Asur Ticaret Kolonileri Çağı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k düzeltme, değiştirildi: güzergah → güzergâh , güzergahı → güzergâhı (2)
InternetArchiveBot (mesaj | katkılar)
Rescuing 11 sources and tagging 6 as dead.) #IABot (v2.0
1. satır:
'''Asur Ticaret Kolonileri Çağı''', genellikle Anadolu'daki kentlerin hemen yakınlarında, [[Asurlular|Asurlu]] tüccarlar tarafından kurulan ve [[karum]] adı verilen ticaret amaçlı yerleşmelerin Anadolu'da yaygınlaşmasıyla başlayan bir dönemdir. Bu ticari amaçlı yerleşimlerin yaygınlaşması esasen Asurlu tüccarların Anadolu'yla son derece organize bir biçimde sürdürülen ticari ilişkileri yerleştirmesinin bir göstergesidir. MÖ 1.950 – 1.750 yılları arasında yaklaşık 200 yıl süren bu dönem Anadolu'da aynı zamanda yazılı tarihin ve [[Orta Tunç Çağı]]'nın başlangıcı olarak kabul edilir.<ref name="atm">[http://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/belge/1-55016/asur-ticaret-kolonileri-cagi.html ''Asur Ticaret Kolonileri Çağı''] Anadolu Medeniyetleri Müzesi</ref> Dönemin sona erişinin, Anadolu'da [[Hititler|Hitit]] yayılmasından kaynaklanmış olması kuvvetle muhtemel görünmektedir. [[Kuşşara]] Kralı [[Anitta]], [[Hattuşaş]]'[[Boğaz köy]]'ı 1700'lerin başlarında yakıp yıkmıştı.<ref>[http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44890/hattusas-bogazkale-bogazkoy.html Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, ''Hattusaş'']</ref> Kısa sürede en azından Orta Anadolu'daki krallıkları birer birer yıkarak bölgede ilk siyasi birliği kuran Kuşşara krallarının, Asur Ticaret Kolonileri Çağı'na son verdikleri kabul edilmektedir.<ref>Pınar Bülbül, [http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/21/21_1.pdf ''Neolitik Devirden MÖ 2. Binyıl Sonuna Kadar Afyonkarahisar ve Çevresi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20120425034246/http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/21/21_1.pdf |date=25 Nisan 2012 }} Sh.: 5</ref> Koloni Çağı boyunca Anadolu'ya sızan Hititler oralari istila ederken Asur kolonilerini de ortadan kaldırmışlar, toparlanabilen Asurlu tüccarlar da ülkelerine dönmüştür.<ref>Fatma Sevinç, [http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/17_2.pdf ''Hititlerin Anadolu'da Kurdukları Ekonomik ve Sosyal Sistem''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20121202231903/http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/17_2.pdf |date=2 Aralık 2012 }} Sh.: 22</ref> Hititler sadece yerel krallıkları yıkmakla kalmadılar aynı zamanda ticaretin serbestliğine de geniş ölçüde sınırlamalar getirdiler. Artık maden ithalat ve ihracatı bağımsız tüccarlar tarafından yapılmıyor, ekonominin tüm alanlarında olduğu gibi [[Hattuşaş]]'ın denetimi altında organize ediliyordu.<ref>Fatma Sevinç, Sh.: 23</ref>
 
Bununla birlikte, Asurlu tüccarlar Anadolu'nun Güneydoğu, Doğu, Doğu Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde ticari koloniler kurmuşlardı. Bu bölgelerin yer altı kaynakları hammadde ihtiyacını karşılıyordu ve bunun dışındaki bölgelere yayılma gereği duyulmamıştı. Dolayısıyla Anadolu'nun diğer bölgeleri için Asur Ticaret Kolonileri Çağı'ndan söz edilemez.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |date=2 Nisan 2015 }} Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2268 – Sh.: 23-24</ref>
 
Bu çağla ilgili bilgilerimizin çok büyük bir bölümü arkeolojik kazılarda ele geçen Eski Asur lehçesinde [[çivi yazısı]] ile yazılmış kil tabletlere dayanmaktadır. Bu tabletlerin büyük çoğunluğu "Kapadokya Tabletleri" olarak bilinen ve başta [[Kültepe]]'de olmak üzere [[Alişar Höyüğü|Alişar]] ve [[Hattuşaş|Boğazköy]]'deki kazılarında bulunmuş belgelerdir.<ref>[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1040/12546.pdf Emin Bilgiç, ''Kapadokya Tabletleri'ne Göre Anadolu Kavimleri Üzerinde Araştırmalar]</ref> Söz konusu tabletler esas olarak Asurlu tüccarların evlerinin bir bölümünde tuttukları kendi arşivlerinden oluşmaktadır.<ref>H. Ali Şahin, ''Koloni Çağı'nda (MÖ 2000-175) Anadolu'da Bulunan Asurlu Görevliler'' [http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_12/sayi_12_05_h_a_sahin_69_88.pdf Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi] – Sayı 12, Sh.: 69</ref> Dolayısıyla hemen hepsi ticari mektuplardır.<ref>İ. Gürkan Gökçek, Sh.: 148</ref>
7. satır:
== Tarihsel gelişim ==
 
Mezopotamya kültürleri, kendi çevrelerinde bulunmayan gümüş, altın, bakır, [[dağ kristali]], [[obsidiyen]], [[serpantin]], [[diorit]], [[mermer]] ve kereste gibi hammaddeler için Mezopotamya çevresine, bu arada Anadolu'ya yönelmek durumundaydılar.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |date=2 Nisan 2015 }} Sh.: 16</ref> Dolayısıyla Asur Ticaret Kolonileri Çağına kadar Anadolu'yla Mezopotamya arasında birkaç binyıl boyunca giderek gelişen ticari ilişkiler sürmekteydi. Örneğin Mezopotamya'nın MÖ 4000 – 3100 tarihleri arasında yer alan [[Uruk Dönemi]]'nde, metal ve bazı hammadde gereksinimlerini Güneydoğu Anadolu, İran ve Uman gibi bölgelerden, [[sömürgecilik]] benzeri bir sistemle sağladıkları biliniyor.<ref>17. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (2001) Sh.: 59</ref> Tunç Çağı'na gelindiğinde ise özellikle bakır, tunç yapımında esas hammadde olması yönünden önem kazanmıştır. İhtiyaç duyulan bir başka metal de gümüştü. Gümüş, çoğu ödemelerde ve değer belirlemede temel ölçüt olarak kullanıla gelmiştir. Mezopotamya kültürleri bu maddeleri dışarıdan sağlamak zorundaydılar.<ref name="1,1">[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |date=2 Nisan 2015 }} Sh.: 26</ref> Öte yandan Tunç yapımı için Anadolu'nun da kalaya ihtiyacı vardır ve o tarihlerde Anadolu'da kalay üretilmiyordu. Kalayın Anadolu'ya Asur Krallığı'ndan getirildiği, ele geçen tabletlerden açıkça okunmaktadır.<ref>Ergun Kaptan, [http://www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mtadergi/95-96_12.pdf ''Türkiye Madencilik Tarihi İçinde Kalayın Önemi ve Kökeni''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20120304094226/http://www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mtadergi/95-96_12.pdf |date=4 Mart 2012 }} Sh.: 165-166</ref> Fakat Mezopotamya'da kalay da yoktur. Asur, muhtemelen kalayı "doğudan", büyük olasılıkla [[Zagros Dağları]] ötesinden getiriyordu.<ref name="1,1"/>
 
Anadolu'da yönetici bir sınıfın mimaride kendini ortaya koyması Erken Tunç Çağı II (MÖ 2700 – 2400) döneminde görülmeye başlanmıştır. Bu dönem boyunca artı ürüne el koyan yerel beylerin elinde büyük bir satın alma gücü oluşmaya başlamıştır. Bunun da etkisiyle ticaretin yönü Mezopotamya üstüne kaymaya başladı. Mezopotamya ile sürdürülen ticari ilişkiler, daha gelişkin Mezopotamya uygarlığıyla teması sağlamıştı. Geçmişten beri kendi iç dinamikleriyle şekillenen Anadolu kültürel yapıları bu temasla çeşitlenmeye başlamıştır. Bu çeşitlenmenin belirgin etkileri, Erken Tunç Çağı III döneminde, MÖ 3. binyılın ikinci yarısında Batı Anadolu'ya kadar yayılma göstermiştir.<ref>Mehmet Ozan Özbudak, [http://paleoberkay.atspace.com/etalii/moozbudak.html ''İlk Tunç Çağı'nda Batı Anadolu'']</ref> Bu yaygınlaşmanın Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticaretin organize bir hale gelmesi şeklinde yorumlamak gerekmektedir. [[Akadalar|Akad Krallığı]]'nın kurucusu [[Büyük Sargon|Sargon]]'la (MÖ 2334 – 2279) ilgili bir tablette bu açıkça görülmektedir. Sargon hakimiyetini Toroslar'ın güney eteklerine kadar genişletmesi bu hammadde kaynaklarına ulaşma amacını güdüyordu.<ref>Turgut Yiğit, [http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/29/219.pdf ''İlk Tunç Çağı'nın Son Evresinde Anadolu'nun Siyasal Görünümü''] Sh.: 167</ref> Sargon'un çağı Anadolu için önemlidir çünkü Mezopotamya devletlerinin Anadolu'ya yönelik zora dayanan yayılmasının başlarını teşkil etmektedir.<ref name="1,2">[{{Web kaynağı |url=http://www.arkeo.org/arkeoloji/259-asur-ticaret-kolonileri |başlık=Asur Ticaret Kolonileri] |erişimtarihi=9 Mayıs 2012 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20120402211746/http://www.arkeo.org/arkeoloji/259-asur-ticaret-kolonileri |arşivtarihi=2 Nisan 2012 |ölüurl=yes }}</ref> Bu yayılma politikasının oluşmasının gerisinde, tüccarların taleplerinin olduğunu düşünmek için nedenler vardır. Aksaray Puruşhattum'daki Asur tüccarları Sargon'a bir mektup göndererek "ticaret yollarının güvenliğini sağlamasını ve Gümüş Ülkesi"ne bir sefer düzenlemesini istemişlerdir.<ref>[http://www.arkeologlardernegi.org/server/Say%C4%B1%2025.pdf Arkeologlar Derneği Dergisi, Sayı 25]{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }} Sh.: 13</ref>
 
Ordunun peşinden, savaş ganimetlerini ya da yağmalanan malları satın almak üzere Mezopotamyalı tüccarın da bölgeye geldiği, en azından erzak ve hayvan yemi alımlarıyla başlamak üzere yerli üretici ve daha çok da yerli tüccarla alış verişe girdiği düşünülebilir. Bu bağlamda, Asur Ticaret Kolonilerinin baş aktörü olan Asurlu tüccarların Anadolu'da organize bir ticaret kurmalarının temellerinin bu dönemde atılmış olabileceği ileri sürülmektedir.<ref>Turgut Yiğit, Sh.:169, 176</ref> Sonraki yüzyıllarda, [[III. Ur Hanedanı]] ardından Asur bölgede güçlü bir devlet olarak gelişme göstermişti. Kral [[İluşuma]] ve halefi [[Erişum]] (MÖ 1906-1867<ref>Stephen Bertman, ''Handbook to Life in Ancient Mesopotamia'' (2005)</ref>) Asur'un dışarıyla ticaretini canlandırmışlardı.<ref>Eski Anadolu Tarihi, Sh.: 26</ref> Ancak Asur, Anadolu'ya Akadlar gibi zora dayanan bir yayılmayla girmedi. Sistemli bir şekilde ve en önemlisi savaşmadan, ticari ilişkiler yoluyla hammadde gereksinimlerini karşılama yoluna gittiler.<ref name="1,2"/>
15. satır:
== Ticari organizasyon ==
 
Anadolu'daki birçok büyük yerleşimle Asur ülkesi arasında ticaret yapılmakla birlikte Anadolu'daki ana ticari merkezi [[Kültepe|Kaniş]]'ti.<ref name="308-1">[http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/dergi/sayi1-8/3/30.pdf Selçuk Üniversitesi Dergisi, sayı 8]{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }} Sh.: 308</ref> Asur'la ticaret yapan merkezlerin hemen kent dışında "''karum''" adıyla bilinen pazarlar ve yerleşimler bulunurdu. Ticaret yolları üzerinde ayrıca konaklama birimleri, karumlara oranla daha küçük çaptaki ticari merkezler bulunur ve bunlara "''vabartum''" adı verilirdi.<ref name="308-1"/> "Asur Kent Meclisi'nin atadığı, Asur Kentinin Temsilcisi" anlamında "''šipru ša alim.ki''" olarak adlandırılan bir elçi sürekli olarak Kaniş'te bulunurdu. Bu elçi Asur'la Anadolu'daki devletlerarasındaki diplomatik ilişkileri sürdürmekle görevlidir. Dolayısıyla Anadolu'daki en yüksek otoriteye sahip Asurlu bu elçilerdir.<ref>[http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_12/sayi_12_05_h_a_sahin_69_88.pdf Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi] – Sayı 12, Sh.: 70-71</ref> Asurlu bir diğer görevli ise ''Šaqil-datim'' olarak adlandırılan memurlardı. Bu memurlar Kaniş Karum'un elçisiydi ve ''šadduatum'' adı verilen vergiyi toplardı.<ref name="72,1">[http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_12/sayi_12_05_h_a_sahin_69_88.pdf Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi] – Sayı 12, Sh.: 72</ref>
 
Anadolu'yla ticaret yapacak tüccarlar, kayıt yaptırıp ticari organizasyona katılır, belirlenen ödenekleri ve vergileri öderlerdi. Anadolu'da ise yerel siyasi otoriteyle Asurlu tüccarın karşılıklı yükümlülükleri, [[Kültepe]]'de ele geçen çeşitli [[çiviyazısı]] tabletlerde görülmektedir. Yerel otoritenin sağladığı güvenliğe ve karumlarda ikamet etme hakkına karşılık tüccarlar vergi ödeyecekler ve vergisiz (kaçak) işlem yapmayacaklardır. Öte yandan bazı lüks malların ticareti yasaklanmıştır. Asurlu tüccar ise kendi hukuk sistemlerine göre yargılanma hakkına sahiptir.<ref name="s">[http://www.turkiyekulturportali.gov.tr/Sayfalar/Arkeoloji/Eski%20Anadolu%20Uygarlıkları/TuncCaglari/OrtaveGecTuncCaglari/AsurTicaretKolonileriCagi/SosyalYasamveEkonomi.aspx?isp=1 ''Sosyal Yaşam ve Ekonomi''] – Türkiye Kültür Portalı</ref>
 
Ticaret esas olarak Anadolu'dan altın, gümüş, bakır, tahıl ve yün alımına, Mezopotamya'dan kalay,dokuma, süs eşyaları ve bazı kokular<ref>[{{Web kaynağı |url=http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-55016/asur-ticaret-kolonileri-cagi.html |başlık=Kültür ve Turizm Bakanlığı] |erişimtarihi=9 Mayıs 2012 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20161124221321/http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-55016/asur-ticaret-kolonileri-cagi.html |arşivtarihi=24 Kasım 2016 |ölüurl=yes }}</ref> getirilmesine dayanmaktadır. Taşıma ise eşek kervanlarıyla yapılmaktaydı.<ref name="atm"/> Tüccar, çeşitli adlarda vergiler ödemekteydi. "''Datum''" adlı vergi Karumlarda, "''Şaddutum''" Vabartumlarda, "''Nişhatum''" ise yerel krallıklara ödenmekteydi.<ref>Selçuk Üniversitesi Dergisi, Sh.: 309</ref>
 
Asurlu tüccarların Anadolu'da iş yapması, yerel krallıklarla Asur arasındaki antlaşmalara dayanmaktaydı. Fakat hangi mallara, ne oranda vergi uygulanacağı yerel kralların belirlediği oranlardı. Alınan bir kısım verginin bugün için oranlarını bilmek mümkün olmamaktadır. Ama bazılarının tam olarak oranlarını bilmekteyiz. Örneğin çivi yazılı tabletlerde ''nishatum'' ya da ''nisihtum'' olarak geçen vergi, dokuma ürünlerinde ve yünde % 5, kalayda % 2,5 veya % 3, gümüşte ise yaklaşık olarak % 4'dü. En yüksek vergi oranlarından biri 1/10 oranıyla ''amutum''<ref group=not>Amutum, Akad dilinde demir anlamına gelir. [http://iibf.erciyes.edu.tr/ufs2008/belgeler/katalog.pdf]</ref> üzerinden alınan vergidir.<ref name="72,1"/> Diğer yandan kervandaki her kişi için sabit bir vergi, bir kafa vergisinin de alındığını söz konusu kayıtlardan anlamaktayız.<ref name="g">İ. Gürkan Gökçek, [http://www.ataum.gazi.edu.tr/pdf/civi-yazili-tabletlere-gore-eski-anadolu-8217da-vergi-uygulamalari-ve-kacakcilik-mo-1975-1750-1250881652.pdf ''Çivi Yazılı Tabletlere Göre Eski Anadolu'da Vergi Uygulamaları ve Kaçakçılık'']{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }} Akademik Bakış, Cilt 2 Sayı 4 Sh.: 150</ref>
 
Ticaretten alınan tüm vergiler bir araya geldiğinde büyük bir mali yük oluşturuyordu. Bu durum doğal olarak kaçak mal naklini ortaya çıkarmıştır. Hatta, resmi ticaret hatları (''Harran-Şarri'' –Kral Yolu) dışında ''Harran-Sugunnim'' olarak adlandırılan bir "kaçakçılık yolu" güzergâhı bile vardır.<ref>[http://www.arkeologlardernegi.org/server/Say%C4%B1%2025.pdf İdol – Sayı 25]{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }} Sh.: 15</ref> Kaçakçılık, kente malı gümrük dışından sokmak, farklı güzergahlardan nakletmek ya da ticareti yasaklanan / kısıtlanan malların ticaretini yapmak şeklinde oluyordu.<ref>İ. Gürkan Gökçek, Sh.: 147</ref>
 
Anadolu'da son çalışmalara göre kırktan fazla karum ve vabartum olduğu belirlenmiştir.<ref name="g"/> Çivi yazısı tabletlerde bugüne kadar 20 karumun adı belirlenmiştir. Bunlar Abum, Buruddum, Durhumit, Eluhut, Hahhum, Hattuş, Hurrama, Kaniş, Nihriya, Buruşhattum, Şamuha, Şimala, Tawiniya, Tegarama, Timelkia, Şupululia, Urşu, Wahşuşana, Wa/uşhania ve Zalpa'dır. Yine çivi yazısı tabletlerden 24 vabartumun adı bilinmektedir.<ref name="1,1"/>
29. satır:
Asurlu tüccarın karumlardaki merkez bürosuna "''bit-karim''" adı verilmekteydi. Bit-karim, tüm organizasyonun düzenli işleyişinden sorumlu olduğu gibi tüm vergilerin toplandığı merkez durumundadır. Bir ticaret odası gibi çalışan kurum aynı zamanda tüccarlar arası itilafları çözmede bir hakem gibi işlev üstlenmektedir.<ref name="s"/> Diğer yandan kayıt, depolama ve emanete bırakma işlemleri de bu bürolarda yapılmaktaydı. Tüccarların karumlarda ya da vabartumlarda karşılaştıkları hukuki anlaşmazlıklar "şehrin Babaları" denilen bir meclisçe, bazen de "Beştebir" denilen bir heyette karara bağlanırdı. Ancak buralarda sonuç elde edilemezse son karar Asur kentinde verilirdi.<ref name="308-1"/>
 
Asıl sermayedar, yani tüccar Asur'daydı. Anadolu'da ise onlara bağlı, bir bakıma temsilci olan adamları iş yapardı. Bazı temsilciler sermayedarın ortağı da olabiliyordu. Ticaret işindeki diğer grup da kervan sahiplerdir. Kuşkusuz temsilciler de, kervan sahipleri de kısmen kendi hesaplarına ticaret yapmaktaydılar.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |date=2 Nisan 2015 }} Sh.: 29</ref> Gerek Asurlu, gerekse Anadolulu tüccarlar arasında kadınların olduğunu biliyoruz. Anadolulu kadın tüccarların genellikle köle ticareti yaptıkları belgelerden anlaşılmaktadır. Diğer yandan Kaniş'te Asurlu tüccarların dışında başka kentlerden tüccarların olduğu da biliniyor.<ref>[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |date=2 Nisan 2015 }} Sh.: 30</ref>
 
Yolculuğun tehlikeli, zahmetli ve uzun, dolayısıyla sermaye devir hızının düşük olmasına bağlı olarak kar oranları % 100-200 oranlarına ulaşmaktadır.<ref name="Eski Anadolu Tarihi">[http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf ''Eski Anadolu Tarihi''] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20150402124808/http://212.175.136.21/eKitap/TAR101U.pdf |date=2 Nisan 2015 }} Sh.: 24</ref> Bu sadece kardır. Masraflar, kayıplar ve vergiler de hesaba katıldığında alış fiyatlarıyla satış fiyatları arasındaki fark çok daha yüksektir. Sonuç olarak ticaret son derece karlıydı ve tüccarların elinde büyük bir servet birikiyordu.
 
== Sosyal organizasyon ==
41. satır:
Her ne kadar çivi yazısı tabletlerden Anadolu'da kaç karum ve vabartum olduğunu biliyorsak da bunların çoğunun yerleri bugün için bilinmemektedir. Dolayısıyla ticaret yolunu kesin olarak belirleme olanağımız yoktur. Yine de belgelerden derlenen bazı ipuçları kabaca bir güzergâh çizmeye olanak vermektedir. Buna göre üç ticaret hattı vardır ve üçü de Asur'dan çıkıp Kaniş Karum'a ulaşmaktadır. Ticaret hatlarından biri Asur'dan Dicle kıyısını izleyerek [[Diyarbakır]] – [[Malatya]] – [[Darende]] – [[Gürün]] – [[Pınarbaşı, Kayseri|Pınarbaşı]] üzerinden geçen hattır. Diğer ticaret hattı Asur'dan yine Dicle kıyısı boyunca [[Cezire]] – [[Harran]] – [[Şanlıurfa]] – [[Birecik]] – [[Gaziantep]] – [[Adana]] – [[Gülek Boğazı]] hattıdır. Üçüncü ticaret hattı ise Gaziantep'e kadar aynı güzergâhı izler, buradan kuzeye çark ederek [[Pazarcık, Kahramanmaraş|Pazarcık]] - [[Kahramanmaraş]] - [[Kussuk Beli]] - [[Elbistan]] - [[Sarız]] - [[Kuruçay Beli]] - [[Pazarviran]] yoluyla, [[Erciyes Dağı]] kuzeyinden Kaniş'e ulaşır.<ref name="Eski Anadolu Tarihi"/><ref group=not>Ana ticaret hatlarını gösteren harita için [http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Kullan%C4%B1c%C4%B1:Makedon/Deneme&action=submit#cite_note-31 Sh.: 27]</ref>
 
Asur tabletlerinde özellikle şarap gibi işlenmiş ürünler için belirli üretim merkezlerinden söz edilmektedir. Bu üretim merkezlerinden birkaçı Tegarama ve Zalpa'dır. Her iki yerleşimin yeri bugün için tam olarak bilinmese de Tegarama'nın günümüz [[Gürün]]'ü olabileceği, Zalpa'nın ise [[Tilmen Höyük]] olabileceği ileri sürülmektedir. Her durumda iki şehrin de Güneydoğu Anadolu'da aranması gerektiği, ortak kanıdır.<ref>Esma Öz, [http://ataum.gazi.edu.tr/e107_files/sayi9/Esma_Oz.pdf ''Kültepe Tabletlerine Göre Asur Ticaret Kolonileri Döneminde Anadolu'da Üzüm Yetiştiriciliği ve Bağcılık'']{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }} – Akademik Bakış, Cilt 5 Sayı 9 – Sh.: 288-298</ref>
 
== Anadolu'daki etkileri ==
 
Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nın Anadolu'daki en önemli etkisi yazının Anadolu'ya gelişi ve kullanımının yayılmasıdır. Anadolu'ya gelip yerleşen Asurlu tüccarlar arasındaki yazışmalar, yerli tüccar arasında da kısa sürede benimsenmiş ve yazı kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Anadolu için yazılı tarih çağlarına geçiş olarak kabul edilmektedir.<ref>[http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/dergi/sayi1-8/3/30.pdf Selçuk Üniversitesi Dergisi]{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }}, sayı 8 Sh.: 310</ref>
 
Diğer yandan Bu çağın başlangıcı Anadolu'da Orta Tunç Çağı'nın da başlangıcı olarak kabul edilir. Çağın en belirgin özelliği, tapınak ve sarayın yer aldığı bir yukarı şehir ([[akropol]], içkale) ile yine surla çevrili bir aşağı şehirden oluşan kalabalık ve planlı bir kentleşmenin Anadolu'da yaygın hale gelmesidir.<ref>[http://etkinlik.aydin.edu.tr/haber_detay.asp?haberID=182 İstanbul Aydın Üniversitesi]</ref>