar ve epey sayıda gemi içindeki
=== Mehdi'in Hayzuran ile aile hayatı===
Halife Mehdi tahta çıkmadan önce cariyesi olan Hayruzan'dan Musa ve [[Harun Reşid|Harun]] adlı oğulları olmuştu. Halifelik tahtına çıkar çıkmaz, Halife Mehdi cariyesi Hayzuran'ı azat etti ve çok geçmeden onunla bir nikah yaparak evlendiler. Mehdi'nin eşine gayet yumuşak huylu ve sevgi gösterili bir bağlığı olduğu bildirilmektedir. Hayruzan'ın Mehdi üzerinde büyük bir etkisi vardı ve halife devlet işlerinde
=== Büyük oğlu Hadi'nin veliaht seçilmesi ve küçük oğlu Harun ===
|