İran İslam Devrimi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k İmla, değiştirildi: hükümet → hükûmet (10) AWB ile
k imla, değiştirildi: hükümeti → hükûmeti (7)
24. satır:
1971'den beri protestoların hızı giderek artmaya başladı. Üniversite öğrencileri zamanının popüler düşüncesi olan Marksizm-Sosyalizm ile tanışmış çoğu aydın olarak kabul ettikleri Tudeh partisine katılmış ve şah aleyhine düzenlenen protestolara Komünist cepheden katılıyordu. 1979'a doğru Tahran başta olmak üzere çoğu üniversite ders programına devam edemez duruma gelmişti. Devrime Sol kanattan katılan başta Hava kuvvetleri olmak üzere ordu subayları da katılıyordu subayların çoğu Hümafer denilen yurtdışında ileri düzeyde eğitim almış dini Marksizm düşüncesini benimsemiş hava kuvvetleri pilotları idi. Bu grup Devrimin zaferine doğru Silah depolarının kapılarını halka açacak ve devrimcilerin silahlanmasını sağlayacaktı ancak devrimin zaferinin ardından birçoğu ya hapse atılacak ya da idam edilecekti. Hava kuvvetleri 1979'a doğru büyük grevlere sahne olmaya başlamıştı ve durum iyice şahın kontrolünden çıkmak üzereydi. Şah çeşitli aksiyonlarla protestocuları memnun etmeye çalıştı ancak başaramadı. Halkın kışkırtılmasında etkisi olan ana unsurlardan biri de şahın dine karşı olması ve halkı kandırmak için verdiği çabaya karşılık mollaların verdiği tepkiden ibaretti. Şah ve iktidardaki [[Rastakhiz Partisi]] özellikle köyler ve Kızların eğitimine ciddi önem veriyor ve bu durum Komünist ve Dindar kesiminin tepkisini çekiyordu. Türkiye’deki Köy Enstitülerine benzer enstitüler oluşturan Rastakhiz partisi köyleri eğitmeye ve dindar Mollaların etkisini eğitim ile azaltmaya çalışıyor ancak bu durum mollaların etkisi altında olan çocuklar ve gençlerin ebeveynlerinin tepkisini çekiyordu.
Şah 1970'lerde Amerika ile ittifak kurmuş, Ortadoğu’nun süper gücü durumuna gelmişti, İran’ın gücünün yanında seslerini çıkartamayan ezeli düşman Arap dünyası bu duruma tepkiliydi. Sol ekibi, şahı halka ait Petrol gelirinin silahlara ve Molla ekibi paranın dini değerlerin aleyhine çalışmak için turistikleşmeye harcamayla suçluyordu ancak her iki ekip de birbirini destekliyordu. 1972-76 arası İran tüm politik çalkantılara rağmen neredeyse sıfır enflasyon ile gidiyordu ve bu durum bazarileri iyice kışkırtmaya yaramıştı. (Bu durumu [[Emir Abbas Hüveyda]]'nın göstermelik mahkemede yargılanırken onu yargılayan Molla savcının usulüne uygun olmayan üslup ile suçlamasına yaptığı avukatsız savunmada cebindeki İran yapımı tükenmez kalemi çıkararak söylediği "benim dönemimin başlangıcında bu kalem 1 Riyal idi iktidarım bittiğinde de 1 Riyal idi" sözünden iyice anlaşılabilir.)
Nihayetinde 1979'da protestolar çığırından çıktı 16 Ocakta Şah Kahire'ye gitti ve 1 Şubat 1979'da İmam Humeyni İran’a döndü. İmam Humeyni'nin Air France'a ait Boenig 747'de bir gazetecinin "İran’a dönüşte ne duygunuz var?" sorusuna "Hiç" cevabı vermesiyle<ref>http://www.youtube.com/watch?v=7cLzQn3g3dM</ref> çoğu aydın onu desteklemekten vazgeçtiği iddia edilir ve birçok İslam Cumhuriyeti muhalifi hala o konuşmayı hatırlatarak İran’ın nasıl bir rejime emanet edildiğini hatırlatır. İmam Humeyni Tahrana dönüşte yaptığı ilk konuşmada "ben hükümet tayin ederim, ben yumrukla mevcut şah hükümetinin ağzına vururum" cümlesiyle Güçlü bir İslam Cumhuriyeti oluşturacağının sinyallerini vermiştir. Ancak 1 Şubat-11 Şubat arası kara kuvvetleri şaha bağlı kalarak dönemin Musaddık yanlısı liberal başbakanı [[Shapour Bakhtiar|Şapur Bahtiyar]] hükümetihükûmeti resmi hükûmet olarak kalmış, [[Mehdi Bazergan]] İmam Humeyni’nin tayin ettiği hükûmet olarak hâkim olmaya çalışmıştır. Nihayetinde 11 Şubat 1979'da [[Shapour Bakhtiyar|Şapur Bahtiyar]] istifa etmek zorunda kaldı ve üniversite yıllarını geçirdiği Fransa’ya kaçtı, 6 Ağustos 1991'de İslam Cumhuriyeti istihbarat bakanlığı ajanlarınca evinde öldürüldü. Katili halen Fransa’da hapiste bulunmaktadır.<ref>Abrahamian, İran Between Two Revolutions;1982</ref>
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=STwNHnk95tA</ref><ref>Tortured Confessions: Prisons and Public Recantations in Modern İran. University of California Press; 1 edition, 1999, ISBN 978-0-520-21866-6</ref>
 
63. satır:
 
Devrim sonucu Aydın kesim zengin kesim ile beraber yurtdışına kaçmıştır. Özellikle aydın kesimin yurtdışına kaçması Kültürel devrim ile beraber ivme kazanmıştır. Hızla Aydın ve okumuş kesimini elinden kaçıran İslam cumhuriyeti yönetimindeki İran’da bu durum defalarca meclis gündemine gelmiştir. En son 2010'da bu durumu tartışan meclise verilen raporda her gün 3 yüksek lisans/doktora sahibi gencin yurtdışına kaçtığı rapor edilmiştir. Ancak mollalar devamlı kaçışın yolunu açık bırakarak aydın kesimin muhalefet yapmasını engellemek siyasetini benimsemişlerdir. Bu durumu [[Ayetullah Humeyni]]nin devrim sonrası Liberalleri tasfiye edip şeriat benzeri hükümet kurma çabası olan kültür devrimi sırasında yaptığı konuşmadan iyice anlaşılmaktadır: "Münafıklar (aslında ilk yıllarda mollalardan olmayan herkes ancak daha sonra sadece [[Halkın Mücahitleri]]'ne verilen ad) da beyinlerin ülkeden kaçtığını iddia ediyorlar, defolsunlar gitsinler. Bu üniversiteye gitmişler, bunlar ki bilimden, kültürden, Batılı inançtan konuşuyorlar, bırakın gitsinler. Biz bu Batılı bilimi istemiyoruz. Eğer ki siz de yerinizin burası olmadığını biliyorsanız gidin, yolunuz açıktır." Durumu açıklayan bir rapor daha Kanada’dan 1999'da çıkmıştır. 1999'da Kanada kabul edilecek Göç talebi sayısını 180.000 olarak açıklamış hâlbuki sadece İran’dan 220.000 kişi göç talebinde bulunmuştur.
Yıllardır yurtdışındaki İranlıların sayısını 200.000 olduğunu iddia eden İslam cumhuriyeti hükümetihükûmeti ilk kez 2010'da dış işleri bakanının yaptığı bir konuşmadan 2 milyon kişi olduğunu kabul etmiştir ancak günümüzde bu rakamın 5milyonu aştığı ve sade [[Los Angeles]]taki İranlı popülasyonun 2 milyona aşkın olduğu iddia edilmektedir. Günümüzde bakıdan ve işsizlikten yakınan İranlı gençler iş ve özgür yaşam özlemiyle yurtdışına kaçmaktadır. Ancak İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanı [[Mahmut Ahmedinejad]] bu göçün önemsiz olduğunu ve kimsenin İran’dan kaçmak istemediğini klasik yanıltıcı konuşmalarında iddia etmiştir ancak IMF'nin raporuna göre dünyanın 91 gelişmekte olan ülkesi arasında okumuş gençlerinin göçü, en fazla İran’dan gerçekleşmektedir. [[Mahmut Ahmedinejad]] 2006'da yeni bir politika oluşturarak gözden kaçmış liberal-seküler düşüncelere sahip üniversite hocalarının tasfiyesi adlı aksiyonda birçok üniversite hocasını zorla emekli etmiş yerine devrim muhafızlarına mensup bir gecede doktora almış hocalar atamaya başlamıştır. Bu durum da kaçışların hızlanmasına neden olmuştur. [[Mahmut Ahmedinejad]] ile hız kazanan diktatörlüğün sonucu bunlarla sınırlı değil özellikle onun Cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde İslam cumhuriyeti tam anlamıyla eski günlerine geri dönmüş ve devlet mafyası hâline dönüşmüştür. Bu dönemde muhalifler eski Sovyetler gibi kaçırılıyor, belirsiz yerlerde tutuluyor kimi zaman hiçbir zaman eve geri dönmüyorlardır. Kimi zaman da işkencelere dayanan muhalifleri ailelerine zarar vererek tehditte bulunup itirafa zorlanıyorlardır. [[Mahmut Ahmedinejad]] devrim muhafızlarına mensup grubuyla birkaç kez meclisi basmış ve koruma ekibiyle konuşma yapmış meclise istediği yasaları kabul ettirmek için tehditte bulunmuştur. Ayrıca onun döneminde devrimin ilk yıllarından sonra idamlar tekrar hız kazanmış nüfusuna göre idam sayısı dünyada tekrar ilk sırada toplam idama göre ise [[Çin]]den sonra ikinci sırada yer almıştır. Onun döneminde yıllar sonra İran tekrar birleşmiş milletlerden defalarca uyarı almış, insan hakları ihlaliyle suçlanmıştır tüm ihlallere rağmen [[Ahmedinejad]] geleneksel tavrıyla [[Birleşmiş Milletler]] insan hakları konseyinde yer almak için talepte bulunmuş, bu telabei dünyada ve İran’da muhalefet tarafından geniş çaplı itirazlara sebep olmuş o da cevap olarak [[Kanada]]yı Kadın hakları ihlaliyle suçlamıştır. Aynı zamanda onun döneminde yıllar önce [[Ayetullah Humeyni]]nin en büyük arzularından olan ancak o dönemde halen az da olsa liberallerin halen gücü bulunduğu için yapamadığı kadınları iş ortamından uzaklaştırmak ve dışarıda Kara çarşaf veya Magnea denen koyu renkli türban benzeri bir örtüye örtme ve ayrıca üniversitelerde dâhil tamamıyla toplumda kadın-erkek temasını engelleme arzusunu gerçekleştirmeye yönelik girişimlerde bulunmuş muhalefet tarafından ciddi protestolara uğramıştır. Ayrıca onun döneminde birçok muhalifin uyuşturucu kaçakçısı damgasıyla idam edildiği iddia edilmektedir. Ayrıca haber kanallarının raporuna göre 2009'dan sonra patlak veren itirazlara istihbarat bakanlığı ve [[Devrim muhafızları]] birliğinin cevabı cep telefonlarında SMS servisinin kesilmesi veya GSM şebekelerinin çalışmaması, internetlerin kesilmesi, yavaşlatılması ve kimi zaman sabit telefonların da kesilmesi ile iletişimi engellemeye çalışmak olmuş ve bu durum istihbarat bakanlığının birebir Rus gizli servisi [[FSB]] ve Çin Devlet Güvenlik bakanlığı ve olağanüstü gizli ve adı dâhil duyulmamış gizli servisinin uyguladığı yöntemleri akla getirmektedir. Özellikle Mayıs 2010'da Kürtlerin yaşadığı eyaletlerde ortaya çıkan genel grevlerde, grevin yaşandığı şehirde sabit telefonlar dâhil kesilmiştir. Ayrıca Devimin ilk yıllarından beri muhalifler tutuklanmış ve hemen daima işkence tiplerinden biri ailenin tehdidi ve özellikle ailenin kız üyelerinden birinin tacize uğrayacağı olmuştur. 2010'da [[Ahmedinejad]] ile muhalefet suçuyla tutuklanan ünlü yönetmen [[Cafer Penahi]] 70 gün hükümsüz ve avukatıyla görüşmeden mahrum tutuklu tutulduktan sonra açlık grevine girmiş ve ailesinin tehditlerle karşı karşıya kaldığını o yüzden röportaj veremediklerini açıklamış ve Avukatı ve ailesiyle görüşme talebinde bulunmuştur. Yargı gücünü de bünyesinde bulunduran İslam cumhuriyeti yargıçları hemen daima İslam cumhuriyeti lehine yasal olmasa da hükümler vermekte ve devrimin ilk günlerinden sonra dâhil muhaliflerin idama götürmekteler. Bu davranış birçok kez muhalif grupların tepkisini çekmiş ve kimi zaman kabarık bir geçmişi bulunan yargıçların öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Örneğin Tahran savcı yardımcısı ve benzeri idamlar ile kabarık bir sicili olan [[Gazi Mukaddes]](Yargıç Mukaddes) 2005'te [[Majid Kavousifar]] ve Hüseyin Kavousifar adlı iki genç tarafından adliye çıkışı öldürülmüş ve Dubai'ye kaçan katiller Dubai polisi tarafından yakalanıp İslam Cumhuriyetine iade edilmiş takibinde Mahkemeye çıkarılmışlardır. Öncelikle para cezası hükmü aldırttığı için onu öldürdüklerini ifade etseler de daha sonra savcı tarafından işlemedikleri suçlar (silahlı soygun, gasp vs.) ile suçlandıklarında [[Majid Kavousifar]] şöyle demiştir:
"Ben ve arkadaşlarım zulmün kökünü kurutmaya yemin ettik"
İdam cezası cinayetin yaşandığı mahalde umum gözü önünde gerçekleşmiş Reuters muhabirinin [[Mecit Kavusifer]]in yeğeni Hüseyin'e idam ipi boynuna atılmış ve elleri arkadan bağlı güler yüzle el sallamaya çalışırken ve ardından ikisinin de cansız bedeni havada sallanırken çektiği fotoğraf "yılın fotoğrafına layık görülmüştür.<ref name="stuff.co.nz">http://www.stuff.co.nz/world/photos/3166558/Top-100-Reuters-photos-of-the-decade</ref><ref name="stuff.co.nz"/><ref>http://www.youtube.com/watch?v=DbhK2xPWH80</ref>
83. satır:
[[Dosya:Vladimir Putin in Malaysia 16-17 October 2003-6.jpg|sol|thumb|[[Muhammed Hatemi]] [[Malezya]]'da dönemin [[Rusya]] devlet başkanı [[Vladimir Putin]] ile, Ekim 2003]]
Humeyni'den sonra erki ve ekonomiye elinde bulunduran zengin zümre yurt dışına kaçmış, yabancı yatırımcılar ülkeyi terk ettirilmiştir. Küçük işletmeler ve ''"Çarşı"'' (Bazari) denilen grup yönetime hâkim olmuştur.<ref>[http://www.politikkultur.org/FileUpload/ds30106/File/İran_makale(2).pdf İran Devlet Yapılanmasında İç Dinamiklerin Etkisi ]</ref> Bankalar %100 devletleştirilmiştir.
Bu durumdan memnun olan küçük ve büyük esnaf ayrıca diğer taraftan da solcu ekip kısa sürede hüsrana uğramışlardır. Zoraki 4 Kasım 1979 tarihinde ABD büyükelçiliğini basan İslamcı/komünist grup diplomatik dokunulmazlığı bulunan Amerikalı diplomatları rehin tutarak dünya çapında ciddi bir krize neden olarak kurulan yeni rejimin güvenilmezliğine göstererek ambargoların konmasına ve daha sonra İran-Irak savaşı başlamasıyla beraber ticaretin iyice kısıtlanmasına ve birdenbire Ortadoğu’nun en zengin ülkelerinden biri olan ve ayrıca Ortadoğu’nun en özgür ve en yaşanılır ülkesi olan İran’ı borç batağında sürüklenen gereksizce 8 yıl sürecek yıprandırıcı bir savaşın ortasında bulmuşlardır. Savaşın bitiminde ise bu memnuniyetsizlik içinden çıkılmaz bir sürecin başlangıcına girmiş günümüze kadar uzanmaktadır. Özellikle [[Mahmut Ahmedinejad]]ın cumhurbaşkanı olmasıyla beraber 1979'da Ayetullah Humeyni’nin bizzat emriyle kurulan ve devrimi karşıdevrime koruma amacını güden [[Devrim Muhafızları]] ordusu kendini ülkenin yegâne gücü olarak perde arkasında da olsa ilan etmiş ve yarı devlet mafyasına dönüşerek iyice ülkeye hâkim olmuştur. Bu olay ülke genelinde önceden askeri hapishane olarak kurulan [[Devrim Muhafızları]] hapishanelerinin sivil halka açılarak muhaliflerin işkence edildiği yere dönüştürülmesine kadar gitmiştir. Devrim muhafızları bu süreç içerisinde muazzam bir yarı askeri mafyaya dönüşerek kendilerinden olmayanlara ekonomik boyutta iş şansı tanımamakta ve ülkenin ekonomik kalbini yapılanmasının ortasında tutmaktadır. Tüm sansürlere rağmen çeşitli skandalla neden olan bu süreçte [[Mahmut Ahmedinejad]] hükümetihükûmeti devlet ihalelerini dini gerekçeleri bahane göstererek tek elden [[Devrim Muhafızları]]na bağlı şirketlere devretmiş ve nadiren açılan davalar da dini lider [[Ali Hamaney|Hameney]] tarafından geri çekilmiş örtbas edilmiştir.
Aynı zamanda [[petrol]] zengini olarak tanınan ve dünyanın [[Rusya]]dan sonra en büyük ikinci [[doğal gaz]] rezervlerine sahip olan [[İran]] 1979 öncesi [[Şahlık]] rejiminde yaşadığı zengin yaşamın aksine vatandaşlarına tam bir sağlık sigortası ve emeklilik dâhil sunamamaktadır. Ülke genelinde işsizlik resmi kanallardan %12 olarak açıklanmış olsa da bu rakam [[Mahmut Ahmedinejad]] hükümetihükûmeti tarafından ücret karşılığı haftalık bir saat çalışan kişiye "Çalışan" olarak tanınarak sağlanmıştır ve gerçek rakamın %25in üzerinde olduğu söylenmektedir. Ayrıca [[Mahmut Ahmedinejad]] ikinci kez kendini cumhurbaşkanı ilan ettikten sonra Kadınları en azında devlet daireleri ve fabrikalarından çıkarmaya yönelik başlattığı çabada çeşitli senaryolar ile kadınların devlet memurluğundan çıkarılmasına yönelik çalışma başlatılmıştır. Dini ve kültürel gerekçeleri bahane göstererek kadınların evde oturarak çocukların yetişmesi için çalışması gerektiğini söyleyen Ahmedinejad ülkeyi şimdiye kadar görülmemiş bir ekonomik, siyasal ve kültürel batağa sürüklediği konuşulmaktadır. İslam devrimi sonucu devleti ve hükümetihükûmeti her ikisini birden elinde tutan rejim Petrol gelirlerinden elde edilen dövizin önemli bir kısmını [[Hamas]] gibi örgütlere devrimi ihraç etme amacıyla aktarmaktadır ve bunu da medyadan gizleme gereği dâhil duymamaktadır.
İran, Afganistan’dan Avrupa ve Amerika’ya giden uyuşturucunun 3 güzergâhından birinin başlangıç rotasıdır. Devrimden önce özellikle Gizli servis [[SAVAK]]'ın kapalı perdeler arkasında yaptığı anlaşmalar gereği uyuşturucu parselleri İran’da açılmama şartıyla İran’ı transit geçiyor özellikle [[Türkiye]] üzerinden [[Avrupa]]ya geçiyordu. Devrim ile beraber güzergâh büyük sorunlar ile karşılaştı zira güç dengeleri iyice sarsılmış yeni hükûmet bu işe pek sıcak bakmıyordu. Ancak Liberallerin tasfiyesiyle beraber para kokusuna mest olmuş mollalar hızlıca rotayı tekrar kurmuş hatta Avrupa ve Türk Mafyası uyuşturucuyu artık daha ucuza ve daha kolay temin ediyordu. Uyuşturucu işinde iyice pişen kökten dinci grup daha sonraki yıllarda yani savaş sonrası halkı uyutup muhalif gençleri güçsüz bırakma amacıyla aynı uyuşturucuyu yurt içinde büyük miktarda ve çok ucuza gençlerin ulaşabileceği şekilde el altından satmaya başlamışlardır. Günümüzde İran uyuşturucu piyasasında uyuşturucu komşu Türkiye’den onlarca kat ucuza temin edilebilmektedir. Bu durumun neticesinde Birleşmiş Milletler raporunda gençler arsında uyuşturucu kullanımının yaygınlığı açısından İran’ın dünyada ilk sırada yer aldığını rapor etmişlerdir. Muhalefetin ender olarak yaptığı konuşmalar ve çıkardığı gazetelere manşet olan bu konuda yer alan cümlelerde Ayetullah Humeyni’nin devrim sırasında şahın kardeşi [[Eşref Pahlevi]]’yi uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlamasına istinaden "o zamanlar ülkedeki az miktardaki uyuşturucu kullanımı için suçlanacak biri bulunuyordu ancak günümüzde bu rekorlar için suçlanacak hiçbir makam bulunmamaktadır" deseler de [[Mahmut Ahmedinejad]] klasik olarak onun için de batıyı ve uydu televizyonlarını suçlamıştır.<ref name="ref944" />
<ref>[[Behçet Cantürk]]'ün anıları, [[Soner Yalçın]] 7. baskı;2000 ISBN 975 - 6709 -11 -1</ref>
99. satır:
[[Dosya:Dmitry Medvedev 28 August 2008-6.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]] Rusya cumhurbaşkanı [[Dmitry Medvedev]] ile görüşürken. Ahmedinejad konuşmalarında kullandığı daima eleştirilere hedef olmuştur. Örneğin bir konuşmasında muhaliflerine hitaben şöyle demiştir: "Aydın tipine bürünürler, halbuki bir oğlak kadar bile dünyadan anlayacakları yoktur." Birçok kişi sokaklara dökülen milyonlarca İran halkının yanı sıra Ahmedinejad’ın 2. kez Cumhur Başkanı seçilmesini [[Devrim Muhafızları]]’nın bir darbesi olarak nitelendirmiş, dünyada çeşitli ülkelerin devlet başkanları onu kutlanamamıştır. Ayrıca seçimlerdeki rakipleri ve halkın büyük çoğunluğu asla sonuçları kabul etmemiştir.<ref name="youtube.com"/> |thumb|right]]
 
İslam devrimi sonucu olarak iş başına gelen ilk hükûmet liberal-İslami bir hükûmet olsa da mollaların çeşitli oyunlarıyla saf dışı bırakılan liberal kesimden kalan son yasalar ise [[Mahmut Ahmedinejad]] hükümetihükûmeti tarafından yok edilmiş, ülke diplomatları tasfiyeye edilmeye başlanmıştır. Dini lidere bağlı olamayan kimse kamu personeli olarak çalışamayacak sloganıyla harekete geçen Ahmedinejad tarafından tasfiye edilmeden önce yurtdışındaki birçok diplomat elçiliklerden kaçmış ve sığınma talebinde bulunmuştur. Haber ajanslarına verdikleri demeçlerle yankı uyandıran İran diplomatların kaçışını hiçbir zaman Ahmedinejad hükümetihükûmeti kabul etmemiştir. Dünya çapında 2009 Kasım aynında yapılan nükleer pazarlık olayı İran’ın son diplomatik çabasının yıkımı olarak kabul edilen olayda diplomatların yaptığı anlaşma dini lider tarafından protestosuyla sonuçlanmış ülke geniş çaplı bir ambargoya sürüklenmiştir. Devrim sürecinin sonucunda 1979'dan sonra ilkenin politik geçmişine bakıldığında ülke bir Ortadoğu ülkesi olarak zirveden düşüşe geçmiş teröre verdiği destekle uluslararası arenada aciz bir ülke halkının gözünde düşman olarak benimsenen, neredeyse politikacı olarak tepede bulunanların tamamı Devrim muhafızlarına mensup askerlerden oluşan karanlık geçmişlere sahip kimi zaman devletin tepesinde yer alan kişilerin isimlerinin dâhil sahte olduğu (örn. Humeyni’nin gerçek soyadı Müstafi Hashimi Rafsancani’ninki ise Behbahani olduğu ortaya çıkmıştır.) kişilerce yönetilen bir devlet durumuna gelmiştir. [[Mahmud Ahmedinejad]]ın ise devrim muhafızlarına mensup bir asker olarak İran Irak savaşında cepheye gidip gitmediği, istihbarat teşkilatına mensup olup olmadığı, yurt dışı operasyonlarda tetikçi olarak görev alıp almadığı halen meçhul olsa da bir kısmı kendi tarafından diğerleri ise istihbarat örgütleri ve muhalifler tarafından iddia edilmektedir.
 
Şu anda Ahmedinejad’ın 21 bakanından 16’sının Devrim Muhafızı askeri oldukları iddia edilse de 5'inin durumu kesindir. Savunma bakanı olarak atanan [[Ahmad Vahidi]] Arjantin'de Musevilerin derneğinde 85 kişinin ölümüne neden olan bombalama olayından zanlı olarak incelemeye alınıp mahkemede suçlu bulunmuş İnterpol tarafından kırmızı bültenle arama kararı bulunan eski devrim muhafızları yurt dışı operasyon birimi olan [[Kudüs ordusu]] komutanı. Bu olayda Vahidi ile beraber 2 kez cumhurbaşkanlığı yapmış dünyanın en zenginleri arasında çeşitli iddialar olsa da ilk 50'de bulunan [[Ali Ekber Hashimi Rafsanjani]], dönemin Dış işleri bakanı [[Ali Akbar Velayati]], İstihbarat bakanı [[Ali Fallahiyan]], Devrim muhafızları komutanı [[Mohsen Rezai]], İran Arjantin büyükelçiliği görevlileri [[Ahmad Reza Asghari]] ve [[Mohsen Rabbani]] ve bir de Hamas operasyon komutanı [[İmad Mughniyah]]'ye arama emri çıkartıldı ancak politik baskılarla beraber Cumhurbaşkanı Hashimi Rafsanjani ve dış işleri bakanı Velayati’nin arama emri kaldırılmıştır. Ancak yıllar sonra Kasım 2009'da konuyla ilgilenen Arjantin yargıçlarından Carlos M. İslam cumhuriyetiyle iş birliği yaparak söz konusu kişilerin olayla bağlantılarını kanıtlayan belgelerin gizlenmesinde ve olayın aydınlanmasını engellenmesinde rolü olduğu iddiasıyla yargılanmıştır. İran İnterpol ülkesi olmasına rağmen günümüze kadar diğer 5 kişi tutuklanamamıştır.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/story/2007/11/071107_mf_interpol.shtml</ref>