Malazgirt Meydan Muharebesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Hiroşi (mesaj | katkılar)
Kaynaklarda hepsinin taraf değiştirdiğine dair bilgi yok. Kaynaklandırılacak
Yzkoc (mesaj | katkılar)
düzeltme
17. satır:
|savaşan3 =
|komutan1 =
* [[IV. Romanos Diogenes|IV. Romen Diyojen]] {{Esir}}
* [[Nikiforos Bryennios (yaşlı)|Nikiforos Bryennios]]
* [[Theodore Alyates]]
35. satır:
}}
{{Bizans-Selçuklu Savaşları kutusu}}
'''Malazgirt Meydan Muharebesi''', 26 Ağustos 1071 tarihinde, [[Büyük Selçuklu Devleti|Büyük Selçuklu]] Hükümdarı [[Alparslan]] ile [[Bizans İmparatoru]] [[IV. Romanos Diogenes|IV. Romen Diyojen]] arasında gerçekleşen muharebedir. Alp Arslan'ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, "[[Türkler]]e [[Anadolu]]'nun kapılarında kesin zafer sağlayan son muharebe" olarak bilinir.
 
== Savaş öncesi durum ==
1060'lar süresince [[Büyük Selçuklu İmparatorluğu|Büyük Selçuklu]] [[Sultan]]ı Alp Arslan Türk dostlarına [[Ermenistan]] ve [[Anadolu]]'ya doğru göç etmesine izin verdi ve [[Türkler]] buralarda şehirlere ve tarım alanlarına yerleştiler. 1068 yılında Romen Diyojen Türklere karşı bir sefer düzenledi, fakat Koçhisar şehrini geri almasına rağmen Türk atlılarına yetişemedi. 1070 yılında Türkler (Alparslan komutanlığında), günümüzde [[Muş]]'un bir ilçesi olan [[Malazgirt]]'te Manzikert (Bizans dilinde Malazgirt) ve Erciş kalelerini ele geçirdi. Daha sonra Türk ordusu [[Diyarbakır]]'ı aldı ve Bizans yönetimindeki [[Urfa]]'yı kuşattı. Ancak alamadı. Türk Beylerinden Afşin Beyi de güçleri arasına katıp [[Halep]]'i aldı. Alp Arslan Halep'te konaklarken Türk atlı birliklerinin bir kısmına ve Akıncı Beylere Bizans şehirlerine akınlar düzenlemesine izin verdi. Bu sırada da Türk akınlarından ve son gelen Türk ordusundan çok rahatsız olan Bizanslılar tahta ünlü komutan [[IV. Romanos Diogenes|Romen Diyojeni]]Diyojen çıkardılar. Romen Diyojen de büyük bir ordu kurup 13 Mart 1071'de [[Konstantinopolis]]'ten (bugünkü [[İstanbul]]) ayrıldı. Ordunun mevcudu 200.000 olarak tahmin ediliyor. 12. yüzyılda yaşamış Ermeni bir tarihçi olan [[Edessa Kontluğu|Edessa]]lı Matta [[Bizans ordusu]]nun sayısını 1 milyon olarak veriyor.<ref>[http://www.allempires.com/article/index.php?q=Manzikert figure of 1 million according to Matthew of Edessa]</ref>
 
Bizans ordusu düzenli [[Rum]] ve [[Ermeniler|Ermeni]] birlikleri dışında ücretli [[Slavlar|Slav]], [[Gotlar|Got]], [[Almanlar|Alman]], [[Frank]], [[Gürcüler|Gürcü]], [[Uz]], [[Peçenek]], [[Kıpçak]] askerlerinden oluşuyordu. Ordu ilk olarak [[Sivas]]'ta dinlendi. Burada halkın coşkuyla karşıladığı imparator halkın dertlerini dinledi. Halkın [[Ermeniler|Ermeni]] taşkınlık ve barbarlığından yakınmaları üzerine kentin Ermeni mahallelerini yıktırdı. Pek çok Ermeni'yi öldürüp, önderlerini sürgüne yolladı. Haziran 1071'de [[Erzurum]]'a vardı. Orada, Diyojen'in generallerinden bazıları Selçuklu bölgesine ilerlemeyi sürdürmeyi ve Alp Arslan'ı hazırlıksız yakalamayı teklif etti. [[Nikiforos Bryennios (yaşlı)|Nikiforos Bryennios]] da dahil diğer generallerin bazıları da bulundukları yerde bekleyip pozisyonlarını güçlendirmeyi önerdi. Sonuç olarak ilerlemeye devam etme kararı verildi.<ref name="norwich">Norwich, John Julius (1999), ''Byzantium, the Apogee'', Londra: Penguin, say.346-348</ref>
52. satır:
 
[[Dosya:Malazkirt Manzikert battle campaign map 1071.png|thumb|300px|sol]]
Bu sırada [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]] ordusunda dinsel ayinler yapılmakta ve [[Papaz]]lar askerleri kutsamaktaydı. [[Romen Diyojen]] de bu savaşı kazanması durumunda (ki buna inancı tamdı) ününün ve saygınlığının artacağından emindi. Bizans'ın eski ihtişamlı günlerine döneceğini hayal ediyordu. En ihtişamlı zırhını giydi ve inci beyazı atına bindi. Ordusuna [[zafer]] durumunda büyük vaatlerde bulundu. [[Tanrı]] tarafından şeref, şan, onur ve kutsal savaş sevapları verileceğini duyurdu. Alp Arslan savaşı kaybetmesi durumunda her şeyini ve atalarından miras kalan Selçuklu devletini de kaybedeceğini çok iyi biliyordu. Romen Diyojen ise savaşı kaybetmesi halinde devletinin çok büyük güç, prestij ve toprak kaybedeceğini biliyordu. Her iki komutan da kaybetmeleri durumunda öleceklerinden emindi.
 
Romen Diyojen ordusunu geleneksel Bizans askerî kaidelerine göre düzenlemişti. Ortada birkaç sıra derinlikte çoğu zırhlı, piyade birlikleri ve bunların sağ ve sol kollarında süvari birlikleri yerleştirilmişti. Romen Diyojen merkeze; [[Nikiforos Bryennios (yaşlı)|General Bryennios]] sol kanada ve Kapadokyalı [[Theodore Alyates|General Alyattes]] ise sağ kanada komuta ediyordu. Bizans ordusunun gerisinde büyük bir rezerv bulunuyordu ve bu özellikle taşra eyaletlerinde nüfuzlu kişilerin özel ordularının mensuplarından oluşuyordu. Geri rezerv ordusunun komutanı olarak genç [[Andronikos Dukas (VII. Mihail'in kuzeni)|Andronikos Dukas]] seçilmişti. Romen Diyojen'in bu tercihi biraz şaşırtıcı idi çünkü bu genç komutan eski imparatorun yeğeni ve [[Kayser|Caesar]] [[İoannis Dukas (Sezar)|İoannis Dukas]]'ın oğlu olup, bu kişiler açıkça Romen Diyojen'in imparator olmasının aleyhindeydiler.<ref name="norwich">Aynı genç komutan, Andronikos Dukas, Malazgirt Savaşında yenilip esir düşmüş ve esirlikten fidye verip kurtulmuş olan Romen Diyojen'i yakalama görevini alıp onu Tokat'tan Kilikya'ya kovalayan ve orada yakalayıp gözlerine mil çektiren ve sonra da rezil rüsva katır sırtında tüm Anadolu'yu geçirip [[Kınalıada]]'ya (Proti adası) sürgüne getiren kişi olacaktır. Norwich (1999) say. 356</ref>
62. satır:
Ordusunu komuta etme olanağının kalmadığını gören Romen Diyojen yakın birlikleriyle kaçmaya kalktıysa da artık bunun imkânsız olduğunu gördü. Sonuçta tam bir bozgun havasına giren Bizans ordusunun büyük bölümü akşam hava kararıncaya kadar yok edildi. Kaçamayıp sağ kalanlar teslim oldular. İmparator omzundan yaralı olarak ele geçirildi.
 
Tüm dünya tarihi için büyük bir dönüm noktası niteliğinde olan bu savaş zafer kazanan komutan Alp Arslan'ın yenik [[İmparator]] IV. Romen Diyojen'le antlaşma yapmasıyla son buldu. İmparatoru bağışlayan ve ona iyi davranan Sultan antlaşmaya göre İmparatoru serbest bıraktı. Antlaşmaya göre imparator kendi fidyesi için 1.500.000 [[denarius]], vergi olarak da her yıl 360.000 [[denarius]] ödeyecek; ayrıca [[Antakya]], [[Urfa]], [[Ahlat, Bitlis|Ahlat]] ve [[Malazgirt]]'i de [[Selçuklu]]ya bırakacaktı. [[Tokat (ilçe)|Tokat]]'a kadar kendisine verilen Türk birliği eşliğinde [[Konstantinopolis]]'e doğru yola çıkan imparator Tokat'ta toplayabildiği 200.000 kadar [[denarius]]u kendisiyle birlikte gelen Türk birliğine verip Sultan'a doğru yola çıkardı. Tahta kendi yerine [[VII. Mikhail]] Dukas'ın çıktığını öğrendi.
 
Romen Diyojen ise geri dönmekte iken Anadolu'ya dağılmış ordunun kalanlarından derme çatma bir ordu düzenlemiş ve kendisini tahttan indirenlerin ordularına karşı iki çatışma yapmıştır. Her iki muharebede yenilerek Kilikya'da bir küçük bir kaleye çekildi. Orada teslim oldu; keşiş yapıldı; katır üzerinde Anadolu'dan geçirildi; gözlerine mil çekildi; Proti (KinalıadaKınalıada)'daki manastıra kapatıldı ve orada birkaç gün içinde yaraları ve enfeksiyon nedeni ile öldü.
 
== Romen Diyojen'in Esareti ==
[[Dosya:BnF Fr232 fol323 Alp Arslan Romanus.jpg|thumb|200px|[[Alp Arslan]] İmparator [[Romen Diyojen]]'i küçük düşürürken. [[Boccaccio]]'nun ''[[De Casibus Virorum Illustrium]]'' eserinin 15. Yüzyıl'da resmedilmiş bir Fransız çevirisi.]]
 
İmparator IV. Romanos ([[Romen Diyojen]]), [[Alp Arslan]]'ın huzuruna çıkarılınca, [[Alp Arslan]] ile aralarında şu diyalog gerçekleşmiştir:
 
Alp Arslan: "Eğer ben senin önüne esir olarak getirilseydim ne yapardın?"
80. satır:
 
== Sonuç ==
[[VII. MikhailMihail]] Dukas, Romanos Diyojen'in imzaladığı antlaşmanın geçersiz olduğunu ilan etti. Bunu haber alan Alparslan da ordusuna ve Türk Beylerine Anadolu'nun fethi emrini verdi. Bu emir doğrultusunda '''Türkler Anadolu'yu fethe başladılar'''. Bu saldırılar, sonu [[Haçlı Seferleri]] ve Osmanlı İmparatorluğu'na varacak bir tarihi süreci başlamıştır.
 
[[VII. Mikhail]] Dukas, Romanos Diyojen'in imzaladığı antlaşmanın geçersiz olduğunu ilan etti. Bunu haber alan Alparslan da ordusuna ve Türk Beylerine Anadolu'nun fethi emrini verdi. Bu emir doğrultusunda '''Türkler Anadolu'yu fethe başladılar'''. Bu saldırılar, sonu [[Haçlı Seferleri]] ve Osmanlı İmparatorluğu'na varacak bir tarihi süreci başlamıştır.
 
Bu savaş, Anadolu'nun Türklerin tam olarak eline geçmesi için, savaşçı olan Türklerin, eski [[Cihad]] [[Akın]]larını tekrar başlatacağını gösteriyordu. Abbasiler döneminde biten bu akınlar, Avrupayı [[İslam]] tehdidinden kurtarmıştı. Ancak Anadolu'yu ele geçiren ve Hristiyan Avrupa ile Müslüman Ortadoğu arasında tampon bölge oluşturan Bizans devletinin çok büyük bir güç ve toprak kaybına neden olan Türkler, aradaki bu bölgeyi ele geçirerek Avrupa'ya başlayacak yeni akınların habercisi oluyordu. Ayrıca [[İslam]] dünyasında büyük bir birlik sağlamış olan Türkler bu birlikteliği Hristiyan Avrupa'ya karşı kullanacaktı. Bütün İslam dünyasının Türklerin önderliğinde Avrupa'ya akın başlatmalarını önceden gören [[Papa]], önlem olarak [[Haçlı Seferleri]]ni başlatacak ve bu da kısmi olarak işe yarayacaktı. Ancak yine de Türklerin Avrupa'ya yaptığı akınları durduramayacaktı. Malazgirt savaşı, Türklere Anadolu'nun kapılarını açan ilk savaş olarak kayıtlara geçti.