Peyami Safa: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Teacher0691 (mesaj | katkılar) şablon dz. AWB ile |
Rescuing 51 sources and tagging 0 as dead.) #IABot (v2.0 |
||
26. satır:
== Hayatı ==
{{Ayrıca bakınız|Peyami Safa kronolojisi}}
Peyami Safa 2 Nisan 1889 tarihinde [[Gedikpaşa]]'da doğdu ve ismini [[Servet-i Fünûn edebiyatı|Servet-i Fünûn]] şairlerinden [[Tevfik Fikret]] koydu. Babası, [[Muallim Naci]] tarafından "anadan doğma şair" olarak anılan ve [[Trabzon]] kökenli bir aileye mensup olan [[İsmail Safa]]'dır. Annesi ise Server Bedia Hanım'dır. Peyami Safa'nın babası [[II. Abdülhamid]]'e muhalif olan isimlerdendir ve [[Sivas (il)|Sivas]]'ta sürgünde iken ailesine maddi anlamda hiçbir şey bırakamadan hayatını kaybetmiştir.<ref name=":CBÜ">{{Kitap kaynağı |editör1-ad=Selim |editör1-soyadı=Altıntop |editör2-ad=Rıza|editör2-soyadı=Bağcı|editör3-ad=Can|editör3-soyadı=Şen| başlık = Vefatının 50. Yılında Peyami Safa | url = http://en.sbe.cbu.edu.tr/db_images/site_1033/file/peyami_safa_kitabi.pdf |yıl=2012|yer=Manisa| yayıncı = Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20170202145309/http://en.sbe.cbu.edu.tr/db_images/site_1033/file/peyami_safa_kitabi.pdf | arşivtarihi = 2 Şubat 2017}}</ref> Bir buçuk yaşındayken babasını kaybeden Peyami Safa, ağabeyi [[İlhami Safa]] ile birlikte annesi tarafından zor şartlarda yetiştirildi. İlköğrenimine devam ettiği yıllarda sağ kolunda kemik veremi ortaya çıktı. Hastalığı yüzünden okula devam edemeyerek kendisini küçük yaşta doktorların, hastaların ve hasta bakıcıların arasında buldu. Bu hastalığın yarattığı tesiri ''[[Dokuzuncu Hariciye Koğuşu]]'' adlı eserinde işledi.<ref name=":Bilkent">{{Web kaynağı | yazar1 = Süreyya Elif Aksoy | başlık = Peyami Safa Romanlarında Modernleşme ve Mekan | url = http://www.thesis.bilkent.edu.tr/0003885.pdf | yayıncı = [[İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi|Bilkent Üniversitesi]] | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivurl =
1910 yılında [[Fatih]]'teki [[Vefa Lisesi|Vefa İdadisi]]'nde lise eğitimine başladı. Bu yıllarda [[Ekrem Hakkı Ayverdi]] ve [[Elif Naci]] ile sınıf arkadaşıydı. Ayrıca [[Hasan Âli Yücel]] ve [[Yusuf Ziya Ortaç]] da lise arkadaşları arasındaydı. İlk edebi tartışmalarını ve ürünlerini o yıllarda verdi. İlk [[hikâye]] denemesi "Piyano Muallimesi"ni ve ilk [[roman]] denemesi ''Eski Dost''{{'}}u lisedeyken yazdı. Ayrıca bu dönemlerde yayımladığı ''Sakın Bu Kitabı Almayın'' adlı ilk hikâye kitabı merak uyandırdı ve birkaç gün içinde tükendi.<ref>{{kitap kaynağı|yazarbağı=Ergun Göze|soyadı1=Göze|ad1=Ergun|başlık=Peyami Safa-Nazım Hikmet Kavgası|tarih=1963|yer=İstanbul|isbn=9754510591|sayfa=42|basım=Yağmur Yayınları}}</ref> Lise eğitimine hastalığı ve ailesinin yaşadığı geçim sıkıntıları yüzünden devam edemedi.<ref>{{kitap kaynağı|yazarbağ1=Beşir Ayvazoğlu|son1=Ayvazoğlu|ilk1=Beşir|başlık=Peyami Hayatı Sanatı Felsefesi Dramı|tarih=1998|yer=İstanbul|isbn=9944486569|sayfa=37-54|basım=[[Ötüken Neşriyat]]}}</ref> Babasının yakın arkadaşlarından olan [[Abdullah Cevdet]]'in hediye ettiği ''[[Petit Larousse]]''{{'}}u ezberleyerek [[Fransızca]] dil bilgisini geliştirdi ve edebi eserler dışında [[tıp]], [[psikoloji]] ve [[felsefe]] kitaplarına da ilgi duymaya başladı. İlerleyen dönemlerde tiyatroya olan ilgisinden ötürü [[İstanbul Şehir Tiyatroları|Dârülbedayi]] sınavlarına girdi fakat başarılı olmasına rağmen devam edemedi. [[I. Dünya Savaşı]]'nın seyrettiği dönemlerde annesine yardım edebilmek için [[Posta ve Telgraf Nezâreti]]nde çalışmaya başladı.<ref name=":AÜ">{{Web kaynağı | yazar1 = Yaşar Özkandaş | başlık = Peyami Safa'nın Düşünceleri Ekseninde Türk Modernleşmesinin İncelenmesi | url = https://drive.google.com/open?id=0B1Wt13HgwVD_UzZuUVA4bmFRZVk | yayıncı = [[Ankara Üniversitesi]] | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivengelli = evet}}</ref> Daha sonra da Boğaziçi'ndeki Rehber-i İttihad Mektebine öğretmen olarak atandı (1917) ve bir süre [[Düyûn-ı Umûmiye|Düyûn-ı Umûmiye İdaresi]]nde çalıştı (1918).<ref name=":TDVİA">{{ansiklopedi kaynağı |ad= |yazarbağı=[[Beşir Ayvazoğlu]] |ansiklopedi =[[TDV İslâm Ansiklopedisi]] |başlık =Safa, Peyami |çeviribaşlık= |url= |erişimtarihi={{kopyala:GÜNCELGÜN}} {{GÜNCELAYADI}} {{GÜNCELYIL}} |dil= |basım= |tarih= |yıl=2008 |ay= |yayıncı= |cilt=35 |yer= İstanbul |tanıtıcı= |isbn=975-389-457-0 |oclc= |doi= |sayfalar=437-440 |alıntı= |ref= }}</ref>
37. satır:
=== Nâzım Hikmet'le olan ilişkisi ===
Peyami Safa ''Cumhuriyet'' gazetesinde edebiyat sayfasının yöneticiliğini yaptığı dönemlerde Türkiye'de af kanunu çıktı. [[Nâzım Hikmet]] bu kanundan yararlanmak için Türkiye'ye geldi, daha sonra da tutuklandı. Safa ise Nâzım Hikmet'in affedilmesi için ona ait olan "Yanardağ" adlı şiiri ''Cumhuriyet''{{'}}te yayımladı. Ertesi gün ''Cumhuriyet'' gazetesi şiirin altındaki imzanın kendi görüşlerini ve misyonlarını yansıtmadığına dair açıklamada bulundu. Bu açıklamadan sonra Safa gazeteden ayrıldı ve [[Sabiha Sertel]] ve [[Zekeriya Sertel]] tarafından çıkarılan ''[[Resimli Ay]]'' dergisinde yazmaya başladı.<ref name=":TDVİA" /> Bu derginin en tanınmış yazarları arasında Nâzım Hikmet dışında [[Sabahattin Ali]], [[Vâlâ Nureddin]] ve [[Halikarnas Balıkçısı|Cevat Şakir Kabaağaçlı]] bulunuyordu.<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = Canan Maral İşaşır | başlık = Resimli Ay Dergisi'nde Edebi ve Fikri Gelişmeler | url = https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp | yayıncı = [[Gazi Üniversitesi]] | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | tarih = ''190862'' nolu tez | arşivurl =
{{Alıntı|Ben, Peyami'nin bu son romanını üç defa okudum. Otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım... ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu''{{'}}nu, ''Çalıkuşu''{{'}}na ağlayanların anlaması kabil değildir. ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'', on bin, yüz bin, bir milyon satardı. Eğer ızdırabı, azabı ve neşeyi coşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis halk kitleleri okuma ve yazma bilselerdi.<ref>{{kitap kaynağı|yazar1=[[Ergun Göze]]|başlık=Peyami Safa-Nazım Hikmet Kavgası|tarih=1963|yer=İstanbul|isbn=9754510591|sayfa=96|basım=Yağmur Yayınları}}</ref>}}
Safa ''Hareket'' dergisinin ilk sayısında "Varız Diyen Nesil" başlıklı bir yazı yayımladı. Bu yazı genç edebiyatçıların görüşlerini yansıtır hâle gelip bahsedilen yeni nesil de [[Yakup Kadri Karaosmanoğlu]] tarafından ''[[Milliyet (gazete)|Milliyet]]''{{'}}te eleştirilince Türk basın tarihinde "Saman Ekmeği Kavgası" adlı ünlü kalem kavgası başladı.<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = Sami Akbıyık | başlık = Cumhuriyet Dönemi Edebiyatçılarının Kalem Kavgaları | url = http://www.academia.edu/11991529/Cumhuriyet_D%C3%B6nemi_Edebiyat%C3%A7%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1n_Kalem_Kavgalar%C4%B1 | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivurl =
=== ''Resimli Ay'' sonrası ===
Peyami Safa ''Resimli Ay''{{'}}ın kapanmasından sonra [[Ahmet Ağaoğlu]] çevresinde gelişen [[liberalizm]]e yöneldi. ''[[Kadro (dergi)|Kadro]]'' dergisinin kuruluş yıllarında ise sol çevreden uzaklaşarak [[Mustafa Şekip Tunç]], [[Ahmet Hamdi Başar]], [[Hilmi Ziya Ülken]], [[Namık İsmail]], Münir Serim ve Ahmet Ağaoğlu gibi isimlerin dahil olduğu toplantılara katıldı.<ref>Beşir Ayvazoğlu, age. s.226</ref> Yine bu yıllarda ''Cumhuriyet''{{'}}teki birkaç yazısıyla [[Cahit Sıtkı Tarancı]]'yı edebiyat dünyasına tanıttı (1932). Aynı yıl annesini kaybetti. Sonraki süreçte ''[[Kültür Haftası]]'' adlı derginin kuruluşuna ön ayak oldu.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Yağlı | ad1 = Semra Nurdan | başlık = Kültür Haftası ve Türk Düşüncesi dergileri ışığında Türk düşüncesinde muhafazakârlık kavramı | url = https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp | yayıncı = '''331194''' | arşivurl =
=== II. Dünya Savaşı dönemi ===
Peyami Safa [[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun yıkılışını [[Birleşik Krallık|İngilizlere]] bağlıyor, İngilizlerle işbirliği içinde oldukları için [[Fransa|Fransızlara]] da mesafeli yaklaşıyordu. 9 Ağustos 1940 tarihinde ''Cumhuriyet''{{'}}ten ayrılan Peyami Safa, ''Yeni Mecmua'' ve ''Tasvir-i Efkâr'' gibi yerlerde yazmaya başladı. Yine bu tarihlerde [[Yusuf Ziya Ortaç]] ve [[Orhan Seyfi Orhon]] tarafından çıkarılan ''[[Çınaraltı (dergi)|Çınaraltı]]'' dergisinde [[milliyetçilik]] anlayışını temellendirdiği yazılar yayımlıyordu. [[II. Dünya Savaşı]] yıllarında [[Almanya]]'yı destekler bir dil kullanınca [[Faşizm|faşist]] olmakla suçlandı.<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = [[Ayşe Hür]] | başlık = İslamcıların ve sağ muhafazakarların Hitler sevdası | url = http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse-hur/islamcilarin-ve-sag-muhafazakarlarin-hitler-sevdasi-1496624/ | yayıncı = Radikal | erişimtarihi = 15 Şubat 2017 | tarih = Ocak 2016 | arşivurl =
Peyami Safa'nın adı [[Irkçılık-Turancılık davası]] için hazırlanan 47 kişilik raporda geçti, fakat yargılanan 27 kişiden biri olmadı. [[Demokrat Parti (1946)|Demokrat Parti]] iktidarı öncesinde [[Ziyad Ebüzziya]]'nın ''Tasvir-i Efkâr''{{'}}ın yerine çıkardığı ''Tasvir''{{'}}de yazmaya devam etti (1945). Aynı yılın Kasım ayında ''[[Büyük Doğu]]''{{'}}nun ikinci dönem yazı kadrosunda yer alan isimlerden biri oldu.<ref name=":TDVİA" />
52. satır:
II. Dünya Savaşı sonrasında dünya genelinde [[Tek parti rejimi|tek parti rejimlerinin]] varlıkları sorgulanmaya başlanmıştı. Bunun etkileri [[Türkiye]]'ye de yansıdı. [[Demokrat Parti (1946)|Demokrat Parti]]'nin (DP) kurulması ve iktidara gelmesiyle [[Türkiye'de çok partili dönem|çok partili dönem]] Türkiye'de de başlamış oldu. Peyami Safa önceleri Demokrat Parti'ye muhalif oldu fakat partinin ilerleyen süreçte [[Antikomünizm|antikomünist]] bir tutum sergilemesinden dolayı muhalifliği bıraktı. DP'ye muhalif olduğu dönemlerde ''[[Vakit (gazete)|Vakit]]'' gazetesinde parti aleyhinde yazılar yazdı. Savaş döneminde ilgi duymaya başladığı mistisizm, [[parapsikoloji]] ve [[metapsişik]] merakını bu gazeteye de taşıdı. Türkiye'deki [[demokrasi]] girişimlerine karşı çıkarak [[İkinci Meşrutiyet|Meşrutiyet döneminden]] örnekler verdi.<ref>{{dergi kaynağı|yazar1=Peyami Safa|başlık=Sualler|dergi=[[Büyük Doğu]]|tarih=2 Kasım 1945|sayı='''1'''|sayfalar=3}}</ref> Onun bu tavrı, Peyami Safa'nın hayatını büyük ölçekte araştıran Beşir Ayvazoğlu tarafından, yeni kurulan cumhuriyetin buna henüz hazır durumda olmaması şeklinde yorumlandı.<ref>Beşir Ayvazoğlu, a.g.e, s. 384</ref>
[[Necip Fazıl Kısakürek]], Peyami Safa'nın [[Cumhuriyet Halk Partisi]]'ne yakınlaştığını söyleyerek onunla bir kalem kavgasına girdi. Sonraki süreçte ''[[Ulus (gazete)|Ulus]]''{{'}}ta yazmaya başlayan Peyami Safa, 1949 yılında ''[[Matmazel Noraliya'nın Koltuğu]]'' adlı eserini yayımladı. Bu eserinde mistisizme yöneldi. 1950 yılına gelindiğinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden [[Bursa]] milletvekili adayı oldu fakat seçilemedi.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Koçak | ad1 = Cemil | başlık = Peyami Safa 1950'de CHP'nin milletvekili adayıydı | url = http://www.star.com.tr/yazar/peyami-safa-1950de-chpnin-milletvekili-adayiydi-yazi-819036/ | yayıncı = Star | erişimtarihi = 22 Şubat 2017 | tarih = Aralık 2013 | arşivurl =
Peyami Safa 1950 yılında [[Nâzım Hikmet]] için açılan af kampanyasına şiddetle karşı çıkarak mücadele etti. 1951 yılında ''[[Yalnızız]]'' romanını yayımladı. Bir süre sonra da ''[[Ulus (gazete)|Ulus]]''{{'}}tan ayrılarak ''[[Türk Düşüncesi]]''{{'}}ni çıkarmaya başladı.<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = Mehmet Törenek | başlık = Peyami Safa ve Türk Düşüncesi Dergisi | url = http://dergipark.ulakbim.gov.tr/erdem/article/view/5000040170 | yayıncı = dergipark.ulakbim.gov.tr | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivurl =
=== Ölümü ===
61. satır:
=== Safa ailesinde hastalıklar ===
Cahit Sıtkı Tarancı, Peyami Safa eserlerinin daha iyi anlaşılması için hayatının bilinmesi gerektiğini belirtmektedir. Peyami Safa'nın küçük yaşlarda kemik veremi hastalığına yakalanması, kolunun kesilecek duruma gelmesi ve ailesindeki diğer hastalıklar eserlerine de yansımıştır. Peyami Safa'nın babası 1895 yılında [[verem]]e yakalandı, doktorların önerisiyle hava değişimi için Midilli'ye gitti ve iyileşerek İstanbul'a döndü. Bir süre sonra da Sivas'a sürgün edildi ve geçirdiği hastalıklar sebebiyle 35 yaşındayken hayatını kaybetti. Peyami Safa babasını kaybettiğinde henüz iki yaşındaydı ve bu sebepten "yetimi Safa"<ref>{{Web kaynağı | başlık = Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri | url = http://www.hurriyet.com.tr/bir-provokator-ustunde-hiciv-denemeleri-11783442 | yayıncı = Hürriyet | erişimtarihi = 15 Ocak 2017 | tarih = Haziran 2009 | arşivurl =
Hastalıkların ve ölümlerin çok yaşandığı bir ailede büyüyen Peyami Safa'nın 1938 yılında evlendiği eşi Nebahat Hanım'ın da çeşitli hastalıkları oldu. Eşinin yürüme zorluğu daha sonra [[Felç|felce]] dönüştü. Doktor [[Ayhan Songar]] bu hastalığı psiko-nörotik olarak değerlendirdi. Beşir Ayvazoğlu, Peyami Safa'nın eşinin durumundan bir hayli etkilendiğini söyledi. Peyami Safa'yı en çok etkileyen durum ise oğlu Merve'nin hastalığı oldu. Merve Safa [[Erzincan (il)|Erzincan]]'ın [[Tercan, Erzincan|Tercan]] ilçesine bağlı [[Elmalı, Erzincan|Elmalı]] köyünde askerlik görevini yedek subay öğretmen olarak yaparken [[karaciğer]]inden rahatsızlandı, [[akut]] ve [[hepatit]] şüphesiyle hastaneye kaldırıldı ve hayatını kaybetti. Oğlunun ölümü Peyami Safa'yı derinden sarstı ve çöküntüye uğrattı.<ref name=":TÜ" /><ref>{{kitap kaynağı|soyadı1=Tekin|ad1=Mehmet|başlık=Peyami Safa ile Söyleşiler|tarih=2003|yayıncı=Çizgi Kitabevi|yer=Konya|isbn=9758156713|sayfa=119-120}}</ref>
67. satır:
== Yazın hayatı ==
{{Ayrıca bakınız|Peyami Safa bibliyografyası}}
Peyami Safa, edebi hayatına henüz on bir yaşında iken yazdığı ''Piyano Muallimesi'' adlı hikâye ile başladı. On üç yaşına geldiğinde ''Eski Dost'' adında bir roman denemesi yaptı. Bu dönemlerde şiir de yazan Safa, dedesi, babası ve amcaları gibi şiirde ısrar etmedi. [[Vefa Lisesi|Vefa İdadisi]]'nde öğrenci iken ''Bir Mekteplinin Hatıratı/Karanlıklar Kralı'' (1913) adlı hikâyesini çıkardı. Rehber-i İttihad'da öğretmenlik yaptığı dönemlerde ''[[Servet-i Fünûn edebiyatı|Servet-i Fünûn]]'' ve ''Fağfur'' gibi dergilere hikâye, makale ve tercüme denemelerini gönderdi. ''Yirminci Asır''{{'}}da imzasız olarak yayımladığı ''Asrın Hikâyeleri'' ile ismini duyurdu. [[Abdullah Cevdet]]'in etkisinde olduğu gençlik dönemlerinde fikirleri henüz temellenmemiş biriydi. Mütareke döneminde ise [[Pozitivizm|pozitivist]] ve [[Materyalizm|materyalist]] düşüncelerin etkisinde kaldı. İlk uzun hikâyesi olan ''Gençliğimiz'' ve aynı yıl yayımladığı ''[[Sözde Kızlar]]'' adlı ilk romanıyla Mütareke İstanbulu'ndaki ahlaki kırılmaları eleştirdi. Yine bu yıllarda geçim sıkıntısını hafifletmek için ''Server Bedi'' imzasıyla aşk ve [[Polisiye|polisiye romanları]] yayımladı. 1924 yılında [[Maurice Leblanc]]'ın ''[[Arsen Lüpen]]'' adlı roman karakterinden esinlenerek [[Cingöz Recai]] tiplemesini yarattı ve oldukça ilgi gördü. 1924-1928 yılları arasında toplamda onar kitaplık ''Cingöz Recai'nin Harikulâde Sergüzeştleri'' ve ''Cingöz Recai Kibar Serseri'' kitap serilerini yayımladı. Gençlik dönemlerinde etkisinde kaldığı [[Abdullah Cevdet]]'in ilerleyen süreçte [[Manda (diplomasi)|İngiliz mandasını]] savunması üzerine ondan uzaklaştı. Kendisinin düşünce anlamındaki temelleri [[I. Dünya Savaşı]] ve Mütareke yıllarında belirginleşti. [[Türkiye siyasi tarihi|Cumhuriyet döneminin]] ilk yıllarında ise bohem bir yaşam sürdü. Bu dönemlerde başta [[felsefe]] olmak üzere diğer sosyal bilim dallarına olan ilgisi arttı. [[Mustafa Şekip Tunç]] ve [[Hilmi Ziya Ülken]] gibi birçok felsefeciyle yakın dostluklar kurdu. Türk Felsefe Cemiyeti'nin 1931 yılındaki ikinci kuruluşunda etkin rol aldı. Cemiyetin oldukça tartışmalı konferanslarından ilkinde felsefe ve [[diyalektik]] üzerine bir bildiriyi hazırlayıp sundu (13 Ocak 1931). Bu yıllarda [[Rasyonalizm (felsefe)|rasyonalist]] bir düşünceye kapılan Peyami Safa, ''[[Kültür Haftası]]''{{'}}nda<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = Fatih Demir | başlık = Kültür Haftası ve Ağaç Dergileri Üzerine Bir İnceleme | url = https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp | yayıncı = [[Gazi Üniversitesi]] | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | tarih = ''218367'' nolu tez | arşivurl =
''Türk İnkılâbına Bakışlar''{{'}}da [[Kemalizim|Kemalist]] milliyetçi olarak değerlendirilen Peyami Safa, [[II. Dünya Savaşı]] öncesinde [[Nazi Almanyası|Almanya]]'nın yükselişini takip etti. Savaş yıllarında ise antikomünist bir tutum içinde olduğu için Almanya'yı ve tek şefliliği savundu. ''[[Çınaraltı (dergi)|Çınaraltı]]'' dergisindeki yazılarında [[Marksizm|Marksistleri]] hedef alan yazılar yazıp [[korporatizm]]i savundu. Sonraki süreçte kendisi de Marksistlerin hedefi haline geldi. Hedefte olmasında ''Millet ve İnsan'' (1943) adlı eserinin büyük etkisi oldu. Bu eser ''Çınaraltı'' dergisindeki milliyetçi yazılarının derlemesi niteliğindeydi. Eserini 1961 yılında küçük değişiklikler yaparak ''Nasyonalizm'' adıyla tekrar yayımladı. ''Türk İnkılâbına Bakışlar''{{'}}ın ikinci baskısında da birtakım düzenlemeler yapıp kendisini Kemalist sıfattan uzaklaştırdı. Doğu-Batı sentezine yönelik düşüncelerine ise sadık kaldı.<ref name=":TDVİA" />
Safa, genel olarak on bir yaşında ilk adımını attığı, on dokuz yaşında ise gerçek anlamda başladığı yazı serüvenini ölümüne kadar devam ettirmiş, roman, makale, deneme ve fıkra gibi türlerde birçok eser vermiştir. Yazıları ile kendisini kanıtlamış ve çalıştığı gazetelerin [[tiraj]]larını artırmıştır. [[Beşir Ayvazoğlu]] gibi Safa'nın hayatını büyük ölçekte inceleyen [[Ergun Göze]], [[27 Mayıs Darbesi|27 Mayıs]] sonrasında sekiz bin bile satmayan ''Havadis Gazetesi''{{'}}nin Peyami Safa'nın başa geçmesiyle beraber seksen bin tiraja çıktığını belirtmektedir.<ref>Ergun Goze, a.g.e, İstanbul: 1972 bas. s.33.</ref> Kendisi sadece gazetelere bağlı kalmamış, kendi çıkardığı dergiler dışında dönemin önemli dergileri olan ''[[Akbaba (dergi)|Akbaba]]'', ''Bozkurt'', ''Fotomagazin'', ''Olimpiyat'', ''[[Seksoloji (dergi)|Seksoloji]]'' ve ''[[7 Gün (dergi)|7 Gün]]''{{'}}de de yazılar yazmıştır. Pek çok yazar Safa'nın bu üretkenliğine vurgu yapmıştır. [[Halit Fahri Ozansoy]] onun çok okuyan bilgili bir şahıs olduğu ve zaman içinde [[felsefe]] ve [[sosyoloji]]ye ilgi duyduğunu açıklamıştır.<ref>{{kitap kaynağı|yazar1=[[Halit Fahri Ozansoy]]|başlık=Edebiyatçılar Çevremde|yer=Ankara|isbn=9789759955526|sayfa=32|basım=1970}}</ref> Gazeteci [[Tekin Erer]]'de ''Basında Kavgalar'' adlı araştırma kitabında Peyami Safa'nın çok fazla yazmasını psikolojik sorunlarına bağlamaktadır. Toker Yayınları tarafından bir komisyona hazırlatılmış olan ''Peyami Safa'' adlı kitapta kendisinin [[Üniversite|yükseköğretim]] görmemesine rağmen psikoloji, felsefe, sosyoloji, tıp ve iktisat gibi konularda çok entelektüel bir tavrının olduğu vurgulanmaktadır. Bunun temel gerekçesi olarak da küçük yaşlarda Fransızcayı öğrenmesi gösterilmektedir.<ref>{{kitap kaynağı|başlık=Peyami Safa|tarih=1984|yer=İstanbul|isbn=9789754450897|basım=Toker Yayınları}}</ref> Kendisinin bu özelliğine atıfta bulunan diğer bir isim ise [[Galip Erdem]]'dir.<ref>Galip Erdem: "Çileli Bir Hayat", Sevenlerinin Kalemiyle Peyami Safa, 1962. (İstanbul Toprak Dergisi Yayınları), s.18.</ref> Doktor Recep Doksat da Peyami Safa'nın tıp konusunda bir doktor kadar bilgili olduğunu belirtmektedir.<ref name=":Gazi">{{Web kaynağı | yazar1 = Zülfikar Uğur Yıkan | başlık = Peyami Safa'nın Server Bedi imzalı romanları | url = https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp | yayıncı = Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | tarih = ''145073'' nolu master tezi | arşivurl =
=== Biyografi yazarlığı ===
Safa'nın üretken bir yazar olması, verdiği eserlerin ve bu eser türlerinin akademik olarak geniş çaplı incelenmesini zorlaştırmıştır. Çeşitli kişiler hakkında yazdığı biyografileri akademik olarak tıpkı hikâyeciliği gibi pek fazla ele alınmayarak gözardı edilmiştir.<ref>Gür, Murat (2013). Metinlerarası İlişkilerle Çok Sesli Bir Peyami Safa Romanı: Yalnızız. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Nevşehir: Nevşehir Üniversitesi</ref> Çalıştığı gazete ve dergilerde nekroloji türünde yazılar yazan Safa en az 17 adet de [[biyografi]] türünde eser verdi. Bu türdeki eserlerinde genellikle tanıdığı kişilerin ölümlerinin ardından onlarla ilgili anılarını ve bilgilerini paylaşarak verdikleri eserler ile toplum içindeki etkilerini işledi. Biyografik özellikler taşıyan bazı yazıları ise [[Ötüken Neşriyat]] tarafından Objektif serisi ile ''Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar'' adlı kitapta toplandı.<ref>{{Web kaynağı | başlık = Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar | url = https://books.google.com.tr/books?id=STI8DQAAQBAJ&pg=PT3&lpg=PT3&dq=Yazarlar,+Sanat%C3%A7%C4%B1lar,+Me%C5%9Fhurlar&source=bl&ots=Rwc7H9JFaN&sig=6A2S7ayYn_K1nKG9BJH16ElFpjY&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwiP2PGtvKHSAhVD2xoKHUQAC7E4ChDoAQgaMAE#v=onepage&q=Yazarlar%2C%20Sanat%C3%A7%C4%B1lar%2C%20Me%C5%9Fhurlar&f=false | yayıncı = Google Kitaplar | erişimtarihi = 21 Şubat 2017 | arşivurl =
Safa'nın [[Osmanlı Türkçesi]] ile verdiği biyografik eserlerinde ağırlıklı olarak tarih ibaresi bulunmamaktadır. Fakat ''Büyük Halaskârımız Mustafa Kemal Paşa'' başlıklı eser bu tanımın dışında kalmakla beraber yayın tarihi konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. Beşir Ayvazoğlu bu eserin 1920 yılında yazıldığını belirtirken, eser içerisindeki bazı cümleler ise 1920 yılı yerine 1923-1924 yılı arasını işaret etmektedir.<ref>Kaya, Ahmet (2011). Biyografik Eserlerin Tarih Öğretimine Katkısı ve İkinci Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Uzanan Sürecin Değerlendirilmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi</ref> Peyami Safa'nın biyografi yazarlığına konu ettiği kişiler ise iki başlık altında incelenmektedir. Bunlar [[Türk Kurtuluş Savaşı]] kumandanları ve erken Cumhuriyet dönemini fikri anlamda etkilemiş kişilerdir. İlk gruptaki biyografileri daha duygusaldır ve Millî Mücadele dönemi koşullarını yansıtmaktadır: ikinci gruptakiler ise daha tarafsız ve bilimsel bir üslupla yazılmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı kumandanları hakkındaki biyografileri kişilerin ölümlerinden önce kaleme almıştır. Kendisinin bu kişiler hakkında taraflı görüşleri en fazla [[Mustafa Kemal Atatürk]] hakkındaki eserinde görülmektedir. Safa, Atatürk'ü ülküleştirerek yüceltmiş, insanüstü özelliklerle donatmış ve kusursuz bir Türk önderi olarak yansıtmıştır. Aynı durum [[Kâzım Karabekir]] biyografisinde de geçerlidir. Onun biyografi anlayışında duygusallığı ve sahiplenmeyi ön plana çıkarması bu türdeki eserlerinin biyografi tanımı ile tarihi roman tanımı arasında kalmasına neden olmuştur.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Özkan | ad1 = İ. Ethem | başlık = Biyografi Yazarı Olarak Peyami Safa ve İsmet Paşa Biyografisi | yayıncı = Söylem Filoloji Dergisi | erişimtarihi = 21 Şubat 2017 | arşivengelli = evet}}</ref>
81. satır:
Yaygın olan bir görüşe göre Peyami Safa'nın çok yazmasının [[ekonomi]]k nedenleri vardır. Özellikle [[Peyami Safa bibliyografyası#Server Bedi imzalı eserleri|Server Bedi imzalı eserlerinde]] bu ekonomik nedenler belirgindir. Annesinin adından uydurduğu Server Bedi lakabı ile 140'a yakın roman yazmıştır.<ref>{{kitap kaynağı|başlık=Başlangıçtan Günümüze Türk Romanı|tarih=1999|yer=İstanbul|isbn=9789754371734|sayfa=107|sayfalar=N. Ziya Bakırcıoğlu}}</ref> Bu romanlara edebiyat dünyasında piyasa romanı da denmektedir. Bu lakapla yazdığı romanları arasında en tanınan ise ''Cumbadan Rumbaya'' (1936) adlı eser ve [[Cingöz Recai]] tiplemesidir.<ref>{{kitap kaynağı|yazar1=Cevdet Kudret Solok|başlık=Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman|tarih=1998|yer=İstanbul|isbn=9786055147662|sayfa=309}}</ref> Bu tiplemesini yaratırken [[Maurice Leblanc]]'ın [[Arsen Lüpen]] karakterinden esinlendi. Peyami Safa ''Türk İnkılâbına Bakışlar''{{'}}da Server Bedi imzasını ilk olarak ağabeyi [[İlhami Safa]]'nın kullandığını, kendisinin ise [[I. Dünya Savaşı]] sonrasında kullanmaya başladığını açıklamıştır.<ref>Peyami Safa: Türk İnkılâbına Bakışlar (İstanbul, 1997), s.51.</ref> [[Halit Fahri Ozansoy]] ve bazı edebiyat eleştirmenlerine göre Peyami Safa'nın Server Bedi imzalı eserleri halk romancılığı kapsamına girmektedir.<ref>Halit Fahri Ozansoy: a.g.e, s.33.</ref> Ergun Goze, Peyami Safa'nın Server Bedi imzasını kullanmasının ana nedenini sanata duyduğu saygıya bağlamaktadır.<ref>Ergun Goze: a.g.e, s. 128</ref> Edebiyat tarihçisi [[İsmail Habip Sevük]] ise Peyami Safa'nın Server Bedi imzasını kullanmasındaki amacının bu imza ile verdiği eserler ile edebi ürünlerini ayırmak olduğunu ifade etmektedir. Bu açıklama ''Türk Dili Ve Edebiyatı Ansiklopedisi''{{'}}nde de geçmektedir.<ref name=":Gazi" /><ref>{{kitap kaynağı|başlık=Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi|cilt=7|tarih=1990|yer=İstanbul|sayfa=404}}</ref>
Server Bedi imzası taşıyan eserler ekonomik nedenlerle yazılmış polisiye ve halk tipi eserlerdir.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Sakallı | ad1 = Fatih | başlık = Server Bedii'nin Cumbadan Rumbayası | url = http://dergipark.gov.tr/download/article-file/143045 | yayıncı = Dergipark | erişimtarihi = 21 Şubat 2017 | arşivurl =
Peyami Safa bir röportajında Server Bedi imzalı eserlerinden en çok ''Zıpçıktılar'', ''Hey Kahpe Dünya'', ''Cumbadan Rumbaya'' ve bazı Cingöz Recai serilerini sevdiğini belirtmiştir.<ref>“Peyami Safa Diyor ki...”, Her Ay, '''1''', s.123 (20 Mart 1937)</ref> Bu imza ile verdiği eserleri yoğun bir şekilde eleştirilmiş, kendisi de bu eleştirilere sert bir şekilde cevap vermiştir. Buna [[Nurullah Ataç]], Selami İzzet ve eski öğrencisi ve dostu olan [[Doğan Nadi Abalıoğlu|Doğan Nadi]] ile girdiği polemikler örnek verilebilir.<ref>Beşir Ayvazoğlu, a.g.e, s.146</ref><ref>Peyami Safa (2 Ağustos 1933), "Bir Münakaşanın Sonu", Cumhuriyet.</ref><ref>{{kitap kaynağı|soyadı1=Safa|ad1=Peyami|başlık=Yazarlar Sanatçılar Meşhurlar|tarih=1994|yer=İstanbul|isbn=9754370338|sayfa=224}}</ref> Fakat bu konuda kendisine en ağır eleştiri ve ithamlar [[Nâzım Hikmet]]'ten gelmiştir. Nâzım Hikmet Peyami Safa'yı başkalarının düşüncelerini Cingöz Recai tiplemesi ile çalıp çırpmakla suçlar.<ref>Ergun Göze, Peyami Safa Nâzım Hikmet Kavgası, s.160</ref> Bu söylemine gelen cevabın ardından Peyami Safa'yı burjuva edebiyatı yapmak ve "zina edebiyatı numuneleri vermekle" itham ederek eserlerinin işportaya düştüğünü iddia eder.<ref>Ergun Göze, a.g.e, s.180</ref> Peyami Safa bu ithamlara ''Hafta'' dergisindeki yazısıyla cevap vererek, "eski dostunu cin çarptığını", "hafızasın kalmadığını", "kendisinin türü türlü zina ve sergüzeşt filmi, hikâyesi ve yazısı olduğu", "kendi kitapları hakkındaki eski methiyelerini unuttuğunu" söyler.<ref>Ergun Göze, a.g.e, s.189-190</ref> Safa'nın bu sözlerine Nâzım Hikmet daha önceden [[Yakup Kadri Karaosmanoğlu]]'na yazdığı manzumenin bir benzeri ile cevap verir.<ref>Nâzım Hikmet, Bir Provokatör Üzerinde Hiciv Denemeleri, Aydabir '''1''', 37 (Eylül 1935)</ref> Peyami Safa ise son olarak tartışma seviyesinin düştüğünü, Nâzım Hikmet'in tartışmayı soytarılığa çevirdiğini ve artık cevabı Cingöz Recai'nin vereceğini söyler.<ref>Peyami Safa, "Namık İsmail", Hafta, 75 (9 Eylül 1935) 3.</ref> Aradan iki hafta geçtikten sonra Peyami Safa bilinen ilk [[manzume]]sini Nâzım Hikmet'e cevap olarak yazar.<ref name=":Gazi" /><ref>Peyami Safa, "Cingöz Recai'den Nâzım Hikmet'e", Hafta, 77 (23 Eylül 1935) 3.</ref>
88. satır:
== Romancılığı ==
Peyami Safa 1914-1961 yılları arasındaki yazın hayatında kendi imzası dışında Server Bedi, Çömez, Serâzâd, Safiye Peyman ve Bedia Servet gibi takma adlarla süreli yazılar yazmıştır. Peyami Safa'nın toplamda 500'e yakın yazısı bulunmaktadır. Fakat 2017 yılı itibarıyla eksiksiz bir [[Peyami Safa bibliyografyası|bibliyografyası]] henüz hazırlanmamıştır. Kendisi [[edebiyat]]ın hemen hemen her türünde eser vermesine rağmen romanlarıyla ön plana çıkmıştır. Sürdürdüğü yaşamın izleri romanlarına da yansımıştır. Çok küçük yaşlarda babasını ve kardeşini [[Sivas]]'ta kaybetmiştir. Sonraki süreçte ise annesi ve ağabeyi [[İsmail Safa]] ile birlikte ekonomik zorluklar altında yaşamıştır. Yine çocukluğunda yakalandığı kemik veremi<ref name=":TDVİA" /> hastalığı onda derin etkiler bırakmıştır. ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'' adlı romanında hastane atmosferinin etkisi görülmektedir. Hastalığı yüzünden eğitimine devam edememiş, kendi kendisini yetiştirmek zorunda kalmıştır. [[Yusuf Ziya Ortaç]] ve [[Hilmi Ziya Ülken]] de onun bu yönüne dikkat çekmiştir.<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = Murat Güvenir | başlık = Peyami Safa Üzerine | url = http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ausbf/article/viewFile/5000099403/5000092624 | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivengelli = evet}}</ref> Peyami Safa'nın kültürel gelişiminde ve dolayısıyla romancılığında küçük yaşlarda öğrendiği [[Fransızca]]'nın da etkisi vardır. ''Yalnızız'' romanında Meral ve Feriha karakterleri arasındaki ilişki buna örnek verilebilir. Yine yabancı dil bilmesiyle Batı kültürünü de yakından tanıma fırsatı bulmuş; ilk yazılarının bir kısmı [[Guy de Maupassant|Maupassant]], [[François de La Rochefoucauld]], ve [[Jean-Jacques Rousseau]]'dan yaptığı tercümeler olmuştur.<ref name=":Tekin">{{Web kaynağı | yazar1 = Mehmet Tekin | başlık = Romancı Yönüyle Peyami Safa | url = https://www.otuken.com.tr/u/otuken/docs/romanci_yonuyle.pdf | yayıncı = [[Ötüken Neşriyat]] | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | arşivurl =
Peyami Safa'nın 1914-1918 yılları arasındaki ilk hikâye deneyimlerinde dönem şartlarına uygun "entrika" ağırlıklıdır. ''Yirminci Asır'' gazetesinde ''Asrın Hikâye''{{'}}leri başlıklı hikâyeleri onun ilk ciddi deneyimleri olmuştur. Hikâyelerinin beğenilmesi ve çevresindeki yazarlarca teşvik edilmesinden sonra itibar ve güven kazanmıştır. Kısa bir süre sonra yirmi üç yaşında iken ilk romanı olan ''[[Sözde Kızlar]]''{{'}}ı yayımlamış ve kamuoyunda daha da tanınmaya başlamıştır. Bu roman ilk başta Serâzâd imzasıyla ''Sabah'' gazetesinde tefrika edilmeye başlanmışsa da yarıda kalmıştır. Peyami Safa bu romanını kendi açıklamasına göre sadece geçim kaygısı güttüğü için kaleme almıştır.<ref>[[Cahit Sıtkı Tarancı]], a.g.e, s.4</ref> ''Sözde Kızlar'' Peyami Safa'nın ilerleyen süreçte sıklıkla değindiği ve eserlerinde kullandığı Doğu-Batı konusunun ilk izlenimleridir. Ayrıca bu romanının olumlu/olumsuz eleştirilere hedef olmasından sonra ikinci baskısının ''Mukaddime'' kısmında birtakım açıklamalara yer vermiştir. Ayrıca bu eseriyle beraber ''Mahşer'' ve ''Cânân''{{'}}ı "çocukluk eserlerim" diye tanımlar. Özellikle de ''Cânân''{{'}}ı "ele alınmayacak kadar" kusurlu bulur.<ref>“Peyami Safa Diyor ki”, Her Ay, nr. 1, 1937.</ref>
100. satır:
''[[Biz İnsanlar]]'' Peyami Safa'nın son romanı sayılmaktadır. İlk olarak 1937 yılında ''[[Cumhuriyet (gazete)|Cumhuriyet]]''{{'}}te tefrika edilmeye başlanmışsa da ancak 1959 yılında kitap halini alabilmiştir. Bu eserde Mütareke dönemi aydınlarının düşünce dünyasını irdeleyen [[materyalizm]], [[sosyalizm]], [[mandacılık]] ve [[milliyetçilik]] akımlarının etkisi görülmektedir.<ref name=":TDVİA" />
Peyami Safa'nın romancılığı genel anlamda Doğu-Batı çatışmaları ve sentezi üzerine kuruludur. Bu medeniyetler arasında yaşanan [[psikoloji]]k ve bedeni problemler romanlarında öne çıkan konuların başında gelir. Seçtiği [[hikâye]]ler [[metafizik]] unsurlarla genişletilmiştir. Eserleri yayımlandığı dönemlerin [[Sosyoloji|sosyal]], [[psikoloji]]k, [[kültür]]el, [[ekonomi]]k ve [[Siyaset|siyasal]] izlerini taşır. Roman yazımı için önemli sayılan takdim, teşvik, takdir, [[Eleştiri|tenkit]], [[Betimleme|tasvir]] ve tahlil ögelerini romanlarında sıklıkla tercih etmiş, tahlil yeteneği ile [[Türk edebiyatı]] için önemli yapıtlar bırakmıştır. Anlatım tekniği çoğu zaman birinci ve üçüncü tekil şahsın anlatımıdır. Bu ikisi dışında biyografik anlatım tekniğinin izleri ''Bir Tereddüdün Romanı'' ile ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu''{{'}}nda ağır basmaktadır. Romanlarında genç kadın karakterleri kültürel değişimlerinden en fazla nasibini alan kişilerdir. Romanlarındaki kadınların genel olarak belirli bir [[meslek]]leri yoktur; bazıları yabancı dil bilir (Mualla, Vildan, Vedia) bazıları da [[öğrenci]]dir (Neriman, Selma). Romanlarındaki ana düğüm ve çözümler kadın karakterlerin üzerine kuruludur. Erkek karakterler ise genel anlamda bedeni ve ruhi anlamda zaafları olan kişilerdir. Maddi ve manevi problemler erkek karakterlerin genel özellikleridir. Bu kişiler ya ailelerinden ayrılarak yalnız yaşayan (Nihat, Ferit, Orhan) ya da ailesi ile yaşayan fakat farklı bir [[ruh]] dünyasına sahip kişilerdir (Genç Hasta, Şinasi).<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = Ekiz, Osman Nuri | yazar2 = Hiperlink | başlık = Peyami Safa | url = http://search.ebscohost.com/login.aspx?direct=true&db=nlebk&AN=578708&lang=tr&site=eds-live&scope=site&ebv=EB&ppid=pp_Cover | yayıncı = Toker Yayınları | erişimtarihi = 21 Şubat 2017 | tarih = 1984 | arşivurl =
''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'' ve ''Bir Tereddüdün Romanı'' Peyami Safa'nın [[otobiyografi]]k eserleridir. Bu yapıtlarda ve bütün romanlarında geniş mekân olarak [[İstanbul]]'u seçmiştir. Bunların dışında [[Londra]] (''Bir Tereddün Romanı''), [[Berlin]] (''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu''), [[Roma]] (''Bir Tereddün Romanı'') ve [[Paris]] (''Yalnızız'') gibi şehirler ile [[Fatih]] (''Fatih-Harbiye''), [[Şişli]], [[Cerrahpaşa]], [[Şehzadebaşı]] (''Sözde Kızlar'') gibi mahalle ve [[semt]]leri mekân olarak tercih etmiştir. Dar mekân olarak da [[ev]] (müstakil, apartman dairesi, konak, yalı), [[otel]], [[pansiyon]], resmi daireler, [[otomobil]], [[tramvay]] ve [[gemi]]leri seçmiştir. Romanlarındaki mekân unsuru sosyal seviye ve yaşam tarzlarını da yansıtmaktadır. Örneğin Şişli ve [[Beyoğlu]] gibi semtler Avrupai yaşam tarzını, eğlenceyi ve alafrangalığı simgelerken, Fatih, Şehzadebaşı, Beyazıt ve Cerrahpaşa gibi yerler ise Doğu'yu temsil etmektedir. Romanlarındaki zaman dilimi [[19. yüzyıl|on dokuz]] ve [[20. yüzyıl|yirminci yüzyıl]]dır. Genel anlamda Peyami Safa, yaşadığı şehir, zaman dilimini ve yaşamındaki değişimleri eserlerine da yansıtmış, Türk edebiyatında psikolojik roman türünde ön plana çıkmıştır. Ayrıca ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'' ve ''Fatih-Harbiye'' adlı eserleri [[Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı]] tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen [[MEB 100 temel eser listesi (ortaöğretim)|100 temel eser]] arasındadır.<ref name=":SÜ">{{Web kaynağı | yazar1 = Mehmet Önal | başlık = Peyami Safa İmzalı Romanlarda Fiktif Yapı | url = https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp | yayıncı = Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü | erişimtarihi = 19 Aralık 2016 | tarih = ''10122'' nolu tez | arşivurl =
=== Romanlarında hastalıklar ===
Peyami Safa'nın küçük yaşlarda [[verem]]e yakalanması onu [[tıp]] konusunda araştırma yapmaya iter. Annesi Server Bedia Hanım oğlunun tıp konusundaki ilgisinden söz etmiştir. Öğrendiği Fransızcanın da tıbbi bilgisinde etkisi olmuştur. Onun bu konudaki bilginliği sağlık camiasından kişilerinden de dikkatini çeker. Bu kişiler [[Ayhan Songar]], Recep Doksat, [[Fahrettin Kerim Gökay]] ve [[Bülent Tarcan]] gibi tanınmış tıp profesörleridir. Hatta dost olduğu bazı doktorlar kendisinden mecazi olarak meslektaş olarak bahseder.<ref name=":TÜ">{{Web kaynağı | soyadı1 = Kurt | ad1 = Barış Can | başlık = Peyami Safa Romanlarında Hastalık | url = http://dspace.trakya.edu.tr/jspui/bitstream/1/1762/1/0126356.pdf | yayıncı = Trakya Üniversitesi | tarih = 2015 | arşivurl =
Peyami Safa hem kendi hastalıkları hem de yakın çevresinde şahit olduğu hastalıklara romanlarında sıkça yer vermiştir. Romanlarında en az 32 hastalığa yan konu veya anlatımı zenginleştirmek amacıyla yer vermiştir. Fakat bizzat şahit olduğu hastalıklara daha fazla değinmiştir. Bunun sebebi küçük yaşta yakalandığı kemik veremi hastalığıyla yedi yıl gibi bir süre mücadele etmiş olmasıdır. Peyami Safa'ya göre en büyük hastalık ruhtadır. Ruhtaki hastalığın tedavi edilmemesi vücudun diğer yerlerine de sıçrar. Ayrıca sıkıntı en büyük hastalık nedeni olup kanser ve veremin de başlıca nedenidir. ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'' hastalığın en çok işlendiği ve ana tema olduğu bir eserdir. İsimsiz başkahraman tıpkı yazar gibi kemik veremine yakalanmıştır. Fakat bu hastalık roman kişisinin ayağında, yazarın ise kolunda baş gösterir. Otobiyografik olan bu eserde çocukluk yıllarında yakalandığı kemik veremi yüzünden çektiği acıları anlatmıştır. Romanda verem hastalığının teşhisi ve tedavi süreci hem [[Latince]] adlarla hem de halk dilindeki söylemlerle okuyucuya aktarmıştır.<ref>Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2000, s. 64. 76, 92, 93, 101</ref> ''Cumbadan Rumbaya'' adlı eserinde veremle ilgili ayrıntılı bilgilere yer vermiştir.<ref>Cumbadan Rumbaya, Ötüken Neiriyat, İstanbul 2004, s. 376, 412</ref> ''Bir Akşamdı''{{'}}da Meliha'nın babası veremdir, ayrıca bu eserinde vereme neden olan Basil dö Koch virüsünü kişileştirerek konuşturmuştur.<ref name=":TÜ" /><ref>Bir Akşamdı, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2002. s. 27, 53, 71</ref> Felç de tıpkı verem gibi romanlarında sıkça yer verdiği hastalıklardan biridir. ''Cânân''{{'}}da bu hastalığın üç farklı türüne değinmiştir.<ref>Canan, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2006. s,11, 86, 90</ref> ''Matmazel Noraliya'nın Koltuğu'' bu hastalığın en çok yer aldığı romandır. İşlediği diğer hastalıklar ise genel olarak [[zehirlenme]], [[menenjit]], [[zatürre]], [[bronşit]], [[frengi]] ve [[kanser]]dir. Bunlar arasından menenjitin belirtileri konusunda dikkat çeken açıklamalar yapmış, ''Biz İnsanlar''{{'}}da bu hastalığın üzerine ayrıca durmuştur.<ref>Biz İnsanlar, Ötüken Neşriyat, istanbul 1999. s, 7, 21</ref>
116. satır:
Kadın karakterler bedenen sağlıklı görünen kişilerdir fakat çoğunun ruhsal sorunları mevcuttur. Kadınların yaş ortalaması genel olarak yirmi ile yirmi beş arasında değişmektedir. Bu rakamlar ''Bir Akşamdı''{{'}}da Meliha (18) ve ''Dokuzuncu Hariciye Koğuşu''{{'}}nda Nüzhet (19) ile biraz daha düşmektedir. Kadınlar en az bir dünya görüşüne sahip kişilerdir. Tüm romanlarında mekan olarak İstanbul'u seçmesi gibi kadın karakterleri de ya İstanbul doğumludur ya da küçük yaşlarda bu şehre göç etmiştir. Küçük bir azınlık dışında çoğu eğitim almış kişilerdir ve Fransız mektebi kökenlidir; iyi derece [[Fransızca]] konuşurlar, bazen Fransızca düşünürler, hatta bazı kelimelerin Türkçe karşılıklarını unuturlar. Hizmetçiler dışında öne çıkan kadınların meslekleri yoktur fakat bu kadınlar klasik Türk ev kadını görünümünde değildirler. Boş zamanlarında piyano çalarlar, davet ve balolara katılırlar, eğlence ve ziyafetler düzenleyip gezintilere çıkarlar.<ref name=":İÖ" />
Romanlarındaki [[Evlilik|evli]] kadın karakterleri Türk toplumunda önemli bir yeri olan [[aile]] kavramına<ref>{{Web kaynağı | başlık = Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi | url = http://ailetoplum.aile.gov.tr/data/54293dab369dc32358ee2b0f/kutuphane_11_sosyokulturel_degisme_surecinde_turk_ailesi__i.pdf | yayıncı = Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu | yer = Ankara | arşivurl =
== Hikâyeciliği ==
123. satır:
Peyami Safa'nın hikâyeciliği Türk toplum değerleriyle özdeşleşen gözlemci bir yapıdadır ve [[toplum]] onun eserlerinde oldukça yer edinmektedir. Hikâyelerindeki gözlemci yapı dedektifi bir yapıdadır. Bu özelliği kendisinin polisiye romanlar yazmış olması ile açıklanmaktadır. Psikolojik tahliller romanlarındaki kadar geniş ölçekli olması da hikâyelerinde de görülmektedir.<ref>Ülkü a.g.y, 1981: 6</ref> Mehmet Tekin Peyami Safa hikâyeciliğinin [[Guy de Maupassant|Maupassant]]'tan etkilendiğini ve ilk eserlerindeki üslup ve yazış şekillerinin benzediğini belirtmektedir.<ref name=":Tekin" />
Peyami Safa hikâyeleri konularına genel olarak dört ayrı tasniften oluşmaktadır. Peyami Safa ilk olarak [[savaş]]lar silsilesiyle Türk toplumundaki etkileri ve ahlaki çöküntülerini işledi. Bu tarzdaki hikâyelerinde eşlerini aldatanlar, hırsızlar, dolandırıcılar ve dejenere olmuş insanlar geniş bir yere sahiptir. Peyami Safa İkinci olarak sevgi ve aşk temasını ve [[kadın]]-[[erkek]] ilişkilerini, üçüncü olarak az sayıda milliyetçi duyguları ve son olarak da bu üçü dışında kalan hayatın farklı yönlerini hikâyelerine yansıttı. Bütün romanlarında mekan olarak [[İstanbul]]'u seçen Peyami Safa, hikâyelerinde de ağırlıklı olarak bu tarzını sürdürdü. Genel anlamda romanlarıyla benzer özellikler taşıyan bu hikâyeler romanlarının bir [[prototip]]i olarak görüldü.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Şen | ad1 = Can | başlık = Peyami Safa’nın Hikâyeciliği Üzerine Bir İnceleme | url = http://www.edebiyatci2003.com/peyami_hikayeciligi.pdf | yayıncı = Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Bölümü | erişimtarihi = 16 Şubat 2017 | arşivurl =
== Sanat ve edebiyat anlayışı ==
Peyami Safa'nın 1918'den beri kaleme aldığı yazılarındaki konular günümüzde halen daha tartışılmaktadır.<ref name=":Mahfuz">{{Web kaynağı | soyadı1 = Zariç | ad1 = Mahfuz | başlık = Peyami Safa'nın Sanat Edebiyat Anlayışı ve Duygu Düşünce Dünyası | url = http://turkoloji.cu.edu.tr/pdf/mahfuz_zaric_peyami_safa_edebiyat_anlayisi.pdf | tarih = Ocak 2015 | erişimtarihi = 12 Şubat 2017 | arşivurl =
=== Sanat ve edebi akımlar ===
138. satır:
== Düşünce dünyası==
Peyami Safa küçük yaşlarda başladığı yazın hayatına birçok eser sığdırmış ve birçok değişim yaşamıştır. Bunun dışında [[gazeteci]]lik mesleğini uzun yıllar sürdürmesi, dönemin öne çıkan gazete ve [[dergi]]lerinde yazılar yayımlaması, [[Türk Dil Kurumu]] üyeliğinde ve [[İstanbul]] temsilciliğinde bulunması<ref>{{Web kaynağı|başlık=Ölümünün 50. yılında Peyami Safa’yı anma toplantısı|url=http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=120:Olumunun-50.-yilinda-Peyami-SAFA%E2%80%99yi-anma-toplantisi-&catid=34:basndan|yayıncı=Türk Dil Kurumu|arşivurl=
=== Milliyetçiliği ===
Peyami Safa milliyetçiliği Türk milletinin var olması için bir araç olarak gördü. Kemalist devrimlerin bir nevi savunuculuğunu yaptığı ''Türk İnkılâbına Bakışlar''{{'}}da milliyetçiliğin doğuşunu halkların gördüğü sarsıntılara ve yıkımlara bağladı. [[Türk milliyetçiliği]]nin doğuşunu ise [[Balkan Savaşları]]'na bağlayarak yeni Türk devletinin kendisini kanıtlamak için bir takım tarihi değerlere ve başarılara atıfta bulunduğu saptamasını yaptı. Kemalist milliyetçiliğin [[İtalyanlar|İtalyan]] emperyalizmine maruz kalmış [[Habeşistan]] veya Japonya ve Çin anlaşmazlığı sonucunda ortaya çıkan Asya kökenli milliyetçilikle bir tutulamayacağını belirtti.<ref>Safa, Peyami, Türk İnkılâbına Bakışlar, s. 120.</ref> [[Osmanlı İmparatorluğu dağılma dönemi|Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde]] ortaya atılmış fikirlerden sadece [[Türkçülük]] ve [[Batıcılık|Batıcılığın]] ayakta kaldığını öne sürerek Osmanlı Türkçülüğünü ve Osmanlı Garpçılığını [[kangren]] olmakla nitelendirdi.<ref>Safai Peyami, a.g.e. s.121</ref>
Milliyetçilik Peyami Safa'ya göre [[ilk çağ]]da bir tohum, [[orta çağ]]da bir [[fidan]] ve başta [[20. yüzyıl|yirminci yüzyıl]] olmak üzere günümüzde bütün dünyayı saran bir ağaç gibidir.<ref>Peyami, Safa, Nasyonalizm Sosyalizm Mistisizm, s. 57-58.</ref> Kendisinin milliyetçilik anlayışında toplum ve birey arasında önemli bir ilişki vardır. Ona göreve birey kavramı sadece milletin olduğu yerlerde değer kazanabilir ve millî düşüncelerin devlet tarafından oluşturulması gerekir.<ref>{{kitap kaynağı|soyadı1=Safa|ad1=Peyami|başlık=Eğitim Gençlik Üniversite|yayıncı=Ötüken|isbn=9754370346|sayfa=20}}</ref> Bu konudaki benzer düşüncelerini ise Türkiye'deki yabancı okullarda yetişen aydınlara yöneltmiş ve onları millî konularda duyarsız olmakla suçlamıştır.<ref name=":13">{{Web kaynağı | soyadı1 = Kartal | ad1 = İdris | başlık = Peyami Safa'nın Düşünce Dünyası ve Tarih Anlayışı | url = https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp | yayıncı = Süleyman Demirel Üniversitesi | yer = Isparta | tarih = 2011 | arşivurl =
[[Fransız milliyetçiliği]]nin 1870 sonrasında, [[Alman milliyetçiliği]]nin [[I. Dünya Savaşı]] sonrasında ve Osmanlı-Türk milliyetçiliğinin Balkan Savaşları sonrasında ortaya çıktığını savunan Peyami Safa, Kemalist milliyetçiliğinin ise [[Mütareke (dönem)|Mütareke dönemi]] sonrasında ortaya çıktığı görüşünde bulundu. Bu görüşleriyle Türk milliyetçiliğinin dönemsel koşullar altıda mecburi olarak doğduğunu, [[sosyalizm]]den uzak ve [[faşizm]]e yabancı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Milliyetçiliğinin bir [[ırk]], [[Dil (filoloji)|dil]] ve [[tarih]] hareketi olduğunu savundu.<ref>Safai Peyami, a.g.e. s.106</ref> Özellikle [[II. Dünya Savaşı]] dönemlerinde ırkçı olmakla suçlandı. 1939 yılında ''[[Cumhuriyet (gazete)|Cumhuriyet]]'' gazetesindeki yazısında kendisini tepeden topuğa kadar milliyetçi olmakla nitelendirip<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Karagüzel | ad1 = Ömer Faruk | başlık = Modernleşme, Modernlik ve Ulusçuluk Bağlamında Türkiye’de Muhafazakârlık | url = http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/makaleler/birikimlerIV/166.pdf | erişimtarihi = 22 Şubat 2017 | sayfa = 374 | arşivurl =
=== Muhafazakârlığı ===
Peyami Safa'nın milliyetçilik dışında öne çıkan yönlerinden biri de [[Muhafazakârlık|muhafazakârlığıdır]]. 1930'lu yılların sonuna doğru somut hale gelen muhafazakârlık düşüncesinin Türkiye'de kurucu ideologlarından başında gelen isimlerdendir.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = İrem | ad1 = Nazım | başlık = Bir Değişim Siyaseti Olarak Türkiye’de Cumhuriyetçi Muhafazakârlık: Temel Kavramlar Üzerine Değerlendirmeler | url = http://psi520.cankaya.edu.tr/uploads/files/Irem,%20Turkiye'de%20Cumhuriyetci%20Muhafazakarlik.PDF | erişimtarihi = 22 Şubat 2017 | arşivengelli = evet}}</ref> Cumhuriyet dönemi muhafazakârları arasından Cumhuriyet modernleşmesini ve toplumsal değişimleri yakından takip eden isimlerden biri olan Peyami Safa, bu değişim sancılarının odak isimlerinden biri haline geldi. Ordinaryüs profesör [[Hilmi Ziya Ülken]] Peyami Safa muhafazakârlığını iki yönde ele aldı. Bunlar Türk devrimlerinin Peyami Safa'ya göre bir kopuş hareketi olması ve Peyami Safa'nın mistik yönünün varlığı şeklindeydi.<ref name=":Ülken" /> Peyami Safa değişim yıllarında [[Kemalizm]]in muhafazakâr söylemcisi olmaktan çok bu düşüncenin devrimci yönüyle uyuşmaya çalışan bir yazar görüntüsü verdi. ''İrticâ ve Yobazlık'' başlıklı yazısında muhafazakârlığı yobazlık olarak görmediğini ifade ederek birtakım açıklamalarda bulundu ve muhafazakârlık, yobazlık ve irtica arasındaki farklara değindi. Bu yazısında bu iki söylemin birbirleriyle sık sık karıştırıldığını belirterek muhafazakârlığı geçmişin değerlerini samimi bir şekilde savunan gerilik olarak, irtica ve yobazlığı ise savunduğu ve ulaşmak istediği değerleri [[kültür]]el bünyesinde barındırmamak şeklinde tanımladı ve [[radikalizm]]le eş tuttu.<ref>{{Web kaynağı | soyadı1 = Safa | ad1 = Peyami | başlık = Din, İnkılap, İrtica: Objektif 4 | url = https://books.google.com.tr/books?id=vukiDQAAQBAJ&pg=PT183&lpg=PT183&dq=Muhafazak%C3%A2rl%C4%B1k,+irtica+ve+yobazl%C4%B1k+de%C4%9Fildir&source=bl&ots=j7kW5EN6WW&sig=n3g29PO_5mKYgbXAVitoU8EhER4&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwjCxdjM6KPSAhWnJ5oKHY7dBjMQ6AEIIjAB#v=onepage&q=Muhafazak%C3%A2rl%C4%B1k%2C%20irtica%20ve%20yobazl%C4%B1k%20de%C4%9Fildir&f=false | yayıncı = Google Kitaplar | erişimtarihi = 22 Şubat 2017 | arşivurl =
=== Dil hakkındaki düşünceleri ===
Peyami Safa [[Genç Kalemler]] ile başlayan [[Yeni Lisan Hareketi]]'ne karşı çıkan isimlerden biri oldu. Lisan için fikrin feda edilemeyeceğini belirtti. Hareketin öncülerinden [[Ömer Seyfettin]]'i eleştirerek eserlerinde ruh tahlilinin olmadığını ve sade olma özelliğinin basitliğe dönüştüğünü ifade etti.<ref>“Sâde ve Basit”, Cumhuriyet, 14 Eylül 1932</ref> Yeni Lisan Hareketi ve Genç Kalemler'e olan karşıtlığını her fırsatta dile getirerek konuşma dilini yazı diline yaklaştırmayı olumsuz karşıladı. Buna gerekçe olarak da konuşma dilinin ortak bir dil olduğunu, bilim dilinin ise özel olduğunu söyledi.<ref>Safa, Peyami, “İlmî Terimler ve Halk Dili” Osmanlıca Türkçe Uydurmaca, İstanbul 1999, s. 193</ref> Dillerin saf ve öz olmadığını, evrensel olaylardan ve etkileşimlerden etkilenebileceğini belirtti.<ref>“Türkçe’nin Karışıklığı”, Cumhuriyet, 5 Mayıs 1932</ref> [[Öz Türkçe]] isteyenlerin diler arasındaki etkileşimden dolayı ölçülü olmak zorunda olduklarını 1958'de ''Milliyet'' gazetesinde savundu.<ref>“Dilde Özleşmenin Hudutları”, Milliyet, 4 Nisan 1958</ref> Peyami Safa'ya göre yabancı bir dilin hakimiyetinde kalmakla yabancı bir ordunun kölesi olmak arasında fark yoktur.<ref>“Fransızca Konuşan Veznedar Bayan”, Cumhuriyet, 4 Ekim 1938</ref> Bu sebepten diller arasındaki kaide alışverişini zorunlu olarak görüp, ölçülü olunmasını bildirdi.<ref>Safa: 1999, a.g.e. s.35</ref> Dile giren her kelimenin imla değiştirmediği sürece sözlüğe alınmasına karşı çıkarak, kelimelerin öncelikle halkla aynîleşip halkın malı olması gerektiğini belirtti.<ref>“Yanaşma Kelimeler”, Cumhuriyet, 1 Temmuz 1939</ref> Yabancı kelimelere gösterdiği hassasiyet ile kendisini dil otarşisinden kurtardı. Mana inceliklerini farkında olarak heba etmek istemediğinden dolayı romanlarında özellikle [[Fransızca]] kelimeler kullandı ve çeşitli çözüm önerilerinde bulundu. Dil ile ilgili sorunların çözümünde edebiyatçılara daha fazla danışılması gerektiğini belirterek bu kişilerin dilbilimcilerden daha önde olmasını arzuladı.<ref>“Dilciler ve Edebiyatçılar”, Cumhuriyet, 27 Eylül 1938</ref> Dil hakkındaki sorunların çözüm süresinin ise süreç dahilinde gerçekleşmesini ve üstünkörü bir şekilde yapılmamasını istedi<ref>“Telaşa Lüzum Yok”, Cumhuriyet, 22 Aralık 1939</ref><ref name=":İÜ">{{Web kaynağı | yazar1 = Yusuf Akçay | başlık = Peyami Safa'ya göre Türk Dili | url = http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/akcay_safa.pdf | yayıncı = İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü | arşivurl =
=== Doğu-Batı sentezi ===
Peyami Safa başta romanlarında olmak üzere yazdığı [[Deneme (edebiyat)|deneme]], [[makale]] ve [[gazete]] yazılarında Doğu-Batı konusu üzerine sıkça durdu. Batıyı "hem bir kıta hem de bir kafa" olarak gördü. [[Avrupa]]'yı bir kıta içinde doğan, süreç içerisinde sınırlarını aşan ve medeniyet tarihine bağlı bir mahiyet olarak gördü.<ref>{{kitap kaynağı|başlık=Peyami Safa'nın Eserlerinde Doğu - Batı Meselesi|tarih=1997|yazar1=Nan A. Lee|yer=İstanbul|isbn=9754372217|sayfa=58|basım=Ötüken Neşriyat}}</ref> Verdiği eserlerde batı zihniyetinin oluşumundaki önemli etkenlere değinerek bunu konu üzerine söylemleri olan yazar, sanatçı ve düşünürlerin fikirlerinden yararlandı. Avrupa medeniyetinin [[Antik Yunanistan|Yunan]], [[Antik Roma|Roma]] ve [[Hristiyanlık]] ekseninde geliştiğini belirterek yalnız bu üç şeyden oluşan zihniyetle [[Avrupa]]lı olunabileceğini dile getirdi. Hristiyanlığı ise [[Avrupa]] ve [[Asya]] arasındaki en belirgin fark olarak gördü.<ref name=":İKÜ">{{Web kaynağı|yazar1=Cenk Şirinoğlu|başlık=Peyami Safa'da Dejenere Toplum|url=http://acikerisim.iku.edu.tr:8080/xmlui/handle/11413/542|yayıncı=İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü|tarih=Eylül 2008|erişimtarihi=9 Ocak 2017|arşivurl=
Peyami Safa [[Türkler|Türk toplumunda]] taklit olarak görülen ve çeşitli [[sosyoloji]]k ve edebi araştırmaların konusu olan Batılılaşmayı riyazileşmek ve siteleşmek kavramları üzerinden yorumladı. Romanlarında öne çıkan doğu-batı sentezini medeniyetlerin ruhunu inceleyip ardından da karşılaştırması şeklinde verdi. Avrupa medeniyetinin oluşmasında rasyonalist matematik zihniyetinin etkili olduğunu belirterek Doğu'nun bundan yoksun olduğu ifade etti. [[Dogmatizm]]i doğunun gelişmemesinde en büyük engel olarak gördü. Batı'yı maddeye hakim olması ve teknik olarak ilerlemesi gibi gerekçelerle yüceltti, Doğu'yu ise pasif olarak nitelendirdi. Türkiye'nin batılılaşmasını isteyerek kuramlarını oluşturduğu sentezlerini bunun için bir araç olarak gördü. [[Tanzimat Dönemi]] ile başlayan yenileşmenin yanlış yorumlanmasına da eleştirel bir tavır sergiledi.<ref name=":İKÜ" />
162. satır:
=== Rusya hakkındaki düşünceleri ===
Hayatının farklı dönemlerinde fikri olarak değişimler yaşayan Peyami Safa genel olarak milliyetçi bir yazar ve Cumhuriyet dönemine ait bir aydın olarak görülmektedir. Peyami Safa'nın Rusya ve Ruslar hakkındaki düşünceleri Türk halkının dönemsel düşüncelerinden kesin çizgilerle ayrılmamaktadır. Peyami Safa'nın ''Mâhutlar'' ve ''Sosyalizm-Marksizm-Komünizm'' adlı eserleri incelendiğinde yazarın Rusya ve Ruslar hakkında Fransızca kaynakları takip edip incelediği anlaşılmaktadır. Kendisindeki Rus algısının oluşmasında [[93 Harbi|1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı]], [[Balkan Savaşları]], savaş sonrasında Balkanlar ve Trakya üzerinden Anadolu'ya gelen Türk göçmenler, eğitimlerini Rusya'da almış olup daha sonra Türkiye'ye kaçan aydınlar, Ruslara esir düşmüş Türk askerlerinin hatıraları ve [[Rus edebiyatı]]na ait klasiklerin büyük etkisi oldu. Bunların dışında [[Rus Devrimi (1917)|1917 Devrimi]] sonrası Türkiye'ye gelen [[Beyaz Ruslar]], yeni komünist Rus rejiminin [[propaganda]]larını Türk üniversitelerinde yapan kişiler ve eski dostu Nâzım Hikmet'le olan ilişkilerinin<ref name=":TDVİA" /><ref name=":Gazi" /> de Ruslar hakkındaki düşüncelerinde etkisi oldu.<ref name=":10">{{Web kaynağı | soyadı1 = Çiftçi | ad1 = Sinan | başlık = Peyami Safa'nın Romanlarında Rus İmajı | url = http://www.tubar.com.tr/TUBAR%20DOSYA/iti_sinan-41-50.pdf | yayıncı = Millî Meçnikova Üniversitesi. Sosyal Bil. Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü | arşivurl =
=== Kıbrıs hakkındaki düşünceleri ===
Peyami Safa ''Milliyet'' gazetesindeki yazılarında ve ''[[Türk Düşüncesi]]'' dergisinde Kıbrıs konusu üzerine görüşlerini paylaştı. ''Türk Düşüncesi''{{'}}nin Kıbrıs özel sayısı ile bu konuda halkı bilgilendirmeyi ve siyasetin nabzını tutmayı hedefledi. Derginin Şubat-Mart 1958 sayısı "Kıbrıs Savımızı Savunurken" başlığı ile çıktı. Peyami Safa [[Kıbrıs Adası]]'nın İngiltere tarafından [[Yunanistan]]'a verileceğinin konuşulduğu günlerde bu anlaşmazlığın basit bir mevzu olduğunu ve sadece [[Türkiye]] ile [[İngiltere]]'yi ilgilendirdiğini yazdı. Yunanistan'ın ada üzerinde herhangi bir hakkı olmadığını belirtti ve adanın birine verilecekse Türkiye'ye iadesinin en uygun seçenek olduğunu söyledi.<ref>Milliyet, 19 Ağustos 1955</ref><ref>{{Web kaynağı | başlık = Peyami Safa, Kıbrıs | url = http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Ara.aspx?&ilkTar=&sonTar=&ekYayin=&drpSayfaNo=&araKelime=peyami%20safa%20k%C4%B1br%C4%B1s&gelismisKelimeAynen=&gelismisKelimeHerhangi=&gelismisKelimeYakin=&gelismisKelimeHaric=&Siralama=RANK%20DESC&SayfaAdet=20&isAdv=true | yayıncı = Milliyet Gazete Arşivi | erişimtarihi = 15 Şubat 2017 | arşivurl =
[[6-7 Eylül Olayları]] ile Kıbrıs konusu arasında bağlantı kuran söylemlerden etkilendi. Bu olayları ilk olarak bir "komünist ihtilal provası" olarak gördü. Azınlıklara yönelik bu tahrip ve yağma saldırılarına köşe yazılarında da yer verdi. Bu tarihten sonra yazılarında Kıbrıs konusuna daha fazla yer vermeye başladı. [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]]'ün [[Selanik]]'te bulunan [[Atatürk Evi Müzesi (Selanik)|evinin]] saldırıya uğramasını önce Yunanlara bağlayıp daha sonra 6-7 Eylül Olayları ile beraber bu saldırılarının kızıl solcularca gerçekleştirildiğini düşündü. 7 Eylül 1955'te ''Milliyet'' gazetesindeki bir yazısında Türk ordularının Yunanları denize döktüğünü fakat [[Misak-ı millî]]'ye bağlı kalındığını belirterek Atatürk evinin saldırıya uğramasını acizlik, kahpelik ve ahmaklık olarak gördü.<ref>Milliyet, 7 Eylül 1955</ref>
Peyami Safa Kıbrıs konusuna genel olarak milliyetçi bir tavır sergiledi. Ona göre Kıbrıs'ın Türk kimliği asla pazarlık konusu olmamalı ve bu konudan geri adım atılmamalıdır. Peyami Safa adanın hiçbir zaman tarihsel, dinsel, ırksal, siyasal ve coğrafi olarak Yunan kimliği taşımadığını da iddia etmiştir. Propaganda konusunda ise Yunanistan'ı dünya çapında daha etkili, Türkiye ise pasif ve gevşek olarak yorumlamıştır. Kıbrıs konusundaki eleştirilerini zengin vatandaşlar, politikacılar ve yazarların umursamazlığına da yöneltmiştir. İngiltere'ye ise hiçbir zaman güvenmeyip sorunu daha karışık hale getirmekle tenkit etmiştir. Adanın [[jeopolitik]] önemine de vurgu yapan Peyami Safa, gerekirse Türkiye'nin [[NATO]]'dan çekilmesi belirtmiş ve Kıbrıs'ı NATO üyeliğinden daha değerli bulmuştur.<ref>{{Web kaynağı | yazar1 = İsmail Şahin | yazar2 = Selma P. Topbaş | başlık = Kamuoyu ve Dış Politika Bağlamında Peyami Safa'nın Yazılarında Kıbrıs Meselesi | url = http://oaji.net/articles/2016/1037-1461396215.pdf | yayıncı = Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi | sayfa = Cilt 7 Sayı:13 | tarih = Aralık 2015 | arşivurl =
=== Atatürk hakkındaki düşünceleri ===
179. satır:
{{Ayrıca bakınız|Peyami Safa bibliyografyası}}
[[Dosya:Academic studies about Peyami Safa by years.png|küçükresim|Türkiye'de 1984-2016 yılları arasında Peyami Safa ve eserleri hakkında yapılmış akademik çalışmaların grafiği. '''Yeşil''':Yüksek lisans, '''Mor''':Doktora.<ref>Bu grafik YÖK Tez Arama Robotu'nda çıkan sonuçlara göre hazırlanıştır, sayısal değerler yıllara göre farklılıklar gösterebilir.</ref>]]
Peyami Safa Cumhuriyet dönemi aydınlarından biridir. Aynı zamanda yayımladığı romanları Türk edebiyatının önemli yapı taşlarındandır.<ref name=":HD">{{Web kaynağı | yazar1 = [[Doğan Hızlan|Hızlan, Doğan]] | başlık = Onu daha iyi anlayabilmek için | url = http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/dogan-hizlan/onu-daha-iyi-anlayabilmek-icin-28230817 | yayıncı = Hürriyet | erişimtarihi = 10 Nisan 2017 | arşivurl =
Eğitimini sağlık sorunları gibi nedenlerden dolayı tamamlayamamış olması ve bu sebepten kendi kendisini yetiştirmek zorunda kalması sıklıkla öne çıkarılan bir yönüdür.<ref>{{Web kaynağı | başlık = Mehmed Niyazi, Peyami Safa'yı anlatacak | url = http://www.yenisafak.com/kultur-sanat/mehmed-niyazi-peyami-safayi-anlatacak-534029 | yayıncı = Yeni Şafak | erişimtarihi = 10 Nisan 2017 | arşivurl =
== Eserleri ==
271. satır:
|''İstanbul Hikayeleri'' (tarihsiz)
|-
| colspan="3" style="background:LightCyan;" | Alıntı:<ref name=":ÇÜ">{{Web kaynağı | soyadı1 = Düzce | ad1 = Mesut | başlık = Peyami Safa Romanlarında Sosyal Değişme ve Din | url = http://library.cu.edu.tr/tezler/7074.pdf | yayıncı = Çukurova Üniversitesi | tarih = 2008 | arşivurl =
|}
|