Celâlî isyanları: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Hiroşi (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + kaynak gerektiren bilgi eklentisi
Teferrüt (mesaj | katkılar)
Yazım hataları düzeltildi.
27. satır:
'''Celâlî isyanları''', [[16. yüzyıl|16.]] ve [[17. yüzyıl]]larda, [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]] yönetimindeki [[Anadolu]]'da [[Yavuz Sultan Selim]] döneminde başlayan ve [[IV. Mehmed]] dönemine kadar devam eden zaman zarfında devlete karşı ekonomik, sosyal, askerî ve siyasî nedenlerle ayaklananlara verilen addır.
 
“Celâl’e mensup” anlamına gelen Celâlî tabiri, 16. yüzyıl başlarında (1519) isyan eden Bozoklu Şeyh Celâl’le ilgilidir. Celâlî isyanları başlangıçta, Osmanlı idaresinden memnun olmayan zümrelerin ve Şiî eğilimli Türkmen gruplarının Safevîlerin de tahrikiyle devlete baş kaldırmalarıbaşkaldırmaları şeklinde ortaya çıkmış, 16. yüzyılın sonlarından itibaren büyük bir mesele hâlini alarak değişik bir mâhiyet kazanmıştır. Osmanlı devlet anlayışı, bu isyanları “hurûc ale’s-sultân” olarak değerlendirmiş ve kaynaklarda bu ifade sık sık kullanılmıştır.<ref name= "celaliler">[http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=070252 İslam Ansiklopedisi, Mücteba İlgürel]</ref>
Bu ayaklanmaların adı, bu kapsamdaki ayaklanmaların ilkinin önderi olan [[Şeyh Celâl]]’den gelir. Bozoklu ([[Yozgat]]) olan Şeyh Celâl önderliğinde topraksız köylüler, ağır vergilerden ezilenler, toprakları elinden alınmış eski [[sipahi]]ler, [[sekban]]lar, yerel idarecilerin baskı ve adaletsiz yönetiminden şikâyetçi olan kitleler, [[1519]] yılında Osmanlı yönetimine başkaldırdı. [[Tokat]] yöresinde başlayan ayaklanma, aynı yıl içerisinde kanlı bir biçimde bastırıldı.<ref name= "celali isyanları">[http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/iibfd/article/viewFile/2495/2238 Osmanlı Tarihinde Vergi İsyanları-I, Prof. Coşkun Can AKTAN]</ref>
 
== Celali isyanlarının nedenleri ==
[[16. yüzyıl]] ortalarında [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'nde ekonomik ve toplumsal bunalım baş gösterdi. [[Anadolu]] ve [[Akdeniz]] üzerinden geçen uluslararası ticaret yollarının [[coğrafi keşifler]] sonucunda yön değiştirmesi de bunda etkili oldu. [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]], bu ticaret yollarının ve gelirlerinin kendi topraklarından geçtiği dönemlerde sağladığı kazancı yitirdi. Öte yandan [[Avrupa]] devletlerinin güçlenmesi karşısında fetihlerin durmasıyla ganimet gelirleri de ortadan kalktı. Devlet, gereksinim duyduğu geliri sağlayabilmek için vergileri artırdı. Osmanlı yönetiminin babadan-oğula geçmemesinde titizlikle durduğu [[Tımar|tımar sistemi]] saltanat haline geldi. Oluşan bu yarı-feodal durum, vergileri ödeyemeyen köylülerin topraklarını terk etmesine, kasaba ve kentlere iş için göç etmesine yol açtı. Geçim yolu bulamayanlar ise eşkıyalığa başladılar ya da eşkıyaya katıldılar. Bütün bunların sonucunda [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı]] toplumsal ve ekonomik düzenin altüst oldu. İşsizlik ve geçim sıkıntısı, medrese öğrencisinden askerine kadar toplumun bütün kesimlerine yansıdı. Ayrıca [[Anadolu]]'da yaşayan [[Alevilik|Alevi]] halk, Osmanlı Devleti'nin [[Sünnilik]] üzerine kurulu [[Teokrasi|teokratik]] yapıda olmasına karşı çıkıyordu. Bu yüzden sık sık Osmanlı ile ters düşüyorlardı.
 
[[Anadolu]]'da ilk büyük Celali Hareketleri, [[medrese]] öğrencilerinin (suhte ya da softa) hareketi olarak ortaya çıktı. Medrese öğrencileri ve medrese bitirip iş bulamayanlar [[Yozgat]], [[Amasya]], [[Adıyaman]], [[Sivas]] ve [[Malatya]] yörelerinde büyük ayaklanmalar başlattılar. Bu ayaklanmalar tarihe ''Suhte ayaklanmaları'' olarak geçti. Daha sonra, Osmanlı askeri sınıfından [[Osmanlı Donanması|levent]] ve [[sekban]]lar da ayaklandılar. Bu arada [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'nin yerel yöneticileri, güç kullanarak halktan vergi toplamaya başladılar. Yerel yöneticilerin zulmü merkezi hükûmet tarafından önü alınamaz duruma gelince, [[III. Murat]] ([[1574]]-[[1595]]), [[III. Mehmet]] ([[1595]]-[[1603]]) ve [[I. Ahmet]] ([[1603]]-[[1617]]) soygunlara, yöneticilere ve memurlara karşı köylülerin silahla mücadele etmesini isteyen fermanlar çıkardılar. Bu dönemin önemli ismi [[Şeyhülislam]] [[Mustafa Sunullah Efendi]] olmuş ve [[devşirme]] [[sadrazam]]lara karşı verdiği [[fetva]]lar ile Anadolu'daki Türk varlığının yaşamasını sağlamıştır.
40. satır:
 
== Anadolu'daki önemli Celali ayaklanmaları ve önderleri ==
Şeyh Celâl isyanının bastırılmasından sonra [[1525]] yılında İçel sancağındakiSancağındaki vergi memurunun Süklün Koca adlı ihtiyara kötü davranışları sonucu Süklün Koca, diğer adıyla Kadri Hoca Baba, köylüleri etrafına toplamış, oğlu Süklün Şah ya da Şah Veli de kendisine katılmıştır. Daha sonra o çevrede büyük saygı gören [[Baba Zünnun]] da köylülerin başına geçerek ayaklanma çıkardı. Çıkan ayaklanma [[1526]] yılında bastırıldı. Anadolu'da artan mali sıkıntılar yanında yeni düzenlemelerden memnun olmayan ve yoğun Safevi propagandasından etkilenen Türkmen gruplarının destek verdiği Kalender Çelebi isyanı İsyanı,1526 Mohaç seferiSeferi sırasında patlak verdi. İsyan Orta Anadolu'da süratle yayıldı. [[1527]] yılında sadrazam [[Pargalı İbrahim Paşa]] komutasındaki Osmanlı güçlerigüçlerinin, [[1527]]' de [[Elbistan]] dolaylarındaki galibiyeti sonucu Kalender'in öldürülmesiyle isyan bastırıldı.<ref name= "celali isyanları" />
 
16. yüzyılda Anadolu’da önemli bir nüfus artışı olmuş, fakat tarım alanlardaki artış buna cevap verememişti. Bu nüfus artışı Anadolu’da yersiz yurtsuz bir kalabalığın meydana gelmesine yol açtı. Toprakların yetmemesi sonucu çiftbozan olan bu gruplar için devlet ve beylerin kapısında “kapı halkı” olmak tek çıkar yoldu. Bunların bazıları sınır kalelerine azap, yeniçeri, donanmada levent ve gönüllü de olabiliyorlardı. İş bulamayıp boşta kalanlarsa “garip-yiğit” adları altında çoğunluğu teşkil ediyordu. Bunların bir kısmı medreselere giriyor, ancak çoğu istihdam edilemedikleri için imaretlerin etrafında başıboş gruplar oluşturuyorlardı. Bütün bunlar bazı sosyal karışıklıklara zemin teşkil ediyordu. [[II. Selim]] devrinde başıboş kalabalık grupların zararları yavaş yavaş görülmeye başlandı. Bunun üzerine henüz büyümemiş bu tehlikeye karşı mahallinde müdafaa tedbirleri düşünüldü. Hükumet, köylüler arasından seçilen bir yiğitbaşı ile onun idaresinde köy delikanlılarından meydana gelen otuz kırk kişilik yerel koruma birliklerinin kurulmasını teşvik etti. Köy halkı bir yiğitbaşı ve onun emrinde il erleri seçmek suretiyle bu grupların saldırılarından korunmaya çalıştı. İl erleri teşkilatı Celâli mücadelesinde önem kazandı.<ref name= "celaliler"/> Ancak daha sonraları halkın arzusu ile teşkil olunan il-erleri'nin başında bulunan yiğitbaşılar bile bölükleriyle beraber Celâlî olmaya başladılar. Mesela suhtelere karşı uzun zamandan beri yiğitbaşı olarak kendisini tanıtan Neslioğlu, bu vaziyetinden faydalanarak köylülerin başına geçmiş, [[Afyonkarahisar]] ve [[Isparta]] taraflarında en bilinen bir Celâli olmuştu. [[Kastamonu]] ve [[Çankırı]] taraflarına şöhret salan Urgancıoğlu Mehmed Pehlivan da aynı şekilde idi.<ref name= "celali">[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1017/12335.pdf Celali Fetreti, Mustafa Akdağ]</ref>