İran İslam Devrimi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Rescuing 1 sources and tagging 1 as dead.) #IABot (v2.0 |
k Yazım hatası düzeltildi: hükümet → hükûmet AWB ile |
||
20. satır:
[[Dosya:Mohammad Pahlavi Coronation.jpg|Son İran Şahı [[Muhammed Rıza Pehlevi]] ve pehlevi ailesi; onun döneminde İran'da modernizasyon, eğitim ve ekonomik gelişme hız kazandı.|thumb|left]]
[[Dosya:BazarganMehdi.jpg|1979 İslam devrimi zafere ulaşınca Humeyni tarafından geçici devletin başbakanı olarak atanan liberal [[Mehdi Bazargan]].|thumb|left]]
[[Dosya:The Shah with Atherton, Sullivan, Vance, Carter and Brzezinski, 1977.jpg|İran Şahı [[Muhammed Rıza Pehlevi]] ABD
[[Ak Devrim]]in ardından memnun olmayan Cumhuriyet için mücadele eden Mollalardan biri olan İmam [[Ayetullah Humeyni]] 1963'te Şaha karşı vaaz vermeye başladı. o dönemde kaynaklarını kullanarak ciddi bir ekonomik güce kavuşmaya başlayan İran, [[SAVAK]] adında halkına zulm ve işkence edecek istihbarat örgütü kurdu ve İmam Humeyni çeşitli dönemlerde Hapse atıldı. Sonunda idam cezasına çarptırılan İmam Humeyni [[Ayetullah-el uzma Shariatmadari]] tarafından idam edilmesin diye "en büyük Ayetullah" anlamına gelen ve 12 İmamcıların mezhebinde idamı caiz olmayan [[Ayetullah-el Uzma]] makamına bir gecede getirildi. Şah İmam Humeyni’yi idam edemeyince onu Irak’a sürdü. Saddam'ın kendisi Sünni olduğu için Şii bir Molla'yı ülkesinde istemedi, bir süre sonra onu sınır dışı etti. İmam Humeyni önce Türkiye'de Bursa’ya daha sonra da Fransa'ya Paris yakınlarına sürüldü. bu süre içinde İran'da çeşitli gelişmeler yaşanıyordu. İran şahı İran’ı kendisine bağlı modern bir ülke haline getirmek için çabalıyordu. Farsçada Kıyamet anlamına gelen [[Rastakhiz]] partisi [[Emir Abbas Huveyda]] başkanlığında kuruldu ve Hüveyda başbakan oldu. Onun başbakanlığı döneminde enflasyona karşı ciddi bir mücadele başladı. Ayrıca dövize doyan İran hazinesi İngiltere dâhil olmak üzere yabancı ülkelere borç vermeye başladı. (yabancı ülkelere verilen borç daha sonra [[Emir Abbas Huveyda]]nın göstermelik mahkemesinde vatana ihanet olarak tanınacak ve tek celsede idam cezası alması için işlediği suçlardan sayılacaktı). Enflasyona karşı mücadeleden bazari denen İran piyasasına hâkim olan görüntüde küçük ama içeride büyük esnaf zararlı çıkınca onlardan aldıkları destekle şaha karşı çıkan Mollalara daha çok destek olmaya başladılar öte yandan [[Ak devrim]]in sonucu olarak hızla şehirlere göçmüş eğitimsiz ve geleneksel dini inançların etkisiyle Mollaların etkisi altında kalan halk Mollaların arkasında işçi tabakası da şaha muhalif [[Sovyetler Birliği|Sovyetler]] yanlısı [[Tudeh Partisi]]nin arkasında durmaya başladı. 1961'de Komünistler ve Dindarlar bu iki ittifak kurmaya ve şahın aleyhine çalışmaya başladılar. [[Rastakhiz partisi]]’nin iktidarı süresince milyonlarca dolar kârdan mahrum kalmış ve özellikle yabancı sermayenin girişi ve büyük fabrikaların kurulmasıyla bu durumun artacağını düşünen Bazari(esnaf)ler Marksizm ile muhalif olsalar da bu fikre destek verdi. 1961'den beri sokak protestoları inişli çıkışlı devam etmekteydi. Kimi zaman bu protestolar [[Jale meydanı]] protestosu gibi kanlı bastırılmış ancak günümüz İran hâkimiyetinin şah rejimine sorumluluğu yüklemesine rağmen hala açılan ateşin emrinin kimin verdiği gizemini korumaktadır. Şah yanlısı ordu komutanları kesinlikle bu sorumluluğu kabul etmemiş kayıtlarda da hiçbir şey görünmemektedir. Kimi düşünürler ve yazarlar o dönemde orduya nüfuz etmiş Tudeh partisinin perde arkası faaliyetine ve kimi yazar da bu olayı Dindarların işi olduğunu iddia etmektedir.
1971'den beri protestoların hızı giderek artmaya başladı. Üniversite öğrencileri zamanının popüler düşüncesi olan Marksizm-Sosyalizm ile tanışmış çoğu aydın olarak kabul ettikleri Tudeh partisine katılmış ve şah aleyhine düzenlenen protestolara Komünist cepheden katılıyordu. 1979'a doğru Tahran başta olmak üzere çoğu üniversite ders programına devam edemez duruma gelmişti. Devrime Sol kanattan katılan başta Hava kuvvetleri olmak üzere ordu subayları da katılıyordu subayların çoğu Hümafer denilen yurtdışında ileri düzeyde eğitim almış dini Marksizm düşüncesini benimsemiş hava kuvvetleri pilotları idi. Bu grup Devrimin zaferine doğru Silah depolarının kapılarını halka açacak ve devrimcilerin silahlanmasını sağlayacaktı ancak devrimin zaferinin ardından birçoğu ya hapse atılacak ya da idam edilecekti. Hava kuvvetleri 1979'a doğru büyük grevlere sahne olmaya başlamıştı ve durum iyice şahın kontrolünden çıkmak üzereydi. Şah çeşitli aksiyonlarla protestocuları memnun etmeye çalıştı ancak başaramadı. Halkın kışkırtılmasında etkisi olan ana unsurlardan biri de şahın dine karşı olması ve halkı kandırmak için verdiği çabaya karşılık mollaların verdiği tepkiden ibaretti. Şah ve iktidardaki [[Rastakhiz Partisi]] özellikle köyler ve Kızların eğitimine ciddi önem veriyor ve bu durum Komünist ve Dindar kesiminin tepkisini çekiyordu. Türkiye’deki Köy Enstitülerine benzer enstitüler oluşturan Rastakhiz partisi köyleri eğitmeye ve dindar Mollaların etkisini eğitim ile azaltmaya çalışıyor ancak bu durum mollaların etkisi altında olan çocuklar ve gençlerin ebeveynlerinin tepkisini çekiyordu.
Şah 1970'lerde Amerika ile ittifak kurmuş, Ortadoğu’nun süper gücü durumuna gelmişti, İran’ın gücünün yanında seslerini çıkartamayan ezeli düşman Arap dünyası bu duruma tepkiliydi. Sol ekibi, şahı halka ait Petrol gelirinin silahlara ve Molla ekibi paranın dini değerlerin aleyhine çalışmak için turistikleşmeye harcamayla suçluyordu ancak her iki ekip de birbirini destekliyordu. 1972-76 arası İran tüm politik çalkantılara rağmen neredeyse sıfır enflasyon ile gidiyordu ve bu durum bazarileri iyice kışkırtmaya yaramıştı. (Bu durumu [[Emir Abbas Hüveyda]]'nın göstermelik mahkemede yargılanırken onu yargılayan Molla savcının usulüne uygun olmayan üslup ile suçlamasına yaptığı avukatsız savunmada cebindeki İran yapımı tükenmez kalemi çıkararak söylediği "benim dönemimin başlangıcında bu kalem 1 Riyal idi iktidarım bittiğinde de 1 Riyal idi" sözünden iyice anlaşılabilir.)
Nihayetinde 1979'da protestolar çığırından çıktı 16 Ocakta Şah Kahire'ye gitti ve 1 Şubat 1979'da İmam Humeyni İran’a döndü. İmam Humeyni'nin Air France'a ait Boenig 747'de bir gazetecinin "İran’a dönüşte ne duygunuz var?" sorusuna "Hiç" cevabı vermesiyle<ref>http://www.youtube.com/watch?v=7cLzQn3g3dM</ref> çoğu aydın onu desteklemekten vazgeçtiği iddia edilir ve birçok İslam Cumhuriyeti muhalifi hala o konuşmayı hatırlatarak İran’ın nasıl bir rejime emanet edildiğini hatırlatır. İmam Humeyni Tahrana dönüşte yaptığı ilk konuşmada "ben
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=STwNHnk95tA</ref><ref>Tortured Confessions: Prisons and Public Recantations in Modern İran. University of California Press; 1 edition, 1999, ISBN 978-0-520-21866-6</ref>
31. satır:
[[Dosya:Hoveyda.jpg|Devrimden önce 13 yıl başbakanlık görevini yürüten [[Emir Abbas Hüveyda]]. Hüveyda aleyhine hiçbir delil bulunamamasına rağmen ve hukukçulara göre yaptığı savunmanın en azından ikinci celseyi görmesine yeteceğine rağmen tek celsede avukat tutma hakkının olmadığı, Savcı, Jüri ve Hâkimin [[Sadık Halhali]]'den oluştuğu bir mahkemede idama mahkûm edilmiş, alelacele boynuna sıkılan iki kurşun ile idam edilmiştir.|thumb|right]]
Devrimin 11 Şubat 1979'da [[Şapur Bahtiyar]]'ın istifasıyla zafere ulaşmasını takiben, 24 Şubat 1979'da, Halhali İmam Humeyni tarafından Şeriat Uygulayıcısı (حاکم شرع) ve yeni kurulan Devrim Mahkemeleri Başkanı olarak seçildi. Devrimin ilk günlerinde yeryüzünde sapkınlığı yayma(Arapça: مفسد فی الارض) ve Allah'a karşı savaşma (Arapça: محارب) suçlamalarıyla "yüzlerce eski monarşi görevlisini" idama mahkûm etti. Sanıkların çoğu avukat tutma hakları yoktu. Halhali'nin mahkemelerde kullandığı üslup hukukçularca mahkeme kurallarına aykırı olarak nitelendirilmiştir. Günümüze kadar gelen bazı görüntülerde Savcı, Hâkim ve jüri görevini tek başına üstlendiği mahkemede Sanık hakaretlere maruz kalmaktadır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=JUq2ek2eZ78&feature=related</ref> Devrimden önce 13 yıl İran başbakanlığı görevini yapan [[Emir Abbas Hüveyda]]'nın idam kararı onun başlıca yaptığı işlerdendir. Hüveyda herhangi bir avukat tutma hakkından yoksundu ve kendi başına göstermelik mahkemede yaptığı savunmaya rağmen idam kararını aldı ancak idamı diğerlerinden biraz farklı oldu. İmam Humeyni'nin alelacele idam edilmesine muhalif olmasına rağmen idam sahasına gelmeden önce o dönem güce kavuşan mollalardan biri olan [[Hadi Gaffari]] tarafından boynuna sıkılan 2 tabanca kurşunu tarafından öldürülmüş daha sonra idam hükmü okunarak idam edilmiştir. Halhali 20 yıl sonra yazdığı anılarda itiraf ettiği gibi en az 2000 kişiyi sadece 1979'da idama mahkûm etmiştir. Bazı yazarlar verdiği idam hükümlerini 8000'e aşkın olduğunu yazmaktadır aynı zamanda birebir tanıklara göre sadece bir kişi ondan müebbet hapis hükmü giymiş geri kalan herkes idama mahkûm olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=Qn7EoeJSzUo</ref>. 23 yıl sonra 2002'de Pervin dergisiyle röportajında şöyle demiştir: 1980'de İmam Humeyni'nin yanında Solcuları nasıl durduracağımızı tartıştık ve daha sonra eve gitmek için çıktım eve giderken 15-16 yaşlarında iki çocuğun bir şeyi gizlice birbirine verdiklerini gördüm onları yakalamalarını emrettim. Hatırlıyorum yakalanan çocuğun soyadı "Şeriatı" idi. hemen mahallinde sorguladım ve çocuk solcu gazeteleri birbirlerine verdiklerini itiraf etti. Anında silahımı çıkardım, kafasına sıktım ve çevremdekilere dedim ki "işte bu komünistlerle böyle mücadele edilir." <ref>http://news.gooya.com/politics/archives/002728.php</ref> BBC ile yaptığı röportajda da hiçbir şekilde yaptığından pişman olmadığını ve aynı kişiler tekrar dünyaya gelseler tekrar onları idam edeceğini açıklamış kendi anılarında geriye dönüp baktığında idama mahkûm ettiklerinden bazılarının idam edilememesinden üzüntü duyduğunu ifade etmiştir.<ref>http://www.ettelaat.net/03-11/a_k_az_e_g_t_e.htm</ref> verdiği sayısız idam hükmü ve tüm bunları böylesine soğukkanlı karşılamasına karşılık İran halkı ona "Devrim Kasabı" ve "Devrim Celladı" lakabı vermiştir gerek halk gerek İslam Cumhuriyeti yetkilileri tarafından sevilmez Mollalar dahi onu sevimsiz olarak nitelemektedir.
[[Dosya:Jahanbani-1.jpg|Field Mareşal [[Nadir Jahanbani]](Sağda) İran Hava Kuvvetleri Komutanı, Halhali tarafından tek celsede idama mahkûm edilen generallerden biridir. 1979'da devrimden sonra İran’ı terk etme olanağı olmasına rağmen İran’ı terk etmek istemedi. Göstermelik mahkemeye çıkartıldığı zaman "ben bu ülkeye hizmet dışında hiçbir şey yapmadım ama ne olursa olsun idama hazırım" demiştir Annesi Rusya göçmeni olduğundan dolayı mavi gözlü ve Avrupalı tipindeydi Halhali'nin tipini kastederek yabancı ve casus diyerek hakaret etmesine cevaben "Sen Fars'sın ama ben senden çok daha fazla İranlıyım" demiştir. Onun hakkında da hiçbir delil bulunmamasına rağmen Halhali onu "Allah’a karşı ve Allah’ın
Halhali 1979-80'de [[Mehdi Bazargan]] ve [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]]
[[Sadık Halhali]] devrimin ilk günlerinde devrik İran şahı [[Muhammed Rıza Pehlevi]]’yi tek celsede idama mahkûm etmiş ancak İran’da bulunmadığı için medyadan Şahı öldürmek için [[Çakal Carlos]] ile anlaştıklarını duyurmuştu. 27.06.1979'da Çakal Carlos’a bağlı teröristler o dönem Meksika’da bulunan şaha yönelik helikopter ile suikast düzenlemiş ancak başarılı olamamıştır başarısızlığın ardından kimi kaynağa göre milyonlarca dolar paraya konan [[Çakal Carlos]] tüm vaatlerine rağmen bir daha şaha karşı suikast düzenlememiştir.<ref>http://www.etemaad.ir/Released/86-04-07/228.htm{{Ölü bağlantı|date=Mart 2020 }}</ref> ve takibinde Halhali Şahın öldürülmesi için Hazine kaynaklarından 140.000$ ödül tayin ettiğini açıklamıştır. Halhali Aralık 1979'da aynı yöntem ancak kendi bünyelerinde yetişen Mücahitler(İslam’ın Fedaileri) ile şahın yeğeni [[şehriyar şefik]]i Paris’te yaşamına son verilmiştir ve bunu açıklamaktan çekinmemiştir.<ref name="ReferenceA"/>
Halhali'nin idam kararları devlet büyükleriyle sınırlı kalmamış elbet. Halhali kendi kabul ettiği gibi ayrıca devrimden önce devlete bağlı genel evlerde çalışanlar ve ayrıca alkollü içecek satan ve devrim sonrası İran’ı terk etmeyen kadın ticareti yapanları ve fahişelerin tamamını idama mahkûm etmiştir.
[[Dosya:Pasargadae 2.jpg|İran İmparatorluğunun kurucusu [[Büyük Kiros]]'un mezarı Pasargad. [[Büyük Kiros]] Savaşta öldürüldüğü için orada yatmamakta ancak imparatorluğun simgelerinden biri olarak kabul edilmekte ve [[Ahmedinejad]] ve Halhali'nin tepkisini çekmektedir. O yüzden Ahmedinejad döneminde baraj inşası bahanesiyle su altında bırakılarak tahrip edilmesine yönelik çabalar olmuş ancak başarılı olamamıştır.|thumb|right]]
Halhali ve yandaşları İran'ın İslam öncesi Pers tarihine düşmanlık beslemekteydiler. Halhali devrimin ilk günlerinde başbakan [[Mehdi Bazargan]]'ın muhalefetine rağmen [[Pehlevi]] hanedanının kurucusu ve İran’ın modernizasyon lideri [[Rıza şah Pehlevi]]nin mezarını yeni kurulan [[Devrim Muhafızları]] birlikleriyle beraber yok etmiş ve ardından [[Persepolis]]i yok etmek için [[Şiraz]]a gitmiş ancak bu kez sadece
Halhali iki kitaba imzasını atmıştır ancak yazılarında röportajlarında ve kitaplarında hep çelişkili konular yazmaktadır. Örneğin ilk meclisin itiraz namesinde muhalif bir din adamı olan büyük Ayetullah [[Şeriatmadari]] için idam istediğini yazmış ancak daha sonra hayatının son yıllarında hem o hem de sevmediği ilk başbakan [[Mehdi Bazargan]]'ın methini kitabında yazmış hatta Mehdi Bazargan'ın cenazesinde ağlamıştır.<ref name="ReferenceA"/>
57. satır:
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=rvYrdhkzGGE&feature=related</ref>
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=55KmiocRslo&feature=related</ref>
[[Dosya:5th Day - The Green Ocean.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]]'ın ikinci kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaferini ilan etmesi üzerine [[Tahran]]'daki protestoların beşinci günü olan 17 Haziran 2009'da -bazı kaynaklarda farklı sayılar verilse de- eylemci sayısının üç milyon kişinin üzerinde olduğuna dair ortak bir kanaate varılmış, [[Uluslararası Af Örgütü]] öldürülen protestocuların sayısını 76 kişi olarak açıklamış ancak
Devrimden sonra yıllardır merkez devlete karşı herhangi bir eylemde bulunmayan Kürt azınlık devrim sonrası Sünni oldukları gerekçesiyle onlara karşı yapılan kıyımdan dolayı ayaklanmış İsviçre’nin aracılığıyla müzakere yoluyla sorunun çözülmesi öngörülmüştür. Eylül 1992'de İslam cumhuriyeti ve Kürt liderler arasında yapılması planlanan müzakere için Berlin’e giden Kürt liderler [[Sadık Şerefkendi]], [[Homayun Ardalan]], [[Fallah Abdli]], [[Nuri Dehkurdi]] 17 Eylül 1992'de gittikleri Berlin Mykonos restaurant assassinations'de Lübnan asıllı terörist tarafından makineli tüfek ile taranarak terör edilmişlerdir. Olayı takiben Mykonos'da İslam Cumhuriyetine suç duyurusunda bulunulmuş mahkemelerde çeşitli tanıklar dinlenmiştir. Tanıklardan biri ilk cumhurbaşkanı [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]] idi. İslam Cumhuriyeti çeşitli politik yöntemlerle Almanya’ya baskı yapıp süreci durdurma çabası sonuca ulaşamamış İslam cumhuriyeti şiddetli bir yenilgiye uğrayarak ilk kez Terörist olarak tanınmış dönemin Cumhur Başkanı [[Hashimi Rafsanjani]], Dini Lider [[Ali Hamenei]], Dış işleri bakanı [[Ali Akbar Velayati]], devlet istihbarat bakanı [[Ali Fallahiyan]] suçlanmış Interpol tarafından arama emri çıkartılmıştır. Mahkeme sonucu 4 İslam cumhuriyeti diplomatı Almanya’dan sınır dışı edilmiş, birçok Avrupa ülkesi büyükelçilerini ülkeden geri çağırmıştır. Kriz Reformcu [[Mohammad Hatemi]]nin ezici çoğunlukla cumhurbaşkanlığı seçimini kazanana kadar sürmüştür. Günümüzde Kendini Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak ilan edip cumhurbaşkanı olan [[Mahmud Ahmedinejad]] o dönemde [[Tahran]] belediye başkanlığı görevinde olduğundan, Almanya’nın Mykonos restaurant assassinations'ın önünde terörü bir anıt ile temsil etmesine karşılık olarak [[Saddam Hüseyin]]in Iraklı Kürtlere karşı İran-Irak savaşı döneminde kullanmış olduğu kimyasal bombaların orijininin [[Almanya]] olduğu belirtecek bir anıtı [[Almanlar|Alman]] Büyükelçiliği önüne dikmiştir. Yeni cumhurbaşkanı Hateminin aracılığıyla olaylara son verilirken aralarında Ahmedinejad’ın da bulunduğu Radikal dinci grup halen olayı canlı tutup mahkeme sonuçlarını kabul etmemekteler ve tüm olayı batı ülkelerine ait bir komplo olduğunu öne sürmekteler. Ayrıca daha önce 1989'da devrim muhafızlarının Kürt köylerinde yaptıkları, sivilleri de kapsayan katliamdan sonra Kürdistan demokrat partisi başkanı [[Abdul Rahman Ghassemlou]] ve diğer liderlerin İsviçre ve Avusturya’nın aracılığıyla silah bırakma müzakerelerine gittiklerinde, Ahmedinejad İslam cumhuriyeti diplomatlarının korumasından sorumluydu, liderlerin müzakereden önce otel odalarında feci şekilde katledilmiş olduğu ortaya çıktığından Ahmedinejad karanlık geçmişi göz önünde tutulduğunda zan altında kaldı. Birçok istihbarat örgütü verdiği raporda Ahmedinejad cinayeti bizzat kendi elleriyle işlemişti. Ancak ülke dışına bir daha en azından yasal yollarından çıkmayan Ahmedinejad cumhurbaşkanı seçildikten sonra İslam cumhuriyetiyle batı arasında yapılan müzakerelerin devamına bir umut ışığı olması niyetiyle tekrar gündeme gelmemesine rağmen örtbas edilmiş, CIA raporunda bu durumu kanıtlayacak bir belgenin olmadığına dikkat çekmiştir.<ref>http://edition.cnn.com/WORLD/9704/10/germany.İran/</ref>
<ref>http://İranhrdc.org/english/pdfs/Reports/murder_at_mykonos_report.pdf</ref>
Devrim ilk günlerinden beri sürekli yandaşlarını kaybetmiş ancak Devrimin getirdiği İslam cumhuriyetinin sert sopasına karşı gelenlerin kaderi 2009'a kadar çoğu zaman belli olmuyordu. Devrimden sonra İslam cumhuriyetini yıkmaya yönelik tek büyük girişim mevcuttur ve başarısızlığı 30 yıldır belirsizliğini korumaktadır. "Noje" Hava karargâhında bir takım asker tarafından planlanan bir darbede Humeyni tahtından indirilecek ve devrim gerçek sahipleri yani liberallere geri verilecekti. İslam cumhuriyeti kaynaklarına göre bu darbenin amacı [[Shapour Bakhtiyar]]ı geri getirmekti ve dini lider olarak da [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]i seçilmişti ancak bu iki isim daima İslam cumhuriyeti tarafından karalanmak istenen isimlerdendi ve ikisi de hiçbir zaman bunu kabul etmemiş ve bunu gösterecek hiçbir gerçek belge sunulamamıştır. Plana göre Ayetullah Humeyni’nin evi uçaklar ile bombalanacak ardından Komandolar diğer Mollaları tutuklayacak devrim muhafızlarını etkisiz kılacaktı. Senaryo son 48saate kadar yolunda gitmiş ancak İslam cumhuriyetinin bildirisine göre Allah’ın gaybi yardımları ama diğer bazı kaynaklara göre 2 iddia ortaya atılmıştır: 1. Humeyni’nin evini bombalayacak olan pilotun tereddüde düşmesi 2. bu olaydan haberi olan bir takım asker darbeyi bildirmişlerdir. Ancak hiçbir zaman gerçek açıklanmamıştır. [[Devrim Muhafızları]]ndan oluşan bir kriz yönetim merkezi oluşturulmuş ve ani baskınla tüm darbeci askerler yakalanmış ve istisnasız tamamı "vatana ihanet", "Allah ile savaşma", "Allah’ın seçtiği lider ile savaşma" suçlarından idama mahkûm edilmiş kurşuna dizilmişlerdir. Bu olayın son bulmasıyla son umutlar da sönmüş 30yıla aşkın sürecek bir diktatörlüğün muhalif cephesi ciddi kan kaybına uğrayacaktı zira aynı sene patlak veren İran-Irak savaşı ordunun gün be gün kan kaybetmesi ve [[Devrim Muhafızları]]’nın günden güne güç kazanmasına sebep olacaktı.<ref>http://www.İranian.com/Pesar/2004/July/Nojeh/index.html</ref>
Devrim sonucu Aydın kesim zengin kesim ile beraber yurtdışına kaçmıştır. Özellikle aydın kesimin yurtdışına kaçması Kültürel devrim ile beraber ivme kazanmıştır. Hızla Aydın ve okumuş kesimini elinden kaçıran İslam cumhuriyeti yönetimindeki İran’da bu durum defalarca meclis gündemine gelmiştir. En son 2010'da bu durumu tartışan meclise verilen raporda her gün 3 yüksek lisans/doktora sahibi gencin yurtdışına kaçtığı rapor edilmiştir. Ancak mollalar devamlı kaçışın yolunu açık bırakarak aydın kesimin muhalefet yapmasını engellemek siyasetini benimsemişlerdir. Bu durumu [[Ayetullah Humeyni]]nin devrim sonrası Liberalleri tasfiye edip şeriat benzeri
Yıllardır yurtdışındaki İranlıların sayısını 200.000 olduğunu iddia eden İslam cumhuriyeti hükûmeti ilk kez 2010'da dış işleri bakanının yaptığı bir konuşmadan 2 milyon kişi olduğunu kabul etmiştir ancak günümüzde bu rakamın 5milyonu aştığı ve sade [[Los Angeles]]taki İranlı popülasyonun 2 milyona aşkın olduğu iddia edilmektedir. Günümüzde bakıdan ve işsizlikten yakınan İranlı gençler iş ve özgür yaşam özlemiyle yurtdışına kaçmaktadır. Ancak İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanı [[Mahmut Ahmedinejad]] bu göçün önemsiz olduğunu ve kimsenin İran’dan kaçmak istemediğini klasik yanıltıcı konuşmalarında iddia etmiştir ancak IMF'nin raporuna göre dünyanın 91 gelişmekte olan ülkesi arasında okumuş gençlerinin göçü, en fazla İran’dan gerçekleşmektedir. [[Mahmut Ahmedinejad]] 2006'da yeni bir politika oluşturarak gözden kaçmış liberal-seküler düşüncelere sahip üniversite hocalarının tasfiyesi adlı aksiyonda birçok üniversite hocasını zorla emekli etmiş yerine devrim muhafızlarına mensup bir gecede doktora almış hocalar atamaya başlamıştır. Bu durum da kaçışların hızlanmasına neden olmuştur. [[Mahmut Ahmedinejad]] ile hız kazanan diktatörlüğün sonucu bunlarla sınırlı değil özellikle onun Cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde İslam cumhuriyeti tam anlamıyla eski günlerine geri dönmüş ve devlet mafyası hâline dönüşmüştür. Bu dönemde muhalifler eski Sovyetler gibi kaçırılıyor, belirsiz yerlerde tutuluyor kimi zaman hiçbir zaman eve geri dönmüyorlardır. Kimi zaman da işkencelere dayanan muhalifleri ailelerine zarar vererek tehditte bulunup itirafa zorlanıyorlardır. [[Mahmut Ahmedinejad]] devrim muhafızlarına mensup grubuyla birkaç kez meclisi basmış ve koruma ekibiyle konuşma yapmış meclise istediği yasaları kabul ettirmek için tehditte bulunmuştur. Ayrıca onun döneminde devrimin ilk yıllarından sonra idamlar tekrar hız kazanmış nüfusuna göre idam sayısı dünyada tekrar ilk sırada toplam idama göre ise [[Çin]]den sonra ikinci sırada yer almıştır. Onun döneminde yıllar sonra İran tekrar birleşmiş milletlerden defalarca uyarı almış, insan hakları ihlaliyle suçlanmıştır tüm ihlallere rağmen [[Ahmedinejad]] geleneksel tavrıyla [[Birleşmiş Milletler]] insan hakları konseyinde yer almak için talepte bulunmuş, bu telabei dünyada ve İran’da muhalefet tarafından geniş çaplı itirazlara sebep olmuş o da cevap olarak [[Kanada]]yı Kadın hakları ihlaliyle suçlamıştır. Aynı zamanda onun döneminde yıllar önce [[Ayetullah Humeyni]]nin en büyük arzularından olan ancak o dönemde halen az da olsa liberallerin halen gücü bulunduğu için yapamadığı kadınları iş ortamından uzaklaştırmak ve dışarıda Kara çarşaf veya Magnea denen koyu renkli türban benzeri bir örtüye örtme ve ayrıca üniversitelerde dâhil tamamıyla toplumda kadın-erkek temasını engelleme arzusunu gerçekleştirmeye yönelik girişimlerde bulunmuş muhalefet tarafından ciddi protestolara uğramıştır. Ayrıca onun döneminde birçok muhalifin uyuşturucu kaçakçısı damgasıyla idam edildiği iddia edilmektedir. Ayrıca haber kanallarının raporuna göre 2009'dan sonra patlak veren itirazlara istihbarat bakanlığı ve [[Devrim muhafızları]] birliğinin cevabı cep telefonlarında SMS servisinin kesilmesi veya GSM şebekelerinin çalışmaması, İnternetlerin kesilmesi, yavaşlatılması ve kimi zaman sabit telefonların da kesilmesi ile iletişimi engellemeye çalışmak olmuş ve bu durum istihbarat bakanlığının birebir Rus gizli servisi [[FSB]] ve Çin Devlet Güvenlik bakanlığı ve olağanüstü gizli ve adı dâhil duyulmamış gizli servisinin uyguladığı yöntemleri akla getirmektedir. Özellikle Mayıs 2010'da Kürtlerin yaşadığı eyaletlerde ortaya çıkan genel grevlerde, grevin yaşandığı şehirde sabit telefonlar dâhil kesilmiştir. Ayrıca Devimin ilk yıllarından beri muhalifler tutuklanmış ve hemen daima işkence tiplerinden biri ailenin tehdidi ve özellikle ailenin kız üyelerinden birinin tacize uğrayacağı olmuştur. 2010'da [[Ahmedinejad]] ile muhalefet suçuyla tutuklanan ünlü yönetmen [[Cafer Penahi]] 70 gün hükümsüz ve avukatıyla görüşmeden mahrum tutuklu tutulduktan sonra açlık grevine girmiş ve ailesinin tehditlerle karşı karşıya kaldığını o yüzden röportaj veremediklerini açıklamış ve Avukatı ve ailesiyle görüşme talebinde bulunmuştur. Yargı gücünü de bünyesinde bulunduran İslam cumhuriyeti yargıçları hemen daima İslam cumhuriyeti lehine yasal olmasa da hükümler vermekte ve devrimin ilk günlerinden sonra dâhil muhaliflerin idama götürmekteler. Bu davranış birçok kez muhalif grupların tepkisini çekmiş ve kimi zaman kabarık bir geçmişi bulunan yargıçların öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Örneğin Tahran savcı yardımcısı ve benzeri idamlar ile kabarık bir sicili olan [[Gazi Mukaddes]](Yargıç Mukaddes) 2005'te [[Majid Kavousifar]] ve Hüseyin Kavousifar adlı iki genç tarafından adliye çıkışı öldürülmüş ve Dubai'ye kaçan katiller Dubai polisi tarafından yakalanıp İslam Cumhuriyetine iade edilmiş takibinde Mahkemeye çıkarılmışlardır. Öncelikle para cezası hükmü aldırttığı için onu öldürdüklerini ifade etseler de daha sonra savcı tarafından işlemedikleri suçlar (silahlı soygun, gasp vs.) ile suçlandıklarında [[Majid Kavousifar]] şöyle demiştir:
"Ben ve arkadaşlarım zulmün kökünü kurutmaya yemin ettik"
79. satır:
== Ekonomik boyutu ==
[[Dosya:AkbarHashemiRafsanjani.jpg|thumb|220px|Köpek balığı lakaplı [[Haşimi Rafsancani]] [[Muhammed Hatemi]]den önce (1989-1997) iki dönem İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanlığını yapmıştır. Bir din adamı olmasına rağmen siyasetin kurdu ve ünlü bir iş adamı olarak tanınır. 1988'de İran-Irak Savaşının ateşkes kararının [[Humeyni]] tarafından kabul edilmesinde ve ayrıca [[Ali Hamaney|Hameney]]'in Humeyni’nin ölümünden sonra dini lider seçilmesinde etkili rolü olmuştur.<ref>http://www.İrannewsnow.com/2009/09/rafsanjani/</ref>]]
Devrim öncesi İran hızla sanayileşmeye doğru gitmekteydi, solcu akınının bir ürünü olarak ortaya çıktığı düşünülen ve 1963'te tamamlanmış [[Muhammed Rıza Pehlevi]]'nin [[Ak Devrim]]i, köy ağasının zoruyla da olsa bir araya toplanıp çalışan çiftçilere köy ağasının arazisinin bölünüp verilmesiyle beraber baskı altından kurtulan köylüler büyükşehirlere akmaya başladı böylece İran’da çiftçilik sektöre sürekli gerileyerek buğday ihracatçısı durumunda olan İran hızla ithalatçı durumuna düştü. Şehirlerde hızla işsiz-günlük işçi popülasyonu artarken bir taraftan devrimin alt gruplarını oluşturdu diğer yandan da sanayileşmeyi halkı memnun etmeyi ön planda tutup [[Ak Devrim]] deneyiminden yenilgiye uğrayan devlet için vaz geçilmez kılmıştı. Siyasi istikrar ve Ortadoğu’nun en özgür ve en güvenilir ülkesi olmasıyla beraber işçinin bol ve ucuz olması yabancı sermayeyi cezbediyordu. Hızla araba fabrikaları kuruluyor
[[Dosya:Vladimir Putin in Malaysia 16-17 October 2003-6.jpg|sol|thumb|[[Muhammed Hatemi]] [[Malezya]]'da dönemin [[Rusya]] devlet başkanı [[Vladimir Putin]] ile, Ekim 2003]]
88. satır:
<ref>[[Behçet Cantürk]]'ün anıları, [[Soner Yalçın]] 7. baskı;2000 ISBN 975 - 6709 -11 -1</ref>
Tüm olaylar göz önünde bulundurulduğunda sadece Merkez Bankası verilerine bakılarak devrimin ekonomik boyutu şöyle değerlendirilebilir: 1976'da yani devrimden 3 yıl önce kişi başına düşen millî gelir 8847100 [[Riyal]] (İran parası), tüm enflasyon ve devalüasyonlara rağmen 1997'de kişi başına düşen millî gelir ise 2497790 [[Riyal]]. Bu rakam 2005'e gelindiğinde 5878110 [[Riyal]]'e çıkmıştır. Ahmedinejad dönemi geldikten sonra sağlıklı kayıtlar tutulmamış veya bu rakamlar yayınlanmamıştır. Yapılan eleştirilerin 2009'da maksimuma ulaşmasıyla beraber Ahmedinejad
Devrimi takiben devletleştirilen kurumların birçoğu [[Ahmedinejad]] döneminde hızla özelleştirilmiştir. Özelleştirmelerin birçoğunun [[Devrim Muhafızları]]na bağlı şirketlere veya [[Devrim muhafızları]] komutanlarının sahibi olduğu şirketlere verilmesi üzerine devlet mafyası iddiaları güçlenmiş birçok skandala neden olmuştur ancak [[Ahmedinejad]] ve dini lider [[Hamenei]] durumu örtbas etmeye çalışmış ve kimi zaman da açık açık dini gerekçeleri bahane ederek İslam’ın geleceğe için şirketlerin devrim muhafızlarına bağlı olmasında yarar var demiştir. Günümüzde iddialara göre İran piyasası 3 grup tarafından yönetilmektedir: 1. [[Mahmut Ahmedinejad]] ve devrim muhafızları en büyük maddi rant ekibi olarak, 2. Hakkında uluslararası İnterpol arama kararı bulunan eski cumhurbaşkanı [[Haşimi Rafsancani|Hashimi Rafsancani]], çocukları ve ekibi, 3. Müslüman olmuş bir Musevi’nin oğlu olan devrim döneminde Bazarilerin başkanı olan "Transfer Hacı" lakaplı [[Asgaroladi]] ve ekibi. İddialara göre bunlar devlet/özel bankalardan büyük krediler çekmiş ve geri ödememiştir.
== Politik Boyutu ==
[[Dosya:6th Day - Fans of Mousavi.jpg|İranlı muhalefet lideri Musevi [[Mir Hüseyin Musevi]] 18.06.2009 protestolarında; Musevi Devrimin ilk yıllarında başbakanlık görevinde bulunmuş devrimde etkin rolü olduğu bilinen bir siyasetçidir. 20yıllık suskunluğun ardından ilk kez cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koymasının ardından 22.05.2009'da Televizyona çıkıp [[Ahmedinejad]]ın ekonomi siyasetlerini eleştirmesiyle ve Ahmedinejad’ın %10’un altında ilan ettiği enflasyonun gerçek rakamının %25in üzerinde olduğunu<ref>http://www.youtube.com/watch?v=bsXQWLY1yrw&feature=related</ref> ilan etmesiyle hayran kitlelerini kendi çevresine toplamış devamında gelen konuşmaları ve [[İrşat polisi]]ni kaldırma vaadiyle seçmenlerin ilgisini çekmiş ve değişim rüzgârının esmesine neden olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=7Kyyflwzcko&feature=player_embedded#at=548</ref> Seçimlerin ardından [[Mahmut Ahmedinejad]]ın 2. kez cumhurbaşkanı seçildiğini asla kabul etmemiş ve Musevi’nin yanlıları 2009-2010'da geniş çaplı protestolar düzenlemişler<ref name="youtube.com">http://www.youtube.com/watch?v=1hq3T6B_q4o&feature=related</ref> ancak tamamı
[[Dosya:Iran-Iraq War Montage.png|İran-Irak Savaşı; Saddam’a bağlı Irak ordusu 22 Eylül 1980'de büyük gruplar halinde [[Hurremşehr]]e saldırıya geçmesiyle iki ülke arasında savaş başladı. Savaşın nedenleri için ortak bir fikir birliği bulunmamaktadır ancak İran ve özellikle Saddam’dan sonraki Irak arasında yıllardan beri sınır krizi yaşanmaktaydı Saddam yıllardan beri büyük [[Petrol]] rezervlerine sahip [[Huzistan]] eyaletine göz dikmişti ve Arap kökenli Huzistan halkını bahane ederek [[Huzistan]]ı [[Irak]] topraklarına katmaya çalışıyordu Devrimden önce küçük çaplı sınır çatışmaları yaşanmış birkaç kez iki ülkenin hava kuvvetleri birbirine ateş açmış birkaç uçak düşmüştü ancak devrim öncesi İran ordusunun gücüne istinaden Saddam devamlı geri çekilmeye mecbur kamıştı. Saddam ayrıca [[Pers Körfezi]]ndeki İran hâkimiyetine de son vermek istiyor [[Irak]] güçlerinin körfezi ele geçirmesini istiyordu. Devrimin zaferini takiben tecrübeli generallerin kurşuna dizilmesi ve hava kuvvetleri pilotlarının tutuklanması ve kimi zaman idamıyla beraber İran ordusu güçsüz kalmış ülkedeki siyasi ve güvenlik kargaşası da Saddam'a saldırı zamanının alarmını vermişti. Rehine krizinin yaşanmasıyla beraber uluslararası siyaset de [[İran]] aleyhine cephe tutmuş öylesine bir zamanda İran’a saldırmak dünya tarafından fazla bir tepkiye yol açmayacaktı ancak Saddam saldırıyı takip eden 1 yılda ummadığı bir direniş ile karşılaşmış art arda birçok Arap ülkesinin de aracılık ettiği(örn. Suudi Arabistan barışın sağlanacağı durumda İran’a ödenmesi gereken tazminatın 70 Milyar$ olarak Arabistan tarafından karşılanmasını teklif etmişti) barış antlaşmalarıyla İran'a Barış teklifinde bulunmuştu her seferinde ise Ayetullah Humeyni’nin muhalefetiyle karşılaşmış barış sağlanamamıştı. Humeyni’ye göre savaş [[Kerbela]]nın İran topraklarına katılacağı güne kadar sürmesi gerekiyordu. Saddam rejiminin 1988'de yeni füze sistemlerine sahip olması ve füzelerle Tahran'ı hedef almasıyla beraber Humeyni ateşkes antlaşmasını imzalamaya mecbur kalmış savaş resmen berabere bitse de antlaşmanın imzalanma koşullarını dikkate alındığında İran mağlup sayılmaktadır. Savaş sürecinde resmi rakamlara göre 500.000 kişi civarında insan hayatını kaybetmiş ancak gerçek rakamların 1 milyon kişi civarında olduğu düşünülmektedir. Savaşın bir sonucu olarak İran ordusu geri dönüşümsüz bir hasra uğramış küçülmüş ve [[Devrim Muhafızları]]nın önünde küçük bir güç haline dönüşmüş [[Devrim Muhafızları]] ise savaş bahanesiyle silahlanmış ve devamında ordunun 3 katı yıllık bütçeye sahip olmuştur. Maddi anlamda ise İki ülkede savaş süresince 1 Trilyon$ hasar meydana geldiği açıklanmış 2003'te Irak'ın işgalinin ardından birleşmiş milletler tarafından çıkarılan tasarıda Irak'ın İran'a 200 milyar$ tazminat ödemesi gerektiğini içermektedir.<ref>Abrahamian, History of Modern İran, (2008)</ref><ref>Molavi, Afsin (2005). The Soul of İran. Norton</ref>|thumb|left]]
Bu devrimle [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]], [[Orta Doğu]]'daki müttefikini kaybetmiştir. Devrim sonrası İran Fransa'ya dolayısı ile Avrupa'ya yakın bir anlayışa dönüşmüş ABD'den uzaklaştığı sanılmış ancak devrimden sadece bir yıl sonra bu anlayışın temelli yanlış olduğu kesinlik kazanmıştır. Devrimden önce politik ve askeri anlamda Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi, Devrim öncesi şah tarafından satın alınan 202 adet "F-14 Tom cat"ler ile dünyanın en güçlü hava kuvvetleri arasında 5. sırada yer alan hava kuvveti durumuna gelen ve aynı zamanda Ortadoğu’nun en eski devleti ve dünyanın en eski devletlerinden biri olan İran, uluslararası arenada giderek güç kaybetmiş ve terörü destekleyen ülkeler arasında yer almıştır. Terör devletine dönüşeceği [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]] büyükelçiliği baskını ve 444 günlük rehine krizi döneminden belli olan İslam cumhuriyeti terör olaylarını vatandaşlarından da esirgemeyip çeşitli dönemlerde muhaliflerini göstermelik mahkemeler yerine yetiştirdiği teröristlerce öldürmüştür. 2009 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle çıkan olaylarda rejim yetiştirdiği kökten dinci ajanlar ve milislerini çeşitli olaylarda kullanmış ve ayaklanmış halkı sokaklarda öldürmüştür. Söz konusu ajanlar polis arabasıyla protestocuları ezerek öldürmekten dahi çekinmemişlerdir.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=UJrCiMb7q4s&feature=PlayList&p=2D600657DB5742B8&playnext_from=PL&playnext=1&index=94</ref> bu konu çeşitli haber ajanslarında halkın cep telefonlarıyla çekmiş olduğu filmler vasıtasıyla haber konusu olmuş ve dünya çapında yankı uyandırmıştır. Ancak İslam cumhuriyeti polisi konuyu tamamıyla yalanlamış ve tekrar olayın yabancı ajanlar tarafından yapılmış olduğunu öne sürmüştür. Ahmedinejad Cumhurbaşkanı olmadan önce Tahran belediye meclisi ve milletvekili olmaya da yelkenmiş seçimleri kaybetmiştir, ancak o dönemlere ait hile iddialarıyla da karşılaşmış durum örtbas edilmiştir.
108. satır:
[[Dosya:IEP2009 colage.jpg|[[Ahmedinejad]]'ın Cumhurbaşkanı olmasını protesto eden protestocular, Haziran 2009. Protestolar 2010'da da sürmüş ancak [[Ahmedinejad]] bu olayların tamamını yabancıların bazı insanları kandırmasıyla oluştuğunu ve bunların tamamının kandırılmış küçük insanlar olduğunu beyan etmiş asla istifa etmeyeceğini bildirmiştir. Protestolar daima zor kullanarak bastırılmaya çalışılmış protestolarda hemen daima eli boş olan [[Besij]] militanları telefonlarıyla da olsa protestocuları görüntülemeye çalışmış devamında kim olduklarının belirlenip tutuklanacakları ile tehditte bulunmuştur. Polis ise ateşli silah kullanmadığında şoklu coplar veya güç kullanarak olayları bastırmaya çalışmıştır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=gd3CEUJxxR0</ref> Tüm protestolar birden fazla ölü ile sonuçlanmış, kimi zulümler polis tarafından kullanılan plastik saçmalı pompalı tüfeklerin yakın mesafeden protestocunun kafasına ateşlenmesiyle oluşmuş ancak ölümlerin çoğu [[Nida Aghasultan]]'ınki (bkz: [[Nida Ağa-Sultan'ın ölümü]]) gibi gayriresmi silahlı olan [[Besij]] militanları tarafından olmuştur.<ref>http://www.rferl.org/content/article/1061805.html</ref><ref>http://www.dwelle.de/dw/article/0,,5146428,00.html</ref><ref>http://www.youtube.com/watch?v=GHpsH1JnvNg&feature=related</ref> Protestoları takip eden günlerde birçok tutsaktan bir daha haber alınamamış, kimi zaman hapishanelerde ölen tutsakların cenazesi sessizce defnedilmiş, aylar sonra ailelerine bir şekilde haber sızmıştır.|thumb|left]]
İslam Devrimi sonucu anlatıldığı gibi İran’da yaşam koşulları iyice zorlaşmış ve giderek diktatörlüğün şiddeti artan
Özgürlük yönünden değerlendirildiğinde İslam devrimi Medyanın özgürleşeceği sloganıyla zafere ulaşmış ancak Ağustos 1979'dan günümüze kadar yüzlerce gazete kapatılmış hiçbir özel TV/Radio yayınına izin verilmemiştir. [[Besij]] adı verilen [[Devrim Muhafızları]]’nın sivil kolu kurulduğu günden beri İslam cumhuriyetinin gayri resmi baskı kolunu oluşturmuş muhalifleri bastırmakta başrolü oynamıştır. Örneğin 1998'de ilk kez sesini yükselten [[Tahran üniversitesi]] öğrencileri kaldıkları yurtta baskına uğramış baskın 3 gencin ölümüyle sonuçlanmıştır. Başka bir örnek dünyanın tepkisini çeken 2009'da [[Ahmedinejad]]ın seçimi kazandığını ilan etmesi üzerine çıkan protestocular da [[Besij]] tarafından kanlı bastırılmaya çalışılmıştır. Olaylar halkın tepkisini çekmiş ve [[Besij]] Karargâhı önünde toplanmışlardır. [[Besaij]] yasal olarak [[Devrim muhafızları]]na bağlı olsalar da sivil kol olduklarından barış zamanında silah bulundurma yetkisi olamayan bir kurum olmasına rağmen karargâhın çatısına çıkan milisler halka direkt kurşun yağdırmaya başlamışlar ve birçok kişinin ölümüne neden olmuşlardır. [[Besij]] komutanı Ayetullah Talib, [[Shapour Bakhtiyar]]'ın 1979'da verdiği bir röportajda, muhabirin "neden karakola giren devrimcilere ateş açıldı?" sorusuna verdiği "eğer devrimciler askeri bir alanı basarlarsa asker silahını korumak zorundadır" cevaba istinaden "orası askeri bir alandır [[BEsij]] silahını korumak zorundadır]] demiştir. Halbuki [[Besij]]in silah bulundurma yetkisi yok ayrıca protestolar [[Besij]] karargâhının önünde sessiz bir şekilde sürüyordu bu olay dünya çapında geniş bir tepkiye neden olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=QSskeMRejLI</ref> Tabi besij bununla yetinmedi, özellikle 2009dan itibaren uyguladığı baskıya hız veren milisler özellikle [[Ahmedinejad]]a tepkisini ilan etmek için çareyi her akşam çatıdan "Allah-u Ekber" demekte bulan halkın -Allahu ekberin duyulduğu evleri- basıp tüm evi dağıtmışlardır. Olayın yansıması Birleşmiş milletler insan hakları konseyi ve dünya af örgütüne kadar gitmiş [[Besij]] komutanı [[Ayetullah Talib]] [[Besij]]in sivil bir kuruluş olup herhangi bir üniformaya sahip olmadığını unutarak şöyle açıklama getirmiştir: "onlar yabancı güçlere bağlı kimseler ve [[Besij]]in adını bozmak için [[Besij]] üniforması giyerek bu işleri yapıyorlar"<ref>http://www.radiofarda.com/content/f10_Taef_Basij_Commander/1764974.html</ref><ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/2009/06/090614_si_election_worldreax.shtml</ref>
olaylar bunlarla sınırlı kalmamış [[Ayetullah Talib]]in sözlerinin devamı diğer devlet büyüklerinden de gelmiştir ve birçok tutsak TV’de yabancı güçler ile irtibatta olduklarını itiraf etme zorunda bırakılmış olay trajik komik bir hal almıştır zira adayların birçoğu bir biriyle uyuşmayan ve sadece İslam cumhuriyeti yararına olan komik itiraflara imzalarını atmak zorunda kalmış devamında kimi idama mahkûm edilmiştir. Aslında bu itiraflar yeni bir olay değildi Devrimin ilk yıllarından beri muhalifleri Televizyona çıkarıp bu itiraflar tarzında cümleleri onların ağzından umuma yayınlıyorlardı hapisten bir türlü kurtulup kaçan muhalifler yurtdışında röportajlarında bu itirafları ailelerine dokunulmasın diye söylediklerini ve imzaladıklarını anlatmışlardır. 2003'te [[Medhi Bazargan]]ın da içinde bulunduğu bir ekip [[Mehdi Bazargan]]ın kurucusu olduğu "İran halkının özerklik ve Özgürlüğü savunucuları topluluğuna mensup olma suçuyla tutuklanmış ve TV’de buna benzer itiraflarda bulunmuşlardı. Bu olay ile ilgili yazılan "Hacının ziyafetinde" kitabında yurtdışına kaçan bu kişiler onları itirafları imzalamaya zorlayan işkencecilerin içinde günümüzde radikal bir İslam cumhuriyeti, dini lider Hamaney ve Ahmedinejad yanlısı olan ve devamlı protestocuların yargılanıp idama mahkûm edilmesi gerektiğini vurgulayan devlet gazetesi [[Keyhan]]ın genel yayın yönetmeni [[Hüseyin Şeriatmedari]]nin de bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bu grupta hapisten kurtulanların çoğu kısa süre sonra ölmüşlerdir.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/arts/030904_la-cy-hajagha.shtml</ref> Devrim ile beraber İran’a dönen Humeyni’nin yanında oturan ve yabancı muhabirlerin sorularını Humeyni için Farsçaya çeviren Humeyni’nin Paris’teki danışmanı (ve hakkında KGB ajanı olduğuna dâhil iddialar da bulunan) [[Sadık Kutbzade]] seçimleri Beni sadr'e kaybettikten sonra iktidara ulaşmaya çalışan mollalar tarafından inzivaya sürüklenmiş ve 1982'de Humeyni’nin evini bombalamaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklanmış devamında televizyonda benzer şekilde itiraflarda bulunmuş idama mahkûm edilmişti. Daha sonraki Kutpzadenin CBC muhabiri olan eski nişanlısı tarafından yazılan "Aynadaki Adam" adlı kitapta şöyle yazmaktadır: "olaylar çığırından çıkmıştı, Sadığa artık bu ülkenin onun yeri olmadığını ve devrimin onların amacından fazlaca saptığını söyledim ve İran’ı terk etme teklifinde bulundum ancak sadık aynen şöyle cevap verdi: bu devrim İran için bir kâbusu armağana getiri ve ben bu kâbusun İran getirilmesi için büyük bir rolü üstlendim o yüzden cezamı çekmem gerekiyor ve İran’da kalıp kaderimle yüzleşeceğim."<ref>Jerome, Carole, The Man In The Mirror. A True Inside Story Of Revolution, Love And Treachery In İran;ISBN 978-1550130485</ref> ce daha sonra [[Ayetullah Hüseyin Ali Müntaziri]] kendi anılarında idamıyla ilgili şöyle yazmaktadır: "Duydum ki hacı Ahmet (Humeyni’nin oğlu) hapiste Kutbzadeye sen bunu kendi iyiliğin için söyle ben babamı seni affetmesi için ikna edeceğim demiş ve devamın kutbzade ona güvenerek bu itirafları etmiş ve kurşuna dizilmişti. Yine de olayın takibinde aldığım haberlere göre Humeyni’nin evindeki kuyuya patlayıcı dökme olayı tamamen yalan olup [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]nin gücünü elinden almak için bir bahaneymiş." (çünkü hükûmet kutbzadenin amacını Humeyni’yi öldürüp Shariatmadariyi yerine geçirmek olduğunu iddia etmişti).<ref>http://amontazeri.com/farsi/frame3.asp</ref>
|